CUMHURİYET 17 Msyu IS4İ Çürük malzeme { Şehir ve Memleket Haberleri Tarihinden ile yapılan binalar Mısırçarşısı meselesi etmişlerdi. Dünkü tttkiklerde evvelce tespit edılen bu esf slar üzerinde incelemcler yapıirrıştır. Sehircilik mütehassısı Mısırçarsısınm etrsfma yeknesak ve güzel bir tartda dükkânlar inşasına taraftardır ve Çarşj şimdiki şekilde bıra NAUNA j İHEM MIHINAİ Ebedî Şeften, Millî Sefe! bedî Şef Atatürkün Samsuna ayak bastığı günün yıldöııümiine uıüsadif olan 19 mayıs bayramı münasebetile Beden Terbiyesi Genel Direktörlüğü tarafından tertib edilen bayrak koşusu cidden çok guzei bir fikirdir. İlkönce kimin aklma geldiyse tebrik ederim. 242 atletin ikişer kilometre kosarak 484 kilometre katetmeleri spor bakımından bir fevkalâdelik teskil ctmezse de 19 mayısta Ebedî Şeften Millî Sefe bayrak götürmek fikri. manevî uakımdan hakikaten kıymetli bir buluştur. Bu bayrak yanşı, her sene tekrarianmak ve her defasında yeMi bir rökor tesis edihııek şartile spor bakımımlan da büyük bir kıymet ve ehemmiyet ka7anabilir. Hattâ, memleketin muhtelif mınlakalanndan teşkil edilecek atlet ekiplerinin iştirakile hakikî bir bayrak yans» haline de sokulabilir. Ebedî Şefin, İstaklâl harbini yaratmak için. 1919 senesinin karanlık ve ümidsi» günierinde ayak bastığı Samsnndan onun en kndretli harb ve inkılâb arbadaşı Millî Şefin otnrdnğu Ankaraya kada» bir yay gibi fırlayan gencliğin bu kosusu, bize her hangi hakikî bir yanştan çok daha büjük ve çok daha tath bit heyecan veriyor. Memleketin yaşadığt bu fevkalâde anlarda. Türk gendiği san. ki Atatürkten İsmet İnönüne bir selâm ve bir peyam ulaştınyor, gibidir. O çelik bacakh TUrk delikanlılan, 15 ma>ı» saat 16 dan 19 mayıs saat 11 e kadar ge. çen kısa müddet içinde, Samsundan Ankaraya kadar, aylar ve seneler sürcn bütün İstiklâl harbini hayalimizde canlandıracaklar ve yaşatacaklardır. Bayrak yarışının programında var ım bilmiyorum; fakat bayrağı son getiren Ankara atletleri, 19 mayıs stadyomnna gelmeden evvel, Atatttrkün muvakkat kabrine ve oradan Çankayaja tada» koşmah ve ondan sonra stadyoma gel« meiidirler. O vakıt bn bayrak kosusa, tam manasile .Ebedî Şeften Millî Şefe. olur. Maneviyatımm kuvvettendirmeğe, si . nirlcrimizi sağlam tutmağa, ruhumuzn çelikleştirmeğe en fazla dikkat ve itina göstermemiz lâzım gelen şn »manda Türk gencliğinin iki büyük Şef arasmda uçurduklan bu bayrak, millî birliğinıi"« rin, başbuğlara sevgi, itaat ve sadakatimizin bir remzidir. Bu bayrak Atatür» kün İsmet İnönüne emanet ettiği mu « kaddes bayraktır. Bu bayrak, Türk gencliğinin ve bütün Türk miUetinin daima yüksek, daima şerefli tutınağa and içtiği bayraktır. Onu. gece gfindüı durmadan, ellerinden bırakmadan Samsundan Ankaraya koşturan Türk atlet. leri, Cumhuriyetin ve inkılâbın, Atatürkün ve İsmet İnönünün çocuklandır. Onlar, bu memleketin hür, mes'ud, in« kılâbcı ve muzaffer havasından başka hava teneffüs etmedfler. Onlar, başka rejim, başka şef görmediler. Onlar, Ata. türkun ve İsmet İnönünün bayrağmı, böy le yıldırnn hırile mesafeleri asarak, ?üçlfikleri yenerek daima hedefine ulaşlı» racak bahtiyar ve arimkâr nesillerdir. Kraliçe ile sevişen Danimarka Başvekili Meraklı sahifeler Bazı mimar ve kalfalar hakkında takibat yapılıyor Struensee nihayet suçunu itirafa mecbur olmuş ve cellâd satırı altmda feci şekilde ölmüştü 1788 senesi, DaYazan: nimarka Kralı Yedinci Christian, ma. riz vücudünü ve Hamdi Varoğlu pek gevşeyen slnir. lerini tedavi ettirmek üzere alelâcele seyahata çıkmak »ecburiyetinde kalmıştı. Uzunca sürecek olan bu yolculuğu esnasmda, kendisine, emniyetli bir hekimin refakat etmesi lâzundı. Seyahat proğramını tertib edenler, bu nazik vazifeye, doktor Struensee'yi memur ettiler. Bir papasın oğlu olan doktor Struensee, son derece zeki, faal, girgin bir adamdı. Mektebden çıkıp, hekimliğe başlar başlamaz, çabucak şöhret ve itifcar kazanmış, bilhassa kadınlar üzerinde, büyük bir nüfuz tesis etmişti. Urun boylu, geniş omuzlu bir adamdı. Yüzünde halâvet, gözlerinde derin bir tnâna, tavırlarında bir saray adaraı zarafeti vardı. Yüzünün tek kusuru, burnunun büyücek olmasıydı. Öksürükten Eezleye kadar en ufak tefek keyifsizlikleri bahane ederek doktor Struensceain muayenehanesine koşan ve her «nuayeneden sonra pür neş'e ve pür »hhat evlerlne dönen kadın hastaları, genc hekimi, pek kısa bir zaman zarfın<Ja, memleketin en şöhretli adamı haline getirmişlerdi. Bu şöhretten lstifadede kusur etraiyen Struensee, bilhacsa kibar muhitlere mensub kadın hastaiarına fazla alâka göstermek sayesinde, günün birinde, yukanda söyledlğira gibi Kralın hususî hekimliğine tayin edildi ve ikbal kapısını böylece çalmış oldu. Dolaştığı memleketlerde, bühassa Pariste, tedavi şöyle dursun, bilâkis sıhhatini ve sinirlerini büsbütün bozacak derecede aşırı bir sefahate dalan Kral, nasihatlerine kulak bile asmedığı doktorile beraber Danimarkaya avdet ettikten sonra, onu ayda bin dolar nıaaşla daimî hususî hekimliğine tayin etmiş, borclannı ödemesi için de beş yüz dolar ikramiye vermişti. Bir müddet sonra. doktor Struensee'ye baska vaziîeler de verildi; sarayda ikameüne mahsus bir daire avnldı ve doktor, o andan İtibaren, Kralın ve bilhassa Kraliçe mahremiyetine Caroline Mathilde'in girdi. Saray tabibliği gibi mühim ve mahrem bir vazifenin, Struensee ile KraHçe arasında yol açtığı sık sık temas, yarı deli ve mariz bir kocaden bıkmı? olan Caroline Mathilde ile, zeki, İkbal harisi ve yakışıklı bir erkek olan Struensee'yi, tehlikeli bir yola götürmekte gecikmedi. Genc Kraliçe, çiçek hastalığına yakalanan oğlunun başucunda, hususî doktorile başbaşa geçirdiği uzun saat'er sarfında, endlşe ve ısürafb dolu ina yüreğinin, yavrusunu ölümden kurtaran bu sadakatli adama karşı, yavaş yavaş. tatlı bir duygu ile dolmağa basladığını hissetü. îstanbul Vilâyeti hususî mııhasebe ve Belediye bütçeleri Vekıller HeyetınADUYEDE ce tasdik olunarak İstanbula iade edilmiştir. Bu bütçede 1941 senesinde yaHırsızhk olduğunu pılacak isler için tahsisat konulmuştur. bilmiyorlarmış 1941 bütçesinde bir çok müesseselere yardım Xa«U ^ynlmıştır. Bu, müessese ömer Paruk ve Kadir Rifat teimlemekteb mezunlanndsin elli kişi alına ler Belediyeye müracaat ederek kendi rinde iki genc, Tahtaka'ede bir dükkâStruensee, hududsuz salâhiyetle mem caktır. lerine ajTilmış parayı alabileceklerdir. na gtrmisler, «Hayat» şekeri istemiş leketi idare ettiği Kral sarayındaft, en lerdir. DUkkâncı şeker vermekle meşazılı şerirler gibi muamelelere miruz gulken, iki şişe konyak aşırmışlar, göbırakoldığı bir hapisaneye düştüğünü rulerek yakalanmışlardır. «Konyağı Bu koşu, yalnız Samsunu Ankaraya ısınmak için aldık, bunun hırsızlık sagörünce, evvelâ, kafasını duvarlara İKTISAD değil: dünü, burünü, yannt birbirine yılacağını da düşünemedik» demişlerçarparak kırmak istedi. Sonra, bu tebağlayan sembolik bir kosudur. Altm fiatları dır. hevvür, tam bir halsizllğe inkılâb etti. Mahpus, duvara gömülü çifte halkalı Açılan dava, dün Sultanahmed biDün bir Reşadiye altını 2715, külçe rinci sulh ceza mahkemesine verilmiş altının gramı 340 kuruştan ve beşibirbir zincire bağlanmışü. Sağ ayağı ile tir. Mahkeme, şahidleri çağıracaktu*. sol bileğini de sıkı sıkı kavravan bu arada 123 liradan muamele gormüstür. Koyun eti fiatları düşüyor izncir o kadar kısa İdi ki, biçarc, en Dünkü ihracat «Tan» muharrirleri Fiat Murakabe komisyonunun verlüzumlu hareketleri yapabilmekte müşDün şehrimizden 200,000 liralık ihra dlği karar muciblnce, koyun eti fiatlari külât çekiyordu. beraet ettiler cat yapılmıştır. Bu ihracatın hemen Kendisini. 3 kânunusanide tevkif et Bir matbuat davası, İstanbul ikind kısmı azamını taze balık ihracatı teş bugünden ttibaren kiloda beş kuruş umişlerdi; 20 şubatta, muhakemesine asliye ceza mahkemesinde dün netice kil etmektedir. Dün. Rumanya, Bulga cuzhyacaktır. Bu sabahtan itibaren kamemur bir meclisin huzuruna çıktı. lenmiştir. Dava, «Tan. gazetesinde çı ristan ve İtalyaya külliyetli miktarda sablarda karamanın kilosu 60, dağlıç kan yazısından dolayı muhamr Naci balık gitmiştir. Bundan başka Finlan ve kıvırcığm kilosu ise 65 kuruştan saEn büyük cürüm olarak, ona isnad Sadullah ve gazetenin neşrıyat mü diyaya tütün, Almanyaya tiftik üırac tılacaktır. edilen şey, zina idi. Fakat Struensee, dürü Emin Uzman aleyhlerine açılmış olunmuştur. bütün tazyiklere rağmen, Kraliçe ile Teşekkür tı. Bir tütün meselesine aid neşriyatla, olan gizli münasebetini itiraf etmedi. halkm kanunlara karşı itaatsizliğe teşSaraylara mahsus dedikodu havasına, Bu itirafı, dayanılmaz işkenceler yapmak Japon mensucatı piyasaya Yüksek Deniz Ticaret mektebi üçünvik olundugu ve İnhisarlar umum mufilizlenen bu sevdamn kokusu sinmekte suretile ağzmdan zorla kopardılar. cü sınıf talebelerinden, merhum Saçıkanhyor dürü Adnan Hâlet Taşpınara hakaret gecikmedi. Kraliçe İle Struensee'nin Struensee, idamını esasen kararlaştırdıkzade Hüseyin kaptanm oğlu, küçük edildiği iddialan ilert sürülüyordu. HâJaponvadan ana yurda gelen Türkbirlikte yapükları at gezintileri ve av mış ve bu mahkemeyi sırf zevahiri kim Kemal Askın, bn neşriyatm sadece ler tarafından oradaki mallan rauka sevgili kardeşimiz Sedad Sadıkoğlunun eğlenceleri, fassallara, sonu gelmez çe kurtarmak için kurmuş olanların eline, tenkidden ibaret bulundugu neticesine bili olarak getirüen Japon pamuklu 18 yaşında aramızdan ebediyen aynlkistirme mevzuu oluyor, dedikodu, gün bu itirafile, istedikleri silâhı vermiş ovarmış ve dava edllenlerin beraetlerini mensucatının piyasaya çıkanlması için ması münasebetile telâfisi kabil olmıden güne, daha geniş bir muhit içine luyordu. Dünkii toplantıdan bir intıba karar altına almıştır. müsaade verılmiştir. Bu mallara, ma yan büyük keder ve acılanmıza, gerefe yayılıyordu. Kraliçe, âşıkından daha fazla metanet ithalat birlıği tarafından fiat bizzat gelmek, gerekse telgrafla iştirak Yardımsevenler Cemiyeti îstanbul açılması kararlaşan barınma yurdlan Kraliçe ile hususî doktoru arasındaki gösterdi, hiç bir itirafta bulunmadı. Polise hakaret eden adam nifatura verilmiş olduğundan, faturalan da bu etmek lutfunda bulunanlarla Yükses Bşk münasebeti, 1770 senesinde basla Yalnız, 16 mart 1772 de toplanan bir şubesi idare heyeti, dün bğleden sonra meselesi mevzuu bahsolmuştur. Yardımsevenler Cemiyetinin teşebbüna göre tanzim olunacaktır. Deniz Ticaret mektebi idare heyetine mahkum oldu mıştı. 1771 senesinde, Struensee, hu baska âlî mahkeme. talâk kararı ver saat 15 te Eminönü Halkevinde toplandudsuz salâhiyetlerle başvekilliğe tayin raek suretile, işin bu kısmını hallet • mıştır. Toplantıda, cemiyete kaydolu sü ile şimdilik 2000 kadar fakir ve kimve merhumun çok sevdiği arkadaçlanPolise vazife ifası esnasında hakaret Pil fiatlan nan azanm miktarı ve vçrecekleri a scsiz çocuğun bar:nmasına müsaid bir ettiği iddia olunan AH adlı birinin muedildi. Genc başvekilin hazin âkıbetini mişti. Piyasaya külliyetli miktarda ceb fe na ve Deniz Gedikli orta okulu talebeidat etrafında konuşmalar yapılmıştır. kamp açılacaktır. Kajnpın nerede açı hakemesi, İstanbul birinci asliye ceza nerleri, pilleri gelmiştir' Bu pillere Fi lerine derin saygı ve teşekkürlerimlzf hazırlayan sebeb, Kraliçe ile olan gayri Struensee ve Kont Brandt hakkında meşru münasebetten ziyade, devletin Toplantıda bundan başka, harb halin lacağı maarif idaresi ile yapılmak mahkemesinde dün bitmiş. Alinin 1 ay at Murakabe komisyonu tarafından fi arzederiz. en yüksek makamına, en üstün salâhi verilen idam hükmünün infazı, pek az de babası askere alman ve anası hiz ta olan temaslar neticesinde belli o hapslne. 25 lira para cezası ödemesine et vazedilecek ve ondan sonra piyasaya Merhumun ağabeyleri: Rıza, Aslan karar veriîmiştir. yetlerle, bu ânî yükselişinin uyandır tesadüf edilen, tüyler ürpertici sahneler mette bulunan kimsesiz çocuklar icin lacaktır. c:kanlacaktır. halinde cereyan etmiştir. İlk İdam edive Sadık Sadıkoğlu dığı rakabetler olmuştur. len, Brandt oldu. Cellâd. usulen, mahBakınız nasıl oldu: Struensee, başvekil olur olmaz, geniş kumun bileğini ve idam kütüğü üstüne KUçUk hlkâye katine çarpmıyan bir eseri şimdi biz. Arkadaşımla Luvr müzesinin salon mikyasta inkılâblara girişti. Bazıları koyduğu başını kestikten sonra, vücuden kim ahr? şahsî menfaatini istihdaf ettiği İddia dünü dört parçaya ayrrdı, kanları akan larını dolaşıyorduk. Duvarda bir tabloKafamızda bu kadar düşünceler, kolya hayran hayran bakışan halkın: «Enolunan bu İnkılâblarm çoğu, o zamana başîa bileği, halka uzatarak gösterdi. tuğumuzda tablo, içimizde matemi bir fes!.. Lajokonda!.. Vinçi!.. Su İçinde bir kadar hiç bir devlet adamınm yapmağa sıkınü meşherin kapısmdan çıkarken Sıra kendisine gelince, Struensee, i milyon..!» diye kesik kesik mırıldandıkcesaret edemediği, hattâ ondan son damalı kostüm giymiş, matruş, uzun dam sahpa5inm on beş ayak merdivelarını işittik. Cemaatin, çepeçevre etrarada yapmayı göze alamıyacağı, çok boylu birile karşılaşük. İngilizceye pek cür'etkârane ve cidden zekâ ve dirayet nini metin adımlarla çıkmış, fakat. ar fını sardıkları bu yağlıboya kadın res den, elımizdeki Jokondayı çekip alın bakalım, dedi. köşeye büzülmüştu. Önünden geçen zi benzeyen sakil bir fransızca ile bize eseri icraattı. Ne yank ki, Struensee. bu kadaşınm henüz akan kanlarıla kıpkır mini huşu içinde salâmlamalan dikka ca ikimizde de şafak ath. Fakat adamyaretçilerden bir tanesi bile bu çahnmış dedi ki: **• İnkılâblarile eski idare tarzını yıkt'ğı mıa idam kütüğünü görünce, sendele timizi çekti. Ya ona verdikleri değer?. cağız bu hareketi müteakıb bize döneYedi gün, yedi gece heyecan ve te zavallı Jokondanın yüzüne bakmıyordu. Tabloyu siz (Luvr) den aşırdınız, O da aklımıza durgunluklar getirdi. rek: burjuvazi sınıfmın: ta=arruf endîşesile mişti. Salona bir aralık gazete münekkidleri reddüdler içinde yaşadık: Tablodan vaz ıTevdiat» değil mi? Biliyorum, bi geçmek, kavuşacağımız servete, refaha girdi. Yedi, sekiz kişi vardı. Her tab. Nafile saklamayın. Ben bunu daha serkadrosunu daralttığı ordunun; mezhab Cellâdın baltası, sağ bileğini ve başınt Böylece, önünde tam altı sıfır tasıyan ginin ilk açıhşında görüp anlamıştım. serbestisini kabul etmek suretile otorı bir vuruşta koparamadı. Mahkum, müt bu beynelmilel portrenin yakasını kolay lıyorum. Arkamdan gelin!. veda demekti. Güzel San'atlar Derne. ionun karşısında uzun uzun durup not Onun için kapanma gününü sabırsızDedi. Bizi o büyük kapıdan Içeri sok ğine dönmekte de hapisaneyi boylamak, aldılar. tesini azalttığı Protestan kilisesinin; sırf hiş ihtilâclar içinde, yan kopuk kafası kolay bırakmamağa karar verdik. Mülıkla bekliyordum. Bu işlerde biz fngiköylünün menfaati namına, takvimden, ve bileğile. kanları akarak ayağa kalktı ze kapanacağı zaman bir kenara çekilip tu, zemin katmda bir odaya aldı ve: onun dört kasvetli duvan arasında yalizler de Fransızlara benzeriz: Ben me. Büronun açılmssına daha on dakika şamak vardı. bir iki lüzumsuz yortu gününü kaldır Cellâd, onu saçîanndan tutup sürükle gizlendik. Jokondanın âkıbetini bir dereceye ka selâ Britiş Müzeom'daki eserlerden sdister ama zarar yok, biraz bekleyin, dığı İçin, kendisini dinsizlikle İtham e di, başını tekrar kütüğün üstüne koySekizinci gün korka korka derneğe dar aydınlatir ümidile ertesi gün gaze yade (Luvr) dakilerini tanırım. (Ce . Geceyansınden az sonra tabanlanmı. den halkın nefretini kazandı. Struersee, du, eli titreyerek baltasını tekrar indir zm sokağın kalduımlarım telâşlı telâş dedi. geldiğimiz vakit bizi tanır gibi olan ka teleri açtık, okuduk: Deba'da bizimkine binden bir deste banknot çıkararak) aİtiraz için ağzımızı açacak kuvvet bu pıcı: ikHdar mevkiinde ancak bir sene kal di. h döverken arkadaşım da pardesüsünün dair şu fıkra var: «Mösyö Vinçi adında lın şunları, dedi, tam bir milyondmv lamadık. Zaten yorulmuştuk da. Oturdığı halde, yaptığı inkılâblar, bu müd Mösyö Vinçi hanğinizdi?.. diye so birinin tablosu önünde boşuboşuna Paralar âzin, tablo benim, eteğile Jokondayı maskelemeğe çalısı duk bekledık. Bir çeyrek geçmeden bizi detle kıyas kabul etmiyecek ve sayılsa, Tarih. Struensee'jn, bu müthiş işkence yordu. Ben, yürek çarpmtıları arasmda, runca ben arkadaşımı gösterdim. durdum. Hiç bir hususiyet göremedim. ¥¥* kalem odasına götürdü. Orada, levhaîsbüyük bir cild dolduracak kadar çoktu. ler îçinde öldürenler hakkmdaki hukmü bir düziye: Daha âfedam J...) nin portresine Resimde vuzuh yok. Rekler de itinasız...» rile gelmiş başka adamlar vardı. MeO zamana kadar büyük bir merak Fakat, bunların ieinde en ehemmivetlisi nü vermistir. Kralm sabık uususî hekimi, Aman yürü, diyordum, çabuk! He mur, masanın üstünden aldığı matbu sıra gelmedjQBem resim çok, hem jüri Kotüdyan Universel'de ise şunlar ya içindeydik: Jokondanın serencamını ne ve düsmanlarmm bile. kıymetini inkâra her İnsanm düsebileceği beşer! kazaheyeti pekjjapkatli davranıyor. İş uza ahydı: « Ve en nihayet; güçlükle gazetelerde okumuş, ne kimseden duycesaret edemedikleri bir yenilik vardır lardan belki münezzeh değildi. Fakat, rifler bir kere yaygaraya başlarsa soluğu pusulaları doldurmak için sua'ler soyacak gibıT%ununla beraber tablonuzun okuyabildiğim, Vinçi imzalı (Madam muştuk. Acaba neden ses çıkarmamış. del kte aldığımız gündür. ruyordu. Sıramız gelince bize de: ki, Struensee, hukuku beşer kararna pek kısa süren siyasî hayaü esnasındaşansh çıkacağııu ummuyorum. J...) portresi.... Bu portre ne (güzeli dir, lardı?.. O da ayni vaziyette cevab veriyor: Artistin adı?.. diye sordu ve resmesinin neşrinden yarım asır evvel ta ki icraatııun, sırf memleket ve millet Bu sözler, öteki müracaatçilerln yü ne de (berbad) denilecek kadar biç'm. Bu aynasız resim, diyordu, du . min üstüne bakarak gene kendi kendine Tab'odan kurtulur kurtulmaz bu hakkuk ettirmiştir. Matbuat hürriyetini endişe<=!nden mülhem olduğunu, ne tailk kabul ve ilân eden o oldu. Ne ha rih, ne de tarihi yapanlar inkâr ede varda iken gözüme bu kadar büyük gö V... Vin... Vinçi Öyle ya Vinçi, diye zünde hiç bir değisiklik yapmaraışken siz. Maamafih başlangıç, ilerisi için bir gayritabiiliği yerinde tetkik için bir rünmemişti. kekeledi, Eserin adı ne?.. Bu bir kadın biz dehşet içinde kaldık. Sapsarı kesil şeyler vadediyora benzer: Bunu ümid arabaya atlayarak soluğu müzeda alzin bir mazhariyettir ki, düşmanlan. bu bilir. dik. Çünkü bu sıkı tetkiklerin sotnı bizi edelim..... Öteki gazeteler, eseri tenkide dık. Birinci katta, eskiden bu tabîonun Tehlikeli mıntakayı aşar aşmaz Jokon resmi™ Madam kim?.. serbestiyi, ona karşı insafsız bir sİlAh dayı nerede misafir edeceğimizi münaolarak kullandılar ve bu vasıta ile, ona, Son sualle tüylerim diken diken ol meş'um bir âkıbete sürükleyebilirdi. bile lâyık bulmıyarak büsbütün meskut bulundugu büyük salona girer girmez, Bir düzeltme kaşaya başladık. Ben, arkadaşımın ods. du. Arkadaşım, ehemmiyet vermiyor Bir arahk jüri odasının; kanadı yarı geçmişlerdi. iki ay evvel, duvarın boş bıraktığımız etraedikleri hakaret kalmadı. açılan, kapısmdan baktım. Geniş bir *** yerine baktık. Dünkü gazetemizde «Bir mezar soy sını teklif ettim. O. suizannı davet eder muş gibi, cevab verdi: Başvekillikte henüz bir seneyi doi masa başında oturan üç kişi, ellerinde Canım, ne olacak yazdırın lşte... Bir de ne görelim?!.. Sergi kapanacağı gün işittik ki, teşhir durmamış olan Struensee'ye karşı ilk guncusu» baslığı altında çıkan hava korkusile bizim çatı arasının daha elveluplar, resimlere bakıp bakıp bir seyler diste, mezarda dişleri sökülenin Barutrişli olacağmı söyledi. Bir türlü anlaşa«Mr.dam J....» nin portresi diyin: Çerçevesi bir parça daha yeni gibi edilen tablolerdan hiç biri hükumetçe suikasd, 1771 senesinde tertib edildi. Fakonusuyorlardı. hane müdlirü Raifin baldızı oldufu ya madık ve bu keşmekeş içinde, LeonarMemur bunkrı kaydettikten sonra, satın alınmak şerefini kazanamamış. duran, boyalan biraz daha tazece aökat, bunu vaktinde haber alan başvekil, *** zılmıştır. Bakırköy Barut fabrikası mü do Vinçi'nin bu saheserini sabaha kadar resme, sıra numarasını gösteren bir Böyle olunca hususî bir alıcı bulup bu rünen bir başka (Jokonda)!.. Sade o euikasdcilerin kendisini bekledikleri dürü yarbay Hilml Akyardan aldığımız nöbetle taşıyarak sokaklarda dolaşür. yafta iliştirerek örneğini bize uzattı Tekrar gelişirnizde gene o babacan belâyı ucuz bir fiatla başımızdan at mu?.. Etrafını saran perestiskârları da eğlentiye gitmemiş, teşebbüslerini böy. bir mektubda hâdisenin kendisile alâka dık durduk. Nihayet sekiz buçuğa doğru Sonra, bizi getiren ve kayıd yapılırken odacının delâletile içi hıncahtnc halkla, mak düşüncesi o ELida zihnimizi kur orada.. Ve hen gene ayni terane: lece yarım bırakmıştı. sı olmadığı ve Bakırköy Barut fabrika geniş bir caddeden geçerken büyük bir yanımızda bulunan odacı da kapıyı gös duvarları resimlerle dolu loş ve koca calamağa başladı. Fakat kime? Ve naAh. enfes'.. Jokonda!.. Vinçi!.. Su Bu arada bir iki isyan hâdisesi de smda Raif isimli bir müdür veya mekapıdan ansızın karşımıza çıkan, kas terdi: içinde bir milyon!.. üh» man bir salona girdik. Bizimki, diğer sıl?.. oldu. Struensee, ıre^leket içinde kay mur bulunnıadığı bildirilmektedir. ttl ketinde (Millî Güzel San'atlar Derneği) «Tevdiat» ınızdan malumat almak yabancı tabloların üstünde, yerini yaNakleden: Sergide iki aydır, önünde geçid resmi aamağa başladığın» bissettiği aleyhtar < zarlanmızla duzeltiriz. 'azılı bir adam; sormağa lüzum görme için gelecek pazartesiye bir uğraym dırgamış gibi kuskün ve mahcup, bir yapan 60 bin kişiden birinin olsun dik. N. TAPMAN Son zamanlarda İstanbulda yapılan bır kısım binaların çürük malzeme ile inşa edildikıeri nazan dikkati celbetmiş ve Vekâlet tarafından tetkikat icrası için müfettişler bu işe memur edilmiş'.erdir. Müfettişler çütıik olduğu tespit edilen bazı binalan mahallerinde gezmişler ve alâkadar mlmar ve ustalan dinlemiş lerdir. Bu suretle çürük bina inşa eden bazı kalfa ve mlmarlar hakkında takibata girişilmiştir. Diğer *^raftan bu kabil yolsuzluklara meydan vrilmemesi için bina inşaatma sıkı kontrol çekîlleri konmuştur. Hü kumet yalnız İstanbulda değil, bütün memlekt dahilindeki inşaat İşlerini sıkı lık karşısında, ken bir murakabeye tâbi tutacaktır. disindsn umulmıyan bir zâf eseri ŞEHİR tSLERİ gösterıyor; isyanlan bastırmakta gevKazaların asker ailelerine şek davranıyordu. Struensee'nin pek çok olan düşmanyardımı artıyor lan, onun bu zâf ânını fırsat bildiler. Asker ailelerine kazalar tarafından 1772 senesi ikincikânunun 16 ncı günü, Christiansborg sarayında bir balo yapılan yardım miktarı gittıkçe art tertib edilmişti. Kral, Kraliçe ve biz maktadır. Kazalar yeni talebleri karşılamak için Belediyeden tekrar tahsisat zat Struensee baloda hanr bulunuyoristemişlerdir. Belediye muhasebesi bu lardı. Geceyarısı, Kral, dairesine çe paravı tedarilc ederek gönderecektir. kildi. Kraliçe, sabahın üçüne kadar dansa devam etmiş, sonra, başvekilin Çöp fırınlan refakatinde, o da dairesine çekilmivti. Belediyece beş bin lira sarfile vücude Struensee, sarayda kendisine tahsis getirüen nümune çöp fırınının iyi needilmiş olan daireye girip yatağa yat. ticeler verdiğini yazmıştık. Belediye mış ve uykuya henüz dalmışb ki, odaPen işleri müdürlüğü, Insa edilecek dinın içinde bir gürültü İşitip uyandı. ğer iki çöp fırınının keşiınamelerini Karşısında, saray subaylanndan, Albay hazırlıyarak Belediye rlyaset makamıKoller duruyordu. Struensee, güzleri na vermistir. Keşifnameler Vali ve Betehdid saçan bu adama: lediye relsi tarafından tetkik edildikten Odama girmek için kimden izin sonra insaata geçilecek. bu müddet zar aldınız? Benim kim olduğumu biliyor fmcte Belediye mühendlslerinden blri musunuz? de Macaristana giderek oradaki çöp fıDiye bağınnca, ondan fu korkunc rınlannı mahallinde görecektir. cevabı aldı: Üsküdarda tetkikat Siz, Kont ve başvekildiniz, şimdi benim mahpusumsunuz! , Beledij'e reis muavini Lutfi Aksojnın Emri gösterin, göreyim. başkanlığında bir heyet dün ögleden Yazılı emir yok, fakat emri Kral. evvel Üsküdar meydanında tetkiklerde dan aldım. bulunmustur. Heyete Üsküdar, Kadıköy Struensee mukavemet etmek istedi; ve havalisi Tramvay şirketi müdürii fakat, Kollerie birlikte odasına do^an Feridun Manyasu, Belediye Fen ve İspür silâh askerleri görünce, bayıldı. timlâk müdürleri. İmar işleri müdür Kendine geldiği zaman, hapisanedeydi. muavini iştirak etmişlerdir. Ayni saatte, Kraliçeyi de tevkif etMÜTEFERRIK mişlerdi. Tevkifat bununla kalmadı; Struensee'nin taraftarlan, bu meyanda Ankarada hastabakıcı okuKont Brandt, başvekilin iki erkek karluna talebe ahnacak deşi de vardı. Struensee'nin düşmanları, Kralın yarı deli ve hastahklı haAnkara Cebeci Merkez hastanesinden linden bilistifade, başvekil aleyhinde tstanbul Vilâyetine gelen bir tezkerede bire bin katarak tezvirat yapmışlar, o hastaneye bağlı ordu hastabakıcı ve nun elinden bir emirname kopararsk, hemşire okulu birinci sır.ıfına talebe ahükumeti devirmeğe muvaffak olmuş '. lınacağından müracaatlere vilâyetin krdı. delâleti istenilmektedir. Okula orta Belediye ile Eski Eserleri Koruma Cemiyeti arasında görüs ihtilâfı devam ediyor Belediye Reis muavin vekili Mektubcu Necatinir riyaseli altında Belediye İmar müdürü Hüsnü Keseroğlu ile İmar İşleri müdür muavini İbrahim, Mıize'er Umum müdürü Aziz Oğandan mii rekkeb bir hevet dün öğ'.eden sonra Mısırçarşısma giderek tetkikat yapmıstır. Perakends hal şekline konacak olan Mı1 sırçarşısmm ha iha?jr vaziyetinin bo zulmaması Muze'er Umum müdürlüğü tarafından istenilmektedir. Evvelce de 1 Mısırçarşismda Va ! ve Belediye Reisi Lutfi Kırdarla Müzeier Umum müdürü ve Eski Eserleri koruma kurumu aza!a"i çarşıyı gezmişler vc bazı esasları tespit kıldığı takdirde yalnız duvardan ibaret bir binanm göze çirkın görüneceği beyan etmekledir. Halbukı Eski Eserleri K'jruma heyeti çarşımn etrafına herhangi bir insa^tm yapıîmasına muarız bulunmaktadır. Taletae Uampîarı HarAranda ücü İstanbulda bîri Eartında oîmah üzere dört hamp açıîıyor İstinbul Maarif Müdürlüğü bu sene 9 haziranda, Kızıltoprakta Erenköyünde, Kîrtalda olmak üzere üç ilk mekt»b t?lebe karrpı acacaktır Bunlardan beşka gene vilâyetimiz namına B?rt'nda bir kamp ac;''mıştır. İsteven veliler çocuklannı bu kampa gönderebileceklerdir. Kamplar icin çocuk başma 20 lira alınac?ktır. Maamafih küçük san at sahibi kjmselerin çocuklarından 17, memur çocuklarından 15, muallfan çoeuklarmdnn 14 lira ahr.ması takarrür etmıştir. Kardeş çocuklprın beherinden ikişer lira tenzilât vaD.lacaktır. Yetim çocuklarm fakirliği tesbit edilirse meccanen ahnacailardır. Maarif MüdüılüŞü bundan başka Bev?7dda 5 inci, Kadırgada 3 üncü, Üsküdaıda 19 uncu. Beşiktaşta 19 uncu, Karagümrükte 27 nci, Kasıropaşada 10 uncu ilk mekteblerde birer çocuk bahcesi açtiracaktır. İsteyenler tatil zamanlarını geçirmek uzere çocuklannı bu bshçelere gönderebrileceklerdir. Çocukların bu bahcelerde oynamaları ve bilSilerinin artınlması icin vesait de tedarik edilecektir. Burada fukara çocuklara ikindi kahvaltısı verilecektir. Güzel Sası'affar Akademisi Bu sene, muhtelif şubelerden 49 mezun verdi Maarıf Vekillığince verilen emir üzerine bu sene mutaddan bır buçuk ay evvel yapılan imtihanlar dun Guzei San'atlar Akademisinde nihayet bul muş ve muhtelif şubelerden 14 yuksek mimar, 12 ressam, 19 dekoratör. 2 tezhipçi ve minyatürcü ile bır hakkâk ve bir çinici mezun olmuştur. 1940 1941 senesi Akademmin en bol ve müte nevvi mütehassıs yetiştirdiği sene olmuştur. Alâkadarlara nazaran bu verim bir başlangıcdır. Zira, Maarif Vekâletinin Akademiye verdiği hususî ehemmiyet dolayısile müessese. son senelerde pek çok rağbet görmüş ve talebesi bir ltaç misli fazîalaşmışttr. Dört beş sene evvelısine kadar meselâ 80 le 100 arasında bulunan yuksek mimarlık şubesinin talebe adedi bu sene 250 ye kadar yükselmiştir. Gelecek sene alınacak talebe ile bu miktar 300 e balig olacaktır. Tezyini san'atlar ve resim şubelerlnde de ayni nispette tezayüd mevcuddur. r Marmarada bir kadın cesedi Umanınuzdan Karabigaya hareket eden Mersin Tapurn. Marmarada Knmbafı mevkii clrannda denizde bir kadın cesedine tesadüf etmiştir. Temizce giyinmiş bir kadma ald olan cesedin hayli şişmiş olduğundan bir müddet denizde kaldı£ı anlaşılmıştır. Üzerinde hüriyetini tespite yaravacak hiç bir vesika çıkmamıştır. Alâkadar makamlar, hâdis« etrafında Uhkikat» başlamışlardır. Son kafileler Karadeniz vapuru dün büyük bir kalabalıkla hareket etti Kendi arzularile İstanbuldan Anadoluya hicret etmek isteyen meccanî yolculann deniz yolile nakilleri dün ikmal edilmiş tir. Evvelki gün Marmara havzasına Kadeş vapurile naklolunan son kafileden sonra dün de Ankara vapuru Karadenlze son meccanî yolculan alarak hareket etmiştir. 4611 yolcusu olması lâzımgelen Ankara vapuru dün saat 18 de hareket ettiği zaman çok kalabahktı. Ankara vapuru Karadenizde Ordudan Pazara kadar 13 iskelenin yolcusunu hâmil bulunmaktadır. Kara yolile, Devlet Demiryollan tarafından meccanen Anadoluya nakilleri yapılanların son kafilesi de yarın hareket edecektir. Deniz yolile olduğu gibj kara yolile Anadoluya gidenlerin miktan da artmış bulunmaktadır. 941 bütçesi geldi ( Yardımsevenler Cemiyctinin faaliyeti j Jokonda