CUMHURİYET 30 Temmuz 1942 Harb Ji£ ilim I Sehir ^ haberleri Nark kaldırıldıktan sonra #•• v TÜRKOLOJİ BAHİSLERİ Dil davasmtn mühim nohtalan [HEM NALINA MIHINA Geçeh harbde Amerikalılar denizaltılarımn verdiği zayiatı karşılamok üzere seri halinüeki inşasım, kompo^. zit sistemde (yani su kesiminden alt kısıru bakırla kaplı ahşab gemiler) yapmağı düşündüler. Bir İki tip üzerinde y^pılan bu teknelerin keresteleri ormanlarda seçilip, şekilleniyordu. Sahildeki tezgâhlarda birbirine ba^ıanan bu parçaiarın teşkil ettiği teknenin makineleri de huEusi fabrikalaıda seri olarak yapılıyordu. (Bu gemilerden biri mütareke devrinde satın almarak limanlarımız araeında işletilmiştir.) Odunun elâstikiycti cemirinkine nazaran düşük olduğundan torpilin bu teknelerde yaptığı tesir demir gemilerdeki tesire nazaran daha azdır. Bu gemilerdeki kuvvetli boşaltma tulumbaları torpilin açtığı küçük yaraJard^n giren suyu da boşaltabiliyor. Bu suretle gemılerin azı batıyor, bir kısmı .bata çıka ve çoğu da salimen liraanına varıyordu. ve sonra da 34 bin tonluk gemilere tatbik edilen Voith Schneider pervane.,,. leri bildirdiğimiz per • vanelerden farklıdıı. Eski Osmanll müDairevi bir kursa amud olarak ve bir cliıiıeri telâffuz vı daire muhiti üzerinde muntazam fasımânâ itibariyie, yalaiarla bağlanmış oian altı kanad var. hud yalnlz teiâffuzMaktaı bir püru sigarasına benziyen bu ca veyahud sade mâ kanadlar, ucuna doğru gittikçe sivrilinâca türkçeleşıruj yor. Kurs, bir motör vasıtasilej devre1 (Kemal Pafa zade) İle (Husrev Bugün Ticaret borsasında bir topîantı Aıao ve Acem keümelerini .galat> saderken bu kanadlar fizikte (basit aryapıiarak hububat ve diğer maddelerin ylp bunlarln arabcayla acemcedeki zade) den (Mehemmed Hafîd Efendi) ye. motik hareket) dediğimiz hareket yapıyorlar; tıpkı ceb saatlerinin panaül serbest blrakllması üzerine hasıl olan «fasih» şekiilerini tespit için «Galatât» yâni (Kanuni) devrinden (Üçüncü Seları gibi. Herhangi bir anda bu altı ka fiat vaziyetlerinin tanzimi üzerinde ka ismiyle bir takıntı kilablar yazmışlardlr. linı) devrine kadar yalnlz arabca galatArab edebiyatlnın fasahat kaidelerini ları tasluh edilmiştir (7); nada çizilen normaller (eksantrik r.ok rar verilecektir. 2 (Mehemmed Hafid Efendi) den Son günlerde, glda maddelerinde kara Turk dlline tatbik edip arabcaya göre tası) denilen bu noktada birleşiyonar. Bu noktanın manivelâlar vasıtasile de borsa fiatlarına nazaran büyük bir dü bir türkçe tedvin etmek istiyen bu mü (Mustafa İzzet) e, yâni (Üçüncü Selim) ğiştirilmesi gemiye m a n e n a kabiliyeti şüklük görülrr.ekte ve kara borsa fiat elliflerin nazarlnda kelimenin fasahati devrinden (İkinci Abdülhamid) devrini veriyor. Kıçta çift pervaneli olan ge larından aşsğl fiatlarla mal teklif edil denıek, «tcnâiiir» den, •garâbet. ten, nin ilk senelerine kadar arabcadan başmiler ilerigeri veya yana doğru ha mektedir. Bura rağmen bu fiatlar ev «mehcuriyyct» ten ve «kıyusa rauhale ka acemce galatlar da tashih edilmiş ve reketler yapabilirler. Bu yeni gemıler velce Ticaret Vekâleü tarafmdan ko fet. ten sâllm olması demektir. Bu dört hatlâ Türkiye türkçesinin cazı kelirr.eleise bu hareketlerden maada başı etra nuîmuş olan fiatlardan bir hayli yük şarttan mevzuumut itibariyie bizi alâ ri bile bizim türkçenin aslı zannedi'.cn fında bir daire çevirebiürler. sektir. Bu vaziyetten şimdi bu fiatlarm kadar eden esas, •kıyâsa muhalefct» ..Ça^atay. fonetiğine göre guyâ düzelBu pervanelerin bağh olduğu kurs Ş3yanl kabul olup olmadlğl ve Ticaret meselesiair: (Cevdet Paşa) bu esası ti.rr.ek isteniimiştir! Meseiâ (Hafid E»ebli lisanın isti'maline nıuhalefct» fcııdi) etek» ve «saç» yerine «Çaga:ayŞimdi bu usule gene müracaat edili geminia altına ufki vaziyette teçhiz edi borsasınca tescil edilip edilerr.iyeceği bir liyor; kanadlar denizin içine şakulî va mesele teşkil etmektedir. Borsa, geçen şekünde tarif eder (İJ. (Diyarbekirli ca» diye .itak» ve «seyc» şekiilerini yor, fakat arada bir fark var. Teknelerin şu birkaç gün zarfmda bu fiatları tes Said Paşa) ya göre de •lâfzm bir lisan göi'.erir (S)! cesameti eskisine nazaran daha küçük ziyetinde girmiş oluyor. Yeni şileplerin her biri bu pervaneler cil etmemiştir. Bugün yapılacak içti da ccreyan eden kaideye mukalif isti' •3 (İkinci Abdülha.nid) devrinin ve sistemleri de başka. Ahşab gemilerin mali» dir (2). Tabii (Cevdet Paşa) nm başlaılndan İkinci Meşruüyete kadar cesametleri 3, 4 bin tonu bulduğu haldc den İG tanesile mücehhezdir. Her bir mada, hükümetimizin ittihaz ettiği kapervane 304Ü beygir kuvvetindeki bir rarlarln tatbikat klsmlnı teşkil edecek •ehli lisan» dan maksadl .Arab Ikan gnîaıâtçlllk usulleri Şark dillerinden yeni gemiler bir iki bin tonluktur. Bucliarı» ve (Said Paşa) nın «bir lisan» ba ? ka Garb diilerine de teşmil edilmişür. nuc faydası aşikâr. Denizaltı'.ar düşman Ford motörile tahrik ediliyor. Furd fab olan bu çok mühim mevzu üzerinde dedigi de «Arab lisanl» dir! Çünkü bü Meselâ (Mustafa Izzet) «batarya. yı rikası hergün bu motörlerin 1600 tane prensip kararl verilecektir. gemilerini ya top veya torpille batırır. tüıı bu muahhar Osmanll beîâgatçıları ., batı i = batterie», .pandispanya» yı sini yapabildiğine göre bir günde yüz Harb gemilerinin refakatinde konvoyla nın en mühim mehazlan İçinde Kicreün .pain d'Espagne» \'2 .poyraz ı «boreasgeminin makinesi hazır demektir. Bu giden gemilere denizaltmın topia h ü Millî oyunlar festivaline suretle geçen harbdeki kompozit şilep1041 (=Milâdın 1631) tarihinJe ölen diye tashihe kaiklşlr (9). cura.etmesi kolay bir iş değil, belki kenlere nazaran, makine işçiliği daha kolayhazırlık nıeşhur Mesnevî şâıiki (Şeyh Ismaili Dıkkat edilecek noktalardan biri de disi için çok tehlıkeli bile; torpil kullaşmış oluyor. Evvelki teknelerin buhar İstanbulda yapılacak milli oyunlar Ankaravî) nin «lisanl lürkj üzre ya aıaLcaya aid galatlarm iki klsma ayrülanmak mecburiyeti var. Bir denizalümn makineleri, kazana lüzum gösteriyordu. 7ilmış>. İik edebiyat iitabl sayılan .Miimasldır: Bunların bir kısml tüıkçeye bir seferde taşı'yabileceği torpil adedi de Bunlarda kazana lüzum yok. Bu şilep festivalinin filme alınması için bir ecnebi şirket müracaatte bulunmuştur. tahiilbelâğa> sl vardlr ve bu menbâda geçmeden evvel Arabiar taraflndan tanjnahduddur. Bu halde dört bin tonluk lerin temin ettiği faydalara gelince: Fakat festivalin Başvekâlet Matbuat U •kıyâsa muhalefct» Arab kelimelerine rif edildikten sonra muiıarref şekillebir gemiyi batırmak için bir torpil kul1 Seri halinde yapılabilmesi, mura müdürlügünce filme alınması ta hasredilerek .lugatı Aralıiıı tetebbüün riyie bize inlikal etmiş, bir klsmı da lanılırsa, müsavi şartlar altında, dört 2 Küçük tonajda olmasından do karrür ettiginden bu müracaat kabul den muslcnbata olan kavâide muhalif lurkier taraflndan tahrii ediimiştlr. h'm tonluk iki gemi için iki torpil kulolmak. diye tarif edilir (3). tŞeyh İslayı torpil için küçük hedef teşkil eder, edümiştir. TaCÜ bizim türkçeleşmiş saydıklarlmlz lanmak lâzım. Dahası var. Büyük bir battığı takdirde de zarar nispeten az o Festival için yurdun muhtelif bölge ıcail) bu esası prensip itibariyie «Fârsî» Foneük ve Semantik istihale*eririi yalnız geminin deniz dibine götürdüğü madde lur, lerinden heyetler gelmeğe başlamıştır. ye de teşmil etmiş ve bu suretle muah Türk dilinde geçirmlş olanlardlr. Zaten öiğer ikininkine nazaran iki kattır. Bu 3 Kolay manevra kabiliyetinden Bu heyetlerin oyun ve şarkılannda ahenk har belâğatçllar türkçedeki Arab ve galatâtçılar bu iki klsmın birbirinden Ihalde küçük gemilerden biri batıp biri dolayı görünen torpil izlerine göre vazi temini için Eminönü Halkevinde müte Acem keiimeîerinden Foneük ve Se kolayiıkla ayırd edilebiimcsini temin kurtulursa hamulcnin (daha doğrusu yetini kolay değiştirebilmesi. hassıs bir heyetin huzurile provalara mantik, yahud yalnız Foneük veyalıud edebılecek ızar.at vermekte umumiyeue gemi ve hamule ağırlığmm) yarısı elde yalnız Semanük itibariyie tahrife uğGerçi bu pervanelerin gemiyi tahrik başlanmıştır. kusur eimemişlei'dir. kalmış olur. Bu suretle hem hamule ve bakımmdan, adi pervaneli gemilere na . Festival dolajasile üç renkli ve üç çe rayıp arabcayla acemcedeki şekil ve hem tayfadan jktısad edilmiş ve hera de Acabâ bülün bu galatâtçılar tashih etzaran, randımanı yüzde 58 den 52 ye şid üzerinden propaganda pullan çıka mânâlarlnı kaybederek türkçeleşmiş hedef küçültülmüş olur, düşürüyorsa da bu faydalar karşısında rılmış ve Posta idaresi bu pullan kullan olanlarl galat = yaıılış» saymlşlardlr. tikleıi kelimeierin aoğıu şekiilerini yalGelelim yeni gemilere. Öğrendiğimize bu kadarcık zarara göz yummak icab mağa başlamıştır. İşte bu suretle Arab Acem kelimeleri nız ümen lespit edip oir nevi iştikakçlgöre bu yeni şilepler takriben 1500 ton eder. nin türkçeieşmesine karşı «İlmî» bir ka lık eUr.ekie mi İktlfa ediyorlarai, yok^a Kok kömürü tevziatı luktur. Güverteleri, hava hücumlarına ide kuruİmuştur! Tabiî bu vaziyete göre haik ağzındaki Fonetik ve Semantik tahBu vaziyet karşısında bakalım karşı Kömür satış ye terai müessesesi halkm bizde •galatâlçihk» demek, Arob ve rifin onüne geçmek için bir mücadele ve denizaltı toplanna karşı, müdafaa si taraf ne yapacak? Günlük gazete havalâhlarile iyi teçhiz edildiği gibi himaye dislerinden pek iyi anlaşılamıyan Atlsn kışhk kömür ihtiyacını karşılamak üzere Acem fasahatçıliğinin türkçeye ta.b.kl mi açnîljiardı'.' Bu meselede müspet ve edilmiş ve konvoyla gitmektedirler. tik harbi bence tekniğin en büyük mü şimdiye kadar 200.000 beyanname kabul demektir. Zaten (Şej h İsmailİ Ankara mcnii iki cereyan vardl: Eski galatâtçıBu şilepler dümensiz ve pervanesizdir. cadelesine sahnedir. Batıranlar, batırı e'tiğinden ve bu beyannamelerle ağus vî) Türk dilinde tedvin ettiği fasahat lann yalnlş te.âffuzlarla değişls manaPervanesiz demekle adi manadaki per lanlarda yapılan tadiller ve bunlardan tos sonuna kadar tevziat yapılacağmdan kaidelerini (Ilâcei Cihan) ln acemce lara karşı ccphe aldlkları, yâni türkçevane ile değil, VoithSchneider perva çıkanların canlannı kurtarmak için alı şimdilik beyanname tevzii durdurulmuş «Mcnâzırülinşâ» siyle (Hatibi Dinıeş icşmiye başlamış Arab ve Acem kelimenelerile mücehhez olduğunu kasdediyo nan tedbirler, meydana getirilen keşif tur. Ağustos sonunda tekrar beyannnme kî) nin arabca «Telhisülmiftâh» mdan leıınin arabcoyla acemcede olduğu gibi ruz. Bundan sekiz, on sene evvel Al ler bu harbde tekniğin oynadığı role aid verilerek ikinci parti tevziata başlana nakletmişti! Fazla olnrak Arab diiinde okur.up yazılmaslnı isteaıkleri mulıakcak'.ır. manlar tarafmdan keşfedilip evvelâ en enteresan noktalardır. de bir çok «Galatât. kitabları yazılmış kaklır. Hattâ türkçe kelimeierin bile Mangal kömürü ve odun da Baltık denizinde çahşan küçük teknelere tl: Meseıâ Hicretin 516 ( = Miiâdln 1122 ı İtıbari bir »Çagalayca ya göre tashihlnı Salih M. UZDİLEK beyanname ile verilecek tarihinde ölen «Makamât» sahibi (Hari\TaVırııl.at DfUİ Alpmriagrı n r m a n l a rî) nin «Dürretülgavvâs fî evhâmil Tüıkiye türkçesindeki .etek» kelimesinndaki 50 bin çeki odunun kat'iyatı ile lıavâs» İsmindeki eseriyle muhtelif aslr nin «kesrümcddi hemze ve fcthüÜsküdar ve Kadıköy depolarına nakli larda yazllan şerhleri büyük bir Gala ıneddi tâ» i.e .ilâk» şekünde kuilanllYAŞASIN' HAYAT işini çekisi 484 kunış 10 paradan bir mü tât» dairesi teşkil ediyordu. Bir taraftan ması nıünaslb olacağlncan bahsetnıekteahhide ihale etmiştir. Ofis, aybaşından yukarda bahsetüğimiz fasahat zihniye tediri Türk kelimeieri için böyle olunitibaren odun ve mangal kömürü sati tinin ve bir tarafan da İşte bu Arab mo ca, tabii Arab ve Acem kelimeleri içın şına başhyacaktır. Ofisin odun ve man daslnın tabii Osmanlı belâgatçiliğine te daha şidcletii bir taassub gösterir. Bu YE. İÇ, YAT RAHAT gal kömürü satışı da madeh kömürü gib: sir etmemek İmkânl olamazdl. (Kar.uni) tuhaf zihniyet, geçen asrın sonlarlnda beyanname ile yapılacaktır. devrinin meşhur şeyhülislâmı (Kcmal (Slrrı Paşa) nın (Kemal Paşa z«de) den Paşa zade) •Ettenbihü alâ galatil nukk'tüği Galatât. ın çıktığl zamanlaManifatura satış teşekkülü DERDLERİNİ AT câhili vennebîlı. ismindeki •Galatât» ra kaaar devam etmiştir; hattâ (Slrrı VEŞT. VAR KAFANDA müdürlüğü risalesini işte bu tesir altlnda yazdı. Fa Paşa)eserinin mukaddimesinde «taklidi İzmirde verdiği iyi netice ve piyasada kat bu yolda yazılmış eserlerin en mü avânı ile isli'mali galat lisam ilsad yaptığı tesirden sonra şehrimizde de himleri Hicretin 99S ( = MiIâdm 1589) eder» diye bu zihniyeti bir formül şekfaaliyete geçmesi takarrür eden İzmirli tarihmde ölen (Bursall Husrev zade iiııde biie ifade etmektedir. Bununla be42 tacirin vücude getirdiği manifatura Mustafa) nln <GalatâtüIavâm> iy'.e raber «galatı meşhür» un, yâni türkçesatış teşekkülünün müdürlüğüne Sümer (Uçüncü Selim) devrinde Şeyhülislâm leşmiş ArabAcem kelimelerinin lehinde Bank Yerli Mallar Pazarlan eski mü (Mustafa Aşir Efendi) nin oğlu (Me bir cereyan da yok değildir. (Hafid dürü Ahmed Özbakır tayin olunmuştur. hemmed Hafid Efsndi) nin yazdlğı .Ed Efendi) «Dürer» in arabca mukaddimedüıerülmüıılahabâtülmensure fî ıs sinde bundan cahsederken bu cereyan Kayıb çocuğun cesedi lâhilgalatâtilmeşhure. (4) İsminde taraftarlarlnln gölatâtçllara karşı: bulundu İki kitabdır. Bunlardan (Kemal Paşa zaGalat evlâdır öluncak me;hur Cibalide oturan Behçet isminde bir de) nin arabca yazdlğl Ettenbîh» i İ Ş T İ R A K L E R İ L E Mısraiyle fikirlerini ifade etüklerinzatın oğlu yedi yaşmda Ceyhan, iki Kastamonu valisi (Slrrı Paşa) Hicretin den balıseder. Son devirlerde «Galatı giindenberi ortadan kayboldııgundan. a 1299 (=Milâdın 1881) tarihinde .Galameşhur fasihi mehcuıdan evlâJır. şekilesinin müracaati üzerine her tarafta tât» ismiyle biraz tevsi ederek lürkçeye BÜYÜK AIUVAFFAKrYETLERLE DEVAM EDİYOK. ünde bir cümleyle de İfade edilen bu aranıyoTdu. Dün sabah Halic Feneri sa terceme etmiştir (5). S A F İ Y E ' n i n okııduğu eserler SADEDDİN KAYNAK tarafmdan flkrin en kuvvetli mümessili (Münil hilinde çocuğun cesedi bulunmuştur. bestelenmiştir. Memleketin sevilen san'atkârlarından müteşekkil Paşa) dir. (Sırrl Paşa) nın «Galatât» lna Sıvas Adliyesi için zabıt zarif olduğu kadar haklı bir tenkid yaBütün bu eserlerle yalnlz «Arabî. ve zan (Münif Paşa) merhum arkadaşlna kâtibi alınacak «Fursi» galatât esas İttihaz ediliyordu. maksadınl şöyle anlatlr (10: Sıvas merkez adliyesinde 20 Hra ma Geçen asrın sonlarına kadar bu vaziyet ^mı^agmmmBm T E L E F O N : 42690 MMHMMH «Siyakı tahriri Sâmîlerine göre kcaşlı bir zabıt kâtibligi ve Kangal Adli böyle devam etti. Nihayet Rumî takvil lllll yesinde 20 lira maaşlı bir kâüblik ve min 1302 (=Milâdın 1886) tarihinde linıât daima aslı üzre kalup her düriü UKB^^^^^ G E D İ K P A Ş A : YAZLIK ••• ^^ ™l 15 er lira maaşlı Zâra ve Şarkışla mah (Mustafa İzzet) jn neşrettiği «Tashihül tagayyürdcn masun olmalıdır. Fakat kemeleri zabıt kâtib muavinliklen a galatât» (6) tan İtibaren Yunan, Lâtin, re'yi kasırâneme göre eğer böyle olaiçin İçin Franslz ve jtalyan keiimeîerinden Fone cak olsa hiç bir kelime sahih olmamak çıktır. Senelik 1400 Kr 27O(J KP tik ve Semantik itibariyie türkçeleşmiye lâzım gelir. Ç'ünki bu fen erbabı indinde İyi bir kadirşinaslık Lise, orta okul ve eski rüştiye mezu2 nci yeni program muvaffalayetle devam ediyor. PROFESÖR Altı aviık 750 . 1450 > nu olmak ve askerliğini yapm;ş bulun başlamlş olanlar da artık tashih edilmi nıa"lum ve miiscllera olduğu veçhile luİstanbul mır.takasmda değerli hizmetÜc avlık 400 . 800 • ye başllyarak o zamana kadar ya'.nız gât hiç bir zaman ve mckânda bir ka leri görülen eski sporculardan merhum mak şartile talib olanların 10 ağustos 8ü avlık 150 . Yoktur. 942 tarihine musadif pazartesi günü sa Arab ve Acem kelimelerine münhasır rar üzre durmayup lafzen ve ma'nen Fethi Baçaran ilç Sedad Rızamn kabirat 15 e kadar mekteb şehadetnamesi ve kalan türkçeleşme yasağl Garb dillerin tebdili şekl eder. Binaenaleyh bir keü lerinin inşası için İstanbul bölgesinin •af . doğruluk kâğıdı ve doktor raporu ile den gelen kelimelere de teşmil edlimiş menin miicerred şekli sabıkı başka yapmış olduğu tavassuta, kulüblerimiz (îazetemize eönden'len evrah ve vanlaı birlikte (Sıvas Adliye encümenine mü oldu! Bu vaziyete göre bizde «Galatât düriü olmak münaseberiyle şekli hazı lâzım gelen yardımı yapacaklannı bilnesredilsin edilmesin lade ediüneı ve Temsiler tam saat 9 da başlar. çıhk, üç devre ayrllabilir: racaatleri.) rına galat deraek caiz olmaz. Fakat bu dirmiş'.erdir. nvaîndan mes'ulivei kahu) olunmas Yazan: Profesör Saiih Muvad Yeni fiatları Ticaret Borsası tescil edecek mi? Tiirkceleşmiş Arab ve Acem kelimeleri r İsmael Hami Banîşmend Amerikanın harb gayretleri . A L  B A N D A ; . A.L A B A N D A ; ÂLABANDA; ÂLABANDA; ALABANDA; Yazan: Ekrem Resid Müzik: Cemal Resid ve M U A M M E R'in TEPEBAŞÎ Belediye BAHÇESİNDE 14 KİŞİLİK SAZ HEYETl (YANKO) idaresinde 12 kişilik Orkestra S A F İ YE AZAK Sineması Bahçesİnde Yumurtadan Canlı Adam Çıkarıyor ısırda fransızca olarak neşredilen resmî İmages mecÜ ı.ıuası Amerikan kıt'alarl 35 kessa. e vazife başındadırlar» başlığı altmda bir dünya haritası basnıış. Şimal kutbu mcıkez olarak yapılmış olan bu haıitada Amerikan askerlerinin bulunşekli hazırın mu' clukiarı yetler, birer küçük Amerikan teber olması a nın bayrağile işaret edilmiş ve buralann SanFrancisco'dan olan bir dereceye kadar Xe\vYorkla kadim ve şâyi' ol nıesafeleri de deniz nıilile gösterilmiş. Amerikanın nekadar muazzam bir işe masına mütevakkıfbaşladığını aıılamak için bu haritaya bir tır.. (Münif Paşa) fikrini böyle tespit et göz atmak kâfidir. Birleşik Devletler, tıkten sonra bir iki misal gösterir ve lıakikaten dünya ölçüsünde bir harbe meselâ (çaaıaşır» şeklinde türkçeleşen tutuşarak bütün dünyaya yayılmak keümenin acemcedeki «câmeşuy» şek Diecburiyetinde kalmışlardır. Amerikan line sokulması nasll makul olacağmı hududlarının çerçevesi içine kspanıp sorar! Nihayet (Sırrl Paşa) nln «isti' kalnıak, dünyanın başka taraflanndaki mali galat lisanı ifsad eder» düsturuna etliye, sütlüye karışmamak azminde olan karşl (Münif Paşa) da şu fornıüile len ve buntın için de ellerinden geleni yapruış bulunan Amerikan infiradcılan, bu kidine nihayet verir: «Aslı her ne olur ise olsun umum bey haritaya şöyle bir bakarlarsa, muhakninde şâyi' olıııuş ve kıdem peydâ etmiş kak. jüreklcrine iner. Çünkü Amerikan olan clfazı ibka etnıekten başka çare bayrağı, şimdi dünyanın her denizinde ve her kıt'asındadır. yoktur». Amerikan askerleri Büyük OkyanuBu zihniyetin muahhar tekâmülü nihayet eski galatâtçlllğı tashihçilik şek sun şimalinde. ortasında, cenubundadırlinden çıkarlp ilmî bir iştikakçıllk şek lar; tâ Alaskadan Avustralyaya kadar. Amerikan askerleri, Atlas Okyanusuline sokmuş ve işte bundan dolayl son Gaiatât kitabları «galat», yâni •türkçe nıın şimalinde, ortasında, cenubundadırleşmiş» kelimeierin asıliarlnı sırf ilmi bir lar; tâ Groenland ve İzlandadan Ümid gayretle tespit için yazılmıştlr. Meselâ burııuna kadar. (Ali Seydi) merhumun •Deîteri galaAmerikan askerleri, Avrupada, İrlanda tât» ismindeki escrinin mukaddimesinde ve İngiltcrededirler; Asyada, Çinde, < lisanın kaideden değil, bilâkis kaidcnin Iiindde ve İrandadırlar; • Airikads, lı^Lİiıdan» çlktlğı söylendikten sonra Mısırda ve Eritrededirler; A%rustralyada, «galat» denilen kelimeierin olduğu gibi bu kıt'anın şimalinde, doğusunda Veni kullanllması ve yalnız aslllaruıın ilmen Zelandada, Yeni Ginededirler. Merkezi bilinmesi lüzumundan bahsedihnekle ik ve cenubi Ameıikada, Antil denizinia tifa edilir (11). her tarafındadırlar; Guayan'dan PanaBuraya kadar olan izahatımlzdan an maya ve Guatemala'ya kadar. Mesafeler bu sür'at asrında bile korlaşılacf.ğı gibi, «Galatât» demek, Foneük SanFrancisco'dan ve Semantik, yahud yalnlz Fonetik ve kuncdur. Meselâ, yahud sadc Semantik baklmından türk Avustralya 6,193 mil. \ewYorktan Mıçeleşmiş kelimeler demektir: İşte bun sır 12.239 mil uzaktadır. Her Amerikan erinin ve teknikçisinin dan dolayl eski «Galatât» kitabları türkbulunduğu bu 35 kesim (bunlara kesim, çeleşmiş kelime dergileri sayllabilir. Ismail hamı DAiMŞMEND hatta bölge demek bile doğru değil, kıt'a demcli) ile Amerika arasında bir rauva(1) Cevdet Paşa, «Belâgati Osraaniy sala tesisi mecburî glduğuna göre, bu ye., 1311 İstanbul tab'l, S. 13. denizaşırı,.daha doğrusu Okyanus aşın (2) Diyarbekirli Said Paşa, «Mizan seferler icin, nekadar çok gemiye, ne üledeb» 1305 İstanbul tab'ı, S. 24. kadar uzun zamana, nekadar büyük gay(3) Şeyh İsmailİ Ankaravî, «Miftâh rete ihtiyac olduğu kendiliğinden anlaşıülbelâğa ve Misbâhülfasâha», 1284 lır. IMescIâ, şu Xc\vYork Mısır arasmİstanbul tab'ı, S. 41. daki 12.239 mil mesafeyi saatte 15 mil (4) Bk.: Mehemmed Hafîd Efendi. sür'atle giden bir vapurla almağa çalışa•.Edtüiıerülmüntahar'âtilmensure fî lım. Bu seyahjat. hiç bir limanda durıslâhilgalatâtilmeşhure», 1221 İstan mamak vc yakacak, içecek, yiyecek albul tab'L mamak şartile 816 saat, yani 34 gün sü(5) Bk.: Sırrı Paşa, «Galatât., 1305 İs rer. tanbul tab'ı. Amerikan âskerlcrinin, biri Amerika(6) Bk.: Mustafa İzzct, Tashihülga nın batısında, öteki doğusunda bulunlatât», 1302 İstancul tab'l. duklan iki ayn yer, yani Avustralyamn (7) Bk.: Hafid Efendi, «Eddürer. mu Sidncy limanile İzlanda adası arasında, kaddimesi, S. 3. Panama kanalı yolile 12,176 mil mesafe (8) Ayni eser, S. 10 ve 253. \ardir. 15 mil yollu bir vapurun Sidney(») Mue'ola Izzet, ayni eser, S. 38, 43 den İzlandaya gitmesi lâzım gelse, bu ve 51. scyahat dunıp dinlenmeden 812 saat ka(10) Münif Paşa, «Lâhika», Sırrl Paşa dar bir ?cy tutar ki bu da genc 34 gün Galatâtl. S. €063. dcnıeklir. (11) Ali Seydi, «Defteri Galatât,, Tam manasile bir dünya harbi olan hu 1324 İstanbul tab'l, S. 3 ve 67. miicadelede, Amerikanın mühim sevkülceyşî noktaları tutması, müttefiklerine İzmit Cezaevindeki kiitübha süâh vc malzeme yardımı yapması. asker göndermesi demek, aşağı yukan, Jules neye yardım rica ediliyor Yerne'in meşhur 80 günde devri âlem» Bazı cezaevlerimizde olduğu gibi İzmit adiı romanındaki seyahatlerin durmadan Cezaevinde de okuma yazma bilmiyen tekrarlanması gibi birşeydir. nıahkumlara okunıa, yazma öğretilmiş. 150 asker veya 15 ton malzeme taşıyan bu suretle gazete ve kitab okuyanlanr. 5000 dcvuçak yapmak fikrini ileri süsayısı yüzds seksen beşe çıkması üzeripe ren Ameıikalı mühendis. bu bitip tütin iki yüz kitab alabi'.ecek bir kütüb kcnmek bilmcz mesafelerden ilham allıane tesis pdümiştir. Cezaevinin bu te mış olsa gerek. şebbüsü takdire şayandır. Çünkü cehalet kurbanı olarak suç işle:niş ve mahkum olmuş bahtsızlarm hallerini ıslahta okuma yazmanın büyük bir âmil olacağı Marmara kupası tenis şüphesizdir. Fakat bu hususta bazı hamaçları yır müesseselerimize, kitabevlerimize ve mürüvvet erbabma düşen bir vazife de Marmara kupası namile hazırlanan vardır: Onların fikrî seviyelerine hitab tenis maçları önümüzdeki cumartesi ve eden kitabları göndererek o kütübhane pazar günîeri yapılacaktır. Fenerbahçe yi doldıırmak, bunu kısa bir zaman zar kortlarında yapılacak maçlara iştirak fında memnuniyet ve tehalükle yapa edccekler arasındaki kur'a bugün F e caklanndan em:r.iz. r.erbahçe ve Dağcılık kulübünde çekilecektir. Maçlara girecekler bu kulübLik maçlarına hazırlık lcre müracaat edeceklerdir. Yeni mevsirn fut'ool hazırlıklan dolaj:sile kulüblerde hazırlık idmanlan bu haftadan itibaren başhyacaktır. Beşiktaş kulübü önümüzdeki pazar pünü BeyNüshas) 5 ktırustur. koz sahasına giderek mevsimin ilk ekTürkive Haric zersis maçını yeni kadrosile yapacaktır. CUNHURİYET şeraili A T İ S UN G U R Satıhk DUBÂ, HURD DENİR ve TENEKE KIRPINTISI Çubuklu depomuzda bulunan üç duba, üç tonu mütecaviz kırpıntı teneke v e hurda demir pazarlıkla satılıktır. Almak istiyenlerin görmek :ç:n Çubukiu Deposuna, pazarlık için de Petrol Ofisi U:num Müdürlüğüne müracr'atleri. • Lâle Sinemasmda ^ Bugün ır.atinelerden itiba'ren : 2 büyük füm birden ATLAS EKSPRESİ ( T ü r k ç e ) BARBARA STENWYCK J O E L Mc. C R F A ve AKİM TAMİROFF tarafmdan P OL O ŞAMPİYONU ( T ü r k ç e ) JOE B R O W N tarafmdan Drufesör Akkayanın evinde, bu ıslak ve kapanık havalı ikmciteşrin saoahında garib bir fevkalâdelik vardı. Güneş henüz yeni doğuyordu. Fakat profesörle zevcesi çoktan uyanmış, profesörün yazı masası etrafına toplanmıştılar. Profesör ayakta duruyordu. Gözlüğünün kalın camiarı arkasında kirpiksiz, kırmızı kenarlı ve yarı kapanık gözkapaklarının tamamlanmamış tatlı bir uykuyu sızdırdıkları görülüyordu. Bu halde kâh bir ot yığını kadar karışık başmı kaşıyarak, kâh lâstiği gevşemiş pijama pantolonunu çekiştirerek masa üzerinde duran ve zevcesi tarafmdan dikkatle tetkik edilen şeye ajni alâka ile bakıyor, gözükmek İçin kendi kendisini zorluyordu. Çocukları henüz uyuyorlardı. Profesörün zevcesi onları uyandırmamak üzere sesini yavaşlatarak: Hayır hayır, imkânsız! dedi. Profesör öksürdü, ensesini kaşıdı, pijama pantolonunu çekti ve çaresiz kalan insanların halile iki tarafına bakmdıktan sonra itiraz etti: Fakat karıcığım, biliyorsun ki aksi de benim için İmkânsız! İyi ama şu hale bak! Deükler, yırtıklar, sıyrık ve yamalar... İstersen hesabı bir daha yapahm karıcığım! Bu ay havagazi parası var. Çocukların mekteb taksiti de bu ay... Ev /}= Küçük hikâye Profesörün Diplomalı Eczacı Aranıyor İşletmenaiz hastanesinde çalışacak diplomalı bir eczacıya İhtiyac vardır. 140 lira ücret ve ayrıca fevkalâde zam verilecektir. İsteklilerin evrakı müspiteleri ve çalıştıkları müesseselere aid bonservislerile, Eti Bank *>?rk Kronıları İşlelmesî MadenGuleman Adresine tnüracaatleri. kirası, terzinin taksiti, yiyecek parası. benim tütünüm... Sonra biliyorsun ki bu ay zarfında Adnan Beyleri de yemeğe çağıımağa mecburuz. Üniversiteden aldığım maaş .bunlara nereden yeüşecek... Üsttarafını gazetelere^ yazdığım makalelerle tamamlıyacağım. İyi ya, birkaç makale fazla y3zarsın. Masanm üzerinde duran bir çift ayskkabı idi; profesörün ayakkabıları. Oyle zavallı bir çift pabuc ki hakikaten İbretle tetkik edilmeğe lâyıktılar. Renkleri siyah mıydı, kırmızı mi, yoksa san mı? Hayır hiç biri değil... Soluk, kırçıl, tuhaf bir renk. Şekilleri öyle bozulmuş, kendilerini öyle salıvermişlerdi ki burunları küt mü, sivri mi anlaşılmıyordu ve sonra zevcesinin d»diği gibi bir sürü delikler. yırtıklar, sıyrık ve yamalar... Profesör başka çıkar yol bulunmadıŞını anlamış olacak ki gözlüğünü düzeitti vo sun'i olduğu pek aşikâr bir hidde'le parladı: Bana bak hanım, ben sinema artistı değilim. Benim ayakkabıma değil, kafa cldu. Her zamandan daha fazîa dalgmdı. Talebeleri eğer kabil olsaydı da kürsünün arkasına geçseydiler onun, görünmesi imkânı bulurmıadığı halde, ayaklarını İtina ile iskemlesinin altında sakladığım ve bu vaziyeti muhafaza için Cevad Fehmi büyük bir gayret harcadığmı anlıyama bakarlar. Ben Profesör hemen oracıkta yazacağı üç caklardı. Fakat bu tedbir zevcesinin iskemîe makaienin mevzuunu da buîdu: İlme Garabet derecesine vsran dalgınlığı sinde doğrulmasından ve sesini yük^elt verilen kıymet... Evet, zaten bu mevzu çoktanberi kafasmdaydı. O halde mesele zaten daha dersrn ilk dakikasmda göze mesinden başka netice vermedi: çarpmıştı. Profesör kürsüye oturmuştu. Bir profesör, bir profesördür ama kalmamıştı. Derhal işe girişmeliydi O gün ünîversitede derslere başlanma Mutadı veçhile gözlüâünü düzeltmiş ve bir syakkabı da, bir ayakkabıdır. Profesörsüz ayakkabı olur, fakat ayakkabı günü idi. Belki karısı doğru düşünüyor gene bir iki defa öksürmüştü. Fakat sız profesör, asla! Bu hr.lde bugün ta'.e du. Ksrşılarında durduğu bir saat Tiüd bir türlü söze başhyamıyordu. Alnmda dtt zarfında talebenin ayakkabılannı ter damlaları birikmişti. Ayılmak isbenin karşısma çıkamazsm! tiyen bir sarhoşun sarfetüği gayrete Münakaşa alevlendi, alevlendi ve ni görmemesi mümkün müydü? Profesör derhal giyindi, on beş lirayi çck müşabıh bir çırpınma içmde bocahayet aralarmdaki bütün münakaşalar ladığı görüiüyordu. gibi, birdenbire, hiç umulmadık bir saf ctbıne koydu ve çarşıya çıktı. Şu evdekı pazarların hiçbir zaman uymadığı maOnun bir âdeti vardı. Tatilleri takib hada profesörün teslim oluşile netice.enhud çarşıya... Üniversitenin açılmasma eden ıik dersıerde daıma talebeye kısa di. bir saat kalmıştı. Bir saat zarfında bu İş bir hitabe ırad eder ve bu hitabeye Evet, profesör, birkaç makale fazla yahslıolunmahydı! mutlaka şu cümle ile başlardı: zacaktı. Hanımm sakladığı ihtiyat para Bir saat geçti ve son 60 ıncı dakîka Efendiler, ilim yapınız! ile derhal bir çift ayakkabı alınacak ve profesörümüzü üniversite kapısında geNihayet sessizik içinde ağır, yorgun fazla yazılacak. Makale ücretleri bu pane eski ayakkabılarile buldu. o delikler, bir ses yükselmişti: ranın yerine konacaktı. Üç makale yazyırtıklar, sıyrık ve yamalarla dolu a Efendiler. pabuc yapınız! sa. yalnız üç makalccik, kaça olduğunu yakkabılarüe... pek bilmiyorlardı ama bunların bedelı Hayret nidalan ve bir kaç zaptediBir çift ayakkabı için çarşıda kendiolan 15 lira ile herhalde mükemmel bir sinden tam 30 lira istemişlerdi. Nasıl lemiyen kahkaha duyutmuş ve bunlar hatasinı tashih etçift ayakkabı alınabilirdi. Ayağındaki alabilirdi? Cebinde 15 lirası vardı. 30 srasında profesör mişti: ayakkabıları vaktile yedi liraya almış lira... Yani tam 6 makale bedeli.. lardı Şimdi herşey pahslıydı. Olsun ol Efendiler, ilim yapınız! «¥¥ sun da bir misli fazla olsun! Profesörün ilk dersı tuhaf bir ders [ Çevad Fehmi ayakkabları