İ dildiği ve bir lâfzın kırk O mefhu- TEME A O eee İ| buat, Çekilim, ricat, Dikilitaş, abi- İİ İabrika, Kurultak irurülmaktağ, ği Karultay gibi) Devlet, oKavrağı | den | te amld snmükmimenzdi ikti knkk em âline Canlanan güzel öz Türkçe kelimeler 26 Eylül, birinci Kurultayın yıl dönümüne rastlıyor. Bu münase betle gazetelerin ilk sayıfaları yal nız Öz Türkçe olarak çıkacaktır. Benim de, bir arkadaşımla birlik- te, o gün için “savaştan barışa, İsimli bir kitap (hazırladığımız: Yazmıştım. Savaştan barışa, Ha- ber'de bir kaç ay evvel tefrika et- Üğimiz “kaybolan sevgili, roma- Binin Öz Türkçeye nakledilmişi- dir, Mevzuu milli mücadele haya - tımızdan, yeni milli ülkülerimiz- den alımıtış olan “kaybolan sevgi- > İİ, okuyucularımızın rağbetine na il olduğu için, onu, bütün eserle | Tim içinde, Öz Türkçeye naklolun mağa en lâyık addettik, Esasen, | “Kaybolan sevgili,, yi, —onu Öz | Türkçeye çevirmekte benden da - ha büyük emeği geçen— arkada- | #m Çürüksulu Mezivet Hanımla | birlikte bir sinema romanı olarak | tasarlamıştık; kanavasını da bera ! ber yapmıştık. Gene bir gün, ese - Yimizi filmde görmeği pek arzu e- deriz. Vak'ası ve - mevzvunun te- selsülü ve tezi itiberile sinemaya $ok elverişlidir karaatindeyiz. Bil hassa, “Savaştan barışa, haline geldikten sonra, sözleride - Öz , Türkçe olmuştur. 1'k Öz Türkçe roman olan “Savsştan barışa, , ©ğer, ilk Öz Türkçe film de olur - sa, bize ne mutlu! ie İTüskde İle sase abiğiyi eki: den bir mevzu seçip yazmak daha | meclisi cismani ie namzetlerini | mebil, Uğ Musevi e UYE 18 Eylül 1934 Kültür Cemiyetinin beyannamesi nasıl karşılandı “Memleketimizde Türkçe bilmiyen musevi yoktur. Birkaç gün evvel, Balatta bu- lunan Musevi Kültür Cemiyeti ta- rafmdan Türkiyede yaşamakta o- lan musevi vatandaşlara hitaben Musevilerin başka lisanla-konuşmasını çok imusevilerle görüştürdük. Mu- harririmizin görüştüğü kimseler diyorlar ki: “— İspanyol lisanından mem - bir beyanname neşredilmiş ve tek- | nun değiliz. Bu lisan bize ana ve mil museviler artık İspanyol lisa- i babalarımızdan kalmıştır. Yoksa nını bırakarak türkçe konuşmuya | çok zamanlar türkçeden başka li- davet olunmuşlardı. Bu teklifin | san konuşmuyoruz.,, musevi vatandaşlar nazarında na» Bunlar arasında Balatta De - sıl karşılandığını anlamak maksa- | mirciler çarşısmda Hayim Reofa- diyle bir muharririmizi, musevi - lerin ekserisinin meskân bulün- dukları semtlere göndererek bir- lr 0 ABE AA ALA AM erer Dinile dünya işi ayrıldı Patrik Narayan efendinin riya- seti altında toplanan Türkiye er- menileri meclisi cismanisi, Türki- | 79 ye cümhuriyetinin lâik kanunları- na tebaan cemaatin din ve dünya işlerini ayırmıya karar vermiş ve bu karardan sonra kendi kendisi- ni feshetmiştir. Cemaat mümessilleri bu kara- rı vilâyete kü, bu vaziyette, muharrir, alıştl- | yi intihabını yapacaktır. Badema Narayan efendi Patrik i Çırağın marifeti o mamış kelime kullanmamak kay.» Baik kemi de suya yazar; yahut sümlelerden istifade eder, Halbu- ki, evvelce yazılmış bir eseri Türkçeye geçirmek mevzuu bah - 8r mefhumun karşılığını arayıp | bulmak zarureti vardır. Bu sebep- le, biz de, bütün kitapta iki yüze | Yakın kelime kullanmak O mecbu- "iyetinde kaldık. Bunları bulmak için, Tarama dergisinden istifade *tik, Bazan tek kelime üzerinde Yarım saat durduğumuz oldu. Çün ü, tarama dergisinde, ayni mef - mun kırk kadar lâfızla ifade €- Ma karşılık teşkil ettiği vakidir: unları arasında en anlaşılıklı o- lanlarnı, bilhassa hem eski Türk- $* kitaplarda, hem de İstanbul dı. “ndaki millettaşlarımız arasında *a fazla kullanılanlarmı seçmek © *Bayce müşkül işti, Beğenip aldığımız kelimeler- “en bir kaç düzünesini sayalım. Acaba hoşunuza gidecek mi? Angı (anmaktan) hatıra, Bul- #u, icat, Belgi (bellemek; nışan ) işaret, nişan. > Bark, (ev, bark sözünde gecer) aile. Ba- *n (basmak, tabetmekten) mat- ie. Geygi, (giymek, geymekten) | *ibise, Güleç (gülmekten) şen. i Görele, (görmekten) manzara. İ- , (inanmaktan) şayanı iti - Mat. İşkil, Çişkillenmekten ve bazı İN brmeşellerden) ““vakiim. “ Eşlik, kavramakta) kabza.Mez (meze aklınızda kalsın) keyif. Okuş güzel kelime) kitap. Öğmek üremek olsun da öğmek niçin Sema ?> methetmek. Öden, (öde Cin mükâfat. O Süngüşme ,, Ggüden) muharebe, San (adr İ hş larla w nn T ili değil! derler) sıfat. Sa») © olmak -srfatiyle yetme din-işlerile. uğraşacak, mektepleri, yetimha- nelerin, haitanelerin.. ilâh.. idare- si meclisi cismaniye ait olacak ve meclisi cismani'ye (aralarından > solunca, iş haşkalaşır. O zaman, | seçtikleri bir reis riyaset edecek » tir. Ankaraya gittiler Umüm ticaret müdürü İsmail Hakkr ve yüksek iktisat ve tica » ret mektebi müdiri Nihat beyler, yapılmakta olan yeni program ü» zerinde vekâletle temasta bulun * mak üzere Ankaraya gitmişlerdir. amaaan rana aa a naka (sanmaktan) hurafe, Tura - lamak (halkçılık devrinde, her kimse kendi âleminin padişah; dır!) İmzalamak, (Maamafih, tu- ra, eskiden, padişahlar devrinde de imza mânasma gelirmiş!) O U- lak (el ulağı diye ahretliğe, yani, hizmet için el altında bulunduru- lana derler) ömirber. Ulaşıklık, irtibat, Üren, nesil, Üslük (üste giyilen) pardösü. Yoru (hayra, şerre yormak) mana. Yaldıran (Osmanlıcada tam karşılığı yok - tu) merdiven başı; Yağı (Türk, ekseriya, düşmanlarını tabanları yağlamış vaziyette gördüğü için olacak!) düşman. Yolak (hayatta seçilen yol manasına) meslek. Yancık, cep. Yepermek (Yel ye İ perek yelken kürek! derler.) telâş etmek. Bu fevkalâde güzel kelimelerin hiç biri bizim tarafımızdan uydu- rulmamıştır. Cümlesi, (İstanbul Türkçesi dışımda yaşamaktadır- | lar, Yazı Türkçesine de elbet gire” ceklerdir. Bunların daha nice niceleri var,,. Fakat, hepsini buraya sıra- Isrsam, sonra, merak edip te “Sa- yaştan barışa,, yı almazsınız... (VAN ni efendi ezcümle demiştir ki: “-— Ben İspanyol lisanına Türk lisanını tercih ederim. Türkçeyi noksansız görüşürüm. Tanıdığım kimselerle akraba ve taalükatım türkçe bilirler ve ekser zamanlar türkçe konuşurlar, Şu; hale göre memleketi mizde türkçe bilmiyen musevi ktur, diyebilirim, Her köşesin - de türkçe konuşulan memleketi - a 018804 AU a a0 000 BNA KENE Otomobil çaptı Şoför Alinin idaresindeki oto- Sultanahmette oturan Nu- kolay ve kaçamaklı olacaktı. Çün-| vermişlerdir. Cemaat yakında ye- | ri efendiye çarparak yaralamış, şoför yakalanmıştır. İ“Fenarih “Yildir > caddesinde şekerci Fikri efendinin çırağı Ali çekmeceden kırk lira çalarak ka - çarken yakalanmıştır. “ Buda başksı Aksarayda, pazar mahallinde kasap Cemil efendinin dükkânın- dan 11 yaşlarında kadar bir ço - cuk dün (6) lira çalmışsa da ya * kalanmıştır. Arkasından vurdu Kalyoncuda amelelik yapan A- liyi kavga neticesi biçakla arka - smidan yaralıyan Cafer yakalan - mıştır. “Kalp para Karagümrükte Tercüman Yu - nus sokağında oturan Muammer efendinin dün tramvayda verdiği on kuruş paranın kalp olduğu an- laşılmış, Muammer efendi yakala” narak tahkikata başlanmıştır. Çamlık yandı Büyükadada Ayanikolada bir buçuk dönüm kadar çamlık yan - mış ve daha fazla yanmasına mey dan verilmeden söndürülmüştür. — —p——- Üniversitede kâyıt başladı Bugünden itibaren üniversite- ye talebe kayıt ve kabulüne baş - lanacaktır, Kayıt, fakülte dekan- liklarınca değil, üniversite rektör- lüğü tarafından yapılacaktır. Üni versiteye talebe kaydı 15 teşrinie- velde nihayet bulacaktır. Sokakların tamiri Bazı belediye şubelerinin ken di mıntakalarr dahilindeki sokak tamiratını henüz bitirmedikleri nazarı dikkati celbetmiştir. Belediye, havalar tamamen bo» zulmadan evvel tamiratın bitiril - mesini alâkadarlara tebliğ etmiş- muvafık bulmam.,, mizde biz museyilerin başka li- sanla konuşmasını o bende hiç doğru bulmam. Bundan maada Balatta, kara- kol karşısında Samoel Benso e» fendi ve karısı da şunları söyle- mektedirler: “— Biz karı koca hiç musevi> ce görüşmeyiz, sözlerimiz daima türkçedir. Görüyorsunuz-ki türk » çeyi daha iyi görüşüyoruz. Bizim kültür cemiyetimizin bu hususta - ki teşebbüsü çok iyi oldu. üs 0 BAP EE a e re ae şak Mas BeAAI Yumurta ihracatı kolaylaştı İspanya hükümeti yumurta it- halâtındaki müşkülâti kaldırmış - tır, Yeni kontenjan listesinde Mr- sır ve Suriye için mübim yer ay » rılmıştır. Alâkadar tüccarlar Tür- kofise İspanyanm Türkiye piya - sasına kârçı alacakları vaziyet hakkında müracaatlarda bulun muşlardır. Türkiye ile İspanya arasında münasebet fazlalaşırsa, Türkiye limanları ile İspanya Timanları a- rasında muntazam seferler tertip olunacaktır. Ağ İŞİ 055 e irad, Hamidiye suyu Bebeğe indirilecek Hamidiye suyu az bir masrafla Kuruçeşmeden borular vasıtasiy- le Arnavutköyüne indirilecektir. İnşaat, halkın da yardımı ile yakında başlıyacak ve Hamidiye suyu Arnavutköyüne indirildikten sonra Bebeğe kadar uzatılacaktır. Bu tesisat iki köy halkının bütün su ihtiyacını temin, edecektir. kadi Mürettiplerin toplantısı Mürettipler Cemiyeti dünde heyeti umumiye içtimar aktede * memiş; yalnız idare heyeti toplar narak cemiyetin vaziyeti etrafın da konuşmuştur. Neticede ay ba- şına kadar cemiyet için bir bina bulunmaşına ve bundan sonra fev kalâde bir heyeti umumiye. içli - ma yapılmasma karar vermiştir. ei Bir tram vay yoldan çıktı Dün Sirkecide bir tramvay mâ- kasınm bozukluğu yüzünden bir bâdise olmuştur. i Sirkecide, şimendifer istasyo - nunun çıkış kapısı önündeki ma- kastan, Şişli - Sirkeci seferini ya- pan 193 numaralı birinci mevki a- raba geçmekteykön birdenbire yoldan çikmışlır. Arabayı idare eden vatman Rüstem efendi iyi bir manevra ile arabayş durdurmuş ve tramvayın devrilmesine mâni olmuştur. Bu yüzden yarım saat kadar müna - kalât geriye kalmıştır. igne Remzi Saka Bey İktisat Vekâleti Şirketler. mü- diri Remzi Saka bey Ankaradan sehrimize gelmistir. Manaböin SIYASET Birleşik Amerikada zenciler | “İl Corriere della Sera” yazıyor: Amerikada iş sahasında Zencilerin mevkileri oldukça enteresandır. Zenciler son zamanlarda, yalnız ziraat sahasındaki meşguliyetleriyle kal- müyorlar; syni zamanda, Amerikanm ruhi ve içtimini hayatında mühim bir mevki kazanmışlardır. Amerikada Zenciler günden güne çoğalmakta ve beyazlar da azalmak tadır. Amerikada Zenci esirlerin ticareti kaldırılmış ise de buna dair bazı eser. lere tesadüf edilmektedir. Madunluk mevkii zaman ile ortâdan tamamiyle kalkacaktır. Amerikanin zirai vaziyeti Zendi - lerin elinde bulunmaktadır. Zencilerin üçte ikisi ziraat ile meşğuldür. Pa » muğun yüzde otuz yedisi, buğdayın yüzde yirmisi ve patatesin yüzde on altısı Zenciler tarafından istihsal edil- mektedir. Birleşik Amerika devletleri idare - sinde Zencilerin intihap hakkı yok - tur. Buna kanunu esasi manilir. Son zamanlara kadar Zencilerin o intihap hakkı Birleşik Amerika hükümetleri » nin fırkaları arasmda bir prensip me- selesi teşkil edemezdi. Bugün bu hak, bir fırkanın esas prensipi (o olmuştur. Zenciler Cümhuriyet fırkasma daya nıyorlar ve bu fırka Zencilerin müda- fi vaziyetindedir. Zencilerin . liderleri de vardır ve programları tesbit edilmiştir. Meşhur Zenci (o Boöker, Umumi harp esnasında münevver zenciler ta- rafından bir fırka teşkil etmiştir. Bu fırkanın biderleri büyük bir şöhret ka- zanmışlardır. Amerikada bu gibi Zen- çi liderler, modern Zenci adını almış” lardır, Bu İiderler yalnız intihap hakkı için çalışmıyorlar; Zenci ıriemın kıymet ve kudretini, iştimsi ve beynelmilel ba » © kımdan İspat etmek istiyorlar. i Amerikadaki Zencilerin beyazlar « dan tecrit edilmesi büyük bir hata ol- müşter. Bu tecrit, bir cinsin, şuurlu bir cinsin husule gelmesine hizmet et- miştir; Zenciler müttefik ve müttehit bir unsur olmuştur. Esaretin ilgası ilân edildiği sene içinde Zencilerin yalnız bir kilisesi var. dı. Amerikadaki Zenciler bugün kırk bir kiliseye maliktirler. o Bu kiliselerin beş (o milyon müntesibi mevcuttur. 1684 senesinde bir Zenci doktor var- dı, Bugün beş bin Zenci doktor mev- cuttur, Bunlar zenciler arasında dok- torluk işlerini görmektedirler. Zencilerin yirmi o sekiz sigorta ve kredi şirketleri yardır, Yetmiş beş bin kadar umumi müesseseleri her köşeye yayılmıştır. Bundan manda Zencilerin dört yüz gazetesi, otuz mecmuası ve yirmi fenni ve mesleki neşriyatı mev- cuttir. Birleşik Amerikadaki — Zencilerin adedi. on iki milyondur, Beyazlarn karşısında müttefik ve müttehit, âde- ta tek bir adam gibi bulunuyorlar. Fabrika sahipleri Zenci ameleleri istihdam elmeğe mecbur oluyorlar. 1915 senesindenberi bir milyon Zenci amele maden kömür ocaklarında, Det- riot, İllincis, Nest, Virginia, Chicago, Pittüsburg fabrikalarında çalışmakta « dırlar. Fabrikatörler Zenci ameleler - den azami surette istifade ediyorlar, Amerikalıların mütefekkir adamla- rı Zencilerin terakkisine taraftardır - lar. gazetesi Iş kanunu İktısat Vekâleti İş bürosu tara- fmdan yeni Iş Kanunu Jâyihasr tetkik edilmektedir. Bu arada A- merikadaki son İş Kanunu ile dev letin patron ve amele ihtilâflarıma olan müdahalesi hakkında çı - kan nizamnameler de gözden ge- girilmektedir. Muhtelif iş mıntakalarmdaki amele ücretlerinin miktarmı gös- teren bir de istatistik tanzim edi-