Hangisi... n“s;:dun saat dokuzuydu. Ah- rhan bey, sokağa — çıkmak Bah; “Azırlanmıştı. Genç karısı İ De hanım ise, penbeli mavili u!hıuvıra bürünmüştü. Karşı- Valte ediyorlardı. bu aralık içeriki — odada taldı. Rahime hanım: ü âçayım, dedi. p Y1 çıktı. — Pek az sonra geri d i:l;Yü"aıı-ıı'lc bir perişanlık ifa- Unuyordu. Boğulur gibi: t Felâket... dedi. Şakire inti - elım._' 4, Sirada sigarasını yakmakta üm &L%n h met Burhan, sıçrıyarak a- Ü kal Fitdi, hhi ,_N_Feriduıı telefon etti. Hizmet- u, Stat sekizde, çıldırmış gibi h. *k haber vermiş: “Beyefendi Kardeşin, ha?... Aman ya - b n Yuruyorum, vuruyorum, ha *fendi bir türlü uyanmıyor!,, _:mi,, Eniştem karısının odası- , oyîmuş, kardeşim yatağınday- * Yanındaki masada, bir vero- Titesi duruyormuş. lmüş mü? .m:ı:llyır, çok şükür ki bir şey '“t iş... Ayni apartmanda bir ©r oturuyor. ık“ber vermiş. Adamcağız he - D telmiş &derim!,, demiş, Tabit, derhal ıl'“ gidiyorum. — Haydi, sen de hı” Beni otomobilinle oraya bı- *tamız... Ah, aman yarabbi.. W Hkin, bu hareketin sebebi Wı"_' Hiç bir şey tahmin edemiyor tün? "i VYi 4 Bir kaç zamandır gayet asa- N—durdum. Cevap venmedi. Es- " teydi ettiği vakit.. SEsrarını mı? Hangi esrarını? x Bundan sana hiç bahsetme - b Bkesten saklamaznı istemişti.. 4 * harekâtınır makul görüp gör- K Seğini bilmiyordum. — Bizzat î'ı.db hoş görmiyordum zaten... h Enin üç seneden beri bir aşk | &beti var... Fakat biz de a- x':”l")'omı ha.... Hükmetmenin Tmr şimdi xği!f*ıminıe imiş bu aşk müna- Çnlmiı Lâmi beyle... Biliyor- $ Sanım... Hani şu genç mühen- tij Haydi, hazırlandım.. Çabuk Tn ş,ıxhu sabah yapacak mühim iş- F""i Var.... Şimdiden geç kaldım. K bırakırım, Fakat ken- a çıkmam. Arkadan, he- İslefon ederim, "ıi-.lıe obil, bir kaç dakika sonra, İzedenin evine vardı. hi“ı' ime, hemşiresinin evinde K, " bir vakanm husul getirdiği K alıkla karşılaştı. Şakireyi Eâ.ı'hîüu hükmü altında göre- %dl- Lâkin, neticenin ölüm Ağını bildikleri vakit son K G sevindi. Eniştesi, sırtında t Cahlık, saç surat karmakarı- | İaRI Yazı odasına aldı. Mi Ahime,... Rahime!... diye in- Muza Pan yarabbi! Nedir bu ba- | G, Selen ... Biçare Şakire... "—“'!. nedir bu başımıza ge- iye tekrarladı. N—' &, intihar teşebbüsünün se- | & derh bir aşkta aramaması 4 Mal ilâve etti: laşılır şey değil... Şakire- Feridun koşup | “Kurtaracağımızı ü - | *i zihnen meşguldü. Bir kede- | *muh olmadığını kendisine sor- | im, Zira, bu esrarı kat'i suret- | nin bu işi yapmasına hiç bir sebep yoktu.... Her halde bir sinir buh - ranı geçirmiş olacak.... Hem, bir | kaç zamandan beri... Feridun, başmı sallıyarak: < Hayır! dedi, Siniy buhranı de ğil... Rahime, hafifçe titriyerek, en - dişeyle sordu: Öyleyse ne olması var?... Ne düşünüyorsunuz? ihtimali | Biçare adam, elemle dedi ki: Ihtimal verdiğim yok... Haki- | kati biliyorum. Ah, Rahimeciğim.. Sana her şeyi itiraf edeceğim. Böy- lelikle içimin rahatlıyacağını sa - nıyorum... Şakire, benim yüzüm - den bu meşum kararı verdi.... Ben onu aldatmak alçaklığını irtikâp ettim.. Bana bu derece âşık, sa - dık, candan bağlı olan karımı al - datmak, Düşün.., Şakire, tam ma - nasiyle bir zevcedir... Sekiz sene- lik izdivaçtan sonra, bir değişiklik aradım, yok, hayır, kabahatsiz ol- duğumu söylemek istemiyorum. E- vet, daktilolarımdan biriyle... Ser- best hareketli, çapkın bakışlı bir kızla,.. Kısacası, üç aydan beri... Bu hali, yazıhanemde öğrenenler oldu... Daktilo, gavezenin biriy - miş... Halbuki, bir ay kadar evvel de terbiyesizliğinden dolayı, di - ğer bir memuremi işinden çıkar - mıştım... Beni, Şakireye o haber vermiş.... Rahime, cidden hayret ediyor - du.... Bu maceranın şaşılmıyacak bir tek noktası yoktu: — AÂ... A.... diyip duruyordu. Feridun: — Bana lânet etmeyin... diyor - du. Zaten vicdan azabı içinde kıv- ranıyorum. Bu sabahtan beri, kendimi artık, bir cani telâkki ede ceğim.... Kadınların en harikulâ | desine istırapların bu derecesini vermek.. Onu, intihara kadar sev- ketmek.. Beni sevdiğini biliyor - dum ama, aşkımın bu — dereceyi bulduğundan haberim yoktu.... | Kendimi affettireceğim; Şakire - nin saadetini iade edeceğim. Bun - dan sonra, ona, tam manasile sa - dık kalacağım.... Ömrümün sonu - na kadar kendimi ona hasredece - ğim..... Emin ol, Rahime.... Emin ol.... Genç kadın hemşiresinin evin - | den çıkıp ta yemeğe giderken, ken di kendine şöyle düşünüyordu: A- caba bu intihara teşebbüs hâdise - sinden Ramiz Lâmi beyi haberdar | etmeli miydi? Her halde, hâdise - nin Feridun beyden dolayı olma - dığına kaildi ve hemşiresiyle âşı - kının münasebeti devam ettiğine vakıftı. Yoksa, Muammadan bir şey haber vermemesi mi lâzım ge- liyordu? Tereddüt etti! Ramiz Lâ- mii bilirdi. Adresi de kendisinde vardı, Muammer atelyesinde çalışır - ken, ihtiyar hizmetçisi, ona, Ah - met Burhan beyin zevcesi Rahime hanımın geldiğini haber — verdi. Hem şaşırmış, hem de endişeli bir halde, Muammer, genç kadına doğ ru ilerledi.. Rahime, olup bitenleri | anlattığı vakit, perişan uğradı. — Lâkin yaşıyacak... Bunu bana | temin ediyorsunuz, yaşıyacak, de- ğgil mi .diye, genç kadının elle- rine sarıldı... Bu sahneyi pek tiyatrovari bu - lan genç kadın, soğuk bir halde: — Çok şükür evet.... verdi., Nakıli: (Devamı 8 inci sayıfada) cevabmnı | (Hatice Süreyya) Kadın ve Moda | Güneş Altında Yaz mevsiminde sıhhati korumak sudeç Güneşte yanmak, — faydalı yoksa zararlı mı... Bu husustaki mü - nakaşalarda ileri sürülen menfi cihetlerin uzun boylu tetkiki - ni bir tarafa bırakarak, neticeyi tes - bit edelim. Netice itibariyle, bunun deri için hem faydalı, hem de zararlı olabileceği esasında, ekseriyetle bir - leşiliyor. Eğer mutedil tarzda hareket edilirse faydalı, iş ifrata — vardırıln zararlı! Mutedil tarzda hareket, bir takım müsbet ve | sıhhi tedbirleri gözetmek suretiyle e- | layor. Yani bütün gün güneş altında yatmamak, kızğın güneşten kaçınarak sabahtan öğleye yakın bir zamana ve ikindiden sonra akşama kadar güneş- lenmek. Güneş altında yanış sırasında ince bir örtünün siperinden isifade et- mek, deriyi hafif tertip gölğelendir - mek. Bunlardan başka, yanmadan ve- yandıktan sonra vücude iyi bir güneş kremi yahut yağı Mutedil tarzda hareket bunlar olunca, işi i ta vardırmak ta, tabil bunları yapma- sürmek.. maktır!. | Bu bahsin münakaşaları sırasında, | deriyi güneş tesiri altında bulundur- makla suni ışık tesiri altında tutmak arasındaki sıhhi fayda farkı da « tırılmış, neticede sun'i işık tesi istenildiği mekle beraber, deri üzerinde faydası mevzil kaldığı, buna mukabil tabli 1 « şığın şümullü bir fayda temin ettiği esasında durulmuştur. Fakat, güneşi tercih, yukarıda işaret ettiğimiz gibi, tidal şartiyle! Diğ £ bazan deride husule getirebileceği ka- barcıkların, kızartıların, lekelerin gi - derilmesi için, derilerin bozulmaktan kurtarılmasını düşünenlerin, her hal- de doktor tedavisine baş vurmaları lüzumunda tam fikir — birleşmesi var. Bunun ihmali zararlı olduğu ka- dar, başka yoldan giderilme çaresi a- ramak ta, boşuna uğraşmak — sayılı - güneşte yanmanın yor. Nihayet, tedbirsiz hareketle gü - neşte fazlaca yanmanın sndece deriyi bozmakla kalmayıp dahili bazı rahat- sızlıkalara sebep olacağı, yazın bu şe- kilde güneşten istifedeyi — tasarlıyan kimselerin, yiyocek, — içeceklerine de itina göstermeleri, midelerini aburcu- bur şeylerle tıkabasa doldurmamaları, bilâkis hafif tertip yey cih etmeleri, bu husustaki sıhhi tavsi- , içmeyi ter - yelerden bir ka Donuklaşan altınlar Donuklaşan altınları yeni imiş gibi parlatmak için bir parça kıma ile temizleyiniz; pırıl pırıl olur. bir hale | £ Bu yatak odası, yeni tarzda yapılmış, yeni tarzda döşenmiştir n dolap ve masa... Fazla doldurulmuş değil. O kontrol imkânını ver- | mağa müsait gen Bu oda, Alman film yıldızlarından Dolli Hazın yatak odasıdır, Sonbaharda saçlar üstünde yer tut inak üzere yapılan bir modeli. İkisi de koyu renkte çohadan, modası tesirinin devamını — gösteriyor. yaz çohadan iki dilimlik bir süs var., ve sol omuzlar Üzerinde ikişer düğme, blüzün süs kısmını tamamlıyor Bu örnekte yünlü veya pamuklu Atkılara dair Ortaya konulan modeller, örme o- larak yalnız gömlek, blüz, bere mo - delleri değildir. Örme modeller saha- | 81 daha geniş tutuluyor. Spor kıyafet- leri gündelik kıyafetler arasında şik- lığın en ziyade barizleştiği eğlenti, yafet, akşam oluş, sonbahar modası hususiyeti ola- elbiselerinde de örme rak, ileri sürülüyor. Bu arada örme atkılar da, kışa mahsus kapların ve ya- za mahsus pelerinlerin yerini tutmak üzere ortaya atılıyor. Hkbahar gibi bir intikal mevsimi olan sonbahar da, bu örme atkıların hoşa gideceği umuluyor. — Bunların beyaz ve krem renklerde düz ve ko- narları saçaklı olanları modeller ara- sında en çok göze çarpıyor. Lâkin, gene Alp dağlılarının giyinişleri ör - | nek alınarak, bu örme atkıların renk renk çiçek işlenmiş desenlileri de, modeller arasına karışıyor! ö - gUK ; Geniş bir liktedir. Perdeler, gayet hafif, ve bir bere gayet sade. Şapka tepesindeki süs, Çin Pagod süsü... Berenin tepesinde de be- Şık bir blüz Yaz — mevsi » minde ortaya ko- nulan en son mo- dellerden biri, şık bir blüz! Tpekli kumap- tan — yapılan bü blüz, beyaz renk- tedir. Omuzlar ü koltuk doğru, erinden arına aşağısından yanlara doğru sık kırmalıdır. Kolla - rı da, bu kırma - lar çepeçevre süs- lüyor. Göğüsteki boyunbağı, blâ - kumaşından yapılmıştır. Sağ manda rengin koyu olması gözetilerek, sonbaharda giyilmek için de yaka zun elverişti dir | Kenarı danteleli, beyaz tistten şık bir mendil örneği. elişi pa- Bir ucu- | nun dantele süsü müselles şekilde ve diğer üç köşeden farklı.. Bu köşeye | mendili taşıyanin âdı işlenecek! Resimdeki, yuvarlak cigara masa- ları üzerine koymağa mahsus elişi bir örtüdür. Bu örme örtünün kenarları, örnek Isfendan ağacının yaprakları | alınarak yapılmıştır. Kum renginde i- pekle örüldüğü gibi kum renginde, uçları nefti renkte de yapıl- orta yeri maktadır.