CUMHURIYET 29 Eylul 1941 Hayatını evvelce anlat. ~^~^~~^^~~~~~ ken, divanece işler Belediye reisi doktor Lutfi Kırdar, Parti benzerlik var. Deli yapmağa başlamıştı. İlk hezeyanı, durup Vilâyet ve Belediye erkânı tarafından tığımız Mehmed Servetin Fetro, isminden de anlaşılacağı gibi, akıl muvazenesi bakımmdan biraz nvin darurken, oda hjzmetçisini dövmek oldu. karşılanmıştır. Vekil, bir kaç gün şeh fe.sefî neşrıyatıua göz atmadan önce, hangi tesirler altında kaL harilti; Danimarka Kralında da bu noK Ikinci dayağı, sabık eli sopalı mualtim rjrnizde kalacaktır. san mevcuddu. Bu, hakikî benzerlik, yedı. Vekil, kendisUe görüşen gazetecilere diğını düşünmek icab ediyor. 1015 te askerUk için universite tahsiHayatını tanzim etmesi, aklını başına şunları söylemiştir: zahirisî, Deli Petro gibi, 7 nci Kristiyan,ın da, medenı memlekeüeri gezıp o topiayıp bir hükümdara lâyık vakav'ı c Nahiye teşkilâtının genişletilmesi üni yarıda bırakan Servet, Ziya Gökalpa ralarda gördüğü terakki asarını kendi vaziyet alması n:ümkün olur umidile, ne aid kanun projesi hazırlanmıştır. Pro bir seneden fazla bir müddet talebelık memieketine getirmek için, bir Avrupa Kralı evlendirdıler. jenin tam metnini, pek yakında matbua etmiş ve onun bizde «içtimaiyat» ın eski Bu hesab da yanhş çıkü. Evlen ta verebileceğimi »ejahatine çıkmış olmasıdır. zannediyorum. Bu mukabili olan .llmi İçtima» derslerini Hayaünda pek meraklı saihalar bu dikten sonra, sarayda arka arkaya projenin istinad ettiği başlıca nokta, na dıniemiş. Bundan çok müteessir olmuşlurjan 7 nci Kristiyan'm bu seyahati, çıktı. EvlendikteD sonra, sarayda arkaya hiye salâhiyetlerinin biraz daha genişle. tur. O halde kendisini, esasen tefekkür fcajlı başına bir garib hâdise olmuştur. eğlence tertibine başladı; maskeli ba":o tilmesi ve nahiye miktarının arttınL hayatımıza derın bir tesir icra etmiş olan Gökalp mektebine mensub addedeceğiz. Kral, bir müdaettenberi, hem müreb lar verdi; pck genc yaşının çılgınlıklan raasıdır. Nitekim 1928 de tefrika sureüle neşretbısinin, teşrifat, merasim, daha buna neticesindeki akameti dillere destan oL. Üsküdar . Kadıköy tramvaylarınm sa tiği «Fikir Havatımız» eserınde bir benzer mevzular yüzünden kendisini duğu halde, kadınların peşinde koşmağa tın alınmasına dair olan kanun çıkmış vesile ile ondan bahsederken şöyle dıpek fazla rahatsız etmeğe başlayan taz başladı; nihayet, pek bayağı bir fahlşe tır. Şimdi Belediye ile Evkaf birlikte ha. yor: tMemlekelimizde ilim hayatının yıkından, hem evlilik hayatının istibda nin tuzağına düştü. Bu kadın, Kralı reket ederek kanunu tatbik edecekler. bilhassa içtimai meselelerde hakikaten kendisine o kaaar bağlamıştı ki, 7 nci dından kurtulmsk için, memleket hudir.» felseti bir manayı haiz olmak şartile dudları haricine çıkıp derince bir nefes Kristiyan, her akşam onun evine devam başlangıcı, muhıerem hocam Ziya Gökediyor, geç vakte kadar kahyor, bu düelmağa karar vermişti. Avrupa seyaha. şük kadının türlü türlü haveslerini t a u İlk mektebler bugün açıhyor alpın ismine bağlıdır. O, bizde hakikî tinin asıl hedefı bu olduğu için sözde min için elinden gelen her şeyi esirResml. hususî, ecnebl ve ekalliyet ve usulî ilmin başlangıcıdır.» Danimarkaya terakki nuru getirmek gemiyordu. Hattâ bir gün. bu umumî ka. ilk mektebleri bu sabahtan itibaren Mehmed Servet üzerindeki ikinci t e üzere kalabahk bir maiyyet erkânile yodınm evinde her zamankinden fazla geç tedrisata başlıyacaklardır. sir, onun almanca ve Alman sosyolojisi la çıkarken, Kraiiçenin bütün ricalarına kalmış, ertesi guıı öğleyin ancak sokağa ile münasebet tesis etmesile başiar. 1919 rağmen, onu yanına almamış, yalnıı Bir sinemada yangm çıktı da felsefe şubcsınden mezun olurken çıkabilmişti. Başında siyah bir peruka, başına gitmekte ısrar etmişli. Şehremininde Topkapı tramvay cad verdiği yabancı dil imtihanının almankolunun altında bir köpek yavrusu o Muvazenesiz Hükümdarın.bu seyahati, duğu halde, saraya avdet etti. Kralı ta desinde 42 sayılı binadaki «Akgül» si csdan yapıldığına bakılırsa, bu tesir dev:et ricalini teiâşa düşürmüştü. Mem nıyan mahalle çocukları, onun peşine nemasında bir filim tutuşmuştur. 3000 daha o zaman başlamıştır denebilır. leket sınırları dışında, hükumet işlerk.e düşmüş, saray kapısına kadar gelmişler liraya sigortaü olan filim yanmış, 500 Filhakika bu imlihan, Tesmf kayıdlara dair kararLar verip İradeler, emirler di. liraya sigortalı bulunan makine hasara göre Gomperz'ir. «Yunan mütefekkirleriimzalaması ihtiroali, Kralın akıl kıtlığını ngramıstır. Bina, Fuad adlı blrisinin Grichische Denker» eserinin Sokrat'a 7 nci Kristiyan, kendisini halka rezil biien idare adamlarını haklı olarak kor. dir. Yangının, makinlst Nedlmln dik aid faslından doğrudan doğruya yapılkutuyordu. Onun için, zekâsı, idareciU eden bu kadının evine bir daha adım katsizliSl sebeblle çıktığı sanılmakta mıştı. Bilâhare Anadolu Ajansı namına ği, yüksek kabillyetlerile tanınmış bir atmamağa karar verdi ve o günden iti dır. Adliye; tahkikata el koymuştur. yaptığı Avrupa seyahatinde bu lisan adam olan Kont Bermtorfu yanına kat baıen.. kadmı saraya getirtti. bilgisini kuvvctlendirdiğini, Alman sosParmakları kesildi İşte, Avrupa seyahatine çıktığı zaman, tılar. Bundan evvelkı yazılarımdan biyologlarile alâkâdar olduğunu tahmin Azabkapıda oturan Yudanın oğlu rinde hayatını anlattığım, müstakbel Danimarka Kralı, bu haleti ruhiye içinediyorum. 1927 de neşredilen «Felsefe defter Danimarka başvekili doktor Struenze deydi. Avdetinden sonra, cinnet nöbet Mişon, TahtakaledB cZafer. ve İçtimaiyat Mecmuası» nm daha i'.k de, Krahn hususî hekimi sıfatile bu se leri tam manasrle gehneğe başlamıştı. fabrikasında çalışırken, kazaen ellni nüshasinda Sombart'tan ve onun iktısadî Kralın, akiî ms'.ekâtına tamamen sahip makineye kaptırmıştır. tki parmağı ke sosyolojiye aid fıkirlennden bahseden yahite iştirak edtyordu. olmEdığını bilen hükumet erkânı, devlet silen Mişon; tedavi altına alınmıştır. tetkik, bu alâkanın ilk şahidi olsa geKral, yola çıktıktan bir müddet sonra, işlerine taalluk eden emirleri ve karartnaiyyeti erkâıundan bir kısmını geıi lan, Kral Naibiııe imza ettiriyorlar, hc Bir buçuk aya mahkum oldu rektir. Bu ikinci tesıre rağmen Ziya Gökalp çcvirdi, kendisi, bir kaç kişiden ibaret tırı kalmasın, gönlü kırı'masın diye, imVeysel adlı bir Işçi, Nişantaşında kalan bir heyetle yola devam etti. I Suphi lsminde birisinin evinde döşeme vasıtasile vâkıf olduğu, sonradan şahsî zadan evvel de sözde onun tasvibine Ilkönce Amsterdama uğradılar. Kral, arzediyorlardı. Bir gün, tesadüfen, Nai işlerinde çalışıvken 86 llralık eş\'a aşır tetkiklerile derinleştirdiği Fransız içtiorada, İngiliz bafıriyelisi kıyafetine gire. bin daha evvel imzaladığı bir emirnam?, dıgı iddlasüe. MilddeiumumiliŞp eön maiyatçılığına sadık kalmıştır. Gerek rek, şehrin adı fenaya çıkan ne kadar kendisine arzedüen evrak arasına ka derilmiştir. Sultanahmed sulh c?za neşriyatma hâK'.m olan feîsefî zihniyetmahallesi varsa hepsini gezdi, oraiarda rışmıştı. Kral, bunu görünce, hiç itiraz mahkemesince bir buçuk ay hapsine ten, gerek «felsefe cemiyeti» ndeki raüyapmadığı sefahat kalmadı. Oradan, etmedi, hattâ sitemli bh söz bile sarfet karar verilmts ve hakkında tevkif mü nakaşalardan, bilhassa Mehmed İzzete karşı kendisile teraberce yaptığımız metrıuhtelif şehirleri dolaşarak Londraya medi. yalnız, kendi imzasuu kâğıda zekkeresi kesilmi^tir. tcdoîojik tenkidden anlaşıldığına göre gıden 7 nci Kristiyan, son haddine ka şöyle attı: Kamyon altında kalan çocuk Mehmed Servet, bizde Ziya Göka'.ptan dar varmak istediği zevk ve sefahati, eğ. «Kristiyan ve şurekâsı» Arabcamilnde. 7 yaşında Demirtaç sonra ikinci Durkheim'cı mütefekkir Jence ile ciddiyeü, kahkaha ile vekan Kral, gitgide artan deliliğinin muhte. adlı çocuğa, şoför Alinin sürdüğü 3629 addedilebilir (1). Durkheim sosyoloji mezceden İngiliz cemiyeti içinde bula • .if derecelerini, hissettiği âraza göre, numaralı kamyon çarpmıştır. Çocuk. mektebine mensab olan iki Fransız içtimayınca, çok durmadan Parise geçti. biz/at isimlendlrmifti. «Zihnim karışık», başından yaralanmiştır. maiyatçısma karşı gösterdiği aiâka da Memleketinin kapüarından çıktığı gün «kafamın içinde gürültü var» yahud ««on bu bakımdan kayda değer. Bunlardan denberi devam eden îşü nuş, tam ma derece sersemim» dediği zamanlar, cinCezalandırılan esn?f biri G. Bougle, diğeri Sımiand'dır. Evnasile vur patlasm, çal oynasın tertibi nrt buhranınm başladığı anlaşılır, kuL Üsküdarda 4, Eminönünde 35 esnaf velkisinin «içtimcıî kıymetler» e aid olan hayat, aklı gibi bünyesi de çok zayıf o landığı tabire gcre de buhranın şiddeti ve muhtelıı semtlerde 10 şoför haklabir eserini mesaısinde kendisne yardıra lan Kristiyan'ı tehlikeü surette sarsı . hakkında flkir edlnmek kabil oiurdu. rır.da belediye cezalan tayin olunmuş eden refikasına tercüme ettirerek «Felyordu. Fakat, dcıktor Struenze, Hüküm. sefe ve İçtimaiyat Mecmuası• nda StaYavaş yavaş, adam öldürmek, intihar tur. darı makul harekete davet eden nasitistique et Experıence> eserini bizzat etmek gibi arzular Izhanna başlayan hatlerinin hiç bırisini dinletmeğe muvaf. Almanyadaki esirlere gön türkçeye cevirmişli. 7 nci Kristiyan'ın 13 mart 1808 de vefatı fak olamıyordu. üzerine, bu ölürrün sebeM olarak doktor derilen koüler Maamafih Mrhmed Servetin Fransız Paris, 7 nci Kıistiyan'ı karşılamak İçin, Struenze'yi gösl«rdiler. Kraliçe ile olan Almanyada bulunan İngiliz, Belçi içtimaiyat mektebine mensubiyeti, Avkapılarını ardına kadar açtı. Krahn âşıkane münasebetlerini rahatça idame kalı. Fransız. Yugoslav. Noneç ve Ho ıupanın fikir cereyanlarina, felsefe dokkendisinden çok evvel oraya ulaşan şöh ^dcbilmek için. deli efendisine, bilhassa, landa esirlerine mensub oldukları dev trinlcrine bağlanacak genclerimiz için reti, bu hovarda, cazibeli, zeki Hüküm hastahğım azdırıcı ilâclar vererek onu letlerln konsoloslukları vasıtasile gıda çok ders vericidır. Çünkü bu rr.ensubidarı dört gözle bekleyen bütün Paris nihayet ölüme »ürükleycn, kendi baçve. maddelerinin Kızılay umuml merke yet, Avrupalı mütefekkırlerden bahsekadınlarım sokaklara dökmüştü. Riva kili ve hususî hekimi olduğu söylenir. zlnce, muntazam koliler halinde, yer den bir çok muharrirlerimizde görülen yet ederler ki, Krahn yatacağı odaya lerine gönderilmesine devam edilmek passiflik ile asla alâkadar değiidir. Serresimlerini astırmağa bittabi bol para tedir. Bugüne kadar, Almanyaya Kıdüşüncesini, düşünürken yuğurması dökme sayesinde. muvaffak olan k a . Ayvahkta zeytin mahsulü zılay tavassutile on binden fazla koli vet,çok iyi bilir ve düşündüğünü benimnı dınlsr bile vardı. gönderilmiştir. Bunlardan hiç bir ücser. Mehmed İzzetin kendisine karşı alâçok iyi Paristeki ikanıet müddeti, öteki şeret alınmamaktadır. Eşyar.ın mahallıne fairlerdekinden daha sefihane geçti, hattâ Ay\alık (Hususî) Bu sene Edre vâsıl olduğuna dair gelen makbuzlar ge kr.sı da zaten bundan ilen gelmiyor muy Kral, birbirini takib eden ziyafetlerin, mid ve Ayvalık havallsinde zeytin ne Kizılay vasıtasile koli sahiblerine ia du? Onu yakından tanıyanlarm kendisiIçki âlemlerinin, uykusuz gecelerin n e . mahsulü çok bereketli ve çok nefistlr. de edilmektedir. Kolilerde. Türkiyeden ne Fitfettikleri zekâ, yaptığı nesriyatta da ticesinde, ciddî bir hastahğa bile yaka Bunun için zeyttnyagı, sabun ve prina ihracına müsaade edilen gıda maddele bariz surette görülmektedir. Belki de mespisinin topunu birden gözönüne alalandı. Danimarkaya avdet ettiği zaman, fabrikalan şlmdiden büytlk hazırlıklar rinin her nev'i varır. cak bir müdekkik, şahsî bir dsımga t a Bkb gibi, vücudünden de hayır kalma yapmaktadırlar. şıyan düşünce kırıntıları da gösterebiHava tehlikesini önlemek için mıştı. lir. Maamafih Türkiyenin bugünkü ikhavada kuvvetli olmak lâzımdır. ölüm 7 nci Kristiyan'ın, babası Beşinci Fredetısacjî ve içtimaî yapısı, felsefî tefekkürFitre ve zekâtınızı Hava Kurumuna rik'teri sonra tahta çıkacağını düşünÜsküdar Ayazma mahalîesinde Mirza de orijinalite arzeden mütefekkiri daha vermekle bu tehlikeye karşı koymuş dükçe korkudan tirtir titrediği muhak. Mustafa Paşa hafldi merhum Muzaffer olacaksınız. bir müddet \"ücjde getiremiyeceeine s,ökakür. Devlet işi, bu mariz adamı, ço Bey refikası ve merhume Plraye Hanıre Mphmed Seıveti de sadece Türkiye cukluğundanberi tethiş eden bir mev mın valldesi Haîıza Hanım 28 9 941 ^M^i^ siıdu. Belki, çocukluğu, haddinden fazla günü vefat ettiğinden cenazesi mezkur LJâkım, sözlerini bitirdikten sonra ciddî bir muallimden mütemadiyen so gün ikindi namazını müteakıb Karacalerle, doğru ve sağlam duygularla do•**ikisine de dikkatle baktı. Yarım yemekle geçirmiş olmasının, bunda ahmedde alle makbereslne defnedll ludur. Paralansa, kınlsa bile, 0, yavsaattir onlara yuvanın kudsiyetinden, iteMıi vardır. ruları için derdini tınutmağa, onlara miştir. karı koca mes'uliyetinden, çocuklara agüler yüz gösrtermeğe çalışır. Çünkü id vazifelerden bahsetmişti. Barışmağı fedakâr olmağa, her mihnete katlanmakabul etmedikleri takdirde ayrılığın ğa mecburdur.> = küçükler için feci olacağını gayet kat'i Kapı açıldı. Sararmış yüzü, sevgi, mızın imkânsız olduğu.nu düşünüyo yavrularımın içlerinde kırık bir köşe Aylar ve yıllar geçti. Para ı!e öteki minnet ve pişmanlıkla dolu bakışlan şekilde ispata çalışmıştı. rum. Ne pahasına olursa olsun!» daima mevcud olacak. İki arada hiç kadmdan istenilen her şey ahnabildi. Erkek bu sözleri başı önünde dinleile erkek kapıda göründü. Yumuşak «Evet, ne pahasma oiursa c'sun der bir zaman mes"ud olmıyacaklar, huzur Dolgun bir senedin imzasından sonra Senenin en heyecanlı, mnazazm ve ilk fransız fihni. miş, sonuna kadar bir taş gibi soğuk bir sesle: «Bu ne şahane tablo!» diye ken neleri feda ettiğimi, ne elım bir bulmıyacaklar. Baş rollerde : sevdiği kadının hayatma geçen erkek konuştu. «Hayran olmamak mümkün ve hareketsiz kalmıştı. Kadıa ise ağmevkie düştüğümü biliyorum. Bir ka Yıkılan yuvalara dikkat ettim. Bü bir daha evine uğramadı. Fakat çolamamak için üstün bir gayret sarfetdeğil.» dın istenmediği halde, kalbini kendisi yüklere pek bir şey oltnuyor. Onlar cuklar babalarının büyük bir seyahate mişti. Çocuklar yerlerinden fırladıtar. ne kapalı tutmağa karar vermiş bir ne olsa er veya geç, az veya geniş çıktığını bildiler. Anne onlann her şeyİş bu safhaya dükülmedsn ör.ce ka^ı erkeğin haj'atında kalmak için ısrar ölçüde rahat etmesini. mes'ud olnıasmı A, babamız gelmiş, baba, babacıleri ile alâkadar oldu. Varlığım onlakoca arasında uzun bir nünakasa ol ederse elbette onun duygularından ve büiyorlar. Fakat çocuk'.ar. en gizli yerğım! ra bağladı. muştu. Erkek boşanmak için her fe gururundan şüphe edüir. Lâkin o ka lerinden kırılmış. hareketi verımli olOnlar uyuyuncıya kadar hayat norSacid yeni hayatma önce dört elle dakârhğa hazırdı. Karısma mülıim bir dın anne olursa, o kadın üç kiiçüğün mıyan makinelere benziyorlar. Duygusarıldı. İlk yıllar çılgm bir saadet i mal devam etti. Fakat sonra anne bir para teklif etmiş. çocuklara her ay na manevî ve maddî mes'uliyetinı kavra ları hüzünlü, kararlan ürkek, hessataş gibi soğuk ve uzak ayağa kalktı. faka vereceğini söylemişti. Çünkü bir mış bulunursa meselenin tahlili çetin, siyetleri marazî oluyor. Ya babalarınm çinde geçti. Sonra bağlar gevşemeğe başladı. Sevgi zâfa uğradıktan sonra Her şeyi hazırlanmış bir kişilik bir yakadm seviyordu. Ona malik olmak için fakat halli kat'î olur. yokluğunu derinden derine duyarak geçen günler cazib olmadı. Bir zaman tak odasmm kapısıru açtı. Ölünciye kakarısmdan kanun eli i]e kurhılması lâKocam bir kadm için beni feda et bedbin, ya analarmm şefkatini içten lar her şeyi yaptırabilecek kudrette o dar barışmıyacağıru hissettiren bir sesle: zımdı. Aralanndaki maaevî şeyîer çokmek istiyor. Olabilir. Bu yüzden ken içe özliyerek derdli oluyorlar. Onlann hatın için vaziyeti idare lan kadın, renksiz bir macera ucunda tan yıkılmış, hayat ikisi için de gerdisine gucenmeğe, sitem etmeğe bakHayır, hayır, ben bunu yapamıya füsununu kaybetmiş olarak belirdi. On edeceğiz Sacid Bey, dedL Maddî ve çekten çekilmez bir hal almıştı. F?kat kım olamaz. Nihayet gönül w selesü. cağım. Beni istemiyen bir adamın ha dan ayrılmak şüphesiz güç olmadı. Tes manevî bir uzaklık içinde. fakat gene Baş rolde: kadın mala, mülke, paraya, türlü vaEğer çocuklarımız olraasaydı yollanmı yatında kalmak, ölümtlen bile acı olpit edilen para mesebyi çabucak hal de bir çatı altında yaşayacağız. Görüidlere aldınş etmemiş, kocasından ayzm aynlmasında hiç de güçlük çık makla beraber dayanacağım. Ço letti. nüşte bir ana ve baba, fakat aslında rümağı muvafık bulmamıştı. Bu yüzmazdı. Fakat iki ayrı jnsanı, çocuk de cuklarımın hakkını korumak için buHer iübarla serbest kalan erkek o yekdiğerini müebbeden kaybetmiş iki den Sacid çok sinirli ve hoyrattı. nilen o harikulâde kuvvet birbirine gün gönlümü ve gururumu harcadım. zaman baba olduğunu düjündü. Çocuk insan gibi yıllan beraber yürüteceğiz. Hâkim, neye karar verdikiarini so başiarsa, bu düğumün çözülmesi kor Yarm icab ederse hayatımı da bu yola larının hasretini çekmeğe başladı. Kalrunca öfke ile başını kaldırdı. Islık kunc oluyor. atmakta tereddüd etmiyeceğim.» bini ve gururunu hiçe sayarak terketEV İŞLERİNE MAHSIS HEB CİNS KUMAŞ İÇİN gibi bir sesle: «Bir çatı altında yaşaKocam, serbestisi mukabilinde bana Kadın sustu. Rengi solmuş, bakışları tiği kadına başvurdu. Eve dönmesi için mamıza kat'iyyen imkân yoktur.> de para teklif etti. Aşk ve gurur gibi ana ıslanmıştı. Titreyen kirpiklerinin yanak izin çıkar çıkmaz soluğıı onlann yaVasatı aaat Ezanî saat di. «Ayrılmağa mecbunız, ne pahasma kalbi de satın alınamaz diye düşünü lanna düşen gölgesinde içe işleyen bir nında aldı. olursa olsun.» Güneş 5.55 11.58 yorum. Eğer arzularına baş eğecek ol hüzün, omuzlarınuı ve başımn ifadeO akşam anne gene bir masal söySustu ve ters ters yanındaki kadma saydam bunu kendisini masrafa sokma sinde hayata karşı derin bir sitem var lüyordu. Altm saçlı iki kız, üzüm gözlü, 12.05 6.07 O£le baktı. Birinin sesi ne kadar haşin ise. dan da yapardım. Fakat henden iste dı. Ortahğı koyu bir sessizlik sarmıstı. topaç gibi bir oğlan heyecanla onu dinM A RE A diğerinin sesi o kadar tatlı, o kadar diği şeyin ödenmesine imkân tasavvur Bu vakur sükunu, hisle, ıstırabla dolu liyorlardı. Masal bitince: «Daha, ne o15.24 9.28 ı İkindi emniyetli idi. Önce tane tane ve keli edilemez. Çünkü ayni zamanda benden havayı dağıtan eene o oldu. Ce^aretle lursun bir hikâyecik daha anneciğim!» meleri güçlukle buluyormuş gibi ko çocuklarımm istikballerini, neşe ve sa ayağa kalktı. Hâkimi başile selâmladı diye yalvarmağa başladılar. Akşam 17.57 12.00 fstanbuJ Çiçekpazan nuşuyordu. Fakat söyledıkça açıldı. Fi adetlerini de istiyor. Kıyamam onlara ve sendelemeden çıktı. Arkasmda yüAnne daldı, düşündü. Onlara belki aokagı Altıparmak '9.28 Yatsı 1.31 kirlerinin müdafaasını vuzuhla yaptı: Hâkim Bey. rüyen erkek şaşırmış ve acı'anmış pö şimdi özünü pek anlıyamıyacakları bir han No. 3 . 4 «Ben kocamm fikrine iştirak etm'yoÇocuklarıma aylık bağlayacak. Guzel, rünüyordu. Hâkim gözlüğünün canıla hikâye anlattı. Sonunda: «İşte böyle 10.19 Imsak 4.16 rum.» diye başladı. «Bilâkis ayrıhna fakat maddî thtiyaclan temin edilen nnı sihneğe koyuldu. diyordu. Ana kalbi sevgilerle, şefkat Danimarka. Hükümdarı yedinci KrisFaik Öztrak birkaç r tiyan nihayet sapıttı e ilk işi Eğer Mehmed Servet? zekâ ve enerjisini mesleğe karşı gün şehrimizde hocasım dövmek oldu vefa ve sadakatte gösterseydi, bugün bıraktığı eser Babasmdan kalan Danimarka Kralı kalacak tahtı ijgal ettiği da7 nci Kristiyan ile Toplayan: çok bereketli olacaktı • ha ilk anlarda, genc Kus Çarı Deli Fetro Dahiliye Vekili Faik Öztrak dün saI Hükümdar, görü bahki ekspresle Ankaradan şehrimize arasında, biri hakıki, Yazan : Hamdi Yaroğlu |nürde hiç sebeb yok gs!mistir. Vekil, Haydarpaşada Vali ve diğeri zahirî iki IHEM Sehir Meraklı sahifeler haberleri Mehmed Servetin H Krahn delilikleri Dahiliye Vekili felsefî faaliyeti şehrimize geldi Garb tarihinden Fihir hayattmıx J NALINA MIHINA! Kartal devri Ziyaeddin Fahri er harb, bir takım yeni silâhların icad ve inkişafına vesile ve daha evvelki harbde çok müessir olan silâhların da kıymetlerini kaybetmesine sebeb oluyor. Geçen harbde, en müessir silâh makinelitüfek ve ağır topçu idi; halbuki bu harbde tankla tayyare en kudretli silâhlar haline gelmiştir. Geçen harbm sonlanna doğru icad edilen tank, tekâmül ede ede makineUtnfeklerin t e sirini çok azalttılh gibi, o harbin son yulannda gittikçe kudreti artan tayyare de, bu harbin en müthiş süâhı haline gelmiştir. Şimdi hava hâkimiyeti her şeydir. Tayyare, en nznn menzilli ve en afır topçunun yerini aimıştır. O kadar ki, salan 1928. «Hayat» mec 1918 senesi martmda Parisl 120 kflomuasmın 3 üncü ve 4 ün metreden bombardıman eden topçnya, cü cildlerinde intişar eden bn harbde, hiç bir kıymet veriimemiştir. Çünkü tayyare, her hangi bir h e çapma göre nakledici bir içtimaiyatçı bu hulâsalar, her ne kadar imzasız defi, 120 kilometreden degil 1200 kiloaddetmek kâfi görülmelidir, Amelî me iseler de bunların Mehmed Servet tarametreden ve daha büyük bir sıbhat ve selelere aid neşriyatında da iktısadî iç fından yazıldığı muhakkaktır. Bu raşiddetle bombalamaktadır. Onun için. timaiyata bilhassa ehemmiyet verdiği, porlar bir taraftan 1928 deki «Felsefe Almanlar, gecen harbde herkesi hayburada da ayni Durkheim tesirine tâbi Cemiyeti» nin faaliyetini bilmek isterette bnakan bn icadlanna, ?imdiki olduğu görülüyor: Meslekî temsilcilik yenler için faydalı olduğu gibi, muhteva itibarile felsefe dünyamızm muh harbde hiç bir kıymet ve ehemmiyet yanında meslekî teşekküllere «Meslekt vermemişlerdir. mecmuasında Muhiddin Bey ile beraber telif mümessillerinin çok mühim hatta 1 numarah Büyük Harbde, deniıde, beynelmilel çapta yüksek felsefe meverdiği ehemmiyet, daima «İçtimaî iş seleleri hakkındaki tezlerine. münaka mnhriblerle denizaltılar, pek büyük işbölümü» müeHifini hatırlatmaktadır. şalanna vukuf peyda etmek arzu e ler gönnüşlerdi. Fakat 2 numaralı BüŞimdi mesaisine işaret edelim. denleri de alâkadar eder. Bu arada Prof. yük Harbde tayyare, onlann yerini alBenim malumatıma pöre Mehmed M Şekibin 72 nci sayıdaki «Dinî İde mak üzere bnlunuyor. Şhndilik bn iki Servet neşriyat hayatına ilk defa ıGenc alizm». Prof. M. İzzetin 101 ve 110 uncu süâh, ancak açık deniılerde, OkyannsYolcular» ismini taşıyan ve ruh itisayılardaki «İçtimaiyatta Gaiyet» tez larda, daha dogrusn tayyarelerin bnbarile 1922 de Yahya Kemalin rehberlerine aid müzakere hulâsalarmın çok Innmadıklan yerlerde iş görebümekteliğini yaptığı «Dergâh» ın öncüsü oistifadeli olduğunu söylemek lâzımdır. dirler. Mnhribin mühim bir vazifesi, lan bir mecmuada başlamıştır. Fakat IX Fikir hayatımız, 1928. Yirminci torpito hücumn yapmaktı; şimdi tayasıl sosyolojik neşriyatma 1925 te in asnn ilk çeyreğine aid Türk tefekkür yare, en iyi ve en müessir torpito hütişar eden «Meslek» mecmuasında rast tarihini tahlilci bir gözle tetkik eden bu cumunn en uzak mesafelerden başarlıyoruz. Daha mühim etüd ve maka eser, «Hayat» ın 11S nci sayısmdan maktadır. Almanlarm o mükemmel ve leleri 1927 de çıkan cFelsefe ve İçti itibaren tefrika halinde ne TediImiş ve yepyenl zırhlısı Bismark'ı mnhriblerin 5 maivat Mecmuası» nda çıkmıştır. Bun 130 uncu sayıya kadar devam etmiştir. defcü; tayyarelerin torpito hücnmlan lardan mühim olanlarının sadece isim Mehmed Servet, bugün tekrar neşre batmnıştır. Faıla olarak muhribler, lerini kaydediyoruz. dilmeğe ve dikkatle tetkik olunmağa tayyarelerin hücumtı karşısuıda çok âI F. Simlind'm İstatistik ve tec değen bu eserinde modern Türk fel ciz bir vaziyete düşmüşlerdir. Bu harb röbe» tercümesi, 1927 İstanbul. Mehmed fesini Ziya Kökalp ile başlatmaktadır. içinde en çok muhrib smıfı jremiler Senet, esere yazdığı mukaddemede terBu cihet belki Ziya Gokalp'ı sevmi batmıştır ve bunlann çoi^ınu da taycümeyi niçin yaptığım izah ediyor: yen bir çok kimselerin vukufsuzca ya yareler batırmıştn. Zırhhlar ve difer «Merkezî ve resmî bir istatistik ida pacaklan bir itirazı celheder. Fakat giz büyük gemiler, bir dereceye kadar tayresi, bize ancak enniyetîe ele alabi lenemiyecek hakikat budur. Hilmi Zi yare bombalanna mnkavrmet ediyorleceğimiz rakamları verecektir. Bunla yanın da «İş» in 19 uncu sayısmda larsa da mnhrib nev'inden küçük femirın izahl, hatta bir çok defa yalnız Mehmed Serveti tasdik ederek dediği ler için, tam bir isabet, felâket olmakistatistikçi olanlann bile saiâhiycti ba gibi Gökalp, hepimiz için bir «hareket tadır. ricine çıkar. Artık mesele, içtimaiyat noktası» teşkil etmektedir. Servet işte Denizaltı gemilerinin de en bnyfik çıların ve içtimaî ilimlerde ihtısas yap bu noktadan yürüyor ve 1930 tarihine düşmanı tavyarrdir. DenitaHı çcmisl mış olanlarjn sahasına girer.» Esasen kadar bizde devam eden felsefî cere dalmışken taryareyi göremedigi halde, 1927 de Türkivede is»at'stik blerini teş yanlan yokluyor. tayyare, denizin yüıünde dejtü, içinde kilâtlandıran Beiçikah C. Jacquarı'tan İşte Mehmed Servetin flci tercümesile. dolaşan deniıaltıyı da rörmektedir. «Felsefe ve İçtimaiyat Mecmuası» nda eser mahiyetindeki tefrikalan bundan Koca bir zırhlı için bile büyük bh tehda bahsedilmektedir. tayyareye îbarettir. Münferid makalelerinin ve like teşkil eden denizaltı. II A. Comte'ın «Müspet felsefe tenkidlerinin hepsini, hiç değilse mü karşı âcizdir. Köpek balıgı kartala hiç dersleri, 1928. Mehmed Servet, aslı himlerini zikretmek gerçi faydalı olur bir şey yapamamaktadır; fakat kartal altı cild olan bu ana eserin dört cildini du. Fakat bir gazete sütununun buna köpek balı&ını ya bizıat haklamakta, tercüme etmiş, 1928 de Maarif Vekâlet: tahammülü yoktur. Bu makaleler için yahnd da en aı, yerini haber vermek ne göndermiş. Şhndiye kadar basılmadı de dolayısile Sombart'a temas eden ve snretile onn zavallı bir vaıiyete düşurğına göre, basılacak olan eserler arasın «Felsefe, İçtimaiyat Mecmuası» nm ilk mektedir. da muhafaza eltmda bulunması lâzım sayısmda çıkan uzun bir makale, ma Karada en korknnç blr silâh olan ge'ir. Bu takdirde diğer iki cildin de kaleden ziyade risale sayılmağa değer tankm da, en büyük lâfı tayyareye Mehmed Servet ayannda lisanı ve kül Bu makalenin, aldanmıyorsam, bir kaç karşıdır. Tayyare toplanna karşı, dam türü kuvvetli bir felsefe mensubuna ter ay evvel ölen Alman sosyoloğu Som nrhlanm takviye etmek suretile tankcüme ettirilmeji, bu suretle eserin tam bart'a dair bizde yazılan ilk yazıyı teş lann mfldafaasını artırmalt fankâm ololarak neşrediime9i temenniye değer. kil etmesi münasebetile ayrıca tarihî sa dahl. tayyarelerm de taarrnzî silâhlan dbette gittikce dah» kuvveUeneTercüme olan, yalnız biri basılmış bir kıymeti de vardtr. cektir. kulunan bu iki eserden başka tefrika Gerek bütün felseferileri bir araya halinde neşredıimiş şu eser taslaklan toplayan ve çıktığı gün batmıyacak şeBn harbde, ştiphesıi. bir takım yeni vardır: kilde teşkilâtlandırılacak olan gayrires silâhlar icad edilecektir; fakat şimdilik III Avrnpada yeni hukuk ideaileri mî bir neşriyat organı ve bn organı hi çelik kartallann hâkimiyeti devrindeyfa. ve Almanyada meslekçilik, 1925. «Mes ıtıaye edecek bir felsefe cemiyeti, gerek lek. in 2, 3, 4, 5, 8 inci sayılarında bir Comte tercümesi, içtimaiyat kamusu ve makale serisi haıinde tefrika edilmiştir. ansiklopedisi, istatisrikle içtimaiyat, huIV İçtimaiyat Ansiklopedisi, 1925. kuk ve iktısad arasuıda sıkı bir alâka teıMesîek» in 6, 7, 8 inci sayılarında baş fisi.. nev'inden bütün felsefeciler gibi Gazi Terbiye Enstitüsüne layan ve yalnız smıf, meslek... gibi bir Mehmed Serveti de işgal eden meseleleri kaç sosyoloji ıstılahına aid olan bu tef hugiin de ele aiınmağa değer meseleler girecek taleebe rika, hazır veya hazıriEnmak üzere olan olduğıına şüphe yoktnr. Ömürlerini felGazl Terbiye Enstitüsüne glrmek üveya hazırlanması tasarlanan bir içti sefî ve içtimaî ılimlere vakfeden genc zere, açılan müsabaka imtihanlanm maiyat ansiklopedisi tasiağı hıssini ve ler, Mehmed Servetin mesaisini devam kazananlann Isimleri Maarif müdurlüriyor. ettirebilirler ve ettirmelidirler de. güne bildirilmlştir. Şehrimizde imtiV İçtimaiyat Kanıusu. 1925. Keza hanlara girip de muvaffak olanlar 5unZekâ ve enerjisi kendisini yakmdan • Meslek» in 8 inci sayısmdan itibaren lardır: tanıyan bütün arkadaşlannca tasdik ebaşlayan bu tefrikada yalnız «iş», Maternatlk grupundan: Velldeddtn di'.en Mehmed Servet, eğer bu ener«fonksiyon», aıle», «mülkiyet» maddeSoysal. tabiiye grupundan: Pakize Öziivi, bilhassa günlük politika yapmaleri neşredilmıştir. dıkca Rözde ve getirici olmadığı şüp den. Maide Bersu, Hayrtye Cebeoglu; VI İngilterede meslekî temsil, 1925. hesiz olan mütevazı ve asıl bir mesleğe tarih coğrafya grnpundan: Suphi UBu, «Mesîek» in 18, 19, 20. 21, 22 nci sa karşı vefa ve sadakatte pösterseydi, fa zunca, Vedla Aydoğan, Güzide Kızılyılarında tefrika suıetüe çıkmış bir e sılasız bir surette ve bildisimiz. bilme demir; türkçe grupundan. Zühal, Semahat Gürtunca, Beria Sirel. tüddür diğimiz her engele rağmen fikrî m VII Kooperatifçilik. 1925. Kfza saisine devam etsevdi, bu^ün çok be• Meslek» in 2634 üncü sayılarında çık reketli mahsuller karsısında bulunaca dığı gün meslek namına duyduğum mış, on yazıdan ibaret bir tefrika. İmza ğımız tabiî idi. O zaman hakikî te hüzne, ölümü haberi üzerine hissettiğim sız olan bu tefjkanm Mehmed Servete mayülün tatminindei, şuuraltı hayatını derin ıstırab içinde bugün tekrar daaid olup olmadığını kat'iyetle kestire yaşamış olmaktan mütevellid manevi lıyorum. Ziyaeddin FAHRİ miyorum. Yalnız kooperatifçiliğe karşı bir kudret ve ruhî bir huztır. kimbilir nazarî ve amelî baîamlardan gösterdiği belki de cok vakitsiz olan clünıü biraz (1) Bu nokta hakkmda Profesör Hilyakın alâka dolavıs'le tefrikanm ona daha gerilere atacaktı. Kendisini yalmi Ziyanın fransızca mühim bir tetkiki aid olduğu kuvvetle zannedilebilir. nız vazılan ile ivice tanıdıgım kıymetli (İş) mecmuasmın 24 üncü sayısmda VIII Felsefe cemiyeti Tebüğ hulâbulunmaktadır. ç= KüçUk hikâye DUNYAYITİTRETEN KEŞIF ROGER DUCHENE ERICH STROHEIN CLAUDE DAUPHIN ÇARŞAMBA akşamı N E L E K ' t e Şakane tablo Miikerrem Kâmil Su OPERET WILLY FORST VİDAL' GAUTHIER A N H OR O Z I L Pazartesi 7 Ramazan Umumî safış P A K E T BOYALARI