Pu 6 n Hitler E Bir nutuk söyledi; Temizlik yapacak Berlin, 8 (A. A.) — M. Hitler Nurenberg'te neşrettiği yeni bir beyannamede ilerde başlıca vazi fesinin fırkayı ve teşkilâtlarını te mizlemek olduğunu bildirmiştir Şimdiye kadar yapılan tensi - katta iki buçuk milyon olan fır- ka imzası 700.000 e indirilmiştir Bilhassa eski komünist âza fırka ve teşkilâtlarından - uzaklastırıl - | mıştır. silâh satışı ne zaman artar (Baş tarafı 1 incide) mitesinin aylardanberi peşinde ol duğu bir meseleydi; henüz ifşa e- dilmiş bulunuyor. Direktör, Vikers kumpanyası- nın, Britanyada ve Avrupanın di- ğer taraflarında yaptığı her iş üze rinden bu Amerikan kumpanya - ama yüzde verildiğini söylemiştir. “Aralarında, bir mukavele olduğu anlaşılmaktadır. Bu mukaveleye göre, Vikers kumpanyasının yap- tığı gemilerin hasılatmdan, Ame- rikan şirketine verilecekti. Bu su - retle, Vikers şirketi, Britanya, Ka “mada, İrlanda, Hindistan havali- sinde iş görmeğe hak ve muhtari- yet kazanıyordu. Buna mukabil, şimdi Amerika hükümetine üç tahtelbahir de yap makta olan Amerikan şirketi, Kü- bada, Birleşik Amerika hükümet- lerinin kontrolü altındaki bütün sahada tek başına iş görmekteydi. Komite âzası, direktörden Sir Bazil Zaharofun ba içiçerisinde - ki ehemmiyetinin derecesini öğ- renmek istemiştir. Direktör: — Büyüktür, cevabını vermiş- tir. Geçen gün hayatından bahsetti- Bgimiz Sir Bazil Zaharof, ötedenbe ri bu silâh meyaneciliğini yapmak la şöhret almış “esrarengiz,, sayı- kan bir adamdır. 1919 la 1930 senesi arasında İspanya hükümeti için ısmarlıya- cağı tahtelbahirleri, - Amerikan şirketine ısmarlatmak için çok uğ- raştığı ve nihayet yüzde beş — ko- misyonu da elde ederek buna mu- vaffak olduğu anlatılmıştır. Teftiş komitesi âzasından Sena tör Bon, Bazil Zaharofun bir çok diğer hükümetler gibi — İspanya hükümeti nezdinde de tesiri oldu- ğuna,, işaret etmiştir. Bu sırada Zaharofun “13 Şu- bat 1923,, tarihli bir mektubu oku nulmuştur. Burada, Bazil Zaha - rof “321,497 peçetalık (İspanya parası) çeki aldığını ve bununla lâzım geleni yapmakta olduğu- nu,, yazmaktadır. Amerika kumpanyası direktö- rü, işin içinde rüşvet olduğunu in- - kâr etmiştir. Zaharofun, belki, al- dığı bütün paraları kendi kesesi- ne attığını söylemiştir . Kumpanya azasından bir diğer Senatör, Sir Çarls Greyvinden Amerika kumpanyası direktörü - ne gelen bir mektubu okumuştur. Bu mektupat da sulhü idameye çalışan Milletler cemiyetiyle istih- za manaşrt çıkarılacak bir cümle vardır. Sir Çarls Greyvin, Vikers kum- panyası direktörlerinden biridir, Amerika kımpanaysı direktörü İngiliz şirketiyle aralarında olan bu anlaşmadan İngiliz hükümeti- nin l:;beri olmadığını söylemiştir. Halit Efendiyi öldürdü Dün Topkapı - la bir facia ol - <4uş, tapu me- murlarından Ha- lit Efendi elek - trik cereyanmın çarpması netice- sinde ölmüştür: Topkapıda ©- luran — İstanbul Cereyandenm tapu- memurla- Ölen Halit Ef,rından Halit E- | fendi dün zevcesi Fahriye Hanım la birlikte 'Topkapı haricindeki | bağlara gitmiş ve öğleye doğru e- vine dönmüştür. Halit Efendinin evinde elektrik tesisatı vardır. Bufunla beraber Halit Efendi tesisatın bir yerine taktığı kordonla cereyan almıştır. Bu kordon hayli uzundur ve ap- tesaneye kadar — uzanmaktadır. Kordondaki tellerden biri çıktığı için Halit Efendi dün evine dö- nünce bu teli koparmak istemiş, zevcesine: çekeyim, Teli koparayım demiş- se de zevcesi Fahriye Hanım bu işin tehlikeli olduğu cevabını ver- miştir, Halit Efendi: — Tehlike bunun neresinde ya- hu! diyerek eline bir kerpeten al- mış, teli tutarak koparmışsa — da bu sırada cereyan çarpmış ve ken- disi yere baygın bir halde — yıkıl- mıştır. N Doktor çağrılmış, şırınga yapıl- mış, fakat Halit Efendiyi ölüm- den kurtarmak kabil olamamıştır. deki Armutlu kaplıcalarının Ma - liye Vekâletince istimlâki karar- laşmıştır. Maliye Vekâleti bu hu - susta tetkikata başlamıştır. Haberlerimiz doğrudur. Ankara, 8 (Husust, Telefon- la) — İki gün evvel verdiğim ha- berler Hâkimiyeti Milliye gazete- sinit bugünkü nüshasında teyit e- dilmektedir. Ayasofya camii — ta- mamen müze haline ifrağ edile- cek ve İstanbul şehrinin müzesi olacaktır. Sultan Ahmet camij de kütüphane yapılacaktır. Maarif müdürleri arasında Ankara, 8 (Hususi, Telefon- la) — Maarif müdürlükleri ara- sında yeniden bazı değişiklikler yapılacaktır. Değişiklik listesi Ey- Tâl nihayetinde kat'iyyet kesbe- decektir. Maliye meslek mektebine girecekler Ankara, 8 (Hususi, Telefon - la) — Maliye Meslek Mektebine girmek için Vilâyetlerde yapılan imtihan evrakları gelmiş ve tetki- ke başlanmıştır. Kazananlar Ey- lâl sonuna doğru ilân edilecektir. Ankarada iİntihap faaliyeti Ankara, 8 (Hususi, Telefon- la) — Belediye intihap encümeni defterlerin tetkiki ile meşguldür. Defterler 15 Eylülde asılacaktır. Sonra daha meraklı bir safhaya geçilerek, Amerika silâh kumpan- yası direktöründen şu sorulmuş - tur: — Silâhsızlanma — konferansı faaliyeti tavsayınca, silâh satışm- da bir artma görülüyor muydu? — Ona şüphe mi var?. Vikers kumpanyası direktörü, miştir. » ”— 5 Ankara telefonu HABER — Akşam Postası ektrîlffereyam Her parçası ayrı bir heyecanla okunacak macera, kıskançlık, kuvvet, aşk ve seyahat romanı ASLANLI HÜKÜMDAR SÜLEYMANIN OĞLU; Süleyman su şırıltılarının daha kuvvetli işitilmesine bakarak, Sul- tanın nehir kenarına doğru gitti- ğini anlıyordu. Filhakika hemen ağaçları ta- kip eden sık sazlardan sonra nis- beten kayalık bir yere gelmişler- di,Nehir, gözlerinin önünde boylu boyunca uzanıyor, keskin güneş ışığının altında yanıyordu. Süleyman birdenbire biraz ev- vel geçtiği sazlığın bundan on gün evvel bıraktıkları yer olması ihti- mali karşısında irkildi. O halde on gün, on uzun gün | nerelerde dolaşmışlardı. Nasıl ©- — Sen bir ucundan tut. Ben | luyordu da hâlâ aynı yerde bulu- nuyorlardı. Yollarını mı şaşırmış- lardı? ——— Şahadetnamenin .yöl yaptığı (Baş tatafı 1 incide) ki mezunumuz - olduğundan emin olmağı tercih ederiz. Biz memleketin iki büyük der- di olduğunu biliriz. Bu dertlerden biri okumadan şehadetname al - mak, ikincisi şehadetnameden sonra kitabr kapamaktır. O kadar ki damgalı şehadetnamenin ara - | mızda neye delâl, Tr olarak sorulabilir. Bu iki dert kolaylıkla ortadan kalkabilir. Okuyan ve — bilenlere şehadetname vermekle bir, liyaka ti mütemadiyen imtihan altında bulundurmakla iki, bir genç ilti « maş ile mühendis şehadetnamesi alabilir. Fakat — şehadetnamenin | yol yaptığı görülmemiştir. Bundan | başka her günkü fen terakkilerini takip etmiyen mühendisin elinde- ki şehadetname de bir müddet sonra bütün kıymetini kaybetmiş olabilir. Bir yol mühendisi kendi- sine vazife verildiği vakit en son usullerle yolu yapan mütehassıs demektir. Sovyetler beş senelik plâna başladıktan bir müddet sonra, is- tatistik cetvellerinde rekor kazan- mak hevesinde olanların bizzat davayı ne kadar aksatmış olduğu- nu görmüşlerdir. Bugün Rusyada işitilen tek ses şudur: Kalite, Fakat bilmiyen mektep mezu- nu, islemiyen traktör gibi değil - dir. O, ölünceye kadar şehadetna- mesini tasdik etmiş olan devletten hak istiyen, haykırıp bağıran bir mazlumdur. İşe yaramıyan trak - tör bir köşeye atılabilir. Bir şeha- detnamenin işe yaramadığı ne kendisine hatta ne de baskalarma kabul ettirilemez. İdarede iltimas ve inhisar vardır. Kimsesizler $0- kağa atılmaktadır. | İmtihanlardan alman fena ne- ticelerden en az mes'ul olanların talebeler olduğunu da söylemek lâzımgelir. Hesap bilmiven genc lisenin son sımıfına kadâr — nasıl Hkanlı, üniversitenin son sınıfla - rma kadar nasıl cıkabildi?. Eğer iği V_!ğqı“düromiyocık olanların imaret o z l Tefrika No, 29 Öyle olduğu muhakkaktı. O- halde köpek kendisini buraya ni- çin sürüklemişti, Yoksa Yavuzun kokusunu mu almış, onun nerde olduğunu keşf mi etmişti? Timsahların bulunduğu yer, beş yüz metreden daha uzaktı. Önden giden görünmez - olmuştu. Âz sonra ağzında bir gömlek par- çasiyla çıkağgeldi. Süleyman bu gömlek parçasını büyük bir heyecanla ağzımdan çekti ve yokladı. Hayır bu Yavuzun değildi. Mo- risin gömleğini hatırlatıyordu. Morisi gömdükleri nehir kena- rıma koştu. Toprakları kazınmıştı. Ceşedinden hiç bir eser göremedi. terbiye sistemini o koymuştur, ne imtihan ıslahatını o yapmıştır. Ne de hocasımı o tayin etmiştir. Şehadetnameden evvel ve şe - hadetnameden sonra liyakat, mek tepte ve mektepten sonra müte - madi imtihan, serbest iş bunu ya- pıyor. Devlet de bunu yapacaktır. Devlet, serbest işe kendini kabul y tır. Davanım şehadetnameve ka - dar olan kısmı maarif vekâleti » nin. sehadetnamerlen sonraki kıs- mı her ferdin kendi mes'uliyeti al- tındadır. Ispanyada Yeniden grev başlıyacak Madrit, 8 (A. A:) — Umumi grev 22/4/34 te olduğu gibi ve ayni şeraitle yarın ilân olunacak- tır, Tren kazası (Baş tarafı 1 incide) içe girmişler, parçalanmışlardır. Dört hattm üzeri tahta ve demrile doludur. Lotdra, 7 (ALA.) — Glasgov tren kazasımnda yaralanan iki ka- dım, yaralarınım tesiriyle ölmüş - lerdir. Bu suretle ölenlerin sayısı beş olmuştur. Beyoğlu Birinci sulh hukuk hâ- kimliğinedn: Osep Serkiş efendinin Nişanta- şında Teşvikiyede Dergâh soka - ğgmda 70 No. da oturna Şoför Kâ- zım efendi aleyhine ikame eyle « diği alacak davasınım 5/7/934 ta- rihli celsei muhakemesinde müd- del senet ibraz ve istiskap yapıl- diğimi — ve davanım sön safhaya geldiğini ve gıyap kraarı tebliği - geldiği ve gıyap kararı - tebliğini talep etmiş ve ol suretle gı - yap kararının — ilânen tebliği- ne ve muhakemenin 15/9/934 sa- Direktör şöyle cevap vermiştir: | çelebildi?. Coğrafya bilmiyen de- | at 14 e talikine karar verilmiş ol- makla ilân tarihinden itibaren 5 gün zarfında itiraz etmediği tak - Amerikan şirketiyle olan bu an - | bu genç, mahvolup giden en gü - | dirde mumailevhin tonkakemeave laşmalarından İngiliz hükümeti - | zel çağının hesabmr sormağa Kal- | kabul olunmrvacağı tebli? maka- nin malümattar olduğunu söyle * | kışırsa, “mazur görülmelidir. Ne | mma kaim olmak üzere #löxm olu. - (3040) 8 Eylil 1934 Yazan: Rıza Ne olabilirdi? Nereye gidebi- lirdi? Azsonra sahile daha yakın yerde insan kemiklerine tesadüf edince meseleyi kolaylıkla anladı. Onlar, hiç düşünmiyerek timsah- larm istediklerini yapmışlar ve cesedi toprakla örtmüşlerdi. Süleyman çok zaman, timsah kralı Rober Düpon dan, timsahla- rın bir âdetini dinlemişti. Timsahlar, ele geçirdikleri ölü- lerini öldürdükten sonra toprağa gömerler ve orada çürüttükten sonra yerlermiş. Buraya bir ceset gömüldüğünün farkına yararak çıkarıp yemiş olacaklardı. İşte, zavallr Morisin elbiseleri, parça parça, şurada burada, da- gılmış bir halde duruyordu. Sif- leyman Cober Dupon'un gene hi- kâyeleri arasında: — Bazı seyyahlar, timsahların bu âdetini bildikleri için kendile- rini ölmüş gibi gösterirler ve tim- sah kendilerini toprakla örtı“îp K z sonra da — üzerlerini Mwıkıç;flu ve muhakkak bir ölümden kurtulurlar. Dediğini hatırlryordu. Hattâ ona: — Niçin? Diye bir sual sormuş, o dat — Timsah taze eti güç hazme - der, demişti. Süleyman, Yavuzunu hatırladı: — Zavallı Yavuz, dedi, çok za- man Roberden dinlediğin bu hi- kâyeyi tatbik etmeğe imkân bu- lamamış olacaksın. N E Bir an içinde gene teessürlerin en acısına gömülmüştü. İ Yavuzunu düşünüyordu ve bel- — ki, onu bulabilirim ümidiyle etra- fını araştırıyordu. ; Az sonra Sultan, gene ağzında, — yeşil bir çuha parçasıyla geldi. Sü- leyman, daha uzaktan kumaşın — rengini görür görmez, bir çılgm gibi atıldı. Bu Yavuzunun ceke“ tinden bir parçaydı. Demek - Sul: — Siy “unüğ “Mıtnumna ep Nuo USİ — olmazsa, son defa olarak, ölüsünü görecekti. Gözleri ıslandı. Köpek, çuhay? aldığı yere koştu ve orada bekler di. Süleyman orada daha bir ka$ — kumaş parçasından ve eşilmiş toP” raktan başka hiç bir şey bulama” dı. Yavuzun da; Morisin uğradığ! âkibetle karşılaştığına — hükmettİ ve daha fazla bekliyemeden uzak” laştı. ü Süleyman, arkadaşının yanım? gelirken ıslak gözlerini silmiş ** kederini gizlemeğe çalışmıştı- Blanşla, Hergül kendisini liyorlardı: — Nerede kaldın Süleyman ** kaldı seni aramağa geli: s