— M. Titülesko Romanya meclisinde ateşli bir nutuk sö öyledi “Romanya hiç bir vakıt harp yoluna girmiyecektir. Fakat istikbali de veremez, çünkü o milletlerin en Bükreş, 4 liste harici siyaset hakkında mü- him bir müzakere cereyan etmiştir. Sabık başvekil M. Mâniu hükü- metten hudutların tadili tahrikâtı ve merkezi Avrupanın iklısadi ku- ruluşu hakkında izahatta bulun- muştur, M. Maniu M. Titüleskoya sarih süaller sorarak harici siyasetten dolayı kendisini tebrik etmiş ve en sevindirici şeyin Romanya Ha- riciye nazırının salim bir haricit si- yasetle sulh muahedelerinin mut- lak surette muhafazası, hem hudut bütün memleketlerle iyi komsuluk | münasebatının takviyesi ve her şeyden evvel de Romanyanın kü- çük itilâf devletleriyle olan bağla- rıaım kuvvetlendirilmesi prensip- © lerini tatbik etmesi olduğunu söy- lemiştir, --. M. Titülesko bu istizaha cevap * vererek, evvelemirde senakâr tak- dirlerinden dolayı M Maniu'ya te- şekkür etmiş ve sonra Romanya- nın beynelmilel icraatının - istinat etmekte olduğu psikolojik temel- leri izah eylemiş, demiştir ki: — “Triyanon muahedesi, bütün Romenlerin ve bilhassa Transil- vanya Ronmenlerinin nazarında müşterek iztiraplarla geçmiş asır- Jarın Romen milletinin tarihi vic- danında yarattığı hakkm asgarisi tahakkuk - ettirmektedirler. Milli birlik ne vakit tahdide maruz ka- lırsa her defasında ilk tehlike işa- retini Transilvanya Ronmenleri — wermiş ve birliği müdafaaya ilk defa onlaç, koşmuşlardır. Bu insi- yaki aksülâmel sulh konferansına karşı gösterilen en güzel bir nişa- ne ve konferans eserinin devamlı olduğuna en parlak işarettir. Buna istinat eden Romanya harici siya- seti suni bir iddia değil, alelâde bünyevi — birleşmedir. — Parolası “mıntakavilikten — cihanşumüllü- ğe” dir. Böyle bir siyaset şimdiki Avrupa nizamından mutmain ol- mıyanlar arasında bittabi hoşnut- suzluklar uyandıracaktır. t M. Titülesko, gittikçe daha mu- sir bir şekil alan tadil tezahüratı kıymetli malıdır,, (A.A.) — Dün Mec- | ve bunların Romanyadaki akisleri hakkında ne düşündüğüne dair M. Maniu'nun sorduğu süale şu ceva- bı vermiştir: — İtalyan tadilciliğiyle Macar tadilciliği arasında daha ziyade bir fark gözetmek isterim. Birinci daha ziyade muahedelerin ebedi olmadığı mütaleasıma müstenit bir prensip mahiyetini haiz görün- mekte, diğeri ise şimdiki Macaris- | tanın arazisini çoğaltmak arzusu- na istinat eden müsbet bir mahi- yet arzetmektedir, İtalyan tadil si- yaseti açıkça hodbinidir. Zira asır- | lardanberi devam eden temayül- lerin ifadesidir. | M. Titülesko, Milletler Cemiyeti misakmın sulh — muahedelerinin muhtemel tadiline müsait olan 19 uncu maddesinin araziye ait ahkâ- ma tatbik edilebileceği kanaatinde değildir. Böyle de olsa, diyoar, bu maddenin tatbiki reylerin ittifakı- nı icap eder. Bu da bütün memle- ketlerde arazilerinin mukadderatı- na hâkim olabilecek yegâne mües- seselerin o memleketlerin parle- mentoları olduğu demektir. * * LA Nazır, bir vesile ile, son Balkan misakı prensibini izah ederek de- miştir ki: — Bu misak, âkit devletlerin Bulgaristanla olan iyi münasebet- | lerinden hiç bir şey değiştirmemiş- tir, M. Muşanofun son beyanatı da bunu isbat etmektedir. Esasen Ra- manya bir çok muallak meseleleri iki memleketi memnun edecek tarz da halletmek üzeredir. Balkan mi- sakı sağlamlığını ve eczası arasın- daki irtibatr eski muahedeler gibi yalnız harp sahalarında değil, fa- kat gündelik hayatın müşkülleri muvacehesinde de ahenkli bir su- rette mürakabe altında bulundur- mak için yapılmıştır. Nazır, M. Maniu'nun, Tona hav- zasındaki siyaset ve iktısadi vazi- yet hakkında sorduğu son süale ce- yaben, merkez Avrupasının vazi- yetini çok nazik hale getiren se- bepleri saymıştır. Bu sebeplerin en mühimmi büyük devletler arasın- - FransızlarM.Titüleskoyu t takdir ediyorlar Paris, 6 (A.LA) — Akşam mat- buatının memnuniyetle karşıladığı emirnamelerden başka, gazeteler M. Titüleskonun nutkuna dair ya- zılar yazmaktadır. “Lö Tan,, bu nutku “M. Musoli- nin son nutkunun bir istinatgâh teşkil ettiği muahedeleri yeniden — tetkik propagandasına metin bir cevap,, telâkki etmektedir. “L'entransijan,, gazetesi şunları ’u.mıktıdır- M. Titüleskonun fikirlerine işti- n “ rakten başka bir'$ey yapamayız. — Bizip de fikrimiz budur. M. Bar- rupa hükümet merkezlerinde bir seyahata çıkacaktır. Fransayı Kü- çük İtilâf ve Polonyaya bağlıyan | bağları sıkılaştırmak — istiyen M. Bartu ancak M, Titüleskonunkine benzer sulhçu bir lisan kullanabile cektir. Muahedelerin yeniden tet- kikçiliği yok, çünkü sulh istiyo- ruz. “Jurnal dö Deba,, ya göre M. Titülesko muahedelerin yeniden tetkiki propagandasma karşı par - lak bir vaziyet almakla yalnız Ro- manyanm menfaatine değil, fakat umumi sulh menfaatine çalışmak- | celbetmektedir. da Avusturya hakkımda mevcut o- lan noktai nazar ihtilâfıdır. Anş- hus, İtalya, Fransa ve küçük itilâf tarafından kabul edilmemiştir. A- vusturyanın Macaristanla birleş- mesini de Almanya ile küçük itilâf kabul etmemişlerdir. Avusturya, Macaristan ve küçük itilâfim bir- leşmeleri Almanların ve İtalyanla- rm muhalefetine maruz kalmıştır. bir tek sureti hal vardır: Merkezi Avrupa rakip bloklara taksim edilmemelidir. Stresa mü- zakereleri ve — İtalyanın Eylül 1933 muhtrrasında izah edilen fi- | kirler faydalı müzakerelere mevzu teşkil edebilir. Romanya merkezi Avrupa memleketleri ile iktısadi teşriki mesaiye girmeğe amadedir. Yeter ki, hudutlar meselesi ortaya atılmasın. Romanya bütün kuvve- tiyle Tardicu plânına müzaheret etmektedir. Bu plânm şimdilik ve mecburen terkedildiği — teessüfle görülmektedir. Şu halde buna mu- adil bir hal sureti aranmalıdır. Romanyanın intihap edebilece- ği iki zıt sistem vardır: 1 — Hudutları kıymetten düşü- rerek onları tamamen manevi bir hale getirebilecek iktısadi itilâflar, 2 — Harpten evvelki kapalı hü- kümranlık hukuku — sistemine av- detle muahedelerin tadili. Romanyanm azmi katidir, Harp yolu olan ikinci yola hiç bir zaman girmiyecektir ve tadil- den bahsedenlere şu cevabı ver- mektedir: “Mazi sizindi, hal kimseye ait değildir, İstikbale gelince, onu si- ze veremeyiz. Zira bu istikbal en kıymetli malrmızdır. M. Titüleskonun nutku sık sık alkışlarla kesilmiştir. Meclis nazı- |rm son sözlerini ayakta dinlemiş ve alkışlanmıştır. Tribünler dolu idi, Bütün sefirler heyeti mecliste hazır bıılıııuqyordu. SIYASET Arnavutluk ve Balkanlar Şu sıralarda olup biten Balkan iş- leri karşısında Arnavutluğun da vazi- yeti ne olacağı tabiatile nazarı dikkati Arnavutluk — devleti bu son seneler zarfında bütün müşkü- 1âta rağmen mevklini müstakillen idare etmeğe uğraşıyor. Fakat Balkan işleri müzakere o- Junürken Arnavutluğun kendi mu- kadderatını kendi tayin edecek bir mevkide bulunmadığı zannı hasıl ol- muştur. Bunu, böyle gösterecek sebep- ler de mevcuttur. Maamafih Arnavut- lara nazaran, bu, tamamile doğcu de- ğgildir. Zira kendi hükümdarlarının bir sözü ile istiklâllerini tuz ve ekmek gi- bi en başta mubafazaya azmetmiş olan Arnavutluk, — Ttalya ile münasebetle: ri samimane devam ede dursun — di- ger devletlerle de, Ssiyast anlaşmada çalışmaktan geri dürmüyorlar. - Bü cümleden olarak, Kral Zog, son gün- lerde Parise ve oradan Ankaraya se- yahat etmek üzere hazırlanmaktadır. Arnavutlukta bu Seyahate büyük bir ehemmiyet atfolunmakta ve bunun Ralkan işlerinde mühim bir yeri olaca- (Baş tarafı 1 nci sayıfada) beşte birinin Fatihe kadar temdi- di, yahut ayni bileti zımbalatmak ücrete tâbi tutulması. 3 — Yarm Maslak faciasmdan daha büyük kazalara sebebiyet vermek ihtimali olan ve haddi isti- abisi 28 iken fazla yolcu alan vat- man ve biletçilerle kontrol memur- larınım, şiddetle cezalandırılması. 4 — İhtiyaca kâfi vagon yoksa fazla vagon getirilmesi. 5 — Birinci ve ikincileri nisbet dahilinde işlettirilmesine ve altı bi rinci bir ikinci değil, iki dakikada bir vagon hareket ettirilmesine na- zaran dört ikinci bir birinci kulla- nılması, 6 — Bir bilet ücreti her kaç ku- Tuş ise yarı yola kadar gidecek ve yarı yoldan binecek yolculardan o bilet ücretinin nısfı almması lâzım dir. Avni Bey de şunları söyledi: — Tramvay ücretlerinin teşbi- dar acaba hiç bir gün bu halkm le- hine düşmedi mi? Bu işi ölçen mü fettişler kimlerdir? Nasıl hesap et- mişlerdir. Eza, azap ve istırabı gö- ze almadan bugün tramvaya binen kimse kalmamıştır. Fen heyeti, se- kiz, sepet elma için köprü üzerinde bize dükkân kapattırdı. Ayni gün köprü üzerinde 35 tramvay vardı. Köprü ölçüsü tramvay şirketi lehi- ne istimal edilemez. Müzakere gittikçe hararetleni- yordu, Safiye Hüseyin Hanım: — Köprüde bir tek hat işliyor, bunu kabul ederim, Fakat hasta- hane, mekteplerin, fabrikaların bu lunduğu Topkapı somtine ne buyu- rulur, Daha busabah talebelerin ve halkım üzüm salkrmı gibi Top - kapıdan Sirkeciye geldiklerini gör düm. Bu civar halkı belediyeye mü racaat etti. Cevap çıkmadı, dedi. Nurettin Münşi Bey — K emsa- lini tanımıyorum. Tramvay, elek - trik birbirini kollar. Herkes - bilir ki elektrik kömürden çıkar. Kilo- vatı 60 paraya mal olur. Biz 18 ku- ruşa kullanırız.. Meclisi idarede komiserler me- sarifatı on misli gösterirse bu va- hit hiç bir zaman inmiyecektir. K formülü fenni değildir. Gayri ciddidir, — halkm aleyhinedir. Zenkbar ahalisi bile elektriğe, tramvaya bu kadar fazla para vermez. Şirket evvelâ — elektriğe zam yaptırıyor ,sonra da formüle esas olan elektrik fiatmı alarak tram- vay ücretlerini tesbit — ettiriyor. Bunlara kim bakıyor?. Elektrik | saatlerini kim kontrol ediyor. Ev- lerinizde ne sarfettiğinizi biliyor musunuz?. Bugün hava ile işliyen hava gazı saatleri, kendi kendine işliyen elektrik — saatleri - vardır. Ben yayan yürürüm. — Fakat me. deni insanım. Her akşam evimde nur istiyorum, Şirket bana bunu ucuza vermelidir. Bu işi belediye tetkik etsin. — Yoksa evlerimizde çıra yakacağız. Galip Bahtiyar Bey — Ne ka- dar çok dertlerimiz var. — Şirket | komiserleri bunları — bilmiyorlar mı?. Senihi Bey — Onları kaybettik. Yerlerini bile bilmiyoruz. Galip Bahtiyar Bey — Belediye S Un amam sizar G T T L * Tei MT SETEERE S TTEN AT a Yarınki HABER'de Halk müstahzaratı neden fazlaya alıyor, eczacılar nekadar kâr ediyor? ve aktarma etmek suretile birinci ! tinde esas olan formü| şimdiye ka- | 6 Nisan 1924 Istanbulun kâbusu “K,,. . den bir ses çıkmıyor. — Efel şöyledir, böyledir denmiyor. de, şehirliler de öksüzdür. Kom! ser efendiler vazifeye davet ed"' melidir. | Lütfiye Bekir Hanrm — Bir kaf sene evvel kapalı yerler yapılmt" sını teklif etmiştim. — Hâlâ bir set çıkmadı. Ü Senihi Bey — Şimendiferlerde ikincide yer kalmayınca halk bi' rinciye geçer, oturabilir. Trami' vaylarda ikinci gelmeyince birin ciye neden binilmesin.. ) Kara Osman zade Suat Bey — İkinci mevkiler sekizde bir gelir yor. Tramvay tarifesi 927 denbe" riaynidir. K nazariyesi halkın ü zerine bir kâbus gibi çökmüştüre Artık son demine geldi. emanet kuvvetim kâfi — değildir. | bana müzahir olunuz diye bizdeti hiç bir yardım istedi mi?. ! Bu halkı kurtaralım diye bir menniye bir açık — görüşe maru$ kalmadık. — Verilen cevaplar ki fi değildir. Biz her zaman müzah riz. Bu şikâyetleri — alâkadar mat Daha bir çok âzalar söz sö Neticede müzakere kâfi görül: Dileklerin ve şikâyetlearin n Nafia ve Dahiliye : sür'atle bildirilmesine hnt di. — “Selâmlar, muhabbetler,, —Baş tarafı 1 inci sayfadam tahliye talebi üzerinde bir hırd'i ittihazı bile kanuni ahkâmla telif edilemiyeceğini bildirmiştir. Ağıf ceza reisi Aziz Bey dün geç vakt€ kadar dosyayı tetkik — etmitşir Tahliye talebi hakkımnda mahke: kararını yarm verecektir. Insul dün Türkçe - gazetele! hepsini — getirtmiş, Taraganoy*$ — tercüme ettirmiştir. | Müflis bankerin — avukatı dül yazıhanesinde bazı avukatl, konsoltasyon yapmış ve İnsulün son vaziyetinin — hukı cihetleri görüşülmüştür. Bu i ma neticesşinde — uzun bir lâyih hazırlanmıştır. Bu lâyiha v ze yollanmıştır. İnsul dün ikinci mektubu y mıştır. Biri Londraya diğeri tinayadır. — ÂAtinaya olanı t dan bir telgraf gelmiştir. Bundö deniyor ki “selâmlar, muhabbet! yakında görüşeceğimize inil Metin ol,,, j Gelen bir habere — İnsulün 17 Nisanda Havrdan Nevyorka ba' reket edecek vapura bindirileci söyleniyor. Maamafih daha Ame” i rikadan henüz bir haber — gelmö' miştir. Üniversite pıofuoı-laif den Karl Ştrup İnsul dün bir konferans verecekti. sul meselesi mahkemeye intikâ' ettiğinden profesör konferansıt? veıınıııiılll'- Nıfıı Vekâletinde bir daire... Ankara, 5 (Hususi) — vekâletinin yeni teşkilât sında bir de mebani dairesi tı li bahsi vardır. Bu daire si idarelerle belediyelerin tesisatını, teknik işlerini edecektir.