27 E* Askerî vaziyet JjpMNALINA MIH1NAİ Kafkas harekâtı neden ağır gidiyor? (Baştarab lincj sahifede) nı bilcmediğimiz gibi Eusların bu semtteki durumlarını da tarif ve tespite imkân yoktur. Yalnız onlann buralannı iyice tahkira ve müdafaa edebildikleri anlaşıhyor. Grosni istikametinde Almanların Pyatigorsk'u aldıktan sonra şose ve demiryolu boyunca Mozdok'a ilerledikleri, burada Terek nehrini geçerek bir köprübaşı tesisine çalıştıklan, Terek nehir şimalinden gene demiryoln boyunca Terek kasabasma gelerek burasuu da aldıklan fakat Terek nehri gerisile Mozdok cenub doğusundaki Bus mttdafaa mevzilcrini zırhlı kıt'aların iştirak ve Stükalann yardunlarile de büyük ölçiide yaramadıklan malumdur. Bu sebelbe onlar şimdi Mozdok'un batısmdan yukan Terek boyunca cenuba ilerlemeğe baslıyarak Prişibskaya mevküni zaptetmişlerdir. Bir Koma telgrahna göre, Ruslar şimdi Prokladnya'yı geri almak teşebüsünde buIunmuşlar (!). Almaniar da Mozdok cenub doğusundaki Rus kuvvetlerini iki kolla ihataya teşebbüs etmişlermiş. Bir kol Prişibiskaya'dan Terek nehri boyunca Ordşonik (yani Vladikafkas istikametinde ilerliyerek geniş bir çevirme ve diğeri gene yukarı Terek nehri boyunca evvelâ cenuba ve sonra doğuya yürüyerek daha ufafc bir ilıata hareketi yapmakta imiş. Netice şudur ki Almanlar. şimalî Kafkasın doğu kısmınm idare ve petrol merkezi olan Grosni ile şimalden cenuba giden en ehemmiyetli şosenin üzerinde VTladikafkası almak istiyorlar. Fakat arazi hem arızalı, hem tahkitn edilmis ve Kuslar buralannı iyice müdafaa etmekte oldukları gibi Almanlar da buralarda fazla kuvvetlere malik olmadıklarından iş yavaş ve çctin gidiyorEvvelce de anlattığimız gibi Almanlar, şi maldeki muharebelere bir netice verip de sıra Kafkasyaya gelerek buraya lüzumu kadar kuvvet, bilhassa zırhlı kıt'alar, tahsis edinciye kadar şimalî Kafkasyadaki Alman kuvvetleri böylece kendi yağlarile kavrulnnya ve ancak ağır ağır ilerlemeğe mecbur ve mahkum kalacaklar. kuvvetlerinin en az bir misli fazlasına muhtacdır. Onun, karşısındaki İngiliz top, tank ve uçaklanndan miktarca daha az bir kuvvetle sekizinci İngiliz ordusunu Libyada bozarak El Alemeyn mevziine kadar takib edebilmesi zaten fevkalâde bir harekettir ve büyük bir şanstır. Bir adamdan ve bir ordudan her zaman olaganüstü hareketler beklenemez. Buna rağmen her Malta bombardımanını müteakıb Rommerin yeni kuvvetler alarak hemen taamıza geçeceği sanıhyordu. Biz ise, Rommel'in her Malta bombardımanında aldığı kuvvetlerin onun müteaddid muharebelerde verdiği insan, malzeme ve miihimmat, telefat ve zayiatmın yerlerini dolurmak için olduklannı ve Rommel'in Rusya muharebeleri neticelenmeden taarruza geçemiyeceğini anlatmağa çalışnuştık. Çünkü o, Mısın, Süveyşi ve Filistini zapt için muhtac olacağı bilhassa Alman zırhh ve seri kuvvetlerini ancak kış dolayısile, Rusyadaki büyük harb hareketleri durakladıktan sonra alabilirdi. Rusyada Almanlar hayatî muharebelere girişmişken, orada fevkalâde muhtac oldukları kuvvetleri ayınp Mısıra göndenneleri tarihin affetmiyeceği bir hata olurdu. Bunlardan anlarıı ki. Rommel şimdilik bekliyecek, fakat İngilizler ona taarruz ederlerse bundan azaml istifade edecektir. İngilizlerin böyle bir taarruza girişip girişmiyecekleri malum olmamakla beraber bilhassa Amerikan uçaklarile çok kuvvetlendikleri son günlerde Tobnığa, Bingaziye ve Mihverin geri tasıt hatlanna yaptıklan kesif ve kuvvetli hava akınlanndan anlaşılmaktadır. Kezalik seri zırhlı arabalarından mürekkeb bir İngiliz akmcı kolunun Mısır cenub çölünü geçerek ve Şiva ve Carabub hurmalıklaruun cenubundan dolasarak Bingazinin 400 Km. cenub babsındaki Oceyl İtalyan garnizonuuna bir baskın muharebesi vermesi de 8 inci İngiliz ordusunun canlanıp hayli kuvvetlendiğini gösterir. Bu sebeble şimalî Afrikada kat'î bir muharebeye başlanması şimdilik, ancak İngilizler tarafmdan miimkün görülebilir. Şehrimizde Dil Bayramı Bütün Halkevlerinde dün canlı törenler yapıldı Şimalî Afrikada: H. E ERKİLET Nafıa Vekilinin tetkikleri Maktya 26 (Hususî) Nafıa Vekili bugün Akçadağ kazasına giderek Sultsnsuyu harasmı ve köy enstitiisünii gez mişler ve Surgu nahiyesinde bitirilmiş o'an Surgu suyunun tesislerini tetkik etmişîerdir,L A K O N G A» unııtulmaz ylldlzı Mihver ordusunun siikun ve sükuru devam etmektedir. Evvelce bir kaç defa yazdığınm gibi, Mareşal Rommel'in emrindcki Mihver ordusunun vazifesi, Mısırla Süveysi zaptctmek olmayıp. şimdilik mahza Mısır ve Yakın doğudaki İngiliz ve Amerikan kuvvetlerinin Kafkasya müdafaasına iştiraklerini menetmek üzere bunları karşısmda tutmak ve işgal etmektir. Çünkü Rommel'in emrindpki Alman ve İtalyan zırhlı, seri ve piyade kuvvetlerinin miktarı ancak buna kâfi gelcbilir. Mısırı zapt için daha jok ve hatta şimdi emrinde mevcud Alman ™ BUGÜN J UD Y GARLAND'.n George Murphy ve NELEK Sinemasında Charles Winnîger İle beraber pek parlak bir tarzda yarattıklan, hissî ve müessîr bir mevzuda Modern ve esrarlı bir mevzu KAHRAMAN Teshir eden JOHN BENNETT ' tarafmdan yaratllmlş olan bir şaheser BuRÜn saat 11 de tenzilâtlı matine KUÇUK NELLİE CAZ SWİNG BU HAFTA Filminde • Bugün ELHAMRA'da' Aflantik Tayyarecileri (Türkçe) Baş rollerde meşhur Amerikan tayyarecisi Diok Merrill Jack Lamble Paula Stone Ayrıca: Türk sazile Asker oldum piyade ve Hindistan, esrar diyarl HHM (Kültür filmi) w Merak ve heyecan şaheseri SARAY SİNEMA SEYİRCİLERİNİ GAŞYETMEKTEDIR. Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine Mekanik ve orga.nik davalaruu ve bunların Eski, Orta ve Yeni zamanlarda geçirdlği safhaları Birinci Türk Dil Kurultaynnn onuncu gene bu sütunlarda i yıldönümü dün, yurdumuzun her tara gördükten sonra bunlardan hangisirün fında ve şehrimizdeki Halkevlerinde, ta daha doğru ve hangisinin yanlış olduğuşıdığı büyük manaya uygun bir şekilde nu müspet bir surette göstermeğe felsefe nin veya herhangi bir ilmin iktidarı olup kutlanmıştır. Beyoğlu Halkevi tarafından tertib edi olrr.adığı akla gelecek ilk sorguyoı teşkil len toplantı saat 17,30 da Tepebaşı Bele eder Bu sorguya verilecek cevablann diye bahçesinde yapılmıştır. İstiklâl mar başmda her ikisirıin de bir felsefe yapısı şile başlıyan törende muhtelif millî o olduğunu söylemek olabiür. Çünkü meyunianmız oynanmıştır. Oyunlar ara kanik ve organik telâkkilerin eski ve sında, bilhassa kahc kalkan gösterisi, yeni bütün babaları hep filozaflar olEge, Karadeniz, cenub ve doğu Anadolu muştur. Saf ilim adamları kendi bıransoyunları bahçeyi dolduran kalabalık haik ları dahilinde ve tahdid edilmiş vakıakütlesi tarafından sık a k alkışlanmıştır. larla uğraştıklan için, filozaflar gibi bütün hakkında bir görüş davasında buluEminönü Halkevinde de zengin bir namazlar. Oisa olsa filozofıarın dünya programla kutlanmışür. Saat 21 de İstik görüşlerinde kendi sahalarına taalluk elâl marşile başhyan törende, profesör den hâdiseleri kontrol ederek bunların doktor Sadi Irmak dil İnkılâbımızın mshi müspet veya menfi kıymetleri hakkında yeti hakkında güzel bir konferans ver araşurmalarda bulunabilirier ki bunlar kendi metodlarile hıçbir zaman fılozofmiştir. Profesör Türk dilinin 60 milyon insa ların akıl veya sezgi hamlelerile temin nın konuştuğu Türk dilinin bir dünya ettüderi sür'at ve tamimcilikle yarış edemeselesi olduğunu, bu iübarla Atatürkün mezler. Bunun içm felsefe, doğru veya kutsal elile kurulan Türk Dil Kurultayı yanlış, ilmi daima aşmış bir halde gönın toplandığı günün yıldönümünün, rtnür. Hayatın ihtiyac ve zaruretleri ise Türk milleti için millî bir hâdlse, dünya ilmin verimleri nispetinde ohnadığı gibi medeniyet ve Umi için de önemli bir va herhangi bir suretle çareler aratmağa kıa olduğunu söylemiş; bu olaya dair mecbur ettiğinden aksiyonlarımıza tecgarbdan ve millî tarihimizden öraekler rübeler ve ilmin verimleri kâfi gelmeyince ya tamamile mistik inanclara başvermiştir. Profesör Sadi Irmağm konferansı salo vurmak veya felsefe sistemlerüıe sarılnu dolduran yüzlerce dinleyici tarafın maktan başka çaremiz kalmıyor. Felsefî dan büyük bir ilgi ile takib edilmiştir. bütün dünya görüşleri de esasen bu Konferanstan sonra, yeni ve eski ede şartlar altında doğuyor ve bu şartlar dobiyat dillerini belirten parçalar okun |"layısile kıymet ve ehemmiyet kazanıyor. muş; yeni ve eski sahne dilini belirten Bu hakikatler biündikten sonra mekanik ve organik davalarının nasıl bir metemsiller verilmiştir. Tören, ikinci amatör caz konserile so sele olduğu hakkında bir şuur kazanmış oluyor ve onlardan bu şu,ura göre yerli na ermiştir. yerinde istifade etmek lâzım geldiği anUsküdar Halkevinde Üsküdar Halkevinde de dil bayramı laşıhyor. canlı bir törenle kutlanmıştır. Kaza Parti Mekanik nazariye cansızlar âleminde reisi Lutfi Aksoyun da hazır bulunduğu unsurlara, canlılar âleminde ferdlere dabu törene Halkevi bandosunun iştirakile yanıyor ve bütünleri bunların kendi sersöylenen İstiklâl marşile başlanmış, bunbestilerile yanyana gelmelerinden terekdan sonra kürsüye gelen Reşad Kaynar küb etmiş görüyor. Fakat bu yanyana dil bayramını kutladıktan sonra ezcümle gelme ve terekkübün neden bir takım şunları söylemiştir: sbirlikler» vücude getirdiğini ve bu bir« Dil devrimi bir zihniyet devrimi, liklerin kendilerine göre mukavemet ve bir ruh devrimidir. Dil bir milleün şuhassaları teşekkül ettiğini müspet bir umdur. Bir cemaat kendisini, bütün masurette izah edemediği gibi unsur denilen zi, hal ve istikbalini dil ve edebiyatında ayrı ve münferid varlıkların mevcudiyeti hassedebilir. Büyük Türk inkılâbının vüde gitgide çok şüpheli görünmektedir. Fa cude getirdiği ehramın yüksek basamakkat romantik bir hürriyetçilik havasmın larından biri de Atatürkün açtığı ve İsestiği zamanlarda ferdleri hür ve müsmet İnönünün yürüttüğü ve başardığı takil tanımak pek hoşa gittiğinden mekadil devriraî savaşı olmuştur.» nik nazariyenin en çok bu devirlerde Bu sözlerinden sonra Reşad Ka>*nar rağbet görmesinden daha tabiî bir şey de kürsüye Yunus Kâzım Köniyi davet etolamazdı. Hakikatte vaki olan da budur. miş, Köni dil inkılâbmın manası bugünFakat realitelerin sert ve hakikî gidişi kii vardığımız gayeler üzerinde canlı ve romantik hulyalarmın bulutlarmı dağıtşayanı dikkat misaller göstererek dikkat mağa, ekonomik ve İçtimaî adalet zave alâka ile takib edilen bir konuşma ruretlerini İçtimaî bulıran ve facialarla yapmıştır. Bunu müteakıb Haydarpaşa li kendini göstermeğe başlaymca ferdlersesi öğretmenlerinden Kenan Sarıer, Üsden başka bir de «bütün. ün bir varlığı tad Fazıl Ahmedin 25 sene önceki bir yaolduğu, daha doğrusu mutlak ferdı hürzısile bugünkü bir yazısını okumuş ve riyetlerin bütünü kurtarmadığı, bilâk'.s halk edebiyaündan seçtiği manzum parmahdud bir takım ferdleri bütünün zaçalar hararetle alkışlanmıştır. Bundan rarma şişirdiği sabit olunca mekanik nasonra Baltacıoğlunun «Kafa tamircisi» zariyenin kifayetsizliği de aşikâr olpiyesi öztürkçe olarak muvaffakıyetle muştur. Fakat buna karşıhk organik natemsil edilmiştir. zariyeye tekrar sarılmak da, romantik bir hürriyetçilik devresi geçirildikten Pirinç bulamayınca... sonra, kolay obnamıştır. Çünkü organik Princ fiatlannm yükselnıesl üzerine, dünya telâkiisinin en çok hüküm sürbir kLSim hallan kum danya rağbeti art dügü Ortazaman, Yenizaman hürriyetçimıştır. Bazı bakkallarda pirinç niyetine leri nazannda bütünün ferdleri ezdiği ve satılmakta olan kum darı fiatlan 84 kul köle yapüğı bir devirdir. Halbuki kuruştan 89 knruşa yükselmiştir. Kum ferdî orijinalliklerin inkişafına, sıkı bir dannm harbden evvelki fiatı 10 11 ku bütüncülük düzeni altında imkân verilruş arasında idi. mediği takdirde medeniyet de ilerliyemez, yerinde sayar. Bunun için Yenizamanın bütüncülüğü ferdlerin orijinal inRamazan 16 Pazar kişaflarını boğmıyacak bir mahiyette olıftak gerektir ki bu da bütünün iktidarım elinde tutacak kimselerin kerr.al sahibi i» İdeal şahsiyetler olmasma bağhdır. Aksi l Üöllb 26| 18 5V •iü 82| 5 18 Vasatî takdirde bütün namına hem ferdleri, hem 6 05 9 27 l 31 10 13 de bütünü perişan edecek bir tahakküme Ezanî meydan verilmiş olur. Daha iyisi böyle Mekanik ve Organik davalarının kıymetleri ve bunlardan alınacak dersler Prof. M. Şekib Yazan : Iskoçyada harb gayreti Z.ondra, Tunc bır pohtikayı, umumi bir ahlâkın tamamlaması lâzımdır ki bu da milletlerin çok iyi terbiye edilmiş ve işlenmiş olmalarını iktıza ettirir. Yeni bütüncuiuk ancak Eydın ve şuurlu olabilir. Burada ferdler, bütünü ve medeniyeti İlerletecek yaratıcı bir ahlâk ve siyaseti alışkanlık haline getirmiş bir terbiye ile yetiştirllmelidirler. Dünyada hiç bir şey sadece başkaları için çalışmak gibi tek bir gayeye sahib olamaz, kendisi için de bir şey olaıak mecburiyetmdedir: Binaenaleyh son unsur olarak alınan atom ve ferdler dahi şahsî bir şey olmak ıstırarmdadırlar. Nitekim bugünkü atom tahlili onun ayni zamanda başhbaşına bir sistem olduğunu gösterdiği gibi yeni ruhî tahliller ruh hayatuıuı mekanik tedai zincirlemelerile olamıyacağını göstermişür. Çünkü mekanik tedai zincirlemelerinden teşekkül eden bir ruhun kendini şahsî bir hayat gibi duyması, terıakuzundan kaçınması ve tenakuzu duyması anlaşılır bir şey olmaz. Filhakika ruhun bütün muhtevası bir bütün halinde yaşanmadıkça bu kabil şeylerin ne dujnılması, ne de yapılBununla beraber zamanımızda bilhasması kabil olur. Bunun için her yerde, sa cemiyet için daha elverişli görünen herhangi bir suretle, bir blrlik ve bir organik nazariyenin de çok dikkat edilbağhlık aramak icab ediyor, mekanik mesi lâzım gelen taraflan olduğuna işanazariye işte bu noktaları da izaha kâfi ret etmiştik. Bu nazariye herşeyden öngelmiyor. ce içtimaî hayata, ahlâki bir karakter Barbaros için bugün ihtifal Fazla olarak ruh hayatı, manevî ha vermek ister; yalnız bunu yaparken ahyapılacak yat dediğimiz bir takım kıymetlerle de lâkî karakteri statik, yani durgun birşey Büyük Türk denizcisi Barbaros için örülmüş bulunuyor ki bunlan mekanik gibi anlamak ve sadece bu hali tabiî gör bug^in geniş şekilde bir ihtifal yapüabir örgüye irca etmek çok zorlama.bir nıek tehlikesine maruzdur ki bunun ne caktır. Öğleden evvel Beşiktaştaki türtefsir olur. ticesinde serbest ve orijinal faaliyetleri besi önünde büyük merasimle bu ulu Vakıa organik nazariyenüı kabul etti gayritabiî görmek temayülleri hasıl ola Türk denizcisi hürmetle anüacaktır. ği «gaye» fikrine artık tabiatte bir yer bilir. Bunun İçin yeni organik dünya Gece bütün Halkevlerinde bu büyük verilmese bile İnsan hayatında ferdî ve görüşünün mutlaka şuurlu, aydın ve ya Türk amiralınm hayatına aid konferansmaşerî olarak bir realite ve bir kudret ratıcı olması ve bilhassa içtimaî adaleü lar verilecek, şehir gür.düz ve gece doşiddetle gözetlemesi lâzım geldiğini tek natılacakıır. gibi yaşamaktadır. Yalnız ruh hayatını değil, hayaü dahi rar etmek icab eder. Nitekim mekanik Maarif miidürü geldi maddenin sadece bir vasfı gibi tasavvur telâkkinin en hararetli ve ileri taraftarBir haftadanberi Ankarada bulunan etmek gitgide kabul edilemez görünmek larından olan cemiyetler bu harbin daha Maarif müdurü Muhsin Binal dün sabah te, muhtar bir varlık olarak tanımak te ilk acı tecrüoelerinden sonra organik te şehrimize dönmüştür. mayülleri artmaktadır. Nitekim Berg lâkkinin baçında mutlaka içtimaî adalePamuk tozu Eon bu görüşün asrınuzdaki en büyük ve tin ve ekonomik hürriyetin gelmesini Pamuk tozu, ihrac mataı olarak rağen orijinal bir görüşünü temsil ettiğini mes'ul devlet adamları vasıtasile dünyabiliyoruz. Bu filozofun dediği gibi: «Ha ya Uân etmek lüzumunu şiddetle hisset be: gdrdüğünden fiatlar 60 kuruşa kayat, herşeyden önce, ham madde üzerine mişlerdir. Bugünkü harbin bir mukad dar yükselmistir. Harbden evvel pamuk tesir etmek temayülü» halinde görün demesi olan geçen harbden sonraki bü tozunun kilosu 50 60 para arasında idi. mektedir. Bergson'a göre «Mekanik izah vük İhtilâller bu gaye için vücud bulduEllişer lira para cezası larm esası, dünyanın olmuş bitmiş ve ğu gibi zafer hangi tarafta kalırsa kalsm Büyükadada kasab Zoto Peta ile saherşeyi verilmiş olarak mülâhaza etmek bundan sonra istenecek olan da içtimaî katçı Raşid Lato, fatura ile satış yaptir.» adalet ve ekonomik kurtuluştur. Istikba mamak suret;le milll korunma kanunuBu görüşte Bergosn'un mülâhaza ettiği lin organik dünya telâkkisi bu hedefler na muhalif hareket ten İstanbul ikinci yaratıcı tekâmüîden eser yoktur. Ancak de toplandığı takdirde mütecanis ve u millî korunma mahkemesine verılmişyarısını tercüme ve neşredebildiğim mumî bir dünya düzeni için esas zemin lerdir. Mahkeme, her ikisini de ellişer lira ağır para cezasına mahkum etmişyaratıcı tekâmüU ün 205 İnci sahifesin hazırlanmış sayılabilir. M. Sekib TUNC tir. Dükkânlan da yedişer gün müdden şu satırları ahyorum: «Fizik ilmi detle kapatılacaktır. ilerledikçe ecsamın ferdiyetleri ve hatta ilmi muhayyilenin bu cisimlercîfi tahlil etmeğe başladığı cüzü ferdler bile siliniyor, cisim ve cisimcikler üniversel bir karşıiıklı tesir içinde erimeğe doğru gidiyorlar.» Elhasıl mekanik dünya görüşünde hatalı görünen şey; dünyayı verilmiş ve kapalı bir sistem gibi telâkki etmesi ve bu suretle esaslı ilerleme imkânlarmı tamamile inkâr etmiş olması; ve nihayet mürekkeb varhklarda kendisini terkib eden unsurlarınkinden başka bir vasıf bulunabileceğini tanımamasıdır. Eğer dünyada gittikçe yükselmiş görünen taazzuvlarda hayatla ve bilhassa insan ruhunun teşekkülile nev'i şahsuıa münhasır bir varbk vücud bulmamış ve herşey tabiat ve maddenin katıksız bir mahsulünden ibaret ise o halde ne dünya, ne de insanlığın hiç bir manası kalmıyor; herşey körü körüne ve boşluk içinde akıp gidiyor demektir. Mekanik telâkkinin götüreceği netice de bundan başka bir şey olmadığı için insanı müthiş bir boşluk ve manasızlık içinde bıraküğında şüphe yoktur. ç giindür İ&koçyayı dolaştıktan sonra Glaskova, oradan da Liverpola gittik. Bu şehirlerden bilhassa Glaskovda pek çok harb ve ticaret gemisi yapılıyor. Bütün kızaklar dolu idi. Bir çok gernüer de deniza indirilmiş, ikmal edilmek üzere bulunuyordu. Glaskov tersanelerine hava h ü cumlan hiçbir zarar vermemiştir. Burada büyük bir fabrikada sayısız top yapılıyor. En büyük çaplı gemi toplanndan en küçüklerine kadar binlercesi imal edilip derhal gemilere monte ediliyor. Bütün bu harb gayreilerinde kadınlann hizmeti büyüktür. Gemi ve top yapılan yerlerde kadınlar da çalışıyorlar. Bu ağır sanayi işçiliğinde kadınlann hizmeti hayrete değer bir şeydir. Bir mermi fabrikasında beyaz saçlı ihtiyarlan zaferi kazandıracak mermileri büyük bir dikkat ve emekle h a n r larlarken gördük. Churchill'in yefeni ile bir nazır kızını da mermi yapan kadınlar arasında gorünce İngilteredeki vatan sevgisinin ne dcrece ilerde olduğunu bir kere daha müşahede etmiş olduk. Liverpolda gönüllü olarak hizmet eden bahriyeli kadınlar ve itfaiyeciler gördük. İngilizler, bu limandan harb mınlakaJarına hareket etmek üzere olan büvuk bir gemi kafilesinin kaptanlan ile alâkadar denizcileri arasındaki içtlmaa bizi davet etmek suretile Türklere karşı beslenen itimadın yeni bir nişaneslni gös. terdiler. Son defa İngillz mjihrühas Lordu Sir Stafford Gripps ile hususî bir görüşme yaptık. Boradaki ficametimiz blttL Yakuıda Amerikaya hareket edeceğiz. İÇKİSİZ SAZ Her PAZAR saal 14 len 19 a kadar C A Ğ A L O Ğ L U Bulgar heyeti gitti Ticaret Ofisi tarafmdan şehrimlzde bulunan Btıîgar ticaret heyeti şerefina dün öğle üzeri Taksim kazinosunda bir ziyafet verilmiştir. Bulgar heyeti, dün gece Sofyaya hareket etmiştir. ÇİFTESARAYLAR Bahçesinde 22 KİŞİLİK BAYAN ve BAYLARDAN MÜREKKEB Türk Yolu 18 yaşında İzmitte gündelık olarak intişar etmekte olan Türk Yolu arkadaşımız 18 yaşm» girmiştir. Kocaeli çevresinin en güzel ve olgun gaaetesi olan arkadaşımızı tebrik eder. saha uzun seneler memJekete faydalı hizmetler ifa etmesini diIeriz. ÇİFTE FASIL SAZ HEYETİNİ Dinlemek fırsatlnı kaçlrmaylnız. Ayrica: Üstad Zurna EMİN'den ve Darbuka HASAN TAHSİN'den Kâğıdhane o>ıın havalarl dinliveceksinîz. Telefon: 22308 CUMHURİYET Nüshası i « Beyazıdda: * MARMARA Sineması üstünde •* s MARMARA GAZİNOSU BUZLU KAPAU ŞİŞE BİRA, İNHİSAR ŞARABI. HALİS KAHVE, ALAKART YEMEK ve TABLDOT, MÜKEMMEL SERVİS. Marmara ve Adalarln manzaralarım açık daraça va kapalı salonlarmda seyredllebilen ve hoş bir vaklt geçirilen a'üe gazinosudur. Abone şeraiti Senelik AltJ avlık Üc aylık Bir aylık kuruştur. Türklye tcin 1400 Kr 750 • 400 . 150 . Haric için 2700 Kr, 1450 . 800 . foktur. Dikkat azetemize cönderileu evrak ve yazılar nesredilsin edilraesin iade edilmez ve rivamdan mes'ulivot kahul olunmaz Bugün I P EveK Sinemasında BİR KAHRAMAMJK T a b i î G E N E T İ E R N E Y ibda ve tarafından edilen R e n k l i R A N D O L P H senenin İlk büyük K ve 3IACERA ROMAM OLAN VERGİSİ Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine I.BEŞİKTÂŞ Bahçesinde B Ü Y Ü K S A N ' A T K Â R ZATİ SUNCUR Üçüncü harifculâde programı bir haftadanberi muvaffakıyetle devam ediyor. Tamamen yeni tecrübe ve hünerler araslnda BİR İNSANIN UÇMASINI GÖSTERMEKTEDİR. Sayln seyircilerimize bu flrsatı kaçırmamalarlr.l bilhassa tavsiye ederiz. Tel: 42900 SOZ SÖYLENEK Ve İş Başarmak San'ati Bütün dünyanln en meşhur eseri olan ve milyonlarca basllan bu kitabi (Dost Kazanmak) muharriri Karnegie'den ÖMER RIZA DOGRUL'un kalemile tercüme edilmiş ve üçüncü basımı çlkmıştlr. Kefîs cildli 150 kuruştur. AHMED HALİD KİTABEVİ Nedir bu tramvayların hali yahu? Hava güzel, biraz da yürüseler ya! Genci ihtiyan bir adım yer için tramvaya bmiyor. Hem de mevki falan baktıklan yok! Âlem tembelleşti. Öyle değil.. Nasıl öyle değil! Kör müsün arabalarm İzdihamını... Ağzını topla! Öyle değil. Sen adanu deli edersin! rulma da anlatayım.. Ederim ama öyle değiL.. Bugün meselâ on dakika, bir çey Patlatma beni! reklik bir yolu tramvayla giden adamın Patlama! Öyle değil... verdiği Eekiz kuruş, ayni adamın o yolu ı Söyle bre, şimdi boğazma . yaya olarak yürümesi halinde sarfedece Hah! Evvelâ boğaz meseles: ği kaloriyi telâfiye kâfi gelmiyor; İşte Saniyen? boğaz meselesi bu. Saniyen kese meselesi.. İkincisi? Anladunsa arab olayım! İkincisi yapılan hesablara göre ne Sen anlasan da olamazsın, anlama kadar kısa mesafe olursa olsun tramsan da... vayla katedilen yola verilen para, ayni Demek ki tramvaya binmek bir bo mesafenin yaya olarak yürünmesi halinğaz meselesi, bir de kese?. de eskiyen kundurayı tamir edemiyor Evet! Bu da kese meselesi Anladın mı? Sen oynatmışsın kuzum.. Amma da derin düşünce. Bütün bu Olabilir lâkin bu böyledir Böyle ol kalabalık bunu mu düşünüyor yahu! muştur, böyle de... Hajir! İçlerinden bir kısmı düşü Olacaktır, değil mi? Anladım. Beni nüyor, bir kısmı da onları görüp koyun sinirlendirmek içüı.^ gibi peşlerinden gidiyor. İşte kalabalığm Sen sinirlenirsen bana ne? Sinir İlâ hikmeti. spesiyalitem yok ki müşteri oLsun! Senîn için ukalâdır derlerdi de O halde? inanmazdım. Sende biraz kavrayış olsa boğaz ve Sen gene inanma! kese lâfmdan hemen şıpşak vanverirdin. Lâkin o... Vay! Dikkat et yahu! Kör müsün.. Sür'ati intikal nerede değil mi? Ağzını topla Efendi! Tamam! Allah söyletiyor: Fazla yo Toplıyayım ama ayağıma bastm! GÖRÜŞİJLENLER... Neden binerler? Otuz sekiz papel verdim! Ceketimi eskitiyorsun! Baba baklava nedir? Imamın yareenlikleri Yazan: Eurhan Felek Görmedik dedik ya! Ganın çıkmadı ya! Sen fena konuşuyorsun hemşeri! Canım çıkmadı ama daha bir hafta olmadı, ben o kunduraya 38 papel verdim. B^k yüzünü sıyırdın! Etraftan: Hakkı var... Dikkat et kuzum! Kundura bu, Çıplak ayak olsa ne ise! *#* Çok sürtünüyorsun azizim.. Ne yapahm bilet keseceğiz. Biraz daha yumuşak geçsene! Bizimki de can! İster miyiz? Ne yapalım? Evet! Seninki de can ama senin urbaları tramvay idaresi verir, bizimkini kaseden alıyoruz. Ceketlerimizin yarısı biletçilerin nmpara kâğıdı gibi aba elbiselerine sürtünmekten aşınıyor.. Amma da besabl Onu demıyorum. Yani artık bayılma tehlikesi ortadan kalktı. Nasıl kalktı efendim! Gene surada burada huri misal hatunlar gördükçe... O değil efendim! Yemekten ötürü!. Vallahi Beyefendi hazretleri. Allah bilirken kuldan ne saklıyayım! Bazı camekânlardaki güzel sucuk, pastırma, Bir kullanılmış cekete otuz kâğıd Balkan kaşarlarmı gördükçe bayılıyorum. verirsen sen de hesab edersin kuzum. Öyle bayılmak değil imam Efend,! *** Artık zeytinyağı bu derece pahalı iken Baba İki tane üçgen yanyana ge(imambayıldı) ya İmkân kalmadığını ünce ne olur? anlatmak istiyorum. Biraz çabuk va Baklava biçimi olur evlâdım. rışh olunuz. Baklava biçimi mi? Haü! Anladım Beyefendi hazıet Evet! leri. Cinaslı iltifatta bulunuluyor. Lâ Baklava da nedir baba? kin efendim! Ne eski imamlar kalJı, ne Bir çeşid tatlı! eski zeytinyağlı camiler. Onun için yağ Nerede olur? bol da olsa, dar da olsa hep beraber Yemiş değil oğlum tatlı! ayılıp bayılacağız. Siz o yemeğin adına Sen gördün mü? Gördüm ya! Hamur işidir. Eski bakıp da yalnız imamların bayıldığına den yaparlardı. Şimdi yasak da yapıl mı zahibsiniz efendim? O halde vaktile yediğiniz vezirparmaklarını hakikaten mıyor. vüzeranın parmakları, kadmgöbeklerini rfi ^ ifi de efendim hatunlarm göbekleri mi ze Sabahı şerifler hayır olsun imam hab buyururdunuz? İlâhi Beyefendi efendi! hazretleri! Lâtife buyuruluyor. Değil mi Aleykümselâm efendim. efendim? Ağzımın orucile zati saminiz* Artık tehlike kahnadı. temin ederim ki; eğer olsa bir lenger Hamdolsun. Pansiyonumuza bak imambayıldıyı uhdemdeki imamet cıhetırdık on altı çıktı. Adeta gene delı tine rağmen bavılmadan yerdim. Şimkanh diyorlar. Eğer taaddüdü zevcat diki imamlar esk' I a ri gibi yufka yürekll müsaid olsa idi dainiz âdeta bir ikinci değiller efendim, değiller! halile ahnağa büe muktedir İmişim. Haza min fadlı RabbU, , B. Felek