CUMHURİYET 14 fkülcikinun 1941 Uludağda Bayram Yüzlerce sporcunun iştirakile iki buçuk metre kar üstünde yapılan kayak müsabakaları çok eğlenceli oldu ÂSKERLİK 337 doğumluların muayenesi Sanyer askerlik şnbesinden: 1 Şubemize mensub yerli ve yabancı 337 doğumlulann 20 ikincikânun 941 tarihinde ve haftanın çift günlerinde (cumartesi ve pazar günleri haric) yoklamalanna başlanacak ve 15 şubat 941 günune kadar devam edecektir. Bu doğumludan tahsilde olanlar okuldsn alacakları resmî vesıkalarile ve san'atkârlar tasdıkli san'at vesikalarile ve şoförler de ehliyetnamelerile doğum kâğıdı ve dört aded vesika fotograflarile birlikte şubeye müracaat ederek yoklamalarmı yaptıracaklardır. 2 Gene şubemize mensub yerli ve yobancı ihtıyat ve ruhsatlı erler doğum kâgıdlan, askerlik ve san'at vesikalarıle birlikte 21 ikincikânun 941 den itibaren ve haftanın tek sayılı günlerinde (cumartesi ve pazar glinleri haric) şubeye müracaatle ihtiyat yoklamalanm yaptıracaklar ve bu yoklama şubat gayesire kadar devam edecektir. 3 Yoklamaya gelmivenler hakkında askerlik kanununun mahsus maddeleri tntbik edilecektir. RADYO Posta sürücüsiinün kızı Bugünkü program 8,00 8,03 3,18 8,45 ^ Uludağda bayramın ikinci günii yapılan müsabakalardan sonra kayakçılar Biiyiik otelin önünde Bayram günlerinde Uludağda, şimdiye kadar gorülmemiş bir sporcu kalabalığı toplanmış ve iki buçuk metre ırtifaı aşan kar tabakaları üzerinde büyük kayak müsabakaları yapılmıştır. Memleket gencliğinde kayak sporlarına karşı seneden seneye artan rağbet ve heves, yaşları ilerlemiş olatılan bıle bu sporun cazibesine kaptırmaktadır. Uludağda toplanan kalabalık içinde, ekseriyeti genc sporcular teşkil etmekle bcraber, kırkını aşrruş, sporla alâkasıru kesmiş olanlar da muhim bir yekun tutmakta idi. Tatil günlerini eğlenceli ve rahat geçirmek istiyenler, Kurban bayramında Bursaya adeta akın etmişlerdi. Bursaya karşı gosterilen bu alâka, sadece bu tarihî şehir için değil, Uludağdaki kış hayatını, kayak sporlarını görmek içindi. Arife gününden bayramın beşinci gününe kadar Denizyollarının Mudanya Müsabakalara giren kayakçılar hattına işliyen vapurları durup dinlen iki buçuk metreye yakın bir kar tabaka I çok memnun olarak dönmüşlerdir. meden İstanbuldan yolcu getirip götür siie örtülmüştü. Sıfırın altında on beşe Uludağda ve Bursada, oralara senemüşler ve bilhassa Bursadan dönenleri yaklaşan bir soğuk vardı. Kar tabaka nin hemen her mevsiminde akın eden nakledebilmek için fazla seferler yap sının bu kesafeti sporcular için her va misafirlerin ihtiyac ve arzularını tam mak mecburiyetile karşılaşmışlardır. kit bulunamıyan bir nimet olmuş, ka manasile karşılayacak, istirahatlerini teTam manasile bir seyyah şehri hüvi dınlı erkekli kayakçılar, kendilerine min edecek bütün tedbirler alındığı geniş bir faaliyet sahası bulmuşlardır. gün, Avruparun en başta gelen seyyah Turkiyenin muhtelif şehirlerinden ge ve kış sporları şehirlerini fersahlarca lenJerle bir çok Avrupa milletlerinc geride bırakmış olacağız. *** mensub sporcu ve misafirler, ayni çatıBayram günlerinde yapılan bu spor nın altında bir aile efradı samimiyetile tath ve eğlenceli günler geçirmişlerdır. hareketlerini gazeteci objektifile tespit Yapılan müteaddid müsabakalar da hem etmek üzere arkadaşımız Namık Goreğlenceli, hem de dağ sporlarının bizde güc, Uludağa çıkmak cesaretini gösternekadar terakki ettiğini bilfiil göster miştir. 12 13 kilometrelik bir mesafeyi, ilk defa olarak ayağına taktığı kamek bakımından faydalı olmuştur. Bayramda Bursaya gidenler, şehirde yakla yürümeğe muvaffak olan san"atve dağda kendilerine karşı resmî ve hu kâr arkadaşımız, şimdiye kadar Uludağsusî teşekküller tarafından gosterilen da ahnamamış olan bu resimleri çekbüyük kolayhktan, misafirperverlikten meğe muvaffak olmuştur. f Bir çok filmlerde mevzuların eski Rus halkının hayatından ve eski Rus 12 30 ediblerinin eserle 12,33 rınden alınması ek12,50 serıya o kordelâ13,05 ların büyük rağbet 13,20 görmelerlne sebeb olmaktadır. Çünkü 18,00 eski Rusya ara18.03 dan bu kadar zaman geçmiş ve o memleket bir çok YENİ ESERLER. istihalelere ugjamış olmasına ragmenTarihte yeni ve yakın hâlâ hepimizin nazannda son derece zamanlar merak ve tecessusumüzü tahrik e Yeni ve yakın zamanlarda Osmanlı den bir efsanelen İmparatorluğu ile Avrupayı asır asır diyandır. tetkık eden bu kitab devletlerarası nıeİşte Viyanada Yaselelerini her asırda ve her milletın pılmış olan «Postarıhıni hulâsa etmektedir. HALKEVLER1NDE ta surücusünün kıSamıh Nafız Tansunun bu eserini ozı» filmmde de kuyucularımıza tavsiye ederiz. Beyoğlu Halkevinde dünya seyırcilerinın eski Rusyadaki hâGarb tarihi kitab sergisi diselere karşı olan alâkaları tâbır Değerli tarih muharrirlerimiEden Beyoglu Hclkevi tarafından her sene Kabataş Boğaziçi lıseleri öğretmentertıb edılerek buyuk rağbete mazhar o caızse ıstismar elerınden Samıh Nafız Tansunun yeni lan ve cemıyete genış hızmetleri go dılmıştir. Nakliye vasıtaları yazdıgı garb tarihi hulâsası gerek lise ta rulen kıtab sergisi bu yıl da 16 ikinlebeleri için ve gerek münevver genccikânun cuma gıinü sabahleyın saat motörleşmeden, şimendiîer icad oliğimiz için tavsiyeye değer bir kıymet10 da, Halkevinin Tepebaşmdaki merlunmadan evvel tedir. Çığır kıtabevinde satümaktadır. kez binasında açılacaktır. Tavsiye ederiz. Ziyaret serbesttir. Sergiye dair di seyahatlerin uzu nu da kısası da ğer tafsilât bilâhare verilecektır. hep atlarla ve aHilde Krahl «Posta sürücüsiinün kızı» filminde İslâm . Türk Ansiklopedisi rabalarla yapılırdı. Konferans Uzun seyahatler de aynl hayvan kulla güzellıği ve namusluluğile de iftihar eAltıncı sayısı intişar etmiştir. Bu saEminönü Halkevinden: nılmaz. bunlar konak yerlerinde değiş dıyordu. Heyhat.. Dunja bir gün Mınski 16 1 1941 perşembe gunü saat (18) de tırilir, bu suretle hiç durulmadan yola ısminde bir süvari yüzbaşısına tesadüf yıöaki yazılar: 1 Adem nasıl ve neden yaratıldı. Eöebiyat Fakultesi doçentlerınden Maz devam edılırdi. ederek onunla sevışti ve babasını yalnız har Şevket tarafından (Genclik) mevbırakıp sevgılısile birlikte Petersburg'a 2 Ademe öğretılen isımler. 3 Ade» Bu fılmın kahramanlanndan biri ome secdenin mahiyeti. 4 Adem ve zuunda bir konferans verılecektır. alan beygir surücusü de eski Rusyadaki gitti. Beygir surücusü kızmdan aynl Havvanın cenneti. 5 Şecerei memDavetiye yoktur. ır.ış olma acısını ve yesini ancak onun korak yerlerınden bırınde yolculara saadetini düşunerek azaltabiliyordu. nua. 6 Ademın zellesi ve hıristiyanlâzım olan atlan tedarık eden bir a Gözleri yaşardıkça kendisine şöyle te lıktaki masiyeti asliye. 7 Ademın Müsamere damdır. Beş, on parası olan itibara lânubuvvet ve risaleti: Diyanet işleri İstiklâl Lisesinden Vetişenler Cemi yık bir zat... Yoksa beygir haydayan selli veriyordu: reis muavini profesör Ahmed Hamdi yeti Reislifcinden: Üzülme Dunja o zabitle evlenecek Akseki. 8 Adem kıssesinın özü: Hinbir baldırı çıplak değil. Fakat buna rağ15 11941 çarşamba günü akşamı saat men orada konaklayan yolcular beygır ve bahtiyar olacak! distan en büyuk ülemasından Mevlâna (20.30) da Emınonü Halkevinde tertıb lerini vakit ve zamanında bulamadıklan Ne yazık ki çok hafifmeşreb ve her Mehmed Ali. 9 Adem kıssasının felettiğimiz müsamereyi arkadaşların ai takdırde hemen sürücüye çıkışmaya, cai bir kızmış. Petersburg'a gider git sefesi: Buyuk İslâm mütefekkiri Mehlelerile birlikte teşriflerini rica ederiz. hattâ sövüp saymaya başlarlardı. O mez Minskı'yi ihmale ve kendisine ilti med İkbal. 10 İslâm Ansiklopedisint sırada şirin ve şuh kızı meydanaçık fat eden her erkekle düşup kalkmaya tenkid: Ömer Rıza Doğrul. 11 Dürzü mıyacak olsa zavallı adam belki dayak başladı. Sürücünün tabıatile bunlardan mezhebinde Adem kıssası: Profesör DİVRİKTE bile yiyebilırdi. Fakat Dunja'nın yüzün haberi yoktu. O biraz sonra iki gencin İsmail Hakkı İzmirli. 12 Adem İbni deki tatlılık. gözlerindeki füsun hemen saadetini yakından görebilmek için Pe İyas: Müderris Ömer Nasuhi. bu hiddetli insanlan teshir ve bir anda tersburg'a hareket etti. Dunja hemen Bilumum gazeteler bayü teskin ederdi. Beygir sürücüsü kızının Minski'ye koştu. İhtiyann bir hayal susade bu mezivetle de&il ayni zamanda kutuna ugramaması için ondan büyük T. C. bir fedakârlık yapmasını rica etti. Dunİstanbul Belediyesl ja ile Minski sürücünün karşısına iki nişanlı gibi çıkacaklar. Minski sevdiği Musiki dünyasının ölmez mclodilerini yaşatan... kızın bu ricasını reddedemedi. Büyük Aşktan ilham, neş'eden zevk toplayan... bir ziyafet tertib etti. Posta sürücüsü AMERİKANIN EN GÜZEL SESLİ ARTİSTİ damadı farzettiği süvari zabitinin evindeki bütün davetlılere elini bahtiyar Şef: SEYFEDDİN ASAL bir kayınbaba gururile sıktı Onların iclerinden kendisine gülduklerinin tabii Solist: MİTHAT FENMEN farkına varamadı. Dunja, babası RusBu akşam saat 21 de yanın eski payitahtından ayrılır ayrılmaz, hemen Minski'yi bırakıb yeni sevgilisi Mitja'ya kaçtı. Fakat Minski de peşini bırakmadı. Hiç olmazsa yaptığı fedakârlığın mukabili onun bir müddet olsun yamnda kalmasını istiyordu. Dunia bu lyi kalbli adamın tekîifine muvaMr tinelerden itibaren fakat etti, fakat kendisinin artık ne çe' ( Fransızca ) şid bir kadın olduğunu pek iyi idrak etmişti. Ne babasına lâyık bir kız, ne Minski'ye lâyık bir sevgili idi. Vücudünün bu dünyadan kalkması lâzımdı. Canına Sineması kıydı, lâkin Minski'den babasınm saColumbia Film Şirketinin 940/41 (&la adPtine halel getirmemek için sürücüye kendisinin hastalanarak ve nişanlısı oyakında EKLEK) senesi için yaptığı bir şaheser olan larak öldüğünü yazmasmı rica etti. Sinemanın yarattığı en fevkalâde bir eser Minski vefasız sevgilinin bu vasivetini de yerine getirdi ve zavallı sürücü her konaklayan yolcuya 61ü kızının güzelligini, namus ve iffetini ve vakitsiz ölümünü içi titreyerek. gözleri yaşararak anlatmakta devam etti. 14/1/941 SALI Program 18.30 Konuşma Haberler 18.45 Müzik Müzik (Pl.) 19,30 Haberler Yemek listesi 19,45 Fasıl heyeti 20,15 Rad. GazetesJ Program 20.45 Fasıl heyeti Müzik (Pl.) 21 30 Konuşma Haberler 21,45 Orkestra Müzik (Pl.) 22,30 Haberler Müzik (Pl.) 22.45 Orkestra 23.00 Caz (Pl.) Program 23.30 Kapanış Caz (Pl.) Rıza Arslan Kitabevi f GRACE M O O R E ' u n ve sevimli MEYLİN DUGLAS'ın şaheseri Konservatuar Orkestrası AŞK SERENADI Perşembe akşamı Ş A R K Sinemasında I Fransız tiyatrosunda YARIN L  L E Sinemasında ALKAZAR ARABACININ KIZI DUNYASKA (Aşk ve Hayal) HEİNRİCH GEORGES HİLDE KRAHL Usta bir kayakçı. müthiş bir sür'atle karlar üstünde kayıyor yetine bürunen Bursa; kaplıcalan, modern tesisatı ve her türlü konforile Çehkpalas oteli ve Uludağı ile öğünebilir. Bursalılar, şehirlerine karşı yerli ve bilhasas yabancılar tarafından gosterilen bu büyük alâkaya, lâyıkile mukabeie edememekten mustaribdirler. Şehirde ve Uludağdaki tesisat, bugünkü seyyah tehacümünü karşılayacak vüs'atte de ğildir. Çelikpalas oteli, misafirlerinin hepsini kabul edememekten müşteki, dağ oteli ve kayakevi, sporcuları ve dağa çıkanları lâyıkile barındıramamaktan mustaribdir. Bursa; bugünkü vaziyete girdikten ve umumî bir rağbete mazhar olduktan sonra, misafirlerinin arzu, ihtiyac ve istirahatini temin etmekie mükelleftir. Çünkü gelenler Bursalıların refahını temin edecek para bırakıyorlar. **• Uludağdaki otel ve kayakevi sahası Rus edibi ALEKSANDR PUŞKİN'in bütün cihanca tanınmış romanından Bu film 1940 beynelmilel film kongresinde birinci mükâfatı kazanmıştır. Büyük Facia bu.. Sürücüyü temsil etmeyi deruhde etmış olan Heinrich George büyük bir karakter artisti olduğu için hahtsız babamn beyaz perdedeki hayaiir.i çok güzel yaşatmıştır. Dunja'yı da Viyanalı artist Hilde Krahl kusursuz oynamıştır. ZAFERE U CU S Bu akşam SUNER SİNEMASINDA Opera... Büyük musiki... Şarkı.., Aşk... ve şarkı söyliyen, seven ve danseden bütün İspanya.,,, Kayak sponı yapmak üzere LiıuUgd grup Vefat Devlet Denizyollan Halic fabrika ve havuzlan fen bürosu şefi Mumtaz Balsözün validesi Bayan Bidar Balsöz ev\elki gece hayata gözlerini yummuştur. Cenazesi bugun Kalamışta Fener Kalamış caddesinde 56 numaralı apartımandan kaldırılarak Öğle namazı Zühtüpaşa camiinde kılındıktan sonra Sahrayicediddeki aile makberesine tevdi edilecektir. Mevlâ rahmet eyleye. Ş E H İ R TİYATROSU Beyoğlu İstiklâl caddesi KOMEDİ RISMINDA Akşam saat 20,30 da Bir SEVİL BERBERİ ( Le Barbier de Scvnlle ) ROSİNİ'nin meşhur operasından iktibas edilen filrr Baş rollerde: EMPERİO ARGENTİNA'ya rekabe. eden Ispanyol muganniyesi Büyük artist ESTERLİTA KASTRO JACK HOLT'in En çok muvaffak olduğu ve baştanbaşa heyecan ve sergüzeşt dolu harikalar filmi. ı»ÂŞA HAZRETLERİ musiki zhafeti.. Göz ve kulaklar için bediî bir saşaa Tamamen İspanyolca sözlü ve şarkılı bir şaheser •İ^^M Bu akşam için yerlerinizi evvelden aldırmız. • Evet... Fakat birkaç günden fazla Bu kötü niyetli ihtar, Yüzbaşı Steinat daha geçti, geçmedi, heygn büsbü hayvan da, ben de, birer parça rehahüo«l in ^na halde oar.ını öikm:;.tı. olmıyacağını ümid ediyoruz.. Maamafih, Badenbıre, tiın halim ve muti bir hale geldi. Ar vetli, şehre avdet ettik, Kışlaya donerken ve sofrada, kendisine bunu yarın, yahud öbür gün de kotık dizlerimi kısmağa b l e lüzum yok aıkamdan, keskin bir boru sesi işittim. söylenilen hsksız s^zleri, diş'ıer: ara.îm nuşuruz... Belki, arada, gene size telelu. Arkadaşlarımm tebriklerüü kabul Siniıiı hayvan, derhal kulaklarını dikti aan müter.adiyen tekrr etti. durdu. fon ederim... Size yalnız bunu çabucak etmek için, rahat rahat yare inebilir ve titremeğe başladı. Fakat, vücudümi I'eygir hei'ür çok kanlıydı. Bir kere haber vermek isteyordum... Işte böyle, dim. Fakat, döğüşçülüğüm henüz sü kaplayan ürpertiyi, zamanında hissettım, te:biye görsün, bak n.e vaziyet alacaktı. bu gün gelmeseniz daha iyi olur... Ve... kunet bulmamıştı ve bu heyecanlı hal dizginleri çektim ve otomobilin kolayca J\ıl"at o coş i'lça, arkadasîar daha fazla ve... hoşça kalın, Allaha ısmarladık! o ki, Cesar'ı geçmesi için, dizlerimi kuvvetle sıkarak Yazan: Stefan Ztveig Türkçeye çeviren: Hamdi Varoğlu den ikikadar hazzediyordum bırakmasını hayvanı yolun kenarma aldnı. «irrtüşlüyor. ırdı. A!d ıtıldığın: söyıü Fakat... bir saat daha bana yorîar, onu büsbütün deli ediyorlardı. Şoför. benim ihtiyatkârane çekilişiDiye kekeledim. Lâkin cevab veren Şakaklarım zonklayordu, ve sanki, bey hübel, ister misin, hayvanmı derhal yo o gün, Steinhübel benden iyi binici, Steitjhübel'den rica ettim. Hay\'anın teri Cıtgide arl&r münaka'jınTn ortasında. min sebebini anlayan, akabaşmda bir yoktu. Birkaç saniye daha dınledim. ıjme «Tehir edıldi. Seyahat tehir edil la getireyim? azgm Cesar da benden tehlikeli bir ha kurusun diye, manevra sahasına kadar, b'r emirber. arkamdan doğru geldi: adaın olsa gerek ki, gayet aheste ilerHiç. İlona telefonu kapamıştı. Hayret di» kelimeleri, çekicle vuru'.arak hakOfkemi, ne suretle olursa olsun çı sım bulamazdı. Öfice, adalelerimi sert bittabj tırıs yürüyü»le, bir gidip gel Teğmer., dedi, sizi telefona çağıleyordu. Motörün sesı belli belirsiz ışiIvîuhavereyi niçin bu kadar çabuk bi kediliyordu. Tehirin sebebi neydi? Her karmak ihtiyacı öyle kuvvetliydi ki, bu leştiriyordu. Sabrımın tikandiğini, hiç mek isteyordum. rıyorlar. tıliyordu. Maamafih, o kadar fazla ihtirmişti? Daha başka sualler soraca halde bir hâdise olmuştu. Acaba ağır sözü, düşünmeden söylemiştim. Hepsi olmazsa bu üıadcı hayvana göstermek1 '''ötü bu hissikable viıkula, yerimden Maalmemnuniye, deii, hayvan: ku tiyatlı davranınama liizum yokmuş; te, bir nevi sadık zevk duyuyordum. sursuz bir halde geri getireceğini bili çünkü, otomobil yanımiidan geçtiği sıfırladım. Son haftalar zarhnda, tele ğımdan korktu diyesim gelıyordu. Bu surette ha,stalandı mı? Niçin, birden bana baktılar. fonlar. telçraflar. mektib'pr bana sa seyahat tehirinin sebebi reydi? Hal bire. gitmekten vaz geçmişti? Kondor, Hay Allah razı olsun. Eğer ken Kahraman Cesar, bir fışek gibi sağa yorum. Artık, bundan sonra bana oyun rsda, beygir gayet sakiıiii. Binaenaleyh, dece üzüntu. asabivet çetırmi'şti. Bu buki hareket tarihi kat'î surette tespit ancak sekiz gün dayanmaklığım icab dinde bu cesareti gorüyorsan, hatta ba sola atıldı, duvarlara saldırdı, şahlan edemez. Bravo Toni! Aşkolsıın! rahrtça bakabilirdim, fakat, gözlerimi kız, gene benden ne istiyordu? Telefon edilmisti. Kondor bana sekiz gun deedeceğini söylemişti ve bunun beş gü na hizmet etmiş olursun. Bu yezid hay dı, yana doğru anî fırlayışlarla beni Arkadaşlarm hararetli alkısları ara kaldırdığım zaman, otomobilin içinden, odasınm kapitone kapısmı itina ile ka iıişti. Sekiz gün. Ben buna hazırlanmış nü de geçmişti... Fakat sekiz gunden vanın dizginlerini çekmekten parmak eğerden aşağı atmak istedi, fakat ben sında manejden çıktını, azgınhğı yatı bana birisinin işaret ettiğini gördüm ve pattım. Sanki. kışla muhiti ile ötesi a ve alışmıştım. Şimdi ise, yeniden... Im fazla dayanamazdım... Dayansmazdım! larıma kramp girdi. Benır.ı kadar yor demir gibiydim ve dişlerini sokmek isşan hayvanı şehirden geçırerek kırlara Kondor'un saçsız, yuvarlak başile, onun rasmda, her türlü teması kesmek isti kânı yok... imkânı yok dayanamazdım... Heyecanımı belli etmemek i(,ın nef gun olmıyan birisi bu işi görebilirse ne tercesine gemi kasıyor. ayni zamanda hemen hemen onun kadar açıldım. Hajr\'an, çe\ik ve sskih adım yanında, Bu mütemadi çekişmelere imkânı yok yordum. Telefonu açtım. Beni arayan sime hâkim olmaklığım icab ediyordu. âlâ. İstersen, derhal gidip hayvanı çö topuklarımı böğürlerine daldırıyordıun. larla yürüyordu, bizzat ben de kendimi saçsız ve yumurta biçiminde diğer bir Ilona idi. Biraz mütproddH bir lisanla tahammül edemezdim... Nıhayet, benim Bardağımı yakalayıp kır(nak, yahud zelim! Ileri! Hayvanın mukavemeti beni teşvik edibaşı Kekesfalva'nın başıru gördüm. Çfcvik ve sakin hissediyorduin. Bütün de sinirlerim vardı... Artık bu işe bir konuştuğunu sezer gibi oldum masaya yumruk vurmak isteyordum. Mükemmel eğlenecekleri ümidile. hep yor, tahrik ediyor, heyecanlandırıyor, öfkemi, bütün çazabımı, hasarı beygirBu ne demekti? Kondor burada ol Bugün gelmeseniz daha iy; olacak. nihayet vermek lâzımdı. Sinirlerimi yatıştırmak için, mutlaka, sı birden masadan fırladılar. Cesar'ı çı subaylarm: Vay canına. ama hırpaladuğu halde bana haber verıı emiş mîydemek istiyordum. Edit pek' iyi değil. Telefon odasında hakikaten çok sıcak şiddetli bir hareket yapmak ihtıyacın karmak için ahıra gittik. Steinhübel, yor!> yahud «Bravo Hofmiller!» gibi den aîmıştım. Şimdi, Cesar, uslu uslu. dı? Ihtiyarla beraber olduğuna gore, sinirlenmeden yürüyordu. Steinhübel Korkulacak bir şey yok ya? mı vardı? Boğulurcasına telâşla, kapi daydım. Artık sabrım tükenmiçti. beygirjne bu adı takmakta galiba bi tasvibkâr sözleri şevkimi artırıyordu. demek ki Kekesfalva'lardan geliyordu. Bedenî bir harekette muvaffak olmak, haklıydı. Hayvanın yürüyüşü şahaney Hayır, hayır... Fakat. zannederim, tone kapıyı açtım ve sendeleyerek yeEtraftakiler, Steinhübel'in beygiri raz istical etmişti. Hayvan, etrafına bu Fakat niçin durup bana selâm vermidi. Bundan daha güzel. daha çevik, dakendi haline bıraksan da dinlense daha rime geldim. Gaybubetimi her halde hakkında, hep ayni hararetle münaka kadar gürültücü bir kalabalığın toplan irsana daima manevî bir itimad veycrlardı? Ve nasü oluyor da, Kondor jjr olscak, hem de... kimse farketmemişti. Ötekıler, Steinhü şa edıyorlardı. Sıska Jozc': dığını görünce, derhal ürktü. Daracık riyor. Yarım saat süren amansız bir ha kıvrak adım atılamazdı. Yavaş ya apansız buraya gebn:ş bulunuycrdu? Üona, biraz tereddüd etti: bel'le alay etmeğe devam ediycrlardı ve Seni kandırmışlar, diya alay edi taviasında tıksırdı, şahlandı, çifte sa mücadeleden sonra, ben muzafferane, vaş, öfkem, adeta hülyalı bir zevke in Helbuki, saat ikiden dö.'de kadar mu Hem de, diye devam etti. sir di a boş iskemlemin arkasuıda, emir neferi, yordu. ben beygirden aniarım ve soy vurdu ve yularını öyle kuvvetle çekti eğpr üstünde oturuyordum ve altımda, kılâb etmişti. Gezinti,tembir saat sür ayene saatiydi. Sabahleyın erkenden, celemiz yok... Seyahati tehir etmek lâ ayakta duruyor, elinde kızartma taba lüyorum sana işte, bu at leşini adam ki, bir çatırtı işitir gibi olduk. Atı, müş sıcak hamamdan çıkmış gibi, ter içinde dü. Saat dört buçuk olmuştu, avdete ace'.e çağırmış olacaklardı; onun burazım . Tehir edeceğiz. ğı, mütevekkilâne bekleyordu. Ondan edemezsin. Sade sen değil, başkası da küiâtla, maneje götürdük. kalan hayvan, râm olmuş, köpüklsr sa karar verdim. Cesar ve ben, her ikida bulunuşu muhakkak kı İlona'nın kurtulmak için, mihanikî bir hareketle, edemez. Tehir etmek mi? Ata binme bahsinde Steinhübel'le çıyordu. Boynu ve yuları beyaz kö miz de, o günlük kâfi derecede yorul bana verdiği telefon haberi'.e ve seyaSe?imde bir korku s^engi sezmiş o5a tabağa bir iki dilim et aldım, fakat ne Birdenbire atıldım: kat''yvcn mukayese edilemiyecek kadar pük içindeydi. kulakları. inkiyadla, a muştuk. Daima geçmeğe alışık olduğum hatin tehiri meselesile e.âkadardı. çataluna, ne de bıçağıma el sürdüm. cak ki, derhal ilâve etti: (Arkası var) Ben o fıkirde değilim, dedim, Stein vasat bir süvariydim. Bununla beraber, şağı sarkiyordu. Aradan bir yarım sa şoseden, zevkli, sallantıiı bir tırısla,