16 tkindkamm 1941 CUMHURÎYET Ginon nevzan Uzakşarktan Hindistanı tehdid elgrailann son girnlerde sık sık bahis mevruu ettiçi haJ <ie gıiBİın daha rauhim mese leleıi arasında tetkikine imkâa buluna mıyan görünüşte küçük. fakat gumu birinde büyük bir ehemmiyet kazanması çok muhtemel bir mesele var ki yeni adile Taylan. eski aiile Siam hükumetiJe Hindiçinî arasmdaki ibtüâftır. Ege'de tütün piyasası tanzime muhtac! Seksen beşten açılan fiatlar elli kurusa kadar düstü İzmir 15 (Telefonla) Tütün piyasasmda, Gren müstesna olarak Amerika kumpanyaları, inhisarlar idaresi, yerli finnalar ve diğer bazı ecnebi şirketler mübayaatta bulunuyor. Fiat 60 ile 90 arasındadır. Kırkağacdan Izmir gazetelerine, piyasanın 2 saatte 15 kuruş kadar düşürüldüeu bildirilerek tedbir isteniliyor. Dün 4,000,000 kilo tütün satılmıştır. Ajansın verdiği malâmata göre Ankara 15 (a a.) Haber aldığımıza göre, dün Ege mıntakasında tütün 1 piyasası açılrruş. mutad P'T'I"' " ^SS;ta ^ükumotce ittihaz edilen kararlara f tevfikan müdahale mübayaatı !İe tav?i edilmiş olan müesseseler de mübayaata ge«nişlerdir. Müdahale mübavaatmın daha geniş mikyasta icra edilmesi ve bankalarca luzTimlu finansmanm temini için yeni tedbirler alınmış olup bunlar bu^ün aid olduğu mahallere tebliğ edilmiş bulunmaktadır. birçok firmalarm iştirakile açılmıstır Dünkü tütün satışlarmın dört milyon kiloya yaklaştığı tahmin edilmektedir. En hararetli satışlar Akhisarda olmuştur. Fiatlar yüz ile seksen kuruş arasındadır. Bazı firmalar henüz talimat abnadıklannı ileri sürerek piyasaya iştirak etmemişlerdir. Kırkağac ve Akpınarda ilk açılış 70 ilâ 85 kunif iken birkaç saat sonra 50 üâ 60 kuruşa duşmüştür. Dün piyasaya iştirak etmiyen firmalarm bogün mühavaata başlayacaklan ümid edilmektedir ^•MISIRDA vahdeti Kurmak kabil Olacak mı? Fakat ne yazık ki, Mısırın kendini müdafaa için hazırlanmasına ihtiyacı Mısır mHfaaldet partisi Vcfd'in reisi Nahas Paşa İngiHz sefiri Sir Mile Sampsonla görüşüyor olmadığı gafletinde raklarından uzaklaştırıldıktan Eonra da ya bir siyasî muhasebenin bulunanîar var devam etmiştir. Çunku Mısır demokrasi ko'aylaştıracak şartlann hasılvukuunu olduğu YAZAN: . Bir garib maceradır akikaten bir frarih auceradır bu fiat murakabesi. Her biri jerek mevkilerinin, gerek bil verdiği knvvet ve salâhiyeti» silâhlanmış kıjmetli zevatrn kurduğu bir konrisystı, şajanı taziyet bir taiiiışİTİikİp. hangi seye fiat tayin eder, hangi şeyifl fiatile meşgul olursa o malda ya bir kesadlık, ya bir pahalılık goze çarjnyor. O kadar ki; bir matahın fiatı murakabe edilmesi adeta onun pahalılanacağma delil sayılıyor. Bu müsahedenin bu murakabelerden meded •"""" halk kadar bizzat komisjon için de teessürü mucib olacağmda şüphe yoktnr. Acaba bu garib maceranın sebebi ne» dir? Pek kimhüne eremedîğimiz için ancak gazeteci müşahedelerile deriediğimiz malumata nazaran bu sebebler birkaç tanedir: Evvelâ ve başhcası odur ki; komis^on ihtikânn veya pahalılığın ö'nüne get;ecek yerde onun peşinden gitmektedir. Tani bir mal haklı haksız pahaJılandıktan ve halkın, gazetelerin şikâjeüni mucib olduktan sonra komisyonca müzakere mevzuu olmakta, böylece hastalık bir haylı ilerledikten sonra tedavi çareleri aranmaktadır. Bu tabiye yanlıştu. Tababette de olduğu gibi bugünkü girift ticareUe de şjfa vasıtaları aramadansa korunma tedbirleri almak lazımdır. Yani bu komısyon bir mal pahaiılanıp ifatikâr saçağa sardıktan Bonra değil, bu hâdise tahakkuk etmeden evvel mallann pahabiaşmalaıınıo önüne geçecek tedbirleri derpis etmelidir. Sebebin ikincisi şadur: Komu>o> bir mala azamî Gat koydu mu, • mal piyasadan çeküijar ve faec jnal fpbi ücerind6 jhtikâr b k * «& U>or; halk Jikınttya duçar oluyor ve iıalkı ferahlandırmak için alınan tedbirler hoylece makus netic* veriyor. gaklayan birkaç idfi cezalansa daitî maknı Istanbul hududlannıa {ilutnveriyor, talubdea kurtuluMeıelâ: Son haberkre cöre Muraknbo kotnuy«au pirkıce, fasolyeyc ve yağa aid kâr nispetlerini tayin etmif va tasdtk içİB bu babdaki ımkarreratı V'ekâleie aneylenuf. Vekalet ta&dik cttiktca sonra menfeierinin vasatî attış fiatlarma bu kârlan vurap toptan ve perakende azami fiatlar tespit edilecekEğer karşı taraf rahat rahat durup ütun bn resmî muamelâtuı cere\anıoa fejirci kaUa ne âlâ! Halbuki ojlo lmuyor. Elinde mal bulunanîar, şimdiden onlan btı karann çiunul dairesi laricine naklediyorlarmı?. Efbabınm rivajetine göre simdiien yağ stokunu İstanbul Belediyesiain hududlan haricine taşımaya baslamıslar bile, Doğru emeklenmize ve yemeklerimize jazıkJ Bir üçüncU sebeb de ?u: Meselâ: Kaşar peynirine 90 kuruş zamt fiat konnras. Eskiden altrruşa satılan aşağı kalite kaşar peynirlerini de şimdi doksana satmak mubah. Yani Gat tespit edilen mallann kalite değisikuğî ihtikâr mücadelesini tesirsiz uakıyor. İyi mal elini eleğlni çekiyor, kötii mal onun yerini ahyor. Kalitesi üşük de olsa piyasada kaşar peyniri julununca da artık hiç bir makam: Bunun iyisi nerede? diye araştırmaya lüzum görmüyor. bir hengâme de komisyonun manifatura mağazalan araiioda bir Juks sınıf» ihdas etmiş ounasıdır. Öne lion, Baker gibi bkyük Miağazaian eden bu sırufa sundi Mahmudbir takım naanifatnra mağazalan •lunmakta, böylece bellibaşlı bümaıuletura nvağazaian hiks addedilerek bn tüccara tayin edikniş olan yıizde 25 kârın yüzde elliye çıkarılmasına mnsaaJe edilmekte iauş. Buna 4a neden hızura g*nÜdH? Avrupauın heı»en bütim bkyuk payitafctlannı ve «uların iiks mağacalannı g«rmüş birisi sıiatile nks •ajazaterm sırf «lüts. va&fuıdan dotayı fazla kâr ettiklerine şahid ehuu» değilbn. Terri, knnAıracı, g«^ekçi, kuyumcm vcym ken* beabuıa patentah komas yapvılar karic «larak, bâtim fabrika mamalâtı her yerde emp»« ve aynı fiatia sotüır. Yam Bey«ğİHMb^d htks de^ifiiBİı mağaıa ile, Şeoreminindeki makaracı dnkkâmnda aynı malı tcym fiada btüabiltrsüıiz. Ve bmtün bmrfardan bir g a * mesefo çrioyar: Komisyon hanl haril çalışıyor, Batlan mnrakabe içîn tedbirler, kararlar ahyor. Fakat maalesef esM tabirîe «esar» yani fiatlar da kendi havasmda gidiyor. Pahahlığm önfine geçilmiyor. Bu, hakikaten garîb bfar maceradn. *** T Telgraflar, birim ötedenberi Siaan diye tanıdığınuz memleketin bir genişteme siyaseti takib ettigini ve Hindjçrniden arari almak istediğini anlatıyor. Siam ve Hindiçiniyi ihtiva eden bolge dünyamn en kanşık parçalarıiMUn biridir ve burada yaşayan milietierin yurdlarmı kesldn bir hattı fesıUa ayirmak mümkün değildir. Bn yüzden bu memleketlerin her biri, diğeri aleyhinde yığm yığın iddialarda ve taleblerde bulunmaja müsaid bir vaziyettedir. Fakat ozunca bir zamandanberi bu havaliden ihtilâflar aksetmediği için dünyamn bu bolgesinde yaşayan milletlerin bir çaresim bulnp birbirterile oekişmeden geçinip girtiklerî sanüıyordu. Fakat Japonjanm genişhrme hırsı, bugünkü büjük harbin kopması yüzünden yeni ve kuvvetli bir hız aldıktan sonra Fransamn hezimetini müteakıb bu memleketin de Uzakşarktaki mirasına konmak imkânile de karşrfasmrç ve böylece hududsuz sayılacak bir vns'at kazanmıştır. Siam Hindiçinî ihtilâflan da bu Japon genişleme sijasetimn tezahürlerinden biri sajılmak icab eder. Siam, coğraiya bakunından ehemmijetli mevkii haiz fair menlekettir. İktısad bakımmdan efcemmiyeti de, coğrafî ehemmiyetiaden geri değUdir. Çünkü Siam, Japonyaya çok Kmjmhı olan bir çok madenleri îhtiva etttği gibi birçok hububaü da bol bol yetiştiren bir memlekettir. Hem iktısadi, hem coğrafî balcaalardan bu vazijette olan Siam, Japonyanın ihtiyacına göre biçflmiş bir kaftjm olduğundan Japon siyaseti de bu ımmlekeü ihnıal etmedi ve bilhassa son seuelerde bu memleketle olan alâkasmı knvvetlendirdikçe kuvvetlendîrdî. Siaraın. bngun Hindiçiniden araâ istemesi de bu alâkanın neJicelerinden biridir. Bu sırada Siam d a başgasteren ıre gü«den gune kokleşen bir prepMfandaya gore Siamlılara yakışan hattı hareketin fırsatlardan istifade ederek Siaa İBiparaterluğunu jetriden kurmak w bunun için de komsularm elinde knlan Siam topraklarını istirdad etmektir. Siam hükumeti de bn siyasete göre hareket ediyor ve bagünlcü şarflann hazırladığı Japon taşviklerinden ve muralıereünden istifadeyi ihmal etmiyor. Ayvalıkta R. Doğrui Japon siyaseti Sianıı bu şekilde harekete geçirmekle iki kusu bir taşia vurmnş ohnaktadır. Çünkü Siam ütkelerinîn, Japon muzaheretile geni?leme:J Japonjanım ktisaıaı edebileceği sahalan genişletir ve onun Siamdan istediği Ankara 15 (Telefonla) Yeni bir askcrî imtiyazlan kehyMüa kopnnası icaTrt ve Menng anlaşması yapüması na yardım eder. etrafında delegelerimizle Macar hükuJaponjanm Siamdaa istediği askerî meti arasmdaki ticaret müzakeresi bir hnyli ileTilemiştir. Müzakereler bu günimti\azlar, onun arazisi üzerinde bir takıi abval ve şartlara gore her iki hükukım iısler vücnde getinnek ve bu usler meti ticarî mübadelesini artıracak şesayesinde İngilterenin Hindistanı koru ilde ve iyi bir hava içinde cereyan etmak için inşa ettiği Siagapur ÜSSÖBÜ mektedir. kıymetten duşürmektir. Singapmr üssiinü Hususî komür ocaklanna kıjmettetı döşürmek ise, Japonjanın Hindistana daha fazla yaklaşması, hatfiat takdiri ta Hindistanı tehdid etmesi demektir. Ankara 15 (Telefonla) Kömür vzaıniBda bıılunan hususî şahıstara Japonyanın. Siarak Malay» arasındaaid kömür ocaklanna hükumet taraki arazinin eu dar nokiasmdau bir kanal indan vaziyed edılmişti. Vaziyed ediaçarak Singapum, deniz mnvasalası ba len maden ocaklann» kıyjnet takrlir etkuundan da bnsbüEtinı köıieştinBek ts mek üzere İktısad Velcâleti Maadin utediği, bu kanaldan istifade ederek S'n mnm müdürü Kemal Bolkarla Ba'müga.pura hiç de uğramadan Hind denizine bendis Halıl Sekmen yann Zonguldağa geçmek için plânlar hazırladığı da s«>le gifleceklerdir. niyorsa da bu iş bugüne değil, daha faz1941 bütcesi hazırlanıyor la istikbale aiddir. Ank?ra 15 (Telefonla) Maliye VeFakat Hindistanı tehdid etmek için de kâleti 1 martta Meclise verileeek olan bn projenin tahakknkmra beklemtfc 1& 1941 malî yıh bütee hazırUklarma başZHB değildir. Çünkü Siam gibi bir mem amıştır. Bütün vekâletler ve muvazelekette üsler viicude getirmek, Japon nei uırumiyeye dahil nmunı müeKirlükyanm Birmanyayı tehdid etmesiııe ki er 1941 masraf bütçelerini hazırlamağa fayet eder. Hele Birmaajinın da eski baslamışlardır. Maliye Vekâleti varidat bStçesi rmıden Siama aid olduğunu ileri sürerek hammenatinm esash şekilde tesriti ibsrasaım yeni Siam hnparatorlutıına çin tahsilât rakamlannı vaktinde ve ilhakı lâztm geıBğiııe dair davalar ve Tafa bildirilmecini deftprdarlıklarbahaneler icad etmek de işten «lmadığı dan istemiştir. Tahsilât rakamlannı malumdur. vaVtinde bildirmiv«riler hakkınd» şidTelgrafların bugünlerde sık sık bahis detli cezalar tatbik olunac=ktır. mevzuu ettiği Siam Huuliçinî ihtilâfKonva Valisi larmın krüıü faa makiyetiedir. Ve buAnkara 15 (Teleionla> Vüiyetine nun için bu hâdiselerin de kendUerine aid isler etraf'nda Vekâletlerle temasa buluamak üzere şehrimize gelen göre ebenmiyetleri vardn. vonya Valisi Hüsameddin Kırcan hu ömer Rıza DOĞRUL 'kPam Konvava hareket etmiştir. garb çolündeki husu^ muhabirl yaaı yor: Bir hastane vapunmda bir kaç saat geçırmeic fusatını buldmn. Bu gemi Bardiada alınan İtalyan estrlerüe dolu idi. Bunlardan başka Ttohrnk ctvann dakl ilk harelcetlere iştirak eden Avustralyah, İngılız v e Rodezyalı askerlerden bir kısmı da bu vapurda bulunuyordu. Yaralanmış ve çok yarutaraş olan bu askerler tedavi ve istirahat için bir hastaneye naktedümektedır. Bun lann yolculugu, bittabi bir tenezzoh yolculvıgu olmıyacaktır. Yarahlar için hiç çüphesiz bir işkence teşkil edeoek olan deniz tutmssından baçka, has tane geınisinin İtalyan bombardıman tayyarelerlle denizaitilarmın hücu muna uğramak tehlıltesi de vardır. İnşilizlerle Avustralyah ve Rodezyalılarrc kuvvei maneviyesi mukem raeldir. İtalyan yarahlarından bir çoga da memnun görunmek.te ve harbin yakında bttmesl ihtimali karçrsında seyinclerini izhar etmektedirler. Bir kısım İtalyan «sirmın baknslannda meraret ve ketumiyet okunuyordu Bunar güvertede yainız dolaşraayı tercih tmektedirler. Bunlann en büyük arzuanuD İtalyaya donebümek olduğu gözlerinden anlaşılıyordu. Yakında sulha kavu Almanya Parise 100 şacaklan ümidiie mü bin ton patates göndermiş, daha da teselli oluyorlar! yollayacakmış { Kahire 15 (aa.) Royter ajansının Paris 15 (a.a.) D. N. B. bildiriyor: Almanya, işgal alUnda bulunan Fransa mıntakalarına ve ezcümle Paris bolgesine, son zamanlarda, lOObin ton yiyeoek patates, 50 bin ton dikilecek patates yollamıştır. Almanya, çimdi de, raeşçul vc gayrimefgul Frsnsaya daha «50 bin ton patates ve 190 bin ton şeker vermeğe hazır olduğunu bildirmistir. Ayvalık 15 (ıa.) Burada tütün piyasası 75 kuruştan açılmıştır. Satışlar ingilterenin Italya ile yaptığı muhagevşektir. rebemn en kuvvetli tazyıiı Mısırda hissolunuyor ve bu tazyık yuzunden MısıMuğlada Muğla 15 (a.a ) Dün Muğla ve Mi rın en ıhtiyath hattı hareketı takib ettilâsta tütün piyasası 80 kuruştan açıl ği goze çarpıyordu. Mısır gerçi mıiıver mıstır. Geri, Borovalı ve yerli ürünler devletlerıle sıyasî munasebetlerini keskumpanya ve şİTketleri piyasaya i'tirak mışti ,fakat muharıb bir devlet sıfatın Fiatlarda dimiklük Izmir 15 (a.a.) Tütün piyasası dün etmişlerse de piyasada henüz bir hare almamıştı. Mısır toplayabileceği asker r kuv\ etlerı toplamış, icabında muttefık mıntakamızm muhtelif mahallerinde ket porülmemiştir. İngiltereye yardım için luzumlu tedbirleri ilerletmeğe çalışmış ve butün gosterişJere göre kat'î bir karar veıme hazırlanmıştı. Fakat butun teşebbüslere ve bu hazırlıklara rağmen Mısırda goze çarpan bir eksiklık vardı: O da mülî vahdetti. İtalyan esirleri Fransaya yardım! Siyanı Hindiçini nuharebderi Londra 15 (a.a) Bangkok'tan bildirıüyor: fiıyam resml tebliğine göre, iki Hindjçini tayyaresi pazar günü Nakonpanom'u ve Siyam tayyareteri de Snbanaket'e bir karçılık aloru yapmışlardır. Kapısında dusmaa duran ve büyük bu tehiUce ile karşılaşmak uzere olduğu anlaşılan bir memlekette mıllî vahdetın tekevvun etmemesi hayretle karşılanabilir. Fakat Mısırda hakikî vaziyet bu merkezde idi. Gerçi Mısırda parlarnento hayaU devam ediyor, iakat M sırın en kuvvetü fırkası, parlamento haricındedir ve bu fırka Vefd nxlcasıdır. En kuv\'etli partısini parlamentosu halicinde bırakan bir memlekette parlamento hayatmın hükum surdoğunu iddia etmek, şuphe yok ki, gulünc olur. Fakat muhakkak ki Mısırda parlavnento «ayatı vardır ve bu hayat oldukça canıdır. Çünkü Mısırın Vefd harici nekadar nünevver ve kıymetli şahsiyetleri varsa paılamento dahihndedır ve memleket bu münevver kutleden de istüade etmektedir. M;sırda ikide birde goze çarpan haeket, mıllî vahdetı kurmayı istıhdaf der» hir teşebbustür. Bu teşebbüslerın biri son günlerde aıku buldu. Şimdiye kadar parlamento haricinde kalan ve Mısır efkârı umumiyesi üzerinde kudretli tesirini hâlâ muhafara eden efd partisi bırkaç gun önce muhım bir oplann yaparak bu'mevzua temas eden bir karar vermış ve kararım da Mısır Kralına bildirmistir. Uâdısenın ifade ettiği mana gayet anhtır. O da Ingılizlerın Lıbya hududunda kazandıkları raferlerden istıtade derek millî vahdeti kunnak, ve böylece lahilî vaziyeti sağlamlanmış bir Mısm larbin müstakbel inkişaflarma göre harrlamak... ı Vefd partisinin bu münasebetle Mısır: Cralma takdım ettiği ariza haltıkaten nteresan ve Iılısrr halkmın bugünkü dusunüşunu çok iyi ardatan bir veükadır. * * • * nin öncak şarkta ve garbda muzaifer ıddiası bir hayli şüpheüdir. Bunun en olduğu takdırde lam bir zafer kazaııaca bellıbaşh sebebı, Mısır partileri arasuığına ınanıyor daki ihtilâfın derinliğidir. Fakat bu ihtiVefd partisinin bütün bunları anlat lâi, prensıp ihtilâfı olmaktan fazla maktan maksadı, Mısırın hem haıb teh fahıs ihtilâfıdır ve bu yüzden, arasıra hem sulh tehlıkesine karşı ha çok tehlikeü bir takım ihtiras tnfilâklazırlıklı olması, ve bunların da Mısırı rına sebeb olmaktadır. mutenıadjyen «dağınık, ve adeta kanşık Binaenaleyh Mısır hükumetinin bu sıbulmaiarı» dır. rada umumî bir seçim yapmayı hiç de Fakat Vefd partısi Mısırı haricî siya akıl kârı bulmıyacağı muhakkak sayıset karşısında «dagınık, maksad ve gay labilir. ret bırhğınden mahrum» gormekle kalO halde Mısırdaki bugünkü vahdeisizmıyor. Mısırın dahılî siyaset bakımmdan lık, bu vahdetsızlığe ıstınad eden siyasî da çok fena vazıvette olduğunu ve memgevşeklik devam edip gidecek, Mısırda leketın ahlâkî, içtimaî ve ıktısadî bakrmmıllî birlığe dayanan mustakar bir hülardan çok acınacak vaziyette olduğunu kunıet işbaşına gelmiyecek mı? anlatıyor ve «memleketi bırleştirmek» *** lâzım geldiğıni izah ediyor. Bugünkü vaziyete bakıhrsa bu vaziVefd partısidne göre bu millî hirliği temin etmenin çaresi ancak miilete da yet, belki de uzun zir zaman devam edeyanmakla ve umumî seçımi yenilemekle cektir. Çunkü Vefdin vesıkasmdan da mümkundür. Ve bugün bunu yapmağa anlaşıldığı gibi, Mısır bir takım hakikatleri henüz lâyıkile kavrayamarmstır. raâni olacak htçbir engel yoktur. Bu vesikaya gore, Ingiltere Mısırda bu*«* Bu vesikanın tebaruz ettirdiği en rnü lunmasaydı, İtaiya da kuvvetsiz ve hahim hakikat Mısırdaki vahdetsızliktir ve zırhksız da olmasma rağmen Mısrnrı bu yüzden Mısırda hissolunagelen ıstı bitaraflığma dokunmıyacaktı. rjalbuki rabdır. Yaşadığımız devir, bütün dünya bühassa Yunanistan örneği, bu iddiamn nın geçirdıği eşsiz bir buhranla sıücade nekadar çürük ve çocukça olduğunu isle devri olduğu için, vahdetsiıük, bilhas pat etmiş bulumıyor. Yunanistana tecasa bn devirlerde tam manasUe bir tstı vüz eden İtaiya, hazırlıksız, ve kuvvetrab teşkil eder. Ve bugün ise Mısrnn siz bir Mısırı, muhakkak ki bir hamlede adunbaşında bu ıstırabı hissettiji goae pençesine alrrdı. Vaziyet bu derece sarih olduğu halde bunların aksine, halyanın çarpmaktadır. Bu ısürabı bertaraf etmek ve Mısırm nazarf hüsnüniyetine inanmak, bir tabirüeini sağlamlamak için şimdiye kc kım nazariyelerle avunmak, ancak hadar vuku bulan teşebfcüslerİB semere kikati kavramakla teisir olunabilir ve vennemesi, bir arahk Mısırın hakikaten bu da Mısırın bugünkü şartlann ehemkaranlık bir tehlike içinde yaşaraeîa \« miyetfle mütenasib bir vaziyet ahnaktan tam manaçile bir istilfi karşısında bu hâlâ çekinmekte olduğunu gösterir. Hulâsa bugün Mısırdaki telâkkîler bu lonması idi. Busün serci bu istilâ tesebbüsü ingil merkezdedir. Herhalde bu telâkkiler tere tarafmdan Tizaklaştırıhnıstrr. Fakst gittikçe olgunlaşacak ve o zaman Mısır harb devam etmekterrir ve Mısrrm da hakikî birüğe kavuşacaktır. hilinde peniç bir siyaıî tminakaşaTiın ve < ömer Rıza DOĞRUL Fransız tayyarelerinin akım Hanoi 15 (a a.) Pransız ava tayyarelerinin iki Siyarn bombardıman tayyaresi dtişürdiıklert bıldırilmekte dir, Pransız hava kuvvetleri Sıyamda baza hedefleri homDardıman etmiştir. 700 bin tayyarecî! îngiliz hava ordusu mürettebatı süratle çoğahyor Londra 15 (a a.) 700 bin genc »rasmda tayyare personeU yetjçttrmek ıstıyen yeni İngıhz hava antrenman kılâtiiım iiıdası İagılıı gendıgi tarafından şevkle karşılanmıştır. Star gazetesınin havacılık işlerinde ihtlsası olan muharririnin yazdıgı gibi bu yeni teşkılât için 700 antrenman fflosu vücude getiruebîlecegi aşikardır. Yeni projenin resmi tatbik tanhi olan 1 şubattan pck az zaman sonra bu makssda anlacağı şuphesızdır. 20 kânunusanide buvuk bir kısmı eski hava müdafaa e<:kılâtına mensub olmak uzere 2300 hava pılotunun Air Council'e kayde diünek istiyeceklerl muhakkaktır. Bulgar ajansı Alman askeri gelmediğine dair yeni bir tekzib daha neşretti Sofya 15 (a.a.) Bulgar ajansı bîldınyor: Bulgaristandan ecnebi kıt'alarının geçişi ve bu hususta sıyasl teşebbüsler yapüdıgı hakkında yabancı memle ketlerde tahrik edid mahiyette çıka rılan şayialan Bulgar telgraf ajansı tckzıbe mezundur. Fılhakika hiç bir ecnebi *skeri kıt'ası BulganstaiM geçmedigi gibi Bulgar hükumeti de hiç bir ecnebi hükümet nezdınde bu hususta her hangi hir teşebbüs yapmış degildir. Esasen ortada böyle bir teşebbüsü rrrncıb olacak bir sebeb de yoktur. Macaristanla ticaret müzakeresi ilerliyor Ticarî hareket dankı Vichy 15 (a.a.> Ravas ajansmm büdhdıgine göre, hududdald çarpış malar dolayısile, Siyamla Pransız Hindic;nisi kara hududhuı arasmda ticaret mübadelesl nıuvakkaten durdnrulmuştur. Yabancı paralarm vasatî fİatı Ankara 15 (Telefonla) Ecnebi paralarla damga resmine tâbi evrak ve Bu vesikaya göre Mısır, müttefiki olan senedler bedelleri ile banka ve sigorta îngiltereye karşı, aradaki muahedenin şirketleri muamele vergflerinin hesab ve fetifasında kullanılacak ofen yabana cab ettirdiği butun vazüeleri ifa « ' paralann ahı ayhk vasatî fiatîarı tes miş, kuvvetlerini, mallarım, enerjisini, pit edilmiştir. Bu fiatlar haziran 1941 hatta hürriyetlerini ve teşkilâtmı srfjretmiş, limanlarını, yollarını, demirkadar mer'i olacakür. jnollarını, tayyare meydanlarını, şehirlerini, hatta ordularını müttefik devletin Mîllî emlâk îşleri emrine vermış. idarei örfiyenin de ilâAnkara İ5 (Telefonla) Maliye Ve nma razı olarak.. Müttefikine yardım kâleti Tnill? emlâk işlerinin daha inti :tmiş, düsmanm hav« taarrazları yüramlı görühnesini temin için yeni ka zuııden bir çok kurbaalar vennis, silâhrarlar almıştır. Bu kararlara gore em anmak için hiç fedakârlıktan çekinmelâk defterleri sıra üe ve muntazaman miş; ordusıle müttefik kuvvetlerin ceptutnlacak, işleT rntiramla görülerek ogerisini korumuş ve böylece, ittifak tomatik bir şekilde takib ve netıce.'enmuahedesinin hududunu da aşan bir dirileceVtir. »merdlikle hareket ettigini göstermiştİT. Halbuki yapılan harb Mısırı alâkadar eden bir harb değildir. Ve harb «Vefd» partisinin telâkkisine gore şu mahiyetteÜr: •.İngilterenin bir düşmanı, Mısır topLondra 15 (&&.) News Chronicle, «Pantagruel gizli Fransn havadis ga raklarında İngiltereye hücum etmiş, ve zetesi» başlığı altmda bir makale neş Mısır aradaki ittifalc dolayısile müttefiretmektedir Makalenin muharriri Pan kine yardıma kosmustur. Muahedeye tagruel'in Fransarun isgal alttnda bu fore. Mısırın bu gibi şartlar içinde mütlunan kısmmda nesredlimekte oldugu efikine yaDacağı yardım, Mısır ka'anin nu yazmakta ve Almanya aleyhinde, fakat dç Gaulle'ün lehinde olan bu ga e nizamatı dairesinde Mısır taprak'an eeteyi neşredenlerın cesaretini tebarüî dahilinde vuku buhııahdır. Halbuki Mısır vaptığı yardrma, düşman MJSIT tppettirmektedir. Baltık denizinde seyrüsefer tehlikeli Stokhoîm 15 <aju) Stefani ajansı bıldırıyor: Baltık denizinin sislerine ve buz lanna şimdi mayın tarlalan tehlıkesl inzimam ettiği için vapurlann bttyük bir dıkkatle yollarını takib etmeleri lâzım gelmektedir. Buntm İçin İsveç hükumeti Stoknolmun şimalindeki sulardan Kalmar boğazına kadar fener vapıırtan koymuştur. îşgal altındaki Fransada çıkarıîan Alman aleyhtarı gazete Yugoslavyada vesika usulü Belgraâ 15 (a.a.) Sfceiani aiaaanöan: YugoslavTanın bir kaç eyaletinde un ve ekmek vesika ile verilmektedir. Bir kaç gune kadar da sabun vesika ile her aileye haftada bir kilo hesabile verîlecektir. Ke\york 15 (a a.) Havas: Brooklyn koprusunü yakan bir yangın şimdi betediye antrepolannı tehdid etmektedir. 5 ktşi ölmuş ve bir çok kişi de yaralanmıştır. dan sonra Ibrahcn Beyın ninemin sevgisıni kazandığı muhakkak. Fusat düştukçe onun olgun, aUı başmda, mükem. mel bir adam olduğundan bahsediyor. Ağırbaşlı, efendi adaml diyor. fam aile babası olacak erkek. Söylediği sözu biîiyor, şimdikiler gibi başı havada gencierden değil.. Aynanın karşısında uzun müddet hareketsiz kalamazdun. Beş dakikaya kadar çıkmam lâzımdı. Saat ikiye çeyrek vardı. Döndüm, çantamı, eldivenlerimi aldım. Son bir defa kendime baktım. Küçük mavi beremden taşarak omuzlarıma dökülen saçlanm, gri spor tayyörümle bir küçük kıza benziyorum. Fakat bu küçük kızın görmüş, geçirmiş, durgun, gölgeli gözleri var. Olgun bir kadınm, daha doğrusu seven bir kadının gözıen.. Ninem benim gitmek üzere olduğumu görünce yerinden kalktı ve nihayet konuştu: Gene çıkıyorsun! dedi, Bu gezmeler daha nekadar devam edecek? Ük defa böyle bir müdahalede bulunuyordu. Gülümsemeğe çalışarak: Evvelce sen gezmemi, dolaşmamı isterdin, diye, cevab verdim. Şimdi iyi vakit geçirmem, eğlenmem hoşuna gitmiyor mu?. Yoksa bunda bir fenalık mı Nevyorkta büyük bir yangm Kitab sergisi Beyoğlu Halkevirdn her sene olduğu gibi bn sene de b&yik bir isabetle tanzim ettrği kitab sergisi bu gttn dördiincü defa olarak İstanbul halkımn istifadesine arzedihniş bulnnuyor. Kitab îhtiyacı, çıtam yeni eserlerin tamlması ve okuma zevkinİB halka asılanması hakkmda geçende bir aşina ile yaptığnn bir hasbıhalde noksanım müşahede ettiğimiz bir şeyin Beyoğhı Halkevince giderîlmesine çahşmak mem'ekette masruf müspet, müte\'azı fakat çok faydah gayretlerden biridir. Bu sene zarfında neşredilmiş yüzlerce eserm halka takdimi, yeni uyanan okuma ve kitab muhabbeti bakımmdan ne güzel flkirdir! Halkuı ve hele genclerin bu güzel teşebbüsten hakkile müstefıd olacaklanna eminim. Bılmıyorum. Evet hiç bir şey bilrnıyorum. Ya bırdenbire hayatımdan çeHümeye, kaçmaya kalkarsa, o zaman ben ne olurum? Işte bu bin turlü endişe, şüphe, ihtimal içinde bunalıyorum. Manevî bir yorgunluk, bezginlik duyuyorum. Kafamda çevrilmekte olan bir fılım var kı bep onun yuzu, sozleri, fikirlerı, hareketlerile dolu. Bu filmi durdurmak istiyorum. Fakat bütün gayretime rağmen o, orada sür'atle dönüp durmakta devarc ediyor ve ben harab oluyorum. Sinirlerim bitiyor, yüzüm sararıyor. Bu üceta sıhhatime tesir ediyor. Ninemin hakkı var. Çok değiştim. Artık Rıza ile ikımize aid olan şeylerden başka herşeye o kadar lâkayd oldum ki. Iîüse>ne ne zamandır mektub yazamıyorum. Teyzem danlmış, artık gelmiyor. Ben de vakit bulup ziyaretine gidemedim. Aysenin düğününe de rahatsız olduğumu ileri sürerek gitmedim. Hele nmem düğüne gitmeyişime pek içerledi «Düğrtine gitmedin, o gün odana kapamp sabahtan akşama kadar yatıp uyudun. Ranatsızhğm bahane idi» diye, söylendi. Ysttığnnı, fakat uyumadığımı, gözlerim kspah akşama kadar Rızayı düşünduğümü nineme nasıl söyliyebilirdim. 3u son günlerde evde küçük bir hâdise de oldu. Ninem bahsıvan Hamdi Ağajı koğdu. Bir gün müsaade almadan, ve kımseye haber vermeden içeri girmiş, ninem onu saionda görmuş, şaşumış, ne istediğini sorunca, telâşlı bir tavırla beni gormek istediğini, bahçedeki büyük köbeğe hangi çiçeklerden ekeceğimızi soracağmı söylemiş. Ninem, «Konuşurken kekeleyıp, kızarıyordu, dîyor. Yalan EÖyledîğine eminim. Derhal bahçeye, kulübesine dönmesini söyledim. Arka sından Ahmed Ağayı çağırttım, hesabını kesip savmasını tenbih ettim. Eve girmek için bahane arayan bir adam, zaten bir türlü ısınamadım, baktş'anndan korkuyordum. Defedince ancak neies alabildim.» Ninem bu hareketme bel. ki ıtiraz edeceğimi, adarm habersiz savmasına hiddetleneceğımi sanmıştı. Hiç sesirai çıkarmadnn. Adam sırf beni gormek, çiçekler hakkında fikrimi sormak için içeri girmiş olabihrdi. Fakat belki de ninemin hakkı vardı. Zaten aldığım gündenberi bu adamı istememişti. Fakat bütün bunlar beni arük alâkadar etmiyordu. Babamm düşmanlannın bir gün karşıma çıkıvermesi ihtiraalini büe unuttuğura ramanlar oluyordu. Yalnrz bir şey düşiinüyordum: Sevdiğim adamı... Bilhassa bugün her zamankindcn çok daha sinirli ve heyecanhynn. Geçen hafta ayrılırken Rıza durgundu, Garib bir « CUMHURİYET » ÎN EDEBÎ ROMANI: 30 ısrarla gözlerime bakarak: Gelecek hafta son gezintimizi yapacağız, dedl Sizi Taksimde, saaün altmda bekliyeceğim, saat ikide.. Son gezintimiz Bu kelime beni hüzün içinde bırakmış, adeta sersemletmişti. Hayır, onunla hiç bir şeyin son olmasmı istemivordum. Yaşadığım muddetçe, daha doğrusu yaşadığımız müddetçe onunla tek bir vücud gîbi beraber olmak istiyordum. Son gezintL Şimdiden dakikaları sayıyordum. Pencereden pencereye gideokunmamış kitabrek, yarun ları elimde sıkıntı ile burusturarak evin içinde âvare dalasryorum. Ninemin, hareketlerimi gozden kaçırmaması, endişeli, durgun gözlerle beni takib etmesi busbütün sinirlerimi kamçılayor, isim Yazan: Peride Ceîâl veremedığim bir uzüntü içindeyim. Yemeği yer yemez hazırlanmak için odama çıktım. Aynamın önünde şapkamı giyerken ninem içeri girdi. Sessiz adımlarla gelip şezlongun ucuna oturdu. Aynanın içinden, beni derin derin süzduğünü farkettim. Birdenbire kollanma bir halsizlik geldi. Ellerimi şapkamdan ayırdun. Ben aynanın önünde o, şezlongun ucunda bir kaç saniye hareketsiz kaldık. Onun konuşmasını bekliyordum. Biliyordum ki mimarla sık sık yaptığım gezinîilere için için muarızdı. Bu genc adamla olan münasebetim onu korkutu yordu.. Kaç defa «Kimdir bu adam? Nasıl biı aileye mensubdur?» diye sormuştu. Ayni suali doktor Rüştü Beye de sorduğumı zannediyorum. Herhalde ondan da farla bir şey öfrenememişti. Doktorları olmakla rjeraber Rüştü Bey de Rızanm ailesi hakkında pek az şey biliyor. Işte bu kadar az tanıdığımız bir adamla tesis ettığim samimiyeti de ninemin aklı almıyor. Rızaya bir türlü Jsınamadı. Onun şimdi beğendiği, koca olarak bana münasib gördüğü tek bir adam var: İbrahim Bey, Bu adam bir kaç kere telefon edip, benden daima kısa ve soğuk cevablar aldığı halde evde bulunmadığım bir gün kalkıp bize gelmiş. Akşama kadar oturmuş. Ne konuştular, kelimesi kelimesine bliiyorum, fakat bu ilk uzun temasm görüyorsun?. B. FELEK Fransada yolcu katarları azaitıldı Vichy 15 (a.a.) Stefani ajansm dan: Haber verildiğine göre bu günden itîbaren işgal altında bulunmıyan Fransada yolcu şimendifer servısleri büyük hatlarda günde bir trene indirilmiş ve ikınci derece hatlar da tamamile kaldınlnuştır. Bu takyidat könıursüzlUk (Arkası var) ten ileri gelmektedir,