HABR'in hikâyeleri Kardeşim Mediha.. Göçen mektubumda kocamı na- sıl sevdiğimi söylüyordum, değil- mi?, Onu hâlâ da seviyorum.. Fa- kat, ah, sorma, sorma sorma başı- ma gelenleri.. Muratcığı ne yaptım bilmezsin.. Murat, bana, dünyan bütün sa- adetlerini bahşetti. lâzımsa, hepsini — hepsini bol bol verdi. Değil mi Medihacığım?. Onun etrafında, sarışını, esme- ri, yaşlısı, tazesi,, dulu, kızı, faki- ri, zengini, eğnebisi, yerlisi, bütün Havva kızları fır dönüyordu. Fakat, o, içlerinden — hiç birini seçmedi. Tuttu, beni aldı.. Nemi tercih etti diye — hepiniz şaştınız, biliyorum ve bunu gayet | tabil görüyorum. — Çünkü, mesele- ye, ayni suretle ben de şaşlım. Murat, bana, sade bu intihabı sebebiyle şeref vermedi. O, mev- küi içtimaisi çok yüksek bir erkek.. Memleketimizin belli başlı mü- hendislerinden biri.. Yakışıklı bir adam... Fakat, bu yakışıklılık iki türlü oluyor: Biri, Allahın yaradı- şı, öteki de kulun iktisabı.. Yani, biri, deniz hamamı kıya- fetinde kımıldanmadan güzellik; öteki de kımıldandığı zaman, ta- mlınn, gülmenin, — konuşmanın, giyinmenin güzelliği. — Muratta, bunların ikisi de var., Üstelik, ko- cam, ganç, kuvvetli bir adam.. Ne kaynanam — var, ne görüm- cem, ne diğer karışanım ve görü- | şenim.. Tekmıl kadınların ııph edece- * ği vaziyet! .. B 'h'u'imı bORLARA Üstüne; de ilâve et... Babasının evindeki hali fakru zaruret içinde geçmiş benim gibi bir kızın bütün bu meziyetlere sa- hip zengin bir kocaya varması ne demetkir, düşün... Nitekim, ne oldum delisi ol- dum... Evet, ne oldum delisi.., Yaptığımı sorma, Mediha... Öyle mes'uttum ve —ah eğer yacdanımda bu kara leke olma- sa— hâlâ da öyle mes'udum ki, bahtiyarlığımı bütün dünyaya, yük sek sesle haykırmak istiyordum. — Murat beni seviyor!.. Murat beni seviyor... Böyle değerli bir a- dam bana bayılıyor.... O, beni, bü- tün kadınlara tercih etti... Mes'u: dum! Mes'udum!... Evet, böyle haykısmak istiyor - dum. Hoş, mütemadiye" de haykırı- yordum va: serveti k Nereye gitsem, Muzadın aldığı — Mmücevherleri, elbiseleri genç kız- lık arkadaşlarıma gösteriyordum... Bilhassa bunları erkeklere teşhir — etmek son derece gürürümüu okşu - yordu. Evimi, otomobilimi, uşaklarımı, — hizmetkârlarımı —kısa bir zaman — içinde ve bir izdivaç sayesinde, el- de ettiğim bütün bu nimetleri— teşhir etmek son derece #fe gidiyordu. Bana yeni olarak ne almsa âle- /— me bir kere göstermeden yapamı- yordum. İşte, bu yüzden, olanlar oldu Me diha.... — * Murat, bana, gayet güzel çama- yarlar aldı. Sorma, ne mükemmel O işlenmiş, ipek kombinezonlar ve saire... Bir akşam, sürpriz halinde yirmi dört tanesini birden eve ge- / girdi. Ne de ince gustosu var... Ka- ' | girmedi... Bir kadına ne lâzımsa, evet, ne dın gibi!... En güzellerini seçip 1s- marlamasını biliyor... Zaten ter- zimde ölçüm var.. Ölçüme göre bunları yaptırmış... Ama, şaheser - şeyler... bayılırsın.... O gece, sevincime payan yok- tu... Sabaha kadar gözüme uyku Düşün, Ömrümde böyle şeyler giymemişim... Ah bir gün doğsa da şıklaş- sam...,, diye düşünüyordum. Ertesi günden tezi yok, bittabi, yeni çamaşırlarımı giydim... Ve öğle yemeğine gelen misa- firlerimize çıktım... Açıp göstermek istiyordum: — Beyler!... Bakın... Kocam ba- na ne aldı. Hanginiz hanımlarını- za bu derece iyi bakarsınız... Fakat, bir kolye, bir manto, â- leme teşhir edilebilirse de sırttaki çamaşırları gösteremeğe imkân var mı?.. İşte, bunun irakânsızlığını düşü- nüyor ve son dercce üzülüyordum. Tam o esnada, yanıma Reşit yaklaştı. Hani, biliyorsun, hiç hoş- lanmadığım, yüz vermediğim hal- de boyuna sırnaşır durur... İngiliz bozuntusu soğuk oğlan... İşte o.... — Ne zaman “evet,, diyeceksi- niz? Ne zaman randevuma — gele- ceksiniz?. -diye sordu. Derhal cevap verdim: — Bugün... Hemen bugün... Görsen Ve işte, kocamı, sevgili Muradı- | mat aldattım Mediha... Ama, emin ol ki, sırf yeni ipek ;nıqn—lıxçnı yabancı bir erkeğe göstermiş ol- mak için... Bu kadın ruhiyatını gel de er- keklere anlat... (Hatice .ıınyyı) Bu hazırlık kim- lere karşı Zagrepte çıkan “Novosti” ga- zetesinde okunduğuna göre İtal- yanlır cenubi Tirol'da, iktısadi nafia inşaatı namı altında büyük askeri inşaat yapmaktadır. Bu askeri şimendiferlerden, umumi harpte inşaatını başlan - mış olan Toblah « Perarola hattı bitirilmiştir. Bu hat ordunun iler- leme harekâtı için büyük bir e- hemmiyeti haizdir. Ve Piava va - disinin yukarı aksamını cenuba bağlamaktadır. Bunun şubelerim- den olan Vittoria - Ponte nelle Al- pi hattı yapılmaktadır. Bundan maada askeri nakliyat için büyük istasyonlar inşa edil - mektedir. Bu istasyonlarda mu - azzam tahmil ve tahliye tesisatı |j inşa edilmekte ve Verona - Bren- |i ner şimendifer hatları elektrikleş- ||| tirilmektedir. Yalnız bu hattın kısmen iktı « sadi mahiyette olduğu söylenebi - | lirse de bunun da askeri ehemmi - | yeti inkâr olunamaz. Şoseler de en son fenne göre (i yapılmaktadır. Bunlar arasında zikre şayan olan Triente - ner yoludur. Bunların şubeleri de inşa edilmektedir. “Novosti,, ye göre bu yollar, bulundukları vadilerin iktısadi ih- tiyaçları için değil askeri mülâ - |j hazalar dolayısile yapılmaktadır |ij Brixen'de al - (j ve bu mıntakada: tıncı Alp alayi, Bozen'de 11 inci fırka kumandanlığı, ve Padova'da dahi 10 uncu fırka (£ kumandanlığı bulunmaktadır. Bren - Jj Belluno'da İfi 7 inci Alp alayi, Brescia'da 7 in- (i ci fırka kumandanlığı, Verona - |? da 9 uncu fırka kumandanlığı, ğ 210 — Bır istek Bir gün yağmura tutulan Bekri Mustafa sırsıklam olmuş elbisesine bakarak: —-“Hiç değilse su yerine rakı yağsa insan bunları yalardı!, de- miş. Bedia Sami 211 — Bir çıkarsa Nasrettin Hoca bir gün su testi- sini doldurmak üzere çaya daldı- dırdığı esnada testi elinden kurtu- | lup suyun dibine inmiş. Biri Hoca- ! yaz —-"Suya ne bakıyorsun?,, diyin- ce Hoca: “Testi suya girdi çıkınca boğa- zına sarılacağım. cevabını vermiş, Bedia Sami 212 — Durma yarat Dede, ağaç altında bağdaş kur- muş; peynir, ekmek yiyordu. Çok acıktığı için kıtlıktan çıkmışcasma mütemadiyen atıştırırken: Bir kö- pek yavrusu geldi ekmekle peyniri kapıp kaçması bir oldu.. İştihası yarım yamalak ağzında kalan dede, yarı mütehayyir, yarı mütevekkil: — Aferin Allahım! dedi; köpek lerini, ben gibi bir fakirin nafakası ile besledikten sonra: hiç durup dinlenme!, Yarat yarat, salıver, dünyaya. Amerika Er meni- leri arasında kavga Boston, 9 (A.A.) — Ermeni ki- lisesine mensup rakip gruplar, baş papazları Leon Turyan'nın katli hâdişesi mesuliyetini birbirlerinin üzerine atarak döğüşmüşlerdir. Rakipler, ellerinde bıçaklarla sokakta karşılaşmışlardır. İçlerin- den 9 kişi yaralanmıştır. Mühim polis kuvvetleri bir çok tevkifat yaparak sükünu iade et- | mişlerdir. Bir polisin kulağı kop- muştur. Şikago ermenileri de ayni se- bepten dolayı çarpışmışlardır. 4 kadın, üç erkek yaralanmıştır, has- tahaneye kaldırılmışlardır. 4 ka- dın, bir erkek tevkif edilmiştir. Baş papaz Leon Turyan, geçen Kânunuevvelde kilisede merasim yaparken dört Ermeni tarafından öldürülmüştür. Gidilebilecek eğlence yerleri SİNEMALAR : İPEK: — Şeytan kız SARAY: Sefiller birinci kısım # MELEK: Bir gönülde iki sevda # ELHAMRA: Leblebici Horhor ağa Z ve Macar marşı İ TURK: Altın arıyan kızlar ASRI: Aşk kelepçeleri H SUMER: Dağların kızı İi ŞIK: Denizaltı cehennemi ŞARK: Hayatı İsâ ALKAZAR: Ciciberber. LEMDAR: O da bir zamanmış. YILDIZ: Roma ateşler içitide ILLı: Gülen Paris, Vatandaş silâh başmı HALE: (Üsküdar) İncili kadın KEMAL BEY:; Kingkong HALE: (Usküdar) King kong. FERAH: Hayatı İsâ TAN: (Şişlide) Kıtık kanatlar Orta mektep fizik kimyası 1 — Cisimler ya sulp, ya mayi ya gaz olurlar: Demir sulp yani katı, su mayi yani akıcı, havagazı gaz yani u- çucudur. 2 — Sulp cisimler şekil ve hacmini 3 — Mayi cisimler şeklini muhafaza edemiyen, fakat hacmi değişmiyen ci- simlerdir. 4 — Gaz cisimler hem şeklini hem de hacmini değiştiren cisimlerdir. 5 — Bir cisim bulunduğu şartlara göre her üç şekli alabilir: Sıfır derecei hararette su buz yani tulp halindedir. Sıfırdan yüktek derecede mayi su ha- Hine gelir. Yüz dereceye kadar ısıtılım- ca da gaz haline gelir ve su buharı is- mini alır. Bir mayiin sulp haline gel- mesine supleşme, sulp cismin hararetle mayi haline gelmesine zeveban ve ma- yi cismin gaz haline gelmesine de ga- leyan denir. 6 — Bazı cisimler hararet tesirile sulp halinden doğrudan doğruya gaz hbaline geçerler. Buna tasa'ut yahut süblimasyon denir. 7 — Sulp, mayi ve gaz cisimlerden bir kısmı bazı mayiler içinde erir. Bu- na inhilâl yahut dissolüsyon, — eriten mayie muhallil! yahut disolvan; ve ma- yiler içinde erimiş olan cismin ikisine birden mahlül yahut solüsyon denir. Suda şekerin erimesi bir inhilâldir. 8 — Cisimlerde bir takım değişik- likler görülür bunlar ikiye ayrılmış- tır. Bir kışmı harici bir tesir altında vukua gelir ve bu tesir kalkınca eski balini alır. Bu değişiklikleri icap etti- ren hâdiselere fizik hâdiseler i denir. Meselâ suyun sıfır. derecede sülp ol- ması ve isininca tekrar mayi — haline dönmesi gibi, bir takım değişiklikler de cismin yapısını değiştirir, bunlara kimya hâdiseleri denir. Demirin üze- rinde bambaşka vasıflara malik - olan pasın husule gelmesi gibi. 9 — İki veya fazla cisim birleşerek kendilerine benzemiyen bir cisim hali- me girerlerse hâsıl cisme “mürekkep cisim,, adı verilir ve birleşme hâüdisesi- ne “imtizaç,, denir. Meselâ idrojen ve oksijen gazları birleşerek suyu husule getirirler. Su “mürekkep,, bir cisim: dir ve iki gazın birleşmesi “imtizaç,, tır. 10 — İki veya fazla cisim mahiyet- lerini değiştirmeden — birleşirlerse bu birleşmeden hâsıl olan cisme — mahlüt ismi verir. Kükürt, karbon ve güherçi- lenin birleşerek siyah barut mahlütunu vücude getirdikleri gibi. 11 — Imtizaç hâdisesini kolaylaştır. mak için hararet, ziya, elektrik sadme gibi bir müessir lâzımdır. “Thtilât,, ta böyle bir şart yoktur. 12 — Kendisinden, başka hassada cisimler çıkarılamıyan cisimlere basit cisim, müuhtelif cisimlere ayrılabilen ci- simlere de mürekkep cisim denir. Ba- kır basit cisimdir; tuz mürekkep cisim- kep cisimler hadsizdir. Hergün yenisi keşfolunuyor, Şimdiye kadar bilinen- lerin miktarı iki yüz bini aşkındır. Düstur, atom, mulokül şibihmaden, maden 13 — Basit cisimler doksana yakın. dır her birinin kendi ismi vır*r Oksi. Bıııl cisimleri göstermek için lâtin- ce veya rumca isimlerinin baştaki harf- leri kullanılır. Böylece cismi göşteren işarete rümüz yahut sembol denir. Me- selâ Idrojen'in lâtince ismi H ile başlar bunun için idrojen H harfi ile gösteri- lir. Azotun lâtince ismi Nitrojen oldu- gundan bu basit cisim de N rümüzü ile gösterilir. 14 — Bir Rümüz basit cismi ve o €ismin bir atomunu gösterir. H rümü- zü bir atom idrojen demektir. 15 — Bir atom cismin taksim kabul etmiyen ve en kuvvetli mikroskoplarla görülemiyen ufak kısmıdır. 16 — Rümüzlerin bir takım kıymet- leri vardır. Bunlara atom vezni denir. H yani idrojenin atam vezni “1,, , N | rümüzün altına ve sağ tarafına yani azotun atom vezni “14,, tür. | gram miktarına atom gram denir: ? 10 Nisan 1934 — larak kabul edilen Oksijen'e veznini gösterir. Vahidi kıyasi Oksijen'in atom vezni "16,, dır. Idf jenin atom vezni bir olunca oksiji on altı defa hafif olduğu anlaşılır. 18 — Bir cismin atom vezni atom gram oksijen on altı gram jendir. Bir atom gram azot —on grâm azottur. 19 — Basit cisimler iki büyük ma ayrılır: Şibih madenler yani loid'ler; madenler yahut metal'ler: 20 — Şibih madenlerle m arasındaki farklar şunlardır: & — Görünüşlerindeki farkı denler —crva müstesna— sulptür. bih madenler sulp, mayi yahut b — Madenlerde madeni cilâ d leri bir parlaklık vardır. Bu pat şibih madenlerde yoktur. Yalnız şibih madenlerde cam parlaklığı dir. € — Madenler hararetle ti nakleder. Yalnız oksijen, grafit ve ki ni kömürü nakıldirler. d — Madenlerin elektrik t si hassası hararet çoğaldıkça azalır, raret azaldıkça çoğalır. Şibih lerde bunun aksi görülür, € — Madenler lâvha ve tel konulabilir. Şibih madenler lâvha tel olamaz. f — Madenlerin oksijenli müt kepleri “humuzları,, su karşısında saş cisim,, baz halini alır. Şibih n lerin humuzları su karşısında asit olur. 21 — Başlıca şibih maden ve denlerle rümüzleri ve atam ci şunlardır: —ŞIBIH MADENLER— Arsenik — A $ — 75. Antimuar: — S b — 120, Azot — N— 14 Bor — B — llI. Brom — Br. — Bü, Karbon — C. — 12, Klor — CI. — 35,5. Flüor — F. — 19. Idrojen — H. — 1. Yod — I. — 127. Oksijen — O — Fosfor — P: — 31. Silisyom — Si — 28. Kükürt — S. — 32. — MADENLER — Alüminyom — Al, — 27, Gümüş — Ag. —107. Baryom — Ba. — 137. Bizmüt — Bi. — 208. Kalsiyom — Ca, — 40 Krom — Ce, — 52, Bakır — Cu, — 63.5 Kalay — Sn. — 118. Demir — Fe. — 55,2 Mağnezyom — Mg. — 24,3. Manganez — Mn. — 55, Cıva — Hg. — 200,6, Nikel — Ni. — 58,6. Altin — Au, — 197. Platin — Pl. — 195. Potasyom — K. — 39. Radyom — Ra. — 226. Sodyom — Na. — 23. Stronsyom — Sr. — B7. Uranyom — U. — 238. Çinko — Zn. — 65,3. Mürekkep cisimler, terkip 22 — Kendi vezninden aşağı ir Jınhıhhııılıihvmw v e © ©e Ü- cr . Hdi * mağa aneliz — tahlil denir. 24 — Iki veya fazla unsuru sit cismi birleştirerek yeni bir yapmağa sentez — terkip denir. 25 — Mürekkep cisimler iki fazla basit cişmin bir araya e hlflınhım#lw iki, üç atomu dahilse o vakit bu (Devam! ” Bi A d