24 Nisan 1941 eUMHURİYET SON Düşünceler Ankara 24 (Telefonla) Büyük Millet Meclisi yann saat 15 te toplanacakfar. Birkaç meb'usun teşrii masuniyetlerinin kaldınlması hakkındaki tezkereler ile bunlara isnad edilen suçlara nazaran takibatın devre sonunda yapıhnası hakkındaki Adliye ve Teşkilâtı Esasiye encümenlerinden mürekkeb muhtelit encüarun tedbirlerin, daima iflâsa men mazbatalan ve bazı ölüm cezalanıun tasdila hakkındaki tezkereler Meclisin yannki ruznamesinde yer almıştır. Jandarma erab hakkındaki kanuna ek mahkum olduğu bir müteari fe sayılırsa da bugünkn si kanun lâyihası da yarmki toplantıda konuşulacaktır. , ııııınııııılHIIIIIIIIIIIIIIIIİIIIIIIUllllllIllllllllllltlHlunınıı yaset âleminde hâlâ bu yarım tedbirle tam iş başarmak imkâmna inanıldığı bir çok misallerle göze çarpmaktadır. İngilterenin Norveç macerası, yanm tedbire dayanan bir hareketti. Fransanın Majino'ya güvenerek başka herşeyi ihmal etmesi, yanm tedbirdi. İngilterenin bütün kuvvetile Yunanistana muzabere vadetmesine rağmen, muzahereti mahdud kuvvetlerle yapması, yanm tedbirdi İngilterenin şimalî Afrika harekâtım Bingazide tatil ederek Trablusgarb isi tamamlamaması, yanm tedbirdi Amerikanın top, silâh ve mühimmat vermeyi kararlaştırarak İngilterenin bunlan Amerikadan İngiltereye taşımasını beklernesi de yanm tedbirdir. Yarım tedbirlerin iflâsı Makine medeniyetinin san'at ve ahlâka tesiri •^^^^•^^ Yazan: »^^•^^•••^•^•^^ Çenemizi tutalım! Amma... aklan var. Bire beş katarak, neradea gelip nereye gitliğini bilmiyerek muttasü konuşuyuruz. Ordulaı kuruyor. ordular bozuyor, şehirler zaptettiriyor, muahedeler, anlaşmalar, dinlesmeler yaptırıyoruz. Kolay gele yabul Elinde kâh kuruşa inen kâh çeyreğa yükselen dört sahifeli bir (varakpare) den başka malumat membaı olmadaa yapılan bu gevezeliklerin faydan yok. Zaran çok! Onun için çenemizi tutalun.. Ba birt Ikincisi, konuşurken de düinıİM dikkat edelim. \ani görüstüğümül türkçenin bozulmamasına çalısalım. Zir» yavas yavaş bu güzelim lisan maalesel Ermeni şivesine yaklaşıyor. Nereden nereye geçiyorsun! demeyin. Bu fırsatla demek istiyorum kJ türkçeyi bizim gibi senelerdenberi temiz konusmaya ve temiz konuşulduğuna işitmeye alışmış olanlar elini eteğini çekince dilimizin Ermeni şivesile konuşul . ması bedbaht bir mukadder elaıak gözüraün önüne dikUmektedir. bombardımanı Trablus nasıl oldu? Millî Şefimizin fotogratları Amiral gemisinde bulunan Reuter muhabiri gördüklerini anlatıyor Londra 24 (a.a.) Reuter ajansının Akdeniz saffıharb filosu Amiral gemisinde bulunan hususî muhabiri bildiriyor: İngiliz Akdeniz füosunun zırhlı ve hafif cüzütamlannm 50 dakika içir.de İtalyanın şimalî Afrikadaki başlıca limanı olan Trablusgarba nasü 553 ton sikletinde obüs attıklannı seyrettim. Pazartesi günü safaktan az evvel başhyan bombardıman bu harbin en şlddetli bomabrdımanı olmuştur. Tayyarelerle yapılan tarassudlann jimdiye kadar teyid ettiği neticeler arasında torpito muhriblerinin demirlemesine mahsus mahalde bir düşman torpito muhribinin ağır hasara uğraması ve bej ticaret vapurunun tamamile yanmıs ve batmış bulunması vardır. BunUrdan başka diğer dört vapura da isabet vaki olmus ve bu vapurlar batBnnunla beraber göze çarpan bir nok mıstır. ta, İngilterenin tam tedbirli hareket!, Bombardımanın başlıca hedeflerinden Atlantik harbine tahsis ettiğidir. Çünkü birini teşkil eden İspanyol nhtımına İngilterede hüküm süren kanaate göre, 36 santimetrelik iki salvo isabet etmişharbin mnkadderatım tayin edecek ve tir. Ayni çapta toplann iki isabeti daharbin kazamlmasına, yahud kaybedll ha vaki olduğu zannedilmektedir. Bumesine saik olacak mnharebe budur. nu takib eden alü dakika içinde en Amerikalılann da aynl mütaleada bu hafif toplarla depolar ve bürolar tahlunduklan Mister Ruzveltin dünkü be rib edümiştir. Elektrik santralı, bir gar yananndan anlaşılıyordn. Mister Ruz ve bir askert iaşe ve levazım deposu velt, asıl İngilterenin müdafaasmı kuv hasara uğratılmıştır. Ordu umuml kavetlendirmek lâzım geidiğinl söyledlkten argâhı olduğu zannedilen büyük bir Bonr» İngilterenin Yunanistanda mağ linanm yıkıldığı görülmüstür, Bir malub olmakla, yahud şarM Akdenlzden zot deposuna tam isabet vaki olması üzerine depo ateş almıştır. ozaklasmakla harbl kaybetmlyeceğinl Açık denlzde geçirdiğimis beş gün Böylemls ve bütün dikkati Atlantik üzerinde toplamak istemiştir. Ayni nok içinde donanmaya mensub pilotlar Cant tipinde iki tayyare ile kıtaat nakline rai nazann İngilterede de hâkim mahsus dört büyük Alman nakliye olduğu göze çarpmakta ve bu yüzden tayyaresi düşürmüşlerdir. Büyük bir İngilterenin bu harb haricinde meşgul Dornier tayyaresi de denize inmeğe olduğu sahnelertn ancak tâH mahlyette mecbur edilmiştir. Bu harekât esnasınoldnğn iddia edilmektedir. Bn iddlaya da yalnız bir avcı tayyaresi kaybettik. göre tâli mahiyetteki harb sahnelerile Ne insanca ve ne de maddl başka bir meşgul olmanın hedefl, yalnıı tecavüz zayiatımız yoktur. slyaserlnin kollanm sallaya »aTlaya her Pazar aksamı büyok blr gflr'atie Trabtarafı Istilâ etmesine elden geldiği kadar lusgarba doğrtı yol aldığımız sırada düş. mâni olmaktrr man niyetimizden tamamile gafil buluBu telâkldnin bühassa son günlerde nuyordu. Trablusa iki saat bir mesafede ileri sürülmesi, harbin Atlantik eephe tayyare dafi toplarınrn şlddetli ateşi sinden gayn eephelerinde hüküm süren başladığmı gördüğüm «aman İngiliz panm tedbirliliği, muhakkak değilse de, tayyarelerinin hücuma geçtiğini «nla tnaznr göstermeyi istihdaf etmektedir. dım. Deniz çok sakindi. Hava bombar. Fakat bunun kolay kolay maznr gö drmanı dolayısile şehir toz ve dumanla ıplanmış bulunuyordu. Onunla berarülmiyeceği muhakkaktrr. Çünkü tam ber ilk savlormız sehir üzerine büyük tedbirliliği yabm bîr cepheye hasretmek bir gürültü ile düşerek ortalığı toza, dude yanm tedbir mahiyetindedir ve bilmana kanşürdığı sırada büyük bir ge. hassa, yardım vadinl alan milletlerln anminin limanda demirli bulunduğunu cak o cephedeki hazırlığı tamamlamak gördük. İlk endaht bütün harb gemileriİçin kullanıldıklannı ve hiç olmazsa mıımizin ateşe başlamak için beklediklerl vakkaten feda edildiklerinl hlssettiren bir işaret oldu. bir harekettir. Hedefimizin önünden geçtiğimlz halde Hulâsa harb yanm tedblriere dayanan ?emi hiç kımıldanmıyor gibi ldi. 25 dablr mahiyetten tam tedbirli mahiyete tika hiç bir mukabele görmedik. Müdoğrn yürüyeceği ve bu yüzden iki mu afiler, şehri aydınlatmak için tayyaharib tarafın artık bilvasıta değil, daha relerimizin attığı tenvir fişeklerinl düfazla doğrudan doğruya harbetmek yo şürmeğe çalışmaktan başka bir şey yaplunn tntacaklan anlaşılmaktadrr. mıyorlardı. 25 dakika sonra istikametiİngiltere ile Almanyanm bn harbe mizi değiştirdiğimiz sırada düşmanın tutuşmalan sırasında Amerika tam ted sahil bataryalan üzerimize ateş etmeğe birll davranırsa, Atlantikte ve garbt «şladı. Saat 5.50 ye kadar bütün gemiAvrupada ciddl muharebeler beklenir. lerimlz ateşe devam etti.. Bombardımabu ikinci kısmı da 25 dakika sürdü. ömer Rız* DOĞRUL Trablusun bende bıraktığı son lntiba bu şehrin kesif bir duman ve kum Vali muavinleri aTasında perdesi altına gömülen büyük bir ankaz ıbakasından ibaret kaldı&ıdır. Düman tebeddülât sütunlan arasından alevler yükseliyor Ankara 24 (Telefonla) Malatya ve petrol deposu mütemadiyen yanıyorVali muavini Cahid Kınay Eskişehir du. Vali muavinliğine, Diyarbakır Vali muFilomuz üç bin kilometrelik bir meavini Orhan Sami Seyhan idare heyeti safeyi katederek büyük bir bombarazalığma tayin edilmişlerdir. dıman başarmağa muvaffak olduğunu Diyarbakır Vali muavinligi kadrosu bir kere daha ispat etmiştir. Bu haKocaeU Vilâyetine verilerek Seyhan ırkât esnasında gemilerimiz düşman İdare heyeti azaa İsmail Vehbi Kocaeli tayyarelerine karşı bir mermi bile enVali muavinliğine, Baymdır kaymaka daht etmeğe ihtiyac hissermemişlerdir. mı Remzi Ülkü Manisa Vilayet idare Bu da donanma tayyarelerinin düşmaheyeti azalığma, Erzincan Vali mua nın bir hava hücumu hazırlamasına vini Hami Arıkan kadrosile blrlikte meydan vermiyecek şekilde düşman tay Antalya Vali muavinligine tayin olun •arelerini yakalamağa muvaffak oldukdular. arını gösterir. Bütün banlarm yanm tedbir olduğunn söylemek, şüphe yok ki her tenkid gibi, gayet kolaydır. Ve bu tedbirleri bütünleştirmek, her ciddi İsi başarmak gibi gayet müşküldür. Fakat maksad tenkid değil, bir hakikari anlatarak vaziyetin tam ve bütün tedbirle harekete doğrn bir istikamet aldığım göstermektir. Nitekdm bugünkü Amerika gazeteleri de ayni fikri ileri sürmekte ve bilhasa Amerikanm şlmdiye kadar yaptığı yardnnın da yanm tedbir mahlyetini geçmediğini anlatmaktadır. Aynl halln diğer işlerde tebarüz ettiği de besbellldir. Amerikalılann tam tedbirle hareket ihtiyacmı hissetmeleri, herhalde bir tekâmül sayılabilir Fakat yanm tedblrin, tam tedbir mahiyetini almak için nzan bir vakitl kaybedilmemesi nmulur. Barba, ona koltuk vermek için, kendi koltuklarıru kabartmış, avurdlarını şilirmiş, yumruklannı sıkarak kollanm açmıştı: Senin gibi, na böyle bir palikarya yapamiyacak!.. Başını yana çevirerek alay eder gibi gülüyordu: Bırak, söyleme böyle sey. Barba, yapamam... Yapacağin çok büyük bir mesele Seğil, be kardasim, Sen, o bağiranlara, çağiranlara, küfür edenlere; tabanca, kKma çekenlere, bakma. Hepsi koftur. Hepsi de, içkiden değil, edebsizlikten yaparlar. Nasil derler, maya bozuk. Ellerini dizlerinin üzerine koymuş, gözlerini Fikrinin gözlerine dikmişti: Mesele burada. Maya bozuk... İçki ne? Maya bozuksa, içkinin ne kabahati var? Sen, onlann, gözlerinde korku ver, yetisir. Barba, bırak; benim, başımı zorla belâya sokmak istiyorsun? Nikoli, kollarını ka\uşturmuştu; alt dudağını ısırdıktan sonra, ayıblar gibi inledi: Yok bre, kardasim, bunda belâlık bir is. Ben, kavga sevmem. < Kavga etmiyeceksin. Tatlilik ilân. Fikri, ellerini uğuşturuyordu: Kavga edenleri görmeği istemiyorum. Barba, ona baktı, baktı; göğüs geçirdi: Buna, kjmse bir sey diyemez. Adam var, katil olrnak için, dünyaya geliyor. Adam var, hırsız olmak için, dünyaya geliyor. Adam var, namuzlu geliyor, namuzlu gidiyor. Nasil doğuyor bir adam, baska türlü adam olmuyor. İhtiyar Barba, kriminalist Lombrozo gibi konuşuyordu. Tekrar etti: Nasil doğuyor bir adam, baska türlü bir adam olur. Sol elini masaya bastırarak ıhlaya ıhlaya kalktı. Fikri de kalkmıştı. Nikoli onu, elile oturttu: Bu ihtiyar Nîkolinin hatınnı kırmiyacaksiniz. Bir fasulya pilâkisi pisirdim; eh, oldu iste. Ağzını şapırdatıyordu: Parmaklarınızı da beraber yiyeceksiniz. Fikri, mütereddiddi: Bırak, zahmet etme. Ne zahmeti? Meyhane yemeğidir, diye tiksinmeyiniz, temizdir. Tencereyi daha yeni indlrdim. Sıcak sıcak bir tabak yersiniz. Haydi, dediğin gibi olsun. Ankara 24 (a.a.) Bugün Manisa, Bilecik, Niğdeden aldığımız telgraflar Millî Şef Ismet İnönünün imzalarile hediye ettikleri fotograflann bu vilâyet merkezlerindeki Parti ve Halkevlerinde şeref mevkiine konulmuş olduğunu bildlrmektedir. Bu münasebetle yepılan toplanülara iştirak etmiş olan on binlerce halk Milli Şef İnönüne karşı sarsılmaz bağUlık ve sevgi duygularını bir defa daha en İçten tezahüratla izhar ve ifade ey . lemişlerdir. Türk Hava kurumuna vatandaş yardımları Ankara 34 ( » A . ) Türk Hava kurumuna yapılmakta olan yardımlar hakkında bugün bize verilen malumata göre. Azıgda Taço Üyas kunıma 300, Karakln Kostan 250, tüccar Mevkut Bensen, Sadık Saf ikişer yüz, tüccar Mehmed İşeğ 125, kunduracı Zülfükar Akkuş, Beyzar Nallar, Veron Nallar, tüccar Muhiddin Sabuncu, Hllmi Pamukçu, Bayram Yalçm, Hüseyin Dinç, Süleyman Tecimer, Tahlr Metin, tbrahim Aslan, Şerif KömUrcü yüzer, tüccar Civan Metin 75, Kemal Zırhü, kahveci Rıfkı ve Sabri, AbdUlmelih, Ihsan Turan elllşer ve diger bir kısım vatandaçlar da yekunu 390 lirayı bulan teberruda bulunmuşlardır. Eknlrdagda Dağınık köyünden Hacı tsmail de kuruma 100 lira vermlştir. Lise ilk »ınıflar talebetinin imtihanlarında bir kolaylık Ankara 24 (a.a.) Maarit VekilU ginden teblig edllmiştlr: 1 Resml ve hususl llselerin btrtncl ve ikinci sınıf talebelerinden askerllk dersinin sözlü imtihanlanna glrmeden kendi okullanndan aynlıp başka şehirlere gttmiş bulunan talebe, halen bulundukları mıntakalardakl liselerde b« dersln sözlü İmtihanlanna ahnacak lardır. Bu imtlhanlar» glrmek istiyen tale belerden hiç bir vesika aranmıyacaktır. Yalnı* talebelerin kazandıklan notlar totograflı bir kağıda yazalarak mensub olduklan okullara gönderilecek ve Vekillige de malumat vertlecektlr. 2 Durumlan bu sekilde olan talebelerin imtih&na girmek üzere bulunduklan yere en yakın lise müdürlük lerine hemen müracaat etmeleri lazamdır. Istanbul MüddeiumumUi Ankarada Ankara 24 (Telefonla) Istanbul Cumhuriyet Müddehımumisl Hikmet Onat bugün Ankaraya gelmlştlr. İstanbul Adliyesi işleri etrafında Vekaletle temaslarda bulunmuştur. Hikmet Onat mall yılbası dolayısile Ankaraya geldigini ve burada bir iki gün daha kalacagını bana söyledi. Avustralyada millî harb hükumeti kuruluyor Sydney 24 (a.a.) Başvekâlet vekili Fadden İşçi partlsinin de bütün fırkaların iştirakile kurulmuş olan millî hükumete girmeğe davet edildigini beyan etmiştir. Bu karar, şimdi Londrada bulunan Avustralya Başvekili Menzlesln oradan yaptığı bir hitab üzerine alın mıştır. Başvekil, bu hitabmda bütün Avustralyahlann sıkı bir saf teşkil ederek hakiki ve millî bir harb hükumeti vücude getlrmelerini istemiştir. Lindberg: Beşinci kolun şeyhi Ottawa 24 (a.a.) Albay Lindberg, Nevyorkta bir nutuk söyliyerek İngiltereye şiddetle hücum etmiştir. Lindbergin tngiltereye karşı hücumlan, Kanadahlan hiçbir suretle alâkadar etmez. Kanadalılar, Lindberg'i beşinci kolun şeyhi olarak telâkki etmektedir. Lindberg'in şöhreti Kanadada her tarafta çok düşmüştür. Bazı Hmseler Lindberg'in, şimalî Amerikada demokrasinin sukutu için çalışan bazı teşekküllerin 3özcüsü olduğu fikrindedirler Beceremedikleri iAsrımızda yüksek çin san'atın bütün ve baş döndürücü unsurlarıru red ve inkişaf imkânı bulan inkâr ederek yeni makine ve endüstri bir çığır açtıklarmı insanlarda enerji tagururla ilân eden sarrufuna doğru kuvvetli bir temayül fabrika malını tercih etmemekte bir se ler, nihayet makine medeniyetinin ters hasıl etmiştir. Bunun neticesi olarak ce beb yoktur. Bu ltibarla eski işçinin ve bir cilvesine kurban olmuşlardır ki b miyet hayatımızda az ve kolay bir ça işçiliğin ortadan kalkmasile fazla bir şey da onlan kısmen mazur gösterebilecek bir sebeb teşkü edebilir» lışma ile genis ve çabuk muvaffakiyet kaybetmiş olmuyoruz. meşaklarını arayan bir zihnlyet tesek m Lâkin, gerek san'at gerek edeblyat, külü karşısında bulunuyoruz. Güzellik hiç bir zaman basit ve mftnamakinenin müdahalesinden tamamil Makine fennindeki tekâmülün hayat sız olmamıştır. Emerson'un dediği gibi: ve sanayi sahasında temin ettiği ko uzak, ferdin mütemadî çahşmasile, isti Sabhtan ayınp bizi eşyanm derinliğin dad ve dehasile elde edilen bir marifet laylıklar, konfor ve rahatlık lnsanlarm götüren ve san'atı doğuran şeydir ki ahlâk ve tabiatlannda zarurl olarak bir subesidir. Bundan dolayı. beşer sâyin bu mahiyetle bizatihî bir mükemmellasgari hadde indirmeği gaye edinen ve değişiklik yapacaktı. Bu suretle zama. yet ifadesini de halzdir. Böyle olduğu harekettc sür'at arayan anlavışın bu sa. nın başlıca karakterini vücude getireiçin. ele çabuk ve kolay geçen bir şey hadaki tesiri pek iyi ve müspet netice. rek onu hususî bir hüviyetle tebarüz değildir. Onu elde edebilmek için beşerî ler vermemiştir. Bir taraftan çenemizi tutarkea » • • *« ettiren makine medeniyeti, devrin psiilhama istinad eden yüksek ve çetin bir Cemiyette yaşayan meyil ve telâkki cehid lâzımdır. den de dilimize dikkat etmeyi iate bunua kolojisi üzerinde gittikçe fazla müesslr olmağa başlamıştır. Bu hal, ayni zaman lere karşı fazla hassas olan ve ondaki Güîellik insanla doğmus, onunla de için istiyorum. da makinenin hasıl ettiği cehennem! realiteyi aksettiren fikir ve san'at ha vam eden bir fikirdir. İnsanı dünyadan Edebiyat honlan, dü öğretmenleri, yatınm, zamanın bu tembel, harekete sür'at ve hareket imkânlarıla birleşekaldırınız! Bütün varlık, kâinat füsu (filolog) lar velhasıl dil babında kalbu meyyal tabiabna uyeun bir istikamet. nunu kaybeder, mânası olmıyan bir yı nstüne gelen mütehassıslar, işin fcUef»rek devrimizin esaslı iki mühlm tezate yürümesi, şimdi içine düşmüş olduğu ğm maddeden ibaret kalır.. Ona mâ sile, lugat, kök ve iştikaklarile duu vücude getiriyor. buhranm belki de başlıca sebeblerlnden nayı veren insan, bu mânanın en yük. ken benim ileri süreceğim şey sadece sa Zamane adamı, bedenl sâyi tasarruf biridir. sek derecesini güzellik fikrile ifadelen (onetik dediğimiz imlâya ya tamaınila noktasmdan düne nazaran çok daha Fikir ve san'at, mahlyeti Itibarile stadikkat etmek yahud büsbütun bunu •*tembeldlr. Buna mukabil makinenin tik olmaktan siyade, hayat ve cemivetle dlrmiştir. yarattığı kolaylıklardan dolayı hareket birlikte aynl tempoda yürümesi Ifizım Insanlar, müşterek vasıflarile muay tadan kaldırarak kclimelerln telâffu»kabiliyeti fazladır. Her işte srür'at, müm gelen bir vakıadir. Böyle olmakla bera yen mlzac ve hassasiyetlere a>Tilmış annı ayn ayn öğretmektir. Çünkü dilkün olduğu kadar fazla sür'at ihtirası ber, hayatın arzettiği yüksek medeniyet tır. Her san'at cereyanı muvaffak ola de mevcud kelimelerln yeni yandaa makine sayesinde elde ettiğimiz im derecesine, asrın bütün sür'at ve ko bilmek için bu hassasiyetlerden bir evvelki telâffuı sekülerini bUmiyenle* bu kelimeleri bugunkü İmlâya kânlann bir neticesidir. laylık imkânlanna rağmen, san'at da. kısmına kendini kabul ettirmek mee okurken Ermeni sivesile telfiffıızs Bu neticenin husule getlrdiği vszl . ima bakir bir iptidailik muhafaza ede. buriyetindedir. Sen'at eseri bu muhtelif bur oluyorlar. , yet şudur: Makine beşerî mesaiyi as cek, her türlü teknlk vasıtadan mah hassaslyetlere teslr sahası Itibarile süAsırlarca üzerinde ealısümıs v« hahtgarl hadde indirmek gayesile insanlan rum blr halde ferdin bizzat sâyine, is mul ve ehemmiyet kazanır.. Bu hassasiyetlerden hiç blrine hltab katen gerek ifade gerek telâffuı b»k»tembelleştirlrken, diğer cihetten gene tidadına bağlı kalacaktır. makinenin bahşettiği yüksek hareket Usul ve tarz ne olursa olsun, gan'at edemiyen eserler garabet ve sun'iliğe mından güzel bir hale sokulmu» kabiliyeti bizi İleriye sevketmektedir. marifetini iktisab etmiş bin sene evvelki düşerek san'at hududunun haricinde rurkçeyi birkaç senelik blr ibmal &• berbad etmek doğrn değildir ve hakkıTabiî halinde tembel bir varlık olan san'atkâr nasıl çalışmışsa bu günkü kalmağa ve ölmeğe mahkumdur. insanı harekete getlren ihtiyaç ve dü san'at adamı da ayni cehdl ve istldadı Bundan dolayı, hiç bir hassaslyeti tai mıx yoktur. şüncedir. Beseriyet ilk gündenberi bü göstermek mevkiindedir. Az emek, ko mln edemiyerek adl bir tuluat mahlyeBen blr takım kellmelerhı böyle tün zekâ ve kabiliyetini bu tabiî me lay ve çabuk muvaffakiyet düşüncesine ünde kalan bu günkü san'at ve edebl lış söylendiğini Islttikçe karşundaklnb» yelânına mutabık hayat aartlannı vü yer vermek san'atı öldürmektir. vat hayata da zaman zaman dünyamızı taklid yaptığını sanıyorum. Artık arabl cude getirmek İçin ayarlamıştrr. Bu gaYenilik cazib ve parlak etiketlni ken. saran mânasız moda cereyanlan glbl arisî kaidelerle terkibler yapdmasma yenin tahakkuku yolunda, insanlar her dilerlne siper yaparak, her gün türlü bir kaç gün hükmünü sürdükten tonra ben de taraftar değilim. Lâkin yerine devirde yeni yeni medeniyetler teşkil türlü isim ve iddialarla meydana çıkıp unutulup gldecektir. tam karşılığuu koyamadığnnu mensel etmişlerdir. Fikir ve san'at âleminde, her aykın bu iki şark lisanı olan emektar kelimebatan san'at eereyanlan bu sakar zlhe zorakl »ey giib ruhlara üzüntu ve ri de kaldınp atmakla dilimizin ifad* Fakat, maddl ve amelî hayat sah» niyeti gösteren güzel bir misaldir. lannda beşeriyete lyi blr sans, nisbl biı İçlerinde bazı değerli lstidadlar ol bıkkınhk veren bu halin devam edece kudretinl, mana dairesini daraltmağa da saadet getlren bu medeniyet, fikir v» makla beraber, devrin bu haleti ruhl. ğlni zannetmiyoruz. Bu beyhude tecrü azı değilim. Çünkü medeniyetin başlıo» san'at bahsinde ve ahlâk üzerinde bllâ yesi; ekserisi çalışmadan, yorulmadan beden sonra fikrin yeni bir kalkınma unsurlanndan biri ve belki birindsi dfl kis hiç de faydalı olmusa benzemlyor, muvaffakiyet ve şöhret yollan arayan lhtiyaclle harekete geçeceğl füphesiz cenginliğidir. Ötedenberi dilimize alıp benimsediğimlz kelimeleri atmak söyl* yahud bu faydayı Idrak etmemiz için bir takım tembel lstidadsızlara en ca. dir. zaman henüz tekimülünü yapmamış. hilâne ve eblehane eserleri modern sanat Son zamanlarda sık sik Uerl suıülen ursun bunlann türkçelerini bulsak patentesi altında ortaya çıkarmak cü /uzuh ve klâslzm bahisleri, bu hareketin labi onlan gene lugatimize maletmek tır. ilk ve mütereddid krmıldayışlarmı gös >ir zenginliktir. Halk dilinde olmasa bilt» Zamana atfedilen ahlâM ktjsurkrm retini veriyor. üslü ve yüksek dilde bunlann yerl varÇocukların duvarlara tebeşlr veya k5 teren iyi blr isarettir. hemen bir eoğunun, makine gayeslnde Klâsizme dönüş beyhude blr teşeb dır. rahata ve kolaylığa abşan insanın tem mürle çizdikleri resimlere benzeyen o Telâffuz bahstnl lugat davasOe kanşbellesen tabiatından doğmuş olduğunu mânasız, nispetsiz «ekillerin idrakimlzin 'üstür. Fakat bu düşünce albnda seiim iddla etmek pek yanlış bir düşünce fevkinde bir san'at muvnffakiyeti ka. akla, yüksek ve samlmt hlsse. san'at tırdım. Sadade döneyinu zandığı bir devirde, kafasında söylene kârane cehde, mutiak ve ebedl güzel. Hepimizin bildiğimiz eczahâne ftmdt phnıyacaktrr. eczane yazılıyor .Bu kelimenin türkcaEskd zamanlann çetln ve yorueu sart cek makul bir fikri, ruhunda anlatıla iğe dSnmek mümkündür. Hakiki ve asll cehresile boyle yeni ve deld telâffuıunu isitmemis veya kulağl lan içinde safiyetini muhafaza etmij cak bir duygusu olmıyan, san'atın güç blr karakter istiyen hayat mü ve yorueu tekniğinden habersiz kimse yaratıcı bir san'at eereyanı bnşlayabil u. kelimeye alışmamış olanlann bnntt cadelesi, bugün, makinenin yarattıği lerin şekilden, mânadan. âhenkten m»h. mesi Içln. her seyden önce, onu pararit ıir Ermeni gibi okumamasına sebeb va» şartlara uyarak, eskisine nazaran çok rum sözlerine niçin; siir veya edebiyat lerle dolduran avantöriye zihniyetln mıdır? payesi verilmesin!. ortadan silinmeslni beklemeliyiz.. PosUne, hastane kelimeleri de böyle. farklı blr vaziyet göstermektedir. Buna mukabil ticarethane, imalithan* Asrın maddiyecl ruhunu alabildiğin» diyor ve yanyornz. Neden? genişleterek dünün bir çok kıymetle. Kimsenin bunlara cevab verecek haB rini, hükümden düşürmese bile onlan yok! Bir de dilin güzelliği onun telâfistihiafla düşünmemizi mucib olan bu fuzundaki yumuşaklıkta, inip çıkmalar, vaziyet insanlardaki avantürle hayat zalıp kısalmalardadır. arzularma daha umuml blr mahiyet vermi» oluyor. Biı bu fonetik lıtılâyı lyi yaımaı d» ir çok kelimelerimizdeki (imale) lerl, n uzatma işaretleri veya diğer usullerle Eski eserlere verdiğimlz Vıymet, onyazıda ifade edemez veya etmeyi ihmal ların gadece maziye aid blr hatıra oledersek beş, nihayet on sene sonra diümalanndan ibaret defildir. BelH, samiz tanümaz hale gelecektir. hiflerinin ömür törpülüyen uzun ve Bunun için dil müessesesini takvly* Londra 24 (a.a.) Yeni «Prena of Londra 24 (a.a.) Yugoslavya Kralı dikkatli bir çalışma neticesinde eid» ettikleri yüksek marifetin esere Walesı zırhlısının ikmal edilmek üzere Piyer ve hükumeti Ortaşarkta bulun re hatta tesis etmemiz icab ediyor. Bir dilin harflerini, imlâsmı, gramerlâb edişindeki güzelliğe olan hayranlı. olduğu ve şimdi toplannm yerleştiril duklan yerden müşterek düşmana karşı İngiltere ile birlikte mücadeleye devam ni değiştinnek dünden bugüne çamağımızdan ileri geliyor. mesine başlandığı bilirilmektedir. Bu değiştirir gibi kolay olur ibr sey deBunun içlndir ki hakiki bir marifet zırhh «Beşinci George» tlpindeki yeni edeceklerdir. Muvakkat bir zaman için mahsulü olarak değer kazanmış eski İngiliz harb gemilerinin ikincisini teşkil mütecavizin çizmesi altında bulunan ğildir. Bu değişikliğin, bünyeyi sarsmaSırblann, Hırvatların ve Slovenlerin ması için bir çok tedbirler almak gerekeserlerde de\Tİn hâkim vasıflarile biretmekte olup pek yakında servise gireKral ve hükumeünin gayretlerine mu tir. Bir kere, herşeyden evvel dil balikte sahiblerinin benliklerini. zevk ve cektir. Beşinci George bundan blr müd zaheret edeceklerl muhakkaktır. Sırblar, ında salâhiyetli bir müessese knrmamu dehalarmı aksettiren gizli bir ifede vardet evvel Lord Halifaks'ı Amerikaya Hırvatlar ve Slovenler nihaî zafere inti âzımdır: Akademi, encümen, enstitu dır. Fakat, fabrika halinde V m «adeyi götürmüştü. Prens of Wales 1939 da de zaren mücadeleye devam etmekten fa gibi. İkincisi eksikliği artık söz götürmibulmak mümkün olamaz. Çünkü o, nize indirilmiş ve o zamandanberi in riğ kalmıyacaklar ve Çörçil'in dediği gi en bir iki harfi daha alfabeye ilâve eU iyiz. (q, peltek s ve z ve ç gibi.) Üen çabuk bir zamanda en çok ve ucuı şaatmm bitirilmeslne ve teçhizatının ta bi «Halde kaybedilen ne olursa olsun 13 üncüsü fonetik imlâda hakikî telâffniş çıkarmak zorundadır. Bu sebeble ma. mamlanmasına çalışılmıştır Yeni zırhb nisanın istikball kurtardığını» hatırlıyazu mutlaka muhafazaya itina etmek, kinenin bir günde yüzlerce emsalinl 35,000 tonluktur. 33.6 lık 10 tane topu caklardır. meselâ şu yukanki cümleyi: tneydana getirdiği eserierin şaHslyetten vardır. Bu toplar yeni bir modele göre (Fonetik imlâda hakıykıy telâffnztt Paristeki talebelerimiz mahrum cansız motiflerinde göz ka imal edilmis^ olup eski tip 36 lık toplara mutlakaa muhafazaya iytinâ etmek) maştirıcı renklerden, aldabt;ı desenlerBerlinde nazaran daha müessir ateşli ve daha uşeklinde yazmak gerektir. den başka bir şey bulamıyoruz. Berlin 24 (a.a.) Paristen gelen zun menzillldirler. Bundan başka ye Ve nihayet mekteblerde diksiyon deMVâkıâ, zamanımızda bu şekilde uzun Türk talebeleri Berline varmışlardır. ri mükâleme talimleri yaptırarak türkve san'atkârane çalışmalara artık imkân niden daha küçük çapta 16 topla mü Türk talebeleri çarşamba akşamı Kösçenin güyelliğini korumaya çahşmak teaddid tayyare defi topu vardır. Sür'ati kalmamıştır. Bir halı seccadesl üzerinde tence yolu ile Istanbula hareket edecek âzımdır. İki yüz sene evvel yeniçerl bütün san'at kabiliyetini. dehasım har 30 milden fazladır. lerdir. ğasmın giydiği pabucu antika diye sakcayacak san'atkâr bir dilim ekmek paTokatta lsmetpaşa okulu Meclisten geri alınan lâyiha arken asırlarca üstüne işlenmiş ince dirası bulamıyarak açlıktan ölmcğe mahTokat 24 (a.a.) Tokat merkezinAnkara 24 (Telefonla) Perakende mizin Ermeniceye dönmesine müsamakumdur. Gündelik hayatta ucuz ve pratiğe e de yeniden yapılacak lsmetpaşa ilk o ticarette etiket koyma mecburtyetine a etmek sanınm ki şuurlu bir hareket blr olmaz. hemmiyet verildiği için eski san'atkâ kulunun temel atma merasiml bugün dair kanun layihasmı hükumet B. FELEK tezkere ile Meclisten geri istemiştir. rane işçiügi ibmal ederek harcııâlem yapılmıştır. CAFER SENO \ İngiliz donanması Yugoslav Kraü Yeni ve büyük bir zırhlı kazanmak üzere Hükumetile beraber harbe devam edecek AŞK Edebî roman Barba, kinayeli gülüyoıdu: Biraz da, evet, de, be kardasim. Tezgâhın arkasmdaki rafta duran tencerenin kapağım kaldırdı, kepçeyi daldırdı: Kaymak oldu... Kaymak... Bir tabağa koydu, iki büyük dilim ekmek kesti, Fikrinin önüne koydu: Haydi aiiyet seker olsun. Sonra, tuzluk, limon, çatal getirdi: Belki fazla tuzlu seversiniz. Bunun, limonla tadı çıkar. Pilâki, hakikaten mis gibi kokuyordu. Fikrinin karnı açtı. Her gün yemek yediği aşçımn pilâkisi, mide kaynatıyordu. Pilâkiyi iştiha ile yemeğe başladı: Bir UÇURUMU 26 Çok güzel olmus. Barba, ondan ümidini kesmemişe benziyordu: Ne zaman, canın çekerse gel. Burası değil. Yazık bu pilâkiye. SarhoşIar, ne anlarlar bu pilâkiden. Bir müddet konuşmadılar. Barba, sol elini şakağına dayamış, derinlere da'mıştı. Neden sonra, uyandı: Bir sey sorayim, size. Ama, aramızda. Bizim Sakirin vukuatı çoktur. İste, gene içerde. Sabıkalıdır. Nasıl oluyor, onu, hâlâ fabrikada tutuyorlar? Bir mesele! Fikri, lokmasını yuttuktam sonra cevab verdi: Kâtîble anlasmiftır. tıçiler de, Mahmud Yesari ustaJar da korkarlar, seslerini çıkarmazlar. Barba, sağ elinin şehadet parmağını şakağına götürdü. Sol gözünü kırptı: Su, mesele! Sustu. Tekrar derinlere daldı, tekrar uyandı: Senin tuttuğun yol, en iyi yoldur. Ama, çok sıkıntı çekersin. Affedersin, senin için söylemiyorum, insan, biraz edebsiz olmazsa, çiğnenir. İyinin adı, bu zamanda miskine çıkmıs. Fikri, hak verdi: Çok doğru. Barba, sağ elile, yırtıklarından samsnlar taşmış eski çatlak muşdmba kaplı «ıraiarın nihayetindeki kcjeyi gösterdi: Ara «ıra, bir adam gelir; na, hep orada oturur. Okumus adam, kafalı adam. Ne lâflar söyler, bir duymalı. Ama, her zaman değil. Bin defada bir defa. Bir gün, bana demis: Ben sağınm, ben dilsizim. Sasirmisim. O, cevab vermis: Benim adım Resid; ne söyle. ne isit Ama, herkesler böyle olamaz ki... Meselâ, siz, Bay Fikri, hiç kavga etmediniz mi? Fikri, istemiye istemye güldü: Çoook... Ama zorîa... Beni mecbur ettiler. Yemeğini yemiş, tabağı önünden itmişti: Adamı, zorla katü edecekler. Barba, tabağı almıştı: Ederler. kardasim, ederler. İnsanın fenası, dünyadaki fena seylerin, lıepisinden fenadır. Fikriye dönerek sordu: Bir kadeh sarab vereyim mi? İstemem. İstemem, deme. Doktorlar, bunu. ilâc için hastalara veriyorlar. Ara sıra aksınyorsun. Gözlerin yasarıyor. İçini kızıstmr. Bir büyük şişe slyah şarab almıştı. tirbuşonla açtı: • Bunu, tenin için açıyorum, hilesi. hurdası yok. İki bardak aldı, doldurdu: Serefe, bir tane de ben içeceğim. Fikri, ayağa kalkmıştı, tezgâha yaklaştı. bardağı aldı, tokuşturdular. Barba, bir çekişte içivermişti. Fikrinin, yiizünü buruşturarak yudum vudum içişine gülüyordu: Zehir değil, be kardasim, Içlve* sunu. Fikri, bir gayret etti, çekti, genzl y«narak öksürdü: İlk defa içiyorum. Diliml burufturdu. Barba, dirseğini tezgâha dayamıstı, ona, taaccüble bakıyordu: Sasiyorum, sana, be kardasim. Hanai dünyada yasiyorsun? Fikri, Barbaya elini uzattı: Teşekkür ederim, Barba. Bir sey değil. Burası, senm, a t zaman istersen uğra. Sonra, hatırlamış gibi doğruldu: Buraya gelenlerden gidenlerden ben ağız ararım. Nerede açık bir 1* var, anlarım. Sen, uğra. Fikrinin gözleri parladı: Buna, daha çok teşekkür ederim. Barba, elile onun sırtım okşadı: Haydi güle güle. (Arkası var)