CUMHURİYET 23 Hazîran 1941 Meraklı sahifeler Robespierre nasıl öldii ? kafasını keserken Giyot ın onun bütün seyirci kalabalığı şarkı söylüyordu, ihtilâl bitmişti > Garb tarihinden Hırsız hizmetçi Ailesinin yanından kaçmış girdiği kapıda da eşya çalmış Şehir ve Memleket Haberleri j Yaz tatili Adliyede tatil temmuzıın yirmisindc başlıyor Adliyenin yaz tatili. temmuzun 20 sinde başlıyarak, eylülün 5 inde bitecektır. Tatil devresinde nöbetçi olarak müstacel işleri görecek mahkemelerin cetveli hazırlanmaktadır. Müstacel işlerden sayılan ağır ceza, aslıye ceza, hukuk ve ticaret işlerile tatil nöbetçisi kalmaları tespit ve tasdik edilecek mahkemeler mesgul olacaktır. Bu mahkemelerin hâkimleri de, tatil devresinden sonraki aylarda nöbetle teker teker mezuniyet alacaklandır. Tatil sırasmda, bütün meşhud suç işlerine eskisi gibi süratle bakılacaktır Diğer taraftan; millî k,orunma kanu nuna göre açılan ihtikâr davalarına aid muhakemeler de. tatil esnasında seyrini takible devam edecek müstacel işler mahiyetinde bulunmaktadır. Adliyenin yaz tatili safhasında, Baro da tatildir. Bununla beraber, müstacel işlerde vekâlet alan avukatlar, davalanm takibden geri kalmıyacak lardır. Almanya ile ticaretimiz HEM NAUNA MIHINA Iki dev kapıştı! eklcnen harb, nihayet, patladı. İki kara ve hava devi, ilmanya ile Sovyetler Birliği korkunc bir kavgaya tutustular. Dünyanın en büyük ordıısu ile dünyanın en kuvvetli ordusu, tarihin en büyük harblerinden biıine ve en büyük meydan muharebelerine başlamış bulunuyorlar. Alman ordularının cenub cenahında, namusunu temizlenıeğe karar vermiş Rumen ordusu, şimal cenahında küçük fakat kahraman Fin ordusu, geçen yü kaj bettikleri toprakları kurtarmak için, Almanlarla beraber silâha sarılmışlardır. Yüzlerce tünıenden mürekkeb kara ordularının yanında, binlerle tayyare ve on binlerce zırhlı vasıta da harekete gelmiştir. Ccphe, Karadeniz kıyılarından şinıal Buz denizi kıyılaruıa kadar uzanıyor. Bu, bir kıt'a cephesidir; Avrupa kıt'asının bir ucundan öteki ucuna kadar imüdad eden bir ccphe... Bugün, Kareliden Besarabyaya kadar Avrupanın bütün şarkında parlayan ateş, yann, harb talihi Kızılorduya yüz vermezse, Koladan Kınma kadar, Beyaz denizden Karadenize kadar, Arkanjelskten Astragana kadar, Moskovadan Bakuya kadar uzanabilir. Bugün 2400 kilometrelik bir cephe karşısındajiz, o vakit Şimal Buz denizinden Hazcr denizine kadar 3500 kilometre uzunluğunda bir cephe üzerinde harbedilecektir. Tophyan: Hamdi Varoğtu Fransu ihtilâl takvimınin on birinci byı olan Thermidor'un dokuzuncu günü, Sonvansyon meclisi, Fransayı kana boyayan tethişin en korkunc mümessili Robespierıe'i ve onu iltizam eden bir kaç kişiyı, kanun lıaricı çıkarmıştı. Belediye dairesine Uüca eden Robe^pierrele arkadaşlarını orada tevkif etmeğe memur Konvansyon askerleri, iki koldan, oraya doğru ilerliyorlardı. Hava o gün, sabahtan akşam.ı kapalı devam etmiş; geceyarısı, bardaklardan boşanırcasına yağan yağmur, belediye meydanında nümayiş yapan kalabalığı dağıtmıştı. Askerler, meydana vardıklan zaman, orası adeta bomboştu. " Robespierre, kaıdeşi ve daha bir kaç erkadaşı, vaziyeti müzakere etmekle meşguldüler. Derlıal bir karaı vermek iâzımdı. Hemen l.epsi, milleti isyana davet etenek taraftarı idiler. Bu eski tet• hişçilerden ikisi, Fransi2 İhtilâlinin meşhur vesaikı meyanında zikri geçen bir beyannameyi hazırhyorlardı. Beyanname yazılıp bitince, hazır bulunanların hepsi imzalarını koydular. Sıra Rcbespierre'e geimişti. Düşündü, tereddüd etti. Yanındakller, onun bu kararsızlığım görünce, tazyika başladılar. Robespierre, nihayet kalemi eline oldı, isminin ilk ıki harfini yazdı ve kar lem elinden düştü! " Çünkü, tam o dakikada, ihtilâl arkadaşlarından Le Bas, yegâne kurtuluş çaresi olarak görduğü iki tabancadan • birini kendine ayırıp ötekini ona uzatj mış ve Robespierrs : n, asabiyetten titri• yen eli, bu tabancayı kapıp, ağzına doğru boşaltmıştı. Ayni dakikada, beş ihülâlcinin toplanmış bulunduğu salona. askerler birdenbire hücum eünişlerdi. Ufak, büyük her hâdiseye, olduğundan bambaşka şekıiler verıldiği, ihtilâlin o karmakarışık günlerinde, Robespierre'in intihar etmediği, odaya giren askerlerden Merda İsminde biri tarafından vurulduğu rivayeti ortaya çıknuştı. Fakat, tethlş reisinin adını mutla' ka kirletmek azmila hareket eden düşmanları bile, onun, son dakikada kendini öldürecek kadar medenî cesaret gösterdiğini itiraf mecburiyetinde kaldıklarına göre, Merda'nın iddiasının varid ol. madığını ve Robespierre'in, hiç olmazsa ölüm karşısmda gtrilemediğini kabul et| mek lâzım gelir. Jandarmaların salon kapısından girmeleri akabinde patlayan bu tabancayı, İkinci bir silâhın sesi takib etmiş, Le Bas, kendine ayııdığı tabancayı kendine sıkıp derhal ölmüştii. Ötekilerin bulduk. ları çare kaçışmaktan ibaret oldu. Kimi pencereden sokağa atlayıp bacağı kırılan, kimi bir sundurma altına sığınan, kimi de kaçarken nıerdivenin alt başına kadar yuvarlanıp kafası patlayan firariler, birer birer yakalanmışlardı. Ro bespierre ise, kafasına sıktığı kurşunla, ancak çenesini dağıtabilmiş, aradığı ölüme kavuşamamıştı. Robespierre, bir iskemîeye oturtulup millî selâmet komitesi avlusuna götürülürken, yarı baygın olmasma rağmen, Bağ kolunu yüzüne doğru götürüyor, manzarasından utandığı yüzünü saklatnağa çahşıyordu. Yanındaki muhafızlar, Bhali iyice görsün diye, onun elini yüzünden çekiyorlardj. Onu, bir masaya yatırdılar, başının altına, yastık vazifssi görmek uzere bir tahta kutu koydular. Robespierre, kırnıldamadan yatıyor, fakat hıziı hızlı nefes alıyordu. Yarası korkuncdu ve çok fazla kan kaybettnişti. Aradan bir saat geçti. Birdenbire, gözlerini açtığını gördüler. Tavana bakıyor, etrafındakileri görmemezliğe geliyordu. Asıl fenası, konuştuğu zaman Büyükadada bir aile yanında iki haftadanberi hizmetçilik eden 16 yaşmda Zeliha Göçmez, bu evden bazı kıymetli şeyler aşırdığı iddiasile yakalanmış hakkında tahkikata başlanmıştır. Tahkikat sırasmda, Zelihanın o eve kimin delâletile kapılandıgı, kendisinin evvelce nerede bulunduğu araştırılmış tır. Kızın bundan bir ay evvel, Gedikpaşada oturan ailesi yanmdan gizlice uzaklaştığı ve babası Yusufla, anası Ayşenin o zamandanberi kızlarını aradıkları öğrenilmiştir. Yusufla Ayşeye haber verilmiş, onlar Zelihayı tekrar bulduklarına sevinmişler, lâkin kızları nın öte beri çalmaktan yakalandıgını öğrenince yerinmişlerdir. coşkun bir sel gibi durmak bilmiyen Diğer taraftan. Zeliha Göçmez. bir bu âteşin hatibin, dağılan çenesini oynatmaktan âciz bulunmasıydı. Bu hal, gün sokakta rasladığı bir kadın taraRobespierre için, belki yarasından da fmdan kandınldıtını. bunun üzerins hatta yakm akıbeliaden de acı bir şeydi. ailesinin yanından kaçtığını ve kadmın Elinde, kımbilir kimin tutuşturduğu, evine gittiğini anlatmıştır. Bundan kardeşinln göderi bir tabanca kılıfı vardı; ikide bir, başka, bu kadınm erkek kendisine tecavüzde bulunduğunu, sonyarasından akan kanı bununla siliyordu. Kılıf kıılîanılmıyscak hale gelince, hali ra Büyükadadaki ailenin yanına yerlestirdiğini ve o adamın teşvikile eşya ne acıyan bir kaç kişi, ona bez parçaları, çaldıgını, onun tazyikile bu lşi yaptıkâğıd parçaları uzattılar, yarasını bunğını söylemiştir. larla silmeğe devam etti. Zabıtaca hırsızlıktan dolayı hazırlaSabahın altısına doğru, bir cerrah, nan tahkikata aid dosya, Adliyeye gönRobespierre'in yarasını yıkadı, ağzına derilmiştir. Adliye, kızın iddialan kardolan kanı mümkün mertebe temizleşısmda diğer cihetlerin de tahkik ve dikten sonra, tekrar kan dolmaması için tamikma lüzum görmüştür. İddialann dişlerinin arasına bir anahtar yerleştir ne dereceye kadar doğru olduğu. henüz di, iki üç dişini çekti ve dağılan çenesi kafiyetle belli değildir. Alınacak netiaşağı düşmesin diye, başını bir bezle sı ceye göre takibat yürütülecektir. kı sıkı sardı. İki memleket arasmdaki ticarî mübadelelerin takib ettiği seyir V Son saatlerini yaşıyan tethiş reisinin ıstırabını artıran sebelberden biri de, akşamdarberi geçirdiği korkunc maeera esnasında, kıyafetinin, ahali arasına çıkamıyacak derecede bozulmuş olmasıydı. Şapkası belediye dairesinde kalmıştı; kravatı kopmuştu. Ceketinin sağ kolu yırtılmış, gömleği kan içindeydi. Zarif giyinmeğe çok ehemmiyet veren sabık ihtilâl reisi, son nefesini vermesine bir kaç saat kaldığını iyice bildiği o anda, giyotinin hayalinden ziyade, üstünün, başının pejmürdsliğinden mustaribdi. *** İdama götürülrruk üzere bindirildiği arabada, Robespierre, yarasının acısına dayanmak için bütün kuvvetini sarfediyor, fakat arasıra baygınlıklar geçiriyordu. Arabacılara, yavaş gitmeleri için emir verilmişti. Onu, bu düşkün halile, nihayet adaletin pençesine düşen bir canavar glbi, kabil olduğu kadar uzun müddet teşhir etmek istiyorlardl. Alayı seyretmek için, yollar boyunca biriken kalabalıktan başka, güzergâhtaki evlerin balkonlarmı, avuc dolusu altın vererek kiralamış seyireller vardı. Halk, daha dün alkışladığı, eteklediği. bir emrile kelleler uçurtan o mutlak kudret sahibini, kötü bir yük arabasmda sarsıla sarsıla idama giden âciz, miskin bir kukla hslinde görünce, yıllardır yüreğinde biriken bütün gayzını, onun yüzüne karşı tükürmekten sonsuz bir zevk duyuyordu. Robespierre'in arabası durduğu zaman, giyoün, daha evvel idam edilenlerin kanuu büsbütün kızıla boyayan gurupun son aydınhklarjle parıldıyordu. Idam bıçağı, on doğuz defa işiemiş, Robespierre'in kardeşini, Saint Just'ü, daha başkalarını ahirete göndermişti. Bıçak bcıki, de körlenmişti; fakat zalimin kafasını kesmek için, kör bıçağı daha elverişli bulan cellâd, eski efendisinin çekeceği can acısını düşündükçe ne şeleniyor gibiydi. Saat, akşamın yedi buçuğu idi. Robespierre'i, kaîasmdaki kanlı sargısile, arabadan indirdiler, Dik ve sarsak merdiveni, müşkülâtla tırmandı; giyotinin sahanhğına geldiği zaman, halkın vaveylâsı ve şarkıları artmıştı. Tam o esnada, müthiş bir şey oldu. Bir cellâd yamağı, iple bağlanan Robespierre'in başından, sargısmı şiddetle çekip aldı. Birdenbire bağsız kalan çene sarktı, ve Robespierre'in ağzı, derin bir çukur gibi açıhverdi; oradan yükselen, can acısüe fırlayan, keskin bir feryad, meydanm öbür ncuna kadar ulaştı. Sonra, sert, boğuk bir darbe işitildi. Başı gövdesinden ayrılan Robesplerre'in peşinden, giyotine, belediye reisi Fleuriot Lescot çıkarken; köpekler uluyor, erkek, kadm bütün seyirci kalabalığı, şarkı söyîüyordu. Bu, gayrişuurî okunan kurtuluş şarkısı idi. İhtilâl bitmişti. Ankarada imza olunan ve bütün ticaret anlaşması akdi için müzakeredunyada buyuk akisler uyandıran ler cereyan edeceği haber veriliyor. ETürk Alman dostluk paktını iki dost sasen, yeni dostluk anlaşmasmm tabii memleket arasmda yeni ve şümullü bir bir neticesi olarak böyle bir ticaret ticaret anlaşmasının takib edeceği ha anlaşması akdi beklenirdi. Bu vesıle ile beri takib, daha doğru bir tabirle ilk iki memleket arasındaki ticarî münahaberın doğurduğu akisleri ikmal etti. sebatın istikamet ve müstakbel seyri Almanya ile memleketimiz arasmda üzerinde bir tetkik yapmağı faydah 1939 eylulü başından, yani Avrupa har gördük: binin başlangıç günündenberı tıcarl Almanya ziraatinin. dahilî ihtiyaclaanlaşma mevcud değildir. Garıb bir te rı bizzat tatmin etmek sahasındaki tesadüftür ki, Berlinde üç hafta kadar rakkılerıne ve dört senelik plân tatbidevam eden müzakerelerden sonra katına rağmen Almanya bugün de mü1938 senesi temmuzunun 25 inde im him miktarda gıda maddeleri ve ham zalanmış olan ticaret anlaşması, kle sanayi maddesi ithaline mecbur buring anlaşması ve Avusturyanın Al lunmaktadır. İstatistikler bize gösterimanya Ue birleşmesinden sonra hasıl yor ki. harbden evvel Almanya dahilde olan ticarî mübadele vaziyetmi tanzim istihlâk edilen gıda maddelerinin yüzeden protokolun takibine 15 ağustos de 17 sini haricden ithal etmek mec1938 tarıhinde geçilmiş ve bu anlaşmaburiyetinde idi. Harb, bu ihtiyacı alar 31 ağustos 1939 tarıhine kadar zaltmamış, genişletmiş, işgal altmda mer'iyette kalmışlardır. bulunan memleketlerin iaşe meselesi Bu ticaret anlaşmasile Almanyadaki de inzimam etmiştir. Almanyamn haMÜTEFERR1K mevcud blokajlanmızın eritilmesi ve ricî ticaret siyaseti Avusturyanın Alyeni alacaklann teraküm etmemesi gamanya ile birleşmesinden sonra bilhasyesile 1927 ağustosunda Berlinde akdeörfî İdare Komutanı sa cenubu şarkî Avrupa memleketleri dilmiş olan ticaret anlaşmasile AlHarb talihi Kızılorduya güler yüc gösticarî siyaseti ile hemahenk yürümek Ankaraya gitti manyaya ihrac edilecek olan bellibaşlı vaziyetine girmiştir. Bunun başında terirse, Büyük Harbde, ezici silindir» Örfî İdare Komutanı Korgeneral Ali ihrac maddelerimiz için konulmuş olan bilhassa Türkiye ile sıkı bir ticarî mü denilen Çarlık ordusunun yapamadığını, Rıza Artunkal, Ankaraya gitmiştir. Ko kontenjanlar kaldırılmıştı. Bu yeni annasebat tesisi gelmiştir. Balkan hare Kızılordu yapacaktır. Bugünkü Aliıianlaşma yapıldığı sırada Almanyadaki mutanın Ankarada bir kaç gün kalSovyet hududlan, Baltık kıyılannda, blokajımız erinıiş ve borcumuz 6,215,000 ketinden evvel Almanya. Balkan memması muhtemeldir. leketlerinin en büyük müşterisi olmak 1914 tekinin aynidir. Lehistanda Almanlirayı bulmuştu. yolunda yürüyordu. Coğrafi, siyasî ve ya, o zamankinden biraz daha içeri girAdliyede bir tayin Tediye anlajması mucibince, Almiştir; Varşova onun elindedir; buna Şimdiye kadar İstanbul birinci Ağır manya ile ticaretimizde evvelce de iktısadî vaziyet de bunu teshil etmekmukabil, eski Avusturya . Macar imte idi. ceza mahkemesinde hâkim muavini o olduğu gibi yüzde 70 nispetinin mularak çalışan Bedıa Söylemez, İstanbul hafazası kabul olunmuştu. Almanya iktısadiyatınm devlet tara paratorluğunun Galiçyası ve Bükovinası şimdi Sovyetler Birliğinin elindedir. Cumhuriyet Müddeiumumiliği muavini İşte bu anlaşmaîarın mer'iyetten fından idare edilmesi ve lç piyasanm olarak faaliyete baslamıştır. Kendisi, kalkması sırasmda kopan harb, Al tenzim edilmiş olması sayesinde mü Karpatlara dayanmış olan Kızılordu, muavin salâhiyetile İstanbul Cumhu manya ile aramızda uzun müddet yeni bayaat yaptığı memleketlere cihan pi Çarlığın silindirinden daha ezici çıkarsa riyet Müddeiumumiliği teşkilâtmda yet bir ticarî anlaşmanın yapılmasına im yasasmm fevkinde fiatlar ödemek Im 1914 ağustosundaki gibi Berlin Uzerine alan ilk kadın adliyecimizdir. Genc ve kân vermedi. Yalnız, 939 senesi sonun kânına malik bulunmuştur. Bu, ancak doğru yürüycbilir. O zaman, ihtiyar Geçen hafta muayyen mesaisini bikıymetli adliyecilerimizden olan Bedia da ilk defa olarak Almanya ile ara Almanya ile memleketimiz ve Balkari İmparator Kral Fransova Jozefin ordutiren Basın kongresinin dağılırken çeSöylemeze yeni faaliyet sahasında da mızda ayni zamanda mevcud hesab lar arasında eşya mübadelesinin hâkim larını çiğnedikten sonra Karpatlan a;ıp kilmesine karar verdiği saygı telgraf Macar ovalarına inmeğe ve Budapeşteye muvaffakiyet temenni ederiz. ları da tasfiye edecek bir muvakkat olmasile yürütülmüş ve bu sistemin telanna aşağıdaki cevablar gelmiştir: varmağa çalışan ordıılann bu defaki h e . ticaret anlaşmasmın akdi üzerinde melini teşkil etmiştir. Esasen AlmanyaKongreye başanlar diler ve temia Gönüllü hastabakıcı defi, genc Rumanya Kralı Mişelln ordunm bu yüksek fiat siyasetinin devamı müzakere cereyan etmiş ve 1940 senesi dnygulanna teşekkür ederim. sunu çiğniyerek Bükreşi tutmak olacakbaşında 7,5 milyon liralık ve bunu ta icin baslıca imkanını bu cihet veriyoryetiştirmek için tır. Fakat, 1914 ağustosunda, emekli Orge Ismet tnönu kiben 22 milyon liralık birer muvakdu. Şüphesiz ki, harbden sonra görülGönüllü hastabakıcı miktarını ço neral Hindenburg'a ölmez bir şöhrct kaTürk Basın Birliği İstanbul mmtaka ğaltmak maksadile bütün şehre şamil kat ticaret anlaşması yapılmıştır. Bu müş olan iktısadî zaruretler harbden zandırmıs olan Tanenberg'ler gene temuvakkat ticaret anlaşmalarının tatevvelklne nazaran bir takım değişik kongresi toplantısı münasebetile izhar olmak üzere yani bir teşkilât yapılmakkerrür ederse ki askerî mütehassıslar buyurulan hissiyata teşekkür ederim. tadır. Kaymakam ve nahiye müdürleri, bikatı oldukça ağır ilerlemlştir. Niha likleri ioab ettirmektedir. Fakat iki uınumiyetle böyle olacağı kanaatindeyet bu aybaşmda Hamburgda Remsmemleket arasmdaki ticarî kombinezoTürkive B. M. M. Reisi bu yeni teşkilâtın kurulmasile uğraşdirlersilindir bu defa da Mazüri bama firmasının alacağı tütüne mukabil nun ana hattınm gene Alman sanavi maktadırlar. Yardımsevenler cemiyeti Abdülhalik Renda 10. kâğıd ve tatbikatı mubayaatımız mamulâtı karşılığı olarak Türk ziraat taklıklarına gömülür. Mıntakanız Basın Birllği kongresinin tarafından açılan kurslara devam eden mübadelesile karşılanacak 3,5 ve klm mahsulfttı ve yeraltı servetleri olacağı Her iki şıkta da 1914 ağustosunur ve toplantısı münasebetile sayın azanın kadınlardan başka, her mahallede bu yevî maddeler möbayaatımız mübade aşikârdır. Ancak bugünün icablannın onu takib eden 1915 1917 yıllarının hakkımda izhar ettikleri duygulara te evsafı haiz kadınlar tespit edilmekte lesine istinad eden 1.5 milyon liralık bizi, bir çok ziral lstihsalâtımızı ve kanlı ve heyecanlı günlerini tekrar yadir. Bunlar, kendilerine en yakın mınşekkür ederim. hususî takas anlaşması mahiyetinde üç yeraltı servetlerimizi harice çıkarama şayacağız. O zaman büyük süvari külletakalarda açılacak kurslarda yetiştiri anlaşmanın tatbıkına geçilmiştir. Başvekil mak ve kendl ihtiyaclarımıza tahsis et Ierinin akıniar yaptıklan yerlcrde. şimDr. Eefik Saydam lecekler ve ihtiyac \oıkuunda vazifeye mek mecburiyetinde bıraktığı. tabiî gö di zırhlı ve motörlü birlikler, hiç bir 1939 harbmin bidayetindenberi Alçağırılacaklardır. Kongrenin duygularına teşekkür emanya ile ticarî münasebatımızın ge zönünden uzak tutulamıyacak en mü süvari tümeninin gösteremediği lıir hızla der, saygılarımı sunarım. manevra yapmağa başlamışlardır. Izmir Maarif müdürlüğü çirdiği safahat budur. Şunu da ilâve e him noktadır. C. H. P. Genel Sekreteri Erznmm Almanya ile ticari münasebetımızın Dün sabahtanberi kapışan iki ordn, Münhal bulunan İzmir Maarif mü delım ki, bunlara takaddüm eden senemeb'usn Dr. Ahmed Fikri Tüzer dürlüğüne Üçüncü TJmumî Müfettişlik de ihracatımızın yüzde 36 sı ve .itha devam ettirilmesi için üç yol vardır ve yalnız yüzlerle sayılan tümenleri ve on Yüksek kongrenizin hakkımdaki lu maarif müşaviri Mustafa Reşid Ta lâtımızın yüzde 42 si Almanya ile ol bugün her üçü de yani Akdeniz, Kara binlerle hesab edilen motörlü, zırhlı vatufkâr alâkasından mütehassis olarak rakçıoğlu tayin edilmiştir. makta idi. deniz ve Avrupa kara yolu kapalıdır. sıtalan bakımından değil, hava kuvvetcandan teşekkürlerimi ve iyi temenniŞimdl bir Alman ticaret heyetlnin, Şu halde kara yolunun süratle açıl !eri itibarile de dünyanın en muazzam Amasya sıhhat müdürlüğü yakında Ankaraya geleceği ve yeni blr ması lâzım gelmektedir. lerimi arzederim. ordularıdır. Harbe takaddüm eden yılÇanakkale Sıhhat ve İçtimal MuaMatbnat Umuııı Müdürü larda, dünyanın en büyük hava ordusu venet müdürü doktor Halid Barbaros Selim Sarper çekiç orak armalı idi; fakat o vakittenBirliğimizin taazzuvunda büyük bir Amasya Sıhhat ve İçtimaî Muavenet beri gamalı haç taşıyan tayyareler, binmüdürlüğüne tayin edilmiştir. hamle teşkll eden kongre mesainizi alerle ve binlerle arttı. Bugün Almanyalâka ve memnuniyetle takib ettim. Mumn mı, yoksa Sovyet Rusyanın mı daSEH1R ISLER1 vaffakiyetler diler, saygılarımı sunarım ha çok tayyaresi olduğunu kafiyetle Birlik Reisi tayine imkân yoktur. Hava hakimiyetini Kanlıca koyu Falih Rıfkı Atay demiyeüm de, hava üstünlüğünü kimin Kanhca koyunun. küçük denlz vatemin edeceğini anlamak için bir kaç sıtalarına mahsus bir liman haline sogün beklemek lâzımdır. Fakat, Berlin, Tecziye edilenler kulması için tetkikler yapılmaktadır hava hücumlanna Moskovadan daha j aÜsküdarda 7, Eminönünde 26 esnaf, Vasıtalar, bilhassa kışın bir sığmma kındır. Bütün Almanya, ağır bomba tramvaydan atlıyan 10 yolcu, sırtta yük yeri olacak olan koyun önüne bir de tayyarelerinin tesir sahasma dahil oldutaşıyan 3 hamal, bunlardan başka 12 mendirek inşası düşünülmektedir. ğtı halde, en ağır Alman hombacılan şoför, 3 otomobil sahibi, 3 araba sürüÜNİVERS1TEDE dahi, sonsuz Sovyetler Birliğinin yalnız cüsü ve 3 araba sahibi haklannda bemahdud garb kısunlannı yakabilirler, lediye nizamlarma riayetsizlikte bulunUral dağlan mıntakasmdaki Sovyet Üniversite yabancı diller duklan iddiasile ceza kesilmiştir. harb sanayii fabrikalanna yetişeınezler. mektebinde yaz kursları Beyoğlunda gezerken Askerî hesablan ve harb plânlan, 22 Kandillide oturan Nizamla İsak İkmale kalan talebenin yetiştirilmsaydır hiç yanlış çıkmamış olan Alman Beyoğlunda gezerken karşılaşmışlar, a si için, Üniversite yabancı diller mekgenelkurmayı, bu defa da herşeyi heralarındaki bir meseleden dolayı kav tebinde bugünden itibaren yaz kurs • sablamış olsa gerektir. gaya tutuşmuşlardır. İsak, Nizam tara larına başlanmaktadır. Kurslara, her Bakahm, neler olacak? fından başına indirilen bir sopa lle ya sene olduğu gibi bu sene de haricden Yüksek İktısad ve Ticaret mektebi 941 mezunlan şerefine Tarabya Tokatlıyan ralanmıştır. Yaralı tedavi edilmekte istiyen mekteb talebesi devam edebi otelinde tertib edilen akşam yemeğinin fevkalâde samimî ve neş'eli bir hava dir. Nizam, yakalanmıştır. içinde geçtiğini yazmıştık. Resim bu toplantıyı göstermektedir. lecektir. İstanbul matbuî»tma iltifat Basın kongresinin saygı telgraflarına cevablar ( Ticaret meklebl mezunlarına verilen ziyafet J Et fiatlarını yükseltmek istiyenler Et fiatlarımn kiloda beş kuruş indirilmesinden sonra bazı koyun komisyonculannın piyasayı tazyik için telefon ve telgrafla sürü bulunan mınta kalara yeniden hayvan gönderilmemesinl ve fiatlann yükseltilmesini bildirdikleri tespit edilmiştir. Fiat Murakabe bürosu, bazı alâkadarlardan bu hususta izahat almıştır. Bugün İstanbulda bulunan sürü sahiblerinin ve komisyoncularının çağırümasına ve haklannda takibatta bulunulaca^ının kendilerine bildirilmesine karar verilmiştir. Millî korunma kanunu mucibince bu şekilde hareket memnu ve şiddetli cezayı müstelzim olduğu gibi bunların Örfî İdare mahkemelerine verilmeleri lâzımdır. Bu bakımdan kimlerin telefon ve telgrafla bu hareketi yaptıkları tahkik edilmektedir. 350 kuruşa ayakkabı çivisi satıyormuş Fatihte Kıztaşında Feyzullahın ayakkabı çivisi sakladığı ve yüksek fiatla sattığı haber almmış ve bir cürmü meşhud yapümıştır. Feyzullah harbden evvel kilosu 30 40 kuruş olan ve şimdi 130 kuruş olan ayakkabı çivisini 350 kuruşa satarken cürmü meşhud yapılmış ve Müddeiumumiliğe verilmiştir. Yapılan muhakemede Feyzullah 25 lira para cezası ödemeğe ve dükkâ nmın 7 gün kapatılmasına karar verilmiş, fakat yaşı 65 i geçtiğinden para cezası 20.80 kuruşa indirilmiş, dükkâ nının da beş gün kapatılması kararlaşmıştır. Pencereden düşen çocuk Galatada Şair Rızapaşa caddesinde oturan Hayımın oğlu 1 yaşmda Avram, evin penceresi önünde oynarken, sokağa düşerek başından yaralanmıştır. Avram, Şişli Etfal hastanesine götürül müştür. Ceza evlerinde mahkumlar çahştırılıyor Adliye Vekâleti, iş esasma müstenid ceza evlerinde, mahkumların geniş mik yaksa ve toplu olarak çalışma imkânlarını tevsie karar vermişti. Bu suretle hem cezada aranan uslandırma gayesinin tahakkuku temin edilecek. hem de cezasını bitiren mahkumlar birer san'at sahibi olacaklardır Bu karar mucibince mevcud ceza evlerindeki İş teşkilâtı takviye edileceği gibi. yeni inşa edilmekte olan ceza evleri de bu esas dahilinde yapılacaktır. Üsküdar Halkevinin spor bayramı Dün Üsküdar Halkevi spor kolu tarafından büyük bir spor bayramı yapılmıştır. Bir çok sporci'ların iştirakile geçid resmi yapılmış. îstiklâl Marşından sonra da direklere Türk bayrağı çekilerek müsabakalara başlanmıştır. Kız ve erkek atletler arasmda muhtelif atletizm müsabakaları ve muhtelif hareketlerden sonra bu zençin güne parlak bir şekilde nihayet verilmi§tir. Çocukluğumda ve gencliğimde hiç Küçük hlkâye kimse bana rehber olmadı ve yardım etmedi. Gayet basit bir terbiye gördüm. Çok sıkıntı çektim. Mektebe gitmeden evvel muhitimle hiç temas etmemiş gibiydim. Orayı terkettiğim zaman da ak üstünde karayı çatpat se Zeki bir çocuğa benzeyorsun, deçebiliyordum. Ana dilimi yazmasını ve düzgün ko di, gücün kuvvetin de yerinde... Her nuşmasını ancak İşe girdikten sonra halde vazifeni çabuk kavrayacağını ve öğrendim. Fakat şimdi üniversiteden becereceğini tahmin ediyorum. dıploma almışlar bile benim kadar İlk iki ay, haftada dört dolar aldım. muntazam ve tesirli mektub yazamaz Sonra yevmiyeme yüzde yirmi beş zam lar zannediyorum. Maamafih hesab hu oldu. Üçüncü ayın nihayetinde, çalışsusunda bugün de oldukça zayıfımdır. tığım kısmın ustabaşısına gittim. GizCoğrafya malumatımı da dünyanın her lice: tarafındaki büyük ticarethanelerin ka Mister Jones, dedim, müesseseye taloglarmı dikkatle takib etmiş olmak haftada on dolar kazandırmak ister mihğıma medyunum. siniz? Şu anda oğlum üniversitelerden biKır saçlı adam takdirle yüzüme baktı: rinin son smıfindadır. Lâkin orada ha İstemez olur muyum, diye cevab yatta kendisine lâzım olacak şeyleri öğ verdi. fakat nasıl? renmekte olduğundan şüpheliyim. Basbayağı, dedi, yanında çalıştıBirçokları mektebin insanı maddî ve ğım amelenin bütün vazifesini kusursuz manevî adamakıllı bir biçime koydu öğrendim. Ona yol verin, ben bütün ğuna kanidirler. Fikrimce bu kanaat işleri onun haftalığının yarısı mukabiyanhştır. Beşer evlâdı ancak alış veriş linde deruhde edebilirim. hayatmda tekâmül ve inkişaf göstere Sahi, hiç de fena bir fikir değil... bilir. Ertesi hafta makinenin mes'ul işçîsi Buna benim ömrüm çok iyi bir miben olmuştum. Önceleri doğrusu çok saldir. Nevyorka geldiğim zaman hezahmet çektim. Günde on iki saat çanüz on altı yaşında idim. Cebimdl yallışıyor, geceleri de evimde muhtelif anız on sekiz çent para vardı. yakkabı makinelerine aid kitabları tetTam bir hafta aç, susuz, bir iş bukik ediyordum. labilmek için başvunnadık yer bırakFabrikaya girdiğimin yıldönümünde madım. Nihayet, sekizinci günü bir ayak kabı fabrikasma girmeğe muvaffak ol başkontrolörü ziyaret ettim. Sözü döndum. Bırçoğunuzun ayakkabı fabrikası dürüp dolaştunp fabrika işlerüıe getirhakkında vazıh bir fikri olmasa gerek dim: tir. Orada çalışmak çok güçtür. Yalnız şu kadarını sö'yleyeyim ki alelâde bir iskarpinin tamamlanıp meydana çıkabilmesi için deriierin ve köselelerin otuz iki makinede muamele görmeleri lâzımdır. Tabiî ben, bu muamelelerden hiç birine vâkıf deŞİldim. Yanına verildiğim amele ayakkabıcılık işindeki sonsuz cehaletimi pek iyi bildiği için beni şöyle baştan aşağıya süzdükten sonra: Nasıl milyoner oldum? para ikramiye verip istirahate sevketmek lâzım... Ben, bu kısmm âmirliğini ayda yüz dolar eksiğine yapabilirim. Mister Evans gitti, ikinci müdürle görüştü. Kapı aralık kaldığı için konuşulanlardan bir kısmmı işitebildim. Yardirektör: Bravo delikanlıya, diyordu, tam bizim istediğimiz adam! Aybaşmda Jones'u bütün işçiler izzet ve ikballe kapıya kadar uğurladık. Biraz sonra kısım ameleleri birer birer gelip yeni vazifemi tebrik ediyorlardı. İki sene ayda yirmi beş dolarla geçindim, geri kalan paraları biriktirdim. Lüzumsuz hiç bir şeye metelik sarfetmiyor, tiyatroya. sinemaya gitmiyor, sigara içmiyor, alkol kullanmıyordum. İkinci direktör Thompson'la derdleşmek için münasib bir fırsat kollayordum. Nihayet bir gün buna muvaffak oldum: Vallahi, dedim, bu fabrikada israf gırla gidiyor, bu âna kadar ses çıkarmadun. Fakat içim durmadı. Belki bir arkadaşm aleyhinde bulunmak ahlâksızlığını irtikâb edeceğim ama, çalıştığım müessesenin hayrına matuf bir gammazlık olduğu İçin vicdanen müsterihim. Başkontrolör Evans sabahtan akşama kadar bomboş dolaşıp duruyor... Sağa sola gezdniyor... Neymiş? Guya bütün kısımları teftiş ediyor. Fikrimce ona hiç lüzum yok... Ben, hem kısım âmirliğini yapar, hem de Evans'ın vazifesini yarı ücretle görebilirim. Bilmem, işinize gelir mi? muamelelerinden fevkalâde iyi anlayordu. Bir akşam İkimiz de köpüklü şampanyalarla çakır keyif olduğumuz bir anda: Mister Fülton, dedim, bu iş böyle sökmez. Biz iğne ile kuyu kazarak para kazanmaya çalışıyoruz. Halbuki fabrikanın faaliyetmi kasden sekteye uğratıp hisse senedlerirdn bedellerini düşürecek olursak, bundan müştereken pek güzel istifade edebiliriz. Çok aşağı fiatlarla bütün hisse senedlerini satın alırız... Bir iki sene zarfında faaliyeti yeniden düzeltir, işi tekrar tıkırma koyarız. Başımızdaki hissedarlar belâsından kurtulur, bütün müesseseye ikimiz sahib oluruz. Böyle bir teklifi Fülton'un kabul etmemesi imkânı var mı? Tertib ettiğim plânı az zaman içinde tamamı tamamına tatbik ettim. Kat'î muvaffakiyet elde edilip nihaî zafere erişilince bir gün gelip kendisinin de başına bir çorab öreceğimi pek iyi tahmin eden Fülton bana derhal kızile evlenmekliğimi teklif etti. Mis Heda Fülton cidden güzel kızdı. Sarı saçlı, yeşil gözlü, tıkız vücudlü... Fakat ben, gene bu izdivaca zorla razı oluyormuşum gibi göründüm. Nazlana nazlana muvafakat ettim. Mabaadini artık siz tahmin edersiniz... Mister Fülton öldü. Bütün serveti karıma, idare meclislerindeki vazifeleri de bana kaldı. Bugün Birleşik Amerika,,j|(r Devletlerinin birçok cumhuriyetlerinde'^ ki muhtelif iktısadî teşekküllerde küçük büyük hisselere sahibim... Üç dört yüz defa milyonerim. Şimdi, bitarafane söyleyin... Bu yaptığım işler ilk, orta mekteblerde, lisede ve üniversitede öğrenilebilir mi hiç? Canım ticaret, iktısad ve sanayi işlert... Hayatta insanlan yükselten, adam eden sizsiniz... Şerefinize üç defa: Şa!.. Şa!Saü. Nakleden: Amerikan hikâyesi zedeceğim. Fabrikaya girdiğimin dördüncü yıknda başkontrolör oldum. Mümkün mertebe ucuz malzeme kullanarak maliyet fiatında mühim iktısadlar yapjyor, giinden güne satışı fazlalaştırıyordum. Hâlâ, ayda yirmi beş dolarla yaşamakta devam ettiğim için biriktirdiğim para hayli bir yekun tutmuştu. Bunlarla fabrikanm hisse senedlerinden ancak cüz'î bir kısmmı satın alabilmiştim ama, o seneki umumî heyete hem başkontrolör, hem de hissedar olarak iştirak etmeyi temin eylemiştim. Umumî heyetin müzakereleri epey gürültülü oldu. Çünkü, bilhassa yardirektör Thompson'un iktidarsızlığı, gevşekliği hakkında hissedarlardan ekserisinin kulağıru doldurmuştum. Ertesi sene idare heyeti zavallı Thompson'u atıp beni onun yerine tayin etti. Artık, müessesenin yegâne âmiri vaziyetindeydim. Çünkü umumî müdür Allahlık bir adamdı. Bana sormadan hiç bu şey yapamıyor, alım, saüm hep benim elimden geçiyor, en küçük ameleden tutun, en büyük memura kadar bütün müstahdemlerin mukadderaü benim dudaklanmın arasmdan çıkacak hükme bağh bulunuyordu. Tabiî bu vaziyet İdare meclisi reisile sıkıfıkı görüşmemi, senlibenli konuşmamı temin etmişti. Beni haftada iki üç defa villâsına davet ediyordu. Karısı, kızile birlikte yemek yiyordum. Mister Fülton'un yeni dünya İktısad sahasındaki rolü sade bizim idare meclisi reisliğinden İbaret değildi. Birçok sanayi müesseselerinde de mes'ul murahhaslık, murakıblık vazifeleri de yapıyordu Onun için piyasadan ve borsa 4 Üstad, dedim, iyi ki aklıma geldi. Size bir teklifte bulunacağım. Hepimiz bu müessese sayesinde geçiniyoruz. Onun her cihetle menfaatini, İstifadesini düşünmek boynumuzun borcudur. Fabrikaya ayda yüz dolar kazandırmak hoİkinci müdür biraz düşündükten sonşunuza gitmez mi? ra: Bunda, dedi, işimize gelmiyecek Merak ve hayretle yüzüme baktı. İzah edeyim, diye ilâve ettim, Mis ne var? Sene başında kadroyu tertib ter Jones yaşlı bir adam... Onu beş on ederken teklifinizi İdare meclisine ar Hâdiye İCLÂL