| ev Artistlerde dudak boyası, şimdi yüzükte saklanıyor c4 .. * : . Kleopatra,, mümessilinin muvaffa- Gin Harlov son Za- manlarda, filmlerie €n Sok cibise değişti. Sen artintlerden bizi olarak tanındı. o Bir filmde asgari on tu. Yalet. değiştiriyor. Bi Bu, modaya tesir et. aman mi ir, © son alrnan meri den çoğu, tarihi film lerdir, Ve tariht film lerin eski kostümle . P rinden küçük hanım. | lar hemen hiç istifa. | de edemiyor © Sinema artistlerine © varıncıya adar, çanta içinde boyuna dudak yası aramak derdi, artık kalkı- yor, denebilir, Holivuttan son' ge- len haber, Alman yıldızı Mârlen Ditrihin, yüzük üzerinde bir düdak » boyası yaptırdığını — bildirmek tedir. Yüzük tamâmen, kendine has bir biçimdedir. İcabında, du- daklara “kırmızı, temin edilebil- mektedir, Ve küçük bir de aynası vardır, ... İnanır mısınız ki Marlen Ditrih, > Holivuda henüz gelen Danimar- kalı artist Karl Brisson'u otomobi- lini kendi kullandığı için kıskan- mağa başlamıştır. Bir muharrir şöyle yazıyor: “Holivutta kendi başıma otomo- | bil kullanma ruhsatiyesi yalnız bir | © kaç artiste verilmiştir. İyi ve emni- Yetle otomobil kullanan, ancak bir Be kaç artist mevcuttur. Marlen Dit- rihte bunlardan biriydi. Fakat Kari Brisson Avrupadan getirttiği otomobilini kendi başma ve meha- reti> kullanmaktan başka, kendi yemeğini, Danimarka usulü üzere pişirtip eviden getirterek, öyleyin © otomobil içinde yemek gibi ayrı ayrı hususiyetler daha göstererek, bütün garabet âlemine âdeta mey. dan okumaktadır... Karl, Brisson bir çok plâkları o- lan ve hususi bir orkestraya sahip son devrin en güzel sesli genç ar- hevesten ziyade teenni, devamlı a- azim gösterdim. Roller temsil et- | mek yalnız sinema veya sahne ha- yatımdaki işim değildi. Hususi ha- yatımda da temsillerle © uğraştım. Tâki, pişip tam bir sana'tkâr yeti- şinciye kadar..,, i Büyük şehre gitmemiş | Artistlerden © çoğunun, ufak i yerlerde doğup, oranın semt tiyat- rolarında çalışarak nihayet büyük nihayet büyük büyük hareketlerin, büyük hayatın kayanştığı merkez | sehirlere gitmek orada. muvaffak olabilmek gibi arzuları vardır. Bu mühimdir de,. Fakat Klodet bu sı- kıntıyı çekmemiş bile.. Çünkü bü- > sehirde yaşıyormuş. Nevyork- Nevyorkta o kadar çalışmış ve şöhret almiş ki, © sahne ve stüdyo sayatınm teamülünce (kendisine N Hollivut yıldızlarından biri,, diye isim takılmış. Klodet daha Holivu- da ayak bile basmamışken.... Gece gündüz “Geceleri sahneye çıkıyor gündüzleri, Nevyork stüdyoların- dan birinde filmde oyniyordum, diyor.. O kadar ki, taksi ile gidile- bilecek müddeti, tünel mesafeleri- ni, dakikaların saniyelerini ve hat- tâ saliseleri hesap etmek zarure- tindeyim., tistlerinden biridir. Londrada çalı- “Felâket!,, Siyordu, Fakat felâketi; görüyor musu. “Kleopatra,, uZ.. Onun bütün bu muvaffakı- Şimdi, rejisör Sesil B. Dö Mil'in vi, <sinde “Kleopatra,, filmini çe- gs” ve bir apandisit ameliyatın- .a henüz kalkmış Klodet Srtsin nasıl artist olduğuna dair, endi kaleminden şu sözleri dinle- yin; “Muvaffakıyet yolunda (ko ” Ş- tum) diyemim, (Yürüdüm..) çok salıştım, Kol : » Zor kazandım., Acele ve | lim Neron karısı oizbilecan; yete râğmen, sanki hakiki istida- dı keşfedilememiş! Hakiki kudre- ti anlaşılamamış. Onu daima saf | Kız, şirin, dilber taze olarak göster- i mekte imişler, Bu rollerde oynu” yormuş.Nihayet Sesil B, dö Mil gi- bi bir rejisörün eline geçince, san'. atkâr kabiliyetinde gizli olan“entri kacı ruh,, seziliyor. Ve bütün er- kekleri hainane teshir eden, bir za- Gini keş. ve | kıyet sırrını anlatıyoruz .. Holivut kazançları hakkındaki son karar fediyorlar, “Roma ateşler içinde,, filminde Kendini gördünüz. Şimdi “Kleonatra,, nın nasıl olacağım tahmin edebilirsiniz... Eski camlar Rudolf Valentinonun devrinde, başlıca roller oynıyan bir kadın, bugün alelâde bir figüran olarak filme almışını şöyle izah ediyor: “Ben yıldızlıktan hevesimi | al- İ dım. Biraz da böyle çalışırım. Hiç yıldız olamamış ve olamıyacak fi- güranlardır ki gam çekerler.. Bana vız gelir.. Ekmeğimi kazanıyorum ve ruhum mutmain ya.,, Yeni havadis Moris Şövalyenin Key Fransis'- İle ahbaplıklarınm ilerlediği haber veriliyor.. Fakat Key Fransis odul bir kadın olmasına rağmen, Kali - forniya kanununa göre, kocasınm ayrılması üzerinden henüz bir se- İ ne geçmiş değildir. Binaenaleyh... ... Paramont direktörüAdolf Zukor, yıldızlara maaş değil, filmleri üze- İ rinden yüzdelik vermeği yor. Nazariyesi şudur: “Filmi para getirirse hesabına i düşeceği kadar hattâ fazla fazla a- lır, Getirmezse, muvaffak olama- mış demektir ki, muvaffakıyetsiz» asi Lilyan Harvey: İpek te bu hafta gösterilen “Sa- rışın kukla,, filminin en güzel can- k kuklasıdır.. Film ayni zamanda, ruhi bir tezi ihtiva ediyor. Biz çok beğendik... liğin de mükâfatı olmaz sanırım.,, ... “Kleopatra ,, filminde Mark An- | tuvanı oynıyacak olan aktör, birini | kurtarmak üzere daldığı suyun al- tında, henüz batan bir geminin bir kamarasında kapalı kalıyordu.. Güçlükle kurtarılmıştır. Him Asrilik kaygusu Zorla şampanya içen, korkarak din- sizlik eden bir hanım... Bir hanım tanıyorum: Gazoz bile içmez... Zira, köpüren şeylere taham- mülü yoktur... Bunlardan nefret eder.. Fakat, asridir.. Ziyafetlerde, barlarda falan, şampanya içmeği, adeta bir me- deni vazife telâkki eder.. Gözünde şimşekler çakmasina, midesinde öğür- tüler kabarmasına rağmen, kendini $i- rubu yanoz içermiş gibi, azapla, ikrah- Ja içer. Bana, bir gün: — Ah, Maşer! dedi. kiyorum, bilsen... — Canım efendim, içme... Kendisini ahlaksızlığa teşvik etmi- şim gibi, aksi aksi yüzüme baktı: — Ammada yaptınız ha... Nasıl o- lur?... Buna imkân var mı?... Sonra ba- na ne derler?... Oyle ya: Ya maazallah mutaassıp derlerse7.. Ya “haramdır diye içmi- yorl,, sanırlarsa?... Küçük hanım, böy- le bir itham altında kalmaktansa ölme- ği tercih eder. Aynı ahpabım, pek dindardır.. Giz- Hi gizli adaklar adar, emeli olursa kur- ban keser... Uç Kulhüvallahi bir El Ne eziyet çe- tasarlı- | ham okur, çepeçevre etrafa üfler, öyle yatar, Kolay işler b Çeketler atılmıya başlayınca Kalamış, Moda Caddebostanı ve Ada taraflarında yazın ceketsiz | dildir. Tireleri çekilmek suretile iş- gezmek modadır. Bu güzel sveteri | lenmiş, kenarların da modern bir ağabeylerinize nişanlılarınıza örü- | tarzda harf brodörisi yapılmıştır. kar, yaradana #ığınır ve bu kibar meş- | Fakat, her nedense, dindarlığı asrilikle taban tabana zıt saydığı için, mutaassıp olduğunu kabahat gibi sak- Tar... Bununla da kalmaz... Her fırsat düştükçe, din aleyhinde ulu orta sözler söyler... Böylelikle salonlarda müthiş bir iş yaptığına kail olur... Bilmez ki, hakikatte, cemiyet ha- yatı yaşanırken başkalarının itikadına tecavüz pek ayıptır... Fakat, işin tuha- fı, sosyetede “bilmecburiye,, sarfettiği bu cevherler yüzünden başına bir belâ geleceğinden korkar ve derhal bir ok- ka ekmek alıp “kefareti budur!,, diye köpeklere doğrar.... Arkadaşım, çocukluğunda alatur- | ön keman dersi almıştır. Saza, epeyce istidadı var. Sesi de güzel... Samimi hayatında alaturkaya bayılır. Fakat, kalabalıkta, gel de bunu itiraf ettir. Var mı cazbant, yok mu Bethoven, Şubert! Halbuki, ne ondan anlar, ne ötekinden... Bu hanım, kendine istediği kada ihtimam etsin, onda bu derece samimi- yetsizlik varken, içki içişinin, söz söyleyişinin, saz dinleyişinin güzel ol- masma imkân tasavvur edilir mi? Hani, sırtına hazır alınmış bir elbi- se giyip te buruşmasın diye bir yere oturamıyan insanlar vardır; işte, o, bü- tün hayatında bunlara benziyor. (Hatice Süreyya) i Işlemeli mendiller Hanımefendiler! Elle işlenmiş mendiller moda- dır. İşte size iki nümunesi, Bunları bizzat yapabilirsiniz. Hem siz kul- lanır, hem de erkeklerinize hediye edersiniz. Üstteki, hanımlara mahsus men- nüz, Örgü itibarile en yeni ve boy, | Eğer ajorların işlenmesini uzun iş biçim noktasından zamanımızın en | telâkki ediyorsanız, onun yerine, tuttuğu sveterlerdendir.. i Mimar Sinanın yı dönümü merasimi Tekirdağ, 4 (Hususi) — Geçen gün şehrimizde büyük san'atkâr Mi. | je erkek mendillerde majuskül ye mar Sinanın ölümünün 346 ıcı yıldö- nümü münasebetile parlak (bir ihtifal yapılmıştır. Mimar Sinanım şehrimizdeki Rüs- lempaşa camii avlusunda bütün mem- leket halkı toplanmış, muallim Tahir, Ekrem ve Senai Beyler tarafından sa- | yında vilâyetimiz merkez mıntakasın. #kârm hayatı, Türk mimari sanatı da elli kaçak vakası olmuştur. Bun- na olan hizmetleri hakkında çoşkun ve | Jardan kırk sekizi kaçak tütün kullanır alâkalı hitabeler yapılmıştır. Milli sanatkâr Sinan feyizli ve şu- urlu dehasının yarattığı eserlerle Trak | muş ve adli ihtisas mahkemesine veril. yanın her köşesini süslemiş ve bu yur dun daima Türk kalacağını anlatan öl. mez abideler bıralamıştır. Ayrıca Mi- mar Sinan için Halkevinde bir konfe- rans ve konser gecesi yapılmıştır. Bu ihtifale ait bir intiba gönderiyorum. Elli kaçak vak'ası oturtabilirsiniz. Alttaki mendil çeşitleri de er. keklere mahsustur. Bunların kena- rına cicibici bir şey istemez. Eski- den olduğu gibi, harfler, girift ve çiçekli yapılmıyacaktır. Pek basit ve düz nümuneler seçilecektir. He- rine minüskül kullanmak daha mo- o dadır. Balıkesir, 4 (Hususi) — Mart a ken, ikisi kaçak adir ihtisassşle 1 ken, ikisi kaçakçılık yaparken tutul. miştir. Mahkemeye verilenlerden biri Armutalan köyü yolunda merkebile : kaçak tütün naklederken yakalananllıca nahiyesinden Hüseyin oğlu Alidir. Di. ğeri evinde yapılan aramada üç buçuk kilo kaçak tütün bulunan Ovaköy ihti. e heyeti azasından Çakır Ismailağa-