CUMHURlYET 27 Mart 1940 KUçük hfkâye Lilyanın affı J| Neden babam ölmeden önce gelip beni almadın? Kolejin kapısmda, karşıma çıkar çıkmaz, bana çıkışan kız kardeşimin yanaklanndaki gözyaşı çizgıleri yüreğimde bırer bıçak yarası açmıştı. O anda baba mın, Lilyayı getirtmem için yaptığım teklife: Hayır, istemem; onu görmek istemem, dediği kulağımda tekrarlanıyor gibiydi. Evimize giderken, takside, Lilya, boynuma sanlarak, on altı yaşına çok fazla gelen büyük bir kederle: Sen beni seveceksin, değil mi? de di. Sen beni artık evden uzaklaştırma yacaksın? Neden böyle düşünüyorsun, Lilya? Seni uzaklaştıran yoktu. Tahsilin için seni Koleje vermişlerdi. Halbuki Lilyanm hakkı vardı. Ben daha çocukken. bir yaz gecesi, bahçeye bakan penceremin altında aşçı kadınla hizmetçinin bazı sözlerini işitmiştim. «Bay enjeniyör» diye konuşuyor lajdı; «Bayanı affetti; etti ama çocu ğun babası Italyayı ebedî olarak terket mek şartile. Çocuğa gelince, onu görme ğe tahammül edemiyor. Annesi de he men hemen öyle. Zavalh yavrucak!> Ondan sonra, beni o kadar seven ba bamın, üç dbrt yaşlarındaki kız karde şimi neden bir kere bile kucağına alma dığmı, neden onu hemen Koleje yerleş tirdiklerini anlamıştım. Zavalh annem, ölürken, bana, gözlerini gözlerime dikerek, sadece: Lilya.... demişti. Bu kadarile her şeyi anlayacağımı sanki biliyordu. Beni Koleje göndermiyeceksin, değil mi? Hayır, kardejim, hayır! Neç'eli ol, üzülme! O akşam sofrada, Lilya Kolejdeki hayatından tuhaf şeyler anlatarak gülüyor, »eviniyordu. Yemij tabağı geldiği za man iki çift kiraz ahp kulaklanna küpe gibi taktığı sırada, içeriye, ressam Ügo Salvi girdi. Ben hemen kalkıp kendisini karşıladım. Kıpkırmızı kesilip, kulakla rındaki kirazlan çıkarmaya vakit bulamadan elini misafire uzatmaya mecbur olan Lilyaya onu prezante ettim. Ugo, artist gözlerini kız kardeşimin ilkbahar yüzüne dikmiş, hayran ve tatlı gulıimse, •. J Size onu tanıtmak ıçın L1L bılhassa davet ettim. Onun sevgisi, bir miiddettir beni büyulemişti. O gece, o, kız kardeşimle şef katli bir alâka ile meşgul olurken, ku laklarımda, ilk defa, resim dersi verdıği bir arkadaşımın evinde, serseri hayatını anlatan. sonralan bir kaç defa bu salonda o hayattan nasıl kurtulup metodlu çalı§ma imkânları veren bir hayata kavuçmak istediğini, nihayet bir gün, nasıl bu aıreaıgı nayan •eııuu sıuı ^«. • • • • •"» rebıleceğıni söyleyen sesi doluydu. Kuvvetli, geniş, biraz kemikli ellerine bakıyordum. Babamın cenazesinde, o, bu elile omzumu okşamış. büyük acımı bu okşayıştaki koruyucu hal sanki dindir mişti. Kahvemizi içtikten sonra, Ugo, sıga ramı yakarken: Küçıik bayan, içer mi? dedi. Daha bu gün Kolejden çıktığmı unutuyorsunuz ? Bütiın Kolejliler içerler de. Briç bilir misiniz? Lilya, eglenerek. tabiî bilmediğini söyledi. O halde bu çocuk ne bıliyor? Sadece giilmeyi ve kulaklanna kiraz tak mayı mı? Şarkı söylemesini bilirim. Ve hemen kalkıp piyanonun baçma geçti: Schubert'in bir liedini okumaya başladı. Bir akar su gibi açık sesi, du daklarımdaki gülümseyişi sildi. Anne min, uzak bir gecede ayni parçayı sby lediğini hatırladım. Lilyanın sesi, o da kikada, annemin sesinin ayniydi; yüzü de: bir çocuk yüzü değil, uzun yıllar aile sevgisinden mahrum bir yaşayışın birik tirdiği isyanlarla aeırlaşıp olgunlaşmış bir y°rdu kadın yüzü. Lilya susunca, acı hatıramı dağıtmak için kalktım; Ugonun yanına gittim. Ö pülmek isteyen dudakiarm titreyişi du daklarımda: Bir kaç gündür görünmedin? diye sordum. Fakat o beni işitmedi; benden uzaktı. Lilyayı süzüyor, bir şey söylemeden sade gülümseyordu. Sonra pencereye gitti, dışarıya baktı; ve, daha bir iki saat çahşabileceğini söyleyerek bizi selâmladı, gitti. *** Ügo iki hafta görünmedi. Bir öğle sonu Lilya ile gezintimizden dönerken, kolumda Lilyanın titrediğini, sonra bakınca yüzünün kızardığını gör düm. Caddenin bbür tarafmdan Ügo bıze doğru geliyordu. Selâmlaştık: Neye hiç görünmediniz? diye sordum. O günlerde çok işi olduğunu, şimdi attık geleceğini söyledi. Belli, yorgunsunuz! Hazin ve muammalı gülümsedi ve aynldı. Lilyanın yıldırımla vurulmuş gibi Ugoyu sevdiğini anlamıştım. Ama bu sevgi, bir delikanlı ile ilk defa konuşan bir küçük kızm küçük bir sevgisinden başka bir şey olamazdı. Hem ne de olsa Ugo benimdi. Benim gibi bir kadın istediğini o kendisi söylememiş miydi? Eğer bize geldiği son akşam, Lilya evde olmasaydı, mutlaka is tikbalimizden bahsedecektik. Ben ne aptaldım: Kendi idilimde bulundurmak istemiş gibi Lilyayı tam da bu sırada Kolejden çıkarmıştım. O akşam sofrada, Lilyaya: Dinle, kardeşim, dedim, sen gene Koleje gitmeye mecbursun. Lilya sarsıldı: Ben biliyordum; bunu yapacağını bilmiyor muydum? Öyle değil, yavrum; ben evleneceğim. Nişanlı mısın? Kiminle? Senin tanımadığın biriyle. Bu yaIanı, tehlikede gördüğüm sevgimı korumak için söylemiştim. Kolejde çok ka lacak değilsin. Biz balayı seyahatınden dönünce gelip seni alacağım. Lilya beni dinlemiyordu. Başını, kollarının halkası içinde, masaya dayamış hıçkırmaktaydı. *** Lilyayı bırakıp eve döndüğüm zaman, iyi hatırlayorum, kendimi bir koltuğa bırakıvermiş, içim dolu, annemle küçük kardeşimin hazin füimlerine dalmıştım. Nihayet bir ara kuvvetimi toplayarak telefona gittim; Ügoyu çağırdım. Cevab veren olmadı. Bir kâğıd aldım, yazdım: «Geliniz. Sizi seviyorum ve bekleyo rum. Mariya.» Onu mutlaka görmeli, hemen o akşam istikbalimiz kararlaşmalıydı. Kâğıdı gönderecekken, bıracuuıre Ya^^v»"» c ı tesi sabah tekrar telefon etmeye karar verdim. Korkunc bir şekilde boşalmış olan evde, geceyi, ertesi günü Ügoya söyleye ceklerimi tasarlayarak geçirdim. Sabahleyin hizmetçi kahvaltımla be raber bir mektub getirdi. Yazı Ügonundu; pulda Londra damgası vardı: «Aziz Mariya, sizi selâmlayamadığım için bağış dılerim. Hareketimden önceki günlerde, burada açacağım küçük sergi için durmadan çalışmıştım. Italyaya ne zaman döneceğimi bilmiyorum. Burada çok iş ve bol para var. Serseri hayata 1ir son verememek kaderimmiş, ne vapa yım! Sizi içten sevmiştim. Yazık ki ka raktersiz bjriyim. Beni unutunuz. Ü go.> Lilyayı Kolejden almaya daha gide medim. Bilmem neden cesaretim vok Halbuki şimdi onun affına lâyık sayıla bilirim. ÇEMBERLİTAŞ Sineması 1 GECEYARISI ŞARKICISI Tel: 22513 Bugün Matinelerden İtibaren tstanbul muhitinin en şık ve kibar iki büyük sinemasında ayni zamanda mevsimin 2 büyük çaheser filmleri birden: Milyonlarca lira sarfıle meydana gelmiş ve yüz binlerce kişinin iştirakile çevriloıiş muazzam ve harikalar filmi şimdiye kadar TUR AN SEHZADEBAŞI AZAK GEDİKPAŞA TiNO ROSi'nin iuüt ü^^ym' JEAN LUMiERin Fevkalâde musikal, senenin en muvaffak eseri... Seyircileri gaşyedecek güzel ses, ahenktar muzik, cazib bir aşk mevzuu... 2 PASTİRMACİYAN ve SÜREKASİ BROTHİS KARDEŞLERİN R.K.O. Kahkaha ve neş'eyle geçirilecek iki saat Film Şirketi besabına en son çevirdikleri fevkalâde komedi... P A U L M U N İ'nin SÖZLÜ MAK 1 BEN BİR PRANGA KAÇAĞIYIM TÜRKÇE çevirmiş olduğu filmlerin en güzeli TÜRKÇE SÖZLÜ ve TAKÜDLİ 3 CİNGENELER BARI Melodi Dans ve Revülerle dolu büyük fantazi film 2 S O N Heyecan, dehşet ve hissî büyük film. B E S T E Türkce Sözlü ve sarkılı KATE DE NAGY GEORGES RİGAUD Harikulâdıe bir tarzda yaratılan büyük aşk ve musiki filmi. DİKKAT: Perşembe ve Cuma toplu aileler icin tenzilâth fiatlar. Istanbulda ilk defa Olarak 3 Film Birden TALEBELERİN NAZARI DİKKATİNE: Gişemizde, Talebeler için tenzilâth biletler satılmaktadır. Gelecekprogram: M E M İ S Pangaltı A K 1 N Gelecek Çarşamba FERAH Sinema ile beraber1 TÜRKÇE SÖZLÜ TÜRKÇE SARKILI A * Y wr S E f% fı Sinemasında İMPERİO ARGANTİNA'm en büyük filmi Şişli Halkevinde açılan afiş sergisi Şişli Halkevinde güzel bir afiş sergisi açıldığını yazmıştık. Bu sergi, san'atkâr Gümrük müdürlüğünden mütekaid Ihab Hulusınin vücude getirdiği eserlerle müteveffa Ismal Hakkı Gürkanm vefatıaçılmıştır ve büyük takdir ve alâkaya nm kırkıncı günü münasebetile ruhuna it. mazhar olmaktadır. haf edilmek üzere martın yirmi sekizinci Halk Opereti perşembe günü öğle namazını müteakıb Her sene yurd içinde Sultanahmed camii şerifinde Hafız Bür turneye çıkan Halk O han tarafından okunacak Mevlide merhupereti nisan başlangı mu sevenler, ailenin d.ostlan ve bütün cında büyük bir tur müslümanlar davetlidir. neye çıkacaktır. Bu kış sezonunda temsil edilen yeni operetleri bu turnede oynıyacaklardır. Heyet tam kadro ile seyahate gidecektir. Orkestranm her zamandan daha kuvvetli şekilde olması temin edilmistir. c HACI RESUL Olüm J< J Ayrıca : Son dünya haberlerl Senenin en nefls programı : TUrkçe sözlü ve şarkılı Heyecan sağ MEVLÎD Bariton : I I TUrkçeleştlrllmls Garb muslklslnln H S â S A R A Y sinemasında seçkln eserıerile bUyllk şan konserlnl verlyor Bu akşam saat 21 de HASRET YARINDAN İTtBAREN Beşiktaş r 2ARAH LEANDER HARRY RAY ve ORKESTRASI Seanslar : 2,30 • 7,30 8,30 ve 10 da Her Yerde Sen sinemasında BU AKŞAM KOMEDi FRANSEZ Bugün saat 14 den itibaren Gişelerinde 30 Mart Cumartesi MELEK'te 1940 senesinin en Nefis filmi ve tzdihamın geçmek önüne için İPEK'te Tepebaşı Tiyatrosu Matınee POETIQUE'ı En son icad Tabiî Renkli için loca ve koltukların biletleri «atılacaktır. Yarınki Perşembe günü saat 10 dan itibaren de (Matınee POETIQUE) den maada butün temsillerin Galeri Biletleri r satılacaktır Sınemamız, muhterem müşterılerinden gördüğü rağbetten cesaret alarak ve büvük fedakârlıklar yaparak bu hafta için büyük bir program hazırladı. Istanbulda ilk defa 2 yeni film birden Meşhur komik BUSTER KETTON «MALEK in en son çevirdiği fevkalâde komedi Kömürden zehirlendi Beyoğlunda Haçopulos pasajında 6 ' 2 numarada oturan Niko kızı Mari, yatak odasına aldığı mangaldaki yanmamış kömürden zehirlenmiş, Beyoğlu hastanesine kaldırılmıştır. 1Malek iş arıyor Büyük Bir Müjde! Mevsîmin en muvaffak olmuş, en yüksek ve en rnuhteşem filmi GUNG A DiN ( Fedailer Alayı) Müstesna ;aheserin TÜRKÇE SÖZLÜ kopyası Bugün matinelerden itibaren 2 Gece Kılavuzları Bas rolde: GEORGE O' BRİEN LARİNE JOHNSON Her sahnesi, her metresi insanı heyecandan titreten müthiş macera filmi. B U G U N matinelerden itibaren Sinemasında baslayor. Tel: 42562 Gülmemek için bahis tutuşanlara kaybettiren, en mukavemetli kimseleri bile ciddiyetten uzaklaştıran keder devası bir komedi. Gözleri kamaştıran lüks ve ihtşam Harkulâde zengn sahneler Orijinal bir mevzu Nefis şarkılar Güzellifine dayanılmıyacak bir şaheser Ayrıca: Dünya havadisleri Balkan Kır koşusu ve en son FOKS MODA GAZETESİ (Renkli ve en son TUVALETLER) DiKKAT : Bu akşam için loca kalmamıştır. Numaralı biletler bugün sabahdan itibaren satılmaktadır. Telefon: 4 O 8 6 8 TAKSİM SİNEMASINDA Başlayacaktır. Cidden bir harika olan bu filmi mutlaka görünüz. Bu filmin Fransınca O ** . i o .. , ^ ^ I l I T l ^ f * oinemasında nushası KJ%AM.M.M.K*M. görülmemlş bir muvaffaklyetle devam edlyor. ALKAZAR Refahm hazırladığı hulyalara gönül bağlayanlar... Milyonerlerin yaşadıgi zevk ve neş'eye hasret çekenler... Milyonlarm yarattığ^ lüks bir hayatı göremeyenler... Ruhumuzu dolduran bu esran A Istanbulda Millî bir filmin mucizesi! 5 0 . 0 0 kişinin görUlmemiş bir L şimdiye kadarbir5takdir0ve tehacUmle alkışladığıakın ve taşkın E ŞEHVET KURBANI Bınlerce mektub, binlerce telefon, gelip geri dönenlerin, en uzak semtlerden görmek ısteyenlerın israr ve talebleri karsısında sinemacılık hayatında görülmemiş bir şekilde 1 I ^ m Yarın akşam L A L E ^ çözeceksiniz. Klâsik güzellikte birincilik kazanan yıldızı e MADALEİNE . CAROLL Fransızca MILYONERLER filmi Amerikanın meşhur donjuanı, FRED Mac MURRAY'ın lüks ve ihtişamla süsledikleri... Zevk ve aşkla canlandırdıklan Senenin en müstesna zevk bayramıdır. Bu müstesna suarenin numaralı • biletleri şimdiden satılmaktadır. Telefon: 43595 ^ • ^ • • • • I ^ ^ B I B B BARI D İSTANBULDA İLK DEFA VAKİ BİR RÖKOR OLARAK A 3 üncü hafta göstermeğe mecbur kaldığımızı ilân ederiz L R A y r ı c a : Mutad müşterilerimizin seyredebilmeleri için progrma meşhur A DA BATERFLAY Geri dönmeden seyretmek için biletler behemebal vaktinde almmalıdır. Büyük filmi ilâve edildiğini itizarla bildiririz.