desa konsolosu mahkemede ağladı Rauf Hayri Beyin muhakemesi son safhada Odesa Başkonsolosu Rauf Hayri beyle kavas Tevfik ve mu- hacir Mehmet efendilerin muha- kemesine dün Sekizinci ihitsas mahkemesinde bakılmıştır. Evve- lâ gümrükten gelen kaçak eşya listesi okunmuş, müteakiben Ra- uf Hayri Beyin avukatı Sabri Bey müdafaasına başlamıştır. o Sabri Bey, gümrük idaresince yapılan tahkikatın gayritabii olduğunu ve vak'anın mürettep olduğunu ileri sürdü, Rauf Hayri Beyin havasiy- le imtizaç edemediği yerden ayrı- lrken eşyalarını ona göre hâzmr- İadığını, tahkikat evrakında men- eş la me eş eye 3 ylemis ve demiştir ki: çilim Mos kovada bul u sirsüş paltosu arasma gizlenmiş ve bu iş dost görünen bir düşman tarafından yapılmıştır. Geçen celselerde k: diliğinden mahkemeye müracar la bu iş hakkında malâmatı oldu- ğunu İleri süren Saim efendi, O- desa kançları Cemil beyin müek- kilim hakkımdaki ihtisasatını an- latmıya iyi bir vesile olmuştur. Müekkilim hakkında yapılan ih- barın da artık kimin tarafından olduğunu bilemem. Ne kadar ha - zindir ki, cidden iyi kalpli ve na- muslu bir adam olan Rauf Hayri bey de dostunu düşmanmı ayırt edememiştir.,, Bu smada Rauf Hayri bey ağ - lamıya başlamıştır. Sabri bey son olarak demiştir ki: — Râüf Hayri Beyin hareke - tinde kaçakçılık yoktur. Olsa, ol- sa böyana muhalif eşya zuhuru vardır ki bunun tetkiki de ihtisas mahkemelerinin haricindedir. Sabri Beyden sonra Rauf Hay- ri Beyin ikinci avukatı Adnan Bey müdafaasına başlamış, kon - solosa isnat olunan cürmün ken- disini tethiş ettiğini, bazı eşyanın denkler arasında unutulabileceği- ni, böyle bir hâdise karşısında kendisinin tuğyan eyliyeceğini, kaçakçılık sabit olursa müekkili- nin asılması lâzrmgeldiğini söyle- miştir, Bu sırada Rauf Hayri Bey kendisini tutamıyarak: “- Yaptımsa istenilen ceza a7- dır. Asmız,, demiştir. Maznun vekili müdafaasına he- yecanla devam etmiş, üç (buçuk kuruş için kendi şerefini, temsil ettiği memleketin şerefini payi - mal ettiği yolunda bir kanaat h”- e olduysa müsahede altına alı - nız. Tıbbı adliye gönderiniz. 27 serelik şerefini 27 liraya sattıy - sa bu adam delidir.,, demiştir. Rauf Hayri Bev,avukalvun hu sözünü. tekzip etmiş, kendisinin deli olmadığını söylemiştir. Bun- dan sonra kavasla muhacir Meh- met efendiler de müdafaalarmı yapmışlardır. Yarın öğleden son - ra karar bildirilecektir. Dükkanlar (Üst tarafı 1 inci sayıfada) Diğer zarar edenlerin en başın- da tütün ve gazete satanlardır. Sirkecide, köşe başındaki, tram- vay durak yerinin karşısındaki dükkânm sahibi: — Satışımız yarı yarıya düş- müştür. Zira, yarı gündüz, yarı gece satardık, Şimdi, dükkânımı- manyada reyiam (Arkası 6 ıncı sayıfada) taşıyan bir gemide iştirak etmiş- olacaklardır. Almanlar obükümetimizden gok kolaylık gördüklerini, kendi- lerine beş yüz kişi müşterek bir pasaport verildiğini söylemektedirler, Gelen telgraflara göre M. Hit- ler tayyareyle Hamburga gitmiş, tezahürlerle karşılanmıştır. Hitler Hamburg belediye salo- nunda bir nutuk söyliyerek kabi- nenin verdiği kararı, bu karar teş- kilâtı esasiyeye uygun (o olmakla beraber, milletin reyine arzetme- ği muvafık bulduğunu söylemiş - tir. * # Paris, 19 (A.A.) jansı tebliğ ediyor: M. Hitlerin nutku hakkında matbuatta kısaca mütalealar yürü- tülmektedir. Zira bu nutukta yeni bir şey bulunmamak” tadır. Petit Parisen gazetesi diyor ki: “Nutkun asıl mühim kısmı Al manyanın hukuk müsavatını yani silâhlanmayı istemeğe devam € - deceği hakkındaki cümleler ve di - ğer taraftan hiç bir harp sergüzeş - ti arzu etmediğini bildiren parça - lardır. M. Hitler ilk defa olarak harp meseleşi hakkında bu kadar sarih bir surette beyanatta bulun - mamıştır.,, Hamburg, 19 (A. A.) —M. Hitler, M. Göbbels dün akşam tayyare ile Hamburgu terektmiş- lerdir. Berlin, 19 (A, A.) — Milli sos- yalistlerin reyiâm (propagandası son haddini bulmuştur. Propagan- | da hem gözlere hem de kulağa hitap etmektedir. Propagandacı - ların zekâsı trenlerde istasyonlar- da bile kendisini göstermektedir. İ Tren ve istasyonlara büyük opar- lörler konulmuştur. Ve bu oparlör ler her defasında başka bir ifade ile halkı Hitlere rey vermeğe da- vet etmektedir. e Lokomotiflerin üzerine büyük beyaz harflerle Hitlere rey verilmesi için ibareler yazılmış ve vagonların camlarma da şeffaf propganda İevhaları konmuştur. * - Havas &- Kurultayın ikinci günü (Üst taralı 1 inci sayıfada) dil kurultayından beri, Türk dili tetkik cemiyetinin çalışmarını an- latan raporunu okudu. On dakika kadar dinlenildi. On dakika sonra başta Cumhur gene herkes yerlerini aldılar. Ve Çanakkale Mebusu Ahmet Cevat Bey, “Türk dilini, Hint — Avrupa dilleriyle karşılaştırma,, üzerinde- ki tezini okumağa başladı. Tez, dün bitmemiştir. baren tezine devam etmektedir. Ahmet Cevat Beyden sonra Ca- fer oğlu Ahmet Bey tezini okuya- caktır. zı ikiye bölüyoruz. Eşyayı ona gö- re tasnif ediyoruz. (Tahta perde yaptırıyoruz. Bir kısmı yedide, ö- bür kısmı dokuzda (kapanacak. Fekat bu da kâfi değildir.. Hulâsa, esnafın şikâyetlerini her gün yazacağız. Erken kapan- mak meselesi halledilmiş değildir. Reisi Gazi Hazretleri olmak üzere | Ahmet | Cevat Bey bugün saat 14 ten iti- | ASLANLI HÜKÜMDAR SÜLEYMANIN OĞLU için tek ve | — İyidir; arkadaştır.. Gelsin.. Bir çok şeyde bize faydası doku- nur, demişlerdi. Süleyman, Moliye ile tamamile anlaşmış, hattâ sigortadan alınan paradan da yol masrafı olarak mü him bir rakam ayrılmıştı, Esseyit Abdül Faki'ye haber gönderilmişti. Ondan esas malü- mat alınacak ve hemen iki üç gün içinde yola çıkılacaktı. Canbazhanede nesi var nesi İ yoksa toplıyacak, Moliye'nin ida reşi altında Marsilyaya hareket e- i decek vradan da Parise geçecek- lerdi. Esseyit Abdül Faki geldiği za- i man Süleyman, oğlu Yavuzla bera | berdi. Abdül Faki az çok türkçe konuşuyordu. Süleyman, aylar- danberi konuşmadığı lisanını bu adamla konuşurken büyük bir zevk duydu. Abdül Faki: — Afrikanın içlerine kadar s0- kulmak sizin için çok müşkül ola- caktır, Yollarda kolaylık görebil mek için hükümete müracaat ede- rek bir kâğıt almak icap eder. Se- yahatinizi ancak bu suretle nisbe- ten kolaylaştmabilirsiniz, dedi. — Kolayca verirler mi? — Umarım. Kaç kişi gidecek- siniz? — Altı,. » — Diğerleri de erkek mi? — Evet. Yalnız bir kadın var.. kilosu 30 kuruşa et Hâlk Alibeyköyünden ucuz et alıyor Belediye hududu dahilinde e- tin kilosu 45 — 55 kuruş arasın- dadır. Belediye hududu dışında i- se her nevi et 15-20 kuruş gibi bir farkla daha ucuza alınabil- mektedir. Bir buçuk sene evvel İ Şişlide Mecidiye köyü adeta mez- bahaya dönmüştü. Herkes oraya sap dükkânları Pendikte ve Bostancıda ite kasap lara gidip gelmek hayli masraflı olduğu için halk gidip ucuz et a- lamamaktadır. Bunu gözönüne alan açık göz- ler şimdi Ali Bey köyünde kasap dükkânları açarak koyun, inek, dana kesmeğe başlamışlardır. İ Her gün Ali Bey köyünde hayli koyun kesilmekte ve kilosu 30 kus ruşa satılmaktadır. Birçok kimse- ler cuma günleri yaya olarak Al: Bey köyüne giderek hem gezmek- te ve hem de ucuz et alıp İstanbu- la dönmektedirler. Yangınlar söndürüldü Kartalın Paşaköy, Kaymak çiftliği, Kurdoğmus hudutları i - cindeki ormanların büyük bir kıs- yanıyordu. Etraftan sev - kolunan jandarma ve köylülerin çalışmasiyle söndürülmüştür. eke ke e gidip okka, okka et alıyordu, Far | kat burası belediye hududu içine | alınınca Mecidiye köyündeki ka- | ortadan kalktı. | dükkânları doludur. Yalnız bura | Tefrika No. 9 — Ya.. — Bir mahzur mu görürsünüz?. — Evet.. Bu kadını almasanız çok isabet olur. — Niçin? yanmıza gerareresesarasaz İYazan : — Her şeyden evvel, kadın er- i keklerin tahammül edebileceği sr kımtıya baş eğemez.. — Yalnız bu kadarsa, kolay.. — Yalnız bu kadar değil.. Da ha akla gelmedik bir çok tehlike- lerle karşılaşabilirsiniz. Bu kadın size daima bir engel olacaktır. — Zararı yok.. Bir çok erkekle- re yardım edebilecek bir yaradı- lıştadır. Zannetmem.. — Fakat, kadındır. — Evet.. Kadındır. — Bu kâfi.. Abdül Fakinin dili altında, söy- lemek istediği halde cesaret ede- mediği şeyler olacaktı. Süleyma- nın bir çok israrı maalesef boşuna gitti. Abdül Faki; — Bence doğru olmaz, kadına yazık olur, maamafih siz bilirsi- niz; den başka bir şey öğreneme- di. Süleyman bu vaziyet karşısm - da Fazla israra da lüzum görmedi. Onu, nasihat için değil, bilgisine müracaat için çağırtmıştı. — Şimdi bize hangi yolu takip etmemizi tavsiye edersiniz? — Süveyş — Suvakin — Ber - ber — Hartum, Buradan sonra da Ankaradâ belediye inti- habı hazırlıkları Ankara, 18 (Hususi) — Bele: diye intihap hazırlıkları devam e- diyor. Bir eylülde intihap encü- meni teşekkül edecek ve defterle- rin tetkikine başlıyacaktır. Tetkik işleri teşrinievelin on birine kadar ikmal edilecek ve o gün intihap yapılacaktır. İntihap günü kanuni merasim- den başka hususi yahut fevkalâde merasim yapılmıyacaktır. Harbiye mektebinin yü- züncü yıldönümü Harbiye mektebi kumandanlı- ğından: 30 Ağustos 1934 perşembe gü- nü Harbiye mektebinin oyüzüncü yıl dönümü kutlulanacaktır. Müte- kait malâl zabitanın hepsinin ad - resleri bulunamadığından ayrı ay- rı davetname © gönderilmemiştir. Harbiye mektebi mezunu (malül ve mütekait zabitlerden olup da davetname gönderilmiyen zevatın yevmi mezkürda saat 15,30 da Harbiye mektebini teşrifleri rica olunur, Kıyafet: Büyük üniforma ya- hut koyu renkte sivil elbisedir. Dr. Hafız Cema! “ahili hastalıklar “#hassısı Cuma ve pazardan başka günlerde ğleden sonra #ast 2) dı © ya kadar İstanbulda Divanyolunda (118) nu- maral: hususi kabinesinde hastaları kabul eder. Muayenehane cev *': fonu: 2275 Yazlık ikametgâh telefonu Kandi" 38 — Beylerbeyi 48. Bahrel Elyat (Beyaz Nil) Orta Afrikaya ilerlersiniz.. — Bu şehirlerde bize, ihti mız olduğu zaman müracaat bileceğimiz kimse tanıyor nuz? — Size bir kaç isim verebi! ve tavsiyede bulunabilirim. 3 kimde şehir muhafızı Mümta$ vardır. Fakat şimdi kendisini da bulacağınızı zannetmem. ” sehrin sayfiyesi yerinde olan gi gattadır. Yolunuz zaten © Oor# geçecektir. Size büyük ya dokunur. Hükümetten de H muhafızı Yaver paşa hazreti bir kâğıt alırsanız müşkülâtm rısımdan fazlasını atlatmış o nuz. Yaver paşa hazretleri çok bir zattır. Zaten kendisi de av# raklıdır. — Bu hangi Yaver paşa? — Mehmet Ali pasa merh zamanında bir fırkateyn süv: di, Bundan evvel de Mısır âlâ £ hafızıydı. di — Hükümetten kâğıt ala i sak, ; — Ben size Rartumda ( fil* tüccarı Gataya bir kâğıt veri O zaten #rk sık fil avı için içeri re kadar gider. Sizi yanma alır” — Çok iyi.. Bu dam yalnı# dişi tüccarı mıdır? Abdül Faki: — Evet.. dedi ve bir tebesi den sonra: — Yanınzda kadn olduğuns” re esir tüccarlarından çekir Suvakinden (o beşliyi Hartuma ve Hartumdan ta iç lere kadar esir ticareti, fil dis! caretiyle boy ölçüşür.. — Yanımıza kadın almam zı bunun için mi tavsiye etmi niz? — Hem bu, hem buna vel bir çok seyler için.. İkisi bir müddet sustular.. pi Süleyman, mevzuu değişti! lüzumunu hissetti: gi — En çok ava nerelerde t& edebiliriz? — Her yerde. Bilhassa ye hududunda Kuva kariyesi” v | sonra Şilekadalarında, Burad# ta görmemiş ormanlar içinde gi diğiniz cins ve hşi hayvana tef” edebilirsiniz. Bilhassa, me maymunlar sayısız derecede © | tar. #* — Süveyş'ten her zaman V” bulmak kabil mi? yi — Hayır, Muntazım değil "4 rız Misir sahilindeki (Cirs#) kürt madenine su taşımak di kontratla bağlanmış bir Fri | kumpanyası vardır. Her e vi günde bir vapur harsket o © gir” Ancak burunla hareket edebi | siniz. Bu vapur da Ciddeye Oradan Suvakine kayıkla siniz, (Devami