Vüer 4 Nisan 1934 ) âlâ arkamda beni kovalıyorlar sanıyordum Geçen kıismların huülâsası ben kaldırırım.. tetkik için dilenci kıyafetine girdim, Sirkeci istasyonunda ve Köprüde di. Jendim, posta oldum, kurtuldum. Pos. tahine önlünde ahbap olduğum Ayşe adındaki dilenci bana dost sofrası vete di. Ertesi gün öğlene kadar Orada kal. dım. Aygşe güzel bir makiyaj yaptı, di. lene dilene Galataya, Yedibelâ Hasanın ofhnnı geldik. Oradan Çıktım, Dilen. Sonra kumar qn'ırken düştüm, Ayşe beni kovdu. veye geldim. Lonca istizvap ediliyorum, Bekçi de arkamdan sokağa sap- tı.. Hem düdük yor... Hem.., şalıyor. Hem koşu- — Ulan, karakola Tekrar kah- erkânr tarafından dür. diyorum sa- . Gürne Yoksa ateş ede- rim diye avazı çıktığı kadar hay- kırıyordu... Kim durur... Beni bü- ' tün hızımla alabildiğime koşuyor- j :um... Vallahi yüz metre şampiyo: u Semih herhald. benim kadar süratle koşmı .r... da birisinin elinde ikronometre ol- saydı., Herhalde 9 saniyede 100 metre değil a belki saniyede 10 metre hızla koşuyordum... Hayır.. Koşmuyor.. Uçuyordum.. —Her a- dşndı arkamdan biri yetişecekmiş gibi geliyordu... Ne kadar koştum, kşî sokağa saptım — bilmiyorum... Nıe—e-ı n;fkeı. Tahtakalede Torna- cıların arkasındaki gi kendimi buldum... B"::ımmmüm?d. çöktüm... Terden sırsıklam olmuş- tum... Kalbim... Pat pat pat çarpı- yordu... Nefeş alamıyordum... Beş dfıkikı kadar öyle kendimi bilmez bir halde yerimden kımıldıyama- dım... Hâlâ arkamdan beni kovalı: yorlarmış gibi geliyordu... Y Yavaş kalktım... Kahveyi ı’:!k“! dün... Kahve kapalı idi.. Kapıya Vurdum... Ses sada çıkmadı... Bir daha Yurdüm gene seş sada yok... Bu defa tekmelemiye başladım.. Bir seş.., — Kim g... vakit 'i!orıun';..o Ulan bu ne is- — Benim.., Yabancı değil... — Ne yar?., — Canımaç kapıyıne — varsa O VAar,, ' — Senkimsin.. . — Tanımadmmız mı be?.. —Ah. mel, — Hangi Ahmet, — Badi Ahmet.. — Peki ne istiyorsun., — Artık ben de sabır. kalma: mıştı haykırdım. — Ulan elinin körünü iştiyo. rum.. ÂAç şu kapıyı elbette bir işim var ki geldim.. Herif: — Bu vakit ne işi olur diye ho- murdana homurdana kapıyı açtı. turdum. ğ —cilnıırrdıiıönuıi-, de- du_ ga — Uyuyor.. — Uyandır.. — ÜUy Tei B andıramam... Daha yeni . — Mutlaka kendisini görece- İçeri girdim... Bir iskemleye ©- | — Darılır... Kızar.. — Bana kızsın sen bana gös- ter, — Peki.., Fakat bağırırsa ben karışmam.. a — © halde çık yukarı. , — Nereden?.. Karşıki kapıdan... Sağdan birin- ci oda... —Ben karşısında kapı filân gör- üyorum... — Şuraya bak.. Şuraya.. — Evvelki gün yukarı çıktığım kapının yanında. Bana üstü kâğıt- la örtülü bir drvarı gösteriyordu.. Yaklaştım... Bağırdı.. — Oradaki çiviyi geri it. Çiviyi ittim... Çivi kayboldu... Ve kâğıdın da bir boşluk peyda ol- du. Mesele anlaşılmıştı.. Orada bir kapı vardı... ğ Dıvırdıkı kâğıt perde vazifesi- görüyor. Kapıyı setredi 'ordu.. Usuületle kâğıdı hldn'dnıı..:’ İçeri girdim... Beş mumluk bir ampulle aydınlanan dar bir dehlizdi bura- Karştıda bir merdiven gözükü- Yyordu... Yukarı çıktım... s.îo;ü:_ raftan birinci kapıyı vurdum, — Kimo., Ü? — Ben?... — Sen kim?.. — Ahmet.. Badi Ahmet.. — Gel içeri.. İçeri girdim... Hayretten ağzım açık kaldı... Burası., Örta büyüklükte bir oda idi., Sağ tarafta köşede sarı bir karyola... Dıvarlar... Yerler tekmil kıymetli halılarla süslenmiş, kar- yolanın karşısında bir şezlong.. Baş ucunda bir komodin... Üstün - detelefon... Ayak ucunda bir ceviz dolap... Odanın ortasında murab- ba bir masa... Etrafında dört is- kemle.... Çamur rei$ karyolanın içinde « Yüzüme gülerek ba- — N:n. Ahmet, -dedi- — Nasıl... Güzel mi?., Burada Böyle bir oda olacağını aklına tirmiyordun galiba!.. z — Bak sende... iyi çalışır... Na- Musunla dilencilik yaparsan.. Çok | geçmez.. Bundan daha çok güzel yerin olur., Şimdi söyle bakayım ne var.. — Çamur abicim. Nuri — Beyin | selâmı var. 12 deste iskambille bi- rTaz nefes istiyor.. — Peki vereyim ama... Dikkat et yolda enselenme.... (Devamı War) Egîıîzmîş aei —Baş tarufı 1 inci sayfada— * » « Buün saat 11,5 ta Ankaradaki | | 1 sorulmuştur. Ameri- ka elçiliği bu bapta henüz hiçbir talimat almadığı cevabını vermiş- tir. .. . * Üniversite umumiyei düvel profesörö Her Karl Struyp perşembe günü sazt 16 ile 17 ara- sında hukuk fakültesinde beynel. milel hukuka nazaran İnsulun va- ziyeti hakkında bir konferans ve- recektir, S Sahifesi bilmecesinde he- diye kazananların listesi Dünkü listedn devam ğ 29 — Usküdar Kaptanpaşa toprak sokak mumara 8 Mükerrem Nuri. 30 — Istanbul onuncu ilk mektep sınıf 4 ten 318 Ibrahim, 31 — Birinci ilk mektep sınıf 4 ten 376 Hadiret. 32 — Galata Necati bey caddesi Dalmaçı apartıma. nı numara 6 da Hidayet. 33 — Eyüp Otakçıbaşı mahallesi numara 35 Tuna, 34 — Çapa tütün deposunda 270 Fet- hi. 35 — Fener rum mektebi sınıf Z den 82 Todoridis. 36 — On beşinci ilk mektepten 153 Feridun. 37 — On be- şinci ilk mektep sınıf A 2 den 84 Melâ- hat. 38 — Ikinci ilk mektep — sınıf 2 den Neziha. 39 — Ikinci ilk mektep stinıf 2 den Niyazi. 40 — Vefa lisesi E 1 den 364 Kemal. 41 — 191 berber Hazım. 42 — Tütün inhisarı Çapa de- posunda 245 Isa, 43 — Çapa tütün de- posunda 168 Niyazi, 44 — Lâleli şair haşmet sokak numara 17 de Fatin. 45 — Sultanahmet Üçler mahallesi numa- ra 14 Hatice, 46 — İstanbul Saray- burnu Fener sokak numara 6 Adil. 47 — 49 uncu ilk mektep sınıf 3 ten Ha- tice. 48 — Şişhane karakolu Bedret- tin mahallesi muezzin Feyzi sokak nu- mara 10 da Nuvin Hayri. 49 — l tanbul kız lisesi numara 1047 Sebahat Nuri. 50 — Istanbul kız lisesi B 4 ten 639 Omer Fruk. S1 — Gedikpaşa er- meni ilk mektep smıf 5 ten 128 Arşen Semerciyan. 52 — Inkılâp lisesi B 4 ten 822 Muammmer, 53 — Islanbul tat- bikat mektebi sınıf A 5 ten 429 Moli. ha. 54 — Istanbal lisesinden Hasan. 55 — Harp akademisi birinci smıftan Ulkü, 56 — Eyüp orta mektebinden 178 Huriye. 67 — Beşiktaş Hakimi- yeti Milliye mektebinden 147 Ali. 58 — Ankarat Dumlupınar ilk mektep sı- nıf 3 ten 23 Müjgân . DeD Rn L NEZ ü Ğ Sle Ç İstanbul asliye mahkemesi bi- Yinci ticaret dairesinden: Veladmir mır mır oğlu efendi | tarafmdan Galatada Havyar ha « nmda 12 numarada mukim Sava veled Haralambos Patrikyadis e - fendi aleyhine 934 — 54 dosya nu marasiyle ikame olunan 2480 lira alacak davasından dolayı ikamet- gâhr meçhul bulunan müddeaa- leyh ilânen vaki tebliğata rağımen dava arzuhalini tebellüğ ve cevap lâyihası vermediğinden müddei - nin talebile hakkında gıyap kara- rı verilerek kararname mahkeme divanhanesine talik kılmmıştır. Müddeaaleyh Sava efendi tah- kikat için tayin olunan 19 - 4- 934 perşembe saat 13,30 da mah- kemeye gelmediği veya vekil gön dermediği takdirde tahkikata gr - yabmda deyam edileceği ilân olu- nur, (2174) ©& HABER & Akşam Postası 1İSTANBUL AN. KARA CADDESİ! darehanesi: Telgrat Adresi: İSTANBUL HABER Telefon — Yazı: 293872 — İdnre: 21370 ABONE ŞERAITI ILÂN TARIFESİ Ticaret Hünlarmın satırt 12,50 Resmi iânlar 10 kuruştar. Sahibi: HASAN RASİM Neşriyat müdürü M, Gayur Basıldığı yer: (VAKIT) Matbsası HABER gazetesi El yazısı tahlil kuponu isim . HABER — Akşam Postası z Insulün peşinde Staviski rezaletinin : Çocuk korsan gemisi Paramunt da pek tecrübeli bir sinema muhabiri — göndermiştir. ıBuııt, hayli filmler çektiğini söylüyor. Şimdiye kadar, şimal kutbundan cenup kutbuna kadar, dünyanın her yerini gezmiş bir si- nemacıymış. Muhabirler, her gün, grup grup birleşerek biribirlerini — atlatmak için uğraşıyorlar. Haber aldığımı- za göre, meşhur bir İngiliz gaze- tesi muhabiri, mütemadiyen “us zun atladığı,, için Londradan pa- para yemiştir! Amerika — gazetelerinin hafif meşrepleri, İnsul hakkında bin bir palavra uyduruyorlar. Sözde, Alkapon kendisini kaçırmak için bir korsan gemisini Akdenizde hareketo getirmiş ve sözde, Meo- tis vapurundaki, banger değil, o- na benziyen biriymiş.. Fakat ağır başlı Amerikan matbuatı ciddi bir münakaşaya — tutuşmuşlardır. Zira, müflis bangerin itham edil- diği madde, sade hileli iflâs de- gildir. Beş altı maddeyle dıha töhmet altırıda bulunuyor. Fakat, Amerika devleti, matbuatın yaz- dığına nazaran, Türkiyenin ban- geri iadesini temin için, yalnız bu cürümlerden bir tanesini ileri sürmüş, ötekileri mesküt geçmiş- tir. Binaenileyh, Amerikada, ia- deden sonra adli bir — karışıklık husule gelecekmiş.. Bu işin için- den nasıl çıkılacağını Amerikan gazeteleri münakaşa edip duruyor larmış. Orada karışıklık devam ede dursun, burada, mesele vazıhlaş- mıştır. Hatta en çapraşık nokta, Yunanistanın itirazı olacak diye dedikodu çıkmışken, dün, Atina- dan gelen bir telgraf, Yunan hü- kümetinin, Meotis kaptanı tara- fından verilen protesto üzerine mesele çıkarmıyacağımnı bildiriyor. Başka bir havadis daha: Ev- velki gün, İnsul, Londrada bulu- nan Simon isminde bir zata “Türk ler beni tevkif ediyor, ne yapı- yım?,, diye, İstern — vasıtasiyle bir telgraf çekmiş, cevap alamar yınca, “Neden cevap vermiyor- sun? Fena vaziyetteyim.,, diye te- kit etmiştir. Dün de, bazı para me- seleleri için başka yerlere telgraf çekmiştir. Ve nihayet, şu haber, güldürü- cüdür: Dün gece, ondan sonra, Beyoğ- lunda ağızdan ağıza dolaşan bir rivayet çıkmıştır: — İnsul tevkifhaneden hasta- neye naklolunurken kaçmış!! Birçok kimse, buna îı-ıııurılı,î heyecanla matbaamıza müracaat | etmiştir: — Sahi mi?. — Hayır efendim... Biz de şa- ylayı işittik. İnanmamakla bera- ber, ihtiyaten tevkifhaneye sor- duk. İnsulun, Sultanahmede nazır odasında, mışıl mışıl uyuduğunu söylediler. (Va-Na) İnsul ne yapıyor? İnsul dün saat 4 te tevkif edi. lip tevkifhaneye — götürüldükten sonra odasma kapanmış ve bütün vaktini odasında kitap okumakla ve uyumakla geçirmiştir. Bu esnada Meotis vapurunda bulunan bavullarını ve sair eşya- smr vapurdan çıkarmak üzere va- purun acentesi Çelebidis efendiye nocıılilının:r 4 l K D A ları atmıştır, 7 yeni safhası —Baş tarafı 1 incl sayfada— Her üç maznun evvelce Staviski meselesinden dolayı isticvap edil - mişlerdi. Son zamanlarda Staviski- nin Londrada bir rehin müessese - sinde zuhur eden mücevheratı üze- rine yeniden yapılan tahkikat e- nasında tesadüfen bir ip ucu bu- — Tunmuş ve bu üç kişinin yeniden is- ticvabı lâzrm gelmiştir. Bu defa yapılan istintak çok sıkı olmuştur. Evvelâ Lussats sorguya çekilmiş- tir. Müstantikle maznun arasında şöyle muhavereler geçmiştir: Paul Carbone'yi tanır mısn? —Evet tanırım. İki üç defa Mar- silyada gördüm. — Venture'yi? — Onu da tanırım, Bana Paris- te takdim etmişlerdi. — İyi ama- Paul Carbone ile Venture ayni adamdır. Bu söz üzerine maznun tireme- ğe başlamış ve: — Olabilir, zihnim çok yorgun olduğu için düşünemiyorum.. diye kekelemeğe başlamıstır. Bunun üzerine şüpheler daha fazla çoğalmış ve kendisine Prince in katledildiği 20 Şubat tarihinde ğ nerede olduğu sorulmuştur. Maz - — | nun buna: j — Marsilyada idim, cevabını ?3 vermiştir. e — Hayır Marsilyada değildiniz.. Ayın 13 ünde oradan hareket etti- — niz ve 23 ünde avdet ettiniz. İ — Olabilir. O esnada seyahatte —| idim, İ Netice itibarile hiç biri 20 Şubat- ta nerede olduklarını ve ne yaplık- Tarımı kat'i surette anlatamamışlar: dır, Bunun üzerine müstantik her üçü hakkında tevkif müzekkeresi keserek kendilerini adliyeye sev - ketmiştir. Şimdi bütün Paris matbuatı ve efkârı umumiyesi bu esrarengiz meselenin hallini büyük bir sabır- — sızlıkla bekliyor. Dr. Ihsan Sami Gonokok aşısı Belsoğukluğu ve ihtilâdlarına karşı pek tesirli ve taze aşıdır. Divanyolu Sultan Mahmat türbesi No. 1 $ tir. Bu muamele dün tevkifhane - de alâkadar memurların huzurun- — da yapılmıştır. 4 Banger tevkifhaneye nakledil - diği zaman kendisiyle konuşmak € için ingilizce bilen bir mevkuf a- — ranmış ve nihayet — geçenlerde — Maslak yolunda bir otobüse çar - — parak kanlr bir faciaya sebebiyet veren Taragano efendi bulunmuş. — tur. İnsul kendi dilinde konuşan — bir adamla karşılaştığına — çok — memnun olmuştur Si Banger fazla müteessir olduğu için yemeği gayet az yemektedir. — Teessürünü fazlalaştıran bir sebep — de gazetecilerin mütemadiyen et - rafında dolaşmaları ve tesmini — almak istemeleridir. Şehrimize ge- len ecnebi gazetecileri - bilhassa — Amerikalılar - kendisiyle görüşme — ye çok gayret ettikleri halde bu- — na muvaffak olamamışlardır. Bu — gazetecilik şerefi yalnız “Haber,,« — aittir. Gene dün akşam İnsulun — hastaneye kaldırıldığı rivayeti çık — mışşa da bu havadis tahakkuk et- — memişlir. Dün bankere mektupla bir kaç — kişi müracaat ederek kendisinden — para istemişlerdir. İnsul bunlara — hiçbir cevap vermemiş ve mektup- j