Evet, sinema olmasaydı, yıldız-| lar ne olurdu?. İsimleri dünyanın dört bir ta -| rafında milyonlarca kimse tara -| fından bilinen, her birisinin bin -| lerce takdirkârı olan, yaşayışları birer efsane gibi anlatılan sinema san'atkârları “yedinci san'at,, keş fedilmeseydi ne olacaklardı?. Bu suali Amerikada bir sinema gazetesi sormuş, araşlırmış, neti —< ceyi okuyucularına - bildirmiştir. | Mübalâğa etmeksizin iddia nluna! bilir ki şimdiki meşhur sinema| yıldızlarının hemen yarısı sinema olmasaydı diğer ,hayat şubelerin- de hiç de şöhret kazanamıyacak i lardı. | Sinemaya başlamazdan önce film san -| atkârları arasında eski | sbor sampiyonları gelir: Bukıürv tanınmış olan şimdiki evvelâ | çekmiyordu. Mağazası şampiyonu, Grabbi Carpentier, yüzme şimdiki Tarzan Buster gibi.. a Douglas Fairbanks, Mary Pik- ford, Mary Marguet, Madelaine Renaud gibi artistler ise sinema olmasaydı, tiyatro san'atkârlığına devam edecekler ve şimdiki şöh- retlerini hayallerinden bile geçi- remiyerek yaşayıp gideceklerdi. Misal olarak Marlene Dietrich alalım: “Mavi Melek,, “Lola,, sr vakti- le Berlinde barlarda keman çalı- yordu ve birinci sınıf barlara gi- rebilmek en büyük arzusuydu. E- ğer sinemaya başlamak fırsatını bulmasaydı, şimdi biraz dâha i - lerlemiş, bu arzusuna nail olmuş veya genç kızlara mahsus pansi- yonlardan birine keman — hocası tayin edilmişti. Greta Garbo on sene kadar ev- vel Stokholmun büyük bir mağa- zasında satıcılıkla işe başlamıştı. | Satıcılıkta büyük bir mehareti vardı, sattığı malın iyiliğine müş- teriyi inandırmakta hiç güçlük hesabına reklâm için çevrilen ve kendisi - nin de manken olarak rol aldığı bir film dolayısıyle rejisör Stille- r'in nazarı dikkatini celbetmesey- di, mağazada şüphesiz terfi ede - rek şef olacak ve şimdi belki de mağaza direktörlerinden - biriyle evlenmiş bulunacaktı. Fakat ko « cası “İlâhi kadın,, la evlendiğini hiç düşünmiyecekti bile.. alısı: Madg Evans, - ğ fta ayakta Esthe ton, ortadaki erkek: Raobert Moöntgomery ve Mauren - O'sulli- Van..