19 Ağustos 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

19 Ağustos 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

B K ... -—rm -- A _ıı—=; < aa Nsğ:'h'n saat dokuzuydu, Ah- üıq_. hlnbey, sokağa — çıkmak : R.h,.:“lrlmmıştı. Genç karısı İ € hanım ise, penbeli mavili pl::h'"lra bürünmüştü. Karşı- T Valtr ediyorlardı. M bu aralık içeriki — odada *on çaldı. Rahime hanım: Ben Acayım,, dedi. döhdün ş'lklı. Pek az sonra geri İ oı;Y“ ründe hir perişanlık ifa- t Unuyordu. Boğulur gibi: hkr Felâket... dedi. Şakire inti - &tmiş,. J 3 sirada sigarasını yakmakta Paş. , “Met Burhan, sıçrıyarak a- Pi ;:_ka!ktı ve sigarasını yere dü- u, %îiflrdeşin, ha?... Aman ya - m;ipe'îdun telefon etti. Hizmet- Üeleş Sâat sekizde, çıldırmış gibi 1 k." *€k haber vermiş: “Beyefendi %ı:; Vuruyorum, vuruyorum, ha endi bir türlü uyanmıyor!,, (Ç Miş, Eniştem karısının odası- $muş, kardeşim yatağınday- » p.l' anındaki masada, bir vero- ___!'!eıi duruyormusş. İmüş mü? Ç;mHiyîr, çok şükür ki bir şey h Tış... Ayni apartmanda bir T oturuyor. —Feridun koşup —ğaber vermiş. Adamcağız he - bi gelmiş. “Kurtaracağımızı ü - N:derim!,, demiş, Tabit, derhal a gidiyorum. — Haydi, sen de | “; Beni otomobilinle oraya bı- Sinız... Ah, aman yarabbi.. ı!: Lâkin, bu hareketin sebebi " Hiç bir şey tahmin edemiyor Nun? > Bir kaç zamandır gayet asa- ,ij.; zihnen meşguldü. Bir kede- JJV"D olmadığını kendisine sor- ! Ndm'dum. Cevap vermedi. Es- tevdi ettiği vakit.. x - Esrarını mı? Hangi esrarını? K ;ıx Bundan sana hiç bahsetme - . Zira, bu esrarı kat'i suret- L | Nıîkesten saklamamı istemişti.. harekâtını makul görüp gör- 4 “eğini bilmiyordum,. Bizzat ' hoş görmiyordum zaten... M in üç seneden beri bir aşk hh Gebeti var... Fakat biz de a- 4 '*bryoruz ha.... Hükmetmenin 1 mı şimdi?... üişiminle imiş bu aşk müna- Ç Ramiz Lâmi beyle.... Biliyor- 'Sanım.., Hani şu genç mühen- M_Hıydi. hazırlandım.. Çabuk Wn., l%:ınu sabah yapacak mühim iş- 3%3 Var.... Şimdiden geç kaldım. Ğq Piya brrakırım. Fakat ken- N,nî:lîln çıkmam. Arkadan, he- olq,:fon ederim, w'ııâ,_e obil, bir kaç dakika sonra, ıı!::et:îııa-ı'ıiı-ı; evine vardı. . Nitlı- ime, hemşiresinin evinde w kı 4 bir vakanımn husul getirdiği hkla karşılaştı. Şakireyi '&:ehirin hükmü altında göre- “İq,:“.t- Lâkin, neticenin ölüm k"—“e ğını bildikleri vakit son H! sevindi. Eniştesi, sırtında h*, lık, saç surat karmakarı- x%tı, Yazı odasına aldı. I'ai_ İ'hime.... Rahime!... diye in- Man yarabbi! Nedir bu ba- Cen:elen «« Biçare Şakire... kldm: N H?_ E'"“ı nedir bu başımıza ge- | L.L'iı:i?e tekrarladı. * H"'l intihar teşebbüsünün se- Bizli bir aşkta aramaması ilâve etti: ilır şey değil... Şakire- D erhal nin bu işi yapmasına hiç bir sebep yoktu.... Her halde bir sinir buh - ranı geçirmiş olacak.... Hem, bir kaç zamandan beri... Feridün, başımı sallıyarak: — Hayır! dedi. Sinir buhranı de ğil... Rahime, hafifçe titriyerek, en - dişeyle sordu: — Öyleyse ne olması ihtimali var?... Ne düşünüyorsunuz? Biçare adam, elemle dedi ki: — İhtimal verdiğim yok... Haki- kati biliyorum. Ah, Rahimeciğim.. Sana her şeyi itiraf edeceğim. Böy- lelikle içimin rahatlıyacağını sa - nıyorum... Şakire, benim yüzüm - den bu meşum kararı verdi.... Ben onu aldatmak alçaklığını irtikâp ettim.. Bana bu derece âşık, sa - dık, candan bağlı olan karımı al - datmak. Düşün... Şakire, tam ma - nasiyle bir zevcedir... Sekiz sene- lik izdivaçtan sonra, bir değişiklik aradım, yok, hayır, kabahatsiz ol- duğumu söylemek istemiyorum. E- vet, daktilolarımdan biriyle... Ser- best hareketli, çapkın bakışlı bir kızla,.. Kısacası, üç aydan beri... Bu hali, yazıhanemde öğrenenler oldu... Daktilo, gavezenin biriy - miş... Halbuki, bir ay kadar evvel de terbiyesizliğinden dolayı, di - ğer bir memuremi işinden çıkar - mıştım... Beni, Şakireye o haber vermiş.... Rahime, cidden hayret ediyor - du..., Bu maceranın şaşılmıyacak bir tek noktası yoktu: — Â... A.... diyip duruyordu. Feridun: — Bana lânet etmeyin... diyor - du, Zaten vicdan azabı içinde kıv- ranıyorum.... —Bu sabahtan beri, kendimi artık, bir cani telâkki ede ceğim.... Kadınların en harikulâ- desine istırapların bu derecesini vermek.. Onu, intihara kadar sev- ketmek.. Beni sevdiğini biliyor - dum ama, aşkının bu — dereceyi bulduğundan haberim yoktu.... Kendimi affettireceğim; Şakire - nin saadetini iade edeceğim. Bun - dan sonra, ona, tam manasile sa - dık kalacağım.... Ömrümün sonu - na kadar kendimi ona hasredece - ğim...., Emin ol, Rahime.... Emin ol.... Genç kadın hemşiresinin evin - den çıkıp ta yemeğe giderken, ken di kendine şöyle düşünüyordu: A- caba bu intihara teşebbüs hâdise - sinden Ramiz Lâmi beyi haberdar etmeli miydi? Her halde, hâdise - nin Feridun beyden dolayı olma - dığına kaildi ve hemşiresiyle âşı - kının münasebeti devam ettiğine vakıftı. Yoksa, Muammadan bir şey haber vermemesi mi lâzım ge- liyordu? Tereddüt etti. Ramiz Lâ- mii bilirdi. Adresi de kendisinde vardı, İ Muammer atelyesinde çalışır - ken, ihtiyar hizmetçisi, ona, Ah - met Burhan beyin zevcesi Rahime hanımın geldiğini haber — verdi. Hem şaşırmış, hem de endişeli bir halde, Muammer, genç kadına doğ ru ilerledi.. Rahime, olup bitenleri anlattığı vakit, perişan — bir hale uğradı. — Lâkin yaşıyacak... Bunu bana | temin ediyorsunuz, yaşıyacak, de- ğil mi?... .diye, genç kadının elle- rine sarıldı... Bu sahneyi pek tiyatrovari bu - lan genç kadın, soğuk bir halde: — Çok şükür evet.... — cevabmı verdi.. Nakıli: (Hatice Sürevya) (Devamı 8 inci sayıfada) Hadın (Güneş Altında Yaz mevsiminde sıhhati korumak Güneşte yanmak, faydalı mıdır, yoksa zararlı mı... Bu husustaki mü - nakaşalarda ileri sürülen müsbet ve menfi cihetlerin uzun boylu tetkiki - ni bir tarafa bırakarak, neticeyi tes - bit edelim. Netice itibariyle, bunun deri için hem faydalı, hem de zararlı olabileceği esasında, ekseriyetle bir - leşiliyor. Eğer mutedil tarzda hareket edilirse faydalı, iş ifrata vardırılırsa, zararlı! Mutedil tarzda hareket, bir takım sıhhi tedbirleri gözetmek suretiyle o- luyor. Yani bütün gün güneş altında yatmamak, kızğın güneşten kaçınarak sabahtan öğleye yakın bir zamana ve ikindiden sonra akşama kadar güneş- lenmek. Güneş altında yanış sırasında ince bir örtünün siperinden isifade et- mek, deriyi hafif tertip gölğelendir - mek. Bunlardan başka, yanmadan ve- yandıktan sonra vücude iyi bir güneş kremi yahut yağı sürmek.. Müutedil tarzda hareket bunlar olunca, işi ifra- ta vardırmak ta, tabil bunları yapma- maktır!. Bu bahsin münakaşaları srrasında, deriyi güneş tesiri altında bulundur- makla suni ışık tesiri altında tutmak | arasındaki sıhhi fayda farkı da araş - tırılmış, neticede sun'i Işık tesirinin istenildiği gibi kontrol imkânını ver- mekle beraber, deri üzerinde faydası mevzli kaldığı, buna mukabil tabil 1 « şığın şümullü bir fayda temin ettiği esasında durulmuştur. Fakat, güneşi tercih, yukarıda işaret ettiğimiz gibi, itidal şartiyle! Diğer taraftan, güneşte yanmanın bazan deride hüsule getirebileceği ka- barcıkların, kızartıların, lekelerin gi - derilmesi için, derilerin bozulmaktan kurtarılmasını düşünenlerin, her hal- de doktoör tedavisine baş vurmaları lüzumunda tam bir fikir — birleşmesi var. Bunun ihmali zararlı olduğu ka- dar, başka yoldan giderilme çaresi a- ramak ta, boşuna uğraşmak sayılı - yor. Nihayet, tedbirsiz hareketle gü - neşte fazlaca yanmanın sadece deriyi bozmakla kalmayıp dahili bazı rahat- sızlıkalara sebep olacağı, yazın bu şe- kilde güneşten istifadeyi — tasarlıyan kimselerin, yiyecek, — içeceklerine de itina göstermeleri, midelerini aburcu- bur şeylerle tıkabasa doldurmamaları, bilâkis hafif tertip yeyip içmeyi ter - cih etmeleri, bu husustaki sıhhi tavsi- yelerden bir kaçıdır! Donuklaşan altınlar Donuklaşan altınları yeni imiş gibi parlatmak için bir parça kıma ile temizleyiniz; pırıl pırıl olur. ve Moda | yaz çohadan iki dilimlik bir süs var. ve sol omuzlar üzerinde ikişer düğme, blüzün süs kısmını tamamlıyor. Bu örnekte bir blüz, yünlü veya pamuklu kumaştan yapılarak, ayni za- Atkılara dair Ortaya konulan modeller, örme ©o- larak yalnız gömlek, blüz, bere mo - delleri değildir. Örme modeller saha- sı daha geniş tutuluyor. Spor kıyafet- leri gündelik kıyafetler arasında şık- lığın en ziyade barizleştiği eğlenti, zi- yafet, akşam elbiselerinde de örme oluş, sonbahar modası hususiyeti ola- rak, ileri sürülüyor. Bu arada örme atkılar da, kışa mahsus kapların ve ya- za mahsus pelerinlerin yerini tutmak üzere ortaya atılıyor. İlkbahar gibi bir intikal mevsimi olan sonbahar da, bu örme atkıların hoşa gideceği umuluyor. — Bunların beyaz ve krem renklerde düz ve ke- narları saçaklı olanları modeller ara- sında en çok göze çarpıyor. Lâkin, gene Alp dağlılarının giyinişleri ör - nek alımarak, bu örme atkıların renk renk çiçek işlenmiş desenlileri de, modeller arasına karışıyor! Bu yatak odası, yeni tarzda yapılmış, yeni tarzda döşenmiştir. Geniş bir yatak, rahat bir koltuk, bir aynalrı dolap ve masa... Fazla doldurulmuş değil, O- danın penceresi, bol aydınlık almağa müsait genişliktedir. Perdeler, gayet hafif.. Bu oda, Alman film yıldızlarından Dolli Hazın yatak odasıdır, manda rengin koyu olması gözetilerek Sonbaharda saçlar üstünde yer tutinak üzere yapılan bir ş--k4 ve bir bere modeli. İkisi de koyu renkte çohadan, gayet sade. Şapka tepesindeki süs, Çin modası tesirinin devamını — gösteriyor. Pagod süsü... Berenin tepesinde de be- Şık bir blüz Yaz mevsi » minde ortaya ko- nular en sön mo- dellerden biri, şik bir blüz! İpekli kumaş- tan yapılan bu blüz, beyaz renk- tedir. Omuzlar ü- zerinden — koltuk altlarına — doğru, yaka aşağısından yanlara doğru sik kırmalıdır. Kolla - rı da, bu kırma - lar çepeçevre süs- lüyor. Göğüsteki boyunbağı, blü - zun — kumaşından yapılmıştır. Sağ sonbaharda giyilmek için de elverişli- dir. Kenarı elişi Jdanteleli, beyaz pa- tistten şık bir mendil örneği. Bir ucu- nun dantele süsü müselles şekilde ve diğer üç köşeden farklı.. Bu köşeye mendili taşıyanın adı işlenecek! — aT Resimdeki, yuvarlak cigara mas$a- ları üzerine koymağa mahsus elişi bir örtüdür. Bu örme örtünün kenarları, İsfendan ağacının yaprakları — örnek alınarak yapılmıştır. Kum renginde i- pekle örüldüğü gibi orta yeri kum renginde, uçları nefti renkte de yapıl- maktadır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: