CUMHURİYET 13 Birtocikânun 1940 TARIH TETKIKLERI TAKSİM StNEMASI BU G Ü N Matinelerdeıt itibaren Göz kamaşüncı dekorlar içinde ruhunuz şark ve Türk musikisile süslenmiş rakıslı TÜRKÇE sözlü ve sazh büyük bir ask ve ihtişam filmi olan Myrna Loy, briç şampiyonu Sevimli artist: «Bu oyun hayat mücadelesine çok benzer. Onda da muvaffakiyetin ilk sartı sabırdır» diyor C Bu günkü program 8.00 8.03 8,15 8 30 3,45 12,30 2.33 2 50 .3.05 .3,20 18,03 13'12 940 cuma 18.05 Müzik Program 18.30 Şarkılar Müzik (Pl.) 19,00 Fasıl heyeti Haberler ly.30 Haberler Müzik (Pl') Yemek hstesi 19,45 Şarkılar 20,15 Rad. orkestral 20,45 Temsil Program ?1.30 Kormşma Şarkılar 21.45 Orkestra Haberler 22.30 Haberler Müzik 22.45 Orkestra Müzik (Pl.) 23 00 Dans müziği ?3 30 Kapanış. Program Kızıl Rakkase Salome Tarihte cihangirlik peşinde koşan dört meşhur hükümdar: Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim, İspanya Kralt ve Almanya tmparatoru Şarlken, Fransız lmparatoru Napolyon Bonapart, Almanya tmparatoru İkinci Vilhelm Yavuz Sultan Selim, bir Türk denizcLsının tersım ettiği cıhan hantasını tetkik ederken: « Dünya bır hukümdara kifayet edecek kadar vâsi değilmış!» diyerek pek cihangirane bır teessufte bulunmuştuBugunun cihangirleri henüz bütün cıhana hâkim olmak gibi büyuk emeller beslemiyorlar. Onların pek mutevazı bır hulyası var: Avrupa hegemonyası!.. Dava yeni değüdir Muhtelif tarihlerde birçok hukumdarlar Avrupa'ya hâkim olmak davasile meydana çıkmış ve Avrupa'yı kan, ateş içinde bırakarak neticede daima mağlub ve munhezim olmuşlardır. Tarih bu hususta bize pek ibret verici sayfalar arzedıyor. Bununla •beraber, tarih her zaman tekerrurden ibaret değüdir diyorlar. Olabılır Fasat muhakkak ki tekerrur etjnıyen hâdiseler asırlardanberi muayyen kanunlar dahılınde zuhur ve • Inkişaf eden vukuatın yanıbaşında maskelenmiş bır ışık kadar sonuk kalıyor. Avrupaya hâkim olmak veya ingıltere'yi istılâ etmek gıbi tarihin çok büyuk davaları, daima muayyen bir kanunun değişmez hükumlerine göre hal ve faslolunmuştur imdı bu küçuk makale ile tarihte meşhur hegemonya davalarını ve bu dava karşısında buyuk Avrupa devletlerinin takib etmiş oldukları siyasetin ana hatlarını belirtmek istiyorum. Istanbulun fethi ile başlıyan yeni zamandan bugune kadar Avrupa kıfası belli bash dort hegemonya tehlikesi geçırdi. Dort hukumdar senelerce bu dava pesınde koştu: Şarlken, Ondorduncu Lui, Napolyon ve İkinci VilBu filme mahsus şarkılan hazırlayan, besteleyen ve sahneye vazeden müzik reüsörü: Artaki CAN. Bu film için hazırlanan yeni ve isitilmemiş şarkıları okuyanlar: İki otomobil arasında Dün saat 11 de Beşiktaştan Bebeğe fjiöen Artinin idaresindeki 1731 nu maralı taksi, Kuruçeşmede yolun ke narında duran 3508 numaralı taksiye çarparak arka kısmını parçalamıştır. Otomobiün dç camları kırılmış, içinde tulunan Melâhat muhtelif yerlerinden yaralanmıştır. lince rakib devletleri imha etmek ister» formülü kısa bir zaman içinde VE Prusya'yı da tahtı hükmüne aldı. Sadova ve Sedan zaferlerile rakib Suzan, Faide, Bedriye, Sadevletlerin şevketi imha olundu. miye, Suad Gün ve Nadir Fransa ile hâlâ rakib geçinen ingiltere 1870 zaferini alkışladı. BisÇALANLAR: mark'ın âkilâne sıyaseti ile büyuk Keman' Nnbar Kanun: Ahmed bır Alman imparaorluğu vucud bulCumbüş: Cemal ve Hasan Klardu. Yalnız orduya guvenmivjrek net: Şiikrü Darbuka: Hasan Tahayni zamanda pek ihtiyatlı bir sisin. ve saire... Büyük Mehter tayaset kullanan Bismark, İngiltere kımı ve koro heyeti. Millî Yallah ve Rusya ile dost geçinmiş, sark bestesile başlayan film bir ziyafeti musikiyedir. YAZAN : « meselesine ve Balkanlara karısma^ mış, «henüz büyük bir servet birikr İlâveten YUNAN İTALYAN tırmiyen Almanya için» mustemlike harbine aid manzaralar. siyasetini pek tehlikeli bir serguzest addetmişti. Işte bu sırada tahta geçen İkinci Vilhelm böyle hazır ve • R O B E R T K O C H assıb, Fransa ile bütun protestan muhteşem bir devlete konunca, fcuları ortadan kaldırmak ve bu su tun şımarık prenslere mahsus bır retle Avrupa'ya hâkim olmak istı haleti ruhiye ile derhal bir Sezar yordu. Fakat bütün teşebbüsleri tavrı takındı. Evvelâ Bismark'ı BaşMüstesna şaheserin gördüğü Kraliçe Elizebet'in yenilmez azmı vekâletten attı; sonra Rusya ve inrağbet ve yaratıcısı karşısında ezilerek «Namağlub Ar giltere ile bozuştu. Nihayet, Napolmada» ile beraber feci bir şekılde yon'un sukutundanberi meş'um bir EMIL J A N I N G S ' i n perışan oldu. Bu tarihten sonra bir silâh gibi bir tarafa terkolunan hekazandığı fev kalâde muvafakiyet daha hegemonya iddiasında bulun gemonya davasını ele aldı Vılhelhasebile mıyan Habsburglar'm yerıni Fran m'in hegemonyası üç esasa dayasız hukumdarian tutmuştur. On nıyordu: 1 Mitteleuropa Merkezi dorduncu Lui Felemenk ve «ispanya Avrupa hâkimiyeti. 2 Drang Nach Veraset» harblerile uzun muddet bu Osten Şarka yürüyüş. 3 KoloniSİNEMASI PROGRAMINDA gaye uğruna doğustu. yal Politik Denizaşırı müstemleke 3 GÜN DAHA Bu devirde İngiltere'yi idare e siyaseti. devam edecektir. Bu üç davanm her biri ile: Franden Stuar hanedanı Fransızlar'la GEÇ KALANLAR İÇİN FIRSAT nüfuzuna gayet dost geçinıyor ve âdeta On sa, Rusya ve İngiltere dordüncu Lumin direktiflerıie ha tecavüz olunuyordu Bilhassa üçunreket ediyordu. Fakat Fransız hege cü dava üzerinde ısrar eden VilAleksandr monyasını Britanya'nın itilâs\na helm, Stetın de söyledıği bir nutuk olunarak yerine oğlu ta «istıkbalimiz denizdedir.» diyerek geçti. karşı en büyuk bır tehlike addeden Aleksandr uzun zaman NapolIngılizler, Nıhayet Stuar Haneda doğrudan doğruya İngiltere ile renını memleketten kovarak müthiş kabete kalktı. Halbuki İngiliz Kralı yon'la mücadele ettikten sonra nıbır Fransız duşmanı olan Gıyyom Yedinci Edvard, Vilhelm'in <iayı hayet Tilisit'de İmparatorla görüşDoranj'ı kral intihab ettiler. Bu mu sıydı. Dayı ile yeğen son defa bir müş ve Ruclar'in arzusu hilâfına him tebeddul ile Ondordüncu Lui fırtınah gunde Şimaldenizinde bu olarak Fransa'ya meyletmişti. Erlustular. Ne konuştuklarmı kirnse fürt mülâkatmda iki imparator şarnin davası da suya dustühelm. giftikçe ki Avrupa'yı taksime karar verdieski Şarlman ve mukadFakat hiçbir hukumdar Napol anlıvamadı Fakat harb Gaye, ler. Yapılan plân mucibmce Besaya'<laşıyordu. Netice malumdur. des RomaCermen imparatorluğunu yon Bonapart kadar bu buyuk herabya, Rumanya ve Bulgarıstan defe yaklaşamamıştır. Napolyon ihya etmek, Fransa ile Almanva'yı Avrupa hegemonyası karşı Rusya'ya verilivor, Fransa'nın hisbır kere şahsı itibarile tam bu ış birleştırerek Balkanlardan Ingiltesesine Mora, Girid, ve Arnavutluk sında Rusya re'ye kadar butun Avrupa'ya hâkim içın yaratılmış mumtaz bır asker, düşüyordu Fakat bu tasavvur hiçolmaktı Bu davanm hâdimleri kar yuksek bir kumandandı. Sonra ne Ruslar hiçbir zaman Avrupa'ya bir zaman tatbik mevkiine konulaşılarında daima Ingiltere'yi bulmuş kimseden yardım bekliyor, ne de hâkim olmak gayesini gütmemişler mamış ve İngiliz politıkasmın gave hegemonya dalgaları her zaman kendi işıni başkasma havale ediyor, dır. Hegemonya davasına karşı al lebesi üzerine Ruslar tekrar NaBrıtanya sahülerınde parçalanmış kendi hayalhanesinde doğan dava dıkları vaziyet ise pek şayanı dık polyon aleyhindeki ittıfaka dahil sını yine bızzat kendi goruyordu tır. Lâkin ilk adımda o da İngiltere ile kat bir tahavvul arzeder. IHege olmuşlardır. Şarlken fıtraten zayıf ve hastaİste tarihte Avrupa'ya hâkim olçatıştı. Karşısına Pit gibi muthiş monya iddıa eden devletlere yarlıkh bir adamdı. Parlak bir mukadbir diplomat çıktı. Fransa'nın bu dım etmişlerdır. Kendilerine Lehis mak davası ile, büyük devletlerin derat onu boyle bir davaya suruknadir dehası İle İngiliz azim ve i tan'da arazi ve Balkanlar'da ser bu dava karşısında takib etmış olledi. Muhteşem bır mirasa konarak nadı arasındaki mücadele tam on besti verıldıği zaman. II Hege dukları siyasetin hülâsası bundan Fransa harıc hemen butun berri beş. sene sürdü. Napolyon on beş se monya davasına karşı koymuslar ıbarettir. Zannedersem bugün pek Avrupa'ya ve zengin Amerika musne zarfında (Suriye'deki Türk ka dır. Yakınşark'taki nufuzları teh az şey değişmiştir. Hele vaktile citemlekâtına sahib olmuştu. Şarlhan hâkimiyeti için söylenmiş franlesi Akkâ bnündeki hezimeti müs did olunduğu vakit. man imparatorluğunu yeniden ihya Meselâ Napolyon şarka tecavüz sızca meşhur bir mısra vardır ki, tesna) zaferden zafere koştu. Rusiçın yalnız bir Nastrazya kıt'ası yaları, Avusturyalıları, Almanları, İs ettiği zaman Çar Pavlo İngiltere ve günün bütün yeni şartlarına rağni Fransa eksıkti. Bir Ortaçağ şopanyolları üstüste yendi. Beyaz atı Türkiye ile birleşmisti. İsviçre'deki men hâlâ eskl kıymetini muhafaza valyesi kadar boş bir gurur sahibi nın üstünde daima muzaffer ola ordusunun mağlubiyeti üzerine Na ediyor: olan Fransa Kralı Birinci Fransuva rak Roma'ya, Berline, Vıyana'ya, polyon tarafına dondü ve Hindıs«Le trident de Neptune est le ise Imparatorun şevketine zerre kaMadride, Varşuva'ya ve Moskova'ya tan'ı istilâ için Napolvon'la müste sceptre du monde» dar ehemmiyet vermiyordu Nihagırdi Fakat neticede melâl ve hus rek bir plân hazırladı Fakat o v\«Denizler ilâhı Neptün'ün yabası, yet mücadele saati çaldı. Yuz sene idare eden ran içinde Ingilizler'e teslım oldu. rran İngiliz siyasetini ayni zamanda cihan hâkimiyetinin harbındenberi Fransa'nın AvrupaMüyonlarca Fransız'ın kanını har meşhur Pit büvük bir maharet gos âsasıdır!> daki hükum ve nufuzunu kırmak cıyarak butun milletleri yenen ve tererek Ruslar'ı tekrar elde etti ve gayesini guden İngiltere bu savaşHasan Adnan Giz Fransa'nın hududunu birkaç mLsli Çar Pavlo, vukelâsı tarafmdan katlta Şarlken tarafmı tutmustu. Pavbuyülterek tam on bes sene Avruye muharebesinde Birinci Fransuva BU GÜN A S R î SINEMADA pa'yı titreten bu nadir cıhangırin «narnustan başka herşeyi kaybebu kadar zafer ve galibiyetten sonTÜRKÇE derek» Imparatora esir düştü. ra yurdunu sefil ve perişan bırakaBu muvaffakıyetine rağmen Şarlrak yeıs ve aciz içinde Ingilizler'e DEANNA DURBIN'in ken hedefine vâsıl olamadı Zira teslim olması, cidden tarihin en MELVYN DOUGLAS . bir taraftan zaferden zafere koşan ibret verici sayfalarından bırıdır. JAKIE COOPER Turk ordusunun Avusturya'yı tehNapolyonun sukutundan sonra dıdi, diğer taraftan Habsburglar'ın ile beraber yarattıklan şayanı EDDIE K A N T O R hegemonyasından kuşkulanan İn Viyana kongresi Avrupa'ya yeni bir hayret dram filmi. tarafmdan revü filmi. giltere ile Papanın Fransa tarafına nizam verdi. Avrupa muvazenesını •Her gün saat 2,30 da ve cumartesi, pazar 11de matine. I donmesi onun butun arzularına set temin içın bir takım kuçuk devletler teşkil olundu. Nitekım Harbi Uçekmisti. Uzun ve neticesiz bir mu. cadeleden sonra derin bir ümidsiz mumîden sonra da bu muvaffakıliğe duşerek tac ve tahtını oğlu ile yetsiz usüle müracaat edilmistir kardeşine bıraktı ve kendi İspan Viyana kongresini takib eden sulh ya'da bir manastıra kapandı. Şarl devresinde Avrupa devletleri içinde den sonra oğlu ikinci Filip uzun en ziyade Prusya terakki ve inkişaf Türkçe sözlü Arabca şarkıh. Seanslar : 2.30 dan itibaren devamlıdır. muddet İngiltere ile kontra gitti. etti. Gustav Lobon'un «büyüyen her Bir ibret ve aile filmi olan bu şaheseri bilhassa bütün İtikadından şüphe ettiği oğlunun millet hegemonyaya temayül eder; sonra en kuvvetli millet haline se•^••^•^l^MHİ genc kızlara tavsiye ederiz. ^ • • ^ • ^ • • ^ H bile kanma giren bu çılgm müte Avrupaya hâkim olmak davası Müzeyyen Senar Bir kadirşinaslık Bursa (Hususî) Bursaya ilk giren Türk ordusunun kumandaru mei'hum General Şükrü Nailinin askerî eîb'sesi, Hnlkevimiz tarsfır.dan getirtilerek Evin şeref salonundaki hususî bir camekân icire konmuştur. Tarihte bu ntevzua dair sahîfeler çok ibret vericidir Hasan Adnan GİZ Myrna Loy, Holivuddaki köşkünün bahçesinde Holivuddan yazıhyor: n ve sinirlenmeleri bastırmak için en iyi Iyı bır arüst, guzel bir Havva kızı, rarelerden biri telâkki ettiğim usule de mukemmel br ev kadını olan Myrna Loy müracaat ediyorum.. Yani ağlıyorum. ayni zamanda kâğıd oyunlaıında da Geçen gun stüdyoda çevrilen yeni fipıuvaffakıyet gosteren bır merakhdır. limleri görmek içın dolaşırken koridorda Beyaz perdede butun roüerını nekadar şirin san'atkâra tesadüf ettim. Elinde sonsuz bır tabiılık ve sukunet içmde eıizel bir pudra kutusu tuvaletini tazeoynadığ;na bütun dunya seyircılerı şa liyordu: hıddır. Fakat san'atkârın hususi hayatı Aman, dedim, ne şık şey bu?. hele tiyatro ve sınema sahasına ilk atılGülerek cevab verdi: dığı devırlerde hiç de boyle sakin ve Evet, pek zarif, bunu bir briç turrahat geçmemıştır. Fakat, o, bugünku nuvasında şampiyon olma neticesı ka erıştıği mevkii, tıpkı beyaz perdede de zandım. yaptığı gıbi heyecanlarmı istedığı anda Şüphesiz, sinirlerinize hâkim olabilnıükemmelen frenlemek sayesıııde elde nıek kâğıd oj'unlarında da sue rauvaffaetmiştir. Bazan musahabeleri esnasında: kıyet temin ediyor.. Ah, der, hayatın bana verdiğı acı Bilmem.. Fakat ben brici ha derslerden sonra böyle olmamakbğım yat mucadelesine çok benzetırim.. Onzaten kabil değildi ki.. İlk zamanlar ge da da zaferin yegâne şartı sabırdır. rek sahnede seyircilerin önüne, gerekse stüdyoda lâmbaların altına titriyerek Bir iki satırla çıkardım. Vazifem bittiği vakit de müthiş sinir buhranları içinde odama çekilırdim. •fr Cary Grant ve İrene Dunne «KoEvet, artistin söyledikleri tamamen lumbıa» şırketi hesabına «Beş paralık hakikattır. Hatta bu sinır buhranları ne serenad» ismmde bir fılım çevireceklerticesi yatağa duşecek kadar bıle hasta dır. Kordelâyı rejisor George Stevens olmuştur. Lâkın ihtiyar bir doktor, hu ıdarc edecektir. fusile kadınların heyecanlanna mağlub İT Mıs Glaspell ismindeki Amerikalı olmamaları lâzım geldığını, sinırlerine kadın muharririn «Sabah yakındır!» isdaima hâkim olmaları icab ettiğinı gayet mindeki meşhur romaru Amerikalı sinchakımane bir tarzda öğretmişür. ma şırketlerinden biri tarafmdan beyaz Myrna Loy bu nasihat üzerine sinir perdeye nakledilmek üzere satın alınlenmemek ve heyecanlanmamak için mıştır. Bu hikâyede elli sene sonra doğhayret edilecek derecede sonsuz bır ce duğu şehre donen bir genc kızın geçirsaretle mücadele etmeğe başladı, bu su dığı maceralar anlatılmaktadır. retle vucudıle beraber dimağını da sağ İf Douglas Faırbanks Junior, Rita lamlaştırmak için ruhî ve bedenî ek Hayworth «Ölmezden evvel» ismind> 7ersızler yapmağa girişti ve neticede bır kordelâ vücude getireceMerdir. âsabına hâkim bır insan olarak meydana Douglas Faırbanks Junior bu filimde cıktı. a\ni zamanda direktor muavinü^i vaziTabiî meraklılar eksik değil.. San'at fesıni ifa edecektir. Rita Hay^'orth, Brian hayatında olduğu kadar, hususî hayatın Aherne ile çevirdiği «Daima kendHnden da ve aile yuvasında da böylo enerjık bahsedılen kadın» eserinde büyük mudavranıp davranamadığını soruyoriar. vaffakiyetler kazanmıştı. o da dudaklarını en tatU tebessümlerin•^ Virginina kartaları» Amerikada son den birile süsliyerek: defa vücude getirilmekte olan büyük fi Şüphesiz! diyor, sonra da ilâve e limlerden biridir. Baş rollerini Alan Marshüll ile Richard Carlson, Dicki diyor: Maamafih bazan büyük heyecanla Jones, George Houston oynamaktadırlar Mevlid 14/12 '940 cumartesi günü öğleden sotıra Emine Munire Savarın ruhuna okunmak üzcre Hafız Rıza tarafmdan Teşvikiye camiınde Mevlid okutturulacaeından arzu edenlerin teşrifleri rica olunur. Ölüme Karşı Savaş öliim Çehir meclisi azasından ve tüccardan lieceb Havlucu kerimesi Muazzez irtiha' etmiştü. Cenazesi bu gün saat 12 de Tozkoparanda Haliç apartımanından kaldırılarak Fatih camıi şerifinde cenaze namazı badeleda Edirnekapıdaki medienl ebedisine tevdi edilecektir. Cenabı Hak merhumeye mağfiret, kederdide ailesine sabrı cemil ihsan etsin. Çelenk gönderilmemesl. SAKARYA Düğün tehiri 14 kânunuevvel cumartesi akşamı mukarrer duğün davetimizüı rahatsızlık dolayısile 21 kânunue\rvel cumar tesiye tehir edilmiş olduğunu muhterem davetlilerimize arzederiz. Meliha Hikmet Tonak, Fevziye Osman Özgen Ş E HİR TFYÂTROSU TEPEBAŞI DRAM KISMINDA Bu akşam saat 20.30 da BULÜNMAZ UŞAK *** Bevoğlu İstiklâl caddesi K O M E D İ KISMTVDA Akşam saat 20.30 da P A Ş A H A Z R E T L E R İ *** Beyoğlu Halk sineması Bu gun 11 de. akşam 20 de 1 Mihracenin GözdesL 2 Hind Mezarı. Amerikada yeni çevrilmekte olan filmler ™ Şehzadebaşı TURAN San'atkâr Sinema NAŞİD ve TİYATROSUNDA YARIN AKŞAM ve arkadaslan. olcuyucu SUZAN ve yeni VARYETE numaralan. İLK UYANIŞ ALİ BABANIN MİRASI ÇOCUK FABRİKASI Komedi 3 perde Sinema: Gündüzleri 11 den itibaren devamlı matinelcr2 BÜYÜK FİLM BİRDEN: I BARBAROS DEVRİNDE SAADET Beşiktas S U A D PARK YUVASI sinemasında VENEDİK Tü^Vçe sÖTİü ve şarkıh 2ÖLÜM Ona Munson, Eduard Norris Otto Kruger, Nedda Herrigan • Skandal Skandal Üstüne» kordelâsında SELİ KEN MAYNART Büj ük sergüzest filmi. İşi ancak o zaman anlayabildim. Bu Bir humma nöbeti ortasında yataktan kalkmış, paltosuz ve şapkasız. in karşılaşma, demek ki tesadüfî değildi. cecık siyah kostümile, bir sair fılıne ihtiyar, doktorun bana söylediği şeyi nam gıbi dolaşmağa mı çıkmıştı? Fa derhal anlamak için, orada, bahçede beni kat hiç şüpheye mahal yoktu. Ta ken beklemişti. Bu ihtiyar ve hasta adam. dısivdi. Onu, sarkık omuzları, çekingen burada, kışla kapısının önünde, elınve halsiz yuruyuşile, yüz binlerce insan den kaçıp kurtulmama imkân olmayan arasında görsem tamrdım. bu yerde, vaktile borclularma yaptığı Aman Mösvö Kekesfalva. burada bigi. ınadla. ısrarla beni gozlemişti Bu Yazan: Stefart Zıveig ne işiniz var? dedım. Sız gidip yatma taassublu azimkârlıkta, beni hem hiddmız mıydı? detlendiren, hem müteessir eden birşey yakta duran bu kalb hastası ihtiyarın bu halinde, hiç de şaşılacak bir şey yok Hayır; daha doğrusu uyuyamadım... vardı tu. Sarfettiği gayretin buyüklüğunü an Çobuk even donün Fırtına her an Vaziyet mukemmel, diye cevab patlamak üzere, goruyorsunuz. Araba verdim. Netice çok iyi olacak, buna ka cak o zaman anlamıştı. Öğleyin, i=çılerin, evlerinden getirdikleri fakirane yenız burada mı? tiyen eminim. Yarın oğleden sonra daha meği yemek için üzerine oturdukian Evet, şurada... Kışlamn solunda, fazla anlatırım, doktorla konustuğum oğleden sonra yoksullar evindeki aceze beni bekleyor. şeyleri harfiyen söylerim Lâkin şimdi üe gebe kadınların dinlendikleri, gece Mukemmel! Fakat çabuk olun! siz arabanıza koşun. Goruyorsunuz ki leri, fahışelerin askerleri çağırdıkları Hızlı giderseniz, vaktinde gene eve ye kaybedilecek vakit yok, fırtına pek yako f&kirlere mahsus peykeye, şimdi o. şeh tisirsiniz. laşü. rin en zenğin adamı, harab ve bitab. Kekesfalva'nm tereddüd ettiğini gö Peki. gidiyorum. bir yığın gibi çökmüştü. Tamamen müsrünce. onu zorla götürmek için kolunİstemiyerek yürüyordu, yirmi adım terıh ve muteselli olmadıkça, bu peykedan tuttum. Şiddetle silkinip sıyııldı. kadar ilerletmeğe muvaffak oldum den kalkmasına imkân olmadığını derhal Şimdi, şimdi gideceğim, dedi. Fa Sonra. vücudunün, koluma daha ağır ankdım. Arkadaşlarımdan biri beni bu kat... önce soyleyin bakayım, ne dedi? bastığmı hissettim. garib adamla ahpablık edr vazivette gd Kim? Bır saniye, diye kekeledi. Bir sa recek olursa, ne çirkin bir şey olacakSualim ve hayretim asmimî idi. Teniye şu sıraya oturayım, müsaade e tı. pemizde. ruzgâr gitçide daha şiddet'e din. Adım atacak halim kalmadı. esivor, ağaclar inlevor, köklerinden söVe yniden merhamet damarlanm kakulecekmiş gibi eğiliyordu. Her an. İhtiyar, hakikaten sarhoş gibi sende bardı. Bütün kuvvetimi, bütün irarlemi yağmura vakalanmamız muhtomeldi. liyordu Kendisini, karanhkta, en yakm eriten o uğursuz acıma damgası, beni Ben, valnız bir şeyi. en tabiî olan şeyi sıraya kadar sürukleyebilmek için bü bir kere daha kapladı .Biraz daha fazla düşünüvordum: Akhndan her ha'de zo tün kuvvetimi sarfetmeğ mecbur ol eğildim ve ihtiyarla konuşmağa başla ru olan ve fırtınanın vaklaşhğını gör dum. Gök gürültüsü, gitgide daha ya dım. kından geliyordu. miven bu ihtiyarı evine gondermek. Ona. profesör Vienvot'nun, Fransada Kekesfalva, adeta muğber bir eHa ile: Kekesfalva. nefes nefese sıraya yı büyuk bir muvaffakiyetle tatbik ettiği A canım. doktor Kondor, dedi. Ev KiMı. Yorgun'i'k onu harab etmişti. Za tedavi usıılünden bahsettim. Derhal den beraber cıktınızdı ya... vallı yorgun bacaklarile, saatlerce a karanlıkta bir kıpırdanma oldu. İhtiya Diye mırıldandı ve otomobil, şimdi çin istical ediyor? Taraçaya çıkan merazan ve soğuyan rüzgâra yakalanıp sü diveni tırmanırken, zihnimden bu su« rüklenir gibi fırladı, gitti. Olduğum yer aller geçiyordu. Fakat, bu neşeyi hisde, kaskatı kaldım. Fakat o anda ilk setmk guzel bir şeydi; bu berrak hazidamlalar dokülmeğe, yağmur kasketi ran gunünde, halezonî merdiveni genc min üstunde tıpırdamağa başladı. Kısla ve dınc bacaklarla tırmanıp. iki yandaki ile aramdaki on beş, yirmi metre mesa pencerelerden, şimalde, cenubda, şarkta, feyi, koşar adım geçmeğe mecbur oldum. garbda, nihayetsiz uzayıp giden o geniş Türkçeye çeviren: Hamdi Var oğlu Tam kapının önüne geldiğim zaman, gok yaz manzarasmı temaşa etmek te güzel yüzü bir şimşekle aydınlandı ve bunu, bir şeydi. Nihayet, taraçaya on, on iki rın. o ana kadar gevşek bir halde yığılı hemen vvel çıkan ve ona yol açan son sanki bütün sema parçalanıyormuş zan basamak kalmıştı ki, hiç beklemediğim duran vucudu, benden hararet almak rüzgâr sağnağı birden bire esti. Ağaç nını verecek kadar müthiş bir gök gü bir şey beni olduğum yerde durdurdu. lar, bir anda oyle şiddetli eğıldi ki, ça rültüsü takib etti.. Pek yakma yıldırım Uhrevî denilecek kadar hafif bir dan3 istercesine yaklaştı. Doğrusunu soylemek lâzım gelirse. tırdadıkları duyuldu. Dokulen at kes düşmüş olacaktı. Yer sarsıldı, camlar, havası isittim. Keman, viyolonsel seso tedavi usulunü izahtan ileri gıtme taneleri, yere düşüp zıplıyor ve eira parça parça dökulecekmiş gibi şıngır Jeri ve şarkı okuyan kadın sesleri varmekhğim ıktıza ederdi. Fakat merhamet, fımızı muazzam bır toz bulutu kaplı dadı. Fakat, gözlerim. şimşeğin anî pa dı. Hayret içindeydim. Hem çok yakınycrdu. beni uzaklara sürukledi. rıltısile kamasmış olmakla beraber, bi dan. hem uzaktan isitılen bu musiki, Kekesfalvayı yerırdcn kaldırarak: Evet, bu tedavi usulü harikulâde raz evvel, ihtiyarın, o şaşkın minnet gökten iner gibi akseden bu operet mu Artık gıtmelısiniz, dedim, eve don darlığı arasında ellerimi yakalayıp öp sikisi nereden geliyordu? Civar otellerneticeler vermiş, diye devam ettim. Bir kaç ay zarfında pek şayanı yahret se melisiniz. tüğü zaman ki kadar korkmadım. den birinde bir orkestra çalıyordu da, Bu sefer, mukavemet göstermedi. Sözmereler alınmış ve ihtimal ki, hayır Ertesi gün, şatonun mutad yolunu ruzgâr, seslerini alıp buraya mı getirimuhakkak ki, Edit'ın tedavisinden de lerim ona kuvvet ve metanet vermişti vordu? Fakat bir an sonra anladım ki Bıraz evvelki gibi sendelemıyordu. Be tuttuğum zaman, bir gece evvelki tesa bu orkestra taraçada çalıyordu ve bir ayni neticler elde edilecek. düfü, hayal meyal düşünüvordum. GösYavaş yavaş, bu mübalâğalardan ha nimle beraber yüruyerek, şuursuz bir gramofondan ibaretti. «Her tarafta sihir kikî bir zevk almağa başladım. Çunku. telâşla arabasma yaklaştı. Şoför koîuna terdiğim ulüvvü cenabdan ve bunun ba ve füsun tevehhüm etmek, mucize bekna verdiği zevkten memnundam. İnbunların muhatabımı, fevkalâde teskin girip kendisini otomobile soktu. O zalemek ne saçma şey!. diye duşündum. man. rahat bir nefes aldım. Ihtıyar ar san, kendisi mes'udken, başkalarını Esasen, böyle daracık bir taraçaya, büettiğini görüyordum. mes'ud sanır. Hakikaten de, şatonun kaonun bana «sahi mi? Siz buna ina tık emnıyetteydi ve ben kendisini te?elpısmı çalar çalmaz, uşak beni bambaşka tün bir orkestra yerlestirmek kabil miynıyor musunuz?» yahud «Kondor sahi li etmiştim. Nihayet, rahat, mes'ud, dedi? Bir kaç basamak merdiven daha bir samimiyetle selâmladı ve derhal: böyle mi söyledi? Kendiliğinden mi söy rin bir uyku uyuyabilecekti. çıkınca, hayretten dona kaldım. Mıısi Zâtıâlinizi kule taraçasına cıkarmaFakat, uşumesin diye örtuyü dizlerine ledı?» gibi her defasında sorduğu sukinin bir gramofon sesi olduğuna şüpma müsaade eder misiniz? dedi. Küçük pl'ere ben, zâfımdan ve merhametten, örtmeğe hazırlanırken, müthiş bir şey he yoktu. Fakat ayni zamanda, uğulkat'î ve enerjik cevablar verdikçe, o oldu. Birdenbire bileklerimi yakaladı hanımlar orada sizi bekliyorlar. tulu, ufacık bir kutudan çıkmasına imFakat. ellerindeki bu telâş nedir, a kân olmayacak kadar serbest ve hakikî nun vücudunün tazyikı daha gevşiyordu. ve mâni olmağa vakit bulamadan elleBen konuştukça, itimadınm derece de rimi dudaklarına gotürdü. Once sağ e caba? Bana bakarken, gözleri niçln o sesler de geliyordu. Bu genc kız seslelimi, sonra sol elimi öptu, sonra bir kere kadar sevincle parlıyor? Gösterdiği bu rinde, çok fazla neş'eli bir canlılık serece arttığmı hissediyordum. Orada kim bilir daha ne kadar ka daha gene sağ elimi ve sol elimi öptü. ihtimam neden' Ne oluyor? ihtiyar J o ziliyordu. [Arka» ırarj Yarın gorüşürüz, yarın görüşürüz. zef, bugün beni taraçaya çıkarmakta nilacaktık. Fakat, yağmur fortınasmdan