BE. , kularak pervazlarında Garip tabiatli avukat | Mister Aterson, arkadaşı İnfild ile bir- likte, her zamanki gezintilerin- den birine çıkmışken, yolları Londranın kalabalık bir yan so - kağına düştü, İşlek bir sokaktr. Haftanın al- tı günü, dehşetli bir ticaret merke- zi oluyordu. Ahalisinin bir şeyden şikâyeti yok gibiydi. Pazar gün- leri, bütün canlılığı durmuşken; kapanmış, ölmüş bir vaziyette iken bile; boyalı kepenkleri, uğul- muş bronzları ve umumi temizli- ğiyle, civara nisbetle ormanda bir yangın manzarası arzeder, ge- len geçenin derhal dikkatini alır- dı. Bir köşeden iki ev kadar aşağı gittiniz mi, doğu istikametinde sol koldan, sokak hattının bir av- lu medhaliyle aralandığı görülür.. İşe tam bu noktada, saçağı soka- Za sarkmış meşum bir ev heyeti göze çarpmakta idi. İki katlı bir evdi. Pencereleri yoktu. Alt katta bir kapı görünüyordu. Üst katı düpedüz, rengini kaybetmiş bir duvar yüzünden ibaretti. Her yan-| dan uzun bir ihmalin eseri farke-| diliyordu. Kapıda ne zil, ne tok-| mak vardı. Kir içindeydi.. Ka-, barmiştı, kuytusuna serseriler 80- kibritler çakmışlar ve çocuklar, eşiği ü- zerinde bakkallık oynamaktaydı. Mister İnfild ve avukat, soka- ğın öbür cihetinde ( idiler. Avlu medhaline gelince, evelkisi, basto- nunu kaldırarak: — Şu kapı hiç gözüne çarpmış mıdır? Diye sordu.. Avukat, tas-) yoktu.. Derhal yerimden atla-| ve bir şeytan gibi bütün müşkülle- dik yelli cevap © vermekteyken:; dım. Adamı yakaladım. Vakanın) rin içinden kolaylıkla çıkabilecek “Ben, buna dair gayet tuhaf| meydana geldiği yere getirdim. bir tavır almıştı. bir vak'a hatırlarım..,,diye ilâve) Haykıran çocuğun O etrafına bir (Devamı yarm) ———— m : a Arnavutluk pakta| - Sıcaklar bir felâket girmeli (Ünt tarafı 1 inci sayılada) memleketin Balkan misakına işti- rak ettiğini resmen bildireceğini bildiren telgraf haberlerini evvel- ce yazmıştık. Balkan kongresinde Alnavutluğu temsil eden murah - hasların reisi Mehmet Bey Koniçe bir Yugoslav gazetecisine beya - natta bulunarak © Arnavutluğun Balkan misakı siyasetine temayü- lünü ifade eden şayanı dikkat söz ler söylemiştir. Mehmet Bey şöyle demiştir: “ — Asırlardan beri Balkanları kan içinde bırakmış olan dahili! muharebelerin sebebi yalnız Bal-i kan milletlerinin gayet hararetli milletler olmalarında aranmama- dır. Bunlar, ekseriyet itibarile büyük devletlerin tesir ve entrika- larından ileri gelmiştir. Zaman tesirini yaptı ve har- bi umumi Balkan milletleri idare adamlarının gözlerini açtı ve bun- lar mazinin abesliklerini anladı - lar. Balkan konferansları yardı- ma geldiler. Betbinlerin ve Bal- kanlara karşı fena niyetler besli- yenlerin istihzalarma rağmen bu konferanslar, Balkan milletlerinin birbirlerine yaklaşmalarına çok yardım etmiş ve bu da Balkan il laşma misakınm imza edilmesini Hasan Yulaf ö etti.. Avukat Mister Aterson: — Yok canım, dedi. “Ve sesi hafifçe değişerek:,, anlat (Obaka- km! ğe İnfild: “— Şöyle cereyan etti, diye söze başladı: Müthiş bir kış gece-! si, sabahın üçünde, dünyanın ta öbür ucundan diyebileceğim uzak bir mevkiden geliyordum. Yolum, şehrin öyle bir yerine düşüyordu ki, hemen, lâmbadan başka bir| şey göremezdiniz.. Sokak sokak! üstüne... Herkes uykuda.. Gene sokaklar.. Hepsi de ışıklı.. Sanki bir merasime hazırlanmış gibi ten- vir edilmiş.. Fakat bir kilise ka- dar boş ve sessiz. Böylece, hani şu, etrafı dinler, dinler de niha- yet bir polise rastlamak ihtiyacı, içerisine doğar adamlara döndüm. O haleti ruhiye deydim. Birden iki şekil (o belirdi. Biri, ufarak bir adamdı. Süratle yürüyordu. Di- ğeri, sekiz on yaşlarında denebi- lecek bir kız çocuğu... Yan sokak- lardan biri içerisinde alabildiğine koşarak çıkıyordu.. Ah azizim! köşede, — pek tabii surette — bi- ribirlerine bir çarpışsınlar! İşte o zaman, vakanın en korkunç tara- fiyle karşılaştım.. Adam çocuğu kemali sükünetle çikniyerek onu haykırır bir vaziyette bırakıp yü- dürü.. “ Bunu kulaktan işitmek o ka- dar ehemmiyetli hissini (Overmez. Fakat görmeğe (tahammül ede- mezdin.. Adamda bir insan hali halini aldı (Baş tarafı 1 inci v5, Son alınan haberlere bap K merikada büküm süren sıcak dal- gası, şimdiye kadar 200 kişinin! ölümüne sebep olmuştur. Kezalik Berlinde gayri tabii sıcaklar hü - küm sürmektedir. Ve “yasi va - ziye'a ---gkafina rrğmen bütür kabine azası Berlinden uzaklaş- mışlardır. Panamada 590,990 dolarirk za- rar veren çok şiddetsi e olmuştur. Bu zelzele, sahil açık- larında bulunan bazı adacıkların batmasını ve nüfusça zayiatı mu- <p olmustur. Panama, 22 (A.A.) — Son zel- zelede, şiriki sahili açıklarındaki irvilla adası kaybolmuştur.Zelzele mucip olmuştur. Ben misakın ge - nişltileceği ve tamamlatılacağı ü- midindeyim. Bu birinci meseledir. Arpavutluğun harici osiya- seti hakkında söz söylemek hakkı! hariciye nazırına aittir. Fakat ben bir Arnavut vatandaşı © sıfatiyle Arnavutluğun Balkan devletlerin- den ayrılamıyacağını söyliyebili « rim; çünkü Arnavutluk bunlarla' bir kül teşkil etmektedir.,, zlü —.. 2 — Akşam Postasi Iki Yüzlü Adam Bütün dünyaca tanınmış, fevkalâde meraklı zabıta ve tahlil romanı Çeviren Hikmet Münir kalabalık toplanmıştı. Adam sa- kindi. Hiç itiraz eder bir hal| göstermedi, Fakat yüzüme BİR! BAKTI!!.. Azizim bu bakış kar- şısında şıpır şipır terledim, bilirim... “Gelen halk, çocuğun aile- siydi, Bir müddet sonra, diye- — çocu ğun gönderilmekte (olduğu — doktor da kendini o gösterdi. Ço- cuk, fena halde incinmiş değildi. Daha ziyade, korkmuştu. Mese- le, o an içinde bitmiş bile tasav- vur olunabilirdi. “Fakat, tuhaf bir vaziyet var- dı. Bu adama karşı, ilk bakışta, dehşetli bir nefret (o duymuştum. bittabi çocuğun ailesi de öyle... i Lâkin, doktorun vaziyeti hepsi - ninkinden garipti. Müthiş bir he- yecan içindeydi. Adamı, adeta öldürmek hırsiyle © çırpınıyordu. Kafasmda neler döndüğünü oku- yordum. O da benim aklımdan geçeni seziyordu adela.. Terci-! han, ikinci şıkka baş vurduk: Bu meseleden büyük bir rezalet çi- kararak, nammı, bütün Londra- da bir paralık edebileceğimizi a- dama söyledik. Kendisine itibar eden birkaç dostu varsa, onu da kaybedecekti. “Biz bunları herife söyler, asa- bileşirken, kadımları da mümkün olduğu kadar kendisinden uzak| tutuyorduk.. Çünkü kadmlar de- li gibi idiler. Bukadar kin ve düş- manlıkla dolu (gözleri bir arada hiç görmemiştim. Ve bunların ortasında oadam (duruyordu. Korkmuyor değildi. Fakat sakin başka adaları da korkunç surette sarsmıştır. Varşova, 22 (A.A.) — Sularm coşması, Vistül nehrinin tabii ir- tifaını 16 kadem tecavüz etmiştir. Üzerinde insan leşleri ve muhtelif müzahrefat yüzen çamurlu sula: £ehrin sokaklarından akmaktadır. Binlerce halk, yükselen suların tazyiki altında yıkılmak tehlikesi gösteren setleri, endişe ile taras- sut etmektedir. Muvasalasız kal miş olan birçko mintakalara tay- yare ile yiyecek sevkediliyor. Ya - pılan tahminlere nazaran, sular. azami şiddetini ve en yüksek had dini bugün öğleden sonra bulacak- tır. dan mütevellit kuraklıktan tarla! mahsulü çok mutazarrır (olmuş; sebze fiyatları yükselmiştir. Sıcak! lar fındık mahsulünün idrakini er kenleştirdiğinden on güne kadar, mahsulün toplanmasına başlana - caktır, Son rekolteyi tesbit için a-; Iâkadarlarca tetkikat devam et -' mektedir. Bu yıl fndık bayramı burada pek parlak yapılacaktır. Pek Mebzul Ba ss Unu Vitamini ve Kalorisi Benim görüşüm: a (Baş tarafı üçüncüde) | diği “çok fırkacılık,, usulünü bile kanunen kaldırmamız, böylelikle 1908 inkılâbının bütün prensiple- rinden ayrılmamız muhtemeldir. Meşhur bir söz vardır: “Kral öldü; yaşasın Kral!, onu başka şekle çevirmişler: “ihtilâl öldü; yaşasın ihtilâl!,, Ben de şunu söy- liyeyim: “On Temmuz öldü; ya- şasın 29 Teşrinevvel!,, (va-N0) Lâstik deri rekabeti Lâstik ayakkabı yapan münsse-| selerle, ayakkabı, deri ve kösele sanayicileri arasmda çıkan ibtilâ- fın memleket menfaatlerine Ouy- gun bir şekilde hallini temin için bütün bu müesseseleri (gezerek maballen tetkikat yapan Ticaret Odası komisyonu dün o hariçteki mesaisini ikmal etmiştir. Heyet dün Yedikule deri ve kö- sele fabrikalarını, bazı deri ve a - yakkabı ticarethanelerini ve Ye - dikuledeki lâstik fabrikasını ziya- ret ederek hesap ve mesailleri ü- zerinde tetkikat yapmıştır. Komisyon yarın şimdiye kadar| topladığı malzemeyi tasnif ede - rek raporunu Ticaret Odasına ve- recektir. Şagi Terkos suyu azaldı Bu sene havaların çok kurak gitmesi yüzünden Terkos ( gölün- deki su hayli azalmıştır. Bununla beraber İstanbulda susuzluk teh- likesi yoktur. Bentlerdeki sularla birlikte Terkos suyu bu mevsimde! kâfi gelecektir. ZAYİ Kadıköyünde Rıhtım caddesin- Bal MADEN SUYUN gg ması, 2 — Bütün maden $U 1 — En lezzetli ve e tazesi olması, 3 — Herkesin içebile*” cede ucuz olması. Her yerde büyük küçükler 10 kuruştur. ruş şişe için depozit alını” Müşterilerini abone ve arzu edilen mahalle “ derilir. Ayrıca büyük pılır. Satış deposu: Sirkeci ? pı nöbethane caddesi. Karagümrükte Tüti desinde 21 numaralı a*” efendiye ait dükkânı d€ dım. Nafiz efendinin bi$ kası kalmamıştır. malümatı olmak üzere " nur. — Aktar: Ahmet köşebaşında mobilyasil? tılıktır. Yanında gazetel" mahallinde Mehmet A de 86 numaralı tütüncü dükkânı tarafından Veresiye satıla” racaat, elektrik cihazları sayesinde ya A) Ony SAYFiIYEDE RAHA YEDi SATIŞ MAĞAZASI: Metro Han Beyoğlu Cumhuriyet meydam Taksim Necati Bey caddesi Salı Pazari Elektrik Evi teyazıt Muvakkithane cad. No. 83 Kadıköy Şirketi Hayriye iskelesi Üsküdar 23 Nisan caddesi No. 19 Büyükada Telefon kalamış 12209 Çocuk gıdası! dl) Deklorlaşınıza vor sorunuz. Yulaf çocuklara hayat ve ruh verir. Neşvünemalarına ve çabuk yürümelerine ve afiyet ve sıhhat içinde yaşamalarına sebep olur. nişasta, palates, arpa, mısır ,irmik bezelye, mercimek özü unlarını çocuklarınıza bol bol yediriniz. Tabiatin bu sade “ Belt wnlerile yaprlan mahahlebi, tatlı ve püre ve çorbaların nefasetine doyum olmaz. Hasan markasına ve ismine Pp Ali (* gl