= Şark cephesinde = Alman Führerine veda ederken... (Bastarafı linci sahifede) mai lstendigi anlasılamamaittadır. Halbuki Rusya İmparatorluğunu mahvedecegiz, parçalayacağız dendikten sonra bu imparatorlugu tsşkil eden millstlerl hürriyet ve istıklâ'e kavuşturacağız gibi bir ifade, hiç olmazsa mantlki olurdu. Eöyle bir tasrih olmadığma göre, ya Almanya müttefıklerıle tamam anlaşarak henüz bunlara dair bir karar verememiştir; ve yahud bu karar şimdiden ifşa edilemiyecek bir şeküdedir. GÖRDÜKLERİM miştir. Bundan Führerin ehemmiyetle .ade etmek isted.ği noktalardan bırısi de «bu savaşın geçen harbin bir devamı olduğu ve peç:n hr.rbden zararlı çıkanların kayıb'srmı bu harbde telâfi edebilecekleri» dir. Alrr.an Fuhreri bütün bu ehemmiyetli sözleri gözl^rlmizin içinde akislerini arayarak, çok yüksek, güzel ve tatlı bir Bugün tıbbiyeliler bayramıdır. Türk ifade ile söyledi. Biz de nıhayette ken hekimlerinin bayramı bugün İstanbul disine teşekkürlerimizi tekrar ederek ay. Üniversites nde büyük merasimle kutlanldık. Başkumandanhk karar»âhmda nacak. Gene bayram münasebetile yeni Hitlerin bize söylediği kıjTnetli söz ziyaretler ve kabuller artık bitmişti. Fa paviyon ve küniklerin küşad resimleri lerden Alman ordularmın Rusyada te kat biz de pek yüklü blr yarım gün ge yapılacaktır. Bugün sabahleyin Guraba hastanesinşekkül etmiş askerî bir kuvvet kalma çirmiştik. Sabahleyin Stalin müdafaa yıncıya kadar harb edecekleri anlaşılı hattına aid bir konferans. Ger.eral de yeni tesis olunan bina ve kliniğin yorsa da bunların nerelere kadar iler Matzki'yi, Feldmaresal Von Bravhiç'i ve küşad resmi yapılacak bununla beraber liyecekleri belll olmamaktadır. Gerçi Feîdmareşal Keitel'i ziyarst, nihayet Radyoloji ve Fiziko Turapi Enstitüsürührerin «bizim için ne bir hat ve ne Fütırer tarafmdan çck enteresan ve nün yeni ilâveler ve tevsii dolayısüe de de bir mıntaka bahis mevzuu değildir» kıymetli bir kabul. Bu kabul yarım sa küşadı yapı'.acaktır. Saat 14 te Ünıverfite konferans salonunda yapılacak büdemesinden, icab ediyorsa, Alman ordu atten fazla sürmüştü. lannın Ruslan Hindistana ve Çin sed Şimdi artık en yakm uçak mpydanına yük toplantıyı rektör Cemil BiU.el bir dine kadar takib edecekleri manası çı giderek Berline uçmak kaldı. Öğle ye nutukla açacak bunu müteakıb Tıb Fakabilir! Fakat Uzak Doğudan bir tay meğini uçakta yiyecektik. Uçak meyda kültesi dekam profescr Kemal Atay bir fun halinde gelen Japonlar vardır. Burı nında bizi bekl'yen arkadaşlr.r vardı. nutuk söyliyecektir. Daha. sonra prcfesör lan ergeç göz koydukları Uzak Doğu Bükreş ataşemiliterimiz. Berlin ataşe Muzaffer Esad Güçhan heklmligin diRusya ülkeleri meselesini halletmek is militer muavini ve sefir (binbaşı) Von ğer ilim şubelerile münasebetleri ve hekimlikte genel kültür mevzuu üzerintiyecekleri ve dolayısile Sovyetler Bir Hentik. Uçaçğımız daima ayni tip taşıt, pos'a de söz söyliyeccktir. Uğile harbe tutuşacakları kuvvetle muhtemeldir. O halde Alman ve Japon ileri ve kurye hava vasıtası olan nakliye hareketleri 1939 yılında Polonyada Al Yünkersti. Her şey hazırdı. Yağmur haEkmeğe bakla da manlarla Sovyetler arasında olduğu gi fıfçe serpeliyordu. Hemen bindik ve habi muayyen bir faslı hadde kadar mı valandık. Acıktığımız için hemen yekarıştırılacak gidecektir? Ve acaba bu had neresidir? meklere sanldık. Kâfi ve hatta külliÖğrendiğimize göre, mevcud ekmek Doğu Asyanın yeni nizamı Üçlü Pakta yetli yiyecek vardı. Fakat içecek bir şey çeşnisinde küçük bir tadil yapılarak bir göre Japonlara aid olduğu malum ise de yoktu. Kışın elma ve armud gibi meyvamıktar da bakla karıştınlması münasib orta, şimal ve batı Asyanın yeni nizamı lar kuru yemeğin susuzlugunu az çck şörülmüştür. Dün bu hususta bazı tecacaba Almanyaya mı bırakümıştır? Yok giderebil'.yor. Bunlann tesirleri kâfi gelrübeler yapılmış ve müspet netice versa hem buraları ve hem de Rusyanın mezse uçakta her koltugun yanıbaşmda miştir. Ekmeğe bakla kanştırıldıktan diger yerleri için bir Mihver anlaşması kıvrılmış asılı duran marpuça müsonra dahl mevcud mısır nisp?ti muhamı vardır? Bunlar, şimdilik malum de racaat lazım oldugunu tecrübe ile anfaza pdi!;ce'.< J. ğillerse de Rusyanın filen mağlub olup ladını. Bu marpuç bir soğuk hava oluğıadur. Bunun madenî olan ucıında bir parçalanması halinde ister istemez meytki marşandiz çarpıştı delik var ki, bu uç, yukan kaldınlmca, dana çıkacak meselelerdir. Dün sabah Haydarpaşadan kalkan Alman Führerinln bize söyledigi söz deliği tıkayan ağır yuvarlak, aşağıya rnarşandiz treni, Söğüdlüçeşme civannlerin lcmalinl bitirmiş oltnak için şunu düşeceğinden açılıyor ve aşağı egiMnce dar. gecerken Haydarpaşaya gelmekte oda Ilftve edeyim ki, kendisine göre Bal de kapanıyor. Marpucun diğer ucu ııça lan marşandizle karşılaşmış, makinistlckan seferl Rusyaya karşı askerl hare ğın dış tarafındaki açık b!r delikten iba rin bütün gayretlerine ragmen musadekfttı Uç hafta geriye atmış ve kara kış ret olduğu için bu vasıta ile içeriye ol menin önü ahnamamış ve marşandiz da mutaddan belki üç veya dört hafta dukça hızlı bir soğuk hava sevkolunur. trenleri çarpışmışlardır. evvel bastırdığmdan Almanlann Mos İşte ben de yemek yeyip uçakta susaYüklü vagonlardan bir kısmı devrilmis kovayı zaptederek Volgaya (İdil neh dıgım zaman, içecek bir şey bulunamave içinde bulunan yiyecek maddeleri h a . rir.e) kadar ilerlemeleri 1941 de miftnkün dığından, bu hava marpucunun ağzım rab o'.muştur. Bu yüzden tren sererleri olamamıştır. Eğer bu teahhur ve kara açarak agzıma doğru tutuyor ve bu subir müddet için durmuştur. Kazada *nkışın fazla erken gelmesl vakl olma retle aldığım serin veya softuk rüzgâr sanca eksiklik yoktur. Hâdisenln tahk1.saydı, hiç şüphesiz Moskova, kıştan ev bana ferahlık vererek susuzluğumu gikatına alâkadar makamlar tarafmdan vel almacak ve Alman ordulan doğu deriyordu. Fakat dikkat etmelidir, fazla içki insanı sarhoş edebileceği gibi, fazla devam olunmaktadır. cephesinde ve bilhassa Leningrad bölgrs'nde bugünkü çetin duruma düşmiye. hava da nezleye sebeb olabilir. Ekmek çeşnîsî *** cekti. Dün askert fınnda yapılan ekmek çesTaghlh 11 mart 1942 tarihli Sayı nisi tccrübesinde eskiye nazaran hiç bir Hitler »Türkiyenin mümessillerlni rfarargâhının muhterem yerine kabul e mızdaki yazının başmda Hitlerin iîadesi fark görülmemiştir. Bu vaziyet karşısmderken eski silâh arkadaşlıgı duyguları olan «Ruslar Avrupayı hem siyaseten ve da fınnlann ya vezni noksan ekmek çırp hali hazır vaziyetin icablarır.m üs hem de Bolşeviklik ideaüeri namına is knrmak ve yahud haricden kart satm f ' n i e tuttuŞunus ve buraya müttefik til&ya hazırlanmıslardı» fıkrasında isti almak suretile isledikleri un nispetinden l'rin haricinde Uk şelen ve gir^n ya lâya kelimesi yanlışlıkla aşılamağa şek fazla kart ibraz etrikleri neticesine vabncılar olduğumuzu sözlerine ilâve et linde çıkmış olduğundan tashihini iti rlmıştır. İaşe müdürlüŞü bu mevzu etzarla düsriz. rafında tetkıkler yapmaktadır. I * | Bundan e%rvelkı yazılar 11, 12, H E. ERKİLET 14. 15. 17. 18. 21, 22. 26, 27. 28 ikinciTarîhî konser teşr n ve 1. 4. 5. 8, 10. 12, 13. 17, 18, taşe müsteşarı gitti Çok rağbet gören tarihî konserlerln ??. 25. 27. 29 birincikânun, 3, 6. 8, 10, 13, 16. 18, 21, 25, 27, 30 ikincikânun, 5. Bir müddettenberi İstanbulda tetkik sonuncusu önümüzdeki ay verilecektir. 7. 12. 13, 20. 24. 27 şubat ve 3, 5. 6. 9 ve temaslarda bulunan İaşe müsteşar: Bu rağbet gözönünde tutularak konser11, 13 mart tarihli sayılarımızda çık Şükrü £bkmensüer dün akşam Ankaraya lerin Kadıköyünde Opera ve Beynzıdda Marmara sinemalannda tekrar edilmedönmüctür. ırt>tır. s'r.e karar verilmiştir. Sehir ^ Nart haberleri Tıbbiyeliler bayramı Tabbiyeliler bayranu merasım yapılacak Birkaç yıldanberl Tıb gencliğinin teşebbüsile bir bayram günü olarak kabul edilip kutlanan (14 mart), Ondokuzuncu asrın başında Osmanlı Türklerinin gerçekleştirdikleri ıslahıt arasında bulunan önemli bir hareketin yıldönümüdür. Filhakika (1827) yılı mr.rtmm on dördüne rastlıyan bir çar?amba günü Şehzadebaşı civarında Veznecilerde Tulumbacıbsşı konağmda (Tıbhane) İsmi verilen yeni bir tıb mek'ebinin açılış töreni yapılmıştır. Tıbhanenin açılışı hiç bir zaman tekbaşma ve rastgele bir olay değildi. Bilâkis bu kuruluş, memleketin diğer aljnlcrındaki kalkmma hareketlerinin tıbbî alanc"aki en göze çarpan belirtisi. olarak göüıımüş ve onu başka askerî hastanelfrln açılması ve daha sonra ayrı bir cerrahî mektebinin (Cerrahhane) kuruluşu tamamlamıştır. CUf.lHURÎYET 14 Mart 1942 (HEM MIHINA] NALINA Eski bir oyun apon Başvekili, son nutkunda, Hind milletine hitab etmeyi unutmadı: < Eğer Hindliler, Büjuk Britanya boyundurağından kuriulmak *Ç>'ıi, bu fırsattan istifade etmezlerse, Allahtan gelen bir talih eserini ebediyen kaybedeceklerdin dedi. Bu sözler, badem gcizlü Japoularm, öğretnıenleri beyazları jalnız sevkulceyş, tabiye, silâh ve malzeme hakımından değil; ince politika oyunlan bakımından da harikulâde bir maharetle taklid ettikîerini gösteriyor. ÇUnkü Avrupa devletleri de, hep ayni ojunu oynarlar; bir devlet camiası içinde ya=ıyan gayrimemnun ckalliyetlere hitaben, daima şu teraneyi tekrarlarlardı: Size hürriyet, istiklâl, refah, saadet getiriyoruz. Ayaklanın; isjan edin; sizi kurtarmak için açtıgımız savaşta bize >ardım edin. Gafiller ayaklanır, silâha sanlır, asırlarca beraber yaşadıklan milleıe silâh ç;ker, kendilerine hürriyet, istiklâl, refah ve saadet vâdeden kurnaz ülkilere kucağını açar ve nihayet yüzlerce sene sinesinde yaşadıklan milletin idaresinden kurtnlurlardı, fakat çok daha fena bir idarenin pençesine düşmek için. o zaman, hürriyet. istiklâl. refah, saadet vaidleri pek çabuk unurulur. Bııniann yerine demir bir yumruk kaim olurdu. Sömürgeci kuvvetler, o büyük devlet camiası içinde efendi gibi yasıyan ekalliyeti, esir haline getirir, sülük gibi kanını emer; ona eski günlerini hasretle yâd ettirirdi. En küçük şikâyet hareketi, kan içînde boğulurdu. Bunun Osmanh İmpatorhiijıı camiası içinde, yakın tarihe aid nıisalleri pek çoktur. İşte, şimdi, san Japonlar da beyaz Avrupalılardan öğrendiklerini, harfi harfine tatbika çahşıyorlar. Başvckil General Tojo, Hindistan denilen o, bir kıt'a büyüklüğündeki memleketi kolayca elc geçirmek için. Hîndlilere fırsattan istifade etmeyi tavsiye edivor. Eğer Hindliler, b« nasihatleri dinlerler de, memleketlerini müdafaa etmez ve İngilizlere karşı ayaklamrlarsa, Japon ordulannın isi kolaylaşır ve Hindistsn, belki İngilizlerden knrtulur amnu Japonlann eline düser. Ondan sonra. hürriyet, istiklâl, refah ve saadet hak getire. Başka bir devletin, miistcvli bir ecnebi ordrsunıın yardımile istiklâle kanışması bir hayal. bir serabdır. Milletler, şimdi. o kadar hodbin olmuşlardır kl kendi menfaatlerinden başka bir şey dü^ünmüyorlar. Japonlar da Hindülcrin kara gözleri icin değ^.l: yalnız kendi hesablann3, onlan İngiliz idaresinden kurtarmayı düşünüyorlar. Hindistan kendi isriklâlini. ancak kendi kuvvetUe alabi'irse alır. Yoksa, asrrlardır mahiyeti tecrübe edilmiş tatlı sözler ve parlak vaidlere aldanıp da kapılannı Japon ordulanna açarsa efendi değistirmekten başka bir sey yapmış olmaz. Zens;jn, doymıış ve bir dereceye kadar gevşemiş cfendinin yerine fakir. aç ve merhametsiz bir efendi gclir. Bakalım. Hind milIiyetperverleri, vakrile beyazlann. simıH( de sanlann ovnadıklan bu eski ve ipliiK pa7f»ra r'mış oyuna gelip tuzaga düşecekler mi? J Universitede bugün İBRAHİN ÖZGÜR Her pazar saat 15 ten 20 ye kadar SÜREYYA SALOVLARINDAKİ Edirne muallimlerinin müsameresi Edirne (Hususi) Edirne lisesi muallimlenle diğer okul muallimlerinden bazılarınm elbirliğile hazırladıklan müsamere, yalnız mevsimin değil, s<7n 10 15 yılın Edirnede yaşatılan en parlak gecesini teşkil ettl. Lise müdürü Cemal, müsamereyi güzel bir nutukla açarak güzel san'alların iıısan ruhu üzerindeki tesirlerini, maddl varlığımız ve maddî zevklerimiz yanmda şiire, heykeltıraşiye, müziğe. tiyatro0 ya ve diğer bütün güzel şeylere olan ihtıyacımızı güzel sözlerle canlandırarak Edirne muallimlerinin bu sayılanlann l:epsinden birer örnekle sahneye çıkarak Edirnelilere zevkli bir gec yaşatmaya çalışacaklannı söyledi. Lise müdüründen sonra koro halinde başlıyan şarkı ve marşlarla şiirleri ve seçkin miizik parçalanm gayet iyi hazırlanmış «Bülbül opereti» takib etti. Danslı Çay Maiinelerinde Bütün KADIKÖY halkma Zevk ve neş'e içinde bir tatil günü geçirtiyor. Biletlerinizi sinema gisesinden temin ediniz Bugün Beşiktaş GÜREL sinemasında İstanbulu bu sene güzelliğine esir, azametine hayran eden 2 BÜYÜK FİLM BİRDEN INKILAB KAHRAMANI Ü R K Ç WİLLY 2 VAHŞİ AŞK R ENK Lİ O F O R S T'un yarattığı Viyana Opereti şaheseri ha sonra, Tıb¥in açılması, hep milletçe katlanılan külfetlerin ve. rimidir. Filvaki Cemiyeti Tıbbiyei Osruni, Bedreddin Semerkandİ, İbrahJm maniyenin kurulrrjasile Mektebi TıbbiGaznevi... gibilerin topladıkları saygı yenin açılması ve her İki mektebde ve İlgi, millî sınırları aşarak onları tıb derslerin türkçeye çevrilmesi zincirleme tarihine mal etmlştir. giden bir muvaffakıyet silsilesidir ve Selçuk Türkleri devri, tıbtî müesse bunlar Salih Efendi, Aziz Bey, Vahid selerin yalnız Anadolu vilâyetlerinde Bey, Remzi, Nedim, Servet, İbrahım kalmıyarak Suriye, Mısır, Bağdad gibi ı Lutfi ve Bekir Sıtkı Beyler grupunun komşu üikelere de yayılmasile tema j m ü c adelesi mahsulüdür, fakat nihayet yüz edebilir. Bu, bir bakımdan Selçuk | unutmamab ki haklı olan bu mücahükümdarlarmın kendilerini bir Türk hede milletin bağnnda samimî makebaşbuğundan ziyade bir islâTi h3kanı sini bulabilmişür. addetmelerile izah edila'c'ilen d?.ha Hekimin kazanfığı saygı, (Tıbbiyeli) geniş bir düşünce ölçüsile alınırsa, hiç r.in topladığı sevgi ve ilgi millî bir teşüphesiz medeniyeün yayıl.nasıru ifade mayül ve karakter halinde istibdadda eder. biie belirmiş, millet; beşerî ıstırablan Selçuk Hükümdarı Melik Şahın Ve durdurma yükünü üzerine alan bu inziri Nizamülmülkün Bağdadda kurduğu ssnlan sevmiş ve çok defa arkalarmdan Medresei Nizamiye. Türk medenivetiııin da gitmiştir. Hangi fıkrin mahsulü oBu tarihten sonra daha birkaç defa bir anıtı olarak çalıştı ve yaşadı. lursa olsun, istibdad devrinde en güLslah, yeniden tesis gibi harrlelerle AeOsmanh Türkleri devrinde 1319 uncu zel, mükemmel ve en büyük masrafla ğişerek ve geliserek bugünkü (İstanasırlarda Amasya, Sıvas, Kayseri, Bur yapılmış mektebin tıbba tahsisi ist.bdabul Üniversitesi Tıb Fakültesi) haline sa, Fatih, Süleymaniye tıb maeiseseîe dın bu korku, ilgi kanşığı hissini meygelen (Tıbhane) yi Türk üb mektcbirinin yükselişi ve buralardan Sıvaslı dana koymuştur. ne başlanpo olar^k adıgırnıza gore ,b ^ Cumhuriyet; tıbbî müesseselere vermektebimiz bugün (115) yaşma giriyor yatizade, Kutbeddin... gibi üstadların diği önemi, halk sağhğına daha yakm yetişerek hem hasta tedavisinde, hem yardımlar yapacak müesseseleri kurMedeniyet tarihinde eskimek iddiade übbî eser telifinde muvaffak olma makla İşe başhyarak gösterdi. Anadolularile birbirile çarpışan milletler önanları, Türk milletinin übbî teşekküüere da kısa zamanda adedi hayrete değer de bu rakamm belâgati, Türklerin :ı.everdiği büyük ehemmiyeti bir daha miktarda artan hastaneler, dispanserler, denî tesis'erdeki eskıliğine şüphe buakgösteriyor. mücadele teşkilâtları Türk milletinin mıyacak kadar açık ve ku/vetlidır. büyük alâkamn 19 uncu asırda sivrilen hekim müel sıhhatine ayırdığı Kaldı ki biz, 14 marü; ypni fikirlerle devlet elile ifadesidir. Sonra 1033 te ve yeni bulgular üzerine d3yanarak liflerin başmda Hamse sahibi Şanizade tıb mektebi, büyük bir ilim hareketi çahşan bir tıb mektebinin başlaTigıcı Ataullah Efendiyi ve hocalarm ön sıhalinde bütün Üniversite fakültelerile diye alıyor ve bunda bütün tıb tarilıi rasmda da Mustafa Behçet Efendi ile Abdülhak Molla (Abdülhak Hâmidin beraber ele alındı ve milletin en büyük, mizl kutluyoruz. Yoksa 14 mart 1827 en geniş fedakârlığile takviye edildi, büde açılan tıb mektebi, yani Tıbhanenin dedesi) isminde değerli İki kardeşi sayarız. Bütün bunlar ve diğer irkadaş yütüldü, geliştirildi. Türklerin ilk tıbbiyesi olmadığı muları zamanlarının en geniş hüsnüniyeTıbbiyeli, bu defa millet ldaresinin hakkaktır. tine, büyük ilgisine ve teşvikine nail en yakın alâka ve himayesi altında okuBunun yerine meselâ (1205) yılının olarak çalışmış ve saygı görmüşlerdir. tuluyor, yetiştiriliyor. 12 mayısmda Kayseride kurulan üb Tıbhane ve Cerrahhanenin kiıruluDevlet ve milletin bu alâkası ve femektebi ve hastanesi de tıbbiyemize başlangıc olarak pekâlâ alabilir ve bu şundan birkaç sene sonra iki mektebin dakârhğı elbette onlarda da en içten suretle Onüçüncü asra, Selçuklara çık birleştirilerek Galatasarayda (Darü'.'u tesirini uyandıracak ve onlar da ümış oluruz. Burada bu akademik me lumu Hikemiyyei Osmaniye ve Mektebi zerlerindeki sevgiyi, saygı derecesine yükseleceklerdir. seleyl münakaşa etmek istemivnruz. 5a Tıbbiyei Adliyei Şahane) ismUe ye çıkaracak seviyeye Milletimiz, tarihinin bütün akışında dece söylemeden geçemeyiz ki Türk niden açılmasında İkinci Mahmudun lerde tıbbî tesisler ne Osmanlı Türk okuduğu nutuk, milletçe tababete va la hekime ve sağlık müessese'erins en bülerinin, ne de Selçukların tarihile sı biblere verilen kıymetin ve tıb tahsili yük gayretini ayırmakla ferd ve cemiyet sağlığının kıymetini anladığını ifade nırlanamıyacak kadar geniş ve eskidir. ne gösterilen alâkanın bir ifade:i Türk hekimliği ve hatta Türk tıb mek gerektir. € Burada baksyi beşerijye hiz etmiştir. Bu anlayış elbette bir milletin tebi, Hititlere, Sümerlere, Uygurlara meti azizesine muvazıbet olunaciğuıdan medenî seviyesinin muayyen bir mertebu mektebi sair mekteblere tercih ve beye varmasile teessüs eder, hattâ tıb kadar dayanır. takdim eyledim» diyen Padişih blraz ilmine alâkayı, bir şahıs veya cemıye730 da Toharistan'dan Çine giden Türk aşağıda şöyle devam ediyor: tEtıbba sı tin medeniyeti içjn ölçü gibi almakta hekimi Nanto'nun hikâyesi (1), İbnifatile memaliki ecnebiyeden bir takım yanlışlık yoktur. Kuteybenin 890 da çıkan kitabında Homeçhulül ahval eşhasın gelmesinden ve Medenî Türk milletinin bu yerinde rasanda çalışuğmdan bahsedilen me>fedakârîık ve alâkasile kurulan müeshur Türk hekimi ki Ebuhekir Razİ şuraya buraya sokulmasından dir nin okuttna, yazma ve hasta te değilim. Mektebde bulunduğunuz müd seselerin feyzini, gene bu alâkanın ihdetçe dahi kâffei havayicinizl mükem timam ve dikkatile ve ona lâyık clarak davisindeki muvaifakıyetleri (2), 981mel bir surette tertib eyladim ve et yetişecek olan yarınki tıbbiyelilerin 1030 arasında yaşıyan İbni Sina ve niyemeğinizde sıcaklık kebaba ve so elinden devşireceğiz. hayet 1070 tarihinde Yusuf H3S Hacib ğukluk çileğe kadar vardır. Taleb sizarafmdan telif edilen (Kudatgu Bİ'İk) Kâzım lsmaîl GÜRKAN den ve vermek bendendir.» n Uıtiva ettiği tıbbî kısımlar (3) ve Bk. 1 Süheyl Ünver, 2 Ismail Galatasarayd?ki mekteb yandıktan daha buna benzer sayısız vesikalar hekimliğimizin çok eski olduğunu, Çİn, sonra İstanbulda yeniden kuruluş, da Hakkı İzmirll, 3 Rıza Nur. Mısır, Hind, İslâm tababe''ı.rme karI K I N C I Z A F E R H A F T A S I ılıkh tesirlerini gösteren canlı şahid1942 senesinin tek F R E D A S T A İ R E ' İ erdir. A R T İ E SHAW C A Z I ' n ı n e n büyük K O N S E R İ *** Güzel PAULETTE GODDARD'ın en büyük muvaffakiyeti olan Türk hekimliği tarihinde her biri ayrı bir etüde konu teşkil edebilecek yüzerce bahis ve mesele vardır. Bizce bu arihe blr sıra halinde baktığımız zaman en evvel göze çarpan şey übbui, Prof. Kâzım îsmail Gürkanın ıbbî tesLslerin milletçe ötedenberi yaGörenler bir daha görmek, görmiyenler jreniden alkıçlamak konferansı kından benimsenmiş, ehemmiyetle teiçin bir sel gibi L  L E ' ye akıyor. 16 mart 1942 pazartesi güna saat 17 30 âkki edilmiş olmasıdır. D İ K K A T : Programa ilâve olarak WALT DİSNEY'in renkli da Eminönü Halkevinde «Irk saŞlamlıDaha Ortaasya devirlerinde, islâmiharikalarmdan FERDİNA\D ATEŞ PİÎSKÜRüYOR. gınm esaslanı mevzuunda bir konferans yeüen ev\elki Türklerde tıbla meşgul ^^^^^^^^^* Bugün saat 1 de tenzilâtlı matine. verecektir. olan heklm ve hakimler devrln sultanlarından, büyüklerlnden ve bütün halkan daima saygı ve takdir pörmüşler, dileklerl önemle tetkik edilfni?, teklif ttikleri sıhhî ve tıbbî müesseseler yapüNüshasi 5 kıınısrur. rılmış, lüzumunda büyütülmüş, eserleri Türkive Hario saygı ile anılmıştır. Selçuk Türkleri Bütün seyircileri heyecanlandıracak fevkalâde maceralar... Her sahnesi için için zamanında da, üb müesseselerinde ledbir zevk membaı olan muhteşem ve kuv\retli bir mevzu Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. is Türk dilile yapılmış olmakla beraAltj avlık 750 » 1450 » ber eserler Arab ve Fars dillerile yaUç avlık 400 . 800 . zılmış ve rağbet bulmuştur. BU avbk 150 > Yoktur. Zamanlarının hürmetle muamele etŞaheseri başladı. Baş rollerde: Sinemanın en büyük ve meşhur yıldızlan İği muhtelif devirlere aid büyük üsFranchot TONE Mîscha AUER Warren WILLIAM Peggy MORAN ad lsimleri Osmanlı Türklerine kadar Gazefemize erönderilen evrak ve vazıla? tâveten: TABANSIZ BEKÇİLER 2 kısımlık komedi ;elmişür. Bunlar arasında Far^bi, İbni nesredilsİD edilmesin iade edilmeı ve Bugün saat 1 de tenzilâtlı matine. Sina, Ebubekir Razi, Ebu Reyhan Bİ' ^ • • H ^ ^ ^ ^ H Hvnından tres'ulivef kahul olunmaz : Prof. Dr. Kazınt Ismail CAZ FIRTINASI LALE sinemasında Bugün B U G Ü N T A K S İ M Sinemasında KOSISI CÜMHURÎYET şeraüi A TES Dikkat R E T Filmini Bugün Sinemasında gorunuz. •« •• «• Baş r o l l e r d e : WİLLY FORST MARİA HOLST DORA KOMAR ve Viyana Operası balet heyetleri. Hoş iki saat geçirmek ve takdirle alkışîamak için müstesna bir teşama. Bugün saat 1 de tenzilc.tlı matine ALİÖ* FAYE ve BETTY GRABBIE HALLO! BROÂDWAY Güzel şarkılı ve musikili filmi görmek için tarafmdan yarat'lan ve bütün rekorlan kıran Bugün SARAY sinemasma gidiniz. Saat 1 de tenzilâtlı matine. Gönülleri ve kalbleri ateşliyen senenin en muazzam aşk ve san'at eseri Artist Istırabı Ş A R K Sinemasında Görülmîmiş rağbetle devam ediyor. Sinemacılık âleminin bu en büyük hayat ve ıstırab faciasmı hararetle tavsiye ederiz. Bugün saat 1 de teruilâtlı matine . ARABACININ KIZ1 . filminin unutulmaz yıldızl en son yarattığı san'at şaheseri. HİLDE KRAHL'ın . Oaminin evlenişl, dostlan arasında kunet buldu. Ona başka bir randevu ansızın patlıyan bir bomba, güvermek üzere kalkıp gitti. Ben de heneşli havada yağan bir yağmur tesirini sabı görüp çıkmıya hazırlanıyırdum. ygptı. Daha bir kaç gün evvel izdU'aeın Yanımdaki masada yalnız başma oturan ve kadmların aleyhinde söylemedik lâsan saçlı, yeşil gözlü, astragan mankırdı bırakmıyan bu muharririn birtolu, balık etinde her hal ve tavrından denbire bir kadına ram oluverişi hephanımefendilik sızan Bayan: katsizliklerin bunu pekâlâ gösfeT'iyor. Hani, fena bir maksadla yola çkt: leri peyda oluyordu. sini şaşırtmıştı. Beyefendi, konuştuk.armıza istemiOn dakika hemen hiç durma'i^n söyGene üstad da işin tabiî farkındaydı. Fakat onlar, bu son tecrübeyi yapmak ğımı sanmayuı. Vukuatı olduğu giui tan gene beni alıkoyamadı. Eğer bjgün anlatacak, arkadaşımı bir skandal kur lendi, Samihin iler tutar hiç bir yerlni yerek kulak misafiri oldum ve zavallı Arkadaşlarmın teker teker şikâyetini kızcağıza acıdım! dinlemek, sitemini çekmek mecouriye saat alü buçukta her zamanki buluştu banı olmaktan kurtarmıya çalışaciktım. bırakmadı. Birdenbire yoruldu ve sustu. Dedi. Lâf lâfı açtı. Beş on dakika içinu m u z Ancak o vakit meramımı anlatmak iırAlti buçuğa beş kala «Güneş» pıstatinde kalmaktansa bir akşamüstü son 8 «Güneş» pastanesine gelmlyecek de sıkı fıkı ahpab olduk. olursan rezaletin göklere çıkacağına hiç nesinden İçeriye girdim. Âlâ, tam vak satmı ele geçirdim: zamanlarda pek moda olan gazinoda Sivri çeneli ve mustehzi bakışlı zat hepsini çay masası etrafmda toplamayı şüphe etme. Zira artık sabredecek ha tinde gelmiştim. Bir ikisi müstesnı, ma Hanımefendi, dedim, kaderin gaıib gene dayanamıyarak atıldı: lim kalmadı. salar doluydu. Bir kaç kadın da yalnız bir tecellisi. Samih için bırakmış oldumuvafık buldu, hayretle bakan gözler, Eh artık, bunu da keşfetmedık diİfftt, başlarına oturuyorlardı. Bun'.ardan ğunuz mektubu yanlışlıkla bana verdehşetle açılan ağızlar karşısında anhangisi İffet Hanımdı acaba? diler. O sırada matbaadan çıkmış bulu yemezsin va.. Her hal ve tavrından ha Zavallı, ojnatmış olacak! latmıya koyuldu: nımefendilik sızan astragan mantclu, Neyse garsonlardan birinin edrs sa nuyordu. Diye düşündüm. Çünkü petc lyl bi Her işin bir şimşek sür'atile ceresarı saçh, yeşil gözlü bayana tutuldun kıştırdığ:rn yirmi beş kuruş bu nvjnmSivri çeneli, müstehzî nazarlannı gözyan ettiği bu devirde bir yıldırım izdl lirsiniz ki, biz muharrirler, her gin de! vacı yapmayı neden gajTİ tabiî feörü ğüse bile haftada bir iki defa mutlaka manın düğümünü çarçabuk çözüvfc:di. lüklerinin kaîın camları altında s;ıkla ve derhal evlendiniz. AJ J 1 J zr 1 Sami, gulerek başını geriye doğru salb i l ? Ü hf kd böl ktbl l A k l haptası Adam şöyle * • dolaşıp geldi. ' ' bir •" Kukğıma mıya çahşan birisi: yorsunuz, bilmem? Üç hafta kadar ev böyle mektublar alırız. Akıl h t ladı: veldi. Matbaadaki odamda. mevzuu çap ' İffet Hanım da muhakkak hikâyt'eıim eğildi. fısıldadı: Mesele anlaşıldı, dedi, artık hikâ Aziz dostum, dedi. tekrar telâşmm Kösedeki lâciverd pardesülü ba yenin arkasmı anlatmıya lüzum vok. raşık bir hikâyenin dağımk nok:alannı den birini okumuş, beni beyninde ssbit kurbam oldun ve tekrar yanlış hüküm toparlıyarak yazıma nükteli bir .onunc bir fikir haline getirmiş,' bazı bayaller yan! Kız hoşuna gitti. O anda Samihe karşı vermeğe uğraşıyordum. Kapı vuruldu kurmuş, nihayet o hayallerin hakikat Süklüm püklüm yanma yaklaşt.'m: duyduğu nefretten istifade ederek fik verdin.. O evli bir kadmdı.. Biraz sonra Hademe içeriye girerek masamın üze olduğuna kendisini İnandırmış, kalkıp Iffet Hanımefendi, affedersLniz, de rimi çeldin. Kendine maledip evlen.ün! kocası çıkageldi, geldi ama, tekbaşına bu saürları yazmış olacak!. rine bir mektub koydu: dim, Samih biraz erken çıkmış, ge!e Vâkıa, hirbde olduğu gibi aşkta da her değil.. Acaba nereden postaya verılmiş? Etraftakiler hep bir ağızdan haykınşmiyecek.. Mektubunuzu.. Kapıcıya bırakmışlar! diyerek çıfırsaü kollamak ve her silâhı kullanMerakla zarfı evirip çevirirken adrese kıp gitti. Cümlemi bitirmeme vakit kalmadı mak mübahür ama, gene bu yapığın tılar: E birader, sen de izdivacmı bilmeÇalışmama küçük bîr fasıla verecek dikkat ettim. Sami değil, Samih yazılı.. Gene kız beni baştan aşağıya hakaret pek dürüst bir hareket olmad'ğtnı sen ce, bulmaca değil ya.. Eskilerin «lugaz» olursam zihnî •gayretimin i.uizammı Hay AUah müstahakkını versin, msktub dolu bakışlarla süzerekten lâkırdımı de takdir edersln!. kaybedeceğine kani olduğum cihetle bizim Samihe imiş, uşak yanlışlıkla ba | kesti ve hiddetli hiddetli tersledi: Sami masanın üstünde duran tabaka dedikleri halledilmez bir muamma şekline soktun.. sol elimle mektubu bir kenara iterek na getirmiş! Âlâ, dedi, yapmadığı kepazelik smdan bir sigara alıp yaktı: yazıya devam ettim. Hikâyeyi bitirip Hemen dışarı fırladım ve seslendim: lerden bir bu kalmıştı. Yerine vekil Pekâlâ öyle ise.. Sizi daha fazla me Dostum, dedi, sen bütün hakümleİmzayı attıktan sonra zarfı 'yırttım. İgöndermek. Samih. Samih! rinde böyle acelecisindir, fakat daima ralrta bırakmıyayım.. Bey, baldızile gelçinden çıkan küçük kâğıdı okumıya Fakat çok şirin şeydi. Hele sinırlilik da yanıhrsın. Arkadaşımın sevgilisinı e di. Işte sevgili hayat arkadaşım, klymetHademe ağır ağır sandalyesinden başladım. Mektub çok kısa, fakat ba doğruldu: hali kendisine son derece yakışıyordu. linden almadığima bu günkü k<rımın li canyoldaşım, ahpab olduğum o hanışımı döndürecek, sinirlerimi ayağa kal Beyefendi, dedi, Samih Bey biraz Buğday renği yüzü birdenbire imbe İffet olmayışı en kanaat verici bir de mm kızkardeşi Zeynebdir. Kumral saçdıracak kadar manasızdı. leşmiş, uzun kirpikli siyah gözlerinde lildir. Vâkıa sayın refikamı ia bu ve !anna, elâ gözlerine, şirin sözlerine ve evvel İşini bitirdi, gitti!. • Azizim, Peki, şimdi ne olacak? Saate baktım. şimşekler çakmıya başlamıştı. Kısa ve sile ile tanıdım ama, biraz müs^ıde e: uvsal tabiatinc rvle içten vuruHım ki Bana karşı sevginin azalmış olduğuna Daha altıya çey/ek var. Derhal matba İnce üst dudağı asabiyetten Üüİyor. ü de anlatayım. Gene kız, ağladı, sızladı. her işi on beş gün içinde Hl'eHip kenşüphe yok. Aylardanberi devam eden adarı çıkarsam «Güneş» pastanestndeki zerindeki incecik tüylerin arssmda sonra Samihin son hâdisede hiç b.r ka dimi nikâh memurunun öiijne dar atı kayıdsızlıkların ve randevularına sada randevuya ferah ferah yetişebüeceğun. şebnemleri audıraa rnioi mioi ter bahati olmadığiua emaiyet getiıiace sü Umi = KUçUk hlkâye Yıldırım izdivacı hadiye iclâl