CUMHURİYET 2 Haziran 1941 HAVACILIK Son bir haftamn hava harehatı Giridde Alman havacılığmın muvaffakiyeti, harekâtı Alman ordusunun lehine döndürmüştür Şimali Atlantikte Alman havacılığı gok kısa süren bir Giride sadece nakhava ve deniz harliyatla kalmamış. binden sonra Alman Büyük Britanya tay kruvazörü Bismaryarecilerini adadan kın Ingiliz deniz '^~""~~~^^~~^~ uz3klaşhrmış, dokuvvetleri tarafından batırılmasile bu nanmayı Suda limanından çıkmağa ve cephe kapandı. Meniz vasıtalarınm ha açılmağa mecbur kılmış ve dört şehri va silâhlarma karşı tamamile âciz kal harabeye çevirecek şiddette bombardıdıkları tarzındaki iddialara karşılık, 72 manlar yapmıştır. Donanmanın uzaklaşsaatlik bir takib ve tazyik karşısmda tırılması deniz yardımmm bir an evvel Alman gemisine esash ve imha edici başlamasmı temin noktasından ehemmibir tesir yapılamamıştır. Bu hal gösyetliydi. Fakat Britanyalı tayyarecileri termiştir ki; modern bir silâh olan ve adadan uzaklaştırmak muvaffakiyeti îse, teknik hamleleri çok kısa devrelere sığ hava piyadesinin otuz bine varan mevdınlan tayyareciliğin karşısına gene mo cudunu gayet kolay ve zayiatsız olarak dern silâhlarla ve zırhlarla teçhiz edil adaya getirmek avantajım kazandırmış miş bir gemi çıkacak olursa, çarpışma oldu. nın neticesi hiç de imha edıci vaziyet Balkanlar cephesinde ve Yunanistanalmamakta ve ancak ufak hasarlarla daki müttefik ordulara karşı harekâtıntnanevra kabıliyeti veya ateş kudreti bir da gene pike bombardımancıların kıydereceye kadar aksatılmakta ve yıpra metli yardımları olmuş, Alman piyade tılmaktadır. Girid cephesinde ve Manş ve zırhh kıt'aları arazinin fazla arızası sahillerinde havacıların donanmaya kar dolayısile topçudan olan mahrumiyeti şı olan muvaffakiyetleri tetkik edihrse. hissetmemişlerdi. daha ziyade Büyük Harb öncesinden Burada; Giridde de topçu ve zırhlı veya hemen Büyük Harbden bugüne vasıtalarm bulunmayışı dağ livalarının înükal etmiş bulunan zırhlılar tayyareciliğin taarruzlarından müteessir olmak hareketlerinde bir engel teşkil ediyordu. Fakat pikeciler bu engeü kaldırtadırlar. mağa muvaffak oldular. Bütün bunlara Haftamn sakin geçen iki cephesi Irak göre Alman havacılığmın Giriddeki have Manştır. Irakta Alman tayyareleri reketleri muvaffak olmuştur ve bu kanin de takviyesile canlanır gibi olan naat kuvvetlidir. Irak havacılığı müşterek taarruza geçeA. AHISKAL rek Habbaniye toyyare meydanına taarruz etmişler ve burada bulunan Gladyator tayyarelerinden beş tanesini tahribe muvaffak olmuşlardır. Bu tayyareler Ingiliz havacılarırun müstemleke ve daha ziyade Afrika tayyareciliğine ayrılmış ve bugünün modern silâhlan yanında daha yavaş ve daha az silâhlı tayyarelerdir. Iraklılarla vazife birliği kuran tayyarelerin çoğu (Heinkel 111) tipi bombardımancılardır. Bu tayyareleı de, Alman hava ordusunun elinde mevcud tayyarelerin evsaf ve silâh İtibarile ön safında bulunanlarından değlldir. Demek oluyor ki; Alman havacılığı Irak cephesine en çok güvendikleri hava silâhlarından göndermemişlerdir. İngllizlerin Irak ve Suriyeye karşı olan taarruzları tayyare meydanlarına ve Irak siperlerine tevcih edilmiştir. Belediyenin yaptıra, cağı yeni yollar Inşaata derhal başlanması takarrür etti Belediye, 941 senesi bütçesile ayrılan tahsisatla hemen inşaata başiamak kararındadır. Zira bu inşaat uzatıldığı takdirde yağışh mevsimler gelmekte ve İnşaat imkânlarını selbetmektedir. Bu İtibarla daimî encümsn Vali ve Belediye Reisi Lutfi Kırdarın başkanlığında toplanarak hazirandan itibaren yapılacak işlerin keşifname ve projeleri etrafında tetkikatta bulunmaktadır. Yeni sene bütçesile yollar, köprüler, mecralar inşaatı için 600,000, şehir plânı icin 36,000, yeni halâlar için 10.000 istimlâk bedelleri için 200000, istimlâk borcları İçin 50,000 Hra konmuştur". Beşiktaştan Thlamura giden yolun 400 metrelik kısmı şose o4arak yeniden inşa edilecek, bu •suretle Beşiktaş parke yolu ile Ihlamurdaki asfalt yol birleşecektir. Ortaköy mezarhğı yolunu makadam şose olarak inşa edilmek üzere bütçeye 5900 ve Ortaköy deresinin üzerinin kapatılmasa için &000 lirahk tahsisat konmuştur. Anadoluhisarındaki Göksu köprüsü yeniden inşa edilecektir. Dolmabahçe ile Taşkışla arasında Gazhanenin arkasmdan geçcn yol demir tekerlekli arabalann geçmesine müsaid olarak inşa edilecektir. Maçka ile Dolmabahçe yolu da makadam şose olarak yapılacaktır. ( Şehlr ve Memleket Haberlerı) Avrupaya gönderilen bir talebeden istenilen para Hazinenin açtığı 17,500 lirahk davayı hukuk mahkemesi reddetti Maarif Vekâletine İzafeten Hazine tarafından, Vekâlet hesabına Avrupada tahsıl gormüş gene bir muhendis aleyhine 17,500 lira tahsil masrafının istirdadı için bir dava açdmıştı. Evvelce tafsilât ve teferrüatile bahsettiğimiz bu meseleye aid muhakeme, beş aydanberi muhtelif safhalar geçirmiş ve şimdi neticelenmiştir. İstanbul beşinci asliye hukuk mahkemesinde dava edilen, Selânik eşrafından Hulusinin oğlu yüksek makine mühendisi İmadeddin Tanmandır. Kendısi, bundan 12 sene önce, merhum Necatİnin Maarif Vekilliği zamanında, Fransaya gönderilmiş, Paristeki Ekol Santral'de yaptığı tahsilini muvaffakiyetle bitirmiştir. O zaman, Maarif Vekâleti hesabına 25 gene tahsile gönderilirken, memlekette küçük muhendis yetiştirmek üzere, Avrupadaki teknikumlara benzer teknik bilgi mektebleri kurulması düşunülmüş ve kurulacak bu mekteblerde ders verecek genclerin Avrupada yetiştirilmesi muvafık gorülmüştü. Fakat, sonradan bu mekteblerin kurulmasından vaz geçilmiş ve Maarif Vekâletince bu maksadla tahsile gönderilen genclerden İmadeddin Tanma na Ankara san'at orta mektebinde eşya hocalığı verilmiştir. Bu gene, bir zaman bu dersi okutmuş ve başka bir iş dolayısile zarurî olarak mektebden ayrıldıktan bir müddet sonra, Vekâletten tekrar İş isteğinde bulunmuştur. Ayni mektebde ayni ders teklif olununca, «Bu ders. Avrupada edindiğim ihtısasla, teknik bilgimle uygun değildir, bu suretle heder oluyorum» diye, teklifi kabule yanaşmamıştu. Bunun üzerine de ;österilen işi kabulden imtina ettiği kaydile, Avrupada tahsiline harcanan 17,500 liranın geriye alınması için mahkemeye başvurulmuştur. Muhakeme safhasmda vukuf ehli tayin olunan tanınmış bazı mühendisler, verdikleri raporda, «san'at orta mekteblerinin orta derecede olmasına nazaı bu mekteblerde teknik mekteblerinden çıkanların muallimlik edebilecekleri, halbuki dava edilen gencin Paristeki Ekol Santral'de edindiği ihtısas IHEM NALINA MIHINA Kayzerin oyuncakları Yazan: Arif Ahtshal SEHİR İSLERİ Topkapıda istimlâk edilen binalar Topkapı tramvay caddesinin genişle. tilmesini temin için cadde üzerinde bu. lunan ve seyrüsefere engel olan bazı binalar yıkılmak üzere istimlâk olun muştur. Şclırin içindeıt eçen Büyük Harbin talihsiz ınagiubu Kajzer Vilhelm'in, Hoiandada olduğu söylendi. Sabık Alman İıiıparatoru, son yıllarda unuiu'muş olmasına rağmen, yalnız AJ'nan farih ne değil; dünya tanhine gcçıniş pek meşhur bir şalıs.yettir. uaiıb Iti.ai devleıieri, Büyük Harbin mesuliyetini, onun omuzlarına ^ükletmek istemişlerdi; fakat, o harbin mes'ulii yalnız Kayzer Vilhelm la teknik mekteblerde veya Yüksek Mu kün mesele etrafında teşrihatta bulun olmadığı me\dana çıkmıştır. Zaten, hendis mektebinde hocalık etmeğe lâ duktan sonra, İstanbul beşinci asliye hu bdyle dün\a mikyasınJa büjük bir müyık olduğu, eğer küçük mekteblerde kuk mahkemesi hâkimi Kâzım; esastan cadelenin, bir tek mes'ulü olacağı kabul daha 10 sene iş gördürülürse, Avrupa kararını bildirmiştir. Mahkeme, vukuf edilemez. Harbin muhtelif sebebleri olda edindiği ihtısas bilgisini unutarak ehli raporuna ve yapılan tahikkata is duğu gibi ınüteaddiJ mesu'lleri de varilmî kabilıyetini kaybedeceği ve göste tinad ederek, dava edilen genre Maa dır. Fakat, bir harh bittiği zaman, onun rilen işin, kendisi için evvelce yapılan rif Vekâletinin kanunî müddeti içeri ilk mes'ulii, mağlub olan taraf ve onun masrafla da uygunluk göstermediğı» ne sinde ıhtısası dahilinde bir iş göster şefleridir: tıalukat, zanıanla, fakat iş ticesine varmışlardır. mediği noktasından, 17.500 lira tahsil işten geçtikteu sonra anlasılır. Kayzer Hazine vekili Osman Nuri ile İmamasrafının İstirdadı İsteğine dayanan Vilhelm için de öyle olmuştur. deddin Tanmanın vekili Ali Şevket Er davayı reddetmiştir. Sabık Alman Inıparatoru, «Almanyanın istikbali denizleıdedir» sozile Almanyayı 4enizlere teveccüh ettirmişti. MAAR1FTE İKTISAD Onun ve Anıiral Tirpilz gibi büyük denizcilerin sevkile pek mahdud sahilBir karar Çay tevziatı lere sahib bulunan Alman milleti, deİlk tahsillerini hudud dışında yap Pıat Murakabe burosu yeni gelen nizci bir devlct olnıu^, Alman donanmamış olanlarm, yaşlarına bakılmaksızın çaylar üzerinde yapılmağa teşebbus ememleketımızde ilk tahsil bıtirme im dilen zincirleme ticaret hareketı üze sı, düyanın ikinci derecede deniz kuvtıhanlanna kabul edılmeleri için Maa rine çay tevzıatını Bakkallar cemiyeti veti mevkiine çıkmıstı. Fakat mütemarif Vekâleti alâkadarlara emir vermış tarafından tertıb edilen liste üzerin diyen artan bu deniz kuvveti, Almanjayı Ingiltere ile rakıb ^'aziyetine soktir. den ve ıhtiyacı nazarı dıkkate alaral muştur. O zamanki İngiliz siyaseti, deyapmaktadır. Tüberküloz cemiyeti niz hakimheti bahsiııde. «bir ipte iki canıbaz oyııamaz» atalar sözünü prensip Cemiyetimiz mutad aylık toplantısını Şarkvarî kahveler 4 haziran çarşamba günü saat 6 buittihaz etmişti. Geçen harbin mühim seçukta Cağaloglundaki Etıbba Odasmda Bir muteahhıd, Belediyeye bir plâı beblerinden biriııi de bu Ingiliz Alman yapacaktır. vererek Üsküdarda Şarkvarî bir kahvı deniz rekabeti teşkil etmiştir. inşasını teklif etmışti. Bu plân Beledi. Kayzer Vilhelm, hepsi kendi hayaünBir ev çöktü yede tetkik edılecektir. Belediye, plânı da ve en kudretüleri dc kendi saltanatı Kasımpaşada Kulaksızda Dörtkuyular beğendiği takdirde daimi encümen kara. zamanında yapılmış olan harb gemilerini sokağındaki Rasimeye aid 82 numaralı rıle ihaleye çıkaracaktır. Bundan maada pek severdi; onlaıı feda etmeğe kıyamave 3 odalı harab ev, çökmüştür. Ev boş Belediye Avrupa ile Asyayı bırbirine dığı için, harbin ilk günlerinde Alman olduğundan, nüfusca zayiat yoktur. bağlayacak otomobil yolu olmak üzere donanmasının İngiliz filolanna karşı haintihab ettiği Üsküdardan maada Ka rckelte bulnnıasına nıâni olmuştur. Elini makineye kaptırdı Uzunçarşıda 12 numaralı dükkâııda batasta da bu şekilde bir kahve inşa. Kayzer'in gemileıine kıyamayışı, tornacı Sabri, sağ elini makineye kaptır. sını düşünmektedir. Bu kafvelerin C harbden sonra İngiliz donanması başkumış, bir parmagı dogranmıştır. Cerıah. varında birer otomobil parkı vücude mandanı Anıiral Celiko'nun hatıratından getirilecektir. paşa hastanesine götürülmüştür. oğrendiğimiz gibi, Alnıanlara büyük bir (Calatasarayhtartn pilâvt Teşkilâtsıziık fırsat kaçırtmıştır. Çüııkü harbin bu buhranlı devrini atlattıktan sonra, İngiliz donanması mütemadiyen artarak aradaki ku\*vet nispeti, Almanlarm gittikçe aleyhine bir şekil almıştır. Almanlann arzusu hilâfına vaki olan Skagerrak muharebesinden sonra, Alman donanmasının denize çıkmak heves ve arzusu büsbütün kırılmış; nihayet Kayzer'in kıyamadığı bir milyon tonluk muazzam armada. nıütareke şartlanna tevfikan İngilizlere teslim olmak mecburiyetinde kalmıştır Harbin son günlerinde isyan ederek, harbetmeden teslim olmak zilletini kabul eden Alman denizcileri, sonra kendilerini topladılar ve Skapa Flov'da esir gemileri batırdılar. Böylece sabık İnıparatorun milyarlar kıymetindeki oyuncakJarı hazin bir surette intihar ehniş oldular. Ne yapacağımızı bilememek yüzündenbazan gözümüzün önünde insanlar ölüp gidiyor Msnş cephesinin ilk günleıinde hareketsiz ve sakin geçen taarruzlar hafta sonuna doğru gene birdenbire şiddetlenmiştir. Ingiliz akınları Holanda Danimarka, Almanya ve sahillerine doğru olmuştur. Gündüz bombardımanlarının şimalî Fransa sahillerine tevcihi, buraların son zamanlardaki hazırlıklara sahne olduklarım ve ne pahasına olursa olsun göz göre bombalanmaları icab ettiğini göstermektedir. Gündüz akınları Fransa şimalinde muvaffakiyet kazanmış ve Ingiliz havacıları şiddetli bir müdafaa karşısında hiç de umulduğu kadar zayiat vermemiştir. Manş cephesindeki Alman akınları haftanın son iki gününde şiddetlenmiştir. Cenubu garbî İngillereye doğru akınlar şiddetli olmuştur. Manşta seyreden ticaret gemi kafileleri rahat bırakılmamıştır. Haftanın en faaliyetli tarafı Giriddir. Geçen haftaki icmal sırasında da işaret ettiğimiz gibi bu cephede harekât tam olarak inkişaf etmiş ve hemen hemen Alman ordusunun lehine dönmüştür. Girid Almanlar tarafmdan kazamldı Muhakkak ki bu zaferin başında Alman havacılığmın hissesi başlıbaşma yer almıştır. Nakliye tayyarecihği av himayesinde. av tayyareciliği pike bombardımancıların gayretinde muvaffak olmak fırsatına kavuşmuşlardır. 1200 tayyarenin bu cepheye nakliyatta kullanılmış olmalan ve her dakika başma Malemi tayyare meydanına bir tayyarenin indirilmesi muvaffakiyeti nakliye ve av himayesinden ziyade pike bombardımancıların şiddetli taarruzları sayesinde olmuştur, diyebiliriz. ı Kandırada açılan dokumacılık kursu Kurstan mezun olanlara birer tezgâh hediye edildi İzmit (Hususî muhabirimizden) İktısad Veklâeti Sanayi Umum müdürliiğü tarafından Kandırada açılan dokurnacılık kursunun birinci ve ikinci devresi sona eımiştir. Hukumet kurstan mezun olan talcbe'ere, birer dokuma tezgâhile 2 paket iplik hediye etmiştir. Kursun üçüncü devresi de açılarak faaüyete geçilmiştir. Kandırada açılan dokumacılık kursundan mezun olan gene kızlanmız diğer arkadaşlarına da, bu san'atı öğreLrrektedirler. Kandıra ve köylerinde eski usul üzerine olan bü<ün dokuma tezgâhları yerlerini birer birer hükumetin nümunesini gönderdiği yeni tezgâhJara terketmektedirler. Kandırada köylülerimiz, bu tezgâhlarda istihsal ettikkri iç ve dış giyim eşyası ile çamaşır ve elbise y&pmağa başlamışlardır. Dokunan bezler yalnız keten değil, bunların içine tjanıuk ipüği ve hatta yün de karıştırıimakta ve çok zarif desenler vücud bu'maktadır. Kandırada yeni sene keten mahsulü de çok ümid verici bir sekilde yetişmektedir. Köyiü bundan memnundur. 1 Maarif Müdürlükü, hâdiseye şahid ğü binasının önün f Yazan: > olanHrın hepsi de, Cezası 3 günden 4 güne de geçen gün işçi o zavallıyı kurtaraçıkarıldı kıyafetli bir adambi'mek arzusu ve Bakırköyde, Akıl hastanesinde labocağız, ansızın yere ^ ^ ^ ^ ^ kuıtaramamak endi«eleri arasında çır .atuar şefi doktor Halil Neşet Ozkanı yuvarlandı. Sık sık soluduğuna göre, her halde ağırca has pınıp duruyordu. Polis, kendisine ha bıçakla adıyen tehdid etmekten İstanHükümdarın, gemilerini ateşe sürmeta idi zavallı. Belki de iş arafltek ıçın ber verilir verilmez hastanın başı ucu bul ikinci Ağırceza mahkemesince 3 ğe kı>ama>ışı ile istihza edenler, o zaotede beride dolaşırken ansızın düşüp na gelmiş, onu hastaneye kaldırmayı ;ün hapse mahkum olan hastanenin man, Alman harb gemilerine «Kayzer'in ;abık hademelerinden Muhs'.n Karadüşünerek, İlk rastgeldiği otomobili çeoıacıkta yığıla kalmıştı. s oyuncakları» aduıı takmışlardı. Yoldan geçenler başına topîandıkr. virtmişti. Fakat şoför, kat'î red cevabı îumanın bu mahkumiyet kararı TemVali Lutfi Kırdar, Mekteb miidürü ve Galatasaraylılardan bir kısmı sofrada yizce aleyhine bozulmuştu. Mahkeme, verince?.. Demek, şimdi hastayı arabaHer kafadan bir ses çıkıyordu: sına almadı diye şoförün yakasma ya dün sabah. yeniden muhakeme neticeGalatasarayhlar, dün an'anevî pilâv sebeüle başta Maarif Vekili Hasan Âli Midesi bozulmuş olacakl.. Baksanıza, gözleri de kıpkırmızı... pışacağız! Peki ama, bu da sarih bir sinde kararını bildirmiştir. Tehdid larını büyük bir neşe vc sevinc içinde Yücelin olmak üzere gelen muhtelif tel Vah zavallı... Sar'ası mı tuttu a haksızhk olmaz mı?.. Bakahm, Beledije suçunu vazife ifa eden bir memura yemişlerdir. grafları okunmuştur. Fiat Murakabe memurları nizamları taksi otomobillerile hasta nak carşı işlediğinden, sabık hademenin ce Senelerdenberi yapılan ve 84 senelik caba? Bundan sonra söz alan en yaşlı Ga:ası 3 günden 4 güne çıkanlmıştr. Ka bir tarihe nıalik Galatasaray lisesinin Uzun boylu bir delikanlı, kalabalığı line müsaade ediyor mu? latasaraylı Muhtar İsfendiyaroğlu, sık için açılacak kurs arda, hastalardan gene bir kıza teca eski ve yem mezunlarınm bir araya yararak sokuldu: sık kesilen alkışlar arasında mektebin Şu halde, ortada kabahatli olarak kim Ticaret Vekâleti İaşe umum müdürü füz yollu hareketinden dolayı kendisi toplanmasına vesile olan bu merasim, kuruluşunu ve muhtelif hatıralarını an Faruk Sünter ve Vekâlet Fiat Muraka Anzorotu fazla kaçırmış galibaî kalıyor? ne yol verilen sabık hademenin tekrar Fakat onun, bir İçki kurbanı olmaYukarıda da dediğim gibi, hepimiz şu işe alınmaması üzerine. doktoru kırmı dün de çok samimî ve tam bir neşe latmıştır. be işleri müdürü Mahmud Seyâa Ankadığını anlayınca müteessir oldu: En yaşh Galatasarayhdan sonra mu radan şehrimize gelmişlerdir. nun İçin kabahatliyiz: Maralle arala zı saplı bir bıçakla adiyen tehdid ettiği içinde başlamış ve öyie bitmiştir. Yahu... Şey be!.. Bir polis çağırsa rında, umumî geçid yerlerinde, kalaba anlaşılmaktadır. Merasimde, Vali ve Belediye Reisi harrir Ercümend Ekrem Talu da söz aBugün açılacak olan yeni Fiat 'ar bari... doktor Lutfi Kırdar, Emniyet Müdür larak eski bir Galatasaray mezunu olalık iş ve ticaret merkezlerinde bu nevi Murakabe şef ve memurları fcur vekili Salâhaddin Korkud ve bu topÖteden bir başkası atıldı: Cezalandırılan esnaf rak pilâv günü hakkmdaki ihtisaslarmı sunu açmak üzere şehrimize gelen îaşe vak'alara karşı seri ve müessir tedbir Bir otomobile koyup hastaneye ler alabilmek üzere şimdiye kadar en 24 saat zarfmda. 36 muhtelif esnaf, 57 lantıya gelmek imkânını bulan eski ve anlatmış ve uzun uzun alkışlanmıştır. umum müdürü, Vali ve Beledi . kaldırsalar... En son sahneye gelen en gene Galaküçük ölçüde bir yardım teşkilâtı vü şoför ve otobüs biletçisi hakkmda Bele yeni Galatasaray lisesi mezunları hazır e reisi Lutfi Kırdan ziyaretle göniş Hayır! Hayır... Eczane şuracıkta... cude getirememişiz, aramızda bir işbö diye cezalan kesUmiştir. Tramvaylar bulunmuşlardır. tasaray mszunu Nüit, yeni mezunlsrın müştür. Bu görüşmede bilhassa İstanMerasim saat 1045 te başlamıştır. Ta eski mezunlara karşı olan ihtisaslarmı bulan iaşe işleri tetkik olunmuştur. Eczaneye götürsünler.. lümü olsun yapamamışız. Bir facia ile hareket halindeyken inen ve binen k a . Fakat, bu işi bizzat üzerine almağa yüzyüze gelince, ne yapacağımızı şaşı dın. erkek 30 kişiden birer lira caze a mamen dolmuş olan konferans salonu anlatmıştır. Yeni Fiat Murakabe şef ve memurnun hemen mühim bir kısmuıı eski mehiç kimse yani ben de dahil olduğum rıycruz. lınmıştır. Hitabeleri müteakıb, Galatasarayın lan kursunda profesör Osman Fikret halde hiç birimiz hevesli görünmüyorzunlar teşkil ediyordu. Bunlardan başka. açıkta satıldıgı gö938 senesine aid pilâv gününün fllmi Arkon, profesör Raşid Taşdur, Fiat Muhakkak ki dünyanın en merhametli duk. Merasimi açan Galatasaraylılar cemi gösterilmiş ve bütün yemekhaneye ini Murakabe burosu şefi Muhsin Baç, milletiyiz. Fakat, merhamet, faydalı o •ülen 180 simidle 60 peynirli pide imha Vakıâ, hâdise karşısmda lâkayd de labilmek için o merhamete hak kaza • e tartısı noksan olduğu anlaşılan 31 yeti reisi Saım Gecer ,kısa bir hitabede lerek tam bir neşe içinde an'anevî pilâv Muddeiumumî muavinlerinden Fethi ğildik. Hepimiz, bu felekzede vatanda nanın vaktinde ölümden veya uğradığı ıkmek musadere edilmiştir. bulunmuş ve mfrasimde bulunamıyan yenmiştir. Sezai, Ticaret Vekâleti mıntaka mü şm haline kelimenin bütün manasile felâketten kurtarılması lâzımdır. eski ve yeni mezunların selâm ve muhab Yemeği müteakıb mektebin bahçesin dürlerinden Sırn Önenemre ve İffet ecınıyorduk. Hemen oracıkta biri çıkıp. betlerini bildırdikten sonra, bu sene de de, teneffüs hatıralannı canlandıran o Oruz tedrisatta bulunacaktır. Kursta Kaynar su ile haşlandı Şahsan böyle kaç vatandaşın, umumî yerde yatan adam için bizden maddi Beykozun Yalıköyünde Seyrek Servi Galatasarayhlan pilâvdan mahrum et yunlar oynanmış ve toplu bir halde bundan başka İstanbuldaki dalre atelâş yüzünden bir doktor çağırmak dayardım istese, herkes, kesesinin müsaTaksime gidilerek abideye çelenk kon mirleri konferanslar vereceklerdir. r sokağında 6 numaralı evde oturan miyenlere teşekkür etmiştir. hi akıl edilemiyerek, herkesin gözü öadesi nisbetinde, gönlünden kopanı veSaim Gecer, hitabesini müteakıb, Ga duktan sonra bu güzel toplantıya nihayaşında Necib, kaynar su ils haşlannünde ölüp gittiğine şahid olmuşumdur. Kurstaki memurlar amelî olarak da recekti. mış, Beyoğlu hastanesine yatınlmıştır.' ı iatasaraylılarm bu mes'ud günü müna yet verilnv'ştir. piyasada staj görecektir. Salâhaddin GÜNGÖR Ancak, şu dakikada, onu kurtarabilmek için, paradan başka şey lâzımdı. etmeğe çalışıyordu, (Baştarafı dünkü nüshamızda) Hele, neyse, yaşlıca bir yolcu gayBakteriyolog, bu reanzara karşısmda Minnie, kapınm hızla kapandığuu irete geldi: öyle şaşalatmıştı ki, şapkasını, aykkabşitince, telâşla pencereye seğirtti. Ora Ben, dedi, karakoldan bir polis larını ve pardesüsünü gelıren karısını da, sokakta, ufak tefek bir adam, bir a(ağıracağım! kaldırımda görünce, pek az hayret etti. rabaya biniyordu. Bakteriyolog, şapkaNitekim biraz sonra, yanında bir poEşyamı getirdiğiniz için size çok sız, ayağmda aba terbklerle, o tarafa lis memurile hastanın yanına döndü. teşekkür ederim. doğru koşuyor, telâşla kollarmı sallıYamız şu var ki, gelen polis memuru Dedi ve uzaklaşan anarşiste bakada ne yapıhnak lâzım geleceğine bir yordu. Hatta, terliklerınin bir teki akaldı. Ayni zamanda: yağında çıktığı halde. durmadı. kesimde karar verecek vaziyette değil Eve dönseniz iyi olur, diye ilâve Minnie, kendi kondinedi. Bununla beraber, hatırına gelen ilk ettL Çıldırdı, dedi, fazla uğraşa uğraşa, tün hayatında, her gün, o adrese bir mişti. Fakat, o, bir insanı uzaklaştır tığı yeri, el yordamile aradı. Kırılan tedbir. bir otomobil çağırmak oldu. Minnie, onun çıldırdıgına büsbütün müşteri taşımış gibi, son sür'atle hare raakla nasıl bir cürüm iş.'endiğini, şim tübün dibinde, ufacık bir damla kalFakat şoför, hastaya şüpheli gözlerle çıldırdı. kanaat eetirmişti; arabacıya, kendiliğinPencereyi açıp seslenecekti. Birden ket etti. di gösterecekti! mıştı. Tesirini anlam?k ioin, o damlavı bakarak; direksiyonu kırmıştı: den emir vererek, eve dönmesini söybire. ( ufak tefek adarr.etrafında bakmdı; Nereye vardığını gcrnnek için başmı içti. Emin oîmak daha iyiydi. Bu su Arabama hasta alamam!.. Ufak tefek adam, Bndeki arabada, bir ledi. • Bari, bir sıhhî imdad otomobili o da ayni akıl muvazenesizliğine uğra köşeye büzülmüş, koilarm^ kavuşturmuş, pencereden çıkardı. Bakteriyolog, an retle, muhakkak olarak ölecekti. Araba. sokağı dönmeğe başladığı için, mış gibi göründü. Parm^ğım uzatıp sert Fakat, o zaman, bakteriyrlogdan kaçma cak elli metre gerıdeydi. İş fena idi! çağırtsak... diyenler olduysa da bu oson derece kuvvetli talııiB tohumlannı şimdi uzaklnşmış bulunan firariyi görtomobillerin, ağır yaralıların ancak im bir hareketle, bakteriyolcgu işaret etti, ihtiva eden küçük tübü elinde tutu Yakalanacak ve projesi, daha tatbik rjn lüzumsuz olacağını düşündü. Aramek ihtimali kalmaymca, âlim: basını durdurdu, indi Basamakta amevkiine konulmadan, akamete uğrayaarabacıya bir şeyler söyledi, arabanın dadma koşabildikleri düşünülerek red yordu. Kafasında, korku ile sevinc, ga Kunduralarımı mı gıyeyim, k a n cevabı ahnmak ihtimali karşısmda, bun kapısı kapandı, katr.çı şakladı, beygir rib bir halita halinde imtizac ediyor caktı. Elini cebine sokrjp para aradı, yağı kaymca, kendinde bir tuhaflık cığım? Ha, tabiî ya! hissetti. Bu kolera, haklkaten çabuk yanm altından başka bir şey bulamadı. dört nalmdan ateşler saçtı ve bir sadu. Bilhassa, projesini icra mevkiine dan da vazgeçüdi. Dedi, bir müddet sonra, aklına birHasta, çok şükür ki gene bir adamdı niye zarfmda, araba ve onu takibe ha koymadan evvel yakalsnmaktan korku Bu sikkeyi arabacıya uzatarak gösterdi: tesir eden bir zehirdi Flile, arabacıya denbire gelen bir şey, onu kahkahayla bir işaret, bir veda isareti, adeta son Yakalanmazsak bahşiş var, daha ve ölümcül hasta değildi. Yoksa, böyle raretle devam eden âli.n, sokağın kö yordu. Fakat, esas itibarile, cürmünün bir veda işareti yoüadı ve kaldırımda güldürdü. dakikalarca süren istişareler, tekliflcr, şesini dönmüşler, gözden kaybolmuş azametini düşündükçe, daha müphem, başka para da verırim, diye bağırdı. Maamafih, mese^ pek mühim... durup, âlimi bekledı. Vaziyetinde hadaha şümullü bir dehşeıe kapılıyordu. red cevabları, sorup soruşturmalar ara laıdı. Arabacı: Beni görmeğe gelen bu adam yok m u ? ilevi bir şey vardı. Ölünıünün yakm sında, çoktan kahbı dinlendirip dün Peki! Minnie, bir müddet. pencereden sark Maamafih, sevinci, korkusundan çok daİşte o, bir anarşisttir. Ayıhp bayılmağa ya mihnetinden kurtulacaktı! mış vaziyette kaldı. Sonra, hayretler ha büyüktü. Kendisırden evvel hiç bir Dedi ve kamçı, boyluboyunca, beygi clduğu kanaati, ona b;r vakar veriyor lüzum yok. alt tarafını anlatamam, sondu. Peşinden koşan bakterıyologa, meyanarşist, onun fikriie nıukayesesi bile rin parlak sırtına indi Araba fırladı; Bu küçük sokak sahnesine bir facia içinde, başını çekti. ra. Onun kim olduğunu bi'mediğim için, çeşnisi vermek istemiyorum. Olagan İŞ Vakıa, acayib aJamdır ama, diye caiz olacak bir şey düşünememişti. Ra anarşist, oturduğu yerde y a n yarıva dan okurcasına baktı. şu adamı hayrete düçüreyim, dedim. ler... deyip geçebilirdim belki de... Yaşasın anarşi! Çok geç kaldınız Hani geçenlerde size yeni bir bakteridüşündü. Londranın içinde. hem de bu v&chol, Vaillant, erişt.'kleri şerefli mev doğrulmuş, avcunda küçük tübü tutFakat tesiri altında bulunduğumus mevsimde, terlikle dolajmak da, olur kileri bazan kıskandığı bütün bu üstuğu elini, muvazene bulmak üzere, dostum. Mikrobu içtim' Kolera salgını den bahsetmiştim. Muhtelif cins maytün adamlar, onun yamnda, birer bi mindere dayamıştı. İncecık camın çı başladı. hayat şartlarının yarın bize daha ne şey değil! munların vücudünde leke'er bırakan bir cilveler göstereceğini bilemediğimiz iBakteriyolog, arabanın içinden, ona zehir. İste o bakteri kü^ürlerinden bir Aklına iyi bir şey geldi. Çabucak çare idiler. Bir su hazinesi arayıp, e tırdadığmı duydu ve kırıian parça, açin, yol üstünde ansızm düşüp kalan şapkasını giydi, kocasınıc ayakkabları lindeki küçük tübihı nvıhteviyatını i rabanın içine düştü. At;arşist, bir küfür hayretle baktı. tanesini aldım, sersem gibi, bunun bir bir vatandaşa yapılması gerekli olan nı, portmantodan, şapkas:m ve ince par çine dökmekten başka yapacağı bir iş savurarak arkasma yaslandı. Mindere İçtiniz mi? Anarşistsiniz. Şimdi asya kolerası mikrobu ofduğunu sövyardım işlerini şimdiden bir tesküâta desüsünü aldı; kapının önüne çıktı, tam yoktu. Plânmı kurmak, sahte tavsiye dökülen bir kaç danla mayie, korku anlıyorum. ledim. Misafirim, Tx>nflranın suyunu bağlamak zarureti, bana bu satırlan o sırada oralarda dolaşan bir arabayı mektubunu yazmak, lâboraluara girmek ile baktı. Bir şey daha söyliyerekti, sustu. Du zehirlemek icin, şişeyi kaptı, kaçtı. Ve için nasıl da mahirane hareket etmişti; yazdırıyor. Titredi. çevirdi. daklarınm kenarında bir tebessüm be bu medenî şehir halkımn rengini, pekâlâ karşısına çıkan fırsattan. nasıl da ce Pekâlâ! İlk kurban ben olacağım, O adı sanı belirsiz vatandaşa yardı Beni caddenin ölebaşına kadar gölırdi. İnecekmiş gibi yaptı. Bu sefer a değistirebilirdi. Simli ilâcı kendi içti. saretle istifade etmişti! Nihayet, dünya, mın gecikmesinden, şimdi kimi mes'ul türün, dedi. ŞapkasiZ, kadife ceketli dedi. Her halde, mazlum olarak ölece narşist, ona da, faci..!ı bir veda işareti Neticenin ne olaeaŞını tabi: kestiremem. onun adını işitecektj Ölüm! Ölüm! Ö ğim! Bu da bir şeydir... Maamafih, kötü tutacağız? bir mösyöyü arayacağız yolladıktan sonra. Vıterlo köprüsü is Fakat, kedi ile köpek yavrularının ne lüm! Onu, ezeldenberi, gayet değer bir ölüm. Acab. denildigi kadar ıztıBence hiç kimseyi! Gene bence hertikametinde, bütün sür'atıle koşmaea sekil aldıklsrını gördünüz Asıl fenası, Kadife ceketli, §ap!:asız, peki masiz bir adam telâkkı ede: îerdi. Bütün rablı bir şey mi? başladı. Koşarken, mıkrobiu vücudile, kendi cebimden masraf edip, başka dam. dünya, onu boğmak için el birliği etHiç kimseyi kabahatli bulamayız. ÇunBirdenbire, bir şey düşündü. Bas kabil olduğu kadar fazla adama temas bir tüp doldurmak mecburiyeti! ArabacL havvanı sürdü ve sanki bü ADL1YEDE Safâhaddin Güngör Seçme Hfkaveler. Mihrob htrstzt NAKLEDEN.HAMDI VAROGLU