Radikal kongresinde Başvekil M. Şotan kendini müdafaa etti Vahap oğlu davul- lu alay istemiyordu (Baş tarafı 1 nci sayıfada) Vahap oğlu, tevhit dinine giren lerin küme küme elini öpmeye gel diklerini gördükten sonra vefat et. H. (1792. M.) Vehap oğlu Mehmedin ne öğ - rettiğini anlamık güç değildir. O- nun kendi eserlerine bakılırsa e- dır: Bunların birincisi — Allah ile peygamberine inanmak. İkincisi: Allaha eş, ortak koş-! mamak. Üçüncüsü: Allahı bir tanıdıktan ve peygambere inandıktan sonra Allah ile peygamberine düşman o- lanlara doşt olmamaktır. Bu esaslar — üzerinde ihtilâfa| mahal yoktur. Vehap oğlu bun - ları yeniden keşfetmiş değildi. Bunlar zaten malüm ve mukarrer-| dir. Vehap oğlu, bunları yaşat - mağa çalıştı. Bu esasları unutul - maktan kurtarmağa uğraştı. Bu e- saslar, birer nazariye olarak, her- kesin bildiği şeylerdi. Fakat bu bilgi arapların kafasında küflen - mişti, kararmıştı, bütün hayatiye- tini kaybetmişti. Bunlar bir iman olarak yaşamı- yordu. Onların yerine bir sürü ba- til itikatlar, hurafeler, yalan yan -| lış bilgiler, aslı astarı olmıyan ve-i himler yaşıyordu. Vehap oğlu bu küfleri, karartı - ları kazıyarak, asıl itikatları yeni - den yaşatmak, o itikatların yaşa - masına mâni olan tufeyli ve batıl fikirleri imha etmek istedi. Bun - bir satvetle| ların üzerine yıkıcı saldırdı. Ortalığa dehşet vererek fikirlerini yürütmek yolunu tuttu. Çünkü araplar, bedeviler yalnız| sözden anlamıyorlardı. Onlara karşı kılıç kullanmak gerekti. Vehap oğlunun arapları ıııüııW rik, kâfir sayması — onun, onlara karşı kılıç kullanmasını kolaylaş- tıran en mühim âmildi. Vehap oğluna göre (her hangi bir peygamber, her hangi bir veli, her hangi bir insan hakkında ifra- ta sapmak, onu az çok Allahlaştır- mak, meselâ onun yüzü hürmetine sığınmak, ondan veya onun ruha- niyetinden medet ummak, — ona karşı “Aman!.,, diye — niyazlarda bulunmak, kopkoyu — kâfirliktir, müşrikliktir. Böyle yapan bir adamdan töv-| be etmesi istenir. Tövbe — ederse ne âlâ, yoksa katlolunur.) Gene ona göre “mezarların üze- rine kurulan ve tapılmağa — lâyık görülen kubbeleri; öpülen, bere - keti umulan, adaklar adanan taş- ları, yer yüzünden sili; pürmek lâzımdır. Bunları silip süpürmek imkânı bulunduktan sonra bunları bırakmak caiz değildir.,, Vehap oğlu Mehmedin en esas- h fikirleri ve akideleri bunlardır .' Onu kan dökmeğe, d:'iırı'ı.ıneğe,W yakıp yıkmağa sürükliyen bu te - lâkkilerdi. Vehap oğlu bu fikirlerini, âyet- lere, hadislere istinat ettirerek mü-| dafaa ediyor, kendisine karşı ge - lenlere sözle, yazı ile mukabelede bulunuyor, ve fırsat buldukça kı -| lıcı çekmekte tereddüt etmiyordu. O zaman arabistan karmakarı -| şık bir vaziyette idi. Her taraf, bir y Tıbbiyeliler dün bü- yük merasimle bay- ramlarını İ | kutluladı Müsbet kanun —Baş tarafı 8 üncü sayfada- olarak gösterebilir. Ayni zamanda matbuatın mub- taç olduğu bütün malümatın elde W | edilmesi için lâzım gelen sühulet- | leri de temin etmesi — icap eder. Bahusus istihbar kısmında ne kadar vâsi bir selâhiyet verilirse © kadar verimli bir yol tutulmuş olur. Gazetelerin bir meseleyi tah « i kik etmeden neşretmeğe mecbur kalmaları tahkikata giriştikleri | zaman kendilerine gösterilen tas- ibattandır. Bu tas'ibat kaldırıl * dığı gün neşriyatta görülen aıh « hatsizliğin önüne geçilmiş olur . Müsbet matbuat kanunu bütün bu noktaları — nazarı dikkate al- malı ve esasi direktifi çizdik « ten sonra gazeteleri neşriyatında tamamen serbest bırakmalı, cürüm bu direktif haricine çıkmakta a « ranmalıdır, kanaatindeyiz. Yeni kanunun — neşriyat — hayatımıza faydalı bir canlılık vermesini ve matbuat kuvvetini — memlekette başlı başına ve faydalı bir kuvvet haline sokmasını ümit edelim, M. Gayur eee M Fatih Sulh Üçüncü Hukuk hâ- kimliğinden: Aksarayda Kâtip Muslihittin mahallesinde Cerrahpaşa cadde" | sinde 40 No, lı hanede mukim Se- X A | Ihsan, sahaıği ğı vakıt mthiş bir maiâra ile karğı- | laştı.. kadın yatıyordu... takım mütegallibenin elindeydi. Hicaz ve Asirde Şerifler, Yemen - de Aleviler, ötede beride şeyhler emirler hükümran idiler. Bunların her biri başı boş hareket ediyor« du. İstedikçe biribirleriyle dövü - şüyor, biribirlerini soyuyor, biribi- rinin başma musallat oluyorlardı. Vehap oğlu Mehmet Der'iyede yerleşerek orasının emiri Mes'ut oğlu ile birleşmiş, onun — kılıcı ile cihadı açmıştı. Mes'ut oğlu kılı- cını çekerek harbe tutuştuktan son ra evvelâ etraf ve civardaki köy- lere ve kasabalara taarruz ederek bunları ele geçirdi. büyük yararlık gösteren — zat, Suut oğlu Mehmedin — oğlu Ab - dülâzizdi. Onun gazaları bütün Arabista- nı sarsıyordu. Ve bu gazalar kırk sene devam etmiş, onun savlet et- mediği yer kalmamıştı. Abdülâziz zin bütün gazıları, Arabistan için- de vuku bulduğundan, onun dışın-| daki, âlem orada olan biten işle- rin pek farkında değildi. Halbu- ki onun oğlu Suut 1800 — yılında, Kerbelâya hücum etti — ve orasını allak bullak etti. Kerbelâ, — ötedenberi Şiilerin mukaddes merkezlerindendir. Bu- rası Kerbelâ şehidi Hüseyinin al « tın kubbeli mezarını — ihtiva eden yerdi. Mezarın üzerindeki mina - | reler bile yaldızlıdır. Hele burada- ki evliya mezarları sayılmakla tü- Fakat bu işte| kenmiyecek kadar çoktur. Bütün | MUGSDASETEUU M GOLEEAAÜM İZETTİLİTTİTEERD DDD SD LA SUU MNN nn bu mezarlar, mübarek, mukaddes tanılır, yüz binlerce insan burala» rımnı ziyaretederek onlardan şefaat umardı. Suut buraya, hücumu müte- hiş bir hâdise idi. Vehabiler şehire girmişler, halk ile sokak muhare - besi yapmışlar, ortalığı kana bo - yamışlardı. Vehabiler bu kor - kunç katliâmdan sonra rast gel- dikleri kubbeleri, mezarları yıktı - lar. Hattâ Kerbelâ şehidinin me - zarı üzerindeki kubbeyi yerle düz- leriler, daha sonra “Necef,, e sal- dırdılar. Necef de kubbeli mezarlar şehri idi. Şehri çeviren sürun dışındaki münbit sahalar ,mezarlar ve kub- belerle dolu idi. “Meşhedi Ali,, şehrin ortasındadır. Onun da kub- besi altınla kaplanmıştı. Vehabi- ler, asıl Necefin içine girememekle beraber onun dışındaki ölüler şeh- rini tarümar ettiler. Bu hâdiseler Vehabilerin şöhre- tini dünyaya yaymıya kâfi geldi. Arabistanın içinde — korkunç bir kuvvet peyda oluyordu. Şiiler, —Vehabilerden intikam almakta gecikmediler. Bir devriş kılığına giren bir Şii, 11803 sene- sinde Der'iyeye gelerek, bunların emirini öldürmeyi kurdu — ve bir, gün, emir Abdülâzizi, Der'iye ca- münde ikindi namazını — kılarken hançerle vurarak öldürdü.. | Abdülâzizin yerine oğlu geldi. Suut| ve ikinci sütunlarındadır. Sandık, yarı yarıya altınla dolu idi... Içinde bir Yazısı dördüncü sayfanım birinci Vehabilerin hükümdarları için - deençök nam bırakanı, en çok şan kazananı, belki de budur. Kendisi, yalnıztevhit dinini neşretmekle kalmadı. Arabistanı siyaseten de birleştirmeğe çalıştı. | Onun için Hicaza hücum — etti, Hicazı da ilhak etmek istedi. O zaman Mekke, Şerif Galibin idaresinde idi. Vehabilere karşı ne yapacağını şaşıran bu adam, ilk önce onların ne — iştediklerini, ne dediklerini an!amak diledi. Fa - kat onların ne dediklerini anladık- tan sonra on'arla birleşmek iste -| medi ve asker hazırlıyarak taar - ruza geçti. İki taraf arasmda — muharebe başlamış ve Şeriflerin mağlübiye- tiyle neticelenmişti. — Şerifler, ilk- önce diledikleri sahalardan — geri dönerek Mekkeye sığındılar. 1803 senesinin hac mevsiminde hacılar- la kaynaşan “Mekke,,, Vehabile-| rin yaklaştıklarımnı derin bir teleh-| hüf içinde gördüler. Hacı'arın ço-| ğu bir an evvel yurtlarına dönme-| ge calıştılar. Ve (Suut), Mekkeye girdi, Şerifler, Ciddeye — çekilmiş bulunuyorlardı » Vehabilerin yaptıkları — ilk iş, (Mekke) deki kubbeli mezarların hepsini yıkmaktı. Suut Mekkeye girdikten — sonra üçüncü Selimle muhabere ederek vaziyeti bildirdi: *“1218 senesinin 4 Muharrem gü- nü Mekkeye girdim. Halkın, canı - lânik Bankası İstanbul şubesi mer murlarından Feridun Beyin küçük kerimesi Nejlâ Hanıma ebeveyni' nin muvafakatı ile ayni haned& mukim küçüğün baba babası mah” kemei temyiz reisi evvelliğindet mütekait Ali Rıza Beyin 7 — 5 — 934 tarihinden itibaren vasi tığ | edildiği alâkadaranın malümu mak üzere ilân olunur. (2396) Te aB e nı, malını korudum. Putperestliğ? benziyen şeyleri yıktım. Vergilef içinde haklı olanları brraktım, ge* risini ilga ettim. Senin tarafında!! gönderilen kadıyı makamında ye” leştirdim. — Sen de Şam valisimir Mısır valisini bu mukaddes şehr€ davullu, zurnalı Sürreler göndef” mekten vaz geçir. Bu gibi ,cyıdf“ dinle hiç bir münasebeti yoktur * Selâm.,, Vehabiler, Mekkeyi — ele geçif” dikten iki yıl sonra Medineyi zapt ettiler. Asir ve Yemen ve her t” rafta halkı tevhide çağırdılar. taraf on'ara iltihak ediyor, kabile” ler onlarla birleşiyordu. Vehabilerin ikbal yıldızı P."İ parıl parlıyordu. Medinenin 'l._' ; tından sonra şimale doğru !ü’ > yen Vehabiler — Şam ile Filitsi kapılarına dayandılar. Asıl Arabistan, — aşağı )'“vı': Vehabilerin eline geçmiş gibisiği Onların bir takım taşkınlık! 1";. masaydı, Hüccaca fena muar etmeseydiler. Belki de bu vazi) lerini muhâfaza ederler, belli " pek büyük bir harekete rehber * lurlardı. Fakat böyle olmadı.. # Çünkü Osmanlı devletini ale p lerine harekete mecbur etmi di. Vehabiliğin geçirdiği ıwr't’v,. leri müteakip — makaleleri is izah edeceğiz. örer RiZâ