7 Şubat 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

7 Şubat 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 7 Şufeat 1941 'Öbür dünyadan Gecikmiş bir mektub ^ Nazrnı tzzet Poroya Bir kelime uçurarak burdan Mithat Cemale Ihtifaün ferdasında gittim Namık Kemale Konferanslar veriyordu edebî ve »iyasî Toplannuşh etraftna Hâmid, Ekrem, Şinasi Anlattıgı bahislerde yok diye bir kusuru Saygılarla anıyordu hepsi thsan Sunguru . . . Sinirlice gordüm fakat aralıkta Fikreti Sözlerinden pek belliydi kendisinin hiddeti: «Dinlediğim nutuklardan haylısının özü yok! Demek henüz çok hatibin tek cümlelik sözü yok! Fakülteler bülöf yaptı gene zayıf bir ketenle Nece narin profesör ve yalınkat doçentle! Böyle yavan Iâkırdıya insan naııl dayansm Türkçesinden daha bitik hepsi bizim AjansınU Münakafa filan gerçi degil benim mutadım, Lâkin gene dedim ki ben: A efendim, üstadım, Yüksek gönül bu feylere bakar dâim yüceden Deve boyun egmiyenler, öc alır mı cüceden? Ancak daha yatifmadan onun titiz melâli Karşımıza gelmi# gördük tekrar Namık Kemali: «Dünyadayken sanırdım ki beşer adam olacak Ve bir değer vermeyecek ne haça, ne turaya: Gene lutup zannettim ki yer hayırla dolacak Fakat zihnim altüst oldu geleli ben buraya! Fazfleti Tann tandım, dogruluğu âlihe Lâkin şimdi akıllandım bakıp biraz Falihe. Evet beni FaKh oglum dilfad etti doğrusu, Dogru, düzgün göriişUe irşad etti doğrutu: Lâldn henüz unutmadım dünyadalrî halimi Tâ göklere çıkanrdun görünce bir alimi. Bümem niçin demezdim ki «Canım o da insandır: O da bir gün yoldan sapar, o da Haktan usanır: Arasında tektuk saglam temellisi varsa da Ekser bina kerpiçtendir, şu zavallı arsada.» Nasıl gaflet içindeydim, o ettiğim ne ifti, Evet açık söylüyorum, fikrim iyce değiştL Fakat sakın sanmayın ki eksilmiftir kederim, Ben her zaman yaznuştım ya, gene tekrar ederim: Vatan aşla sert yeledir hanun saçı degildir, Olüm esir yaşamaktan daha acı degildir!. | Doğru değil mi?|Bu duvarları esaslı aurette tamir etmek lâzım İstanbul Erkek llsesl bahçesinin nihayetindekd «Cumfıuriyet> kazniosu bahçeslnin yanından Postanenin arkasma inen yokuşun iki tarafmdaki asırdlde duvarlar bundan bir kaç ay evvel ansızın çökmüş ve her tarafı küçük dağlar cesametinde moloz yığınları kaplamıstı. O zaman yaptığımız neşrlyatı nazarı dikkate alan Belediyemiz, sokağı te. mlzletmlş ve duvarları tamir ettirmi§tL Son günlerde bu duvarların yokuşun en alt noktasma tesadüî eden fcısımları yeniden yıkılmaya hazır bir vaziyette kabarmış ve eğilmiştir. Bu sokak. tan o civardaki fabrikalarda çalışan bir çok lşçiler sık sık geçmekte, bilhassa yüzlerce müvezzi çocuk orada toplanıp gazetelerini paylaşmaktadırlar. Küçük bir ihmal yüzünden bir çok vatandaşm hayatına mal olacak bir tehlike vukuuna meydan vermemek için Belediye mühendislerl hemen bu duvarlan yeniden muayene ederek onlarm esaslı surette tamirine tevessül etmelidirler, diyoruz, Ç Şehir ve Memleket Haberleri ) İngiltereye 40 bin balya tiftik satıldı Bu satış üzerine piyasa derhal yükseldi Yapağı ve tiftik İhracat Birliğile İngiliz korporasyonu arasında İngiltereye tiftik ihracatı için bir anlaşma yapıl nuştır. Bu anlaşma mucibince, İngiltere memleketimızden ilk parti olarak 40,000 balya tiftik alacaktır. Bu tiftikler İstanbulda teslim olunacak ve bedeli burada karşılanacakur. Satış bugünün piyasası üzerinden yapılmıstır. 1940 senesinin ilk aylannda bir tevakkuf devresi geçiren tiftik fiatları bundan sonra devamh şekilde yükselmiştir. Bilhassa son üç ay zarfmda merkezi Avrupa ve şimal memleketlerinin daima serbest dövizle yaptıklan mubayaat neticesinde fiaüar pek hızlı olarak artmıştır. Bu itibarla yeni satışlardan piyasa fevkalâde memnun bulunmaktadır. İngiltereye sevkolunacak bu ilk tiftik partisinden sonra diğer partilerin sevki beklenmektedir. Enteresan bir konferans H E M MIHINA Lord Lloyd D ngilizler için, gene denilecek bir yaşta olen Lord Uoyd, Türki>e>i ve Türkleri taruyan ve tanıdığı için de seven bir İngilizdi. Keiimenin tam manasile bir centhnen olan Lordla, Londrayı âyaret ettiğinüz zaman tanışmışbk. Lordluk, her zaman asalet ifade etmez; çünkü İngiltereye büjük hizmet edenlere de verilen bir unvandır. Vatanma hizmet eden her İngilizin, mutlaka asil bir aileye mensub olması icab ctmez. Lord Lloyd'un lordluğu babasından irsen mi aldığını, yoksa memleketine hizmet ederek mi kazandığını bilmiyornnı; fakat, o, fıtreü itibarile hakikaten bir lorddu; münevver İngilizlerin ekserisi gibi, nazik, kibar, bir adamdı. Lord LJoyd'le tanışbğunız zaman o, nazır değildi? Britich Council denilen ve ecnebi memleketlerle kültür ve dostluk münasebetleri tesisi vasifesile mükellef olan teşekkülün reisi idi; fakat, İngiliz siyaset âleminde, çok büjiik bir nüfuz sahibi i*. Nitekm, çok geçmeden, Çörçil kabinesinde Müstemlekât Nazırı olmus ve son zamanlarda, Lordlar Kamarasında hnkumetin mumessili ve sözcüsü olmak vazifesi ona verilmişti. Lord Lloyd, Londrada Türk heyeti şerefine verilen resmî bir ziyafette, bizo büyük bir sürpriı yapmıştı. O, ingilizco irad ettiği nutkun bir yerînde, birdenbire kendi lisanını bırakarak bizim dilimizle hitaba başlamıştı. O zamana kadar Lordun tflrkçe büdiğinden haberimiı yoktu. Şivesi, sadece, İngiliz harflerile yazılmıs türkçe bir nutku ilk defa okuyan bir İngilizin şivesine benzemiyordu; Lordun türkçe bildiği muhakkaktı. O zaman, koca salonu dolduran Tfirkiev gibi, İngilizler de, hatibin türkçesinl şiddetle alkışlaımşlardı. Geçen sene, Errincan «elzelesi münasebetile I»ndra radyosunda türkçe bir hitabe irad ederek Türk milletini teselli ve taziye etmiş olan Lord Lloyd, türkçe ve arabca ile beraber, yedil dil bilirdi. NALINA Beş bin sene evvelki O Sümer musikisi Beyoğlu Halkevinde verilen konferansta Sümer musikisinin Türk musikisine olan yakın alâkası izah olundu Doğnı değil ni? Hüseyin Sadeddin konferansını veriyor ve dinleyiciler Hüseyin Sadeddin Arel tarafmdan dün akşam saat 17,30 da Beyoğlu Halkevınde, bundan (5000) sene evvel, Türklerin ilk ceddi sayılan Sümerlerın musikisine aid çok sayanı dikkat bir konferans verilmiştir. Hüseyin Sadeddiiı, gerilemenin yegâne makbul olduğu yer, tarih sahası olduğunu kaydederek konferansma başlamıs, ve Sü merlilerin Türk oldukları ve kullandıklan dilin, türkçenin en eski sekli olduğu garaz ve taassub gibi tesirlere kapılmıyan müelliflerin tasdikı altında bulunduğunu söyledikten sonra, sözüne devam ederek demiştir ki: ticelerini Sümerlilerin musikisi ttnvanh ingilizce bir eserde neşrettiğini anlatmış, ve bu eserden elde ettiği malumata istinaden Türk musikisinin o devirdeki vaziyetini izah ederek demiştir ki: < Muhtelif milletlerin musikilerinde kullanılmakta olan sazların hemen hepsinde, Sümer musikisinden birer örnek görüyoruz. Bu arada hârp, lyr, tanbur, ud, santur, Viinnn, çenk, davul, flüt, ney gibi musiki aletlerinin ağababalan da bu eski eserlerde bütüu hüviyetlerile görülüyorlar. Bunlar, gerek bizzat sazlardan bazılarının mevcudiyetile ve gerek taçlar üzerindeki kabartma resimlerle meydana çıkmaktadır. İngiliz müeilifi kitabmda bir tabletten deşifre ettiği Sümer notasile yanlrru? bir ilâhinin bugünkü garb notasuı* çevrüen notasını da dercetmiştir.» Konferansın sonunda Halkevi Koro heyeti tarafmdan, bir Sümer Üahisi teganni edilmiştir. Bu ilâhinin, büyük Türk bestekân Itrinin meşhur (na'at) ı aralarındaki benzerlik bilhassa nazan dikkati celbetmiş ve toprak altmdan gelen bu 56 bin senelik ses, konferansi dinliyenler üzerinde büyük tesirler husule getirmıştir. Ekmek fiatına zam yapılacak Fiat Murakabe komisyonu dün karar verdi 10 bin çuval kahve Memleketımize gelmek üzere 10,000 çuval kahvenın Portsaide muvasalat ettiği dün alâkadar makamlara gelen maumattan anlaşılmıştır. Bu kahvelerin biran evvel memleketimize geürılmesi için teşebbüs yapılmıstır. Diğer taraftan gümrüklerde bulunan 1300 çuval kahvenin ancak 300 çuvalı derhal ithal olunabilecek vaziyette bulunmaktadır. Mütebakisinin fiatı çok yüksek olduğundan bunlar için Ticaret Vekâletince bir formül düsünülmekte dir. FAZIL AHMED AYKAÇ Sun'î ipek fabrikası Cumhuriyet idaresinin Gemlikte kurduğu bu müessese; sanayide kullanılan sun'î ipeği yetiştiriyor Fiat Murakabe komisyonu dün un Takas muamelesi ve et meseleleri üzerinde kararını Takas Lomited «irketi HongKong, € Sümer medeniyeti Milâddan evvermiştir. Kanada ve Yeni Zelânddan maada velki 3500 senesine musadif bir devrede Fiat Murakabe komisyonu un fi ingiliz İmparatorluğu memleketlerile tan jpKiyıfTTn bulmuştu. Sümerlilerin atları üzerind eyaptıgı tetkikler ne. İngiliz lirası «ahasına dahil memleketle Türk olduğu kabul ve medeniyetlerinin tlcesinde değlrmencllerln fiatı yük re ald takas muamelâtını Cumhuriyet Milâddan 3500 sene evvel inkişaf halinselten sebebler bulunduğu hakkın Merkez Bankasına devretmektedir. Bu de bulunduğu teslim edilince, bugün, da bir kaç haftadanberi yaptıkları memleketlere aid ticarî işler baderna eski Türk musikisinin en az 50005500 müracaatleri haklı görmüştür. Fil Merkez Bankasmca tedvir olunacaktır. senelik bir maziye sahib olduğu meydahakika değirmencilere 9,25 kuruşna çıkar.» Japon takası tan mal olması lâzım gelen Toprak Mahsulleri Ofisinin şehrin efanek Japonyaya da aramızda ticaret anlaş Hatib, bundan sonra Sümer musikisi lik buğday fiatının 9,50 kuruşa yük. ması bulunmıyan memleketlere tatbik hakkında İngiliz âlimlerinden Galpin'in seldiği ve bunun da un fiatlanna olunan enterşanjabl takasının tatbikı uzun tetkiklerde bulunarak ele geçirdıği tesir ettiği tespit olunmuştur. Di münasebetile evvelce yüzde 120 ye ka tabletler üzerindeki çivi yazısı ile yağer taraftan 30 senedenberi cari o dar yükselen Japon takası çok duşmüş zılmış musiki notalannı deşifre etmeğe lup 15 gündenberi Toprak Mahsul tür. Bu takastan istifade ederek memle muvaffak olduğunu ve tetkiklerinin neleri Oflsi tarafmdan kaldırılmış o kete girecek olan ve şimdiye kadar gümlan alıcı lehlne yüzde bir flrenta rüklerde bulunan Japon malları da bunADLİYEDE tekrar verilmesi için Ticaret Vekâ dan istifade edecektir. letine müracaat edilmiş olmakla Gümrüklerde bulunan Japon kumaşBir iftira davası beraber cevab gelinciye kadar bu lanmn manifatura İthalât Birliği elile Leylâ ismınt* gene bir kadın aleyhifarkm kabulü muvafık görülmüş . ithal olumıp ohınmıyacağı Ticaret Vekâ ne Niyazi adlı biri tarafmdan açı'an iftitür. letinden sorulmustur. ra davasına, dün «itına cezada baküDünkü ihracat mıştır. Komlsyon bu cihetleri tespitten sonra ekmeklik unun çuvahmn 1040 Dün şehrimizden 300,000 liralık ihra Niyazi, <Bu kadın, Ziya adlı biri tarakuruş yerine 1060fcurusaçıkarüma cat yapılmıstır. Bu ihracat meyamnda fmdan bıçakla boğazı kesUmek suretile sına karar vermiştir. Bu suretle et Almanyaya yaprak tütün, Bulgaristana yaralanmıstı. Halbuki Ziyayı ele ver k îıatlarına da on para zam ya balık ve portakal, Rumanyaya ceviz içi miyerek, polise beni yakalatürdı. Bu pılması icab edecektir. Fakat bu ihracab mühim bir mevki tutmaktadır. yüzden nahak yere karakola, sorguya Amerikadan getirilecek demir götürüldüm. Cezalandırılmasını iste kararı narh komisyonu verecektlr. Et meselesi Komisyon, dünkü toplantısında et meselesini de tetkik etmlştir. Toptancı kasablar, bugünkü çartlar içinde toptan et satışlanndan sonra kasablara kiloda on kuruş verilmesinin imkânı olmadığını raporlarile izah etmislerdir. Komisyon et fiatlarına bir zam yapılmış olsa da toptancüann isteklerine uyulduğu takdirde bu zammuı çok fazla olması icab edeceğini görerefc bagka bir formül bulmustur. Bu for mül bir tecrübe olarak et fiatlarını on beş günde bir narhla tespit etmek şeklinde olacaktır. Bu formül Ticaret Vekâletine teklif edilecektir. Ayakkabı fiatlan Komisyon dün de ayakkabı fiatları ve mevcud nümuneler üzerindeki tetkiklerine devam etmiştir. Arabacı kavgasınm sonu Haydar ve Hüseyin adlannda ikJ arabacı Vefada Kâtibçelebi caddesinde iş yüzünden kavgaya tutuş muşlardır. Kavgayı ayırmak üzere iki arabacmın arasmı bulmak istiyen ayni caddede kömürcü Hüse . yin Küser, iki tarafı yatıştırmağa çalışırken, Haydar bu müdahaleye kızmış ve tabancasmı çekerek zavallı kömürcüyü yaralamıstır. Kömürcü Hüseyin hastaneye kaldınlmışj, Haydar yakalanmıştır. Amerikadan demir ithalâtı için hükumetçe akreditif verilmesi üzerine dün demir ve maden! eşya ithalât birliğinde iki büyük toplantı yapılmıstır. Amerikadan getirilecek denur ve madenî malzeme için komisyonculuk yapmak istiyen komisyoncularla muhlelif Amerikan firmalan mümessilleri demir ilhalât birliği komitesinin de iştirakile bir toplanü yapıbnıç ve her firma mümessili ve komisyoncunun S. t, F. İstanbul veya F. O. B. On Board teslim müddeti, ne miktar verilebileceğl ve ceşidler hakkında önümüzdeki cumartesi günü ve kafî cevabın da aym 14 üncü günü öğleye kadar birliğe bildirilmesine karar verilmiştir. rim» demiştir. Leylâya ne diyeceği sorulunca, o da, kendisini hakikaten Ziyanm yaraladığını, işin içyuzü anlaşıldıktan sonra Ziyanın altı ay, yirmi üç gün hapse mahkum olduğunu, şimdi de hapiste bulunduğunu söylemisür. Önce Niyaziye isnadda bulunmasının sebebini de, «çünkü, Ziya kendisinden korkulacak bir adamdır. Beni tehdid «derek, öyle söylemeğe zorladı. Korktum, evvelâ Niyaziden davacı oldum, amma Zi^'anın muhakemesinde Allah için doğrusunu anlatbm» diye izah etmiştir. Muhakemenin devamı, şahidlerin çağırılmasuıa bırakılmıştır. Bir ihtikâr maznunu tevkif edildi Tramvay ve elektrik malze Salamon Eskinazi adlı bir tacir, toptan olarak düzinesi 230 kuruşluk elekmesi getinnek için tetkikler trik ceb feneri pillerini düzinesini 325 Vali ve Belediye Reisi Lutfi Kırdar dün istanbul tramvay ve elektrik idaresine giderek idarenin ihtiyacı olan ray ve bandaj malzemesi hakkında tetkikatta bulunmuştur. Alman malumata nazaran Amerika serbest dövizle. Rumanya ve Macaristan ise pik demir veya kromla ve diğer bazı maddelerle mübadele edilmek suretile ray ve bandaj vermeğe talibdirler.Tramvay ve elektrik idaresi müdürü Hulki Erem yakmda Ankaraya giderek bu teklifler hakkında hükumete jzahat verecektir. Zira bu tekliflere müspet cevab verebflecek makam doğrudan doğruya hükumettir. Hükumet müspet cevab verdiği takdirde derhal mezkur malzemeden lüzumu kadan sipariş edflecektir. kuruştan satmak ve bu suretle ihtikâr yapmaktan Adliyeye verilmiştir. Sultanahmed ikinci sulh ceza mahkemesinde sorguya çekilen Salamon Eskinazi <Bsn, Millî Korunma kanununa muhalif harekette bulunmadım. Bu pilleri kendim düzinesini 270 kuruştan alarak, normal fiatla elden çıkardım> demiştir. Hâkim Salâhaddin Demirelli, sorguyu müteakıb Salamon Eskinaziyi tevkif ettirmiştir. Sunt ipek fabrikasınm haricdeo görünüşü Bursa (Hususî muhabirimizden) rete şayandır. Ağacın yaprağını yiyen Gemlikte Türkiyenin yepyeni, ve yaptığı iş itibarile pek enteresan bir fabrikasını gezdim. Ilk defa gördüğüm bu fabrika, büyük bir iftiharla göğsümü kabarttı. Çünkü: Buradaki muazzam makinelere ve ağac kütüğünden incecik ipek tel çıkaran bütün bu modern tesisata Türk çocuklan kumanda ediyordu. Bence fabrikanm en büyük hususiyeti bu idi. Ve bu koca fabrika Türk işçisinin kabiliyetli elile i§leyordu. Dünyada mevcud emsali arasında en yeni ve en son tip tesisatla mücehhez olan fabrikanm çıkardığı sun'î ipeğin evsafı şüphesiz diğerlerinden daha üstün bir vaziyettedir. Ağacın yapraklarını yiyerek ağzından ipek fışkırtan böcek gibi, bu fabrikanm bir ağzı da sellöz denilen ağac gövdesinden yapılJnış bir mukavva parçasmı yutuyor, onu muhtelif dairelerinde türlü turlü muamelelerlo evire çevire yapışkan bir mayi haline getirdikten sonra bir tüpün ucuna takılan gözle görülemiyecek kadar küçük deliklerden ibarel altın yüksüklerden fışkırtarak gene bir mayi içinde donduruyor ve böylece oru ipek haline getiriyor. lşte, sanayide kullanılan sun'î ipek bu ^uretle meydana geliyor. Fakat onu bu hale getirinceye kadar ağac kütüğünden yapılmış zavallı mukavvalar ne çileler çekmiyorlar? Kaç depova, kaç kazana ve ne kadar kimyevî sulara dahp çıkmıyorlar? İnsan zekâsının bulduğfe bu ince işi makinelere rnal etmek her haide kolay olmamıştır. Bu muazzam müessese kimyevl teamiillerin dünyada neler yapmaya muktedir o l * ı i " i u gC '">mek bakımından cidden dikkate ve hattâ hay ipekböceği ağzından tabiî ipek fışkırtırken burada ağacın gövdesinden binbir kalıba sokulan bir mukavva parçası bize sun'î ipek veriyor. Bu fabrikanm bir senede devlete verdiği vergi miktan yarım milyon lirayı buluyor. Şimdilik ilk maddesi Avrupadan, bilhassa Çekoslovakya ve Isveçten geliyor. Izmittekl sellöz fabrikası henüz buraya ilk madde veremiyor. Fakat ileride bu madde de Sezai karısını çıldırasıya seviyordu. dahilden tedarik edilecektir. Fakat karısının kendisini sevdiğinden ** şüphesi vardı. Bunu da bir türlü kurcalayamıyordu. Şüphesinin hakikat oluermesinden çok korkuyordu.» Bir gün dostlarından birisi Sezaiye bir tavsiyede bulundu. Karısını kıskandıracak çarelere başvurmasmı, gözü dışanda imiş gibi davranmasını hatırBursa (Hususî) Bursa ovasında lattı. Ve ısrar etti Seven mutlaka kıskanır». Bunu Sezai de biliyordu. yapılan kanaüarın bir kısmı, UludağÇünkü karısını çılgınca kıskanıyordu... dan sür'atle inen dere ve sellerin ta Hattâ o derecede ki; İnce bir ipekli şıdığı toprak, çakıl ve kumlarla yavaş giymiş olsa, bir bahane bularak çıyavaş dolmaya başlamıştır. Bu sebeble kartmağa çalışıyor, kendi gözüne hoş kanalların bazı noktalarmdan sular lörünen karısının bütün hareketlerini civar araziye taşmaktadır. Nafıa su tenkid ederek kabalaştırmağa gayret işleri idaresi bu gibi mıntakalarda ediyordu. Nihayet Sezai karar verdi tedbirler alacaktır. Fakat bu kanalla ve tatbikatma geçti... Akşamları eve nn esash surette, sular çekildikten ;ec geliyor, bazı günler üstüste saatine sonra temizlenmesi lâzımgelmektedir. bakarak sabırsızlık eserleri gösteriyor, Aksi halde bu kanallardan günün bi boyunbağlannın en göze çarpanlannı rinde istifade edilememesi melhuzdur. kullanıyor, her sabah tıraş oluyor, kremini, pudrasmı, esansını ihmal etGemlik yolu üzerindeki Köprübaşı miyordu... Fakat kansında bir kısçiftliği yanından açılmış olan kanalın kanma başlanfrıcı sezemiyordu... üstündeki köprü bu şekilde çakıllar Bir gün, arkasından başka bir gün ve kumlarla tıkanmış olduğundan su Naciyeye (Bir dost) imzalı mektublar lar etrafa yayılmaktadır. Diğer kanal geldi... Ve bu mektublar devam etti... manzumesi arasında da toprak ve ça Bir tanesinde deniliyor ki: kıllarla dolan, sazlarla kaplanan kı«Sayın Bayan... sımlar vardır. Bunların sular çekilir Kocanız olacak Sezai, sizin gibi gene çekilmez tathiri mühim bir mesele ve güzel kansını ihmal etmek budahalini almif bulunmaktadır. lalığmda bulunarak, kulübde pomat ve Bursa ovası gene sellerin tehdidine maruz kulübe gitti, kapıyı gözetiedi... Fakat hiçbir ipucu ele geçiremedi. ' Gelen mektublann arkası da kesilmiyor, her gün bir ihbar oluyordu.. Nihayet son gelen mektub dehşetti... Hem de kendisine itham edecek deliller veriliyordu... Mektub hulâsa olarak şöyle idi: II döven Mehmed, bir aralık eline riz. geçen bir kâseyi de atarak ahçı çu rağuıı başından da yaralamıştır. Mehmed yakalanmış, Osman tedavi altma alınmıstır. Tekirdaç köycülük kongres! Tekirdağ 6 (a a.) Tekirdağ viYa öyle mi?. Kimlerle acaba? = : KUçUk hlkflye Kimlerle olacak Naciye... Her za lâveti birinci köycülük kongresi bu gün Vail Salim Gündoğanın bir nutmanki arkadaşlarla.. Maşallah.» Ya yanınızdaki bayan ku ile acılmıstır. Müzakerelere başlanmadan önce delegeler Ebedî Şef kimdi?. Atatürkün aziz hatırasını tebcil 1 Hangi bayandan bahsediyorsun?. Leman Ahıskal Demek ki sayısmı, çeşidini unu cin üc dakika sükut etmişler ve Mülî Şef İsmet İnönüye, Başvekil boya pateti haline gelmig yosmalarla | lacaktı. Sabırsızlanmağa başladı. Bir tacak kadar boldu, öyle mi?. doktor Refik Saydama ve diğer büYatağından fırladı ve Sezainin ceömür sürmeğe utanmıyor... Herkese | ara kulübe gitmek istedi, sonra vazyüklerimize tazim ve bağlılıklarını karşı «zavalh!.» mevkünde kalmamak geçti... Saatler yıl kadar ağırdı... Ni binden mendili çekti, çıkardı. Gö2Üne izhar ve ifade etmislerdir. Umumî lığınız için haber vermeyi muvafık bul hayet işte on iki oldu... Kulübde ise yayılmış, dağıtılmış bir karmen lekesi Mecl's azalan idare sube reisleri ve dum... Bunu biraz da dostluk bağla bir çeyrek saate kadar gelirdi... Gözü çarptı... Fazla bir şey düşünemedi. Se nahive müdürlerinden mürekkeb oyelkovanın hareketinde oldukça sani zainin yüzüne o minik elile öyle bir rımıza bağışlayın... Imza... Bir dost» lan bu konsre, gecmis yıllarda vaBu mektub karşısında Naciye hid yeler geri geri çalışıyorlardı... Yarım, tokat attı k i gözünden ateş çıktığını mian t^öy islerin^en alman neticedetlendi... Sezaiyi bir iki sorgudan ge bir, bir buçuk gene gelen yok... Mek farketti. Kendini yatağın üstüne boy lere pöre, eelecek vıHarda yapılacak çirdi.» Fakat hiç belli etmek istemi tubun doğruluğuna inanmağa başladı... luboyuna bırakarak hıçkırmağa başladı. isler i^in bes vılhk bir köy çalışma Sezai hayret içindeydi... Kahkahalarla yordu... Arasıra Sezaiye sezdirmeden İkiye doğru apartıman kapısı açıldı proçrraTnı hazırlıvacaktır. Naciye elektriği söndürdü, uyuyor gibi gülüyordu... Yavaş yavaş Naciyenin Kahve ihtikârı yapan bir bakkal İzmir 6 (Telefonla) Şadırvan altında İbrahlm nammdaki bakkal çekirdek kahveyi 280 kuruşa sattıgından yakalanmıştır. Üniversiteden çıktıktan sonra Yakmsarkta, Orta Asyada, Tibet'te, İran körfezinde seyahat etmiş, bir çok memleket görmiis olan Lord Lloyd Balkan harbinl ve Makedonya çetelerinin faaliyetini Enver Pasa ile beraber takîb etmiştir. Türkiye ile İngiltere arasında çıkan Akabe körfezi hâdisesini halle memur edilmiş; bu vesile ile bütün Yemeni dolaşmıshr. 1914 te meb'us iken silâh altına davet edilmiş ve meşhur Yeomanry tugayın» verilmiştir. Birkaç ay sonra Lord Kiçner ona, Süveyş kanalının muhafazasuu teşkilâtlandırmağa memur etmiştir. Birinci kanal seferimiz akim kalınca Lord Lloyd, Anzaklarla berabee Çanakkaleye çıkanlmış, ilk muharebelere iştirak etmiştir. Sonra hususî bir vazife ile Çar İkinci Nikola'nın nezdine MOTEFERR1K gönderilmiş, oradan tekrar Mısıra dön« müştür. İngiliz ordusu kanalı geçip FiŞehir Meclisinin bugünkü listine karşı harekâta başladıgı zaman o gene Yeomanry atlı piyade fagayına içtimaında konuşulacak verilmiştir. İlk Gazze muharebesi, İncimeseleler Uzlerin mağlubiyetile neticelendikten Şehir meclisinin bugünkü toplantı sonra, Lord Allenby, Lord Lloydl Hicasmda Üsküdar tramvayı idaresinin za, Isyan eden Şerif Hüseynin yanına Evkaf, İş Bankası. tramvay idaresi ve göndermiştir. Lord Lloyd, orada meşhur diğer müesseselere olan borclannın Lavvrenceln yanmda cesaretle harbettesviyesi hakkındaki itilâfname müza miş ve yaralanarak İngiltereye dönmüş» kere edilecektir. Bu suretle Belediye tür. mezkur müesseseye sahib olacaktır. Ve Versay muahedesi müzakere ediürken Üsküdar tramvayları İstanbul tramvay Lord Lloyd, konferansta şark işleri müidaresine bağlanacaktır. savirliğini yapmıştır. Sulhtan sonra, Diğer taraftan Büyük Millet Mec Bombay valisi olmuş, İndus nehri üzelisme verilecek bir kanun lâyihası ile rinde, kendi ismini taşıyan sulama teryaptırmıştır. Bundan sonra Evkafın mezkur idaredeki hissesinin tibatını Belediyeye satılması için Medisin mu Allenby'nin yerine Mısır fevkalâde komiserliğine tayin edihniştir. Dört sene vafakati alınacaktır. hizmctten sonra. Mısırla İngiltere arasuıda akdedilecek muahede hakkında, Bina vergilerine yapılan o zaman iktidar mevkünde bulunan azam mele partisile anlaşamadığından istifa Pasif korunma itfaiye teçhizatının etmiştir. Lord Lloyd, şiddetü nazî aleyhtan İntamamlanması için Belediyenin bina giliz devlet adamlarmdan biri idL vergilerine yüzde bir zam icrasına kaLord Lloyd, Türklerle harb meydanrar verdiğini, fakat Dahiliye Vekâletilarrnda da karsılaştığı için, bizi çok iyl nin bunu kanuna uygun bulmadığını tanrmış. merd ve civanmerd milletimizi yazmıştık. Vekâlet bunun esasını mu daha çok sevmiştir. Lordun, Türk İnvafık görmektedir. Yalnız tatbik edile giliz dostlnğunun kıınılmasmda hizmeti bilmesi için lâzımgelen kanun lâyiha vardır. Bir müddet evvel memleketimisını ha2irlamaktadır. Bu lâyiha mer'i ze gelerek Ebedî Şef Atatürk tarafındaa yete girdikten sonra tahsilât yapıla kabul edilmişti. Lordnn o zamanki gayriresm! ziyareti, bagünkfi sıkı dosthıçıın caktır. teessüsüne doğru atılmış bir adım olmtıştnr. Ahçı çırağını yaraladı İngiliz milletS, ba nazik ve kibar, faFatihte Tekir sokağuıda 4 numa kat enerjik ve tesldlâtçı Lordun ölümile rada oturan ve Küçükpazarda top ayni zamanda asker, diplomat, devlet tancılık yapan Mehmed, Tahtaka adamı ve miîstemlekeri bir sahsiyetinl lede ahçı çırağı Osmanla alacak yü kaybetmistir. Lordun şahsmda, mumtaz bir dost kaybetmiş olan Türk milleti de zünden kavgaya tutusmuştur. onun ölümünden teessür duymuştnr. Kavga esnasında Osmanı bir hay T>O<Ç< ve müttefik memleketi taziye ede Kıskançlık «Kocanızın hareketleri ve ihanetleri devam edip gidiyor... Bu gece kulübe diye cıkacak ve bir bayanın evine gidecektir... Şunlara dikkat edin: 1 Kulüb on ikide kapanır™ 2 Bir erkeğin en yakın cürüm ortağı mendilidir... Kontrol ederseniz karmpn lekeleri sözlerimi teyid edecektir.. Imza yerinde gene, Bir dost... Bu onuncu mektubduu Sonuncu o arkasını döndü, bekledi.. Sezai yatak odasına girdi. Elektriği yaktı... Bir iki dolaştı. Tam bir sigara yakacağı sırada Naciye gerinerek yatakta doğruldu... Sezai: Seni uyandırdım nonoşum, dedi.. Kusura bakma... Naciye bu alay karşısında çılgma döndü: Saat kac beyefendi. Şimdiye kadar nerede idin?. Her zamanki gibi kulübde.., Kulüb bu saate kadar açık kalır mı?. Briç partisine daldık, bitirme yanına oturdu, omuzlarından tuttu. Kendine doğru çevirdi.» Bana bak benim güzel Naciyem, dedi.» Artık her şey yoluna girecek..Beni sevdiğini şimdi anladım... Seni Nnshası i kunıstur. kıskandırmak için mektubları ben yazraİt' ( Türkiye Harle mıştım... İşte müsveddeleri... Mendilim Fhann [ulli \ tçin için deki karmea de senin.» Dikkat edersen Senelik 1400 Kr. 2700 Kr, Alü avhk 750 » 1450 > Naciye yaşh gözlerle mektublarm Üç avhk 400 . 800 » kopyalarma baktı... Kocası doğru söy150 > Yoktur. Biı avhk lüyordu... Daha fazla nazlanamadı. Se zainin boynuna sanldı... Beni affet Seza... Ne yapayım se GaseJMnize gSnderflen evrak ve vanlar viyorum.nesr< •fsan edilmesin tade editme* ve Fakat Sezai yıllarca tokadın acısını riyomdan mes'nliyet kabnl oltınmaz. CUMHURİYET Puon" \z\ mkkat unutaouyacak ımnınm..

Bu sayıdan diğer sayfalar: