Hayat Ansiklopedisi 54 üncü cüzü çıktı Onuncu sene: No. 3 5 7 6 Teı«af *» meunn w w. <~wı w umhurıyet i c ı g ı a ı yç meKTUp auıcsı. ^ııııııımrıyet, IStaaDUl POSta kUtUSU: LStanDUl, NO. 248 • ««.Ol £.£ Pazar 22 Nisan 1934 Telefon: Başmuharrlr ve evi: 24290, Tahrir heyeü: 24298. Idare ve matbaa kısmUe Matbaacüık ve Nesrıyat Şirketi, 24299 Hayat Ansiklopedisi Büyük bir köfüphaneyi bir arada evinize gefiren en faydalı eserdir. Her evde bir (ane buhınmak lâzımdır. EĞER ZÎRAAT, MEMLEKETÎN BELKEMİĞİ İSE Köylünün vaziyetini ıslaha birinci ehemmiyet derecesile bakmak vazifelerin en büyiiğü olur Köylünün tatın alma kudretinin pek ziyade azalman umumî hayatı durğunlaştıran başlıca amildir. Nihayet memleke ttn ikttsadi ve mali hayatı mevzuubahstır. uğday işinde herkes büyük bh meselenin esasları saklı bulunduğunu artık iyiden iyiye hissetmedi değü. Hakrkatte bu buğday işi ohnaktan ziyade köylünün konmması işidir. Köylünün yetistirdiği mahsullerden bilhassa buğday fiat itibarile pek düşük ol duğu ve buğday her zaman mem • leketm başlıca mahsulü ohnakla beraber başlıca ihtiyacı da bulun • duğu îçin mesele, buğday meselesî ismini alıms oluyor. Himayeye muhtaç olan köyKimüzü buğday üze rinde hhnaye etmekliğimiz mev • zuubahstir. Bundan buğdayın korunması isi de kendiliğinden çıkıms bulumryor. Yoksa dbğrudan doğruya buğdayın hhnayesi mev zuubahs değildir. Mevzuubahs ol mağa meğmez mi? Değer ama o •eklmde mesele o*aha samil başka bir meseiedir. Biz adına buğday meselesî dedîğimiz simdrki mesele ile yalmz buğdayrn beynelmilel dahi çok düşük olan kıymetîni kendi memleketi mizde kendi vaziyetimizin icaplanna göre muvakkat ve sun'î olarak bir mîktar yükseltmek istiyor, ve bu muvakkat tedbirle sadece köylümüzün korunmasını gözönüne almıs bulunuyoruz. Bizde buğdayın kilo. da köylüye vasatî olarak yalnız 2 kurus verebilmesi, diğer esya fiatlerine nisbetle pek asağıdır. Tür kiyede iktısadî buhramn müessir bir afet olmasının bellibaşlı sebebi işte burada toplamyor. Bundan yalnız köylü değil, bütün memlefcet ve mllletçe hepkniz müteeMİris. Köylünün satınalma kudVetinin pek ziyade azalmasn umumî hayatı dur • gunlastıran başlıca âmildir. N ihayet memleketin ikttsadi ve mali hayatı mevzaubahstır. Maliyeti on para bile olmtyan tuzun kilosu 10 kurustur. Vaktile kik>su 40 kurus olan tnhisar tütü • nünü simdi lâakal 800 1000 ku . rusa satıyoruz. Sif liman fiatı kiloda nihayet 9 1 0 kurus olan sekerin bizde toptan fiati 4 0 4 5 kurustur. zıkkım müskiratın fiatleri bile 150 200 kuruşu boylamiştir. Herşeyin fiati su sebepten, bu sebepten yüksek; yalnız buğdayın fiati hic denilecek kadar az. Halbuki simdi köylüye kiloda vasatî olarak yal nız 2 kurus verebilen bu mahsul, köylümüzün en ziyade meşgul olduğu iştir. Köylü bu işle meşgul olmasın mn? Korkunç bir düsünce. Bunu kimse kabul edemez. tste o zaman felâketlerin en büyüğüne maruz kalırız. Fakat şhndiki hiç fiatle köylünün ne zamana kadar bu belâya katlanacağmı ve k a 1l anabilece ğini f arzedebiliriz ? Yarmki büyük felâketin önüne geçmek içm simdiden niçin hepimiz ufak tefek külfetlere ve fedakârlık lara katlanmağı derpiş etmiyoruz? Hayret olunacak kadar büyük bir lâkaythk diyeceğiz ama, biliyo ruz ki meselenin tedbiri de zanno • lunduğu kadar kolay değildir. Bu zorluktur ki hephnizi ve bilhassa müdir muhrtleri fazlaca düsün dürüyor. Fakat tereddüt ve mti yatta ilânihaye ısrar edemeyiz. Behemehal buğday isinde müstahsil köylü lehine birşeyler yapmağa mecburuz. Hem Ziraat Bankasının sitndiye kadar takip olunan mah dut müdahalesinden ileri ve şim dî ekmeğin veya unun kilomraa koymağı tasavvur ettiğimiz bir kurus koruma payından ileri... Biz bu işte birinci olacak deği liz. Hâdiseyi bütün memleketler vaktinde böyle gördüler, ve bütün bir cesaretle fedakârlıklannı da o. na göre aldılar. Buğdaydan bo. ğulan Amerikada ekmeğin kilosa bizim paramtzla 18 kurustur. Millî mahsulü kendi ihtiyacmdan fazla olan Fransada ekmeğin kilosu bizim paramızla 17 kurustur. Dışandan kilosu 4 5 kurusa buğd'ay alan Yunanistanda ekmeğin kilosu bizim paramızla 17 kurustur. Buğday ziraatine çok ehemmiyet veren, fakat hâlâ bir kisım ihtiyacı için hariçten kilosu 4 5 kurusa buğday ithal eden ttalyada ekmeğin kilosu bizim para . mızla 1 6 1 7 kurustur. Dünyanın büyük buğday limanlarından bîri olan Liverpolda buğdayın kilosu 4,5 5 kurustur. Bütün tngilterede ekmeğin kilosu bizim paramızla 17 kurusa yeniliyor. Bunun sebebi bütün bu memleketlerde millî buğday mahsulünü, yani milletin köylü kismını korumak lüzum ve ihtiyacından başka birşey değildir. Biz böyle bir himayeyi her mîl letten fazla düsünmeğe ve tatbik etmeğe mecburken işte hilâ bu sahada esaslı tedbirimizi alama • mış olmak vaziyetinde bulunuyoruz. Netice olarak köylümüz eziliyor ve pazarlarrmiz yıkılıyor. Çünkü Türkiyenin millî ikhsadı ancak köylüsünün satınalma kudretine dayanabilirdi. Memleketimizde ziraatin ve bu nıeyanda bittabi buğday ziraatinin de • ıslaha muhtaç olduğunu bili riz. ınsallah günün birinde bu mem. lekette dahi bu ıslahı temin ede cek ehliyetlerin tebarüz ettiğini göreceğiz. Fakat simdi mevcudu muhafaza edemezken ıslahtan bahsetmek abestir. Az tstîhsali yürütemiyoruz, çok istihsali düsünmek delilSc olur. Fransada buğdaydan köylünün eline 9 1 0 kurus geçmesi siyaseti takip olunuyor. Biz o kadar ileri gitmiyerek buğdayda köylülmüzün eline yalnız 6 kurus geçmesini tek. lîf ediyoruz, ve bu böyle olabilmek için bütün memlekette buğday işile meşgul olacak bir ofis tesekkül etmesini zarurî buluyoruz. Köylüye buğdayın kilosunda 6 kurus temin edecek böyle bir ofis, devlete bü yük külfete mal olmaz, hatta hiçbhkülfete mal olmaması bile müm kündür. Bunun icin sehirlerimizd'e •e kasabalanmizda ekmeğin 1 0 1 1 kurusa yenilmesini k&rarlaştırmak kâfkfir. Aradaki farkla bu işin hem masrafları, hem ihracat üzerindeki noksanlan belâgamabelâğ temin olunur. tste ana hatlarında bugünün en büyük işi budur. Bu yapıldığı za man köylü vergi vereceğim diye elindeki üç bes hayvam yok pahasına satmak mecburiyetinden kurtulacak ve pazarlarımızin simdiki durğunluğu yerine herkesin yıizünü güldüren bir canlılrk gelebilecektir. cektrr. YUNUS NADt İbrahim Tali Bey bugün gidiyor Umumî müfettiş; hemen imar faaliyetine başlıyacak tkinci Umum Müfettiş Ibrah'tn Tali Bey ve refakatindeki miifet • tislik müdür vr memurlan bu sa bah otomobiller • le şehrimizden Edirney* gidecek lerd'V. ibrahim Tali B bir muharririm"e su beyanatta bu lunmustur: ibrahim Tali Bey « Müfettisi Umumilik vazifesme baslamak üzere yann sab'h (bugün) otomobille hareket edeceçim. Otomobil seyahatnii tercih etmekliğimin sebebi buradan Edirneye kadar olan yohm ne halde bulunduğunu ve varsa anzaIannı mahallinde görmektir. Bunun için (Mabadi beşinci sahifede) Mecliste hararetli bir celse Şeker istihlâk resminin arttırılması lâyihası münakaşaları mucip oldu Celâl Bey, «şeker sanayündeki büyük kazancı şahıslara kaptırmıyalım» jddiasına cevap verdi, «tuttugumuz yol ihtikâı yolu değildir» dedi. Dahiliye memurlan Kanunun 2 nci maddesinde yapılacak degişiklik Ankara 21 (Telefonla) Dahi liye Encümeni dahiliye memurlan kanununun ikinci maddesini su se kilde deği^tirmistir: «llk defa dahiliye memurluğuna namzet olarak girebilmek için or tamektep mezunu bulunmak sarttır. Bu sartı haiz olanlardan müteaddit talip bulunduğu takdirde talipler arasında müsabaka yapılır. Ortamektep mezunu bulunmadığı takdirde diğerlerinin müsabaka itntihanile almması caizdir. Namzetlik müddeti azamî bir senedir. Namzetlerden ehliyeti tasdik e dilenler memur olabilirler. Namzetliği tasdik edilmiyenler bir sene daha namzetlikte kalırlar. Bu sene de ehliyet gösteremiyenler memuriyete alntnazlar. Mülkiye ve Hukuktan mezun olanlar namzetlik devrelerini birinci sınıf nahiye mii(Mabadi beşinci sahifede) fzmir meb'usu Halil Bey Ankara 21 (Telefonla) Meclis bugün saat on beşte Hasan Beyin ri yasetinde toplandı. Iktııat Vekilimiz Celâl Bey Mahmut Nedim, Antalya meb'usu doktor Kemal Beylerden mürekkeptir. Macaristana gidecek heyet Cumhuriyetimizin onuncu yddönümü münasebetile memleketimize gelen Macar meb'uslanna iadei ziyaret maksadile asağıda isimleri yazılı zevattan mürekkep bir heyetin Macaristana gitmesi için okunan Riyaset Drvanı tezkeresi kabul edildi. Hehet, Trabzon meb'usu Hasan, Beyaztt meb'usu Halit, Kocaeli meb usu Bekir Sıtkı, Bursa meb'usu Emin Şükrü, Resit Saffet, Malatya me'usu Kabul edilen lâyihalar Mütekabme Tapu ve Kdastro, tkbsat VekâleÜ, Nafıa Vekâleti, Askeri Fabrikalar umum müdürlüğü, Jandarma umum kumandanlığı, Dahiliye Vekâleti, Millî Müdafaa Vekâleti, Adliye Vekâleti münakale lâyihalan, Konya ovası sulama idaresi büftçesine ilâve edüecek tahsisata dair kanun lâyi hası, Büyük Millet Melcisi ve Riyaseticumhur bütçelerinde yapılacak münakale lâyihalan bilâmüzakere aynen kabul edildi Kocaeli meb'usu Stm Bey tkamet mukavelesi aktedilmiyen dev> letlerle yapılacak mukavelenameler hakkmdaki kanuna muzeyyel kanun lâyinasmın müzakeresinde Refik Şevket Bey bir sual soracağım bildirdi. Bunun üzerine Hariciye Vekili Beyin Mecliste bulunmaması dolayısile lâyi hantn müzakeresi tehh edildi. Buhran ve muvazene vergileri İkhsadî buhran vergisine ait lâyihamn müzakeresinde Refik Şevket Bey, bu kanuna ihb'yaç olduğuna kendi sinin de kani bulunduğunu, buhran vergTshıi bu suretle herkestn vcrmesinin (Mabadi aliıncı sahifede) İnsul İzmir yolunda neler anlattı? Lozan zaferi ve mazi Maarif Vekili dünkü dersinde Lozan müzakereleri ni ve muabede ile neler kazandıgımızı anlattı «M. Ruzvelt bir gün beni Maarif Vekili görmek için intizar odam Hikmet Bey, !n kılâp tarihi enstida iki saat beklemişti!» tüsündeki dersleriAmerîkalı banker tnsulü İzmire götürmüs olan polis beşinci şube müdür muavini Yunus Vehbi Beyle refakatindeki memurlar dün sehri • mize avdet etmişlerdir. tnsulün seh • rimizden sevkine dair malumat, gecikmis oltnakla beraber meraklı olduğundan nesrediyoruz: * ' ' M. tnsul vapurda Balıkesire gi den bir Türk Hanımının elindeki tngilizce mecmuayı görünce onunla alâkadr olmus «zannedernn ki ingi lizce bilyorsunuzf demistir. Hanımdan müspet cevap alıp Şikagoda tah«ü ettiğini de öğrenince hayret et • mis, «ne güzel ingilizce konuşuyor nnuz> diyerek memleketimiz hak kmda kendisinden izahat alcnıstır. M. İnsul bu Türk hanunile konu furken sryasete ve bilhassa kendi (Mabadi dördüncü sahifede) ne dün de devam etti. Hikmet Bey, simdiye kadar askerî zaferi istihsal için neler yapıldığını, haricî siyaset noktai nazanndan anlatmışh. Dün kü dersini Lozan sulhunu izaha hasreden Hikmet Bey Madrîf Vekili Hikmet Bey, dün sabah, Salîh Murat ve konferansına şöyle Mehmet Emin Beylerle KadtkSy vapurtmdan çıkarken bizim talebimiz üzerine Sovyet Rusya başlrdı: ile, Rusya camiasına dahil olan Ukray« Mütareke müzakerelerbıde, sulh na ve Gürdstan da müzakerelerde hakonuşmalannm Lozanda yapüması ta zır bulunmuştur. karrür etımşti. Konferansa bir tarafta Bulgaristan Noyi muahedesini imzaTürkiye, karşı tarafta Fransa, tngOtere, ladığt vakit, kendisine Akdemzde bir ttalya, Yunanistan, Romanya, Yugosikhsadî mahreç verümesi takarrür et • lavya, Japonya iştirak etmişti. Bundan (Mabadi ikinci sahifede) başka boğazlar meselesi göruşülürken ııııiMiıniMiııiM M. Yevtiç bugün gidiyor Misafirimiz şerefine dün ziyafet verildi. Bugün şjşhri gezecek ve akşam Belgrada hareket edecek Ağaçları koruma Mes'uller anlaşılıyor! ınııı m ııı ıt ıı ı ıı ı M ıııııııııı m ı rı mi ıııı 1 1 ıı 1 ııııııııııııııııımııııııınırııinmmwıinıııııınııımmiııııımmmıııınııtıiHHiıw M. Yevtiç karstlayıctlarile beraber istasyondan çıkarken Birkaç gündenberi Ankarada bu • ve M. Yevtiç refikasile birlikte otomolunmakta olan dost Yugoslavyanuı bille doğruca Perapalas oteline git kıymetü Hariciye Nazırı M. Yevtiçle mislerdir. Mm. Yevtiç ve refakatindeki zevat Misafirlerimiz öğleden evvel otomodün sabahki trenle Ankaradan sehri bille Dolmabhaçeye giderek sa ayı gez mize geknislerdir. ıcişler ve oradan da Beylerbeyi sarayım Mubterem misafirimiz Haydarpasaziyaret etmişlerdir. da Vali muavini Ali Rıza ve Emniyet Vali muavini Ali Rıza Bey dün sa Müdürü Fehmi Beylerle Yugoslavya at 1,30 da aziz misafirimiz M. Yev • konsoloshanesi erkânı, İstanbuldaki tiç ve refikaları şerefine Tokathyan oYugoslav kolonısi ve çok kalabalık bir telinde bir öğle ziyafeti vermktir. halk kütlesi tarafmdan karşılanmıştır. Ziyafette M. ve Mm. Yevtiç, Vali Bir asker ve polis müfrezesi misafir • lere resmi selâmı ifa etmistir. Vali mu muavini Ali Rıza Bey, Yugoslavyanm Ankara elçisi M. Yankoviç, Belediye avini Ali Rıza Bey M. Yevtiç trenden inince kendisine sehir namma, « hoş reis muavini Hâmit ve Istanbul Yugoslavya konsoloshanesi ve tstanbul matgeldiniz» demistir. M. Yevtiç ve refakatindeki zevatla is buat erkânı bulunmuştur. ' Ziyafette Vah" muavini Ali Rıza Bey tikbal heyeti Haydarpaşadan Ankara motörile Topane nhtımına çıknuşlar (Mabadi dördüncü sahifede) Dün İktısat Vekâletine Esnaf Bankasma dair mü Istanbul için yapılan lâ him bir rapor göriderildi. Banka heyeti toplamyor yiha encümenlerden çıktı Zavallı çöpçülerin 70,00C Ankara 21 (Telefonla) tstan • bul sehri ve civanndaki ağaçların lirası da gitmis! korunması için Ziraat Vekâletince hazırlanan lâyiha Dahiliye Encü meninde tadil edilmiş, Meclis heyeti umumiyesine sevkolunmuştur. Lâyihaya göre, mülkiyeti her kime ait olursa olsun belediye hudutlaıı dahilinde Ziraat Vekâletinin ilân edeceği mahallerde sihhatin, gü zelliğin ve sulannın, toprak kaymalarımn korunmasını temin eden dağnık veya toplu ağaçlık yerlerde ağaç sökmek, kesmek, ağaçların yasama ve inkişafma mâni olacak budama yapmak ve nevi ve cinsleHni değiştirmek Ziraat Vekâletinin yazılı emrine bağhdır. Bu kanuna aykın hareket edenler iki aydan iki sene • ye kadar hapis cezasile cezalandı nlacaklardır. tktısat Vekâleti tarafmdan, Esnaf bankasının yolsuzluğu devrindeki muamelelerini tetkike memur edilen sirketler komiseri Remzi Saka Bey dün de bankada geç vakte kadar meşgul obnustur. öğrendiğimize göre, idarî cepheden yapılan tahkikat miihim neticeler vermiş ve yolsuzluklaruı mes'ulleri tamamen tesbit edilerek İktısat Vekâletine mufassal bir rapor gönderilmiştir. Tetkik edilen banka evrakı arasında imzalan sahte bir takım senetlere de tesadüf edUmistir. Bu meyanda, müf lis siit şirketine kefil olan Milâslı Meh met Ali Beyin imzası taklit edilmek suretfle bankaya sürübnüş 5000 liralık bir senet bulunmuştur. ~ " * Esnaf Bankastnda 70,000 liralan güme giden Belediye çöpçüleri Dikkate şayan bir cihet te, bu sab> tekârlığın kolaylıkla farkına varılacak bir şekilde olmasıdır. Bu muameleler, pürüzlü isler zamanındaki mes'uliyette, bankada evrakı görmekle mükellef olan şef ve memur(Mabadi altıncı sahifede)