27 Ocak 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

27 Ocak 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

27 Ikindkânnn 1941 CUMHURİYET Zamane harbleri! Harbîn pasifike sirayet ihtimali kuvvetleniyor merikada, İngiltereye yardım için Cumfaıır Beisine en geniş salâhiyetleri veren lâyiha nnizakere ediliyor ve Amerika demokrasinin zaferini temin için istihsal kudretini İngilterenin btihsal kudretine katmak üzere bulunuyor. Bu katışmamn vereceği netice gayct sarih olduğu için mihver siyasetinin bu sırada takib ettiği istikamet, Japonya Ue Amerikanın arasmı büsbütün acmak ve hu iki devleti birbirile harbe tutuşturmaktır. £sasen, Amerika Ue Japonyanın arası açıktır ve iki memleketin menfaatleri tam bir çarpışma faalindedir. Bunun sebebi, Japonyanın, Büyük Okyanusu iki mıntakaya ayırarak şark tarafını Amerikaya aidmiş gibi tanıması garb tarafını da miinhasıran kendisinin sayması ve bütiin bu mıntakada tekbaşına hâkim olmak istemesidir. Dünyayı bu şekilde nüfuz mıntakalanna taksün ederek her mıntakayı benunsemek ve inhisar altına almak mihverin ortaya çıkardığı ve tahakkuk ettirmek için silâha sarıldığı bir siyasetür. Mihver devletleri arasındaki hfifakm mesnedi bu siyasettir ve bu siyaset, tam manasile tecavüâ maniyettedir. Bu siyaset, milletlerin hürriyet ve istiklâlini tanımryor ve bir takım büyük devletlerin kiirük devletleri silip süpürerek kendi siyasî ve iktısadî tahakkümümi yasatmayı istihdaf ediyor . Japon siyaseti de bu temele isünad ettiği için Japonya Büyük Okyanusun garb kısmında hâkim olmak, buradaki bütiin adalan ve üsleri ele geçirmek, şarkî Asyayı baştanbasa zaptetmek, bu mmtaka dahilinde bulunan ve yüz jnilyonlarca Çinliyi banndıran muazzam iilkeleri istiklâlinden, mahrum etmek, bu maazzam ülkelerin bütün kaynakhtrını kendi hesabına istermek, elhasıl mihver devleflerinm Avnıpada yapmak istediklerini, dünyamn bn bölgesinde yapmak için uğrasryor. Serbest İrlanda İstilâ tehlikesinin hâlâ geçmemiş olduğuna kani Dublin 26 (aa.) Röyter: Dublin gazeteciler enstitusünün senelik toplantısında nutuk söyliyen, ser best İrlanda devleti iaşe ve mühimmat Nazırı Lem&sc ezcümle demiştir ki: « Bir kaç ay evvel, pek yakın bir tstüâ tehlikesi karşısında bulunuyorduk. Bu tehlike geçmiş midir? Ben, geçmemiş oldufunu sanıyorum. Bir kaç hafta ve yahut bir kaç ay sonra buhran, buhranla beraber milletimiz için çok büyük bir tehlike yeniden gelecektir.» Geniş ufuhîar Dünya yeni bir ittifaka doğru gidiyor. Siyasî bir ittifak değiL. Fakat tamamen içtimaî kanaatleri, hayat ielsefeleri müşterek olan milletlerin ittifakı... 1940 senesi bu iUifakın ilk temel taşını atmıştır. İstikbal bütün facialara, bütün ıstırablara rağmen bu ittifakın zaferini tes'id edecektir... Zaten dünyada ber doğum, her zafer büyük ıstırablann mahsulü değil midir?. Ingiliz lisanile konuşan milletlerin Ktifakı da bugünkü ıstırablann ağuşunda doğacaktu. Bu itüfakın en hararetli taraftarları, bugüne kadar Avrupa işlerine, dünya işlerine kanşmamağa azmeden (?) Amerikalılardır. Çünkü sırf şahsî saadetlerinin, millî varhklarının muhafaza ve idamesi ancak dünya meselelerine bütün kalblerile alâkadar olmalarmı istilzam ettiğini Amerikalılar en nihayet kabul etmişlerdir. Yalnız ikî büyük okyanusun ağuşundaki muazzam Amerika kıt'asmın vatandaşlan değil, fakat üzerinde hepimizin mukadderatı ve hayatı mevzuu Vmhi» olan Ifiirpiamn vaiandaşlan ve mes'ul sakinleri olduklarını idrak etmişlerdir. Çünkü bugünkü harbin facialan, bilhassa sivfl balkın, masum çocuk, bedbaht kadınların yaşadıklan iz'ansuz ıstırablann tarrakalan hiçbir memlekette Amerikada olduğu kadar derin bir makes bulamamaktadır. Bunun birçok sebebieri vardır. I Halkm her günkü refah seviyea o kadar yüksektir ki yiyecek ektocgini tedarik ettikten sonra içinde yaşadığı vatamn ve nftıaFet bir nzvu btdımduğu bütün kâmatuı vakayüle alâkadar olraağa vakti ve seviyei fikriyesi miisaiddir. Fransa ile Siyam hem çarpışıyorlar. hem müzakere yapiyorlar! Vichy 26 (a.a.) D. N. B. çini Tayland hududu üzerinde muharebe faaliyeti hakkında Franaz Müstemleke Nezaretinin tebligi ile alâkadar olarak, Fransız hükumeti mahfillerinde şu beyanatta bulunulmaktadır: « Fransa, Japon tavassutu bahBinde lâzım gelen her şeyl yapmıştır. Fransanın Japonya büyük elçisi, Japon hükumetile müzakerelerin ne suretle yapılacağmı görüsmeğe memur edilmlştir. Bu esnada FranBanm Bangkoktaki maslahatgüzarı da Tayland hükumetile temas halinde kalmaktadır. Fakat muharebo faaliyetine nihayet vermek bahls mevzun olamaz. Hindiçini ve Tayland hüfcumetleri mutabık kalarak krt'alarma' ateş kes emrinl vennedlkçe hudud üzerinde çarpışmalar muhakkak surette devam edecektir. Müzakereler de ise bu 6afhaya henüz varılmamıştır.» 3 [•] m M ^M ^ ^ ty f* firiyOİTliTl ¥ • • | tiştirecek kadar olamaz doğurduğu büyük bir ittifak! İflgiliz lisatıik koau şatı bntün iîîiüetler birleşeceklerdir Yazan: Fransız donanması Ne taraftan müdahale gelirse müdafaa etmek veya kendini batırmak emrini almış Nezahat Nureddin Ege günde, ani kararlarla birleşraesile kabiii kıyas değildir. Gene bu anlaşına İtalyanlarla Almanlarm millî raünaferetlere rağmen sırf diktatorlerin dostlukları dolayısile brrieşmesile de kabili kıyas değildir. Böyle bir ittifak Kanadanın buzlu sahralanndan Avustralyanın ateş çöUerine kadar dünyamn her nevi tabiî servet kaynaklannı en büyük liyakatlerle igletmeğe muktedir ilim, «an'at ve iş adamlannın mukaddes bir gaye uğrunda teşriki mesaisidir. Bu kelimelerle ifade edüemiyecek kadar muazzam bir knv\ettir. Tecavüz ve tahakküna siyaseti karşısında Amerika Mihver devletlerinin Avnıpada takib ettikleri tecavüz ve tahakkum siyaseti nasü iiyaula karşuanıj orsa Japonyanm I'asifikte ve Uzakşarkta takib ettiği tecavüz ve tahakkum siyaseti de ayni isjanları uyandırmakta, Avrupada kopan harbin bir tıpkısı da Uzakşarkta devam etmekte ve Fasifikte de sonu gelmiyen bir gerginlik biiküm siırmektedir. Avrupada kopan harb mihver devletlerile lngiltere, Uzakşarkta kopan harb de Japonya ile Çin arasında vuku bulmakta ve nasıi lngiltere ancak Amerikan isühsalinin kendi istihsaüne kanşmasile harbi kazanmayı beklcmekte ise, japon tecavüzüne karşı gelen Çin mîllij elperverliği de Amerika, lngiltere ve Sovyet Birüği gibi tecavüze düşman olan devletlerin yardnnile Japon tecavüzüne karşı koymayı ve Çin istiklâlini kurtarmayi umnmktadır. Mihver devletlerinin üçiinii de Amerika aieyhinde bulımmağa ve üç mfl»ver devletini teşriki mesaiye sevkeden amil budur. Fakat bu aleybiarlık Amerikayı takib etmekte olduğu siyasetten alıkoyacak nıahiyette değildir. Bilâkis tehükenin bü jiunesi Amerikanın yardımını hızlandırmasına sebeb olacaktır. Çünkü mihverin Avrupada muzaffer olması, tecavüz siyasetinin Asyada da muzaffer olnıasına hizmet edecek ve o zaman Amerika da üç mihver devletinin tasallutu karşısında iktısadî ve siyasî muazzam fedakârlıklarda bulunmak mecburiyetinde kalacaktır. Amerika, yakın istikbalde karşılaşacağı bu tehlikeyi nsüdrik oUuğn için bugün bir taraftan Çine yardım etmekte, diğer taraftan da Avrupada demoknsi cephesinin galebesi için istih&al kudreüni 6eferber etmektedir. Amerikanın istihsal kudreti, bütün mihver devletlerinin istihsal kudretine faik olduğu için bn kudretin demokrasi ve hürriyet cephesine katışmssının vereceği netice gayet sariktir ve bu yüzden mlhvercilerin bilhassa Japonyayı faaliyete geçirerek Amerikayı gevşetmefe istedikleri göze çarpmaktadır. Japonyanm mukabelesi: Nttekim Japonya Hariciye Tîazm dün sö\lcdiği nutukta Amerikanın siyasetini tenkid etmiş ve onun bu siyasetle esasen çok fena bir vaziyette olan teynelmilel siyaseti daha vanhn bir safhaya gotiirmek üzere olduğnnu, Amerikanm vuruldu. Açtım, Gülsüm: Büvnik hanım sizi isteyor, dedi. Kendi kendime: «Şimdilik yalnız bu zavallı ilıtiyarcığı düşünmeliyım, dıye soylendim, Rızaya gitmeme itnkân yok. Vazifem hastamn yanında kalmakür. Allah biliyor ki mecbur olmasam onu be kletmezdrm.» Ninerain odasma grrdiğizn ramao, gene arka üstü yatayordu. Gözleri kapalıydı. Evvelâ uyuduğumı zannettim. Geri danmeğe hazırlandım. Fakat ayak seslerrmi duymus olacak, derbal gozlerini açtı. Beni görünce doşruldu. Yana doğru dondü. Yaruna yaklaçmamı i^aret etti. Yaklaştım. Karyoiasının ucuH'i oturdum. Dikkatle yüzüme bakarak doktorun giderken hastalığı hakkında h n a başka şeyler söyleyip söylemedipmi sordu. Bakışları bulanıi*. konufurken dudaklan titreyordu. Hpstalığ'nın tehlikeli olmasından, hakikatin kendisindeh gİ7İendiğinden şüpbe'.endiğini anladım. Ölüm korkusu nihajret onu da yakalamıştı. Zavaîk ihtiyarcılc!.. Oyle sakin cevablar verdim, o kadar ikna edici bir şekilde konuyttnn ki nihayet bana inandı. Çarpırrtmın asahî bir krizden ileri gelmekte olduğuna kanaa* geürdi. Derin bir nefes plarak gülümsedi ve benden, eskiden olduğa gibi kendisine biraz kitab okunaamı rica ikinci misal: Amerikada leythryağı istihsalâtı yoktur. Fakat «Kmyanm en büyük sabun fsbrikaları Amerikadadır. Bütün dünyaca meşhur bir fabrikanm 1939 senesi ktihsalâtı tam yüz milyon dolar kyunetinde idi. Bu misaller bize ispat ediyor ki milletlcrin servetlerini halkeden en esas, Glaskoda da: Çok defa dünya îhtilâfları mevzuu âmil, üzerlerinde yaşadıkJan toprakları Zafere varmak ick, daba çok uzun bahsahırken ortaya atılan gayet zayıf zaptetmek değil, fakat o topraklarıc, ve tehlikeü yollar var. Şehirleriniz, evmazeretler vardn. «Zavallı İtalyaniar tabiî servet kaynaklarını işletmek hu teriniz harab olacak. Düşman kuvvetline yapsınlar kömürleri yok... Büjrük gosunda o milletlerin gösterebüdikleri dir, merhametsiz ve insafsızdır, deaüştL Eanayiin istilzam ettiği kömürü bubnak iş kabiliyetleridir. Ingiliy reaknli gazeteieri hergün Alman için barbetmek mecburiyetindedirier. Binaenaleyh Ingiliz lisanile rcnrtekel tayjarelerinin Londra ve diğer İngiliz Almanya 1»18 de mSstemlekelerini kaytm milletler ittihadı; muazzam tabiî »ehirlerinde yapbklan tahribatm fotoğbetmifür. Ham maddeleri yoktur. Yaservet kaynaklannı en muktedir ka raulerini dercediyor, halka gösteriyorşamak için ham madde tedarik edecek lar. Diişmanın faaliyet ve muvaifakiyememleketleri zaptetmek mecburiyctin falarla isleten milyonlarca iş erbabmm bir ideal uğrunda ittjfakıdır ki beşer tinden hiç bir şey gaklanmı>«r> dedir. Japonyanm altmış mflyondan iki milyon, üç milyan adedi tab'ı variır. Mihverde ise tekrarlanan söz: fazla nüfusu kiiçücük adalarda mahpus tarihinde yepyeni bir safha açaeak ve Her sene takriben yedi bin cild eser Düşman pek az faaliyet gösterebHkalmıştır. Yaşamak için geniş sahalara insaniyet askert ve siyasî ittiıaklann basıhnaktadır. Her biri üç dört liraya •ıiştir. Düşman zayıftır. İngHtere mahmuhtacdırlar> Bütün ba esbabı ma hiçbirinde bulamadığı raoazzam bir sablan bu eserlerin üç, dört, bes yüz TOİmak üzeredir. Büyük Britanyanm cibe mflrtaTİst devletlerin başmdaki istikbale bu sayede kavusacakto*, Kabin satışı vardır. Çiftliğinde, fabrikabatmasına bir çeyrek saat kalmıştır, tedîktatörlerin mffletleri harb maceralan aatindeyim. sında, yazıhanesinde işile, gücile meşNezaket Nureddin EGE ranelerinden ibaret. na sürükkmek için ortaya atükları hiçgul olan her Amerikah dünyamn «s Bingazide tutnlnp İskenderiyeye gönbir ihnî kıymeti ohnıyan basit bahaVichy 26 (aa.) Mareşal Petain, meşhur kalem sahîbleri tarafından ya(*) Birinci ve ikinci yazılar 7 ve 22 4erflmis olan İtalyan esirleri şehrin yenelerdh. Dünyada hiçbir millet bütün dün Amerika Birleşik devletlerinin riade ve mamur olarak durduğunu görSofya 28 (a.a.) Röyter: İngflv zılan bu yüzlerce cild eserleri okuya ham maddeleri kendi topraklarmda ye' ikincikânun tarihli büyük elçisi Amiral Leahy şerefine rak kâiuatııı hangi istikunete «ioğru mıgtır. dükleri zaman hayret etmişler. Çünkü terenin Sofya elçiliği, elçüiğin luybir öğle ziyaîeti vermiştir. Ziyafette yürüdüğüne kendi keodine bir kanı** İfalyada halka ve askerlere hergün şu Hariciye Nazın Flandinie Bahriye metü eşyasımn İstanbula ganderü hasıl etmektedir, veya bu dîişman sehrinin mahvedildiği diği, arşivlerinin Sofyadaki AmeriNazın Amiral TSarlan da hazır busöylenmekte ve bn arada îskenderiyenin ka Birleşik devletleri elçiliğine tev IH Amerikalı her günkü dhan hınmuştur. de artık yerinde yeller estiği söylenmiş di edilmiş olduğu, bütün elçilik me hâdiselerini dakikası dakikasma radyobulunmakta lmiş. Almanya ve ftalyada ınurlarına Türkiyeye gitmek üzere sonun haşında takib etmektedir. Ameyabancı radyolann nesriyatını dinleme Bulgaristanı terketmeğe hazır bu rikada radyo en fakir ailelerin bile yasağı da bu hakikat korkusunun başka lunmak için talimat verîldlği hak malik olabildiği çok ncuz bir şeydir. bir tezahnrüdür. kında Almanların kontrolu altında Her şebirde, her üniversitedeki müteBelgrad 26 (aa.) Stefani: Dün bulunan Enropa Press tarafmflan addid radyo istasyonlan vasrtasile, en Elime geçen bir Fransız gazetesi (Poncşredilen bir kararname ile Nazır neşredilen şaylalar yalanlanmak muktedir ilim adarolannm dünya hâpolo Ditarya) garetesinde Sinyor FarinaJCerek, müteveîfa Koroscez'in yeri tadır. İngilterenin Sofya elçillgi, bn disatı hakkında verdikleri konferanslar ci'nin ecncbi gasete ofaıyuculan hakne Maariî Nazırlığına tayin edH haberin, tam bir Alman propagan sayesinaedir ki bugünkü Amerikan vakındakt makalesindcn su parçayı nalkemiştir. diyar: dası haberi olduğunu kaydeylemek tandası cihamn halline mecbur olduğu «Bunlar pek ç«k değildirler, fakat Sloven partisi şefi Kulovez, dev tedir. muazzam meseleler muvacebesinde daima ayni tiplerdir. Bunlar kulağı delet nazırlığına tayin edilmişttr. Başkendisinin de çok büyuk bir mes'uliVatikanın altında ecer lik, şu veya bu faşist şefine mensub olvekilin huzurnnda yemin etmişleryeti olduğunu anlamak ve kabul etduklarını iddia eder, hatta faşiat partisi dir. mek ıstırarmda kalmıştır. Mevzuu baharanıyor rozeti de taşırlar. Bunlan gazete kulüVatikan 26 (a*.) «StefanU Vati solan dava kendi hayatı, rrazuru ve sabeieri önünde iki tarafa bakındıktan adetini tehdid eden muazzam içtimaî kan mağaralarmda arkeolojik hafriyat sonra muvezziden yavaşça Tribfin dö Londra 6 <a.a.) İsviçre radyo tnuvaffakiyetle devam etmektedir. Ba bir düvadıı. Bir afettir. Lozan, yahud Jumal dö Jonev sorarken sunun hildirdiğüıe gare, Buzvelt'in zilik'in cenubu garbisinde Cornelia so Bngünkü Amerikah anlamiftn ki görürsunuz. Bu yabanca gazeteieri alıp şahsî mümessili albay Donavan bu kağmın yanında eski Roma Iroparator âünya sakinleri fld kısımdan möteşektersine dörde katladıktan ve cebkrine gün Selâniğe gelnüştir. lan devrine aid eski bir mezarlık ve iki kildir. Birisi Anglo Sakson lisanile müyerkstirdikten soDca ztıemrura bir tavıryeralb lâhdi meydana çıkanlmıçtjr. An tekeTlim miTletlerin bayat felsefesini tala uzaklasırlar. Bu zavallı aptallar, sanDünkü k«ngre<le bulunajdar Çdni ilk müdafaa hatü, ve Avuslralya Ue aneye göre SaintPierre'in cesedimn bu kib eden demokrasi cihanı. Diğeri büki bir veaika imiş gibi itina ile sakladıkifeıü Zelandayı ilk hudud hattı saydığı mezarhğa defnedildiği söylenmektedir. Şehidliklerj Imar cenuyeti aenelık Bundan sonra, yapıkn idare heyeti ları, hatta, tanıdıklaruıa vermeye amatün şahsiyetlerini, iradelerini başlarıniçin onunla anlaşma unkânlannm berdaki dîktatörlere teslim etmiş mîhver koBgresi dün Eminönü Ualkevinde top ıntihabında birinci retsüğe cemıyetin ö de bulunduklan bu gazetede ne ararlar? taraf obnak istidadında dduğnnn söydevletleri âlemi... Mihver devletlerinin lanmışür. Kongreyi ikinei rei« Cemai tedenberi Teisi bulçnan Münakalât Ve Bu bir su değildir. Bunlar düşman teblemiş, Japonyamn garbî Pastfikte hâkim zaferi ise bizzat Amerikan felsefeBİnin Keaılioğlu açmış ve riyasete Parti vi kili Cevdet Kerim İncedayı, ikinci reis liglerini, İngiliz menabiinden gelen haolmasmm, yahnz Japonyanın menfaatleinhidamını mucib olacak kadar büyük lâyet idare heyeti azaeından Hasene II Uğe Cemal Nemlioğlu, azal&lara da berleri ve bugün artık bitmiş olan sosri narnına değil, beşeriyetin menfaafi nabir faciadır. Mihver devletleri dünyaya gazan seçilmesinden sonra idare heyeti Müfti Fehmi Ülgener, İsmail Srtkı Bıl yaldemokrat âleminin hiç birini beğenmına bir zaruret teşkil ettiğini ilâve etgin, Dr. Ziya Ağea, Dr. Sani Yaver Ata miyen gazete makalelerini ararlar. Bu İr Budapeşte 26 (a.a.) «Steîani» yeni bir rrizam vermek için mevcucîun caporu ckunnmştur. «iş, biHıassa Japonyamn mihver devlet Macaristanla Slovakya arasuıda bu gün müthiş bir darbe ile yîkılmasmı isVatan ve istiklâl mefkuresi yolunda man, tHkmet Arda, Mehmed Ali Erel sefiller işte bu ve ancak bu vasıta ile halerine karşı taahhhüdlerini ifa etmek milliyetlerin haklan meselelerinı tan teyen ve bn •uğurda milyonlarca kan temiz kanlarını feda eden kahraman ve Ferid Cemal seçilmiştir. fcikati oğrendiklerini ve öğrettiklerini sırası gtMiği zamaa bu taahhiMleri ifazinı eden bir mukavele imza edünıiştir. dökmekten çekinmiyen bir gaye takib şebidleriınizin aziz hatıralarını anarak iddia ederler. da tereddüd etmiyeceğini anlatmıştır. etmektedrrler. Anglo Sakson felsefesi başlayan raporda Başvekilimizin yükj( VTellington 26 (a^.) Birlepk Daha bir mil mesafeden bozgunculukSivereklilerin a&kerlerimize Japonya Hariciye Nazırı bu suretle, Amerikanın Yeni Zetandaya tayin et ise tedTİcî bîr ıslah ve tekâmülün in sek alâkalarile eemiyete 18,#09 lira vaları göze çarpan bu sahıslar, bizim tebsanlarm bünyelerine daha murafık ol dolunduğu ve şimdıden 5000 lirasmın Amerika Hariciye Nazm Mfeter Cordefl tiği iik deniz ataşesi bu gün Anckhediyesi liğleri falza şeyler bilirnuş edasüe okuHuH'nn geçenlerde, Amerika meb'usanı land'a gehmştir. Bmbaşı Oîdmj» Avns duğunu bu sayede msaniyetin narika ahadığı, Belediyenin de 5060 lira verSverek (Hususî) Sivereklüer yan gayrikabüi ıslah münekkidler ular yaratmağa muktedir olduklanna diği ve muhteHf teberrular yapıldığı hariciye encümeni karşısında söylediği tralyaya da bir denız ataşesi tayin edil iman etmektedir. Binaenaleyh bugünkü taahhüd ettikleri 3100 çift yün ço mumî karargâhın tebliğlerine daima bir söılere cecab vermiş ve mihver devletdiğini ve binbaşı Cansey'in yakında Amerika vatandaşları yeni bir îttlfak ve ba suretle yardnnların 13,516 lirayı rabla 2100 aded^ pamukludan ikinci şeyler ilâve etmek istiyen felâket müjlerinin Amerikan jardımlanndan hisbulduğu ve utnumî gelirin 20,000 lirayı Cambetra'ya geleceğini söyietBİştir. ile Ingiliz lisanile mütekellîm mBletler geçtiği, Münakalât Vekâlefince Edirne partisi olan 1939 pamuklu üe 2517 decileri, profesyonel telâşçılar, tarafkir settikleri enfişeleri aslatmıştn. Fakat İr Sofya 26 (a^.) «d.n.b» Kral ittifakile bu en mukaddes bîldiğı var kapı şehidHğine meccanî telefon konul çift yün çorabı Siverek Ki2alay §u bedbinler, beyni boş ve midesi ekşimiş Japonya Hariciye Nazın, anlaşma ve Boris, yaaında Kcaliçe de olriuğn ba&r lıkîarını mubsfaza etraeğe azmetmiş duğu, Elektrik idaresi tarafından mee besine teslim etmişlerdir. Gün geç kimselerdir ki; maatteessüf hâlâ şurada ıdasma imkânlarından bahsetmekle bu tikçe bu rakamlann artmakta oldıu burada hatta bizde de göze çarpmaktaimkânlardan istifade etmenin adeta im de, dün öğleden »anra moiern Aiman canî elektrik getirildiği, üç kilometre dırlar.» »imarisi «ergisini ziyaret etmiştir. Bu lerdir. Bugünkü Amerika tat3 hudud yol yapıldığı, yirmâşer şehid mezarbğj ğu görülmektedir. kânsi7 «Iduğunn tebarüz ettirmiş bulularmın bile emniyette bcdundnğnna Bu saorlan okuduktan sonra İtalyada ntryor. Çünkü Japonya 4a, demokrasi aergi, düa sabah açılmıştır. kam değildir. Bumian dolayıdır ki bü 18 beton müstatil inşa olunduğu ve öğrenmek için neler davasınm hiçbir tehdide baknvyarak • Viyana 26 (a.a.) DJÎ.B bfldi tün Amerîkalılar Ingiliz zaferini temin rnÜEtatillerin mevcuâu 152 ye çıktığı, bir Mekteb talebelerine gönde. halkın hakikat) A yaptığını resmî italyan tebliğlerine karşı kart'i bir zafere doğru adun atmaktan riyor: Bükreşte suikasde kurban giden edecek her türlü fedakârhğı göze sJ meydan ve çeşroe iaşa edildiğı, yüzleroe rilecek mektublar hatta faşisrler arasında bile itimadsızbaska Wr şey yapmıyacağını ve fcu u fcurmay bînbaşı Henmuth Döi'ingTn cem«ğa azmetmişlerdir. Ingiliz lisanile yeni Sdan dikildîği zikrolunduktan sonğurda her tehlike ile savaşmayı göze a naze töreni ,dün öğleden sonra ,VıyaNeharî olarak mekteblere devam lığın arttığını anlamak güç değildir. mütekelliiB miüctlefJe yani Kanada, A ra, bu ebedî aseri yaşabnak için yalacağım çok iji fciliyor. Şimdi mihverin önünde iki nmacı var: nada merkez mezarlığında, büy5k as vustnralya, Cemjbî Afrika, Yeni Ze pılması zarurî olan işler etrafmda iza eden lise ve orta mekteb talebeleriHîrî^î hairîirn^ diçpri Inrilirlrı*ı fând hüfcÛTnetlerile tam bir ittifaka hat verilmekte ve Millî Şete tazimler nin mekteblerdeki adreslerine mekHarb Pasifike de ârayet edebüir. Fatub gönderilmesi menedilmiştir. Bu Ingilizlcrm önünde ise bir tek düşman kat bu da demokrasi için bir ricat de+ Beyrut 26 (a.a. ) Hufadun iki doğru gitmektedirier. Böyle bir ittifak le, rapor ikmal olunmakta idi. ğil, belki yeni bir namle teşkil edecek tarafaîdaki çayırlarda koyun sfirüleri tarihi beeşrin en büyük bir dönüm nokRapor kabul olunduktan aonra, 1949* suretle gelecek mektublar bunlara var: Mihver kuvvetleri. Onlar hakikaü tir. oin geçmesi hakkmda Suriye iîe Irak tası olacaktn*. Çünkü bu birleşme, oazi bilânçosu okunup kabul edilmiş verilmiyecek veya koııtrol edilecek tanuuakla kendi taraflarına Jtendi lehlerine oluyorlar. Almanya ile komünist Rusyanın bir ve yeni bütçe tasdîk olunmuçtur. tir. arasında müzakerelere baslannuştır. ömer Rıza DOĞRUL Vaşington 26 (a.a.) Havas ajansı büdiriyor: Amerikanm eski Pari» büjrük elçisi BnDitt, haricrye encümenindeki Dün Bulgaristanm 50 izahatı esnasında şu kat'i kanaata yerinde halka siyasî izhar etmiştir ki: Fransız donanması, her hangi taraftan gelirse felsln, bir musadcre izafaat verildi harefcetine lcarşı Iroymalc ve icabında kendi fcendisinl batmnak emrr H Hiçbir memlekette tahfril seviSofya 26 (ajı.) B. B. C Röyter ni almıştı. yesile mütenasiben yükselmiş kitab, ajansı muhabirinöı bildirdiğine göAmerikaTi mahtülertnde M. Bul gazete, mecmua neşriyatı Amerika Birre, Bulgar hükumeti bugün, geniş bir propaganda programı tatbik et litt'hı beyanatı Marcçal Petain hö leşik devletleri neşrîyatınm sevjyesine miştir. .Aralarında nazırlar ve meb kumetmi haricde küçük düşürmek vasıl »laraamıstır, diyebilirim, 130 nüluslar dâ bulunan pek çok hatibler, için yapılan propagandalara cidâî yonluk nüfus için vasatî 40 milyon nüsmemleketin 50 yeTinde yapüan haUc bhr darbe indlrditi snretinde telâkM ha matbua nesredilmekrtedrr. Bazı gazeteler ekseriya 24, 32, 48 sahife olarak toplantılannda söz alarak, hüku edihnektedir. neşredihnektedir. Yüz yirmi, yüz elli metin dahilî ve tarlci politiltasını Yalan kaktr sahifelik her mecrmıanm, bir bnçuk izah etmişlerdir. İç propaganda kilde yetişen rnahsullerini en fennî, en iktısadî bir şekilde işleyerek ihtiyacı olan malları satın almak için elindeki mahsulâtını dünya pazarlarına sevkederek hiç harbe girmeden milletin seviyei içtimaiyesini yükseltebilir. Gene Birleşik Amerika devletlerini misal alalım. Amerka topraklannda bir gram lâstik yetişmez. AmerikaJılar lâstik ye•tiştiren Kongo yahud Amazon neari havzalarıru askerî kuvvetlerle istilâ ederek yerli ahaliyi köle gibi kullanmayı, ve istilâ masrafını da bu zavallı insanların üzerlerine yükletmeği bir an bile düşünmezler. Amazon kıyüarında yaşayan ve İspanyol ırkından olan insanlar topladıklan lâstikleri Amerika piyasalarına serbest döviz esası üzerine sevkederler. Meşhur Amerikah müteşebbis Firestone kendi ismini taşıyan ve cihan piyasasında sonsuz bir şöhrete sahib olan otomobil lâstiklerini yapmak azmile Afrikanın Kongo nehri havzalannda geniş bir arazi satın alarak bizzat kendi ziraat mütebassıslannın nezareti altında dünyamn en büyük eun'î lâstik ormanlarınj yetistirmege muvaffak olmuştur. Fakat Mr. Fireston'un bu ziraî teşebbüsünO himaye eden bir Amerikan ordusu ve donanması yoktur. Fakat geniş ülkelere sahib Umacılar! ocukken bizi korkutmak için anBelerimiz (amaa) adındn Blanasebetsiz bir mahiuk yaraunışlardı. Biraz haşanuk ettik mi; yenıegimizi yemedik, uykunuızu uyumak istemedik, veya birşey elde etmek e için «isterim de isterim!» <üy tutturduk mu bemen bu (umacı) nm müdahalesine müracaat ediiir; hatta bazan yüzü gö/ıi kapalı, başında siyah bir örtü, sesi derinden gelen garib bir de korkuluk taklidi yapıkrdı. Biz. çoğu böyle büyüdük. İçimizde umaa görmenuş varsa mutlaka ya iğneli fıçı, ya bekçi baba veya buna benzer bir tnüeyyede, bir tehdidle yola gelmiştir. Lâkin şimdild zamanda, yani yaşadiğımız günlerin korkulan arasında artık bu çeşid ynsutnm biri kalmadı. Bizi çocukluğumuzda korkutmaya yarayan bu vahime şimdi kedi yavrusu gibi se* vimli oldu. toprağmda tabiî bir je Şimdi Avrupada karşılıklı ateş yakmıs olan Ud tarafm da kendine göre umacılan var. Fakat mihvercilerin en büyük umacısmın adı (hakikat) olduğunu söylersem sic de sözümü tasdik edersiniz. Geçealerde (Glasko) da ancızuı bir tmtuk irad etmiş olan Ingiliz Başvekili Mister (Çörçil) in sozlerini dikkatle okuyanlar için bu memlekette hakikaü cepheden görmek busucundaki cesarete faayran oimamak kabil değUdtrIngttiz Bafrvekili, zaten daka bu büyuk işin insuıa ilk geçtiği zaman millete: Stze Jtan, ter ve istırablardan üas> ka birşey «etiremiyeceğim.' Mareşal Peten, Amerikan elçisine ziyafet verdi Sofyadaki Ingfliz »efaretmin ve eşyasının îstanbula naldedildiği asılsız İmar Caalyetinuı Yugesiav kabinesindeki nazırlar Albay Donavan Selânikte Kısa Haberk? B. FELEK Bu benim için müthiş bir azab oldu. Bırer küçük siyah canavar gibi gozİf3"imm altında oynaşan ke'ımeler ağzıradan eansız dökülüyordu. Xuçük e\"imizdeki kınnm odada sinir, öfke içinde asağı yukarı dolaşarak beni beklemekte olan Rızayı döşüırüyordum. Bununla beraber sabır ve metanetle okuoıakta devam ettim. Dörtte ilâcmı aldı Biraz tıyvtyaca|ını, fcendisini çok daha iyi hissetüğini Tekrar odama çıktun. Bir köşeye büzüldüra ve üstüste sigara içtJm. Kıpırdanamıyacak kadar bitkin, maddi ve manevî bir yorgunluk içindeydim. Ne kadar zaman öyle köşeme büzülmüş, hareketsiz kaldım, bılmiyorum. Uyku ile uyanıklık arasındaydım. Niııeme verdiğim sözü hatırladıkça içime derin bir acı çöküyordu. Diğer taraftan beni beklemekte olan IlTzayı düşünerek tahammulsuz bir akmtı içinde kalıyordam. Sonra bir «n her çeyî unutmaya gayret ederek, kendimi içinde bâsbütün keybedemediğim, uykuya benzer bir tryuşukluk, bitabl içinde kahyar, fakat tekrar en ufak bir temasla sıçrayacak kadar hassas. uyantk bir hale geliyordum. Hava kararmıştı. Demek saatlerdir aynı hal içindeydinv Odaya gclgeler daluyordıı. Kapımıu yavaş yavaş vu « CUMHURİYET » ÎN EDEBÎ* ROMANI: 41 Sana izah edeceğim, dedim. Bütün gün sıkıntı, keder içinde bunalmıştmı. Haksız bir münakaşaya tahammülüm yoktu. Sesinin perdesini alçaltmaya lüzum görmiyereic: Niçin gelmedin, diye tekrar etti, niçin? Ve ağu adımlarla yaklaşo. Omuzlarımdan tuttu. Ellerini demir birer peaçe gibi omuzlarunda bissettim. Birbirine Mddetle yapışmış olan dudaklarınm arasından şu sözler döküldü: Iste burada, karşımda, sıhhaftestîi Evde de gelmene mâni olacak bir misafir kalabahğı yok. Demek gelebüirdin, fakat gelmedin ve ben orada kafese konmttş bir deli gibi, saatlerce balkondan pencereye, pencereden balkona koşarak, en ufak bir gürültü ile, gelen sensin diye sıçrayıp kapüara koşarak, serd bekledim. Gozieri çugm bir hiddetle yava? yavaş dutnanJanıyoT, adeta koyulaşryordu. Hiddetle söylenen bu sözîeri ba^ca bir zaman belki sükunetle karşılayabilirdim. Fakat çimdi değil. Sabahtanberi sınirlerim yay gibi gerilraiş bir haldeydi. Elinden kurtulmak icin sılkindım* Beçiktaş ikinci kız orta mektebi müdürü Mahi fiaya, İnönü kız li, sesi müdürlüğüne tayin edümiştir. Bursa CHususî) Bölge istişare heyeti Valimiz Refik Koraltanın riyasetindc son yaptığı toplantıda gencliği atıcılığa hazırlamak için Bursada iki atış poligonunun açılmasına karar vermiştir. Bunlardan biri Acar İdman kulübünün bahçesinde, digeri de Stadyomda yapılacaktır. Ayrıca gencliğ kulüblerinin bu günkü vaziyet ve faaliyet şekillerinin tetkik edilmesi için bu kulüblerin teftişine karar verilmiştir. Maarif te bir tayin Bursada atış poligonu etti. uyandı, beni isteyor» diye düşündüro. Gülsüm içeri girdL Tüzü karışık ve telâşb: Sizi aşağıda bekleyorlar, dedi, bani bir bey vardı. İsmini bilnnycrum Biı îkd defa gekrdşti. Ama çok tuhaf, telâşlı bir hali yar. Sizin için: «Derbal görmeliyim» dedi. Ayağa kalkarak, biraz öfkeii: İbrahim Bey olacak, dedim, uzun boylu, kır saçlı değil mi? Gülsüm: Hayır, o degîl, dedî. O zaman, bir an şaşkm, kararsız kaldnn. Kim olabilirdi? Birdenbire Sıza akluna geldi. Kadına beyecan'mı belli etmemeye çalısarak, arkamı dondüm: Sen git, şimdi iniyorum, dedîm. Kapıya doğru uzaklaşüğmı auydum. rulduğunu duydum. «Muhakkak ninem j V 9 V 9 H * P C M ^ t e C ^ İ 8 İ Başımı çevirerek, alçak sesle ilâve ettim: Nineme, bu misafirden bahsetme, anladın nn? HajTetle yüzüme baktı. Sonra başını eğerek: «Peîd efendim» de£, oda<lsİB çılrtı. Ne yapacağmnı şasmmş bîr balde bir ıki kere aşağı yukan dolaştım. Aynamn önünde durduğum zaman yüzümden korktum. En anlayışsız bir insanm, gözlerimden, nasıl bir buhran geçirmekte olduğumu anlamaması imkânsızdL Rengnn çok solgun, saçlarrm perişan, sabahtanberi, olduğum pbi dolaşıyordum. Ümidsizlik içinde, «Şimdi ouâ ne söy lemeü, ne yapmalı?» diye mırıldandım. Sonra biraz Irpndimi toplayarak aynamrnönüne geçtim. Saçlarımı taradım, acele bir elbise giydim ve salona iadim. Doğru tahmin etmişim. Bu akşam ziyaretçisi, Rızadan baskası değildi. Ortadaki masanın yanında ayakta, diındik 'iuruyor, kapıya bakıyordu. Salonda bütün ışıkları yakmıslardı. Bu ışıklann altında yüzü hiç mana ifade eimiyen bir gerginlik içinde idL Ben içerı girince olduğu yerden aynlmadı. Yalruz, boğnk bir sesle: Neden gelmedin? dedL Onun bu halini bilmez değildim. Bu sükunetîn altında, patlamak üzere o^an nasıl bir fırtına gizlendig aşikârdı. Yakînştnn, sesini alçaltması için, kapıyı işaret ederek: Macaristan Sovyetler ara. smda telgraf mubaberesi Budapeşte 26 (a.a.) Macar Ajansı bildiriyor: Macaristanla Sovyetler Birliği arasında 21 kânunusanide doğrudan doğruya telgraf muhaberatına başlanmıştır. Bu münasebetle, ilk olarak, Macar Ticaret Nazırı, Varga ile Sovyet P. T. T. halk komiseri Peresipki, telgraflar teati etmişlerdir. (Arkaa var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: