28 Eylül 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

28 Eylül 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

28 Eylul 1939 9 Büyük Türk denizcisinin hatırası tebcil edildi Dün saat on buçukta başhyan merasimde Vali ve en genc denizci birer nutuk söylediler Barbaros ihtifali (.Baştaraft 1 inct sahîfede) rihî binalar ve kliseler enkaz halme gelmiştir. Duman ve toz nefes almak imkânını bırakmıyor. Dün 13 Alman tayyaresi düşürülmüştür. Bu suretle Alınanlar Varşova mıntakasmda 106 tayyare kaybetmişlerdir. Fakat sivil halkın ümidsiz vaziyeti, azim hasarat, susuzîuk ve salgın hastalık tehlikesi karşısında Polonya kumandanlığı 24 saatlik bir mütareke akdini teklif etmiştir ve halkı yeni zayiattan kurtaracak kararı derpiş eylemektedir. Varşova teslîm oldu Avrupa harbinin Suriye BEYRUT MEKTUBLARI zerinde uçan düşman tayyaresi üzerine ateş ettiğinden Vervier civarında Belçika arazisine düşen mermilerden bazı hafif hasarlar vukua gelmiştir. Sovyetler, Galiçyadaki petrol havzasını işgal ettiler Budapeşte 27 ( a . a . ) Sovyet kıt'alan muvakkat hudud hattı olarak kabul edilen San nehrine doğru ilerlemeğe devam etmektedirler. Budapeşteye gelen malumata göre Sovyetler, şarkî Galiçya'nın bütün petrol havzasını işgal etmişlerdir. Gazeteler, birkaç gün evvel bu mıntakanın Alman kıt'aları tarafından işgalini ha ber vermekte idiler. Budapeşteye iltica eden Polonyah teknikçilerin söylediklerine göre petrol kuyulan daha bir sene kullanılamıyacak bir halde bulunmaktadırlar. de tevlid ettiği akisler Beyrutta, havadan gelecek tehlike için geceleri ışık yakılmıyor, fırsat düşkünü muhtekirler de en büyük cezalara maruz kahyorlar Varşova kumandammn tebliği Varşova, 27 (a.a.) Varşova müdafaa kumandanlığınm 25/9/1939 tarihli tebliği: «Gecikmiştir». «Geçen gece ve bugün Varşova müdafaasının en çetin dakikalan yaşanmıştır. Almanlar gerek topçu ve gerek tayyarelerile şehrin sistemli bir surette tahribine tevessül etmişlerdir. Banliyöde bulunan Leh askerî kıtaatı sivil ahaliden daha az müteessir olmuştur. Zira bombardımanlar bilhassa şehrin merkezine tevcih edilmiştir. Ölenlerin adedini tespit imkânsızdır. Varşova harabe halindedir. Fakat garnizon Mokotov bölgesinde Almanları püskürterek ve sekiz düşman tayyaresi düsürerek müdafaaya devam etmektedir. Muhasarada bulunan Modlin de müdafaaya devam ediyor. Almanların verdiği haber tekzib ediliyor Londra, 27 (a.a.) Alman tayyareleri tarafından bir îngiliz tayyare gemisinin tahrib edildiği ve bir zırhhnm da ağır hasara uğradığına dair Alman Başkumandanhğının tebliği hakkında Avam Kamarasında sorulan bir suaîe cevab veren Bahriye Nazırı Çurçil demiştir ki: « Zırhlılardan, bir tayyare gemisinden, kruvazörlerden ve dcstroyerlerden mürekkeb bir îngiliz fi^su şimal denizinin ortasında takriben 20 Alman tayyaresinin hücumuna uğramıştır. Hiçbir îngiliz gemisine isabet olmamıştır ve hiçbir îngiliz askeri ölmemiştir. Bir Alman tayyaresi düşürülmüş ve diğerlerinin ağır hasara uğradığı kaydedilmiştir. Şunu da ilâve edeyim ki, bir Alman tayvaresi de denize inmeye mecbur olmuş ve destroyerlerimiz dört kişilik mürettebatmı esir almıştır. Barbaros ihtifalinde bahriyelilerimizin yaptığı geçid resmi Akdenizin fırtınalı sulannı düşman kadirgalarına senelerce kapalı tutan kahraman Türk Amiralı Barbarosun şanlı hatırası için, dün mezan başında bir ihtifal yapılmıştır. Her sene, Preveze deniz harbinin yıldönümüne tesadüf eden 27 eylulde tekrarlanacak olan bu ilk ihtifal için, başta Vali Lutfi Kırdar olmak üzere, deniz oıdumuz erkânı ve deniz teşekkülleri tarafından müştereken zengin bir program hazırlanmıştı. Sabahın 9 undan itibaren, merasime iştirak edecek olan Yedek Subay okulu, Deniz Harb okulu, Yüksek Deniz Ticaret okulu talebesi, büyük amiralın, Beşiktaştaki türbesi önünde kendilerine tahsis edilen yerleri almağa başlamışlardı. Bu esnada kesif bir halk kütlesi tramvay caddesinin iki tarafını hıncahınc doldurmuş bulunuyordu. Saat on buçukta, türbe bahçesinde yerleşen Donanma mızıkasının çaldığı ve bütün subay ve erlerin ve bir kısım halk »dbakasınm bir ağızdan tekrar ettikleri İstiklâl marşile merasime başlanmıştır. Marş çalındıktan sonra, Vilâyet, Donanma Kumandanlığı, Belediye, Parti teşekkülleri ve Vilâyet ve kaza idare heyettert ve birçok müesseserer n&mın'a*4jui* ybk Türk amiralının makberesine ihtiramla çelenkler konulmuştur. Bu esnada bütün deni? nakil vasıtalan, hep bir ağızdan düdüklerini öttürmek suretile Barbarosun ruhunu taziz etmekte idi. Bundan sonra, türbe bahçesinde bulunan iki manga D^niz talebesi tarafmdan havaya üç el süâh atılmış ve atışı müteakıb Barbarosun hatırasına hürmeten bir dakika sükut edilmiştir. Müteakıben Vali ve Belediye Rcisi Lutfi Kırdar, Akdenizi bir Türk gölü haline getiren Barbarosun şanlı menkıbelerinden bah setmiş ve ezcümle demiştir ki: « Sayın arkadaşlar, Büyük Türk Amiralı Barbaros Hay reddinin Akdenİ7de rakibsiz olarak Türk hakimiyetini temin ettiği en büyük zaferinin dört yüzi'ncü yıldönümünü geçen sene gene burada t^s'id etmiştik. tersaneler tesisinde, hükumetler teşkilinde, imar ve idare sahasında yüksek kudretlerinin sayısız delillerini verdiler. Ayni zamanda idealistiler de. Tunusta, Cezairde ve hatta bir kısım adalarda Arab Emirlerınin birçok ihanetlerini de gördükleri halde îspanyol lann istilâ ve zulümleri altında kalan Endülüs Arablarımn ımdadlanna yetiştiler. Yavuzun Mısır seferine hizmet ettiler ve nihayet Kanuninin bayrağı altında Hayreddin unvanmı alan Hızırın tama men Osmanlı Türklerinin tarihine kanşan hfyatı başladı. Barbaros Hayreddin denince hepimizin kalbinde o muazzam Preveze zafe rinin hatırası canlanır. Türk denizcilerinin karşısında, bütün bir hıristiyanhk âlemi, îspanyasile, Papalık hükumetıle, Ce Sarbruk muhasara edildi Londra, 27 (Hususî) Fransız topçusunun daimî bombardımanı neticesinde Almanlar Sarbrük'ü tamamen tahliye etmişlerdir. Fransız kuvvetleri Sarbrük'ü kısmen muhasara etmişlerdir. Zvveibrüken şehri de ciddî tehlike altında buhınmaktadır. Fransız kuvvetleri bütün cephede ilerilemektedirler. Garb cepherine nakledilen Alman kuvvetleri Kopenhag, 27 (a.a.) Politika gazetesinin Alman cephesindeki muhabiri Polonya harbinde kullanılan Alman orAlman tebliği dusunun büyük bir kısmının şimdi garb Berlin 27 (a.a.) Tebliğ: Şark cepcephesinde bulunduğunu bildirmektedir. hesinde : Achen ve Siegfried hattı civarında buluAlman kıtaatı Sovyet hükumetile kanan diğer şehirler tamamile tahliye edil rarlaştırılmış olan hudud hattma yaklaşmiştir. Wissenburg'da istihkâmlar inşa e maktadır. dilmektedir. Alman kıt'alanna kâfi dereMuhasamatın maşlangıcmda açık bir neve ve Venedik cumhuriyetlerile, Por cece yiyecek verilmekte ise de sivil halk, şehir olarak telâkki edilmiş ve buna göre tekiz donanması'e, Malta şövalyelerile sıkı bir vesika usulüne tâbi tutulmaktadır. muameleye tâbi tutulmuş olan Varşova, muazzam bir deniz ehlisalibi bulunuyorGarb cephesinde vaziyet kumandanın aldığı eski kalelerin ihyası du. Türk Amiralının emrindeki 120 geParis, 27 (a.a.) Havas bildiriyor: ve bir kısım sivil halkm teslihi gibi tedmiye karşı 300 gerni, mukayese kabul et Parisin salâhiyettar askerî mahfillerinde birler üzerine müstahkem mevki haline mez bir top ve ateş üstünlüğü ve bu ge bu sabah bildirildiğine göre, cephenin he konulmuştur. Bu müstahkem mevki üzerimilere alınmış 60,000 kişilik bir ordu yeti umumiyesi itibarile vaziyetinde dünJ ne yapılan taarruz neticesinde dün şimalto'plandığını düşünürsek Prevezenin ta ve gece hiçbir mahsüs değişiklik olmamış deki ilk hatla cenubdaki ikinci hat elimirihte niçîn bu kadar büyük pJdjlgu.nL tn. BüyüktFransu taarruzunun.başladığı ze geçmiştir. Bu muvaffakiyetlerin intıbaı manasını anlarız. Bu zaferledır kı tam hakkında Bâle'den gelen haberlere gelin altında kalan Leh kumandanlığı bu sabir asır Akdeniz Türk hakimiyetinin bir ce, aynı mahfiller bu haberin tamamen bah şehrin ve garnizonun teslimi teklifinsahası ve cevelângâhı oldu. hayalî olduğunu ve son 48 saat zarfında de bulunmuştur. Ordu başkumandanı tesBarbaros gününü ihya eden Cumhu gerek Fransızlar, gerekse Almanlar tara lim müzakerelerini yapmağa General riyet neslidir. RuKun şad ve müsterih ol fından mevziî dahi olsa hiçbir taarruz vâ Blasovitz'i memur eylemiştir. Hava kuvvetlerimiz Mödlin müstah sun. Bu nesil, sana lâyık olduğunu, senin ki olmadığını bildiriyorlar. Cephenin heyeti umumiyesi üzerinde faaliyet mahiye kem mevkiinin mühim askerî hedeflerini parlak muvaffakivellerle dolu denizcilik hayatına nazireler yaratacak bir imanla tini muhafaza etmektedir: Topçu ateşi, bombalamıştır. Garb cephesinde: göğüslerinın dolu bulunduğunu yakın bir musademe, devriyelerin küçük bomba atış lan. Büyük faaliyet emareleri görünen yeBu cephede faaliyet cüz'î olmuştur. istikbal elbette ispat edecektir. Yaşasın Cumhuriyet idaremiz, yaşasın Türk de gâne nokta bölgenin Hornbach ile Deux Düşman bütün cephede mevzilerini tahPoints arasındaki şark çıkmtısıdır. Bu çı kim etmektedir. nizciliği.» kmtı, küçük Hornbach ırmağına hâkim Fribourg ve Sigmaringen üzerinde yaValinin nutkunu genc bir deniz subabulunmaktadır. Bir kaç gündenberi bu çı pılan hava muharebeleri esnasında iki yının heyecanh nutku takib etmiştir. kıntı, cephenin diğer bir çok noktalarile Fransız tayyaresi düşürülmüştür. Nutuklar bittikten sonra, Yedek Subirlikte düşman topçusünun hedefini teşAlman hava kuvvetleri dün Şimal debay, Deniz Harb okulu talebesi tarafınkil ediyor. nizinin ortasında zırhlılar, tayyare gemisi, dan bir geçid resmi yapılmıştır. Beşiktaş Bu hususta verilen malumata göre kruvazörler, torpido muhriblerden mü tramvay caddesinde toplanan halk, subay şimdiye kadar Fransız hatlannın hemen rekkeb tngiliz deniz kuvvetlerine hücum ve erlerimizi şiddetle alkışlamışlardır. gerisine taciz atışları yapmakîa iktifa e etmişlerdir. Bir tayyare gemisi tahrib den düşman topçusu, atışını uzatmış ve dilmiş ve bir zırhlıya birkaç bomba dü bu suretle daha gerileri hedef tutmuştur. şerek ağır hasara uğramıştır. Tayyarele Ve gene o gün 27 eylulü Barbaros Diğer taraftan düşman hatları üzerin rimiz hiçbir zayiat vermemi«tir. günü olarak kabul etmiştik. de cereyan etmekte olan hava düelloları Fransız tebliği Mücadeleye emsalsiz birer cesaret ve Berlin, 27 (a.a.) Bugün birer ki Fransız kuvvetlerinin lehine neticelen Paris 27 (a.a.) Sabahleyin saat kahramanlıkla atılan Hızır ve Oruç şilik on bir Heinkel avcı tayyaresi Ru mistir. 9 da verilen 37 numaralı tebliğ: kardeşler hiç yoktan donanmalar tesis Fransız hava ordusu mahfilleri, düşü«Gece, sükunetle geçmiştir. manyaya teslim edilmek Ü7ere Heınkel ettiler. Cezairde, Tunusta hükumetler rülen düşman tayyareleri olarak yalnız Hatlarımızın gerisinde Wissemburg kurdular. Birer fcrd oldukları halde dev fabrikalarının meydanından hareket et Fransız hatlan üzerine düşenleri göster mıntakasmda düşman topçulan faaliyette letlerle uğraştıW. Karada, denizde mu miştir. Bu tipte otuzdan fazla tayyaresi mek prensipine sadık kalarak, 25/9 tariolan Rumanya hükumeti bu sipariş ettiği hindeki hava muharebeleri esnasında üç azzam zaferler kazandılar. Fransız akşam tebliği Dehalannı yalnız harb sahnelerinde tayyareleri almak üzere püotlannı gön Alman tayyaresinin düşlüğünü bildir Paris, 27 (a.a.) 27 eylul akşam mişlerdir. Halbuki muhtemel olarak dü* ispatla kalmadılar. Ordular idaresinde, dermişti". tebliği: şen tayyare adedi bundan çok fazladır. Bugün, kpsif müfrezelerir>İ7m faaliyeBir ormanda yeni bir tayyare enkazınm tile geçmiştir. Amerikan tahtelbahiri yüzdürüldü bulunması üzerine 25 /9 tarihinin bilân Sovyet tebliği çosu, djşürülen düşman tayyaresi adedi Moskova 27 (a.a.) Umumî ka ücten dörde çıkanlmak suretile düzeltilrargâh bildiriyor: miştir. Kızılordunur. cüzütamlan 26 eylulde j Harb raporları Beyrutta fırınların önünde ekmek almak için bekleyen halk Beyrut (Hususî) «Harb Avrupa gösterdi. Un, şeker, gaz gibi şeyleri sakda cereyan ediyor. Çok şükür serpintisi layanların dükkânlan, depolan polis ta> bile henüz başka taraflara yayılmadD> rafmdan zorla açıldı, basıldı, muhtekirler diyenler çokmuş. Fakat biz Suriye ve yakalandı, hapisaneiere tıkıldı. Tıkıldı, derken, unutmayayım, çünkü Lübnanda oturanlar hiç de böyle düşü nemiyor, böyle söyliyemiyoruz. Çiinkü (tıkılanlar) yalnız muhtekirler değildi: Fransa seferberüğini ilân ettiği günden Örfî idarenin ilân edildiği gün duvarlara beri biz de burada harb halinde yaşa>an asılan koca koca ilânlarla bütün Alman bir memlekette, örfî bir idare altında bu tebaaları Emniyeti Umumiye dairesine lunuyoruz. Vakıâ henüz ne tepemize davet ediliyorlardı. Bunlardan 18 den bomba atan tayyareler, ne de sahillen 45 yaşına kadar olanlar yirmi dört saat zarfında şehirle ilişikleri kesilerek karanmizi döğen zırhlılar görmedik. Evet kan ve ateş yok, fakat mis gibi tine idaresinın tahaffuzhanesine tıkıldı harb halindeyiz işte. Bunun ne demek ol lar. Ne garıb tecellidir ki bu tahaffuzhaduğunu anlayabilmek için lutfen beni nenin duvarları arasında, bir hafta evveline kadar, ar?' mev'uda ulaşmak için dinleyiniz: Çok geniş yürekli, azamî derecede Almanların elinden kaçmış Yahudi mumüsamahakâr olduklannı müteaddid de hacirler yaşıyordu. Onlardan boşalan bu falar kaydettiğim Fransız memurlarının çilehanede şimdM Suriye ve Lübnanın şu mektubumu gözden geçirecek olan her tarafından toplanmış Alman zengin' sansürü de eğer sıcaktan kan ter içinde leri, münevverlerı hem de kimbilir ne kalmamış, önündckı zarf yığınlarından zamana kadar çile doldurmağa mahkura bunalmamış ise, yani eşref saatine gelir bulunuyorlar. Bunların 18 yaşından küde satırlarımı tırpandan geçirmezse çük erkek çocuklarile kızlan ve kadmkomşu Suriye ve Lübnanın Avrupada lan da Cezın isTiindeki bir dağ köyünde harb başladığı gündenberi nasıl yaşadığı nezaret ve muhafaza altında harbin sonunu bekliyecekler. nı öğrenmiş olursunuz. Burada canımızı sıkan en mühim mesele, itiraf etmek lâz'mdır ki; karanhk tır. Elbette her yerde olduğu gibi Suriye ve Lübnanda da şafak söküyor ve güneş doğuyor, guruba kadar da bulutsuz, berrak bir gökte pırıl pınl kırıtıyor ama, vakti saati gelip Je Akdenizin görünmez bir noktasında gözden kaybolunca, işte o zaman, bir kızılca kıyamettir kopuyor. Çünkü buralan kayıdsız şartsız hükmü altında bulunduran General Veygand'm emrile geceleri ışık yakmak yasaktır. Caddelerdeki büyük lâmbaların yansından fazlası tamamile söndürülmüş, geri kalanlar da çok loyu maviye boyanmıştır. Evler, dükkânlar, kazinolar, bütün umumî yerlerin hafif bir mehtab ışığı verebilecek şekikle aydınlanmalanna mü saade edilmiştir. Hulâsa, ayın on dördüne bile hasretiz. Ötekine berikine çarp mamak için sokasa rağbet eden kalmamıştır. Sinemalann, kahvelerin çalgılı yerlerin çoğu kapalı, her taraf tenhadır. Bir kelime ile; b'r anda gece hayatı sönmüştür. Böylece evinize kapanınca bari yan gelip iki satır birşey okuyabilseniz.. Hayır, o da münıkün değildir, zira ya zılan farkedecek kadar ışık yakabilmek için kalın sıyah perdelerle örterek pencereleri kapamak icab eder ki, o zaman da havasızlıktan, sıctktan bunalırsınız. Bılmem karanhktan sikâyette haklı olduğumuzu tasdik ettiniz mi? İş bu kadarl? bitse, eh haydi neyse, diyelim. Fakat hart denen afet gündüzlerı de yakamızı bırakmıyor: Biliyorsunuz ki bilhassa Lübnan seyyahla yaşar. Bu yıl da etraftan, helc Mısır ve Iraktan bir hayli insan gelrmş, dağ köylerine dağılmış, zevk ve safaya dalmıstı. Harb patlaymca alâkadar konsoloshaneler «evli evine, köylü köyüne..» der gibi, herkesın derhal memleke^ne avdeti, geç kalınırsa vesait bulunamıyacağı tehlikesi başgöstereceği, hakkında ki tebliğleri üzerine çi>ntasını kapan solusu ıstasyonda, garajda aldı ve seyyah denen o nazenin, paha biçılmez nesne iki .ıç gün içinde koydunsa bul çilyavrusu gibi dağıldı, sır oldu. Miniminı Irak Kralı bile, pek hoslandığı Aliyeden sessız sadasız ayrıiarak Bağdada dönmeğe mecbur oldu. Bittabi bu beklfnmedık dağıhştan memleket iktısadivatı hayli zarar gördü ve her tarafa garib bir tenhalık, hareketsizlik ve bereketsızlik çöktü. Ve sayyah için «çok hassastır, çok naziktir» denisinin pek doğru bir lâf olduğu da derhal anlaşıldı, ciinkü onlann yurdlanna dönüşlennı müteakıb her tarafta bir benzin ve ekmek krthğı başladı. Hükumet bu ihtikârın önünü almak için hemen harckete geçti. Benzin için vesikalar verdi. Fmnlann önüne yığılmış halkı ac bırakmamak icin polis kendini Fakat bu ararta bazı Alman erkekîeri ortadan kaybolmu^Ur! Temenni edelira ki bu haber tah<?kkuk etmesın. Çünkü bu komşu memlekette pek esaslı bir şekilde yerleşmı.ş olan nazı gizli teşkilâtının bir harb vukuunda çöllerde bazı hareketlere geçmek ıçın tert'bat alarak hazırlandığını iki ay evvelki bir yazımda ben de kaydetmıstim bilenler çoktur. Bu gemı azıya almış nazı tahrikâtçılarının birer (Lâvrens) rolü o>namağa kalkışacakla • nndan korkulur. Maamafih Fransızlar bu adamlan ele geçırmek için ciddî surette işe girişmiş bulunuyorlar. Suriye ve Lübnanın her tarafından, ta çöllerin en uzak noktalanna kadar ke narda köşede bulunan kabileler, aşiretler, bile şehirlerdeki ruhanî reisler gibi Fransaya sadakat mektublan ve telgrafi lan göndermektedırler. Ancak Ermeni başlannın bu bağhlık yarışmda en sona kalışları bir hayli na zarı dikkati celbetm ştır. Ermeni komitacılarının Türkiye ile Fransanın arası açıldığına dair hergun, hatta her saat işae ettikleri haberler ise ayn bir meseledır. Vakıâ Fransız sansürü bu çeşid manbksız ve manasız haber> lerin gazete sütunlarmda yer bulmasma. mâni olmuyor değil. Hatta buradakj fransızca gazete'er, çarşıda pazarda a * ğızdan ağıza yavılan bu kötü şayialaru) yalan olduğunu ve bunlan uyduranlarıı^ şiddetle teczıye edıleceklerini kat'î bi< sekilde yazmaktan kendilerini alamîyor* lar. ! Son günlerde bir takım Alman ve İtalii yan taraftan Arabiarla beraber birkad Türkün de «Tlrkiye hududundan 1 5y kilometre gerid» ikamete memur edile i rek» Haleb şehrinden çıkarılıp uzaklaş J tırılmalan ve bunun gazetelerde ilânJ (şayia kahramanlan) nın ekmeklerinei yağ sürmüştür. Ermeni komitacıları şu anda Türkler' le Fransızlar'n aralan açılsın, duasmdad başka bırşeyle meşgul değiller. General Vey?and yeni vazifesini eîâ alırken, ilk iş olaak; merasimle gittiğî Beyruttaki Frars.z meçhul asker abidesî önünde eğilrnıs ve oraya bir çelenk koymustu. $aviacılar bu basit ve o nispette tabiî olan harekettpn bile mana çıkara rak; «işte bakın'z, baskumandan herseyden evvel Türk'e'in karşısında can veren Fransızlan selâmlıyor» diyip durdular. Fransızlar ise, o gün bu merasim esnasında, Hatay anlasmasında büyük rolü olan koloncl K">le'nin göğsüne General Veygand elile il stirilen Lejyon donör nişanına ehemmiyet vermekte ve bunu Türk Fransız dostluğuna verilen kıymet ve ehemmivetin bir küçük nişanesi say maktadırlar. Rumanyanın Almanyadan aldığı tayyareler Almanların yeni yaptıklart istihkâmlar Brüksel, 27 (a.a.) Le Peuple gazetesinde Louis Picrard, Belcika hududunda kısmen görülebilen Aachen'deki Belçika gümrük dairelerinden Almanla nn alelâcele insa ettikleri istihkâmlar görülmektedir. Bu istihkâmlar pek heybetlidir. Alman gümrük dairesinin biraz ilerisinde muazzam bir Blokhaus yüksel mektedir. Ovada ve ovanın kenanndaki ufak ormanın nihayetinde bir çok mukavemet kubbeleri ve yeşil boyalı beton direklerden vücude getirilmiş tanklara karşı bir müdafaa hattı görülmektedir. Belçika hududuna ancak 50 metrelik bir mesafede cephaneler için toprak altında verler kazılmaktadır. Amerika 23 mayısta batan Squalus denizaltı gemisi son çalışmalar Brüksel, 27 (a.a.) Alman tayyare neticesinde suyun yüzüne çıkanlmıştır. Resmimiz Sgualus'ün denizm sathına bataryaları Belçika Alman hududu üçıkarıldıktan sonraki halini gösteriyor. Belçika arazisine düşen mermiler Kholm, Zamostie, Ravaruska ve Sam bord şehirlerini iseal etmişler ve Bielostock'un 30 kilomctre cenubu garbisinde kâin Raygor Edok Ossovicts Sokoly ve Drogobuç'ün 40 kilometre cenubu garbisinde Meieitzitzki Bielsk hattına varmışlardır. Bielorusya ve garbî Ukraynada Sovyet kıt'aları BrestLitovsk ile Voltava arasında 30 tren zaptetmişler ve bu trenlerin içinde bulunan 25,000 Polonyah askeri esir ederek silâhlannı almışlardır. Bundan maada silâhlarile birlikte binlerce esir ve mühim miktarda harb malze mesi alınmıştır. Bunların nerelerde ve ne miktarda esir edildikleri aşağıda gösterilmiştir: Kebrin'in cenubunda 1000 kişi, Kholm mıntak^Mrda 8000 kişi ve 1000 beygir, Kholm cenubunda Yanovka mıntakasmda 500 kişi.. '

Bu sayıdan diğer sayfalar: