10 lkintiic*ıin 1941 Ctı..m.a I E.T Bir Dehâ Tarihinden Sahifeler O, Başbuğ olmak için doğmuş, öyle yetişmiş ve nihayet Türk milletinin Başbuğu olmuştur Âtatörkün inkılâbcı ve devlet kurucu olarak başardığı harikab işlerdeki mavaffakiyetinin bir sırrı da, büyiik asker olmasmdadır cesine varmış; «deha» olmuştur. Hareket Ordusu Erkânıharbiye Reisüğinde, Bingazide Derne müfrezesi başında, Balkan harbinde Akdeniz B^ğaa Kuvayı Mürettebesi Erkâmharbiyesinde Harekât Şubesi Müdürlüğünde, Edirneye ilk giren süvari livasının mensub bulunduğu Bolayır Kolordusunun Erkânıharbiye Reisiığinde, O'nun, her gün biraz daha tekâmül ettlği ve Büyük Kumandanlık stajını geçirdiği görülür. Balkan harbinden sonra tayin edildiği Sofya Ataşemiliterliğini Büyük Harb başladıktan sonra kendi ısrarile bırakan genc erkânıharb, henüz teşekkiil haiinde bulunan 19 uncu Fırka Kumandanı olduktan sonradır ki artık staj devresinin bittiğini ve Büyük Kumandaniık devrinin baş'adığmı görürüz. Büyük asker, büyük kumandan, küçük rütbede ve küçük bir birliğın basında olsa bile, hareketten, tesebbüsten, mesuliyetten korkmıyan, bilâkis hareketi. teşebbüsü, mes'uliyeti arayıp bulan ve crJarla bağdaşan adamdır. 25 nisan 1915 sabahı, Gelibolu yarımadasındaki Türk kuvvetlerinia İhüyatını ttşkil eden 19 uncu fırkanın kumandam kaymakam Mustafa Kemal Bey, bir çıkarmanın başladığı.ı gösteren top seslerini duyar duymnz, hiç bir emir beklemeden hareketi, teşebbüsü, mes uliyeti kifkıvrak yakalamı? ve hemen, Gelibolu yarımadasının hâkimi, Boğazın müdafaasının anahtan olan Kocaçimen tepesi üzerine yürüyen düşmanı karşılamağa koşmuştu. Mustafa Kemal Beyin bizzat cteşe sürdüğü kahraman askerler, kendilerinden sayıca en az bir buçuK misli üstün olan ve donanma topçusunun bir insan boyundaki müthiş mermilerındea bimaye gören yaman bir düşmanı, AUah, Al'ah! nâralarile deniz kenarına kadar sürdüler. îfte bu 25 nisan 1915 sabahı güneşle beraber, Büyük Kumandan da tarih sah • nes'ne doğmuştu. Bu Büyük Kumandan kaymakam Mustofa Kem?l Beyin sahfin(Arkası Sncı sahifede) Büyük Başbuğ Atatürkün, bir Cumhuriyet bayramında, ordumuzun kıymetli Genelkurmay Başkanı sayın Mareşalle beraber alınnuş resimlerinden... Kemal Nefse itimadın parlak eserleridir O'nun nefsine beslediği büyük itimad Türk ordusuna ve Türk milletine olan sarsılmaz, ve çok yüksek güveninden mülhemdi Türk milleti bugün Atatürkün ölümünün üçüncü jıldönümünü yaslamaktadır. Atatürk muvaffak olmuş bir asker, bir başbuğ, bir bâni, bir devlet başkanı ve bir inkılabcı idi. Tarihir. büyük adamlarından hemen hiç biri Atatürk kadar, arkasında btraktığı eserin tamamlığından emin ve müsterih olarak ölmemiştir. Fakat Atatürkün ölen yalnız bedenidir. 0nun ruh ve maneviyeti Türk tarihinde ebediyen yaşıyacaktır. Çünkü o yaptıklarile Türkün Atisı olrruştur. Atatürk, tarifi en müşkül büyiiklerdendir. Ondaki dehâ, adeta gözle göriınıiı ve el ile tutulur bir hal ve derecede idi. Kendine güveni o kadar büyük ve kat'i idi ki tereddüd nedir bilmezdi. Onun muhtelif meseleler hakkında, efkârı yoklamak itiyadı alacağı büyük ıtarar ve tedbirlere insanları evvelden Hazırlamağa matuftu. Tarihte halk arasından Atatürkün zaferleri Türk milletinin Ebedî ve Millî Şefleri, Trakja manevralarının en hararetli bir safhasında, harekâtı konuşuyorlar Bugün maddî varlığı aramızda bulunmıyan, fakat manevi varhğı, Türk milletinin ebedî varhğı içinde ebedî bir lıayata mazhar bulunan Atatürk, Allahın büyük asker ve büyük kumandan o.'arak yarattığı sayılı insanlardan birldir. O, 1923 te Lozan barışile kıUcıru kımna koyduktan sonra, kazandığf âskerî zaferden daha muhteşem medenî zaferler kazanan büyük İnkılabcı ve devlet kurucu vasıflarile daha çok temayüz etmiş olmakla beraber, tarih, »»•^»••••»••ı Y a z a n : •• • • • • • • • • »••••••••! Abidin Daver deki muvaifakiyetin bir sırrı da, büyük asfcer ve büyük ktunandan olmasındadır. O, dâhı fıtratiie, hangi işte ve hangi meriekte olursa olsun, gene büyük adam oiacaktı; fakat asker ve kumandan olması, ona her tuttuğunu kove Türk milletinin Başbuğu olmuştur. **# Atatürkün bütün askerlik hayatı, Onun, büyük kumandanların fıtrî ve kisbî bütün meziyet ve vasıflarına sahib olduğunu gösterir. Ebedî Şefimiz anadan doğma şahsî ve millî kabüiyetlerini sonradan mektebde, orduda ve muhitinde öğrendiklerile bilgili ve esaslı bir hale sokmuş, adeta taazzuv ettirmiştir. Böylece O'nun «zekâ» sı er meydanında ateş tecrübesi de geçirdikten sonra, çocukluğunda, öğretmeninin kendisine verdiği isme uygun olarak «kemal» dere H. Emir Erkilet veya bir meslek kütlesinden devle* başkat.lığına kadar yükselmiş şeflerin çoğu hemen daima halkın cehaietinden ve dinî taassub duygularından istifade etmişlerdir. Fakat Atatürkün nefsir.e itimsdı o derece kuvvetli ve sarsılmaz biı halde idi ki, bu gibi dolambaclı ve haddi zatında munr ve ayıb vasıtalara müracaat tenezzülünde bulunmıyarak bilâkis inkılâblarının sağlam temellerini daima yıktığı ve yıkmak istediği dinî taDssub ve cehaletln enkazı üzerinde kuımaktan çekinmemiştir. Onun şiarı hakikî kahramanlıktı. Yazan: Emekli General muştur. Fakat unutmamalıdır ki Atatürkün nefsine itimadı sevki tabiî mahsulü, idraksiz bir güven değildi. Ben bu hususta bizzat şahidi bulunduğum bir r/ıisali anlatabilirim: Geçen Büyük Harbde Çanakkalenin Seddilbahir bölgesmdeki cenub grupuiıun sağ cenah mıntakasını işgal ve rıüdafaa etmekte bulunan XIV. koloıdunun birinci erkânıharbi bulunuyordum. 7 ağustos 1915 sabahı kolordu kumandanı (Alman mlralayı) Trommer Paşa ile erkence karargâhın bulunduğu dereden yaya olarak sırta" çıkmıştık. Bır Atatürkün kendine güveni ask»rî sa gün evvel düşmamn yaptığı bir taarruzu ı (Arkası 6ncı sahifede) hadaki muvaffakiyetlerinin de temeli ol D Ölmez Atatürkf ebediyen yaşıyori JVOllî mücadele tarihinden bir Ievha: Başkumandan Mustafa Kemal ve Garb cephesi kumandam İsmet Paşalar, Ankarada istikbal olunuyorlar O'nun büyük asker ve büyük kumandan parmak ve tarih ölçüsünde bir büyük olduğunu ehemmiyetle tebarüz ettire adam olmak imkânını vermiştir. Atatürkün bütün hareket ve hamlecektir. Onun ayarında bir asker ve kuman lerinde, O'nun büyük asker ve büyük dan demek, zaten, mutlaka büyük adam kumandan vasfının izleri görülür. O, ne demektir. Atatürkün inkılabcı ve devlet yaptıysa hepsinde askerliğin zaferi tekurucu olarak başardığı harikalı işler min eden esas prensiplerine uygun olarak hareket etmiştir. Önceden iyi hazırlanmış, hiç bir şeyi talih ve tesadüfe bırakmamış; maddî ve manevî kuvvetlerini dağıtmıyarak sırasile varmak İstediği hedefler üzerine teksif etmiş; zaman ve mekân unsurlarını doğru olarak kullanmış; daima cür'et ve cesaret göstermiş; efkârı umumiyenin muzahereüm elde etnalş; her hareketin muvaffak olması için, evvelâ onun emniyet ve selâmetini temin etmeyi düşünmüş; munalif tesir ve kuvvetlerin hazırlanmasma zaman ve imkân vermemek için sürpriz yani baskın yapmış; iyice düşündükten sonra verdigi kararı değiştirmeden tam bir azimle sonuna kadar tatbik etıniş; her tuttuğu işte daima teşebbüsü elinde tutarak müdafaa vaziyetine düşmeden taarruzî hamlelerle gayesine doğru yürümüştür. Bütün bunlar aynen askerliğm ve harb san'atınm şaşmaz prensipleridir ki iyi ve üstadane tatbik edildikleri zaman, mutiaka muvaffakiyetle zaferle neticelenirler. Bu basrt ve mahdud prensipleri asker olan olmıyan her münevver öğrenebilir; fakat büyük kumr.ndan, büyük şef, bütün bu prensipleri, şuurtınun altmda duyarak adeta ins'.yakî bir surette harb meydanında, politika sahasında, hayat kavgasında, hulâsa her işinde tatbik eder. İşte Atatürk de bütün ömrü boyunca böyle yapmıştır ve bütün ömrü boyunca da muvaffak olmuştur. Çünkü O başbuğ olmak için doğmuş ve başbuğ olmak için yetişmiş Tasamızla göz yaşlarımız faniliğine idi, imanımızın mucizesi ebediliğindendir Bundan üç yıl evveldi. Omuzlannda bir al bayrakla dünyadan ayrıldı, öln\ezlerin durağına ulaştı. Beşerdik, ölçümüz dardı, havsa^smız alamazdı, Onu öldü sandık. Tarih, bütün bir milletin, başbaşa vererek hıçkırdığını ilk defa görüyordu. Sonra, gözyaşlarımıza karışan kan, acımızı durulttu, yana yana uyanan şuurumuzun alevinde, ebediyet âlemı, bir lâtıza bize göründü. Onda, lekesiz ve saf, sonsuz zamanlara akıp giden Türk talihmi gördük ki başmda gene Mustafa Kemal vardı! İdrakimiz irademizi diriltti, Millî Şefin etrafında toplandık ve anladık ki bu; fani Mustafa Kemalin kurtarıp sonra topraklarına girdiği vatan üzerinds Onun yarattığı millet; hayata kudret ve dünyaya hürmet telkin eden milli birlik, i^te asıl bu, Odur, ölmiyen, ölmiyecek Atatürktür. Biz, eşsiz felâketin korkunc zelzcleleri içinde, Onun yok olabileceğine bir an için de olsa nasıl inanabilmiştik? Tasamızla gözyaşlarımız faniliğine idi, inıaıumızın mucizesi ebediliğindendir. Bu sebebledir ki, küçük bir mana farkile, asıl bugün Onu, büsbütün kazandığımız gündür, diyebiliriz. Çünkü maddi varlığından sıynlan Atatürk bugün artık, vatandır, millettir, millî benlik ve millî ruhtur. Onun için değil midir ki millî kudretirr.izin her ürperişinde Onu hatırhyor, ve yurdun her guzel çeyine kandıkça Onu anıyoruz? Hüviyetinin ölmiyen, küçülmiyen, azalmıyan mana cihanile Onun bizi daha çok sardığını, benüğimize daha derin yerleştiğini duyuyor ve buna bütün mukaddesatımızla inanırken, ırkırruzm ebediliğine iman etmiş oluyoruz. (Arkası 6ncı sahifede) Büyük Atatürk Türkiye Büyük Millet Meclisi Rcisi. Türk ordularının muzaffer Başkumandanı Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri Millî mücadeleye senbol olmuş bir hatıra: Başkumandan Mustafa Kemal ve Garb cephesi kumandanı İsmet Paşalar, büyük taamızdan biraz evvel cephede