azmak bilmiyen münevverler İkinci Dil Kurultayı içtima ha- deyken muhterem âzasmın dik- terine şu noktayı arzetmek is- tiyorum; Münevverlerimizin yüzde dok- san dokuzu yazı yazmasını bilmi- Yor, Mübalâğa etmiş hissini ver- Memek için binde dokuz yüz dok- San dokuzu demiyorum. Zira, ev- irde; >— Münevver diye kimleri tas" | niF ediyorsun? - sualiyle karşıla” Hcağım, Serbest meslek sahipleri, me- Murları ve liselerin yüksek smıf- *rina erişmiş talebeyi münevver üymamız lâzımgelmez mi?. İşte, bunlardan bahsediyorum: #faktefek dikkatsizlikleri nazarı Ribara almasak bile, sekiz on fa- | "$ yanlış yapmaksızın bir sayı 2 yazıyı karalamak iktidarında değildirler. İşin fecii, ekseriyet | ilmediğinin farkında değildir. | Bir Iâubaliliktir gidiyor: — Adam, sen de! Yeni harfler değil mi?.. Kolay.. Nasıl konuşur- tak öyle yazıveririz... Pek çok kimse, yeni harflerin idesi olmadığına kaildir.. Çat- r mısın, çatlatır mısm?. lin Bazıları da “fonetik,, sözünün | Yanlış bir tefsiri olarak, “Nasıl ko- | Müsursak yazarız!,, neticesine var- Mış, Fakat başka birinin üslüp hak- inda söylemiş olduğu bir vecize- Yi ben burada imlâ hakkında tek- tarlıyayrm: — Konuştuğumuz gibi yazmak, âlâ. Fakat bakalım nasıl konu- ıyoruz?. “avhai, <besriyotin konuşması Yazısından yukarı seviyede değil- ar, Bir insanım gömleğinden ceket Yakaşma doğru ilerliyen birkaç it, nezafet namına ne kadar yüz zartıcı manzara ise, bir sayıfa *İ yazısı üzerinde sıralanan birkac imlâ yanlışını da, münevverlik id- Ülasnda bulunanlar için o kadar $yıp saymak iktiza eder. Bütün Esnaf bankası meselesi etra- fındaki neşriyatı dolayısiyle “Mil- liyet,, gazetesi aleyhine belediye ile vali ve belediye reisi Muhittin Bey tarafından açılan davalara a- | it muhakemeye, İstanbul üçüncü ceza mahkemesinde dün devam €- dildi, Muhakeme, katlarının davadan vazgeçiş hak- kında salâhiyet tesbit eden vekü- letname getirmelerine ve dava e- dilenlerden Burhan Cahit Beyin de, Etem İzzet Bey gibi tarziye vermesine kalmıştı. Dünkü cel- sede, avukatları, Muhittin Be- yin bir istidasını getirdiler. Mu- hittin Bey, bu istidada Etem İzzet Beyin verdiği ( tarziyeden İ sonra, onun hakkındaki (odava- dan vazgeçildiğini bildiriyordu. MENE İLİM Artık itiraz dinlenmiyecek Perşembe günü belediye dai- mi encümeninin dükkânların ka- panması hakkında bazı kararlar davacı taraf avu- dün akşamdan itibaren tatbika başlanmıştır. Belediye, sonra ileri sürülecek herhangi bir itirazı tetkik etmiyecektir. £ Ak- şamları dükkânlar kapandıktan sonra bazı bakalların ve esnafın kepenkler altında satış yaptığı tesbit edilmiştir. Bunlar hakkında zabrt tutulmuştur. eye yama ye Buğday komisyonu toplandı Dün. Ziraat Bankasında bir buğday satış komisyonu toplan - mıştır. Komisyonda Ziraat Ban - Memleketlerde, bu, böyledir. Halbuki, bellibaşlı münevver- imiz içinde, lâtin harflerini ,Jansızca zannederek, “ou,, “eu,, şekillerini “e,, “u,, ö,, Yerine kullananlarımız bile var- ir, Yeni harfler, unvanlarmdaki eni, . sıfatma rağmen, Yenica- Mi kadar eskidi: Altı seneliktir!.. Daha şaşılacak ve (acınacak **Y: Bu son seneler yüksek mek- İplerimizden mezun olanlar ara- *mda bile ayni mikyasta hatalar Yâbmaksızım yazı yazabilenler akla gösterilerek derecede #zdır. Muhtelif vesikaları birikti- yorum, İcap edenlere gösterebi- gin, Daka da lâzımgelirse neşre- lerim, 8, ve - Ben, şu kanaatteyim: Türkçe- in bünyesindeki bariz kaideler ya cıkarılarak en güzideleri- Aa bile öğretilmek gayreti kim- Ç tarafından gösterilmediği için, “$ünkü yazı dilimiz, kaidesizlik zünden çerketçeden farksızdır. Seken, gönlünün dilediği gibi ia ve ancak binde bir kisi doğ. isleri kendiliklerinden sezerek bip, va yakım bir imlâ kullar iyor. çini Kurultayın denli mese Pükek uğraşmaktan ©” pek Mek âlküleri üni bil- gi beraber, bu ciheti de, ben, nün hesabına pek ehemmi- kası müdiri Ahsen, İstanbul Zira- at müdiri Tahsin, ve Türkofis 1s- | tanbul şubesi müdiri Cemal bey- ler hazır bulunmuşlardır. Komis- yon bankanm satınaldığı buğda - yın satış işiyle uğraşacaklır. Sl ğenilim Gürültü ile mücadele Şehrimizde gürültü ile müca - deleye devam olunmakta ve bu husustaki talimatname tatbik e - dilmektedir. N Birçok kimseler tarafından be- lediyeye sabahları rahat uyku w- yuyabildiklerinden dolayı teşek - kür mektubu gelmektedir. Bazı yük arabaları şimdiden tekerleklerine lâstik takmıya baş- lamışlardır. Dün Beyoğlunda 20 kişi hakkımda saat sekizden evvel yüksek sesle satış yaptıkları için zabıt tutulmuştur. Sünnet düğünü 23 ağustos perşembe günü ve gecesi Hilâliahmer Beyazıt şubesi tarafından yetim ve kimsesiz ço - cuklar için bir sünnet düğünü ter- tip olunmuştur. Bu düğün Vezme- cilerde Malül Gaziler binasında yapılacaktır. yetli buluyorum ve muhterem ar- kadaşlarımın dikkatlerine arzedi- yorum. * (Vvâ-N0) verdiğini yazmıştık. Bu”“kararlar | bundan | Burhan Cahit Beye ne diyeceği soruldu. Burhan Cahti Bey, — Istanbullu, bu şehirli oldu- | ğum için, pek tabif olarak şehir ve belediyesi ile alâkadar oldum. Bir gazeteci sıfatiyle, bir iki ma- kale yazdım. Fakat, bu yazıla-| rımda hakaret etmek, aklımdan! İ bile (geçmedi. Makalelerimde | hakaret yoktur. Bunlar, hüsnü! niyet ve samimiyetle yazılmıştır. Makalelerimden hakaret manası çıkarıldığını o duyduğum zaman, cidden müteessir oldum. Beledi- yenin manevi şahsiyeline ve hu- kukuna hakaret etmediğimi, ya- zılarımda tasrih ettim. Burhan Cahit Bey, davacı ta- İ rafından bu sözlerin kâfi bir tar- ziye olarak kabul edilmesini ümit etmek istediğini söyliyerek sözle- rini bu temenni ile bitirdi. Davacı taraf vekilleri, Burhan Cahit Beyin sözlerini tesbit etti- ler. Bunu belediye riyasetine ar- zetmek ve cevap aldıktan sonra, mahkemede lâzım gelen sözü sö lemek üzere, muhakemenin bir | öölse bırakılmasını istediler. Bundan sonra, şöyle söyledi: Bu sırada davacı taraf vekille- riyle dava edilen taraf vekilleri rasında münakaşalar oldu. Dava edilen taraf (o vekilleri, neşriyat müdürü Etem İzzet Beyle fıkra muharriri Burhan Cahit (Beyin davalarmın ayni mevzuda oldu - ğunu, davacı vekillerinin geçen çelsede Burhan Cahit Bey de tar- ziye verdiği takdirde, (o davanın e re a 2 e Kolundan yaraladı Sarıyerde Madende < Hüseyin | isminde biriyle Hikmet isminde | biri arasında kavga çıkmış, Hik - met, Hüseyni kolundan taşla ya - | / ralamıştır. Velinin paraları Bu sabah Meyvehoşta mal al- | makta olan Velinin cebinden üç lirasmı çalmak istiyen (o sabıkalı! Muammer yakalanmıştır. | Bir ev yandı Fatihte Hatip Muslihittin ma- | hallesinin Debabğ Yunus ml İ da Nimet hanım isminde bir ka - dının evinden yangın çıkmış, yal- | nız ev yandığı balde söndürül- müştür. Sarhoşlar dövüştü Beşiktaşta Köyiçinde Cemil ve Ahmet isminde iki sarhoş arasım- | da kavga çıkmış, neticede Cemil Ahmedi fena halde döğdüğünden | hakkında takibata başlanmıştır. İ Silâh araması Zabıta dün gece birçok yerler- de taharriyat yapmış ve (birçok kimselerin üzerinde bıçak ve ta - bancalar bularak müsadere etmiş- tir. — Toplantı yapılamadı Dün Talebe Birliğinde bir top- | İnt yapılacaktı; Eksssiyet olmas dığı için başka güne bırakılmıştır. Muhittin Beyin açtığı dava Dünkü celsede Burhan Cahit B. ya- zılarında hakaret olmadığını s vazgeçişle tamamiyle düşeceği - ni söylediklerini ileri sürdüler , Mukabil taraf vekilleri, davala- rın ayrı ayrı olduğu, belediyer yasetinden cevap almadan hiç bir İs * istekte bulunamıyacakları husu - | sunda ısrar ettiler. Müddeiumumi muavini, İzzet Beyin davasının düştüğü, ancak dosyada mevcut belediye zabıtlarmın tahrif edildi- ği yollu ididanın tetkiki suretiyle bu noktadan bu davanın yürümesi icap edeceği mütaleasında bulun- du. Mahkemece, davacı vekilleri- nin isteği kabul edilerek, “Feragat hakkı,, hususundaki eksiklerin ta - mamlanması için, muhakeme, yir-| feragatle mi üç ağustos perşembe sabahı sa- | at on bire bırakıldı. Tari vapuru davası Vapurculuk şirketinin Tarı va- purunda yapılan içki kaçakçılı- ömdan dolayı şirketin idare mec- İ lisi reisi Ruşen, vapurun süvarisi İ Aziz beylerle Balıkçıyan, Hakkı, Tahir efendiler hakkındaki karar temyizce nakzedilmi: Geçen çarşamba günü bakılan muhakemeye dün devam edilmiş- tir. Gümrük Vekili nakz kararma uyulmamasını istemiştir. Maznun- kararına uyulmasını istemişler, temyizin kararında isabet olduğunu söyle - mişlerdir. ların vekilleri ise nakz Mahkemeye pazartesi günü de- vam edilecektir. —— e Ticaret mektebi imti- hanları Bu ayın sonunda bitecek olan İ Yüksek Ticaret mektebi ikmal ve İ mezuniyet imtihanları başlamış- tır. e Rüştü bey gitti Maliye vekâleti varidat umum müdürü Rüştü Bey, yeni vergile- | rin tatbik şekilleri hakkında tet- kikat yapmak üzere şehrimize gel- mişti. Rüştü Bey tetkikatını ikmal etmiştir. Ve yakında Ankaraya avdet edecektir. Yeni vergilerde bir değişiklik yapmak lâzimgelir- se bu hususta bir lâyiha hazırla - I nacak ve bu defaki içtimaında meclise arzolunacaktır. Bakırköyüne su Terkos suyunun Bakırköyüne kadar uzanabilmesi için asgari 800 abone kaydı icap ediyordu. Bakırköylüler sular idaresine bu miktardan dahada fazla abone bulunabileceğini bildirmişlerdir. Birkaç gündenberi Terkos idaresi tarafından Bakırköyünde toplanmaktadır. İmzalar muay - yen haddi bulursa Terkos suyu Ba kırköyüne kadar uzanabilecektir. Mavagazi şirketi de avni gaye ile imza kalktan imza toplamaktadır. öyledi Etem İ “*SIYASET : a“ “Şiu si ikkan,, Üç beş ay evvel İstanbuldan Japon zırhlıları gelmişti. Bunları ziyaret & den gazetecilere, | Amiral Togonun hattı destiyle yazılmış ve bu gemiye hediye edilmiş bir ok gösterdiler. Ü- zerinde, Japonca telâffuza göre şu sözler vardı: “Şut si ikkan” Manası: “Başladığın gibi bitir!” miş... Önünde düşünülmesi iktiza eden | bir levha... Bunu, Amiral Togo söyle- demek » İ miş ve bugünkü Japonlar, şiar olarak gözleri önüne asmışlar.. Ona göre hazırlanıyorlar, Togonun başlamaktan neyi kastet- ği malüm.. Bu “başlayıştan” pek kı- sa bir zaman evvel, Japonya, Asyanın sayısız adalarından üç beşinde kuru- lavermiş dördüncü tertip bir devlet « ti. Bundan üç çeyrek asır evvel, yani Amiral Togo dünyaya haylıdır gelmiş bulunduğu bir sırada, Avrupa devlet- İ leri almış yürümüş, medeniyet öle « minde her biri mütat mevkilerini iş ğal etmişken, Doğan Güneş İmpara « torlağunun adı sanı bile arılmazdı.. Bugün Amerikada müstakil yahut müstakilimsi bir takım hükümetler vardır... İşte, onların hükmü meyse, Japonya da, Asya mıntaksında oydu! Fakat, Asyalı imaniyle Avrupalı İ fennini birleştiren bu millet, ilk ham- le olarak, işte, beyaz ırkın kurduğu en İ rmuazzam bir devleti, — çarlığı — bir İ hamlede yıkmakla “başladı”! Ve, bugün, Togonun ölümü üze - rinden sene bile geçmemiştir. Vaziye- & biliyorsunuz! o Müstemlekeleriyle birlikte 125 milyonluk (nüfusu olan Japonya, 200 milyonluk Nankin hü » kümetini nüfuzu altına almak, Çinin mütebaki 270 milyon insanı üzerinde de hükmüranlığı kurmak, ,yine ayni sırada, Sibiryayı orta Asyaya kadar İ ele geçirmek ve nihayet şu malüm ümdeyi kuvveden file çıkarmak az - mindedir: “Asya, Asyalılarındır!” ya- ni, “Asya, Japonlarındır!” Bunun arkasından şu ikinci umde- nin gelmiyeceğini temin etmiyorlar: “Bütün dünya Japanlarındır!” bu, hülya, yahut hayali ham değildir: Bugün Japonlarm bü- tün Asya üzerinde nüfuzlarmı tesis etmeleri, 1904 te, Çarlığı mağlüp et- melerinden daha fazla herkesi hayrete dşüürmez. Zira, esası hazırlamıştır. Bütün devletler, Japonyanın Uzak şark» taki, hükmüranlığına boyun eğmiş vazi- yettedirler. Eğmeseler de ne yapacak» lar? Hepsi birleşse, maddi kuvvetleri» ni bir araya getirse, Japonya, mevkii itibariyle, gene taarruzlarından ma » sun bulunuyor ve tek başına bütün dünyaya karşı gelecek, Asyayı Şark- tan garbe doğru istilâ için, bütün dev- letlere karşı muharebe edecek tarzda hazırlanmaktadır. Düşünün: Avrupa nüfusu kadar sarı adamı Uzak Şarkta teşkil edebil miş bir Japonya ne demektir? Belki de, pek yakm bir zamanda, beyaz ırkın sarı ka tabi olduğunu ve Japonyanın dünyaya tek başına hükmettiğini göreceğiz. “Şi si ikkan” m manası gerektir. bu olsa Hüseyin Faruk Iş bankasının sergisi İş Bankasmın onuncu yıl dönü- mü münasebetiyle 26 ağustosta açılacak olan sergi hazırlıkları de- vam ediyor. Sergi pavyonlarının inşasına gece gündüz devam edil- mektedir, Burada şeker, kömür, i- pek, yün, banka, sigorta kısımla” rmı gösterir çok mükemmel te - sisat yapılmaktadır. na ağ Sl Maarif Vekilinin tetkiki Maarif Vekili Abidin Bey dün sabah Üniversiteye gelerek Üni- versite rektörü ile görüşmüştür. Vekil Bey bir müddet meşgul ol- duklan sonra rektör ve profesör- lerle beraber Dil Kurultayına git- miştir.