1 Eylül 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

1 Eylül 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

L Çeşmemeydanı Gençli Bugün burada Çeşmemeydanı — Gençler Birliğinden bahsedece- d Bu birlik 1932 senesinde Çeş- memeydanında kurulmuştur. Bu - gün (215) aza; futbol, temsil ve musiki şubeleri olan bir teşekkül- dür. Futbol şubesinde 4 takıma maalik olan bu klüp bugüne kadar 48 maç yapmış ve hemeh hepsin- (de de galip gelmiştir. Son maçla- rmı geçen hafta yaparak Spor Postasr arkadaşımızın koyduğt — Empayı kazanmışlardır. Bu kupa Btadında merasimle kendilerine — Yerilecektir. K Şevki, Mehmet, Talât, Mahmut Beylerin idaresinde çalışan temsil Şubesi bugüne kadar müteaddit Müsamereler vermişlerdir. Bunlardan sonuncusu geçen Hafta pazar günü Beyoğlu Halke- vinde verdikleri gibi eylâlün ikin- © haftası gene Beyoğlu Halke- Sir : ci MA yi GÜ v yi Kitap halinde Bu eseri mutl İ7 eylül cuma günü Arnavutköy | Son sayıfada — toplamayı unutmayınız UU huT N aayyasİNİ aayagi y IK yaayıv « yyıİRMyyayayadİR li viEF 'ılîı?cıf p p) M Limon çiçeği kolonyası Litresi 100 Kuruş ” ” Mühürdar zade hanı no. 19 Şüküfe İtriyat Telefon : 23074 er birliği birinci takımı | vinde bir temsil daha verecekler- dir. 3 keman, 1 ut, 1 cümbüş, 1 ka- nun ve 3ü erkek 2 si kız olmak ü- zere beş hanendeden ibaret olan musiki şubesi genç muallimleri Kemal Beyin nezareti altında ça- lışmakta ve muntazaman müsa- mereler vermektedir. Bu teşekkül kurulduğu günden- beri semt gençlerine büyük fay- daları olmuş ve hemen bütün gün- lerini kahve köşelerinde geçiren gençleri etrafına toplamış olanla- rın fikrf ve bedeni inkişaflarına Mükemmel bir okuma salonu- her hususta hizmet etmiştir. na malik olan birlik musiki şube- nizcilik şubesi de açacaktır. Birliğe muvaffakıyetler diler- | ken şehrimizin diğer semtlerinde- ki gençlerine aralarında toplan - mayı ve böyle birlikler kurmaları- nı tavsiye ederiz. ki kuponları En Nefis Şişesiz satış fiyatı 160 . 220 ” HAZBĞLNngeyyzya UU g yrHAFİR p gg RİLDN igyygo aNÜ ö taygggya Üa gp ı imalâthanesi mım-ımA ürk edebiyatının en güzel eserlerinden biri ; Ayaşlı Ve Kiraclıarı Büyük ROMAN Yazan : M. Ş. çıktı fiatı, elli kuruş, satış yeri VAKIT yurdu aka okuyunuz! keşmemeydanı |; Gençler birliğinde sine bir caz ilâve edeceği gibi de- | Postası Her parçası ayrı bir heyecanla okunacak macera, | den alacak olursak onları şüphe- lendirebiliriz. | — Av için almış gibi yaparız. — Tecrübe edelim. — Evvelâ ben senden yüksek sesle silâhırmı istiyeyim;alıp getir. Sonra da kendininkini alırsın. — Pek âlâ.. İkisi de bir müddet sustular ve derin derin etrafı seyreder görün- düler. Neden sonra Süleymanın sesi yükseldi: — Alfret silâhı getirsene.. Şu uzakta görünen gölgeye nişan al mak istiyorum, Bir su aygırı gali- ba.. Yavuz Türkçe seslendi: hayvanı kızdırıp bizi bir tehlike - ye mi sürüklemek istiyorsun. Süleyman oldukça sert ve şim- diye kadar Yavuza karşı hiç kul- lanmadığı bir lisanla: — Sen karışma.. Elbette düşü- nürüm, dedi, Abdüssamet kayığın başından srrcraerreECENURRECECEK AYU SERLEREERE KA AA KN Tramvay biletleri (Baş tarafı 1 incide) Yedikule hattında çalışan bir biletçi bu sabah bize şunları söy-, lemiştir: “— Birçok kişi tanırım ki kat- iyyen tramvaya binmek âdetleri değildir. Bunlardan birçoğunu bu | sabah tramavyda görünce epey tu hafıma gitti.. Sordum: |— “—E, dediler, ne yapalım tram 5 vay ucuzladı. Artık bundan sonra ayakla gezmeğe elveda,,, Sonra bu sabah bilet kestiren- lerin hepsi yüzlerinde alaylı bir tebessüm taşıyorlardı. Nedense bilmem “Kes bir bilet,, derken bi- | le seslerinde öyle bir alay ve se - vinç edası vardı ki.. Bir ksımı da | yeni biletleri hatıra olarak sakla- dılar. Biz daha evvel talim ettiği- miz için hiç yanılmadık. Size asıl tuhafını söyliyeyim mi?. Sırf üc- ret ucuzladı diye tramvaya binen- ler arasında kendilerine 5 kuru - şun üstünü elli para olarak - iade ettiğimiz vakit şesıranlar ve dal- gınlıkla fazla verdiğimizi zar- dip iade etmek istiyenler de oldu. Tramvaylar diğer günlere nisbe- | ten daha kalabalık olmuştur. |- - ııugunııu Ankara telg j Avusturya ile ticaret anlaşması Ankara, 1 (Hususi, Telefon - la) — Türkiye — Avusturya ara- sında ticaret anlaşmasının esası şudur: Türkiye, Avusturyaya ve Avuz- turyadan bütün memleketlere kar şı umumiyetle tatbik edilen husu- si şeraite tâbi maddeler hariç ol- mak üzere Türkiye menşeli mah - sulâtı serbestçe Avısturyaya ithal edecektir. Buna mukabil Avustur- ya, anlaşmada tasrih edilen — bir kısım Avusturya menşeli mahsu - Tâtı serbestçe ve bir. kısmımı da | kontenjan dahilinde ithal edecek- LÜi SAD AAA DND L T ALAMLAK LA A | tir. kıskançlık, kuvvet, aşk ve seyahat romanı ASLANLI HÜKÜMDAR SÜLEYMANIN OĞLU & — Fakat silâhlarımızı şimdi- | — Baba gece silâh atılır mı, | a y Tefrika No, 22 1 ineğ y söze karıştı: — Süleyman Bey.. Bu sevda - nılmaz; civarımızda yalnız vahşi hayvanlar değil, vahşi kabileler de dolu. Bunları silâh sesile tedir- gin etmek bizim için iyi olmaz. Süleyman ısrarla: — Zararı yok, dedi. Onlarla ben başa çıkabilirim. | — Abdüssamet ayağa kalktı ve | Süleymana doğru ileriledi. — Hayır, dedi. Bunu yapamaz- sınız. n — Niçin? — Çünkü, kayığın kaptanı be- nim,. Burada ancak benim dedi- ğim yapılır. Bu kadar kişinin ha - yatından mes'ul olan benim, Süleyman Abdüssamedin — ni- yetini çok iyi anlamıştı. O, bir mesele çıkarmak istiyordu. Süleyman buna meydan memek için: — Haklısın Abdüssamet, dedi. Bir zevk için bu kadar kişinin ha- Belediye intihabı (Baş tarafı 1 İncide) Defterleri kontrol için tayin e- dilen memurlar intihap şubelerini dolaşarak ve intihap encümenle - rinin tetkikatı neticesini teftiş ile anlıyacaklar ve bu neticeye göre deftorlerin axkt gününü tayin - ve ilân edeceklerdir. — Askı gününün tayini keyfiyeti vilâyetçe tetkik olunduktan sonra verilecek direktif dairesinde def- terler bütün şubelerde ayni günde astırılacaktır. Mülhak kazalarda da defterler ayni günde askıya a - Imacaktır. n Defterlerin asılı kalacakları müddet kanunun otuz. dördüncü maddesine göre, tatil günleri ha- riç olmak üzere altı gün olarak tayin edilmiş olduğundan bu müd det sonunda defterler kaldırıla- cak ve keyfiyet ilân olunacaktır. Bu sene intihap bir günde tamam- lanacaktır. Dört sene evvel yapı - lan intihapta her kazada bir san - dik bulundurulmuüş, reyler altı gün zarfında alılmış, nısabı ekse- riyet temin edilemeyince bu müd- det uzatılmıştı. Bu sene her ma - hallede bir sandık bulunacak — ve halk reylerini kolayca atacaktır. İntihabın Teşrinievvelin hafta- sında bir Cuma günü yapılması muh!egılgiı.__ Nışanlanma (Baş tarafı 1 incide) Nişanlanma olmasına rağmen, ne zaman evlenecekleri henüz ka- rTarlaşmış değildir. Prenses Marina da İngiltereye götürülecektir ve ağlebi ihtimal izdivaç Londradaki büyük Vest- minister kilisesinde yapılacaktır Prens Corç 31 yaşındadır ve kârdeşi İngiliz veliahtı Prens dö Galle birlikte oturur. Bahriyeli alârak yetişmiştir. Fakat şimdi İngiltere hariciyesine mensuptur. Prenses Marina ise, 1906 sene- sinde Atinada doğmuştur. Simdi 28 yaşındadır ve menkâüp Prens Nikolanın üç kızından biridir. Gaye! güzel ingilizce konuşmak- tadır. ver- TT dan vazgeçiniz., Gece silâh kulla- | yatını, hakikaten tehlikeye — sok- makta mâna yok, Abdüssamet, cevap vermedi, döndü ve yerine oturdu. Bir müddet derin bir sessizlik hüküm sürdü. Yalnız, yelkene rağmen kullanılan küreklerin çı- kardığı fışıltı ve uzaktan uzağa, daha yavaş perdeden su aygırla- yının sesi işitiliyordu. Dum şehrine yaklaşmışlardı. Nerdeyse geleceklerdi. Buraya uğ ranılmadan geçilecekti. Saatin bir hayli ilerlemiş -bu- lunması, kayıktakilere tatlı bir gevşeklik getirmişti. Adeta uyku- ları gelmişti. Blanş lâkırdı söyliyecek halde değildi. Yavuz uyumak üzereydi. Kendisine hâkim olan yalnız Her- gül vardı; Süleyman bile günler- denberi insana sıkıntı. veren bu Nil yolculuğundan — yorulmuştu; gözlerini güç açık tutabiliyordu: — Hergül, dedi. Ben müthiş yorgunum. Sen daha uyumak ih - tiyacında değilsen azıcık kest're- yim. Uyumak istediğin zaman be- ni uyandır.. — Sen yat Süleyman.. Ben da- ha oturabilirim. — Dikkatli bulun.. — Üzülme.. Süleyman Hergülün şiddetli bir dirsek darbesile uyandı. An- cak bir saat sonra birdenbire u- yandırılmış olması elbette hayıra delâlet etmiyecekti. — Ne var? diye sordu. Hergül: — Dum şehrini arkada bırak - tığımız yarım saati geçmedi. Bu- radan arkamıza üç kayık takıldı. Dikkatli bakarsan onları birer gölge gibi görebilirsin. — Kayıkçı, işaret filân kullan- dı mı? — Farkında değilim. Süleyman, geriye baktı. Ör- talık aydınlanmaya yüz tutmuştu. Filhakika kendilerinden yüz met- re kadar uzakta, üç gölge, biraz dikkat edilince görülebiliyordu. Gözlerini oğuşturarak tekrar bak- tı. Hergül aldanmamıştı. Bu üç ka yık muhakkak kendilerini takip ediyordu. Bir tedbir almak lâzımdı. Sü * leyman bir an içinde kararını ver- di. Blanşla Yavuzu uyandırdı. Çengelli kemerine sustalı çakısınt — —bu âdeta büyük bir bıçaktı— taktı. Bundan, Yavuz da dahil ol- duğu halde bütün arkadaşlarında vardı. Moris'i uyandırdığı zaman, kü lağına: — Haydi bakalım, bir tecrübe fırsatı.. Demeyi de unulmadı. Süleyman bütün bunları hazır* larken kat'iyyen heyecan göster * miyordu. Kâfi derecede ve belki fazlasile sakindi. (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: