CUMHURÎYET 28 Mart 1940 içlnden f Şehir ve Memleket Haberlerl ) Tatlıcının katili Dün Veznecilerde bir keşif yapıldı Veznecilerde tatlıcı Şamlı Hacı Abdülkadirin ölum hâdisesini tenvir etmek maksadile dün bu dükkânda bir keşif yapıl mıştır. Sultanahmed birinci sulh cezt mahkemesi hâkimi Reşid Nomer; lstanbul Cumhuriyet Müddeiumumî muavini Fethi Sezai ile beraber dükkâna gitmiş, polisçe bu hâdisenin faili olmak üzere tespit edilen Rumanyalı Bektaş oğlu Hacı Molla ve o gece dükkânda bulunduğu anlaşılan Sabri adh genc de emniyet memurları tarafından dükkâna getirılmişlerdır. Her ikisi de orada dinlenilmişler, dükkânın alt katı ve üst katındaki oda gözden geçirilmiş, hâdisenin ne şekilde geçtiği tetkik mevzuu olmuştur. Bundan sonra, Hacı Molla, emniyet memurları refakatinde adliyeye getirilerek, müddeiumumilikçe, Sultanahmed birinci sulh ceza mahkemesine gönderilmiş ve orada, hâkim Reşid Nomer, kendisini sorguya çekmiştir. 1315 doğumlu, bekâr ve Beyazıdda Soğdnağa mahallesinde Mekteb sokağında 3 numaralı ahırda yatıp kalkar araba sürücüsü olduğunu söyliyen Rumanyalı Hacı Molla, « Seni, Hacıyı öldürmüşsün, diyorlar, sen buna karşı ne diyorsun? Suali karşısında, şunlan anlattı: Sabri ismindeki genc, bir kaç senedenberi benimle beraber yaşıyordu. Bu vak'adan iki gece evvel de benimle beraber kahvedeydi. Benden ayrıldı, Hayn isminde başka bir çocukla beraber bu baklavacı Hacının dükkânma gitti. Arkasından ben de gidip, baktım, o aralık Nihad isminde başka bir çocuk da geldi, baklava yedik, sonra ben, Sabri ve Hayrı ahıra gidip yattık. Ertesi gece, Sabri, o Hayn ile gene kahveden çıktılar, tekrar tatlıcı Hacının dükkânma yollandılar. Ben de arkala rından gidince, çocuklar, dükkândan çıkıp uzaklaştılar. Hacıya «bunları bir daha dükkâna koyma, sen, benim, hele şu Sabrile konuştuğumu bilmiyor musun?» dedinı. O, bir şey demedi, arkamdan kapıyı kapattı. Ben, Hayn, Sabri Beyazıda kadar yürüdük. Yanımızda Mustafa adh bir ihtiyar da vardı. Sonra Hayn çekildi. Biraz sonra hepsinden aynldım, ahıra yatmağa gittimse de, Sabri gelmeyince, oturdum, üç çeyrek kadar bekledim. Tekrar çıkıp aradım. O gece kahvede yalnız başıma dört tane 29 luk rakı içmiştim. Bakırcılar Hasanpaşa yolile tatlıcı Hacının dükkânma vardım. Kepenge aya ğımla vurdum. Hacı, aşağıya indi. Sırtında genişçe ceket gibi bir elbise gordüm; pantalonlu olup olmadığının farkında değil im. Lâmbayı yaktı, kapıyı açtı, beni görünce «Ne istiyorsun?» dedi. «Sabri burada mı?» diye sorunca, «Yoktur» cevabını verdi. Ben «Buraya gelmiştir, hele bir girip bakayım», o «Hayır, bakamazsın» dedi. Aramızda konuştuk. Ben merdivenden çıkmak istedim, o beni önledi, omuzlarımdan tuttu. «Bırak, çıkacağım» diye, kendisini silkeledım, yere düştü. Ama ben merdivenden çıkmak isterken ycrden kalktı, arkamdan gtlince döndüm, tekraı kapıştık. lşte o zaman adamakıllı yere yuvarlandı ve taşlığa uzanıp kaldı. Bu sırada da Sabri yukarıdan aşağıya koştu. Sabrinin. «Hacı beni odaya kilidlemişti, Hacı Molla dışarıdan kapıyı açtı ve beni tokatladı» demesi asılsızdır. Sabri, kendiliğinden inerek yatan Hacının üzerinden geçip kapı önünde durdu. Ben de Hacıyı sırtıma aldım, yukanya çıkardım, yatırdım, yorganı da üzerine çekip örttüm. Hacı, o zaman hayattaydı. Bana «Ne yaptın?» dedi. Ben de «Birsey yapmadım» dedim. Oradan aşağı inip Sabri ile beraber dükkânı terkettik. Yukanda hiç eğlenmedim, Hacının parasına da el dokundurmadım. O gece Sabri ile ahırda sabahladık. Sabahleyin erkenden beygirleri koşup arabayı sür düm. Akşam saat dokuz, on sularında ahıra gelen Sabriden Hacının öldüğünü öğrendim. «Hacı ölmüş; acaba senden korktuğundan mı, ödü mü patladı?» dedi. Sonra beraber çıkıp kahveye uğradık. Hâkim Reşid Nomer; mevcud deül lere ve suçun ağır cezalı olmasına mebni, Hacı Molla hakkında tevkif müzekkeresi kestiğini bildirdi, Dün akşam lstanbul Tevkifhanesine yollanan mevkuf hakkındaki tahkikat dosyası; müddeiumumilikçe bugün sorgu hâkimliklerinden birine verilecek, tahkikat oraca derinleştirilecektir. Siyasî icmal Hindistanın şimali garbisi eni harb yalnız Avrupanm büyük meselelerini değil, Asyanın ve bütün dünyanın muazzam meselelerini tekrar ortaya çıkarmıştır. Bir taraftan Çin meselesi yeni bir merkezî hükumetin kurulmasile yeni bir safhaya gırmistir. Fakat Asyada ikinci büyük mesele olan Hindistanın vaziyeti basit değildir. Burada muhtelif unsurlar, dinler ve mezhebler bulunduğundan Hindistan işi çok karısıktır. Bütün bu halkların bu günkıi harb fırsatı karşısında gayeleri müttehid olup Avrupa idaıesinden kurtulmaktır. Son derecede teenni ile hareket eden Gandi bile Hindistanın istiklâl vesikası olarak Hind müessesan meclisi tarafından yapılacak kanunu esasinin harbden sonra tanzim edilmesine taraftar olduğunu mecusilerin ekseriyetine dayanan millî kongre partisinin son toplantısında söylediği halde hiç değişmez gayesi Hindistanın esaretten halâsı olduğunu da teyid etmiştir. Hindistan müslümanları da istiklâl meselesinde mecusilerle müttefiktir. Fakat Hinduler ile müslümanların ekseriyetle yaşadıkları mıntakaların tefrik edilerek her birinin ayn birer müstakil devlet olma sında ısrar ediyorlar. Lâkin müslümanlar da müttehid bir kütle teşkil etmiyorlar. Her birinin nüfusu kırk yahud elli milyon olan Bingale, Pencab ve Sınd gibi düzlük arazide yaşıyan müslümanlar arasındaki teşkilât münhasıran siyasî olup mücadele ve pazu zoruna dayanan vasıtaları yoktur. Bu teşkilât umumî Hindistan müslüman birliği (Ligi) namını taşımaktadır. Halbuki Hindistanın şimali garbî hududundaki dağlık mıntakadaki müslümanların teşkilâtı büsbütün başkadır. Bunun adı Haksar partisidir. Haksar bizim lehçemizde dahi kullanılan bir kelime olup toprağa benziyen ve hakir manasını ifade eder. Bununla mensublan dünyevî nimet ve servet hırs ve gayesinden vareste oldukları anlatılmaktadır. Bu teşkilâtm başında bir diktatör bulunuyor. Bu adanı kimse ile istişare etmemekte ve otoritesinde ortak kabul etmemektedir. Emirlerini grup şefleri sayılan Salarimahalle unvanını haiz muavinlerine verir. Teşkilât mensublan (Mücahid), (Mahfuz), (Muavin) ve (Cambaz) namile dört grupa ayrıhr. (Cambaz) canile oynıyan yani serdengeçti demektir. Bu fedailer parti diktatörünün her emrini canını tehlikeye koymaktan çekinmiyerek ifa ederler. Bu teşkilât bundan on sene evvel yani 1930 senesi 25 ağustosunda Bandoki kasabasmda kurulmuştu. Gayesi Hind müslümanlarına eski hakimiyet ve satvetıni iade ve temin etmektir. Şimalî garbî hududunda yan müstakil muharib kabileleri arasında temelleşen bu teşkilâta mensub muharibler 1938 senesinde 400,000 kişiyi bulmuştu. Bu sene yarım milyonu geçmişlir. Gerek şimali şarkî gerek Pencab eyaletinde bu teşkilâtm reisi allâme maşrikl bir haksızlık gördüğü zaman derhal mensublarım toplar ve nümayişler tertib eder. 1934 senesinde 80 şehirde şubesi vardı. Şimdi 1000 şubesi vardır. (Elıslah) namile bir gazete çıkarmaktadır. Üç gün evvel bu teşkilâtm mensublan Pencabm meıkezi Lâhurda nümayiş yaparken asker ve zabıta ile çarpışmış ve neticede 28 kişi maktul olmuştur. (Haksar) lar Hindistan meselesinde mühim rol oynamak istivorlar. Eskiye rağbet artıyor! Emektar alıcılar, şimdi, inanılmayacak derecede eskitilmiş fanilâ ve çorabları toplamakla meşguller... ^Yazan: SALÂHADDİN GÜNGÖRjMahallemizin emektar eslcıler aiıcısı, binbir yama yemesine rağmen gene de dikiş tutacak yeri kalmıyan kalbura dönmüj bir fanilâ eskisini, mostrahk bır kumaş gıbi, gelip geçenlere göstererek, gözü evlerin penceresinde haykırıyordu: Yırtık... Eski... Paramparça, işe yaramaz fanılâlar ahyoruml Eiınde tuttuğu fanilâya baktım. Bu kırpıntı bohçasının insan sırtına giyildiğine, yüz şahid getirilse inanıiamazdı. Hayretle eskiciye sordum: Bu yırtık fanilâlar da bir işe yarayor, demek... Kemen alâkalandı: Sizde var mı?.. Kaç kilo kadar bir şey var? Eviniz yakın mı, uzak mı?. Giildüm: Evim yakın ama, bende senin aradığın kadar eski fanilâ yok! Üoğrusu ya, bir fanilâyı bu derece eskitebilmek de her yiğitin harcı değıldı. Hani bir takım antika satıcıları, meraklılarına yutturmak için bazı eşyayı sun'î olarak eskitirler. Acaba, bu fanilâ üzerinde de ayni usulü mii tatbik ettiler?. Eskici, peşimi bırakacak gibi görünmıiyordu: E.. Haydi, bayırn... Akşam pazaıı, bir alışveriş yapalım... Böyle fıısat, her zaman ele geçmez. Sordum: Ne fırsatı?.. Fanilâ kalburunu, aydınlığa tutarak, gösterdikten sonra: Bak şuna bir kere... El ile dokunmuş olsan, dağılacak! Ama, bir de fiatını söylesem şaşarsın. Kilosunu, kıık kuruştan biz topluyoruz. Düşün artık... Başkaları ne kazanıyorlarl Hayretle sordum: Kilosu kırk kuruşa mı?.. Başını salladı: Bu gidişle, daha bile pahalılasacak.. Çünkü, mal yok... Giildüm: Bir gün gelip kırpmtının bu kadar para edeceğini kim tahmin edeıdi ki eski fanilâları saklamak akıllarına gelsinl. Eskici ile aramızda, bu mevzua dair başlayan konuşma, epeyce sürdü. Zanaatinin tam adamı olan ihtiyar eskici ınn günlerde, işlerin açıldığını benden miyordu: Allah bin bereket versinf. Kırk kuruşa alıyoruz, kilosunu, elli kuruşa satıyoruz. Otuz kırk kilo kırpıntı toplasak, giindeliği çıkardık demektir. Peki, kim alıyor bunlan?.. Toptancılan var. Tabiî oniar da başka ellere devrediyorlar! Başka hangi şeyler para ediyor bu ara... Para edenierden değil, para etmiyenlerden söze başlamağı tercih etti: Bir kere rakı şişesinin, şarab şişesinin yiizüne kimse bakmıyor. Kapı kapı dolaşıp kırk dokuzluk rakı şişesini ikişer kuruşa topla!. Yalvara yakara doksan paraya sat!.. Böyle kâr eksik olsun. Başka?.. Biraz çorab işi yapıyoruz. Corab işi de nedir?.. Evlerde yama için kullanılan çorab kırpmtıları yok mu?.. lşte onlar... Sizde varsa, kilosunu yirmi kuruşa alırım. Bunları söylerken, ayağıma dikkatli dikkatli bakıyordu. Nihayet dayanarnadı: Yün çorab kullanıyorsunuz galiba!. Evet.. Yün çorab kullanırım.. Ne olacak ?. Evde geçen seneden, evvelki seneden kalmış çorablar varsa... Adamcağız, ayağıma giydiğim çorablara da talib çıkıp, beni oracıkta yalınayak bırakmağa azmetmiş gibi görünüyordu. Gösterdıği tehalükten şunu anladım: Çorab kırpıntısı, adeta bir piyasa malı olmuş. Alıcısı, satıcısı, depocusu, ihracatçısı, komisyoncusu, toptpncı ve perakendecisi olan bir piyasa malı.. Eh... Avrupa devletleri, biribirlerinin başma çorab örmekle meşgul oldukları şu sırada eski çorabın kıymeti artmasını da tabiî görmek lâzım... Fakat eskicinin verdiği izahata bakılırsa, para eden eski püskii mallar, çorabla fanilâdan da ibaret değil. Tahta kınntılan, yırtık perde tülleri, dibi delik tencereler, daha böyle ne işe yaramaz şeyler, mahallelerde kapan eskicinin elinde kalıyormuş. Yeni mal satan dükkân sahiblerinden çogu, en başta taksit külfeti olmak üzere müşterinin tiirlü kahrını çekerken, eski mal alıp satanlarm böyle cayır vızır zahmetsizce para kazanmaları bir darbı meselimizi daha çürüttü: Bit pazarına nur yağıyor mu bilmem ama, herhalde eskiye görülmemiş derecede rağbet var! Temizlik faaliyeti takviye ediliyor Belediye sokakları yıkamak üzere yeniden yedi arozöz alıyor Şehrin ve sokaklann temizliğine gös terilen itinayı daha da artırmak istiyen Belediyemiz, mevcud teşkilâtı takviye için isabetli tedbirler almakta devam ediyor. Bu cümleden olarak yeni bütçeye 70 bin lira tahsisat koyarak bununla 10 arozöz daha ısmarlamıştır. Bir çok yerlerde su depoları artırılmıştır. lstanbul sokaklarının yıkanması meselesi de prensip itibarile şöyle nizama konulmuştur: Kışın devamlı kar ve yağmur yağdığı müddetçe bittabi yolların daima yıkanmasma imkân da yoktur, lüzum da.. Lâkin buna rağmen havanın müsaid olduğu günlerde kalabalık mıntakalar haftada 2 3 defa yıkanmaktadır. Nisandan itibaren ise şehrin muhtelif semtlerinde günaşırı, bir kısım Beyoğlu, Eminönü ve saire gibi . mühim yerlerde her gün yıkanır. Bu faaliyetin bütün şehre devamlı olarak tesmilini arzu etmemek imkânsızdır. Ancak bu günkü şartlar ve vasıtalaTa göre Belediyenin gösterdiği gayreti de takdir etmemek insafsızlık olur. Temennimiz, bütçenin müsaadesi nispetinde temizlik islerinin daha çok takviyesidir. Karısık sular Evkaf daha sıkı ve ciddî tedbirler alıyor Evkaf idaresi kendi işlettiği Defneli ve Taşdelen sularından daha fazla istifade etmek üzere bazı tedbirlere başvurmuş tur. Taşdelenden 24 saat zarfında 74 ton, Defneliden de gene ayni müddet zarfında 18 ton su akmaktadır. Fakat buna rağmen vasıtasızlık sebebile Taşdelenden günde ancak yirmi ton, Defneliden de sekiz, dokuz ton su nakledilebilmekte dir. Böylece Evkafın şehre tevzi ettiği Taşdelen ve Defneli suları 28 tonu geçmezken Istanbulun bir çok yerlerınde, trenlerde, Ankarada, hatta tek bir vapura su verilmediği halde vapurlarda mütemadiyen Taşdelen suyu satıldığı görülmekte dir. Evkaf bunun önüne geçmek için V'. T. D. remzini taşıyan bir markayı tespit ve bunu Iktısad Vekâletine tasdik ettirerek kendi şişelerinin üzerlerini bununla damgalatmaktadır. Fakat gene buna rağmen damacanalarla su alan bazı kimselerın bu şişelere başka suları doldurup Taşdelen namile sattıkları görülmüştür. Evkaf Belediyeye müracaat ederek sah tekârlık yapanların yakalanmasını ve mahkemeye verılmesini istemiştir. Diğer taraftan da nakil vasıtalannın artırılarak fazla su tevziine çalışılacağı gibi Taşdelen membaında çalışanlann ve orada ifayi vazife edenlerin ikameti için dört bina yapılmasına da karar veril miştir. MÜTEFERRÎK Ikinci Valide hanı inşaatı bitti Bahçekapı Yenipostane binası karşı gında vapılmakta olan Ikinci Valide hanı binasının inşaatı ikmal edilmiştir. Bina nın alt katına Vakıf Paralar müdürlüğü, ıkinci katına lstanbul Posta ve Telgraf müdürlüğü, üçüncü katına da Etibank lstanbul mümessilliği taşınacaktır. Süt f abrikası hakkında tetkikler Ziraat Vekâleti namına mubayaatta bulunmak üzere Londraya gitmiş olan ziraat heyetinin orada lstanbulda tesis edılecek süt fabrikasl hakkında alâkadarlaTİa temas etmekte olduğu alınan haberlerden anlaşılmıştır. SALÂHADDİN GÜNGÖR Apartımanlarda pasif korunma tedbirleri Ford müessesesi teftiş ediliyor Ticaret Vekâleti, bazı vaziyetlerden dolayı gördüğü liizum üzerine Ford Motör ompani lstanbul fabrikasının hesabat ve muamelâtını teftişe karar vermiştir. Vekâlet teftiş heyeti müfettişleri Fordun Tophanedeki fabrikasında teftişlere başlamıslardır. Ford fabrikasmdaki teftişler, Vekâlete ihbar edilmiş olan çok mühim bir mesele üzerine yapılmaktadır. Bu itibarla teftişin vereceği netice alâka ile beklenmektedir. f Antalya limanında Belediyenin yaptığı ıslahat J A Antalya (Hususî rmıhabirimizden) Antalya iskelelerinde balıkçı sandallarınm, mavnaların ve motörlerin bulunduğu kısımda Belediye tarafından esaslı bir temizlik yapılmış. ayni zamanda ufak bir tersane halinde kayıkçılarm montaj işlerini yaptıklan «Karantina arkası» da tanzim.ve ıslah edilmiştir. Gönderdiğim resim, «Kumluk» adı verilen bu sahada un nakline mahsus olan mavnaları göstermektedir. f Kadıköyünde pasif müdafaa tecrübesi J Bazı mekteblerin idare işle rinde usulsüzlük görüldü KÜLTÜR tSLERt Pasif korunma talimatnamesine göre her apartımanda veya büyük bir binada, bir odanın zehirli gazlardan korunma mahalli yapılması lâzımdır. Bu talimat name tebliğ edildiği halde henüz bir çok apartımanlarda yapılmadığı görüldüğün Temizlik işlerine 16 kamyon dan vılâyet alâkadarlara verdiği emirdc alınıyor bunlann azamî on beş gün zarfında taBelediye temizlik işleri için 16 kammamlanmasını ve talimatnameye göre a yon sipariş edilmiştir. Bunlann beşi nisapartımanlarda vazifedar heyetlerin teşek nın haftasında, mütebakisi de nisan ayı külile vazifeye başlamalarını ve tedariki içinde teslim edilmiş olacaktır. mecburî olan malzemenin de tedarik Floryada satılacak enkaz edilmesini bildirmiştir. Belediyenin Floryadaki bazı emlâkin Defterdarlık muhasebe satacağı hakkındaki haberler, Belediyeye aid çiftlikteki maili inhidam binalar en müdürlüğü kazının satılacak olmasından galattır. lstanbul Defterdarlığı Muhasebe mü Belediyenin esnaf cemietdürü Vahidin Defterdarlık muavinliğine tayini üzerine açılan Muhasebe müdür lerine yardımı lüğü vekâletine kontrolör Tahsin tayin lstanbul Belediyesi bütçesinden ltsanedilmiştir. bul esnaf cemiyetleri yardım teşkilâtı emŞirketlerin heyeti umumiyesi rine 3850 lira tahsil olunduğu dün bildilttihadı Millî Türk Sigorta Şirketi se rilmiş ve bu para esnaf hastanesi sarfiyaü nelik heyeti umumiyesi dün hükumet ko için tefrik olunmuştur. miseri sıfatile Ticaret Vekâletini lemsil ÎKTÎSAD eden müfettiş Reşid Akif Atasoyun huIthalât ve ihracat zurile yapılmıştır. Çoruh meb'usu Mazhar Danimarka bandırah Brigitte vapuru Müfidin riyaset ettiği içtimada idare meclisi raporu ve bunu takiben Limanlar U ile bol miktarda kahve gelmiştir. Muh mum Müdürü Raufi Manyaslı tarafından telif memleketlere de tuzlu koyun derisi, tertib edilen mürakıb raporu okunmuş vc iç fındık, ham afyon, fasulya, tiftik, kenkabul edilmiştir. dir, yumurta, kabuklu fındık, yapağı ih. Dün saat 14 te Satie (Tesisatı Elektri rac edilmiştir. kiye Türk Anonim Şirketi) senelik heyeti Kâğıd buhranı umumiyesi de gene müfettiş Reşid AtasoBir kaç gündür, şehrimizde kâğıd yun huzurile yapılmıştır. Halid Ziya U buhranı olduğuna ve muayyen cins kâşaklıgilin riyaset ettiği toplantıda okunan ğıdlann bulunmadığına dair alâkadar raporlar kabul edilmiş, yeni idare heyeti makamlara bir çok müracaatler yapıl azaları seçilmiştir. maktadır. Hiç bulunmadığl söylenilen ADÜYEDE cinsler birinci ve ikinci hamur kâğıdlar dir. Alâkadar makamlar dün bu hususta Temyiz edilen beraet kararı tahk'kata başlamışlardır. «Afrodit» meselesi etrafındaki neşri Finlandiya ile ticaret yattan dolayı lstanbul Cumhuriyet Müddeiumumiliğince açılan matbuat davalamünasebatı rından, «Tan» gazetesi aleyhindekiler, Fin Rus harbinin başlamasile beraber evvelki gün beraet kararile neticelenmişti. kesilmiş olan Türk Fin ticarî münasebalstanbul altıncı asliye ceza mahkemesin tı, burada teessüs eden sulhla dün tekrar ce, dava mevzuu olan «Afrodit davası», başlamıstır. Aylarca süren bu ink f^an «gencliğin hassasiyeti», «ileri zihniyet, ge sonra, dün ilk defa olarak Finlandiyaya ri zihniyet» yazılanndan dolayı verilen bu 300 balyahk bir parti Türk tütün ihrac okarar, dün Müddeiumumilikçe temyiz o1e> lunmuştur. Istanbulda kok komuru satışmın Eti Banka verilmesi üzerine bu satışa aid işlerı tanzım etmek ve Istanbulun bir se. nelik kömür ihtiyacını büyük depolarda stok etmek üzere şehrimize gedığini yazdığımız Eti Bank kömür bürosu şefi Ma cid dün de lstanbul ve Kadıköy Gazha . nelerine giderek bu müesseselerle temas. ta bulunmuş ve bunlann kok istihsallerini tetkik etmiştir. Sömikok ve Karabuk kömürlerinin satış işini Eti Bank 1 nisandan itibaren kendisi idare edecekti. Fakat bu müddet bilâhare I mayısa kadar temdıd edilmiştir. Kömür satışlarında Eti Bankla İstanbul Belediyesinin müşterek ha reketlerine dair olan talimatnamede kömürün şehir dahilindeki satış fiatının tayini, murakabesi ve diğer vazifeler tayin edilmektedir. Eti Bank mümessili burada Belediye ile müştereken depocuların ellerinde bulunan kömür miktarını tespit edecektir. Eti Bank bilâhare şehir dahilinde 20 kadar tâli depo açacaktır. ŞEHİR İŞLERİ Kok satışları hakkında tetkikler genişliyor Muharrem Feyzi TOGAY Pansiyoner talebeden alınacak ücret önümüzdeki ders senesi içinde lise ve orta mekteblerle enstitülerde okuyan pansiyoner talebelerden alınacak ücretler, Maarif Vekâletince tespit edilerek alâkadarlara bildirilmiştir. Alınacak ücretler şunlardır: Adana 165, Afyon lisesi 135, Bahkesir lisesi 180, Bursa lisesi 165, Denizli lisesi 135, Diyarbakır lisesi 165, Edirne lisesi 156, lstanbul mektebleri 206, Galatasaray lisesi 249, Erenköy Kız (birinci kısım) 180, Erzurum lisesi 171, Gazianteb lisesi 147, İzmir mektebleri 206, Kastamonu lisesi 147, Kayseri lisesi 1 65, Konya lisesi 1 56, Kütahya lisesi 1 35, Sıvas lisesi 156, Trabzon lisesi 150, Yozgad lisesi 147, Kars lisesi 156, Ismetpaşa Kız Enstitüsü ve Üsküdar San'at mektebi 206, Bilecik orta mektebi 135, Çanakkale ve Manisa orta mekteblerile Bursa kız muallim mektebi 15*6, Bolu, Maraş, Aydın orta mektebleri 147, San'at mekteb. leri 156. Antakya mektebleri 165, Niğde orta mektebi 135 lira. İsviçreli bir âlim geldi Dün Kadıköv Elek^rik idaresinde pasif müdafaa tecrübesi yapılmıştır. Resimde bir yangm manzarasile, idarede tehlike düdüğü Jalınırken görülmektedir. Maarif Vekâleti, hususî Türk, ecnebi ve ekalliyet mekteblerinin idare işlerinde usulsüzlük gördüğünden, bu vaziyeti önlemek üzere bir talimatname yaparak alâkadarlara göndermiştir. Bu talimatnamede, talebenin tahsil vaziyetini gösteren defterlerle talebeye verilecek karne, tasdikname, şehadetname, sınıf geçme ka yıdlarının ne suretle tutulacağı ve bun ların nasıl kontrol edileceği gösterilmiştir. Vekâlet, resmî ilk mekteblerin muameIelerinde de bu eksikliklere tesadüf etti ğinden, bu hususta da ayn bir talimatname hazırlıyacak, tasrih edilen esaslara riayet etmiyenleri mes'ul tutarak cezalandıracaktır. ^ Şüpheli bir ölüm Cibalide bir kulübede oturan altmış yaşında Hacı Tahir, dün kulübesinde ölü olarak bulunmuştur. Kapı açılınca, içeriden dışarıya şiddetli bir alkol kokusu ya. yılmıştır. Adliye hekimi Enver Karan, cesedi muayene etmiş, ölümü şüpheli görmüştür. Hacı Tahirin cesedi Morga kaldırılmıştır. Fethimeyt yapılarak rapor ya zılacaktır. Sirkecideki cinayetin muhakemesi bitti İki sene evvel Sirkecide Hasan oğlu Yakubun lokantasında, garson Nuri oğlu Ahmed, garson Kenanı öldürmüştü. Bu ttalyan kleringi husustaki muhakeme bitmiş, dün karar llalyan kleringi borclu vaziyette bulun bildirilmiştir. Bu karara göre, garson Ahduğundan Cumhuriyet Merkez Bankası med, yaşı nazarı dikkate alınarak üç sene 1 5 gün müddetle bu klering üzerinden te hapse ve 500 lira tazminat vermeğe mahdiyat yapılamıyacağını bildirmigtir. kum edilmiştir. Inkılâbımız hakkında tetkikat yapmak üzere Uviçre âlimlerinden Dr. Nuzbaun dün şehrimize gelmiştir. İsviçreli doktor siyasî, içtimaî etüdlerine başlamak üzere Ankaraya gitmiştir. Doktor Türkiyedeki Ticaret Vekâ *înin tetkikatını ikmal ettikten sonra, bu husushassasiyeti ta bir eser hazırlayacak, ayrıca münaselngiltereye ilk defa yapılan yumurta bette bulunduğu Amerikan gazetelerine sat!«larında bir kaç Musevî ihracat firma de müşahedelerine dair yazılar yazacaksı piyasayı kırarak mukavele yapnrnşlar tır. dı. Ticaret Vekâletinde bu vaziyet ehemmiyetle nazarı dikkate almmış ve başlıca ihrac mallanmızdan birinin kıymetini düşüren bu ihracat firmalan hakkında tahNüshası 5 kurustur. kikata girişilmesi ve mukavelelerin akdi Türkiye Haric tarihinde başka memleketlere hanî»i fıiçin atlarla yumurta satışmın yapıldığının tesSenelik 1400 Kr. 2700 Kr. piti şehrimizdeki alâkadar makam'ara bil750 » 1450 » dirilmiştir. Diğer taraftan tngiliz lirasmda Alh aylık 400 » 800 » hasıl olan kur farkı dolayısile taahhüd ct Üç aylık 150 > Yoktur tikleri fiatlarda zarar eden bu firmalann Bir ayhk ufak yumurtalar işledikleri kontrolce görülmüş, bunun haricde bilhassa lngiltere gibi ilk defa yumurtalarımızı alan dost Gazetemize gönderilen evrak ve yazılar bir memlekette yapacağı fena tesirler de nesredOsin, edilmesin iade edilmez ve nazarı dikkate alınmıştır. Bu hususta tahzıyaından rnes'uliyet kabul olunmaz. kikata devam olunmaktadır. CUNHURİYET Abone şeraitı' Dikkat