CUMHURtYET 8 Mart I94Î OD aa Soruyoruz! Akıl etmiyorlar mı acaba? İnhisarlar idaresl bir kolonya çıfcardı. Bunun için bir çok reklâm parası verdi. Kolonya da güzel ve ucuz olduğu için rağbet gördü. Fakat, şimdi piyasada İnhisar kolcnyası bulunmuyor. İspirto mu yok? Esans mı yok? Hayır, hepsi var; fakat şişe yokmuş. Şişe tedarik edilinciye kadar, İnhisar kolonyası satılmıyacak dsmek. I { Şehir ve Memleket Haberleri ) Firarî M^iler Bir Panama gemisi 850 kişi getirdi I H F M NALINAI |flErİMIHlNA| Ingiüz havacılığı arb başladığı zaman denizlere bâkim olan İngiltere, bir taraftan yeni bir ordu hazırlarken diğer taraftan da bütün impaıatorluğa şamil büyük bir hava ordusu vücude getirmeğe karar vermişti. Hava ordusu için, en lüzumlu iki unsur tabiatile insan ve tayyare idi. Amerika fabrikalarının yardımile binlerle tayyareyi binnisbe sür'atle temin etmek kabildi; hele İngiltere, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelandada kurulmağn başlayan yeni veya genişletilen eski fabrikalar, Amerikanın tesis edeceği muazzam havacılık sanayii ile ei;!p vcrince tayyarelerin adedi başdondürücü bir sür'atle artacaktı. Fakat sanayii kuvvetli memleketlerde seri halindc tayyare yapmak için, bu fabrikalan kurmak kâfi olduğu halde, bir hava ordusunun uçar mürettebatını çaburak yetiştinnek güçtü. Insan yetiştirmek de, ağac yetiştirmek gibi, henüz seri halinde milyonlarla istihsal yapan fabrikaların eline düşmemiş olduğu için, tayyarecileri yetiştirmek için de ayrıca ve çok itinalı bir şekilde çalışmak lâzımdı. Yazan: W. ChurchİU İngiltere Başvekili Bazı ı ahvalde olmaz, Lord Salisartık bir iüyad bury soluğu Lonhükmünü almış drada almıştı. Fatır td istifa eden kat Kral, böyle başvekil, Krala buhranlı bir günŞişe stokunun bu kadar az oliş başına getirilde yalnız bir başması, İnhisarlar idaresinin uzağı mesi en muvafık vetdl nasb ve tagörmekten uzak olduğuna delâolan müstakbel yin değil, ayni let eder. Haydi, Tramvay idarebaşvekil hakkında zamanda muhasinde, Belediyede, sair bazı daibaa tavsiye ve fa7aKâr partinin relerde de nıevcud olan bu miizahlarda bulu liderini de kendi yopluğu mazur görelim. nur ve böylece seçmek gibi biı Kralın isabetsiz Pakat, kullanılmış şarab şişevazife karsısında bir karar verillerini on kuruş mukabilinde geri kalmak ibtimalini mesinin önüne gealan İnhisarlar idaresi ayni usugöz önünde tu çilmek için Iü lü, kolonya şiselerine tatbik ettarak başkaca ted zıımla tedbirler birler almış btf megi akıl etmi"or mu acaba diye vaktü zama luııuyordu. nında alınmak Vaşlı başlı ve imkânı hasıl o kâiıil bir çok eski lur. Her halde erkân ıle konuş Kral velev bir aıuş, ve Krala teyanlış ve isabetsiz rettiib eden va karar alınsa dabi, bu işte mes'ul I zaife ve vecibelerin umumî arzu ve halkimselerin vesayası üzerine hareket | kın isteklerine göre tanzimini derpiş etmiş olnıak itibarile tahtia olunamaz. ederek görüşmelerde bulunmuştu. *** Ve ekseriya yanlış karalann mes'uli yetı müstafa Bnşvekile yüklenmekle 21 mayıs 1923 (aıihine musadif pa tnesele kapanmış addolunur. azrtesi günü Lord Curzon meclisin taİşte bu gibi ahval ve şerait îçinde tilinden bilistifade Somerketsbire'deki idi ki Mr. Bonar Law, Lord Curzonun kâşanesinde bulunuyordu. Sabah pos Hariciye 'Nazırı olarak kendisinden is tasile Mösyö Bonar Law'ın mektubunu Eski Şark Demiryolları şirketi me tifade edilemiyeceğine hükmetmiş bulu almıştı. Demek oluyor ki, bütiin ha tr.urlarından 1400 küsur kişi tarafmdan nuyordu. Bu hâdiseye sebeb olan ahvali yatında beklediçi gün gelmişti. Siyasi şirket aleyhine yarım milyon raddesinBtılatmadan geçmek muvafık değildir. ufuklan şöyle bir gözden geçirerek baş de tazminat isteğile davalar açlrnıştı vekâlete kendinden daha lâyık bir kımMustafa Kemal Paşa ile sulh hentiz seyi de göremiyordu. Hattâ ona bir Bunlardan biri, tstanbul birınci ticaret resmen edilmemiş olduğu sıralarda rakib dahi meydanda yoktu. Muhafa mahkemesinde son safhasına yaklaş Tiirkiye bazı iktısadî teşebbüslere giriş zakâr parti erkânı arasında hiç bir kim maktadır. Mahkeme, geçende «şirk'.tin memurin mek üzere Mr. Bonar Law'a müraeaat se göremediği gibi, Lord Balfour artık ermişti. Değil bu gibi işlere bakmak, yettniş yedinci y.ısına girmekle, biis nizamnamesinin 83 üncü maddesindc Blhhatini kurtarmak üzere bin bir de bütiin ihtiyarlamıstı. Austin Chamber azil haricinde vazifesine nihayet verivaya ve şifaya baş vuran başvekil kısa lain ve Lord Biıkenhead ise, .Lloyd len memurlara tazminat ödeneceği yabir mektubla meseleyi hariciyeye ha Ceonrge. e tebaiyet etmiş olnıak eürmiin. zıh olmasına göre, şimdiye kadar muhvale etmişti. Normal şartlar altında den dolayı nikbete uğramışlar ve hâlâ telif sebeblerle îşltı ine nihayet verilen olmamışlardı ecnebi ve gaynmüslim memur'arın alhiç de garib ve aeib bir tarzı hareket umumi affa mazhar Bonar Law kabinesinde ve Curzon'un dığı ikramiye nispetlerile davacının telâkkl edilmenıesi lâzımgelen bu hakabine arkadaşlan arasında tek bir maaş miktan, hizrnet seneleri nazara vale karşısında Lord Curzon ateş piiskişi vardı ki, Encak o belki blr rakib alınmak suretile tazminat takdiri için fcürmüş, Ve başvekile, doğrudan doğkeyfiyetin vukuf ehüne havalesini. kaolabilirdi. Fakat her nedense Lord ruya hariciyeyi alâkadar eden tneselerarlaştırmıştı. Dün bu muhakemeye deCurzon bn zatı hice saymakta bir vam olunmuştur. Ancak, vukuf ehli lerde koskoca başvekâlet makamına beis görmüyordu. Belki de bunda haklı henüz raporunu hazırlayanındığından, müracaata dahi, tecavüzü mcrci ba idi, çünkü gerek parlamenta mehafî kımından cevaz verilemiyeceğini ileri Iinde ve bu hükumet mekanizmasını muhakemenin devamı 4 nisan saat 14 e sürerek hasta adama adeta çatmıştı. idarî islerinde. gerekse zekâ, ilim ve di kalmıştır. Zavallı başvekil Lord Curzondan işit rayet hususunda onu hiç bir vakit kenMAARİFTE tiği bu azar karşısında hiddet etmesi dinden üstün blr şahsiyet telâkki etlâzun gelirken, hastalığı buna mâni ol memişti. Tıbbîyenin yıldönümü muştur. Fakat buna ilâveten azası me(Arkası var) yanında böyle nfacık ve hiç bir ehemAym 14 ünde Tıbbiyenin kurulutniyeti lıaiz olmıyaK bir mesele etra Ankaraya giden ithalâtçılar şunun yıldönümü münasebetile Üfında bu kadar bihük bir vaveylâ koniversitede büyük bir merasim yaheyeti paran bir şahsiyetin hükumet ve parti pılacaktır O gün «Tıbbiyeliler bayBasvekilimlz tarafından yarın sa ramı» olarak kabul edildiği için, arasında yerinin olamıyacağı hükmiine bah kabul edileceği anlaşılan itha yapılacak merasime aid programın de varmıştı. lâtçılar heyeti dün akşam. Ankara hazırlanmasma başlanmıştır. Hastalığı ilerliyen başvekil her halde ya hareket etmiştir. Yeni yetişecek eczacılar şundan emindi ki Krala Curzon hakİthalât Birlikleri umumî kâtibliği kında tavsiyelerde buhınmıyacaktı. tarafından seçilen bu heyet §u taSıhhat ve İçtimaî Muavenet VeBunun için de Ijord Curzon'a şu mealde cirlerden mürekkebdir: kâleti, memleketimizin muhtelif bir yazı yazmış ve göndermiştir.: «VaManifatura İthalâtçılar Birliğin mmtakalarındaki eczacı ihtiyacını ziyeti hazıra gibi şa<°tlar altında vuku den: Süraski firması mümessili gözönünde tutarak badema Tıb tabulan istifalarda Krala tavsiyelerde Renyan, Halil Ali biraderlerden Re lebe yurdlarına, Eczacı mektebin do tahsil edecek talebe almağa kabulunmak örf ve âdet icabı olmadığın fik Bezmen. dan bu hususta hiç bir guna maruzaüa Deri İthalât Birliğinden: Ahmed rar vermişti. Vekâlet, bu hususta bir kanun projesl hazırlamaktadır. bıılunacak değilim.» Kara, Alber Kamhi. Proje kanuniyet kesbettikten sonÇuval ve Kanaviçe ithaîât Birli Hastalığı, Kralın huzuruna çıkarak ra, önümüzdeki ders senesinden itiveda etmesine mâni olacak kadar ve ğinden: Bürhaneddin Tantavi. baren yurdlara talebe kabul ede Çay ve Kahve İthalât Birliğinden: bamet kesbeden Mösyö Bonar Law, bu cektir. Talebeler mektebden mezun vazifeyi ifa için Windsor sarayına en Azmi Tüzan. olunca, Vekâletin tavin edeceği yerKâğıd İthalât Birliginden: Kemal yakm dostlaıından ikisini göndernıişti. lerde. doktorlar gibi mecburî hiz Iren, Horasancıyan. Kral Jeorge başvekilin hastalığına karmet göreceklerdir. Otomobil lâstiği ithalâtından: Rişı alâka ve sempati göstermekle berafat Yalman, Tevfik Yılmaz, Marsel Darüşşafakanın kız kısmı ber, kiminle müşavere etmesi lüzumu Franko. Darüşşafaka lisesinde bir de kızhususunda Bonar Lavv'dan istizahta Ham kauçuk ithalâtından. İzak, lar kısmı kurulmasma karar verilbulunmuştu. ' Lâfonten, Bdvar. mişti. Bu eski irfan müessesemizi Başvekilin murahhaslan, onnn bnnn Madenî eşya ithalâtından: Gazo kuran Türk Okutma Kurumu, Dadahi yapamıyacak kadar hasta oldu roz Nisanyan. rüssafakanm yeni idare ve tedris ğunu beyan etmislerdi. Bunun tizerine Birlikler ümumî kâtibi Salih şekli için mevcud nizamnamede taKral Bonar Lav/dan kabinede mevcud Banguoğlu da heyetle beraber An dilât yapmıştır. Kurum heyeti unazırlar arasında kiminle bu hususu karaya gitnıiştir. Heyet bugün saat mumiyesi bugün saat 15 te bir topmüşavere etmesin!, muvafık gördüğünü 10 da Ticaret Vekâletinde buluna lantı yaoaca1 ve tadilât projesin' aktır. sordurmuştu. Başvekil evvelâ Neville tetkik edecektir. Chamberlain'i tavsiye etmek istemişti. ADLİYEDE İzmir Değirtnenderesinde Kabinede Posta Nazın olarak az za mandanberi bulunduğu için, tecrübczelzele Bir hırsız mahkum oldu 6İz bir devlet adamı telâkki ettiğinden İzmiı 7 (a.a.) Değirmendere Kumkapıda, arkadras.ı Mazharın bu fikirden vaz geçti. Bunun üzerine nahiyesinde saat 21,03 te dört saKrala Lord Salisbury'i tavsiye etmişti niye devam eden bir zelzele olmuş kitablarmı çalmaktan maznun olarak Sultanahmed ikinci sulh ceza Kendisine bu hususta ihbar vâki olur tur. Hasar yoktur. mahkemesinde muhakeme edilen Mehmed Atalay, iki ay, on gün hapse mahkum olmuştur. Lord Curzon Vapura birde buradan yolCN bindirilmesi doğru görülmüyor Rumanya ve Bulganstan şehirlerinden sahillere iltica eden Musevilerden 850 kadar nüfus kendilerıni Panama bandıralı 600 tonluk Dorıent vapuruna atarak anlaşılan Filistine gitmek üzere bir kaç gündenberi limanımıza gelmiş buıunuyorlar, ve kömür, su ve saire htısusundaki noksanlanru ikmal ettikten çonra vapurun yoluna devam edeceği anlaşılıyor. Vapurdaki Museviler hiç bir pasa port vizesine malik olmıyarak adları üstünde firarî vtı7J/etindedirler. Bınsenaleyh memlekeiimize çıkmalarma müsaade edilmiyerek ayni vasıta ile yollarına devam etmelerı tabiidir. Ancak içinde bulundukJarı feci vaziyetlerden kurlui.nak için ne yaptık| larını bilmiyerek rastge'e vasıtaya biı nen bu musevilerdcn daha evvelki bir kafilsnin Silivri açıklannda uğranıış olduğu felâket hatırlaıd'jdır. Liman idaremizin bu bakımdan gemiyi mua yene etmesi ve istiab hacrııne gore her hangi bir tehlikeye maruz olup olmadığını tetkik eyienıcji lâzmıdır. Buna munzam olarak daha evvel şehrimize gelmiş museviierden bir kısmmın daha bu vapura bindiıi'r.ıekte olmaları haberini ihtiyat kaydile telâkki ettik. 600 tonluk bir vapı.run zaten kâfiden çok fyzla görünen 850 kişilik yolcusunu diğer jolcularla a'pbJldiğine arttırmak doğru olmasa gereklir. Hususile ki memleketimize daha evvel iltica etmiş musevilerin peyderoey buradan nasıl ayrıhp gidecekleri hakkında hükumet kararları vardır. Herhalde fazla bir gayretle tehükeli bir vaziyete ma hal vermemek ıcab ede^eğ; kanaatile alâkalı devlet dairelerinin naz^rı dik katlerini celbetmeyi lüzumlu görüyoruz. Fiattan20para tenzil edilme sine dair karar Belediye Encümenine verildi Değirmenlerin Toprak Ofisi tarafından idaresi hakJsında koordinasyon heyeti kararı üzerme dün bütün değirmen sahiblerile Ofis arasmda kuntraltlar yapılmıştır. Değirmenciler ögüttükleri buğdaydan, kilo başına 70 santim ala! caklardır. Toprak Ofisi şehrin ^ün ük ihtiyacına tekabül edecek buğdayı değirmenlere verecek onlar da bunu öğü terek fırınlara tevzi edeceklerdir. Bu suretle buğdayn ve>a unun defirmcnlerde tağşiş ed'.rr.iş olduğuna dair fırıncılar tarafından her hangi bir iddia varid olamıyacağı gibi kezalik fırıncı lar da ekmeklerin kalitesini bozdukları takdirde buna sebeb ve bahane bulamıyacaklardır. Yeni çaşniuin 85 randımanh olması dolayısile birinci nevi üzerinden ahnmakta olan buğday koru Bonar Lav'ın çekilmesi tekarrür edince.. Artık Lord Curzon Başvekâlet için tek namzed olarak kendisini görüyordu Soruyoruz! Şark Detniryolları Şirketi aleyhindeki davalar Memurların açtığı davalardan bir tanesi bitmek üzere Şehir MedisininK Tozkoparanda bir dünkü toplantısı çocuk cesedi Belediye bütçesi 12 milyon lira olarak kabul edildi Şehir Meclisi, dün reis vekili Faruk Derelinin başkanlığında toplannuştır. Beyoğlu kaymakamhğı ve belediyo şubesi müdürluğü >anından Tünele eiden vesaiti nakliyenin takib etmekte olduğu yolun tevsiine dair teklif müikiye encümenine havale edilmiştir. 1941 malî yılı vilâyet ve belediys bütcesi hakkında bütçe encümeninin esbabı mucibe nıazbatası okunmuştur Mazbatada geçen sene bütçeye kon^'an muhammen varidatın tamamile *.absil edıldiğine memmıniyetle işaret edil mektedir. Bina vergisi vilâyet hissesi 3,250,000, İspirtolu ickiler hissesi 60,000, yol pa rası 790,000, bina vergisinin belediye Hssesi 546,750, ıanzifat vergisi 400.0J0 lira, tenviriye reimi 210.000 lira, lubiyat resmi 100,000, şerefiye resmi 60,000 lira, kiralar 100.000 liıa, itfaiye tahsilâlı 61,000, Karaağaç mezbahası varidatı 1.156,710 lira olmak üzere bütçeye konulmuştur. Diğer varidatla birlikte vilâyet belediye varidat bütçesinin u mum yekunu 12 643,837 lira olmak ü7ere kabul edilmiştir. ma vergisinin 160 kuruştan 100 kuruşa tenzil edihnesi üzerine şımdilik ekmek fiatlarmda yirmi para tenzilât yapılması hakkındaki karar dün belediye deimî encümenine verilmişür. Bugün müzakere ve pazartesi gününden itibaren ekmeğin 12 kuruş otuz paraya satışına başlanacaktır. Di|gr taraftan bir çu valdan elde edilen 94 ekmeğin 96 oia rak imali tecrübe ediliyor. Ve bu takdirde ekmek naıkınm bir miktar daha indirilmesi düvünülüyordu. Yapılan tecrübeleıv muvEffakiyet hasıl olamamış çuval b^şma iki ekmek faz!a ımal edildiği takdirde ekmeklerin hamur oIacağı anlaşılmıştır Maamafih pazartesi günü toplanacak olan nark komisyonu ekmeğin narkı nzerinde tekrar tetkikİngilizler, havacıhğuı ehemmiyetini ierde bulunacaktır. nnlamış oldukları için, daha harbe girer girmez, muazzam bir İmparatorluk havacı yetiştirme plânı yaptılar. İngiltere ve dominyonlar, tayyareciliğe elverişli, güzide genclerden binlercesini seçtiler. Evvelâ, bunların hepsiııi K.ınadaya gönderip orada rahat ralıai hazırlamayı düşünmüşlerdi. Sonra, ilk plânı biraz tadil ettiler; bu genclerin ilk talim ve terbiyelerini kendi memlekttlerinde görmeleri, sonra uçuşlar ve tekâmül Dün öğleden sonra Tozkoparanda icin Kanadaya gitmelcri karaılaştırıldı. asfaltın kenarındaki ufak hendekte Fakat bu güzel projenin tatbiki, Churyeni doğmuş bir çocuk cesedi buchill'in azimkâr iradesine nasib obnuşlunmuştur. tur. Emtkli General Windom Deeds'in Asfalt kenarında oynayan çocukLondra radyosunda yaptığı türkçe neşlar, hendekte siyah beze sarılmış bir riyattan anlayoruz ki ilk aylarda, bu şey bulmuşlar ve merak saikasile muazzam planın düşünülen ve istenilen bezi açtıkları zaman bir nevzad ceşekilde, tatbikj kabil olmaau..tı>. Ancak, sedile karsılaşmışlardır. ChurchİU iktidar mevkiinc geçtikten ve Hâdiseden derhal zabıta haberdar Fransa yıkılıp da harbin bütün yükii edilmiş ve tahkikata başlanmıştır. İngiliz İmparatorluğunun omuzıarına Cesed Morga kaldırılmıstır. yüklendikten sonradır ki işe dört elle sarlunak miimkün ohnuştur. bultındu ŞEHİR tSLERl IKTISAD Bulgar hududunda biriken eşyamız Dün alâkadar makamlara gelen malumr.ta göre, Avrupanın muhtelif memleketlerinden memleketi mize gelmek üzere olan 40 vagon eşya Bulgar hududunda birikmiştir. Karaköy . Azabkapı Nafıa Vekâleti, Karaköy Azabkapı arasmdaki sahanın imar tafsilât plânmı ufak, tefek bazı tadilâtla kabul etmiştir. Bu tadilât esasa taalluk etmemektedri. Azabtoapıya giden büyük cadde ile Tophaneden Taksime çıkacak; yolun tafsilât plânı ayrıca yapılacaktır. Dünkü ihracat Belediye cezaları Dünkü kontrol esnasında 83 esnafın muhtelif şekillerde belediye zabıta talimatnamesine, aykırı hareket ettikleri görülerek teczlye edilmişlerdir. Bundan başka muhtelif suçlardan 12 şoför ve otobüse haddi istiabın dan fazla yolcu alan iki otobüs biletçisi de cezalandırılmıştır. İngiliz İmparatorluğu havacılık plânı, şimdi ilk semeresini vermeğe başlamıştır. Birkaç gün evvel, İngiliz radyolan ve telgraf haberleri, Kanadadan binlerle askerin v# bu arada oraıla yetiştirilmiş birçok tayyarecirin İngiltereye geldiklerini bildiriyor, şimdiye kadar Kanadadan İngiltereye gclen binlerle askerin ve İngiltereden Ortasarka gönderilen kıt'aların, İngiliz donanmasının bimayesi altında tek nefer zayi etmediklerini de iftiharla söylüyordu Bu genc tayyarecileri, tngilterede yepjeni tayyareler beklemektedir. Biraz da onlarla uçtuktan sonra, atının huyunu öğrenen ve onııııla anlasan suvariler gibi, bu tayyareciler de yeni makinelerile uyuşaçaklar, ondan sonra, ilkbaharla beraber faaliyete başlayacaklardır. Dün şehrimizden 288.000 liralık ihracat yapılmıştır. Bu ihracat meya,mnda, r.uzı;n zamandanberi ilk deBütçe kabul edildîktehr sonra zabıtai fa olarak serbest dövizle İspanyaya belediye talimatnamesinin mevaddı satılar ken^'.ir tohumu ve cenub'î müşteile depolannın vazivetini tajin e Afrikaya Jiç"hndık vardır. den kısım'arının müzakeresine devam edilmiş ve inşa edilecek tankların huAlmanyaya deri susiyetini göstenr madde'.erin konuşulAlmanyaya ihrac olunmak üzere ması bazı münakaşaları mucib olmuş 730 bin lirahk ham derinin ihracat ise de neticede taliır.atname kabul ediltacirleri arasında tevziat listesi ha miztir. zırianmıştır. Peynir fiatları Bazı toptancı peynir firmalarmın yeni mahsul taze peynirleri dahi Fiat Murakabe komisyonunun buzhanede bulunan peynirler için koyduğu narhtan sattıkları haber almmıştır. Halbuki taze peynirler için konulmuş bir narh olmadığmdan ve bunların fiatı ucuz bulun duğundan bu gibiler hakkında takibat yapılacaktır. GÜMRÜKLERDE 749 çuval kahve ithal olunuyor Gümrüklerde bulunan 749 çuval kahvenin daha ithali için dün müsaade verilmiştir. Bu kahveler evvelce Brezüya şirketi hesabma gelmiş olan mallardır. Şimdiye kadar fiatları, mevcud narhtan yukarı düştüğü için ithal olunmamıştı. Şimdi bu kahvelerin yüzde 4 kârla ithaîine müsaade olunmuştur. Yeni ithal olunan kahvelerin 349 çuvalı İstanbula verilmiştir. MÜTEFERRİK Müteaddid suçlu bir ihtikâr hâdisesi Suraski kumaş ticarethanesi hakkında Ticaret Vekâleti müfettişleri tarafından AJman kumaşlarmı İngiliz kumaşı gibi göstererek sat mak ve fazla fiat istemekten ve ayni zamanda fatura vermekten istinkâf etmekte cürmü meşhud yapılmıs ve zabıt tutulmuştur. Millî korunma kanununa göre bu müte addid ihtikâr hâdisesi Fiat Kfurakabe komisyonunca tetkik olunmak tadır. 700 lira çaldı ve yakalandı Kartalda Gürcü sokağmda oturan Elif adında bir kadınm evinin kapı kilidi kırılarak içeri girilmiş ve 700 lirası çalınmıştı. Kartal jandarması hâdiseyi haber alır almaz tahkikata başlamış ve kısa bir zamanda bu cür'etkâr hırsızm ayni mahallede oturan Kürd Süleyman olduğunu tespit ederek yakaîamıştır. Dün akşam Londra radyosu, ilk projeve plânda 20,000 pilot ve 30,000 makinist yetiştirilmesi kararlaşhrmLşken elde edilen terakkinin çalışnm cetvel ve POLİSTE programını geri bıraktığım, geçen bilincikânun nihayetinde, projedekinin tara Bir kız pencereden düştü iki misli havacı yetiştiğini, simdi de gene iki misli tayyareci yetiştirilmekte olduKüçükpazarda oturan Kâmile is ğıtnu söylemiştir. mtode 17 ya§ında bir kız, oturduğu Eıı yi tayyarecilerin sıkı bir talim ve evdeki camları silerken, ikinci kattan düşmüştür. Ağırca yaralı ola terbiye görmüş, bol uçuş yaparak merak Haseki hastanesine yatırılmış Icke ve tecrübe sahibi olmuş gencler arasından yetiştiği malumdur. Bu genc tır. tayyareciler, artık İngiltereye ve diğer İngiliz cephelerine akmağa, yeni «abriCerh vak'ası kalar da randıman vermeğe başlamıştır. Galatada Nişanbaş sokağmda 26 Amerika Âyanı,, şu bitip tükenmek bilnumarada oturan Ömerle gene ay mez müzakerelerini, obstrüksiyonlannı ni semtte oturan Fazıl evvelki ge bitirdikten sonra, İngiltereye malzeme de ce bir meseleden dolayı kavgaya akacaktır. tutuşmuşlardır. İngiltere, deniz hakimijefi gibi hava Kavga esnasında Fazıl, Ömeri tıahakimiyetini de elde etmek yolunu tutşından ağırca yaralanmıştır. Ömer nıuştur. tedavi altma alınmış, Fazıl yakalanmıstır. Bir otomobil kazası Sirkecide Osmaniye otelinde otufan Tahsiu, gece Beyoğlu İstiklâl caddesinde bir kaldırımdan diğer kaldırıma geçerken şoför Şükrünun idaresindeki 2409 numaralı otomobilin çarpmasına maruz kalarak muhtelif yerlerinden yaralanmış, hastaneye kaldınlmıştır. Bilecikte bir çocuğu tren çiğnedi İzmit 7 (Hususi muhabirimiz denı Ankaıa Lstikametinden gelmekte olan 63 numaralı katar Bilecikte bir çocuk çiğnemiş olduğundan tahkikata başlandı. mıştım. Aradan seneler ge;ti. Karı kocanın çocukları oldu, saçları ağardı. Ben büyüyüp delikanlıhk çağıra eriştun. Bir gün tesadüf bu muammayı bana hatırlattı. Raif amcaya işi açtım. Yuvarlak esmer yüzünde tebessümler, koyu yeşil gözlerinde garib ışıklar parhyarak: Ah.. Sorma, kardeşim, dedi. bir iki muzib arkadaş az kaldı, daha kurulmak üzereyken ocağırr.ı yıkıp harab edeceklerdi. Güvey girdiğim akşam, Hikmet yengenle tabıî karşı karşıya otu rup bir kaç saat şuradar buradan dereden tepeden konuştuk. Bir aralık ortalığa çok berbad bir koku v^yıldı. Bu pis rayiha acabs odanm hangi tarafından geliyor, diye dört cihete bpkınıyordum.. Yeni gelin de ayni merak ve tecessüsle başmı öteye beriye çevirip duruyordu. Fakat kcku ikimizin arasında bir noktadan intişar ediyordu. Ben, gelinden şüphelendım. O da bana itimadsız ve emniyetsiz nazarlarla bakıyordu. Nihayet yatağa girmek üzere kaloş içine giydiğİTi kenarları lasti'îli (,ekrr,e kundurjmı cıkannca, Allahım o ne berbad ve cehenr.emî koku tarif edemem. Hikmel yengen hemen dışarıya fırladı ve bir başka odada sabahı etti. Pek haklı olardk da ertesi gün çıkıp gitti. Vıcık vıcık olan ayaklarımı vıkadım, temizledim. Lâkin onu bu kokunun bende esas olmaJığına ilkönce bir türlü ikna edemedİTi. Sonra tabiî meseleyi o da ariadı. Arkadaşlar potinimin içine bir fırsat bularak cŞevtan otu» dedikleri ısunnca tahammül e diîemiyecek 'lerecedp fena koku çıkaran bir madde atmiFİar.. Buna ne şakası demek icab ett;ginı pekâlâ bilırs'n.. Bereket versin kanm riönünce hiddetim geçti, yoksa hepsını berbad edecektim VaUahi!.. ( İthalât Firmaları Birliği dün açıldı ) Dünkü küşad merasiminde bulunanl&r Türk manifatura ithalât firmalarmın Ticaret Vekâletinin tensibile, ithalâtı toplu bir halde ve bir elden yapmak, bu suretle piyasaya ve bilhasia ha'lka asgari fiatlar arzedebümek için birleşerek kurdukları müessese dün merasimle açılmıstır. t Yeni Valide* hanınm altmdaki toptan ve perakende kısmmm dün ssat 17 de yapılan bu küşad merasiminde o sırada Vilâyetteki içti mada bulur.an Vali ve Belediye reisi Lutfi Kftdorı temsilen Vali mua vini Rasid Demirtaş, İdarei Örfiye Komutanı namına emir subayı, Mıntaka Tinaret müdürü, İstanbul gümrüklfii ve gümrük mııhafaza başmüdürteri, Ticaret Odası umumi kâtibi, Ticaret Odası erkânı, ve piyasanın tanınmış simaları hazır bulunuyordu. Merasimi Manifatura İthalât Birliği reisi ve bu teşekkülün de reisi olan Remzi Avunduk bir nutukla acmış ve kuruluşun gayesinin izahını yaparak maksadın bühassa piyasaya rehberlik ve halka yardım olauğunu söylemiştir. Babam, gene üvey annelerimin birinden ayrıbniştı. Büyük amcamın evine iltica ettik. Abdülfettah Efendi, babamın anne ayrı kardeşiydi. Top sakallı, esmerce yüzlü, yetmişlik bir ihtiyardı. Bulgaristanda cHacıoğlu Pazarcığı» ndan muhacir gelmişti. Çalışacak halde değildi. Günün ekseri vakitlerini tak kesi başında yatağında geçirirdi. En büyük zevki uzunca çubuğuna taktığı siğarasmı çekiştirmek, kallavî fincanla sık sık kendisine sunulan kahveyi höpürdetmekti. Arasıra, güzel havalarda sokağa çıkar, yavaş yavaş Fatihe kadar uzanır, orada eski dostlannı görür. memleket hatıralarını yadederdi. Yengem de altmışlık bir kadındı. Beaz tenli, yeşil gözlü idi. Yaşlılığı ancak üzündeki hafif buruşukluklardan anlaşılırdı. Yoksa çok dinc ve genc görünürdü. Çocuklarının dördü de erkekü. RSif, Şevki, Refik, Remzi.. Raif babasına benziyordu. Yüzü yuvarlak, teni buğday koyıısuna çalıyordu. Şevki, annesinin bir timsaliydi. Refik gene esaslı çizgilerini amcarodan alımştı. Remzi nin vücud teşekkülünde yengem esaslı bir âmil olmuştu. Raif, o devirde Sadazam olan Halil Rifat Paşanın yanında sivil komiserdi. Daima redingot giyer, bilmem hangi rütbeden Mecidî nişanının küçük rozetini sol ilikte taşımaktan büyük bir iftihar duyardı. Şevki, taşrada sorgu hâkimliğile dolaşırdı. Refik, Balıkhanede kâtibdi. Remzi de o zaman ismi Haddehane olan bahriye gedikli mektebine devam ediyordu. KUçük hlkâye Şeytan otu = Ahmed Hidayet garistandan getırebildiği yükte hafıf, pahada ağır bir kaç parça eşyasını satarak edinebilmişti. Gazeteleri, yeni sökmeğe başladığım için hayal meyal hatırlıyorum. Rus Japon muharebesi devam ediyordu Demek, bizim o eve gelmemiz 1904 5 senelerinden birinde idi. İlk haftamız heyecanlı ve gürültülü geçti. Babam çok sinirli görünüyor, bıraktığı kadından çektiklerini anlatmakla bitiremiyordu. Fakat ikinci hafta başlaymca babam da ben de derdimizi unutur gibi olduk. Çünkü evde büyük bir hazırlık ve telâş vardı. Dikkat etmez gibi davranarak can kulagıle dinLediğim mükâlemelerin arasındaki cümlelerden birile merak ve tecessüsümü pekâlâ tatmin etmıştim. Yengem vakitli vakitsiz ziyarete gelen komşu lara: Raifimi evlendiriyoruz, diyordu. Hikmet, helâl süt emmiş bir kıza benziyor.. Allah mes'ud etsin! *** Düğün pek şatafatlı olmadı. Sivil bir komiserin mütevazi bütçesi şüphesiz fazla masrafa tahammül edemezdi. Gün düzkü koltuk merasiminde davetli kadmlarla beraber ben de çok eğlendim. O vakit harem, seJâmlık âdeti vardı tabiî.. Koltuk merasimi sade kadınlara mahsustu. Genc, ihtiyar sayısız Havva kızı evin bütün katlarım doldurmuştu. Alacah bulacah bir çok elbiseler hâtâ gözümün önündedir. Fakat bunlar bas = Bundan sonra Vali muavini Raşid Demiıtaş Vali namma kordelâyı kesmiş ve bu teşekkülün tam zamanmda atılmış bir adım olduğuna işaret'.e Anadoludan İstanbula manifatura tedarikine gelip de eli boş ddnen ticaret erbabınm çektiği sıkıntıların nihayet bulmasını temenAbdülfettah Efendinin evi Küçükani etmiştir. Bunian sona davetli yasofyadan Cinci meydamna giden Ier hazırlanan büf ede İzaz olun I sokakların birinde idi. Dört kath, biraz muşlardır. harabca ve ahşabdı. Amcam, onu, Bul •J ma mıydı, pazen miydı, ipekli miydi. Pek iyi hatırlamıyorum. Herkes yıyor, içiyor, gürültülü seslerle konuşuyordu. Nihayet her tarr.fta: Güvey geldi, güvey geldi! Diye haykırışmalar oldu. Baktrnı sabahtanberi köşede oturan gelin yavaş yavaş yerinden kalktı. Aşağı indi. Raif amcam mahcubiyetinden yü?ü kıpkır mızı müstakbel karısınm ko'una girdi. Onu ağır ağır merdivenlsrJen yukanya çıkarmağa başladı. Büyak yengem Hikmet Haruma ancak o zaman dikkat edebildim. Uzun yüzlü, kara gözlü, ince vücudlü şirin bir kızcağızdı. Başı önünde, gözleri yarı kapah, uvkuda gezib yürüyen hasialar gibi basamakları çıkıyor, her kata ulaştıkça Raif amcam elindeki keseden avuçlayıp cıkardığı çil kuruş ve ikilikleri Hikmet yengemin başından serpiyor, öteki çocuklarla beraber ben de bunlaıdan wütnkün olduğu kadar fazlasıru kapıp cebe indirmeğe çalışıyordum. Kadınlar sık sık: Allahını seven Maşallah desin! Feryadlannı basıyorlardı. **» Akşamki güvey koyma merasimi daha sakin ve tadsız oldu. Yahud da ben böyle bir zanna kapıldım. Çünkü vakit epey gecıkmişti. Yatsı namazından sonra önde bekçi elinde fener, arkada imam, Raif amca ve dostları kapıdan içeri gjrdiler. İmam kısa bir dua etti. Güvey yaşhların elini öptü, arkadaşlarına veda etti. Bir saniye evvel e lini muhabbetle sıkan dostları o merdivene doğru yürümeğe koyuHuğu anda arkasına var kuvvetleri'e yumruklar indirmeğe koyuldular. Bir tarafran da: Allah bir yastıkta kocaltsın! Diye haykırıyorlar ve kıs kıs gülü yorlardı. Güvey yukarıya gelinin yanına çıkmca eve bir sükunet çokta. Herkesle beraber ben de yatağıma yattım. Lâkin düğün evinde bilmiyorum ne gibi fevkalâde bir hâdise bekliyordum ki, biraz evvel uykusuzluk'an bitkin, harab bir vaziyete gelnjş olduğum halde bir türlü gözlerimi kapıyamıyordum. Çok güç uyudum. Gözlerimi açtığım vakit yukarı katta müthiş gürültüler oluyordu. Kulak verdim, bir kadırı sesi duvarları çmgır çmJir öttürerek bağırı yordu: Elbette oturmaz, kızim bövle leş kokulu bir insanla nasıl beraber ya şar.. Sanki dünkü düğün evi bu değildi. Her yüz yakın bir ölüya ağl=rnıs kadar meyus ve mustaribdi Annesi Hikmet yenğeyi çarşaflayıncı birlikte alıp gö türmüştü. Herkes birbiıinin kulağma fısıldıyordu: Rezalet, paça sofrasma oturu'acağı sırada gelin smşıp gitsin!.. Bir hafta sonra ffikmet yenge tekıar Raif amcanm yanına döndü. Fakat o günkü mini mmıcik aKİımla bu kısa seyahatin sebebini bir türlü bulama