CUMHURİYET Çal! Çahş! Bayatî peşrevi yerine Acemaşiran oîsaydı Çalmak var; çalmak var! Hocanın eşeği Sinemacı dostumun hikâyesi Sehir Terimler münasebetile haberleri Medenî kanunumuzun Maliye müfettişleri miihim bir tahkikat yapıyorlar 3 Mayıs 1942 NALINA MIHINA Türkiyenin bitaraflık mucizesi vvelki gün Amerikadan yükselen bir ses Millî Şefimizin ve hükumetimizin basiretli siyasetini överck «Türkler istiklâlleıini müdafaa etmekle beşer hürriyetine büyük bir hizmette bulunmuşlardır.» diyordu. Dün de, İsviçrede Alman dilile çıkan bir gazete, Türkiyenin bitaraflığmı .mucize. olarak vasıflandıran bir İtalyan gazetesinin yazısını konu yaparak *Türkiyenin kendisine komşu olan bütün diğer devletlerin aksine olarak tarafsizhğını muhafaza edeb'umiş oimastnin başhca amiH, hürriyet ve istiklâlini her türlü taarruz ve tecnvüzden korumak husvsundaki azminde, zerre kadar şüpheye yer vermem'g olmasmdadır.y diyor. Öz dilimiz üzerin, Çalmak bir sanat1 bir kısmını, bilhassa tır, bir güzel sandeki çalışmalar aldı muamelât kısmı attır ve her kula yürudü. Çeşiali bügi nı (i) ihtlva etmekmüyesser değildir. kollarUe ilgili te te ve İçinde kullanı. Ben küçüklüğümde rimlerin tespit edillan ifade yalnız hukeman çalmak istediğine veya edümekmahydın! Yahud ahırâ başlamah, kakuk terimleri bakıMedenî Hukuk ve Inkılâb tarihi doçenti dim, muvaffak olate olduğuna dair hapısını çekmeliydin. Hiç olmasza kommından değil, alelâmadım. Yaşlx bir berleri ve bunlara şuya haber verip de dil bakımmdan saraylı hanımı hobağlı düşünceleri gazete sütunlarmda göz kulak olmakanundan önceki hukuk ile Türk haikıifadesine yabancı ca diye verdiler. Baokuyoruz. Bu akış hukuk dilimize &e nın münasebetini kısaca karşılaştırmak dahi Türk halkınm sını temin etmeiiybulunmakta idi. yati peşrevinden başladık. Ikinci hanede din. Bu zamanda döndü. Tabiî bir sıra güdülerek ilkönce yeter: İşte asırlardanberi sürüp gelen ve benim iflâhım kesildi. Saraylı hanımı uluorta, kapı önünMaliye teftiş heyeti tarafından İstan Anayasamızm türkçeleştirilmesine baş1. Her biri birer cumhuriyet şeklin Mecellede belki daha ağdalı bir hale gesavdık, kemanı da mektebe başlattık. bulda bulunan 100 kadar fırmın hesab landı. Bu alandaki çahşma^rm çok ilerde eşek bırakılır de 22 kantondan mürekkeb bir fede len hukuki ifade tarzı Medenî Kanunun Eğer böyle olmasa da ben bir başka mı? Elbette çalarlar. larma el konulmuş ve defterlerinin tet lediğini biliyoruz. O bitince herhalde rasyon olan İsviçrede Medenî Kanun tercümesi esnasında da varlığını hissetTürkiyenin bitaraflık mucizesinin gerhocadan bayatî peşrevi yerine meselâ Bu ne gaflet Hoca? kikine başlanmıştır. Bu cümleden olarak öteki kanunlarımıza sıra gelecek ve Akabul edilmezden önce, bazı kantonların tirmiş, İsviçrede şeffaf bir tül elbise ta çekleşmesinde, İsviçre gazetesinin gösterAcemaşiran peşrevinden başlasaydım Senin gibi gün görbir çok değirmen ve kırmacılarm mua nayasadan sonra en önemli kanunumuz kendilerine mahsus birer Medenî Ka şıyan bu kanun, Türkiyeye gelince kalm diği amilin tesiri elbette büyük olmuştur. bugün belki bir şey çalmıya muvaifak müş, medrese görmelât ve hesablarının da tetkikine lüzum olan Medeni Kanunun ve onun tamamnunu vardı (2); bazı kantonlarda ise örf kuma^tan bir maşlah içine girivermiştir; İstiklâlinıizi, yurdumuzu, şerefimizi, hüolurdum. layıcısı olan Borclar Kanununun dili ü ve âdet hukuku yürürlükte bulunuyormüş, mürekkeb yalamış bir adama bu görülmüştür. çünkü Türkiyede bu kanuna giydirilecek kümranlık haklarımızı müdafaa etmek Çırçıplak çalmak sözü ile ne demek kadar ihtiyatsızlık yaraşlr mı? İşte ceTahkikat, İstanbulda un tevziatının ta zerinde çalışılacak. İşte bu yazımızın du. Kaııton Medenî Kanunlarından en tül gibi şeffaf bir hukuk dili henüz meyiçin, her fedakârhğa katlanacağımızı büistediğimiz belli olmaz. Çünkü bu mas z^nı gördün.. ilh.. diye çıkışmışlar. mamen Toprak Mahsulleri Ofısine inti konusu da Medenî Kanunumuzun muh önemlisi olup, bugünkü İsviçre Medenî dana gelmemişti de ondan. tün muharihlcr anlamışlardır. Böyle dar da çok manalı lâflardandır. kalinden evvelki zamana, yani kısmen tevası değil sadece dili yani içi değil dı Kanununa temel olmuş olan Zürich MeHoca dinledikten sonra bunlara deyapmağa kat'iyetle azmetmiş bulunmaMeselâ çal sözü bir kaza ismi olarak miş ki: 1941 senesi ve daha evvelki yıllara aid şıdır. Keza incelediğimiz şey, genel o'.a denî Kanunu ise, İsviçreli Zürich halkı(1) Tuor, Das Schweizerische Zivilsaydık, şüphe yok ki harb aziz yurduarzettiği coğrafî mefhumdan ayrı, kapı un satışlarına taalluk etmektedir. O za rak hukuk terimleri değil, sadece Mede nın örf ve âdet hukukundan meydana gesetzbuch, (Zürich 1934) 3 üncü tabı, Haklısınız! Ne deseniz yeridir! çalmaktan pala çalmıya kadar bir sıra Gaflet ettim. Kabul ediyorum. Kaba man fırınlarm ekserisi fırıncılar şirke nî Kanunumuzun ifadesi ve kısmen de getirilmişti. Eugen Huber İsviçre Mede S. 13. Ankara Hukuk Fakültesi profesör muzu da sarardı. dereceli manalar anlatır ki; hangisini ele' hatim büyük! Lâkin şu eşeği çalanın tine bağh bulunmakta ve bir kısmı da terimleridir. Fakat, 32 aydanberi devam eden bu nî Kanununu hazırlamak ödevini üze lerinden Sabri Şakir Ansay Medenî Kaelsak tiirlü inceliklerle karşılaşırız. rine aldığı vakit ilkönce bu kantonların nunun bütün hususiyetlerini bu eserin mucizcnin başka bir amili daha vardır da hiç kabahat yok mu yahu, bir çift şirketten haric çahşmakla idi. Şirket ve I. Şüphesiz: gerek kanun, gerek örf şeklindeki Me ikinci tab'ından aynen tercüme ederek ki o da, Türkiyenin tam ve dürüst bir lâf da ona karşı desenizdi ya!. serbest fırınlar, unlarını muhtelif değirBiUndiği üzere Medenî Kanunumuzun «Çal sevdiceğim, çal güzelim, çal meleğim Aman, hepinizin tanıdlğınız arkadaş menler veya kırmacı denılen un satıcısı öz vatanı Isviçredir ve müellüi Lugen denî hukukunu sistemli olarak yıllarca Adiiye Ceridesinde neşretmiştir: Adliye bitaraflık siyaseti takib etmiş olmasıdır. çalN larjmdan nekre bir zat vardır. Şimdi firmalardan tedarik etmekte idiler. Tahinceledi, bunun üzerine eserler yazdı (3) Ceridesi 1936 S. 1496 ve Müt. İngiltere ile itüfakımıza, Almanya ile Mısraındaki çal emrini hatta, edebî ıs sinemacıhk ediyor. Geçende ziyaretine kikatın seyrinden, bu alım ve saüm iş Huber Alman İsviçreli olduğu içın, ve Medenî Kanunu ondan sonra ka'.eme (2) Bunlardan en mühimmi Zürich dostluğumuza sadık kaldık. Hiç bir şüprarı görüp de şairin para çalmayı tavsiye gittim, bana sinemasma musallat olan lerinden hazinenin zararına olan mühim kanunun aslı almancadır. Fraıısız is aldı. Ve bunu yaparken hemen hemen Medenî Kanunudur, çünkü tamamen heli harckette bulunmadık. Diplomasiyi ettiğine hükmetmek dili bilmemek ve hırsızlardan bahsetti. Size bundan bir hareketlere tesadüf edildiği anlaşılmak viçreli Rossel tarafından fransızcaya ve bütün hukuk talıirlerini İs\içre haikının yerli köklerden doğmuştur. Bu kanun dalavere saymadık. Yüzde yüz bir Tüık Italyan isviçreli Bertoni ve Gabuzzİ eafdillik olur. Çünkü çalmak var efen kısmını onun ağzından örf ve âdet hukukundaki dilden, halk Schaffhausen ve St. Gall gibi bazı kan siyaseti takib ettik, kimseye alet olmanakledeyim: tadır. tarafiarmdan da italyancaya çevriımiş odim, çalmak var. Hepsini bir presede Anlatti: dilinclcn aldı. Böyle yapmasaydı bu ka tonlar tarafından da iktibas edilmişti. dık. Hiç bir devlete karşı tecavüz emeli lan bu kanun, üç ırktan teşekkül etmiş, göremeyiz: nun İsviçrede halkçı bir kanun olamaz Geneve, Vaud (Lozan), Fribourg, Neu besleınedik. < Bizim sinemaya son günlerde bir IIiç bir komşunun topİsviçre haikının isterlerine uygun olaBen keman çalamam; ama güzel radIktısad Vekili şehrimize dı, halk tarafından sevilemezdi ve bunun châtel Fransız kantonları bazı değişik rağına göz dikmedik. Göğsümüzü gere takım hursızlar dadanh. Bunlar evvelâ rak, bu üç dilde kabul oiunmuştur ve yo çalarım, neticesinde de kabul olunmasma imkân liklerle Fransız Medenî Kanununu ve duardaki resimleri aşırmıya başladıgere iddia edebiliriz ki bu badireİsviçre Anayasasına göre, almanca, frangeldi Siz de radyo çalamazsınız; ama gramo lar. Kovaladık, başa çıkamadık. Rekalmazdı; hatta böyle olduğij halde bile Bern kantonu ile doğu İsviçresinin bazı sızca ve italyanca metinler ayni yüıürde özü sözüne en uygun devlet îktısad Vekili Sırrı Day dün Ankafon çalarsınız. bu kanun fcölgeciler tarafından, yani her kantonları da Avusturya Medenî Kanusimlerin üzerine kümes teli gerdik. lük kuvvetini haizdir. Türkiye olmuştur. Bu kadar duru ve radan şehrimize gelmiştir. Öğrendiğ:miDostlarımızın içinde kapı çalanlar az kantonun kendi hukukunu olduğu gibi nunu iktibas etmiştiler. Ancak bu kaBu sefer sıra kapı tokmaklarma geldi. ze göre, İktısad Vekili, bir kaç gün şeh İsviçrenin tanınmış hukukçulanndan muhafaza etmesini istiyenlerce itiraza nunların yanında yerli örf ve âdet hu dürüst, bu kadar temiz ve durendis değildir. Onlarin da çivilerini perçinledik, bu da rimizde kalarak İktısad Vekâletine aid Prof. Dr. P. Tuor, İsviçre Medeni Kanu. uğradı, fakat sonunda gene kabul olun kuku dahi tatbik ediliyordu. Merkez bir siyasctin neticesi, «Türkiyenin biTürkçe bilen, türkçeyi iyi bilen veya durdu. taraflığı mucizesi» olmak lâzım gelir. nunun türlü hususiyetlerinden biıi oi du. Şu halde İsviçre için mesele açıktır: bazı işlerle meşgul olacaktır. iyi bildiğini iddia edenler içinde dili çakantonlarında, bilhassa Uri ve Schwyz Derken ampullere musallat oldular. mak üzere şu noktayı önemle belirterek Bu kanun halkın hukukundan ve halkın di. Şimdiye kadar bu, olmuştur. Bizim lanlar yok değildir. kantonlannda kanun yoktu, münhasıran Bir gecede on ampul kaldırıldığı oldu. Akreditiflerin sigortaları der ki: cMedenî Kanunun halkçı olma hukuk dilile yapılmış'ır, onun için İssamimî emelimiz, harbin sonuna kadar Herkes kollarını sıvamış pala çalıyor; örf ve âdet hukuku tatbik edilmekte idi. Dışarıdakilere nöbelçi koyduk; lâkin aayni yolda yürümektir; fırsat ve imama faydalı, ama faydasız. Ve bütün Ticaret Vekâletinin verdigl müsaade sının son bir sebebi olarak da onun dili viçre halkı tarafından kolay anlaşılmakyakyollarındakini ne yapalım? Her ak(3) Eugen Huber, System und Gekân bulursak Türk barışından dünya bunlarm arasında birşeyden pek ürkelere müsteniden gerek Merkez Bankasın ni, terimlerini ve üslubunu zikretmpk tadır. şam bir kaç ampul çalınıyor, daha feschichte des schweizerischen Privat barışım temin etmektir. Fakat, bir millâzımdır. Hukukî eserleri güç anlaşılır rim: Çalmak yani sirkat etmek, sirkat!. nası erken çalındlğı için kabineler ka ca murakabe mercilerinden müsaade alın bir hale koyan şey, çok defa karışık 2. Medenî Kanundan önceki Türk hu rechts (1893) 14 cild. letin suhlu sevmesi, bazan, onun banş (Buna eski argoda sırkav denirdi.) ranlıkta kalıyordu. Nihayet bir gözcü maksızın ve gerek murakabe mercilerinin cümle teşkillerinden başka, onlarda tek kukuna gelince iş değişir. O zaman (4) Muamelât, fıkıh ilminin bir şube içinde yaşamasına kâfi gelmemektedir. Çalmak böyle çeşidlenince, çahş da koyup hırsızı yakalamaktan başka ça müsaadesile açılmakta olan akreditifler nik terim ve formüllerin devamlı olarak Türk Medeni hukuku halk hukukuna sidir. İslâmda bütün şer'î meseleler iki Çünkü milletler arasında sulhun devaçeşidlenir. Ve ne de olsa hepsi bir mure bulamadık. İki akşam gözledikten mukabill getirilmekte olan malların si kullanılmasıdır. Kanunların da çok de değil, şeriat hukukuna dayanıyordu. büyük kısma ayrılmıştır: Birinci kısım mı, karşılıklı banş sevgisi beslemeleayyen kabiliyete avuc açar. gorta bedelleri memleketimizde bulunan fa gizlı dilleri vardır. Böylece Alman sonra gelip ampul çalanı bulduklarını; Türklerin İslâmiyeti kabulünden sonra ahirete taalluk eder ki bu, ibadetlerdir rine ve birbirlerinin haklanna müteÇalış diyince aklıma geldi. (Zaten befakat kendisinin haberi olmadan sine Türk sigorta şirketlerine yaptınlmış bu. Medfoî Kanunu, her tabir ve her ifade eski Türk lıukuku, yerini İslâm hukuku (oruc, namaz, hac ve zekâta mütear.lk kabil saygı göstermelerine bağlıdır. Bir nim aklıma bazan öyle şeyler geliyor ki manın holünde dolaştığını haber ver lunduğu takdirde bu gibi mallann taşıt kendine mahsus bir teknik anlamı haiz na bırakmıştı. İslâm hukukile birlikte hükümler). İkinci kısım dünyaya taalluk fırsat bulup da birine anlatsam beni ya esnasında hasara uğraması veya taşıtı olmak üzere, hayranhk verici bir hu arabca hukuk tabirleri de tabiatile dili eder ki bu da üç türlüdür: 1 Müna taraf, sulha ne kadar bağlı olursa oldiler. Gittim, baktım, inanmadun. Usdelidir diye tımarhaneye gönderir yahud sun, karşı taraf, ihliraslarını zorla kalü başı temiz blr bey. « Yanhşınız yapan vapurlann batması yüzünden si kukî tarzda yapılmıştır. Tabiatile İsviç rr.ize girdi ve bu suretle halk dilile hu kehat (nikâh ve aileye müteallik hükümakılhdur diye... Yüzüme bakmaz. Onun var. Bu adam olduğuna emin mislniz?» gorta şirketlerl tarafından ödenecek taz re Medenî Kanunu, Fransız Medenî Ka kuk dili araçında büyük bir uçurum a ler), 2 Muamelât (ezcümle mal, borc, bul ettirmck isterse harb mukadder. için bu aklıma gelenleri kendi kendime dedim. Israr ettiler. Ben de yüzümü minat bedellerinin müstehaklarına Türk nununda olduğu gibi, kanun tekniğini çıldı. Zaten diğer bilgi alanlarında ve dava münasebetlerine müteallik hüküm dir; önüne geçilemez. Türkiye, sulh ve okşar, evirir çevirir, içinden dikensiz, parasile tesviyesl kararlaştınlmıştır. Bu büsbütün ihmal ederek geriye gidemez eski edebiyatta da buna benzer uçurum ler), 3 Ukubat (cezaî hükümler). Bu barb mcselesuıdc kat'î karartnı çoktan kılçıksız ve bibersiz olanları bazan size kızdırıp yanaştım: suret'.e fıkıh ilmi ibadat, münakehat, vermiştir: Barışa bağlıyız; fakat, Bü Beyefendi, dedim, affedersiniz. Si halde akreditifler için verilmiş olan ser di. İsviçre Medenî Kanununda da kalıp lara raslamıyor muyuz? yazarım. Evet aklıma geldi. Çalmakla best dövizler memlekelimize ıade edil haiinde tekrar edilen teknik ifadeler ve muamelât ve ukubat denilen dört kısım yük Millî Şefimizin, 1 ikinciteşrin 1941 zi aramak mecburiyetindeyim! İslâmî şekilde Türk Medenî hukuku çalışmak arasında akrabalık var: kat'î teknik tabirler vardır.» Müellif bu ayni zamanda tek ve bütün bir Medeni dsn ibarettir, «ilmi feraiz müstakil bir de Büyük Millet Meclisinin açıhş nut Aman beyefendi. Beni tanlmadıruz miyerek kapatılacaktır. İtmek itişmek gibi tabirlere dair bazı misaller verdik kanun haiinde tedvin de edilmemişti. fen addolunduğundan fıkhın aksâmı kunda söylediği gibi, mı? Hani ya maçlarda körüşürdük. AKakmak Kakışmak Tasviri Efkâr refikimizin ten sonra: « bununla beraber bu ta Yalnız bundan yetmiş iki sene kadar meyanma ithal edilmemiştir», Atıf Bey, ramızda bu kadar hukuk var. Benden .Hiç bir şart altında zor kabul etmiBakmak Bakışmak birler şuradan buradan, doğrudan doğ önce Mecelle tedvin olunmuştu ki bu da Mecelle *erhi, kavaidi külliyei fıkhiyenin yeceğiz.» nasıl şöphe ediyorsunuz? Ne gibi. yıldönümü Gelmek Gelişmek ruya halk dilindcn alınmışlardır» de Medenî hukukun tamamını değil, yalnız izahı S. 6. Evet ama çareslz efendim! diyerek Böyle bir zor karşısında kalırsak Konmak Kanuşmak Tasviri Efkâr refikimiz, yeni İntişar mekte ve şöyle devam etmektedir: cMeikl elimle yan ceblerini elleyince sıTürkiyenin bitaraflık mucizesini Türki. Almak Ahşmak cacık ampul ellme gelmez mi? Farkma hayatınm ikinci yılını doldurmuş, dün denî Kanunun üslubu o kadar sade, o yenin kahramanhk mucizesi takib edeÇalmak Çahşmak üçüncü yılına girmiştir. Arkadaşımızı kadar akıcı ve berraktır ki, çok defa İstanbulda Böyle Bir Zafer Göriilmedi ! cektir. Gördünüz ya! Çalmakla çahşmak ara vardı ve daha ben bir şey söylemeden tebrik eder, daha uzun yıllar memlekete kaidenin güçlük ve çapraşıklığını adeta sındaki fark bir (ış) tan ibaret. Yani o atıldı. yok gibi gösterir. Kendi memleketinde hizmetler etmesini temenni eyleriz. Mevsimin En Büyük Programı : Haklısınlz. Ne denesenlz haklısıkendini çalmak... Şu halde her çalan çaüslub temizliğine ve zarifliğine fazla a h ş . nız. Yerden göğe kadar hakhsınız. Velışır ve her çalışan çalar diyebiliriz. Ne Bu ay tevzi edilecek iaşe mış olan (Fransız) Chaude'nin kabul ve Dünyanın en büyük iki filmi Dünyanın cn güzel iki kadını Tüberküloz cemiyetinin çalar? Orası herkesin kabiliyetine bağlı reyim. Kaç kuruşsa. vereyim. İki misteslim ettiği gibi (eser ilk okunuşunda maddeleri Uni vereyim. İster hırsızlık deyin. İsdır. toplantısı kolayhk ve berraklık hususu»da cazibeli Çalmak babında eski şairlerimizin de ter kleptomani deyin. Ne derseniz deBölge İsuşe müdürlüğü tarafından ya bir intıba bırakmaktadır). (1). Tüberküloz cemlyetl mutad aylık topİlâhe güzclliği'c parladığı un son âbidesi sözleri vardır. Meselâ vaktile bir tuz çal yin! Lâkin bulamıyorum, her tarafı a pılacak bu ayın tevziatının kafî şekli II. lantlsını 6 mayıs çarşamba günü saat radım; her dükkâna baş vurdum. Mümma işinden dolayı adliyeye düşmüş bir şudur: 300 ton pirinç, 600 ton fasulye, on sekiz buçukta Cağaloğlundaki Etibba kün değil. Kundusram markalı ampul Doğduğu memlekette dil ve ifade bamemurun şu kıt'asını hiç unutmam; 4000 teneke turj'ağ. Odasında yapacaktır. bulamıyorum. Onun için ne emrederkmından pürüzsüz ve halkçı olan bu ka«Tuz çaldılar Bandırmadan», seniz vereyim! Elli kuruş mu, yüz ku Bu defa mutemed bakkallann mlktan nun ikinci vatanı olan Türkiyede de «Parmağunı bandırmadan» çoğaltıimaktadır. Fakat bundan evvelki rus mu. acaba ayni vasıflara malik midir? Başka •Şimdi benim halim yaman!» •^ Yüzbinlerce halk • * Cihanşümul bir harika... İ K İ N C İ H A F T A Hayır beyefendi! Ben para lste tevziatta mutemed bakkallık yapmış olan deyimle: Bir defa almancadan fransız•Müstantiği kandırmadan.» bazı kimseler badema bu işi yapamıya caya geçerek kıyafet değiştirdikten sonİzdiham dolayısile seans saatlerine dikkat. Acaba kandırabilmiş mi? Sanmam! mem. Siz benim ampulümü verin! Ya! Oldu mu şimdi? Peki ama ben caklarını, çünkü zarar gördüklerini bü ra, fransızca elbisesi çıkarıhp türkçe elÇünkü işi şiire, edebiyata dökünce üst bise giydirilirken bu kanun pürüzsüzlük, ne yapacağım? Kundusram nerede bu dirmektedirler. S İ N E M A L A R I N D A tarafı dumandır. berraklk ve halk tarafından kolay anlaDünyanın en sehhar erkeği Ziya Paşamn kendl zamanına aid söy lacağım? Veteriner kongresi yarın şılırlık vasıflarını Türkiye için dahi mu' Vallahl orasım bilemem beypfendi! lediği şu beyti de manıftur: TYRONE POWER'in hafaza edebilmiş midir? Biz bunu sanaçılıyor •Milyonla çalan mesnedi izzette seref Yalnız bizlm ayakyollarına İlişmeyin son mucizesini seyre koşuyor. mıyoruz. raz» de Ankarada toplanacağını yazdığımız Hiç unutamam. İsviçrede okuduğum •Birkaç kuruşu mürteklbin cayi küVah vah! Böyle bir ufak hizmeti Veteriner kongresi yarm Ziraat Veküi«KARİOKA» yı yaratan meşhur rejisör ALEXANDER KORDA'nın sırada bir gün ortamekteb tahsilli ihtirektir» benden... nin bir nutkile açılacak ve mesaisine ilk büyük musikili filmi Çok şükür bu söz artık tarihî bir şi Uzatmıyalım. Ampulü alıp herlfin başlıyacaktır. Bütün vilâyetlerden olduğu yar evsahibemin Medenî Kanunu okuduğunu hayretle görmüş ve sorduğumkâyetten ibaret kalmıştır. Çalmak bahsi yakasmı bıraktık, gitti. Şimdi hani gibi şehrimizden de seçilen üç kişilik ve. ni konuşurken Nasreddin Hocadan bah dükkânlarda «Helvalanmız şekerden terlner heyeti bugün Ankaraya hareket da, bir işi için kanunu tetkik ettiği cesetmemek reva mıdır? Malum ya! dir» diye yazdıkları gibi biz de ayak edecektir. Kongre mayısın dokuzuna vabını almıştım. Memleketimizde orta Nefes nefese coşkun heyecanlarla tahsilli bir insanm Medenî Kanunumuzu Hocanın eşeğini çalmışlar. Gitmiş eşine yollarına «Ampullerimiz alkışlanıyor. Kundusram kadar devam edecektir. okujoıp anlamasına tabiatile imkân yokdostuna haber vermiş, derd yanmış. Sor markalı değildir!» diye yazacağız. Tâ ki Ayrıca: Asnn ölmez eseri Veterinerler kongresinde bilhassa hay tur. Mevzu ve mizanseninin güzelliği itibarile göz kamaştırıcı muşlar: bu yeni türeme amatörler el sürmevan neslinin ıslahı ile bugünkü şartlar bir filmdir. Baş rollerde: Bunun sebebini anlamak için bir ta Eşek neredeydi? sinler!> içinde hayvan yeml, hastahklann âcil raftan İsviçrede Medenî Kanundan önce Kapımn önüne bağlamıştım. Onun hikâyesi ve benim yazım butedavisi ve hajvan üreîme lşleri gibi yürürlükte bulunan hukukun İsviçre Y a r a t a n l a r : Hep birden: rada bitiyor. Şimdilik hoşça kalın! bugün için çok ehemmiyetli mevzular halkı ve bu halkm öz dilile olan müna Olur mu ya! Yanına birlni koyBetti Davis Henri Fonda B. FELEK görüşülecektir. sebetini. diğer taraftan da Türkiyede bu Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine f Yazan: dili Burhan Felek 1 Yazan : ' Şehrimizdeki 100 den fazla furEiın hesab larına bakılmaktadır Dr. Hifzt Veldet ALİCE FAYE Dorothv LAMOUR HALLO BR0A9WÂY! S A RK BÜLBÜLÜ MARNAR A'da ÂlemdarNiUî Bugün S A R A Y Sinemasmda V A R Y E TE K I ZL A R I PATRÎCİA ELLtS ve JACQUES HULBERT ZORO'nun İŞARETİ Ölmiyen Aşk «ABABACININ KIZI. şaheserinin parlak ve sehhar yıldızı HİLDE KRAHL' • » »»«* GECE, GÜNDÜZ BENİNSİN! 2 isimli... 2 hüviyetli... 2 şahsiyetli kadının aşk ve sevgi maceralan Ş A R K Sinetnasında Seyredenlerin gönüllerini ateşliyor, kalblerini büyülüyor, sonsuz alkışlarla herkesi teshir ediyor. Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine. ELHAMRA'da 2 büyük film A L E V Ş A R K I S I TÜRKÇE SÖZLÜ nefis, meraklı, hissî film m Wt fM Fevkalâde heyecanlı bir macera Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine MELEK BUGÜN Sinemasmda Nefis bir aşk, Güzellik ve ' İncelik filmi ¥ki üç hafta kadar evvel aziz dostum ressam Halimi ziyarete gitmiştim. Salonunun duvarlarmdan birinde yağhboya küçük bir tablo gözüme çarptı: Vakla, dedim, kızın yüzü ve vücudü çok güzel ama, bu resmin sanatkârane kıymeti o kadar fazla olmasa gerek!. O acı acı güldü ve başını sallıyarsk cevab verdi: ., Her hangi bir insanm önünden hiç ehemmiyet vermeden geçip gideceği şu mini mini eser, «Uyuyan kadm» tablosu benim için öyle mühim ve kıymetli bir resimdir ki, sorma. Onu yapan Rus ressamı Sarafof'u bundan on beş sene kadar önce tanımıştlm. Memleketimize mülteci olarak gelmiş, epeyce İstidad sahibi genc bir san'atkârdı. Boyalarm sihri ve füsunile büsbütün kusursuzlaşarak bir güzellik ilâhesi şekline girmiş olan o kız da Kiryakiça isminde bir modeldi. Fakat asıl Sarafofla değil, küçüklük arkadaşım ressam Sabih Ferhanla beraber çalışırdı. Bir gün Sabih lâkırdıyl döndürüp dolaşhrıp Kiryakiçaya İntikal ettirdi: /?= Küçük hikâye Bir tablonun romanı an!adım. Çünkü nişanllmla yüksek perdeden konuşan o heriften başkası değildi. Demek Kiryakiça Sarafofu atölyesinde ziyaret etmekle kalmıyor, onu odasma da kabul ediyordu. Fakat doğrusunu söyliyeyim, kulak verdiğim mükâlemeye nazaran Sarafofun tekliflerine muvafakat cevabı vermiyor, haykınyor, bağırıyor, ağlıyordu. Hemen kapıya dayandım. Heyhat, arkaslndan sürgülenmişti. Yumrukladım, omuzladım, tam menteşeler yerinden oynamak üzereydi ki kanad açıldı, lâkin içeride Kiryakiçadan başka kimse yoktu. Balkon kapısının aralık oluşu derhal gözüme çarptı. Her halde Sarafof oradan bahçeye atlıyarak kaçıp gitmişti. Klzı saçlarından tutup dövdüm, yerlerde süıükledim, hıçkırıyor, yemin ediyordu: Nakteden: Kadiye iclâl lekle hayatmı kazanan bir kızın benim gibi bir koca bulduktan sonra onu reddetmesine tabiatile imkân yoktu. Nişanlandılar. Fakat din ayrıhğı, dil ayrıhğı, muhit ve aile terbiyesi ayrıhğı İki, üç ay içinde kendini gösterdi. Ruhlar ve zihniyetler birbirile çarpışmıya başladı. Başına buyruk, serbest yaşamıya aaşmlş Kiryakiça nikâh kıyılacağı güne ASK HEDDY LAMJtRR Ayrıca : Renkli MİKİ YILDIZI JAMES STEWART Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine MAVS kadar çalışmakta devam etmek, düğün için yapılacak masrafa beş on para da kendisi katmak istiyordu. Sabih Feirhan artistti, geniş düşünceliydi. Fakat yarm ismini taşıyacak, koynuna girecek kadının her hangi bir erkekle yaınız başma bir odada saatlerce yarı çıplak kapanıp kalmasınl bir türlü havsalasma sığdıramıyordu. İşte tam bu sırada Kiryakiçayı Sarafof angaje etmişti. Vallahi, billahi aramızda bir şey Kendisine o zaman İçin epeyce yüftsek yok. Herif bana musallat oldu. Kat'iycir ücret telâkki edilecek para veriyor, yen kendisine yüz vermedim. Bundon Kardeşim, dedi, alışkanlık mı, saatine beş lira tediye ediyordu. sonra atölyesine de gitmiyeceğim. Hiç yoksa bir ihtiras, haves neticesi mi, Sabih bana kaç defa bu yüzden ara bir yerde çalışmıyacağım, Sen doğru nedir bilmem. Bu kızı delicesine sedüşünüyormuşsun. Hakkın varmış!. viyorum. Gözüm, dünyada ondan baş arında kavgalar olduğunu anlatti. Bir gün: Sabih Ferhan bunlarl, birlikte yemek ka kadın görmüyor. Bunun, bir kaç ay birlikte yaşamakla geçecek bir buh Hattâ, dedi, bu akşam geç vakit yediğimiz lokantada bana saat dokuz ran olduğunu da sanmıyorum. Onun nişanlımı Tarlabaşlndaki pansiyonunda buçuğa doğru yüzü gözü kıpkırmızı, için her şeyi göze alarak evlenmpğe ziyarete gitmıştim. Oda kapısını açıp göğsü durmadan İnip kalkarak, sonsuz karar verdim. Kız da razı oldu, Mem girmek üzereyken içeriden bir takım bir heyecan İçerisinde anlatmıştı. nuniyetle «Evet!» cevabını verdi. Ken şürültüler işittlm. Kiryakiça'nın SaraErtesi gün genc kızın, odasmda ölü dimi methetmek istemem ama, böyle fofla olan münasebetinin sade ressam üzerine sustalı bir çakı saplı duruyoretrafta pek de hoş görülmiyen bir mes model vaziyetinde kalmadığmı derhal muş. Sedlrin üstünde vücudü çirçıplak çanın oynatıiış tarzonl daha dikkatli muayene ettim. Vücudün kafaya nazaran biraz yüksek olduğunun farkuıa vardım. Yani çıplak kısım, evvelce boyanmış bir parçanın üzeri yeniden bo. yanarak ve fırçalanarak vücude getirilmişti. Yüzün çok canll ve hayattar yatıyormuş!. olmasına mukabil göğüs, koliar ve aCinayetin muhakemesi epey uzun yaklar bir ölünün soluk ve kanı dursürdü. Benşaedi hodiaarlk şjkkinülvpi muş uzuvlarını andınyordu. Evet, bu durumun, pansiyon sahibi sürdü. Beni de şahid olarak çağırdılar. Ne biliyorsam anlattım. Ev sahibi ma Madam Eftalyanın Kiryakiçayı sedir dam Eftalya o gece Sabih Ferhanın üstünde göğsünde bıçakla gördüğü vaon birde tekrar Kiryakiçanın odasma ziyetle büyük bir alâkası vardı. O ha*de geldiğini ve geceyarısına doğru tekrar Sarafofun vaktile yapıp bitirdlği tablo. çıkıp gittiğini söylediği ve diğer de yu sonradan şahid olduğu bir manzarayı liller de aleyhine çıktlğı İçin zavallı hafızasuıda canlandırarak tashih etmiş arkadaşım suçlu olarak tevkif edildi. O, olduğuna şüphe yoktu. Tabii ertesi gün, ilk işim hemen adlikat'iyyen cürmü üzerine almıyor: Allah biliyor ya, ben masumum. yeye koşmak oldu. İlgili memurlara farazıyemi çok güç kabul ettirdim. Hemen Yemin ederim ki, masumum! Diyor, fakat kabahatsizliğini bir tür tanınmış ressamlardan bir ihtisas heyeti lü ispat edemiyordu. Neticede nişan teşkil edildi. Onlar da benim mütaleamı ortada lısmı kıskanchk yüzünden katletmek tasdik euiler. Fakat Sarafoî yoktu. Muhakeme bittikten sonra kalkıp ten mahkum oldu. f Bulgaristana gitmişti. Güçlükle oradan * * * getirtilebildi. Muhakeme yeniden görülSenelerden sonra bu küçük tabloyu dü. Bu kat'î delil karşısında yaptıgı cibir antikacınm dükkânmda görerck nayeti inkâr edemedi. Akşamüstü kaçpek de yüksek olmıyan bir fiatla satln tığı balkondan sabaha karşı tekrar odaaldım. Bana her bakışımda o faciayı ya girip Kiryakiçayı öldürdüğünü, mühatırlatacağı için her halde odalanmdan cadele esnasında kızın elbiselerinin parbirine asacak değildim. Sırf san'atkâra çalandığmı ve çıplak vücudü karşısında ne kıymeti dolayısile ona sahib olmak bir saat kaldığını itiraf etti. Nihayet zaistemiştim. Fakat eve gelince, göz vallı Sabih haksız yere çürümekte oldulerim yaşararak, kalbim çarparak tab ğu hapisane köşesinden çıkanlıp yerins loyu uzun uzun temaşa edip incelemek Sarafof tıkıldı. Arkadaşımı böyle bir ten kendimi alamadım. Gözlerim, bir sonsuz eza ve ithamdan kurtarmama noktaya taklldı. Resimde garib bir tek vesile olduğu için bu küçük tablonun nik hatası nazarlarıma çarptı. Hemen kıymeti bence çok büyüktür. Ona hor pertavsızı kaptım. Boyanın sürülüş, far bakma dostum,