12 Ağustos 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

12 Ağustos 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURlYET 12 Ağustos 1941 Halk ve san'at Halk Rakısları San'at derken daima halkı da beraber düşünüyoruz. San'atkâr için, hak âşıklarının erdiği mazhariyet ve mer^~~^~ tebeye halk âşıkı olarak ermekten başka çare göremiyoruz. Insan olmak için sevmek ve inanmak esas olduğu na göre, bütün kıymetlerin birbir iflâs ettiği bu devirde biricik ifıâs etmiyen ve hatta sarsılmıyan kıymete, büyük ve tek değere: Halka inanmanın, halkı sevmenin tek olgunluk ve müminlik çaresi olduğuna kaniiz. Bizim halk ve san'at etrafındaki düşüncelerimizde bir âlim edası ve iddiası değil; bir halk çocuğu seziş' ve ısrarı var. Ondan gelen tarafımızm daima maEun. daima sağlam, daima yerli ve köklü olduğunu görerek öteki canı s'kılan ve aranıp duran okumuşlara da onu işaret etmek istiyoruz. «Voici la France de ce mois» ır.ecnıuasının ikincikânun nüshasında J i Canteloube diyor ki: «Milletin, benliğine erebilmek için kendi içine eğilmesi, kendi özüne dönmesi basit bir mantık icabıdır. Böyle olunca her şeyin üstüne halk türkülerinin öğretilmes:, söylenmesi, sevilmesi ve yayılması gelir. Zira memleketimizin en milli şeysi halk türküleridir. Halk türkülerimiz, Fransanın hakikî millî musikisi, liruc usaresidir». İllustre revue hebdomadaire Suisse'te. Eobert Vaucher de ayni iddiayı ileri Bürüyor ve yeni Fransız genclik teşekküllerinde bunun tahakkukunu müjdeliyor. Bütün badireler ortasmda herkes, öz kıymetini, aslıru, kökünü aramıya çıkıyor ve halka vasıl olacak. Köylerde geçen çocukluğumuzun yalınayak toprağa ayak basma günlerinden tahteşşuurumuza sinmiş olan değer ve güzelliklerin son zamanlarda hslk arasında ve köylerde geçen günlerimizden sonra ayni tecellilerle ranlanıp şuurumuza çıkmasiledir ki: Biz, karınca karannca, bir millî hidayete ermiş bulunuyoruz. Yazan: Behçet Kemal Çağlar siz san'at hâdisesidir. Gördük ki: Oyu mın havası, göze görünen başlangıcdan saatlerce evvel ~~^^^^^~~~~~ muhiti sarıyor; oyuna kalkacaklar saatlerce evvelden belli oluyor: Bunlarda aya doğru kalkacak sularm med haline ve hazırlığma benzer bir şey sezmek için vehimli değil fazla hassas olmak bile lâzım değil; Bütün tavırlarına bir ağırlık veya çeviklik, bir başkalık ve değışiklik geliyor. Davul ve zurnadan çıkan sesler, göğe yayılıp havayı, yere sinip toprağı ihtizaza getiriyor; bu havayı ciğerine doldurup bu toprağa ayak basan kimse, ilk dcfa bu vecdin seline kapılıp gitmemek :çin kendini zorluyor; kalb, o anda topuklara inmiş gibi oluyor; nabız, bilekler yerine topuklarda atıyor; cereyan, topraktan topuklara geçiyor ve bacaklarda bir ahenkli sallanma başhyor; diz kapağı, kendini zaman zaman yere vurup havada bulacak kadar elâstikileşiyor; derken gövde, derken gönül, derken baş bu ihtizaza iştirak ediyor ve herkesin raks dediği ayin başhyor. Oynayan, dizile toprağı döverek, eğilip yeri dinliyerek, doğrulup göğü gözetliyerek, tabiatten, muhitten, etraftakilerden, inandığı anasınn birinden, bir şeyler sezmiye uğraşıyor; bu esnada hali durgun ve hareketleri kararsızca oluyor; derken muhitin havasından, etraftakilerin şevk ve alâkasından. başka bir tebirle: Hatiften bir haber almış oluyor; bir mahrumiyetin kat'î ihtan veya bir vuslatın müphetn müjdesi. Buna göre hareketlerinde ya şen bir çeviklik, ya ulvî bir kapanıklık başgösteriyor... Uzuvlar, zaman zaman, yer yer, bir hayalî mabedin girinti çıkıntılarmı, kubbe ve mihrablarını en ince ve kıvrak inhinalarla boşluğa çiziycrlar ve arada bir endamlar çömeldikleri yerden semaya doğru boy atarak bu manevî inşayı tamamlıyorlar. Bu göze göriinmez mabed içinde ruh, sergüzeştlerini hareketlerle ifadeye. günahlannı işaretlerle itirafa, dualarmı jestlerle terennüme ve arzularım figürlerle izhara geçiyor. Yüzlerden bir ruzgâr esiyor, gülüşlere ve bakışlara fanileri gökten ayıran perdeyi hiçe sayan bir eda geliyor. Naslardan ve «doğma» lardan sıyrılmış, kendini olduğu gibi asırların içinden bugüne ulaştırmış Türk ruhile karşı karşıya geliyorsunuz. Halkı bir bakıma çocuk zannetmişseniz, halk \>urdumduymazdır zehabma kapıimışsanız, hüngür hüngür ağlıyacak ve trivbe istiğfar edeceksinizdir. Erlik, içlilil, olgunluk, yiğitlik, tabiat sevgisi. millî an'ane, her şey, bu rakıslarda dile geliyor. Bir açık hava mabedindesiniz. Millî bir ayninin seyircisi mi kalacaksınız? Sultanahmed camiinin sütunlanna dayanıp, ibadete varmıs müminleri gıptayla seyreden Piyer Loti gibi kalmanıza imkân yok; çünkü bu cemaattensiniz; bu kütlenin bir kayıb evlâdısmız. Ana babanızı, ocağınızı, türenizi buldunuz. Bırakınız ruhunuztı bu pyine karışsm ve atınız beylik bilgilerinizi, zıpçıktı telâkkilerinizi... Ey çocuğunu erken yaştan, bu toprakta sevip bu toprakta yatıp bu toprakta pişmeden ev\'el, yabancı diyarlara gönderip, yerine adeta bir başkasının geldiğini gören ve şimdiki çocuğunda asıl çocuğunu arayan babalar! Oğlunuzu elinden tutup Beşparmak zeybeklerinin, Palandöven barlarınm (*), Sıvas ve Çorum halaylarının oynandığı yurd köşelerine götürünüz! Kendilerine geleceklerinden emin olabilirsiniz. Türk Alman ticaret müzakeresi îhzarî mahiyetteki görüşmelere dün başlandı haberleri ÜNÜN MEVZUUJ NALINA IHEM MIHINA! Bir Ingiliz ihracı ihtimali D ngilizlerin, Avrupaya ve bilhassa II Norveç kıyılanna bir ordu ihrac U etmeleri ihtimalinden son zamanlarda sık sık bahsediliyor. Almanlar, Norveç kıyılanna bir Ingiliz ordusu ihracına karşı, Sovyetler Birliğine taarruz etmeden evvel aldıkları tedbirleri artınnaktadırlar ki şarkta meşgul bulunan Alman ordulannın arkadan vurulmamalan için böyle bir sevkülceyşî emniyet tedbiri alınması gayet tabiidir. Alman ordusu. hemen hemen bütün kuvvetlerile şarkta meşgulken İngilizlerin kıt'aya çıkmalan strateji itibarile doğrudur; fakat bunun için, su iki sartın tahakkukıı lâzımdır: 1 Ingiliz ordusunun böyle mühim bir ihrac yapacak kadar kuvvetli olması, Şark cephesinde iki hasmın tam vaziyeti Almanların ve Sovyetlerin 190 fırkaları olduğu anlaşıldı 3 İtalyan, 2 Macar1 Slovak kolordusu ve 20 Rumen fırkası harbediyor Alman ve Rus orduları arasındaki ı harb şiddetle devam ediyor. Bu çetin mücadelede, iki taraf da kullanabilecekleri bütün kuvvetleri ateşe sürmüs bulunuyorlar.' Alman başkumandanlığı 6 ağustos tarihli, dört fevkalâde tebliğle hayli uzun süren meydan muharebe!erinde 895,000 esir alındığını bildirdi. Ondan sonraki tebliğlerde ahnan esirler hakkında şu rakamlar verildi: 7 ağustos tarihli tebliğde: Smolensk meydan muharebesi kazanılmış, 310 bin esir alınmıştır. (Bu esirler evvelki fevkalâds tebüçlerdeki yekunlara dahildir.) 8 ağustos tarihli tebliğde: Ukraynada mühim düşman kuvvetleri ihata ve imha edilmiştir. 30 binden fazla esir alınmıştır. 9 ağustos tarihli tebliğde: Ukraynada takriben 25 piyade, dağ ve tank tümeni İmha edilmiç, 103.000 esir almmıştır. 8 ağustos tarihli teblibğdeki 30 binden fazla esirin de bu son rakama dahil olduğu anlaşılıyor. Bütün bu muharebeler, ancak iş işten geçtikten, yani yarıldıktan sonra hayalî olduğu iddia edilen Stalin hattı etrafında cereyan etmiştir. Alman tebliğlerine göre Kınlırduya 1 milyon esire mal olan bu muharebeler hakkında, bazı malumat vermeği fsydalı buluyoruz. *** Türkiye ile Aimanya arasında yapılacak yeni ticaret anlaşmasının müzakeresine dün ihzarî mahiyette başlanmıştır. Dün sabah Ticaret Vekâleti müsteşarı Halid Nazmi Kişmir mıntaka ticaret müdürlüğune gelmiş, mıntaka ticaret müdürü Necmeddin Mete, Türk tütün limited müdürü Saffet ile bir müddet görüşmüş, biraz sonra Alman heyeti azaları da mıntaka ticaret müdürlüğune gelmiştir. Alman ticaret heyeti ile mıntaka ticaret müdürlüğünde, ihzarî mahiyette ilk görüşmeler yapılmıştır. Öğleye kadar devam eden bu görüşmelerde fikir teatisi yapıldığı anlaşılmaktadır. Almanlarla, kat'î görüşmelere bugünlerde başlanacaktır. Şehrimizdeki müzakerelsr neticesinde Almanlarla mal mübadelesine müstenid bir anlaşma yapılacası anlaşılmaktadır. Abidin Daver dar, Rus baçkumandanlığı bütüıı cephe üzerinde 190 lümen toplamağa muvaffak olmuîtu.. ki bu da, Sovyetlerin bütün hazar ordusu demekür. Kızılordunun, İhtiyatlarile yeniden 108 tümen teşkil etmckte olduğuna dair malumat vardır. Sovyetlerin Almanlarla müttefiklerine karşı sevkettikleri orduda 60 tank tugayı, 39 süvari tümeni, 15 motörlü tümen ve 10 motörlü tugay vardır. Rusi«ır, Uzakşarkta Japonlara karşı a>irdıkları kuvvetler haricindeki bütün kuvvetierini Almanlara karşı göndermişlerdir. Bu arada Kafkas cephesindeki ku\rvetlerinin üçte ikisini geri çekerek cenubcîaki ordularını takviye etmişlerdir. îran hududunda kalan kuvvetlerinin kismen gönüllü kadınlardan nıürekkeb birlikler olduğu da rivayet edihnektedir. • *• Smolensk etrafında vuku bulan muharebelerde bu şehir 9 defa Ruslar tarafından geri alınmış ve nihayet Almanlaruı eHnde kalmıştır. Almanlar, Smolensk Moskova asfalt yolunu Smolensk şaıkında kesmeğe muvaffak olmuşlardır. Smolensk civannda, cereyan eden muharebelerde, Almanların, Rusların 23 ordusunu sarmağa muvaffak oldukları talımin ediliyor. Bu kuvvet en az 400 bin kişi demekür. Abnanlar burada 310 bin esir aldıklarını söylüyorlar. Almarlar. Smclensk muharebelerinde motörlü birliklerini açık cenahlarda kullanrr.ışlardır. Bunlar, daima düşmanı çevirmeğe ve piyade tümenleri yeuşinciye kadar, bu çevrilen kuvvetlerin ricatlerine mâni olmağa çalışmışlardır. Smoîensk şarkında, Almanlar iki mühim ceb veya torba teşkil etmişlerdir. Bunlsrm biri Mareşal Timoçenko ordusunun sağ cenahmda. diğeri de sol cenahındadır. Rus sağ cenahında ihata edilen kuvvetler imha edilince Moskova yolu açılacağı gibi Leningradla Nevel arasındaki Rus kuvvetleri yan ve gerilerinden tehdid edilecektir. Sol cenahtaki torbada mahsur kalanlar ezilince de Brjansk yolu açılacaktır ve Kiyefle Smolensk arasındaki kuv\etlerin arkasına düşmek mümkün olacaktır. Stalin hattı, Pripet bataklıklan civarındaki küçük bir mıntaka müstesna olmak üzere kârr.ilen yarılmış ve Almanların eline geçmişür. Kızılordu, Almanların bidayette tahmin ettiklerinden çok daha İyi harbetmiş ve bilhassa 52 tonluk ağır Rus tankları Almanîan hayli şaşırtmıştır. Bu tankların mevcudiyetinden Alman gizli Yazan: Akşam ticaret mektebleri Maarif Vekâleti tarafından muhtelif vilâyetlerimizde açılmasına karar verilen Akşam Ticaret Mekteblerinin hazırhklarına başlanmışür. Yeni talimatname Ticaret Mekteblerine gönderilmiştir. Mektebler birinciteşrinin İptidaıında faaliyete geçecektir. Bu mektçbler, ticarî hayata atılmış ve atılacak olanlara mahsus olup 12 yaşından küük, 45 yaşından büyük olanlar alınmıyacaktır. Tahsil müddeti şubeye göre bir veya iki sene olacaktır. Kahve satışları Dün sabahtan itibaren kuru kahvecilere kahve tevziatı yapılmıştır. Kuru kahveciler bu günden itibaren aldıklan kahveyi yüz ellişer gramhk paketler derununda halka satacaklardır. Bu kahveleri tağşiş edenler veya saklayarak fazla fiatla satan kahveciler bundan sonraki tevziattan istifade edemiyecekleri gibi mahkemeye de verilecekierdir. İstanbul Vilâyetinin elinde 600 çuval kuru kahve vardır. Kabuğundan çıkıp kabuğunu beğenmiyen kestane gibi, biz de ilk defa yükEünerek köye girdik. Sonra, onu yeni baştan anladık, yeni baştan sevdik, köyü bulurken kendimize geldik. Kafamızda götürdüğümüz san'at ve his kıymetlerinin birer birer iflâsına şahid olduk. Anladık ki: Halk, bir ucdan ermiştir; ham ervah olanlar bizleriz; kendimizde, kendimizi bırakıp, bir başka varhğı bina etmeye çalışmışız; atmosferi bırakıp sere girmişiz. Bu cümleleri lâf diye, edebiyat diye Biralamıyoruz. Bunların bir nevi, utanılarak kekelenen, itiraflar olduğuna inanmız. Bizdeki bu intibahı uyandıran, bizi bu hidayete erdiren, bizi coşkun ve ezgin bu itirafa sürükliyen hâdiselerden yalnız bir ikisini, bir tek çeşidini anlstalım: Halk rakıslarını... Derin sezişlere ve görgülere dayanan, iptidaî cemiyetlerin karanlığından kopup gelerek bazı ruh haletlerini tekemmül etmiyen lisanlan yerine bütün vücudün iştirak ettiği jestlerle ve musiki nağmelerile anlatan bazı rakısları, an'anesiz milletlerin modern raks olarak ihya ve tamim işine Türk milletinin şehir toplulukları da alet olmuştur. Biz de bunlardan bir ikisini öğrenmiye çahşmış, bunun en uygun bediî ve asrî hareket olduğuna inanmış bulunuyorduk. Bir iki mekteb müsameresinde gördüğümüz bir kaç mahallî raks bozuntusu, bizde heyecan değil alâka bile uyandıramamıştı. Vakta ki Beşparmak dağlannın etekisrinde zeybekleri ve Palandövenin dibinde dadaşları, mahallî ve millî oyunları bir san'at zarafeti ve bir ayin vakarile icra ederken seyrettik; Vakta ki Çorumda ve Sıvasta, halkı anlamıyan münevverin kafasına tokmağmı indiren ve halkı anlamıya başlamış münevverin şevkine tempo tutan davulun ahenginde Anadolu yiğitlerinin halaylarım gördük; anladık ki: Bu halkta raks, an'anelerin yogurduğu, millî ruhuıı beslediği, eski ayinlerin telkin ettiği bir emsal Alman ordusu ve müttefikleri Şark cephesinde, harbeden Aman ordusu, son günlerde 190 piyade tümeni, 20 zırhlı tümen, 2530 motörlü tümenden mürekkebdi. Bu Alman ordusunun büyük kısmı Baltık denizile Pripet batakhkları arasında bulunuyordu. Şimal cenahta: 3 piyade ordusile 1 zrrhlı ordu vardır. Bu ordu, Biyalistokun şimalinde küçük Baltık devlctleri arazisinden geçerek şimali şarkiye doğru taarruz etmektedir. Sıklet merkezi sağ kanadmdadır. Hedef Leningraddır. Bu ordular grupunun kumandanı Mareşal Loeb'dir. General Keller"in kunıandasındaki hava ordusu da bu mıntakada harbetmektedir. Merkezde: Burada 5 piyade ordusile 3 zırhlı ordu vardır. Smolensk etrafındaki meydan muharebelerini kazanmış otan bu ordu çnrka doğru taarruz etmektedir. Sağ cenahı Pripet bataklıklan şimalinde hareket etmektedir. Hedef Moskovadır. Bu ordular grupuna Mareşal von Bocb. kumanda etmektedir. Fakat başkumandan Mareşal Bravşiç de bu ordunun harekâtını yakından takib etmektedir. Bu mıntakadaki hava ordusuııa Mareşal Kesserling kumanda etmektedir. Cfenub cenahts: Bu cenahtaki ordular iki esaslı grupa ayrılmıştır. Kiyefe karşı baıeket eden sol cenah grupu. Besarabyada harbeden sağ cenah grupu. Soldaki grupda: Almanların 3 piyade ordusu, 1 zırhlı ordusu vardır. Bu Alman kuvvetlerinin yanında 1 Slovak kolordusu, 1 motörlü ve zırhlı Macar kolordusu, 1 piyade Macar kolordusu harbetmektedir. Hedef Kiyeftir. Ordular grupu kumandanı MHreşal von Rundstedtdir. Sr.ğdaki grupda: 3 Alman kolordusu, 20 Rumen piyade tümeni, 4 Rumen dağ tugayı, 3 Rumen süvari tugayı, 1 zırhlı Rumen tümeni vardır. Hedef Besarabya ve Odesadır. Ordular grupu kumandanı Rumen diktatörü General Antoneskudur. Bu mıntakada harbeden hava ordusunun kumandanı General von Loehrdir. En şimaldc: Şimal Buz. denizile Finlandiya körfezi arasındaki Fin Alman kuv.'etleri 18 tümendir; bunların 34 tanesi nrhlıdır. İtaljan kuvvetleri: Karpatlar mıntaka?ına nakledilmekte olan ve ilk kısımları cepheye varan İtalyan kuvvetleri 1 zırhlı kolordu, 1 motörlü kolordu İle 1 süvari kolordusundan mürekkebdir. Hepsi 89 tümen tutmaktadır. Bazı celebler dün de et kestirmediler Dün t i r kısım celebler ellerindeki hayvanları kestirmediklerinden şehrin bazı yerlerindeki kasab dükkânlarında et bulunmamıştır. Bunların iddialarına göre Fiat Murakabe Komisyonunun ete toptan kâr olarak kilo başına 28 kuruş nark koyması bu vaziyeti tevlid etTniştir. Eğer bu kâr haddi 3233 kuruşa çıkarılursa celebler de sürülerini piyasaya arzedeceklermiş. Yalnız ban toptancılar evvelce aldıkları hayvanları dün kestirmişler, onlar da kendilerine mahsus dükkânlarda sattırmışlarmış. Bu suretie diğer perakendeci!eı et bulamamışlar. Meteoroloji istasyonu Başvekâlete bağlı Meteoroloji Umum Müdürlüğü Floryada Büyük Otel sahasında bir meteoroloji istasyonu vücude getirmeğe karar vermiştir. istihbarat servisleri haberdar olamamıştır. Ruslar, hareket kabiliyeti az olan eski tanklarını, sabit istihkâmlar halinde kullamışlardır. Kızılordu bGşkumandanlığı yiiksek sevk ve idare ve harb san'atı bakımından muvaffakiyet gösterememiştir. Sade Alman taarruzlanna karşı, müdafaa ile iktifa etmiş, gayet şiddetli mevziî ve tabiyevî mukabil taarruzlar yapmış; fakat hiç bir yerde büyük kuvvetlerle bir sevkülceyşî taarruzu yapmamıştır. Minsk istikametinde yapılan mühimce bir mukabil taarruz, 3040 kilometre derinliğinde ilerlediketn sonra, durduıulmuştur. Ahrıanlarla müttefiklerinin sade müdafaa harbile mağlub edilmesi mümkün olmadığı İçin Kızılordunun büyük çapta bir mukabil taarruz yapması Iâzımdır. Meselâ, Smolensk etrafındaki Alman kuvvetlerinin sağ cenahına karşı mühim kuvvetlerle yapılaoak büyük bir taarruz muvaffakiyetle inkişaf ettiği takdirde burada fazla ileri çıkmış olan Alman kuvvetlerini müşkül bir vaziyete sokabilir. Almanlar, Kızılordunun muharebeyi kesip büyük kuvvetlerini geri çekmesine mâni olmuşlardır ki harblnruzayarak bir yıpratma harbi seklini almaması bakımından bunun büyük ehemmiyeti vardır. Son muvaffakiyetler 56 hafta içinde Almarlara takriben 1 milyon zayiata mal olmuştur. Bu imha muharebelerinden sonra, Almanlar asıl gayeleri düşmanı imha olmakla beraber, gene ayni hedefleri yani Moskova, Leningrad ve Kiyefi ele geçirmeğe, Ruslar ise bu mühim merkezleri müdafaaya çahşmaktadırlar. Kızılordu, Moskovanm 130 kilometre garbında yeni bir tahkimat hattı vücude getlrmiştir. Lenlngrad, göller, nehirler ve kanallalar daralmış ve mükemmel suretle tahkim edilmiş arazi ile müdafaa edilmektedir. Kiyefin garbmda ve cenub'inda ise iki müdafaa hattı vardı; bunların her ikisi de yarılmışhr. Balta şarktndaki torbanın içinde de Rus kuvvetleri kalrmşlır. Kızılordunun yeni teşkil edilmekte olduŞu söylenilen 108 tümenin mühim bir kısmile cephenin herhangi bir tarafında sevkülceyşî ehemmiyeti haiz bir taarruz yapıp yapamıyacağmı ve bu taarruzun muvaffak olup olamıyacağuu zamnn gösterecektir. Almanların kış gelmeden kat'î neticeyi abp alamıyacaklarına gelince, eğer fevkalâde bir sürpriz olmaz ve Kızılordu başkumandanhğı pek fahiş bir hata yapmazsa bunun pek kabil olamıyacağı anlaşılıyor, Fakat harb bilinmiyen, u mulmıyan ve beklenmiyen hâdiselerle doludur. 2 İhracı mümkün kılacak büyük bir hava üstünlüğü. Bu iki şartın ise henüz tahakkuk etmerniş olduğunu sanıyoruz; çünkü, bir defa İngiltere, Fransanın yardımına da dayanarak yapılan hesablara göre, ancak 1942 ortalannda hazır olacaktı. Eğer Fransanın aradan çıkması ve hatta İngiltereye hasım bir tavır takınması üzerine hesablar ve mühletler değişmediyse 1941 ortalarma daha bir yıl vardır. Diğer taraftan İngiltere, Ortaşarkta İtalyan Alman ve Uzakşarkta Japon ordularına karşı mühim kuvvetler ayırmak mecbuiryetinde kalmıştır. Almanların Sovyetler Birliğine taarruz etmesi üzerine, gerçi İngilterenin yükii, Geneıal Waveirin de söylediği gibi hanflemişse de, Ahnan ordusunun Kızılordu>u mağlub etmesi ihtimali karşısında, Irakın ve Hindistanın müdafaasmı da duşünmek lâzım gelmiştir. Ingiliz adalarındaki ordunun kaç tümene baliğ olduğunu, İngiliz genelkurmaymdan başka kimse bilemez. Geçen Büyük Harbdeki İngiliz gayretini ölçü olarak alırsak o zaman harbin ikinci yılı bilerken Fransada 55 İngiliz tümeni bulıınuyordu; müteaddid tümenler de, İngilterede teşekkül halinde bulunuyordu. Bu defa, Fransa aradan çıktığı ve lş başa düştüğü için, İngilizlerin çok daha bıiyük bir gayretle hanrlandıklan ve 191418 harbinin derslerinden ve tecrübelerinden istifade ederek daha iyi neticeler aldıklan kuvvetle tahmin edilebilir. İngilterede, Kanadamn gönderdiği 3 tümenle beraber 80 tümen bulunduğn rivayet edilmektedir. Fakat, adalardaki İngiliz ordusu 80 tümen olsa dahi, kıt'aya asker ihracı, butrün îçin, emniyetli bir hareket teşkil etmez; çünkü, adalar, daimî bir Ahnan tehdidine manız bulunduğu için, bütün bu kuvveti kıt'aya göndermek mümkün olmar. Bir kısmını anavatan müdafaasına bırakmak larureti vardır. Geri kalacak tümenlerlt de bir ihrac yapılması mümkün olsa da, he taraftan garba sevkedilecek Alman kuvvetleri karşısmda ttıufnmak ve muzaffer olmak ihtimali azdır. İngilterenin, ancak 1942 de, dominyon ve müstemleke kuvvetlerile beraber daha büyük bir ordu vücude getirdikten , hava ordusu ümid ve hesab edilen üstünlüğü elde etükten sonra ve ağlebi ihtimal Amerikan ordusunun yardımile Avrupaya büyük kuvvetler ihracına teşebbüs edeceği tahmin ediIebilir. O vakte kadar şark cephesinde de mücadele bitmez de, Almanlar iki ccphede büyük kuvvetler bulundurmak mecburiyetinde kalırlarsa, böyle bir ihracın zaferle neticelenmesi ümidleri de daha çoğalır. Nitekim bir İngiliz kaynağı da, bu aym başında ayni mevzuu tetkik ederken .İngiliz hükumetinin kıt'aja er geç ihrac kuvvetleri göndermek niyetinde olduğunu asla gizlemediğini ve bunun önümüzdeki 12 ay içinde yapılmasınm ihtimalden haric obnadığını» söylemektedir. Tramvaylar işlemeğe başladı ABlDÎN DAVER «Abdülhak Hamid ve Ah med Mithat» ın heykelleri Necatibey caddesindeki inhidam dolayısile tramvay hattı üzerine düşen molozlar kaldırıldığından Bebek Eminönü, Ortsköy Aksaray, Fatih BeB. K. ÇAĞLAR şiktaş hattı sferleri aktarmasız işlemek(*) «Bar», kabare manasına değildir. tedir. Yolun diğer taraflarına düşen Erzurumun harikulâde mahallî oyunla molozların da kaldınlmasına devam edilmektedir. rmın adı «bar» dır. Operatör Ahmed Kemal Atay Üttîversitede kamp ve iknal imtihanları Baker mağazası müdürü tevkif edildi [ Doğrıı değil mi? | At yarışlarında intizam ve emniyetin temini meselesi Son senelerde at yarışları büyük bir rağbet görüyor. Vatandaşlarda bu spora clan alâkanın artması ve neticede at cansinin ıslahını tıjmine •hizmet edilmesi takdire şayandır. Fakat bir anda vuku bulan tehacüm bazan Veliefendi sahasında nizam ve intizamın bozulmasma ve birtakım tatsız hâdiselerin vukuuna sebebiyet vermektedir. Nitekim bu pazar günü kalabalık bir halk kütlesi gerek yarış İdaresi ve gerekse zab;ta memurlarmın aldıkları tertibatı hemen hiçe sayarak ve verilen nasihatleri dinlemiyerek gişe mahailini devirmişler, karmakarışık bir şekilde yarış yerine dahil olmuşlardır. Kargaşalık esnasında üstü başı yırtılanlar, kolu ayağı incinenler olduğu gibi, yankesiciler de fırsattan miikemmelen istifade etmişler. birçok kimsenin cüzdanlarını, saatlerini çalmışlardır. Bu hal, halkımızın ötedenberi esash hasîetlerl olan sabır, sükunet ve soğukkanhlıkla teüf edilemiyecek bir vaziyet teşkil ettiği gibi diğer taraftan da gerek yarış idaresinin, gerekse zabıta kuvvetlerinin daha dikkatli ve cezrî davranmaları icab eylediğini göstermektedir. Binaenaleyh vatandaşlar, her işte olduğu gibi orada da nizam ve intizamdan aynlmamah, emniyet müdürlüğümüz de yarış mahalli kapısında ve içerisinde daha geniş bir kadro ile terübet almalıdır, diyoruz; Üniversite askerî kampları 20 ağustosta başlayacağmdan Rektörlük talebenin müşkül vaziyete düşeceğini nazarı itibara alarak lmtihanlarm tehiri Yerli Mallar Paazrlarında evvelâ bir için Maarif Vekâletine müracaat etmişti. Vekâlet, kat'î kararı dün Rektecrübe mahiyetinde, Ankarada ve sontörlüğe bildirmiştir. Bu karara göre, ra İstanbulda tatbik olunan nüfus tezÜniversitede tedrisata birinciteşrinin keresine isitnaden basma satışı çok muiptidasmda başlanacak, imtihanlar bu vaffakiyetli netice vermiş ve bunun bütarihe kadar bitmiş olacaktır. İmtihan tün memleketteki Yerli Mallar pazargünlerinin, bu esas dahilinde tayini, Portsaid ve Hayfada veba larnda tatbikına başlanması için emir Üniversite meclisine bırakılmıştır. Mecverilmiştir. var lis per$embe günü toplanarak her faPortsaid ve Hayfa limanlarmda görükültenin imtihan tarihini tesbit edeHalic vapurları bilet len veba vak'aları münasebetile bu iki cektir. ücretleri liman muvaredatına karşı bilhassa şu Kızıl ordu Diğer taraftan Üniversite kamplarmın iiralarda gizli muvaredat bulunması da Denizyollan idaresi, Halic vapurlan iki devrede yapılması kararlaştırılmışAlmanlarla rnüttefiklerine karşı sev bilet ücretleri tarifesini yeni esaslar mümkün olduğundan bu hususta çok tır. 20 ağustosta başlayacak olan birinci kediien Kızılordu hakkında bu kadar ve halka kolaylık olacak bir şekilde tadevre kampına Hukuk. İküsad ve Ede müteyakkız bulunulması alâkadarlara tafsilât yoktur. 1520 gün evveline ka dil etmiştir. tebliğ edümişür. biyat Fakülteleri talebesi iştirak edecektir. Diğer fakülteler kamplarını ikinci devrede yapacaklardır. Bu vaziyete göre, kamplarla imtihanlar ayni tarihlerde devam edecektir. Üniversite meclisi imtihan programlarını yeni vaziyete uyacak şekilde tanzim edecek, İmtihanı olan talebeler o gün kamptan izin alacaklar ve imtihandan sonra tekrar kampa gideceklerdir. Üniversite talim taburu dünden itibaren talebenin kaydma başlamıştır. Kayıdlar, 16 ağustos akşamı hitam bulacaktır. armara sahillerinde suyu ve havasile meşhur olan ( ) köyü, civarm en güzel mesire yerlerinden biridir. Bilhassa karşı sahilleri ve bütün limam emsalsiz bir panorama güzelliği ile alan (Çınarlar) koruluğu mütemadiyen öten bülbüileri. temiz ve berrak de zaman klasik beyaz bir sütun görmek resile ruha sükun veren dinlendirici bir için boşuna bakındık. Vakıa ağacm arkasında küçük bir cami görünüyordu. köşedir. Fakat minareye benzer bir şey yoktu. Köy halkının bir kısmı motörcülük ve balıkçılıkla geçinmekte, diğerleri arka Hayretimizi anlamış olacak ki muhtar sırtlardaki tarlalarda mısır, muhtelif izaha lüzum gördü: Minare çok masrafh oluyor. Şimsebze yetiştirmekle meşguldürler. Muhatablan üzerinde derhal zeki ve ça diye kadar yaptıramadık. Böyle idare lışkan tesiri bırakan köylüler ayni za edip gidiyoruz... manda çok pratik insanlardır: Yüksek Camie yaklaştığımız için tafsilâtın geri dağlardan gelerek denize dökülen ve kalan kısmım gözlerimizle görmek köyü ortasından kateden derenin üze mümkün oldu: Binanın üst kat pencerine hiç bir mütehassısın delâletine lü relerinin birinden beş altı metre ilezum görmeden kendi kendilerine tahta rideki yüksek çınar ağacma tahta bir dan modern köprüler kurmuşlar, bah köprü uzatılmıp. dallarm tabiî bir oda çeleri müsavi şekilde sulamak için ka şeklinde açıldığı en geniş noktasmda nallar açmışlardır. Hele minareleri gö müezzinin durabileceği kadar bir balkon rülmeğe değer bir vaziyettedir. yapılmıştı. Ezan sesi köyün her evinden Köyü gezdiğimiz esnada muhtar par mükemmelen duyulabiliyormuş... 11 lira 70 kuruş kıymetinde bir ayakkabıyı 28 liraya Reşid Bayburt adlı bir müşterisine satarak ihtikâr yapmaktan suçlu Baker müessesesi Beyoğlu mağazası direktörü Salomonun dün asliye ikinci ceza mahkemesinde duruşması yapılmıştır. Mahkeme, zikri geçen ayakkabmın tetkik edilmek üzere celbi ve ayakkabıcılar cemiyeti reisinin bahis mevzuu davada şahid olarak dinlenmesi için duruşmayı başka bir güne bırakmış ve suçlu Salomon hakkında tevkif kararı vermiştir. Tıb Fakültesi Dekanı Operatör AhAktör Bürhaneddin Tepsi İstanbul Vimed Kemal Atay, iki hafta kadar ev lâyetine ve Belediye Riyasetine müravel geçirdiği bir otomobil kazasını, köp caatle, bu kış mevsimi esnasında dört rücük kemiğinde ufak bir çatlaklık arı büyük müsamere vererek bunların hazasile atlatmıştı. Şimdi bu küçük arıza sılâtile Abdülhak Hâmidin ve Ahmed nın da tamamen iyileştiğini ve sevimli Mithat Efendinin birer büstlerini yapdoktorumuzun bir haftaya kadar işle tırmak için bir komite teşkilini rica rine başlayacagını memnuniyetle haber etmiştir. San'atkâr, Hâmidin heykelini, aldık. Kendisini tanıyanları da umumen Taksimdeki büyük şairin ismini taşıyan sevindirecek olan bu haberi verirken sokağın münasib bir mahalline ve Ahsaym üstada geçmiş olsun demeyi zevkli med Mithat Efendininkini de Beykozda yapılmasını muvafık bulmaktadır. Bürbir vazife biliyoruz. haneddin, Güzel San'atlar Birliğinden Rumanyadan petrol geliyor Rumanyadan mühim miktarda petrol, bunun için bir müsabaka açılmasuıı riYerli Mallar Pazarlarında benzin ve makine yağı gelmek üzereca etmiştir. dir. basma satışları Gümrük memurlarma mahsus husuTicaret Vekâleti fasulye, mercimek ve sî bir kurs olan gümrük tatbikat kursusadeyağ fîatlarının sür'atle tespitini bil na bu sene haricden de lise ve ortamekdirmiştir. Fiat Murakabe komisyonu bu teb mezunu 15 genc aknacaktrı. gün fevkalâde bir toplantı yaparak bu Ölümden zor kurtarıldî maddelerm fiatmı tespit edecektir. Aksarayda oturan 7 yaşlannda İlyas Bir yangın başlangıcı isminde bir çocuk, dün Yenikapıda dalBeyoğlunda, Balıkpazarında, Andon gakıran civannda denize girmiş, yüzme biraderlere aid 19 numaralı Ernis ma bilmediğinden suların cereyanına kapılğazasmm üçüncü katından dün gece mıştır. Biraz sonra etraftan feryadına yangın çıkmış, itfaiyenin vaktinde ye yetişenler İlyası kurtarmışlardır. tişmesi üzerine etrafa sirayetine meyKazazede çocuk, fazla su yuttuğundan dan verilmeden söndürülmüştür. Yangı tedavi edilmek üzere hastaneye kaldının ne suretie çıktığı incelenmektedir. i rılmıştır. etrafı sarmağa başlamıştı. Arabamız köyden uzaklaşırken sürüler ağıllanna, tarlada çalışan son kafileler evlerine dönüyorlardı. Bağlarm arasından geçerken arabacı, bir dut ağacının dibinde oturan, saçı sakalı birbirine karışmış garib kıyafetli adamı işaret ederek: İşte dedi, demin hikâyesini dinlediğiniz deli budur! Gözleri meçhul bir noktaya dikili, ellerile mevhum hatlar çiziyor, sanki birini çağırıyordu. Bizi görünce birdenbire ayağa kalktı ve insan sesine benzemiyen acayib bir tonla bağırmağa başladı: Selâm söyleyin! Selâm söyleyin! Biraz evvel dinlediğimiz bu hayat faciasının en bedbaht tipi muhakkak ki bu zavalh mahluktu. Belki iki sevgüi bilmediŞimiz bir âlemde gene buluşmuşlardı. Fakat bu biçare yalnız ve şuurdan mahrum olarak kaderin en acı darbelerinden birini benimsemeğe çab> şıyordu.» Köşeyi dönerken hâlâ sesini işitiyorduk: Selâm söyleyin I Selâm söyleyin!.. Fasulye, mercimek, sadeyağ fiatları Gümrük memurları kursu M KOçUk hikSye Feridenin ölümü Üsküdarda bir orman yangını Doğru değil mi? Dün saat 16,30 sıralarında Üsküdarda Hekinıbaşı çiftliğile Hacibbey çiftliği arasındaki ormanda henüz anlaşılamıyan bir sebebden dolayı yangm çıkmıştır. Üsküdar ve Suadiye itfaiyesi, Beykoz ve Üsküdar jandarma birlikleri yangını söndürmeğe çahşmaktadırlar. Üsküdar kaza kaymakamı ile Üsküdar ve Beykoz jandarma kumandanları ve Anadoluhisar nahiye müdürü de hâdise mağını büyük bir çmar ağacının istikamahalline gltmîşlerdir. Yangın, dün gece metine kaldınp da: gej vakte kadar devam etmiştir. İşte minaremiz de burada! dediği sık servi ağaclarile gölgelenmişti. Mezar taşları oldukça muntazam oyulmuş, ekserisinin üzerinde yazılar göze çarpıyordu. En köşedeki crtasına beyaz zambaklar ekilmiş bir kabir nazan dikkatimi celbetti. Üstündeki yazıyı okuyunca, üç sene evvel çok genc yaşında ölmüş bir kadma aid olduğunu anladım. Hazin hikâyesini kısaca anlattılar: Köyün en güzel kızı idi. Delikanlılann içinde cesareti ve yelken kullanmasile nam alan Hasanla sevişiyorlardı... Her iki gencin ailesi askerliğini beklemeğe ve düğünü tezkere aldıktan sonra yapmağa karar verdiler., Bu sıralarda soğuk günlerde yaptığı bir gelibolu seferi sonunda Hasan hastalandı ve on gün içinde sizlere ömür göçüp gitti... Kızcağız uzun uzun yas tuttu, ağladı, Köyün mezarlığında da bir hususi haykırdı, günlerce kimseler yüzünü göyet vardı: Etrafı beyaz badana ile BI remedi... Nihayet bir kaç zaman geçince vanmıs kerpiç bir duvarla babasuun ısrarile eski muhtarın oğluna : Perihan Parla > varmağa mecbur oldu... Evvelleri çok ayak diredi, lâkin büyük sözünden çıkılmaz diye sonunda o da razı oldu. Düğün gecesi çok eğlenceli geçti, geç vakitlere kadar hepimiz çalıp söyledik. Fakat gelin sabaha karşı yeni evinden kaçmca hepimizi korku sardı. Herkes bir yana koşuştu. Nihayet ölüsünü derenin kenarmda bulduk. Üzerinde hiç bir yara bere izi yoktu. Biz ölümünü anlıyamadık. Hükumet doktoru muayeneye geldi. Raporunda (kalbden) demiş. Zavallı Feridenin ölümü kocasmı çok sarstı. Kederinden günlerce ne yedi ne içti, ne de hiç birimizle bir çift lâf etti Dört beş gün sonra da birdenbire aklını oynatıverdi. Şimdi kırlarda, bayırlarda dolaşıp duruyor. Verirsek yer, verm<>75«>k arsmaz. İnsandan başka hsr şey... Güneş batnuş, akşam gölgeleri yer yer

Bu sayıdan diğer sayfalar: