27 Nisan 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

27 Nisan 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Aistte, orta halli, orta vi güzelliği pek fevka- İtnemiyecek kadınlarla ayı, At arkadaşlığı edebili- e Marş demek... : pe “Ben bir , ğıyım,, filmleri- ilem kahramanı Pol Mu- Me kendisi, ve karısı z diğer bir resmi bu- İk sayfamızda görülüyor. e dm ne mütevazi, ne kadar çi aradılışiı.. Ve hattâ denebi» | Pay Pol Muni; bu cüretkâr se-| tip, karımdan çok daha| bakılır bir mahlüktur, Fa- nd un hayatı, her cihetten böy | İiklerle doludur. | kimseyle konuşmağı sever. aş a ne şatafatı!... Nereye ! merden çıkagelmiştir? İğ, * daima kendine has bir ses- agşinde geçmelidir. Pol; böyle | İ iyeceğini Bilmi & eğ ilmiyor ay hatlerini daima gizli tutar. İma ilerden dehşetle sakınır.. De rsanız, bu (görünüş İğ mi basit hissini veren ve ak bop <rle de bu hissi tamamlı- | ,Muni fikren bir buhran ir, Nteilere konuşmak iste-| 2 *öyle izah ediyor: ğ Konuşmaktan belki bir $€Y iy * fakat ne söyliyeceğimi Orun, ' Po ie, », “ne düşünür? | ki ikmazsa, bu “meseleler; da hş tistin kendi san'atı hak: Pina, PİR il; düşünüşü o naklede- e be, pünyanın neresine gitsem, çk Mey, Yol almak ve temsil et- De elesi fikrimi | kurcalıyor. M2 ÜZnedir? Aktörün mânası du ln stüdyo olsun yy, SiRde rol aldım mı, ker >k; Ali soruyorum: iç Memnun edeceğim? la, düşey, yazdığı kitaptan bis- 1 Muvatta, İleri ezberlemek on- ia iye söylemek mi? lr e mi? Yak İşlendi a itte öylece on yi ten ibaret midir raktere halkı ben | Haftanın yeni havadisi Pol Muni'nin hayatı ne gibi hususiyetler- le doludur? Silviya Sidneyin geçirdiği kaza!... Işin aksi ciheti Buna karşılık, yalnız parasını düşünüp ona göre hesaplarile meş- gul olmayı bilen bir 'diğer artisti İde, bugünkü dedikodumuza' mev zu edinebiliriz. Plâtin saçlı Cin Harlo son za- manlarda küçük bir gaybubetten sonra stüdyoya, haftada 3,500 lira gibi bir para mukabilinde dönme- ğe razı oldu. Çin Harlo'ya, haftada bundan aşağı bir para yetmiyor efendim! Haftada kendisine 1700 lira verilirken çıkardığı hesapta zi- yan ettiği bile anlaşılmıştır. Küçük bir hesap Cim Harlo'nun aldığı bu para- dan yüzde onu, ilk ağızdan komis- yoncusuna gidiyordu. “İş acente- si,, diyelim, Bu parlak yıldızm, mukaveleleri, yeni akitnameleri ö- teberi dünya ahvaliyle uğraşır. Haftada 200 lira bir kâtibine vermek zaruretindedir. Bu kâtip, kendisine takdirkârlardan gelen mektuplarm kal ve faslıylauğraş - İ mağa memurdur, 4 Bu mektupların cevaplanması için sarfolunan para da bir yekün tutar mı size... 100 lira ayrıca öteberi küçük masrafa ayrılmıştır. Haftada 550 lira, bir yıldızın tasavvur edebildiğiniz nisbette mutat yaşama masrafıdır. Elbise, şu bu almaz mısınız. Bun larada sarfedince —wah biçare yıldızcağız| — âdeta ziyanlı çıkı- yormuş! Kısa bir haber: Holivudun en genç ve sevilmiş artisti Klark Geybi, artık ihtiyar- ladığını sandığımız Glorya Svan- son'la beraber bir filme bazırlanı» yorlar. Ed. Biyanko iğ, Pa vi: i bileni ei veriliyor, bil- e. ” Bu yıl da “Saray, sinemasma gelen Arjantin takımınm, Ameri- kadan geldiğini öğrendim. Son ziyaret ettikleri büyük şe- hir, Nevyork olmuş. Oradâ basılmış bir kaç muzik- hol ve sinema binasının ilânlarmı gördüm: Edvardo Biyanko; “Tan- gocuların Kralı,, olarak ilân edili- yor, Yalnız bir şey var, Edvardo Biyanko bu sefer bera- berinde varyete de getirmiş. Çalgı çalmdığı esnada, bunlar da vakit vakit rol alıyorlar, Gerçi daimi surette değişmek, ve her gelişinde hâlâ görülmek is- tidadını kendinde bulundurabil- mek hünerse de, çok defa bu var- yete denen “hareketin,, manzara yı maddeten dahi karıştırarak Ed- vardo Biyanko ve çocuklarını bir “fon,, haline düşürdüğünü kayde- debiliriz. Yeni havadis “Hayatım sana feda,, yıldızı İren Dan, beşinci defa olarak Holivutta evini değiştirmiştir. ... Artist Neyl Hamilton'un bahçe- sindeki lâlelerin miktarı 1500ü bulduğu haber veriliyor. ... Greys Mur isimli artistin, her yıl birer tane doğuran dokuz kedi- si varmış. Bu dokuzdan 2 tanesi- nin, kendiliğinden gelmiş olduğu müstahberat cümlesindendir. * “Madam Baterflay,, yıldızı Sil- viya Sidney son bir filminde Keri Grant'a isabet etmesi lâzım gelen bir yumruğu —kazaen— yemiştir. Şişmemesi için ilk tedavi süratle < apılmış ve oyuna devam etmekte- ır, .. ... “Cılız adam,, isimli bir eser, hakikaten cılız ve matlüba muva- fik bir artist bulunamadığı için bir “Buyurun efendim! daha buyurun allahaşkına!), Hani Türkçede (bir tekerleme vardır: — Karanfilsin kararın yok, gonca gülsün timarın yok!.. —der- ler.. Onun gibi, bizdeki ikramlarm da kararı yok. Ya çok alafranga, yahut ta çok alaturka.. Alaturkada âdet, misafirin ö- nüne, yiyebileceğinden daha faz- la yemek çıkarmaktır. İştihası var, yahut yok, bunu nazarı itiba- ra almadan tabağına bol bol dol - durmaktır. — Allahmızı severseniz, daha buyurun, benim hatırım için, bir de babamın hatırı için, bir de an- nemin hatırı için... Bir de darbı mesel vardır: — Hatır için çiğ tavuk yenir ... derler, Gönül kırmamak için illâki yi- yeceksin.. Canın istesin, istemesin, mideni dolduracaksın.. Hattâ, bu yüzden fenalık geçirenler, şarkka- dak düşüp bayılanlar (e bile eksik | değildir. Hele, içkili meclislerde, bu, da- ha fena oluyor. Zira, insan, ev sa- hibinin israrlarma dayanamıya- rak, içiyor ha içiyor, (neticede sarhoş oluyor.. Ve, sarhoş olmak , | elbette iyi bir şey değildir! İşte, alaturka ikramın O fenalığı böyledir: Ev sahibi, insanı, gönlü- nün dilediği gibi (yeyip içmeğe, keyfetmeğe bırakmaz! Bir de yeni tarz ve bize mahsus bir alafranga ikram çıktı: Elni öptürmeğe, evine gelen misafir için ayağa (kalkmamağa alışan ve bunu bir marifet sanan alafranga kırması ev sahipleri, damlarının altına giren insanları öksüz çocuk gibi boynu bükük br- rakıyorlar. Ne keyiflerini sormak, ne “buyurun!,, demek... Ne de bir şey isteyip istemediğini . sual et- mek.. Güya ev sahibesi prensestir, misafir, onun maiyeti., Hayır, ne bu, ne de öteki olmas lıdır. e Marifet, ikisinin ortasını bulmaktır. Misafire, kendi evin deymiş gibi rahat ve ferah bir mu- hit hazırlamalıdır. Hanımefendilik, efendilik bunu icap ettirir. (Hatice Süreyya) Orijinal bir şapka e sıcak havalarda Norma Şererin uzunca bir seya- hatten sonra stüdyoya avdetinde giydiği bu zarif mevsimlik kılık dikkati celbetmiştir. Şapka, eski Rus zabitlerinin kasketlerini hatır- | latacak tarzdadır. ramen esner Bree ea KANAR re adla türlü filme almamamaktadır. Taliplisi!? ... “Kraliçe Kıristina,, filmini çe- virmiş olanlardan Garbo, oyunu bir sinemada gösterildiği müddet çe bir kaç defa müşteri olarak git- miş, fakat kimse farketmemiş. Kapıcı şöyle diyor: “Bir genç kız, arada bir, gözle- rinde siyah gözlük, başta eğik bir şapka ve gabardin bir paltoyla ge- lip, seyredip gidiyordu. Kim derdi ki, bu; yıldızm ta kendisidir!...,, Greta Garbo fazla mütecessis bulduğu için, son hizmetçisini ye- niden değiştirmiştir. Sıcaklar fena halde bastı. Yaz elbiselerini daha şimdiden düşün- mek lâzımdır. Metro - Goldwin » Mayer artist lerinden Mae Clark'ın bir güzel tuvaletini geçen sefer takdim et- miştik, Bu sefer, ayni tuvalete ilâ» ve olarak jilesini gösteriyoruz. Beyaz elbisenin önü kapalıdır. Göğsünde iki püskülü vardır. Jile, siyah beyaz çizgilidir. Devrik ya- kasının kenarı tırtıllıdır. Sayfiyelerde giymek üzere, bu, pek zarif bir kıyafettir, neem yeni Dağcılık balosu Dağcılık ve yürüyücülük klübü 17 Mayısta dağcılık balosu vere - cektir, Bu baloda muhtelif millet. lerin dansları oynanacaktır

Bu sayıdan diğer sayfalar: