Barilsmin — ngşamı K oslddi AT v a Mösyö Dümerg Fransız dahili ve harici siyasetini anlattı “Fransa kendilerine karşı kendisini müdafaaya mecbur olduğu milletlere asla kin beslemez, fakat...., Paris, 22 (A.LA.) — M. Du- mergin, radyo — ile neşredilen bir tebliğinde bütün Fransızların pek ziyade pahalılaşmış — olan maişet | masrafını tenkis etmek — suretiyle devletin mali işlerini yoluna koy- | mağa taraftar oldukları beyan e- dilmektedir. | M. Dumberg eski muhariplerin kendi arzu ve ihtiyarları — ile kal- kınma işine yardım etmiş olmala- | rını şükranla karşılamış ve devlet hadimlerinden bazı kimselerin ise | frank kıymetinin düşmesi ve ev - velce Frnasızları ıstıraba düşür- müş olan felâketli vaziyete tekrar | düşülmesi demek olan enflâsyo- nun meziyetlerinden bahsedenlere safdilâne kulak vermiş olmalarına tecssüf etmiştir. İ İngiltere - Amerika arasında ihtilâf Vaşington, 22 (A.A.) — Cüm - huriyetçi — Britten, — mümessiller meclisine M. Hull'dan İngiltere - nin Nevyork — başkonsolosu M. Kannpllelin geri aldırtılması için müracaat etmesini istiyeceğini bil- | dirmiştir. Baş konsolos bir nut - kunda (Vinson) kanan lâyihasını — “tasvip etmediğini söylemiştir. Bu lâyihâ, muahedelerin tah -| dit ettiği nisbette Amerikanın bah ri inşaatta bulunmasına aittir. Röyter ajansı tarafından malü- matına müracaat edilen M. Kanp- lel ne böyle bir beyanatta bulun - duğunu, ne de- böyle bir nutuk söylediğini inkâr etmiştir. Altın gümüş işi Vaşington, 22 (A.A.) — Beyaz sarayda yapılan görüşmelerin hita mında M. Ruzveltin — kâtibi M. Earpy, demiştir ki: Konferansta altın ve gümüş te | dahil olduğu bütün dünyanın para | meselesi görüşülmüştür. Yakında yeni görüşmeler yapılacaktır. M. Harison, demiştir ki: Eğer bir kanun — yapmak Jâzım ise bunun için hep beraber iyi bir | kanun lâyihası hazırlıyabiliriz. Varşova yolunda Paris, 22 (A.A.) — M. Bartu sa- at 19,15 te Varşovaya hareket et - miştir. Beraberinde kalemi mal- sus müdürü M. Roşe vardır. M. Bartuyu istasyonda hir çok zevat ve bu meyanda M. Tardiyo, M. Sarraut, M. Piyetri, M, Flanden Romanya hariciye nazırı M. Titü- | lesko, Leh büyük elçisi ve Çekos- lovakya, Yugoslavya, Romanya ve Yunanistan orta elçileri teşyi et » mişlerdir. Maden infilâkı Belgrat, 22 (A.A) — Dün öğle- den sonra Sarazyı Bosna yakmında Lâin Kâkanj kömür — madeninde vukua gelen müthiş — infilakta bir çok kimszlerin ölmüş olmasından korkulmaktadır. Şimdiye kadar on iki naış çıkarılmıştım. Diğer yüz amelenin enkaz altında kalmış ok Juğu zannolunuyordu. Akıbetleri cneçheldür. | Bu şartr haiz olup ta fazla istekli | tasdik edilenler Başvekil, riyaset etmekte oldu- gu hükümetin her ne pahasına o - lursa olsun frangın kıymetini mü - dafaa edeceğini, mali kalkınma- dan başka kalkmmaları da temin , eyliyeceği ve bilhassa hükümet o- | toritesini tesis edeceğini ve çünkü bu otoritenin bulunmaması anarşi- ye ve bu anarşinin de dahili harbe | ve ecnebi jstilâsına sebebiyet vere- ceğini söylemiştir. M. Dumerg, bundan sonra şim- diye kadar görülmüş olan işlerin neticelerinden bahsetmiş ve hayat pahalılığını azaltmak ve işsizlerin miktarımı — eksiltmek maksadiyle hükümetin bu vadideki faaliyetine devam edeceğini ilâve etmiştir. — | Sözü harici siyasete — nakleden M. Dumerg Fransanın sulhü tahak M. Muşanof Sofya- ya dönüyor Berlin, 22 (A.A;) — Bulgar baş | vekili M. Muşanof — Almanyanın, Alman — Bulgar münasebatını tarsin etmek arzusunda bulundu. ğu kanaatiyle ayrılmıştır. Berlindeki dostane nümayişler bu gayeye erişilmesine yardım e| decektir. —Alman siyaseti Bulgar | ların arzusu mucibince ik” — -mle- ket arasındaki münasebeli .. inki> şaf ettirmeği ; mühim birf vazife adetmektedir. Dahiliye memurluğu Ankara, 22 (Hususi) — Dahili- ye memurları — kanununun ikin. €i maddesi, — dahiliye — encüme- nince değiştirilmiştir. Bu maddenin değiştirilmiş şek- hi şudur: İlk defa dahiliye memurluğuna namzet olarak girebilmek için or- ta mektep mezunu olmak şarttır. olduğu takdirde müsabaka yapı - hr. Orta mektep mezunu bulunma - dığı takdirde diğerlerinin müsaba- ka imtihaniyle — alınması caizdir. Namzetlik müddeti azami bir se- nedir. — Namzetlerden — ehliyeti memur olabilir. Namzetliği tasdik edilemiyenler bir sene daha namzetlikte kalırlar. Bu sene de ehliyet — gösteremi- yenler çıkarılırlar. Mülkiye ve hu- kuktan mezun olanlar namzetlik devrelerini birinci smıf nahiye müdürlüklerinde, vekâlet veya vi- lâyet maiyet memurluğunda ge- çirirler. Başvekâlet, Şürayı — Devlet ve mülga sadaret dairelerinde geçi - rilmiş olan müddetle — namzetlik müddetinden sayılır. — Namzetlik müddetince maaş kanunun (20) - inci maddesi mucibince ücret ve » rilir. Mülkiye ve hukuk mektep- lerinden mezun olup bir sene nam- zetlik geçirmiş bulunanlardan her sene müsabaka ile Avrupaya staj için beş efendi gönderilir ve bun - lardası taahhütname alınır. Manâlı bir seyahat Roma, 22 — (A.A.) — Hariciye müsteşarı M. Suviş, saat 11,10 da Londraya hareket etmiştir. kuk ettirmeğe azmetmiş olduğunu ve çünkü Fransanın diğer memle- ketlerden ziyade harbin fecaatle. rine maruz kalmış — bulunduğunu söylemiştir. Fransa kendilerine karşı kendi - | sini müdafaa mecburiyetinde kal- mış olduğu memleketler hakkında asla kin beslemez. Fakat onun sulh arzusu ,ekendi- sine mazinin derslerini ve tedbir veihtiyat nasihatlerini unuttur - | maz. Topraklarını çiğnemiş olanlar muahedeler ihlâfıma silâhlanırken kendisine evvelce esasen — tenkis etmiş olduğu silâhları yeniden ten. kiş etmesi teklif edildiği — zaman, Fransanın daha büyük bir emniyet ihtiyacı hissetmesini — ve kat'i ve ciddi teminat araştırmasını bütün dünya anlıyacak ve haklı bulacak. tır, Fransa, dünya müvacehesinde büyük bir mazi ile bir kültürü ve ayni zamanda sulhün ve terakki - nin en mühim unsuru olan şecaât ve ferağati temsil etmetke olduğu- nu bildiğinden yaşamak ve baki olmak ister . Fransa hiç kimseyi tezlil etmek fikirnde değildir. — Onun arzusu, mazhar olduğu hürmet ve itibarı ve temin etmiş olduğu dostlukları muhafaza etmektedir. M. Dumerg, bütün Fransızlar - dan bayağı ve adi mücadele ve ih- tilâfları bırakmalarımnı istemiş ve millet içinde esaslı prensipler hak- kımda ihtilâf bulunmasının bir in- tihar demek — olacağını ve hiç bir Fransızın böyle bir cinayete işti- rak etmek istemiyeceğini beyan et» Amerikada neler oluyor? Amerikada, — Reisicümhur Ruzvelt ekser meselelerde işçilerin — taraftarı çıkmaktadır. Bundan dolayıdır ki, ken- disini, Bölşeviklikle yahut — Faşistlikle itbham edenler vardır. Halbuki o, “eşsiz bir inkılâp,, yaptığını söylüyor. Müttehit Cümhuriyetler gibi bir sa- nayi memleketinde, en mühim mesele- lerden biri, şüphesiz ki, işçi bahsiydi. Bilhasta, burada, milyonlarca — işsiz mevcuttu. ç Amerikada üç €ins —amele vardıt: 1 — Patronların kendi mücsseselerine bağlı olarak teşkil ettikleri işçiler, 2 — Kendi mesleki teşekküllerinde — topla- nanlar (milli tred ünionlar), 3 — FHiç bir teşkilâta dahil bulunmıyanlar. Ruzvelt, bütün itirazlara rağmen, bu üç cins işçi ile patronlar arasındaki münasebeti tanzim etti. Uç cins işçinin, miktarları nisbetin- de, mümessillerini merkezi komiteler- de, patronların mümessillerile birleşti- riyor. Araya bitaraf hakemler de koyu- yor; ücret, mesai saati ve diğer husu- sat buralarda hallediliyor. Eğer ihtilâf zuhur ederse, hükümet arayı buluyor. Amerika, sanayiinin pek ileri olma- sına rağmen, bu nevi içtimal ve mesle- ki teşekkülleri noktasından pek geride idi. Ruzveltin belli başlı bu muvafla- kıyeti, bunları yaratmasında olmüştür. Yeni Reisicümhur, devleti bu tarz. da istihsale karıştırT9ış Ve hâkim — kıl- tmış olmayı, Bolşeviklerin ve Başistle- rin devletçiliğine NAZaTan bambaşka bir mahiyctte addediyor. | — Adanada bir suik as davası görülüyor IFfadeleri alınanlardan dört kişinin mahkemeye ifade vermediklerin- den dava geri kaldı Adana, 18 (Hususi) — Suikast te- | bunların okunması talebinde bulund' şebbüsünden suçlu Kürt Lsmail ağa | sunların okunması talebinde bulund? oğulları Şükrü, Ahmet ve tüccardan Mahkemece kısa bir müzakeredi' Corç Zeblet efondilerin duruşmalarına | ,onra isimleri geçen bu şahitlerin m' dün öğleden evvel ağır ceza mahke- | kemeye getirilerek dinlenmelerine W mesinde suçluların vekilleri avukat Ri- | var verilmiş ve duruşma 24 Nisan #f fat ve Halil Naci beylerle davacılardan | gününe bırakılmıştır. Hacı Seyit efendi zade Bekir efendi Adanada çocuk hazır olduğu halde devam olunmuştur. Cumhuriyet ıığdde'ırmumiıi Münir bayramına hazırl Adana, 19 (Hususi) — 23 Ni bey bu duruşmada esas hakkında mü- taleanamesini söylüyecekti. Pakat ir- tintak hakimliğinde ifadeleri — alımnan Mustafa çavuş, Abdulkadir, Hilmi ve Süleyman adında dört kişinin mahke- | çocuk bayramında Mersin halkevi moce ifadeleri alınmadığı görülmüş bu- | resim sergisi açacaktır. Bu Tunduğundan — evvelemirde bunların | halkevimiz namma 17 parça mahkemeye getirilerek — dinlendikten | lise resim muallimi Sami, kız m sonra mütaleanamenin yapıdacağı iddia | mektebiresim muallimi Naim, kı fen memurlarından Tahsin, erkek Wf allim mektebi son sınıf Ihsan ve piyanist Sadi, kontrolör “| vat Beyler iştirak edeceklerdir. ZMK vi Ka Ki Ber Kastamonide bağcılık revaç buluyor bu şahitlerin istintak hakimliğinde ye- minle ifadeleri alınmış olduğundan Şimdiye kadar yalnız meyva yeti miye müsait zannedilen bu muhit bağcılığada elverişlidir Kastamonu, 17 (Hususi) — Şim- | zamanda tesis masrafı hektar diye kadar bir meyva memleketi ola- | elli liradan fazla bir şey tutn rak tanımmış bulunan Kastamonu, çok | dır. Ayrıca, eski bağların on yakın bir atide ehemmiyetli bir bağ mm | meydana gelmesine mukabil yeni takası Erak ta kendisini gösterecektir. ı lar, en fazla üç senede mahsul Iki senedir yapılmakta olan tecrübeler | ye başlamaktadır. Uç dört menfasti bize bu hükmü vermiye sebep olmakta- | Jan yeni sistem bağlar, işte bunun dır , Tosyada büyük bir rağbete mazhar İki sene evveline gelinciye kadar | muş ve herkesi yeni şekilde bağ V| “Kastamonu ve mülhakatının — iklimi | tıya teşvik etmiştir. yalnız meyvacılığa müsalttir. Bağcılı- 'Tosyada iyi bir netice veren ğa muvafık değildir.,, şeklinde, ü keste yerleşmiş bir Kanaat vardı. Bil- hasta orta Anadolu bağcılığının iptidai bir tarzı olan Baran sisteminde Toşya- da mevcut üç bin hektarlık bağ saha- #sından senede ancak bir milyon - kilo yaş üzüm alabilmesi, bu kanaata bir de Hi olarak gösteriyordu. Bittabi bu ip: tidai usulün verdiği çok mahdut hası- Kât, nasıl ki 'Tosyanın bağ kabiliyetini göstermekten uzak ise, Kastamonuda bağ yapılmıyacağı fikri de o nisbette bir kavli mücerreiten başka bir şey de- ğildir. Geçen sene ilkbaharında, Tosyada halka nazari ve bir kaç mmtakada a- işinde ayrıca üç nümune bağı tesis o- Tunmuş, ve vilâyet merkezinde de, baş- kaca üç dönümlük yeni sistem bağ di- kilmiştir. Geçen senenin bu tesisatı halk üze. rinde çok iyi ve müsbet bir intiba bı- rakmış ve herkesi bu usulü tatbike teş- vik etmiştir. Çünkü şimdiyo kadar eski üsulde dikilen ve behemebal suya ihliyatç his- seden bağların hektar başına kurulma- |" 81 €n az sekiz yüz ira ile mümkün ol- mıkü"ıyrıadıuıı—eliıımim bir emek vo külfete ihtiyaç hissetmek- tedir. Bilhassa aynı zamanda büyük bir çeltik mınfakası olan ve bu kısım ziraat için he ran suya muhtaç olan 'Tosyalılar, mıntakalarında mevcut su- ları, kısmen bağlara, kısmen de çeltik tarlalarına vermek süretile iki taraftan da istifade edebilmek için çok yorulu: yorlar ve hattâ zararlara uğruyorlar- dr. evrak sahiplerine birer mektöf / Halbuki yeni sistem bağlar,.bir de- | Zarak Şürayı devlete mür#” fa suya ihtiyaç hasıl etmemekte, aynı | etmelerini bildirecektir. ... .. oru him bir bağ mıntakası olan (Araç) (İğdır) çayı havzasında da bu sene ? ni sistemde bağlar kurulmasına bf nılmiş ve Tosyanın elde ettiği menfaatleri işiten meraklı, Araç V€ ” ni bağlar tesisine girişmişlerdir. alâka Kastamonu ve Ineboluyu da # meyva ve smai nebat zümrelerind” min etmiş olacaktır. Son karardan sonrâ Ankara, 22 (Husust) — M te şurayı devlet kararlarınım yeti hakkında verilen karar Ü* , ne arzıhal encümeni mevcut kı tasnife başlamıştır. Bu yüzde doksanı memumurif” çıkarılmış ve vekâlet emrint * / mışlara aittir. Arzıhal