Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Elâziz demiryölu- nun açılma mera- simi dun yapıldı şampiyonası (Baş tarafı 5 inci sayıfada) rekçilerini de hep dere üzerinde yarışırken görmüştük. Tabiatin bu arızi sebeplerin- den gayri dünkü müsabakalarda ikinci ve belki daha mühim bir rokta da nazarı dikkati celbedi- yordu. Bir sporcunun malüm ve muay- yen tarihteki müsabakaya lâyıkıy- le o an için hazırlanabilmesi, tar formunun en yüksek noktasına < gün çıkmış olması idman bilgisi- nin en başta gelen bir hassasıdır. | Teşvik müsabakalarında za- ferden zafere koşan Beykozlu kü- rekçiler dün ancak bir yarış ka- zanmak suretiyle koca şampiyo- nada akıntıya kürek çektiler.. Müptedilerde, kıdemsizlerde, ni - hayet şampiyona üzerindeki kıy:- meti itibariyle en esaslr müsaba- kayı teşkil eden kıdemlilerde top- tan yekün İstanbul kürek şampi yonluğunu kazanan Galatasaray- İrlar denizcilik âleminde kimseye nasip olmıyan parlak — zaferiyle girdikleri işten alınlarının teriyle galip çıktılar!. Her smıf üezrindeki müsaba- kalar heyecan itibariyle teker te- |ker kıymetli idi. Halicin kıdemsizlerdeki üç çif- tesi, Fenerbahçenin kıdemlilerde- di tek skif, Beykozun gene kı “demlilerde üç çiftedeki yüksek o lan galebeleri gözden kaçmıya- 'cak derecede hürmetle iğilmeye “değer muvaffakıyetlerdir. Kıdem- li yarışlarda Galatasaray, Beykoz, Fenerbahçe arasında öyle çekiş- meler oldu ki spor heyecan ve ezvkini bilenler için bunun kıyme- tini ölçmek imkânı pek kolaydır.. Beraber hareket eden, santim santim geçerek gürekçide de, seyircide de takati kesen, ara- daki vakti bazan kürek boyu, ba- zan fıta boyu açarak nihait hatta kürekleri üzerine düşerek (yığı- lan) bir müsabakanın neticesi şöyle böyle karşılanacak bir spor hareketi değildir. Sabahtan akşama kadar her türlü teşvikten mahrum kürek a- tanlar, akşamın karanlığında fıta- larını omuzlıyarak kayıkhaneleri- ne de taşımak zaruretinde kaldık- larını hesap etmiyen futbol idare- cileri deniz işlerini de çorbaya çe- virmeğe azmetmiş olacaklar ki sahip bulunmadıkla- rr ve dolayısıyle idman etmiş ol- mamaları icap eden bir müsaba - kaya talip olarak 4 tek skif müsa- bakasını seçme ve nihai olmak ü- klüplerinin zere gürültü ile teklif ve kabul et- tirerek muratlarına eremeden sa- hadan mağlüp ayrıldılar.. Beykozla Galatasaray arasında son derece heyecanla takip edilen öyle yarışlar oldu ki Oksfort-Kem- briç kürekçileri rekabeti de bun- dan başka bir şey olmasa gerek.. İlhan, Bekir çifti ile Bedit, Ne- zih çifti bu müsabakaların en baş kürekçileridir. Baştan nihayete kadar mevzun ve ahenktar kürek atan bu çiftle- rin yarıştan evvel büyük bir emni- yetle küreklere sarılmaları onla - em yüksek kuvvet ve kudretleri- nin en göze batan tarafıdır. ömer Besim uzun müddet baş başa giden, nihayet ( lan[ı Hük mdar) S_ülaı'.'ymanııııı Oglu » Evvelâ, kıyameti andîran bir çatırdı işitildi. Kalın ağaçların ince fidanlar gibi yıkıldığı görtııdu. Ormanı, bir toz bulutu kapladı. Gürültü, ince, kalın, tok ve tiz hayvan sesleri fersahlarla mesafeden işitilecek kadar kuvvetli ve insana korku veriyordu. Afrika vahşi hayvanları bozguna uğramış bir sürü halinde ne yapacaklatmı bilmeden kaçıyorlar dı. Kaçıyorlar miydi, yoksa aslanlr hükümdarın sesine mi koşüuyorlardı?,, Bugün başladı, takip ediniz! Şimdiye kadar bu derece heyecanlı bir roman okumadığınızı ksvvetle iddia edebiliriz. Vahşi kabilelerin ve vahşi hayvanların bütün hususiyetle- rini bu eserde büyük bir zevkle okuyacak ve okutacaksınız. Tefrika N: 17 — Allah Allah, bu neden böy- le? Lanyon! Biz üçsamimi arka- daşız... Daha da çoğalmamıza öm- | rümüz müsait değil.. Aranızı bu- Lanyon, fikrinde sabitti. — İmkânsız, dedi. Sebebini an- lamak istiyorsan, git, ona sor! — Beni görmek bile istemiyor. — Hayret etmem... Ben öldük- ten sonra, belki asıl esrarı öğrenir ve hak verirsin. Şimdi söyliyeyim. Hem benimle, bu mevzudan hariç neler konuşacaksan, otur, konuşa- Irm. Yoksa bu mel'un bahisten, elimden geldiği kadar uzak - kal- mek istiyorum. Avukat ÂAterson eve geldikten sonra, oturup doktor Cekil'e bir mektup yazdı. Evine niçin almadığını yazıyor ve şikâyet ediyordu. Hem, doktor Lanyon'la, arala- rındaki bozgunluğun sebebini so- ruyordu. Ertesi günü, Aterson'a, doktor Cekil'den uzun bir cevap geldi. Gayet atıklı bir eda ile yazıl- mıştı. Bazı yerleri esrarengiz su- rette karışmış okunmuyordu. I Iki Yüzlü Adam K aa Bütün dünyaca tanınmış, fevkalâde meraklı zabıta ve tahlil romanı Lânyonla olan dargınlıklarının uzlaşılmaz bir halde bulunduğu anlaşılıyordu. Mektupta şöyle deniyordu: “Arkadaşım Lanyonu, bu hare- ketinden dolayı kabahatli — bul- mam. Beni bir daha görmek be- nimle görüşmek istemiyor, Pek güzel, pek muvafık.. —Ben zaten, bundan sonra: Büsbütün tek, mün zevi bir hayat geçirmeğe karar verdim, Hayret etmemelisin! Ar- kadaşlığımızdan da şüphelenme! Gerçi kapım sana da kapalıdır. Fakat bu, dostluğumuza mâni ol- madığı gibi, gene bir dost olarak, benim bu esrarlı hayatımı kabul et, hoş gör... ederim! “Başıma öyle bir felâket, ceza, tehlike getirdim ki, ismi yoktur... Görülmemiş şey! Ben, eğer günah ların en büyüğünü işledimse, çek- tiğim ceza da, dünyadaki bütün cezaların en ağır ve acısıdır. Eğer bana bir iylik yapacaksan, o da şu dur: Sessiz kalışımı hoş gör, sükü tuma hürmet et. Böylece, belki fe- lâket yüküm hafifler.,, Senden bunu rical ÂAterson müthiş - bir şııgkıı'ılıı'.cJ içinde idi. , Çeviren; Hikmet Münir Hayd isimli adamın korkunç te- siri zail olmuş ve doktor, daha bir hafta evvele kadar bütün eski dostluklara tatlı, neşeli günlere dönmüşken, birden bu ne oluyor- 'du. Bu kadar büyük ve habersiz bir değişiklik, deliliğe alâmettir. Fakat, doktor Lanyonun tavrı- na ve sözlerine bakılırsa, daha de- rin bif sebep, olmak icap edıyor- du, b Bir hafta ıonra,*doktor Lan- yon, yatağa düştü, ÖOn beş gün sonra da öldüğü haberi verildi. Doktor Lanyonun- gömülmesi- nin akşamı, avukat Aterson'a bir mektup geldi. Aterson odasının kapısmı kilit- liyerek ışığın altına yaklaştı. Zarfın üzeri “münhasıran avü- kat Aterson'a,, diye yazılıyordu. Ve (hususi) diye de ayrıca bir ka- yıt vardı. Avukat mektubun muhtevasın- dan âdeta ürküyordu: &.| “— Daha bugün bir arkadaşı gömdüm, dedi. Bu mektuptan da bir ölüm haberi cıkmasın.., Ve bu korku ile, zarfın üzerin- Sahifesi bilmecesinde he diye kazananların listes! Kakau kazananlar 2 — Pangaltı dere sokak 12 Na0 Bey. 3 — İst. Kç. S. 297 Saim B 4 — Haydarpaşa 11 Mehmet l'“;. Bey. 5 — Küumkapı 19 Muzaffer Z 6 — Vefa 19 Sabahat H. 7 — Kafâ gümrük 93 Nermin H. 8 — Tapkâ * pıda Haygaz Bey. 9 — Beşikta$ $ Muallâ İlyas H. 10 — İst. Vefâ Nermin H. 11 — Fındıklı Molla b* yırı 28 Fazilet H. 12 — Kabataş © kek lisesi 129 Mustafa Bey. 13 — a mam dere sokak 12 Güzin !-l-""' 14 — Cağaloğlu 120 Recai Rüstefi B. 15 — Çapa ördek kasap mahall J 30 Ferit. 16 — Türk lisesinde 64 ı’î fiye H. 17 — Aksaray 6 Emine 18 — Karagümrük 101 Şükrü B” 19 — Küleli askeri lisesi 803 Avni Bey. 20 — Kasımpaşa 9 Se tin Bey.. Çukulât kazananlar 21 — İst. kız lisesi 624 Halide H 22 — Büyükdere 16 Sadiye Hanilf* 23 — Fatih 11 Ahmet Cemal 24 — Ortaköy 249 Viktor Bey. 25 Üsküder Örtamektep 8 Kenan B 26 — Kadiköy 12 Hasip Bey. 27 ” S. K. S. Mektebi 15 Dervişe Hın!'“" 28 — Gedikpaşa 30 Dikran Bey. 29 Beyoğlu 28 inci ilk mektep Beria ı.f nir Hanım. 30 — Adapazar 120 Me' lâhat Hanım 31 — Arnavutköy * (e rahim Saim Bey. 32 — Beyoğlu üncü ilk mektep Melâhat Hanım. İst. Beyazit 15 Nermi Bey. 34 — Kw dıköy 26 Nuri Bey. 36 — Üzsküdü 91 Fatma Ali H.-36 — Kadıköy Mf da 86 Jale Hanım. 37 — Ortaköy F* rihan Edip Hanım. 38 — İst. lar mektebi 6 M. Nurettin Bey. 39/ Pangaltt Hamamda Dürsan H. 407 Harbiye dere sokak 12 Saide H. Yazı defteri kazananlaf 41 — Haydarpaşa 21 Saba Neşi 42 — Beyoğlu 7 Dorit Bey. d3 — KW ragümrük Ahşap minare sokak l Nihat Bey. 44 Beşiktaş 30 Muharf” Bey. 45 — Koca Mustafapaşa 53 NF zihe Hanım. 46 — Kasımpaşa 8 E cuk yurdu kapıcısı Nuri 49 — GJ' ta sahil sıhhiye merkezinde Ayten H 50 — Büyükdere 12 Cevdet Hanif” S1 — Taksim 12 Ruhi Bey. 52 — ÜF küdar 28 Halit. 53 — Aksaray Salâhattin Bey. 54 — Çanakkale ruzan Nesim 55 — İst. 45 inci mef tep Nadide Hanım, 56 — Kadıköy ; Feride Hanım. 57 — Sultanselim İhsan, 58 — İst. Kız orta mektep İ Nimet Hanım. 59 — Ortaköy 56 M met Bey. 60 — Ankarada Munn'O İ kardeşi Hasan Bey. (Bi deki kurumuş, kırmızı mumu dı. İçerisinden, tamamen ayni kilde mühürlü, başka bir zarf tı. Bu zarfın üzerinde de, * Hanri Cekil, ölmeden yıhll'i tadan koybolmadan nçılıııı-w; Üln, ; >li Cümlesi okunmaktaydı. « Aterson gözlerine ınarıam Evet, işte kendisinde bulM meşhur vasiyetnamede yazıl! duğu gibi, burada da doktof kil'in ismi geçiyor, ve “ortâ kaybolduğu takdirde,, kaydı İ# çarpıyordu. Fakat vasiyetnamede bu F j Hayd isimli meş'um bir ad kj arzusile yazılmıştı. Ve kor maksat ta, pek âlâ belli idi. Fakat Lanyon'un yazısiyle: * di bu ne demekti? 0' (Devamı .'.’f) ıı?u ” bia Sevim Hanım. 47 — Kım" 4 Süha Hanım. 48 — Sultanahmet f | 1 A bit a KERAm. açi t z eei h r. €© K — — —— —— Gw