— : Hususi mektepler ne vaziyette? Zi ç —Bag tarafı 1 inci saytada— i“'"'“lmin sebebini bildirme- | ) Müdür beyin odasına girdim.. ksadımı anlattığım vakit: "f Buyurunuz.. Evvelâ müesse- Vi gezelim... —dedi. B_Kıı_ lisesi eski müdürü Zeki Yi !;di buranın baş muavini.. Şümüz birlikte, binayr dolaşe | ::I—-_Lll»rıhıvırluı. bizim o- " d“_ıuınuı zamanki resmi mek. 'eplerinkine kıyasla iyi.. .— Yalnız fizik — takımları için Yirmi bir bin lira sarfettik. Tu!benin âletlerle çalıştığı, gö Z€ Çarpıyor, Ana kısmı çocukları İçin tahsis olunan oda, beğenile- Sek güezllikte.. Kiler, mutbak, gı- yana, idarenin hasiş olma- d'İ“'l gösteriyor: — Günde, sabahlı akşamlı, dör- p yemek veriyoruz. Bizim ı.'“-ıiıdg gıda — nefasetine e- b——iyu atfeden ders müessesesi Yoktur. Yatakhanelerdeki karyola ke- Mfetine itiraz ediyorum. — Yanımızda yatmağa mahsus GU bir bina yaptırdık; tevsi edi- —Fakat, talebeniz — nerede, | —*'CP. galiba bomboş.. | Halbuki, şu esnada, iki yüz tas | l'h'ı Mütaleada imiş. Sınıfların kapısı açılıyor: kap*aların bazılarında — kırktan f'" gtocuk oturmuş, — başlarında kimse bulunmamasına rağmen, sü- kön içinde... Lisandan - geri kalan | , bir Almanca — muallimi, tınıf arkadaşlarını yetiştirmek ü- Zere, ayrr bir odada derse çalıştı- | “Wünde, hxll talebe,ayrı binada yatıp m'!or ve mütalea ediyor. Anm- dersten derse burada birleşi- Yorlar. Bahçede voleybol var. Çi- | i tarafta da çocuklar gezdirili- Yötmuş. Kızların bahçesi — ise a-. #açlıklı... — Yazın toz, kışın çamur olma- * diye, bahçeye, çimentolu çakıl Ü lük. Hamidiye suyunu bi- filtreden geçirdikten sonra içiri- » Kışın talebe, yüzünü gözü- Bü, ayaklarmı yıkayabilmek - için da sıcak su bulur.. Ona Töre tertibatımız vardır. Binanın =N olması şimdilik mahzur tet- k'diıol'ıı da, bunu alarak, .l_":' hi Üzerine beton yapmağı düşü- %di' müdür odw.. Mük v | k başlı muallimler arasındayız. : X Buyurun.. Bütün defterleri- | Fiz muntazam — tutulmuştur. ve| k ğ ür. “Hu- | Vat —._k:âîiı;ne;-::îı'ık olus | Y üplsede COYİĞ L | 'f—q“_ iftirasının bariz tekzibi ..." le tuluh:;! "â:l “"ul 'an bu defterlerdir. miyen | :ı.'*—iı devamsızlığı derhal ve- | “:' bildirilir. tonra hususi mekteplere tem :ı ân akmı olduğu dâ doğ- iştlildir. Kânunusaniyi müte- ':"' mektebimize, ancak kırk ye- ,,_"u“ gelmiştir. (ki, sınıf ba- Ti dört — tane düşer.) İl;'._" sene — başımda alınır.. di yatfımızdanberi okuyup ta tim —t:q Sinıflara varan — çocuklarır Yardır, '&—:—ı—l—nlmı bol bol ve: i şu defterlerden görür SeSLa n Ü ». N yoklamalarını di ::"Hl'q.._i.;._ . Tolkll İki verdiğimiz çocuklar pek , talebe di ük. e | ğer Tesmi Kselerle Sederdük h:. | arasında, böyle bir fark, elbette Her iki yoklamada | ayın muhakemesine dün bakıldı Mapavrili Mehmet bey, kendisinin suçunu ikrar ettiğini işittiklerini söyliyen memurları şahit olarak kabul etmiyeceğini söyledi Tünel — Şişli hattma işliyen bir tramvayın içerisine çanta için- de bomba, kitap, mektup bıra- karak tüccardan Artin Tülekyan efendiyi suçlu göstermek yolunda | bir harekette — bulundukları kay- diyle muhakeme edilen Artin Tü- | lekyan efendinin eski ortağı tütün taciri İbrahim, tüccar kâtibi Ce- | vat, Mapavrili Mehmet ve Hafız Mehmet Ragıp Beylerin muhake- melerine dün saat on beşte İstan- bul üçüncü ceza — mahkemesinde devam olunmuştur. Osmanın cesedi mezardan çıkarıldı Bir müddet evvel hırsızlık cür- münden Bakırköyünde Kel Osman isminde birisi tevkif edilmiş, bir ay evvel de ölmüştü. Bu adamın dayaktan öldüğü hakkında müd - dei umumiliğe bir ihbar yapılmış, ceşet dün mezardan çıkarılarak morga götürülmüştür. Hikmet Beyin konferansı Maarif Vekili Hikmet Bey dün inkılâp enstitüsünde dersine — de- yam simıçtir. Hikmet Bey evvalce askeri zaferi istihsal için neler ya- pıldığım harici siyaset noktaj na- zarından anlatmıştı. Dün de Lo - zan sulhunu etrafile izah etmiştir. çoktur. Bu — notların sureti hem muallimlerde bulunduğu, hem de velilere gönderildiği için sonra - dan değiştirilmesi — mevzuu bahis değildir. “Buradan çıkıp düyunu umumi- Yeye taşınan İstanbul lisesine na - Zaran, binaca, geri olabiliriz. Fa- kat, Türkiyedeki resmi mekteple- rin hepsi o ayardaki yapıları işgal etmiyor ki.. Hayriye lisesi, elbet- te, “muadil,, olmak sıfatını boşuna al “Muallimlerimizin hepsi, resmi liselerin hocalarıdır. “Hususi liseler, resmi mektep - le.rdeki hocalar arasında en iyileri- ni seçmek imkânında olduğu için, talebenin bunlara rağbet sebeple- rinden birini, bunda aramalıdır. “ Küçük çocukları, evlerinden otobüsle aldırıyoruz.. Bunu, resmi bir mektep, elbet yapamaz. Bütün gördüklerimi, duyduk- İarımı samimiyetle gazeteye yaz - mak yolunu tutmuş bir muharrir olduğum için, şunu söyliyeyim ki, Hayriye lisesinden menfi bir inti- bala ayrılmadım.. Geçenlerde, bir sanayi — anketi yapmak üzere — çalışmağa başla- mıştim. (Bunu tamamlayıp HA- BER'de neşredeceğim.) O anket esnasmında, devlet — fabrikalariyle hususi fabrikalar arasında uçu- rumlar kadar farklar görmüştüm. — İstanbuldaki — bir k2€ mükemmel lise müstesna, di- | Hayriye Nisest yoktur. (Va-Na) olduğunu 1 | Dünkü muhakemede önce şark tezyini sanatlar mektebi müdür muavini İsmail Hakkı Bey dinle- | nilmiş, İsmail Hakkı Bey, kendi- sinin polis müdürlüğünde Mehmet Ragıp ve Cevat Beylerin istiktap- larını yaptığmı, çanta içerisinde- ki mektupla evelce — yazdıkları mektupların tetkiki — neticesinde, yalnız Cevat Beyin yazısının çan» tadaki mektupta bulunan yazı ile mutabık bulunduğuna dair rapor verdiğini söylemiştir. Cevat Bey, bu raporu kabul e- demiyeceğini, yeniden — istiktap lâzım geldiğini ileri sürmüş, sonra Çakmakçılarda — kitapçı Bimen Zartaryan efendi çağırılmıştır. Çantada bulunan - kitaplardan ermenice olan ve 1924 senesinde basılan “Tas,, isimli aşk romanı- nı, Mapavrili Mehmet Beyin bu kitapçıdan on beş kuruşa satın ak dığlı mevzuu bahsoluyor. Bu şahi- din, mahkemede tereddütlü bir tarzda söz söylediği, Mehmet Be- yin, kitabı kendisinden satın ah dığını memurlarla birlikte dükkâ- na geldiği zaman ikrar edip etme- diği noktasından davacı vekili Fe. xit Beyle Mapavrili Mehmet Beyin vekili Osman Nuri Bey — arasında şiddetlice münakaşalar olmuş, şa- hidin iki türlü ifadesiyle karşılaşıl- dığını müddeiumumi muavini Nw rettin Bey de ileri sürmüş, kitap- çıdan bunları telif etmesi istenil- miş, bu iş bir hayli uzamıştır. Davacı vekili, bu şahidin teh» dit edildiğini, onun için mütered- dit bir tavırla ifade verdiğini iddi- a etmiştir. Bundan sonra diğer şahitlerin dinlenilmesine geçilmiş, birinci şube ikinci kısımda birinci komi- ser Fevzi, birinci şube memurla- rından Hakkı, Ali Rıza, Şişlide memur Nuri, Pangaltı komiseri Kâzım, tramvay - biletçisi, sivil merkez memuru, komiser Lüt- fi, tramvay müfettiş muavini Ni- hat, sivil merkez memuru Kemal GecUTESEKEEEE YEKANERLANNENESLAN FUN SELAANAE YEEKAEEALANAAN, e .Fx.dî'.l Ağırca yaralandı Aksaraylı Kerim isminde biri dün gece Samatyada Behçet adlı biriyle kavga etmiş ve Behçeti bı- çakla küreğinden yaralamıştır. Ya rası ağırca olan Behçet hastaneye kaldırılmıştır. Dayak attı Beyoğlu Topçeken sokağında oturan Angelikiyi döven Artin ya- kalanmıştır. Bisiklet çarptı Fındıklıda Hamam sokağında oturan Mehlika kıza Ahmedin bi- sikleti çarpmış ve yaralamıştır. Suçlu çocuk yakalanmıştır. Yangın Taksim Sıraservilerde Miçonun apartımanından Yangın çıkmış İse de etraftan yetişilerek — söndürül- müştür. Polisçe Yangınm sebebi a - raştırılmaktadır. tahkikatın izahat Beyler dinlenilmişler, muhtelif safhalarına dair vermişlerdir. Mapavrili Mehmet Bey, ken- disinin suçunu ikrar ettiğini işit- tiklerini söyliyen bazı memurları şahit olarak kabul — etmiyeceğini, bunların kendisini — şiddetle döv- düklerini, dövdükleri belli olma- sın diye de ayaklarını kolonya ile yıkadıklarını söylemiştir. Muhakeme, tahkikatın — bazı noktalardan — genişletilmesi için başka güne bırakılmıştır. Adliye sarayının yangını dava- sına önümüzdeki Salr günü İzmit ağır ceza mahkemesinde devam olunataktır. İzmit ağır ceza mah- kemesinden İstanbul üçüncü ceza mahkemesine gelen talimat muci- bince bazı şahitlerin dün -istinabe suretile ifadeleri alımmıştır. Bu şahitler o geco tevkifhaneden yan gını gören mevkuflardır. Evvelâ Haydar Efendi isminde biri dinlendi. Bu zat zimmetten mevkuftur. Ifadesinde şöyle demiş tir: — Yatsı namazını kıldım. Mangal başına geçtim. Boşnak Ali Adliye yangını da- vasında istinabeler Şeker meselesi İktisat Vekili Celâl Beyin dün Büyük Millet Meclisinde verdiği izahat kaydedilmeğe değer. Celâl Bey şeker sanayiinin memleketi- mizde henüz yeni inkişaf ettiğini ve krize daima maruz bulunan bu sanayiin himayesi lâzım geldiğini işaretledikten sonra — müstehlikin hukukunun da sıyaneti icap ettiği- ni söylüyor ve şeker fiyatınm ten- zili imkânı hakkında — tahkikatta bulunulduğunu bildiriyor. Celâl Beyin beyanatında bizim bir müd- dettenberi ileri sürdüğümüz — “şe- ker pahalılığı,, meselesini tekzip eden bir nokta göremedik. Vekil Bey de bizimle beraber şeker — fi- yatmın fazlalığını kabul ediyor. Yalnız Şeker sanayiinin himayesi için bu fiyat fazlalığının idame e - dilip edilmemesi meselesinde — te- vakkuf ediyor. Şekerde ihtikâr yapıldığı hiç bir vakit hatırımıza gelmemiştir. Ayni zamanda şeker sanayiini ko- rumanın da tamamen taraftarıyız. Maamafih geçenlerde de bilvesile işaretlediğimiz gibi memleketimiz de şeker fiyatı müstahsil olmıyan memleketlerdeki fiyatlardan bile çok yüksektir. Bunun sebebini a - raştırmak ve şekerin maliyet fiya- tını azaltarak halka daha ucuz şe- ker temin etmek mümkün müdür? |Değil midir? Meselenin encan a-. lacak noktası bizce budur. Vekil bey bir ocmbı“" N sısa müracaat edilerek leketlerdeki — şeker ”7:."::::"_' necar ra lı:.keünıiıdeki waziyetin tetkik etti- rildiğini bildiriyor. Bu gayet mu - sip bir harekettir. Ayni zamanda, mütahassısın alâkadar olamıya- cağı diğer bazı cihetler de mazarı dikkate almmak lâzım gelir kana- atindeyiz. Bu, fabrikaların — müz- tahdem kadrolarma taallük — edi- © sırada “saat dokuza çeyrek var,, | yor. Yeni açılan milli müessesele- demişti. derken acı, acı bir düdük | rimiz rast gele yüzlerce lira maaş sesi işitlik. Pencereye koştuk. Ben | alan ve ehliyeti meşkük bulunan Adliye sarayının Topkapı sarayı | memur ve müstahdemlere me'kel tarafına bakan cihetinden ve — en | olmamalıdır, Bütçeleri sıkı bir tet- üst kattan duman çıktığını gör- | kik ile yapılmalı, boş yere - sarfi - düm, Dumandan sonra da alev | yattan sakınılmalıdır. Biz bunu çıktı. Bir adam camın önünde te- | yazarken filân veya falan mücsse- lâşlı, telâşlı gidip geliyordu. Ey- | seyi kastetmiyoruz. Müesseseleri- vah yanacak zavallı... Bari itfaiye | mizde umumi surette görülen bir çabuk yetişse de yanmadan kur- | temayülü işaretle iktifa ediyoruz. tarsa dedik, Fakat itfaiye yarım| — Diğer bir nokta da kriz ihtima- saât sonra geldi. Yangın üst kat- | li vesaire nazarı itibara — almdık- tan çıktı. Biz böyle gördük.,, Bundan sonra çağrılan bir ka - til mevkufu da şöyle anlattı. — Dokuza on vardı. Kuğuşun penceresinden baktım. En üst kat yanıyordu, İkinci pencerede bir a- dam gördük. İtfaiye.sandık. Bu katın altındaki katta bir şey yok tan sonra maliyet fiyatt —üzerine konulması icap eden kâr miktarı- nn tesbitindedir. Günün birinde Kriz olabilmesi düşünülerek yüz- de altmış, yetmiş kâr almak şüphesiz ki âdilâne bir hareket sa- yılamaz. Mesele bizce gayet basittir, İk- | tisat Vekâleti milli müesseselerin tu. Birinci ikinci katlar karanlık- |tı. Bir adam ikinci pencereye tır- .':::ııoıdu. a Sonra kurtulamadı, Bbtaz aK yolımlla b .» ç ğ l Mağuksben Heanii Bizei la » VZi S Ler AĞN minde bir mevkuf daha dinlendi. kânı dairesinde yardımda bulun: Bunun ifadesi de diğerlerinin ayni malı ve sonra muayyen bir en- idi, Salih isminde bir mevkuf şa -| u, göre kâr almaları — usulünü hit daha dinlen_oeeldi. Fakat bu a - | yangilerine kabul - ettirmelidir. dam hılen WM. olduğun - | punda hiç bir güçlük yoktur ve e- dan ıetırıhım_ için muhakeme miniz ki bu tamamen tatbik olu- başka güne bırakıldı. mursa şeker fiyatında — şükranla Yugoslav meb'uslar — |kaydedilecek lıi:_ı“ıîıııı:ın;.ık görüle- hrimiz ve Ankarayı ziyaret | tktir: İktisat Vekilinin eski tecrü- edî:k olan Yugoslav Melı':ulı. besinden beklediğimiz scmere de rmdan bir grapun bugün şehrimi- | Pudur. ze gelmeleri beklenmektedir. M. Gayur Meb'uslar Ankaraya — gitmez- YA den evvel bir kaç gün şehrimizde Seyyah geldi kalacaklardır. | — Dün şehrimize Providans vapu- l rile 200 seyyah gelmiştir. N sarfiyatını ve istihsal kudretini göz önünde bulundurmalı, — zait