21 Ağustos 1399 CUMHURIYET Tarihten Hava taarruzu yapraklar Koca İmparatorluğun idaresi bir haris kadının, bir delinin ve ocak zorbalarının elinde kalmıştı. Dilediğini alamıyan sancak beyleri yahut Sipahi bölükbaşıları Anadolu dağlarına at siirüyorlar; ve o sahibsiz ülkeyi talân ediyoraldrı. Bun lann başlıcaları Kara Haydarla Katırcı oğlu Mehmeddi. Kara Haydar üzerine giden kuman dan bir gün onun Uluburluda Velibaba tekkesi denilen yerde olduğunu öğrendi. Yatsıdan sonra bir baskın verdi. Mes'alelerin ışığında parlıyan kıhclarm şakırtısı, pathyan tabancaların uğultusu etrafa dehşet saldı; iki tarafta şahlanan ve kö püklenen atlarla atlılar birbirlerine gir diler; küfür, inilti ve alınmış hmçların kahkahası birbirine kanştı; Kara Haydar öldürüldü. Fakat bununla iş birrniş olmuyordu; çünkü Kara Haydann genc, ter bıyıklı, kurt bakıslı oğlu babasına rahmet okutacak kabiliyette bir adamdı. Baskın sırasında toptan ele geçeceklerini anlayınca Katırcı oğlu, Oynaganlı oğlu, Kara Mehmed, Yeğen Hüseyin gibi elebaş larla diğer arkadaslarrna: Bre durman; post elden gider. Hele canınızı kurtarmaya bakın. Elbet öcümüz komaz aluruz! Diye bağırmış, kaçmıştı. Kendisini çabuk toparladı; çok geç meden atlandılar; bu sefer onlar Delibaba tekkesine bir gece baskını verdiler. Meş'alelerin titrek ve kızıl ışıklarmda parlıyan kıhclar, her savruluşta bir baş düşürüyorlardı; patlıyan tabancalara birer ölüm çığhğı cevab veriyordu. Sabahın ilk ışıkları Velibaba tekkesini korkunç bir mezbaha halinde buldu; ruhlara sükun, dünya ihtiraslarına ölüm adayan bu yer, kızıl kanlara bulanmıştı. Dağ rüzgârlarım sevda şarkısı gibi dınliyenler, nal şakırtılarını gönül yelpazesi yapanlar, çil akçeleri ve safran parıltıh altınları kolaylıkla ele geçirmek istiyenler, zulüm yolunda da olsa kabadayılık davası güdenler şimdi Kara Haydar oğlunun ve Katırcı oğlunun ardına takılı yorlardı. İki eşkiya Eskişehir taraflajında vergi topluyorlar, saltanat sürüyorlardı. En zengin vilâyetlerin altınlarını ele ge çirdikleri Ilgın ve Akşehir yolunu kapamıslardı. Devlet bunları ortadan kaldırmak için Anadolu beylerbeyi Ahmed Paşayı gönderdi. Saraylı karısına güvenerek bey lerbeyilik alan bu adam, o dağ adam larile nasıl baş edebilirdi! Bunu Padişah hesaba katmıoyrdu. O sırada Kara Haydar oğlu, Afyon Karahisarda hükmediyordu. Ahmed Paşa Kütahyada bulunuyordu. Asker topladı; bayrağını açtırdı ve atına bindi; şimdiden zaferle sarhoş ol duğu halde Karahisara doğru dörtnal gitti. Kara Haydar oğlu bu mağrur ve beceriksiz zavallıya bir oyun oynamayı düşündü. Ona anlatmak istiyordu ki, saraylı karısının sayesinde Anadolu beylerbeyi olmak mümkündür amma intikam için ayaklanmış olan Anadolu yiğitlerine galib gelinemez. İki taraf Afyon Karahisar önünde karşılaştı; Kara Haydar oğlu yılmış göründü; atını geri çevirdi ve kaçtı. Ahmed Paşa kabına sığamıyordu; onun ardına düştü; ya başım, yahut kendisini Istan bula göndermek, nasıl tedbirli bir vezir olduğunu bir defa daha ispat etmek için bu fırsat bir daha ele geçer miydi? Bununla beraber Kara Haydar oğlu görünmez olunca Sandıklı ovasına tuğ dıktı. Halbuki Kara Haydar oğlu, hiç belli etmeden onun ardına takılmıştı. Bunların hepsi tamamlaKapıya asılı olan ipi boğazma geçirdiler; nıyor, komisyon, raporları tetkîke basladı altındaki ata bir kırbaç vurunca Kara Muvaffakiyelle neticelenen birinci haHaydaroğlu boşlukta sallanıyordu va taarruzu tecrübesi esnasında görülen Kara Haydaroğlu ( Birinci tecrübede görülen noksanlar Yazan: Kadircan Kalİî ^ sancak beyliği vermek istiyenler oldu; bir kısım ağalar bunu kabul etmediler. Kara Haydar oğlu, Afyon Karahisarı bastı: çarşının altmı üstiine getirdi, birçok mal ve para vurdu. Bunun üzerine Mehmed Paşaya Hamid sancağı verildi; Türkmen ağası Abaza Hasan Ağa da yanına kahldı ve gönderildi. Abaza Hasan Ağa iki bin asker ve dört bin at hazırladı; gece gündüz de miyerek, yorulan atı yedeğe alıp ötekine binerek, son hızla Kara Haydar oğlu nun bulunduğu köye indi; Kara Hay dar oğlunun yanında iki yüz kişi vardı; çemberin içinde bir fırlayış fırladı ki, kasırga sanıhrdı; savaş üç saat kadar sürdü. Kara Haydar oğlunun atı çatlıyacak gibiydi; başak bir ata binerken Hasan Ağa yetişti; bir kurşun sıktı; düşmanını kal çasından yaraladı, lâkin yıldıramadı. Kara Haydar oğlu ancak aksam karanlığı basınca kaçabildi. Arandı, buluna madı. Uçüncü gün, bir Yürük onun yerini haber verdi; hemen atlanıp Yürüğün dediği yere yollandılar. Kara Haydar oğlunun yarası derindi; kurşun içeride kalmıştı; bu ıssız dağ köylerinde cerrah ne gezerdi! Halbuki kurşunu da her halde çıkarmak lâzımdı: uğraştı, bir şey yapamadı. Nihayet bir kamışa barut doldurdu; yaraya soktu; ateşledi; müthiş bir patlayış oldu, kurşun çıktı amma kemik ve etler de parçalandı. Şimdi bu korkunç yarayı içyağına bulanmış olan yün fitillerle avutmaya çalışıyordu; solgun ve zayıftı; ocak ba şında ısmıyordu. Tam bu sırada Abaza Hasan yetişti; Kara Haydar oğlu gene kaplan kesildi, ancak yedi kişiyi daha yere serdikten sonra ele geçti. Abaza Hasan onu iki at koşulu bir sedyeye koydu, günlerce yol aldılar; Usküdara geldiler. Hasan Ağa omı öldürmemişti, öldurmeyi de düşünmüyordu; hatta Padişaha rica ettirerek kurtarmayı, Girid har bine göndertmeyi tasarlıyordu. Gelen cerah yaraya baktı, orayı kokmuş ve kurtlanmış buldu. Belki faydası olur diye seksen yıllık şarabla yıkadı, yağlar sürdü ve sardı. Kara Haydar oğlunun eski tanıdıklarından Evliya Çelebiyi araya koydu'.ar; Sadırazama ve Padişaha: Kuşça canımı bağışlan; beni Gi rid cengine yollan!.. Demesini söylettiler. Kara Haydar oğlu bunu yaptı. Fakat Sadırazam Koca Mehmed Paşa vaktile yağma ettiği mal ve paraların kimlerde ve nerelerde olduğu hakkında uzun sualler sormağa başlayınca, zaten yarası derin derin sızlıyan, solgun ve bitkin olan Kara Haydar oğlu birden kızdı: Sultanım, bunun suali öte dünyadadır. Bir can için bunca kişiyi ele vermek olur mu? Koca vezir, gün akşam lıyor, dün doğdum, bugün ölürüra; he men sen işini bitir. Mehmed Paşa da kızdı: Nola.. Başüstüne!.. Adamlarına emretti: Varın, Parmakkapıda asın! Delikanhyı bir beygire bindirdiler; büyük bir kalabalık önünde Parmakkapıya götürdüler; kapıya asılı olan ipi boğazı na geçirdiler; altındaki ata bir kırbaç vurunca Kara Haydar oğlu boşlukta sal landı. eksıkükler, tamamlanr.ıak üzeredır. Vilâyet ve Hava müdafaa kumandanhğı, tecrübe esnasında tenkide şayan buîunan noktaları ilân ederek rr.üteakıb denemelerde bu hatalara düşülmemesi için halkıınızın nazarı dikkatmi celbetmişlerdir. Pasim müdafıa konıisyonu, dün pazar olmasma rağmen Vilâyette bir toplantı yapmış, mes'ul âmirlerin birinci hava tecrübesi hakkında verdikleri raporlan tetkik etmiştir. Vilâyet tebliğinin sonu Kadircan KAFLl Bir gece Ahmed Paşanın çadırlarına doğru sayısız nal sesleri yaklaştı; yerler sarsılır gibi oldu; askerler kendilerini toparlamaya vakit bulamadan Kara Haydar oğlunun adamları kılıç sallamıya bşladılar; Ahmed Paşa şaşırdı; etraftakiler ondan daha şaşkındılar. Bir kısmı kaçtı; biraz sonra koca veziri Kara Haydar oğlunun karşısına götürdüler. Katırcı oğlu kaçanları kovalamak icin gitmişti. Kara Haydar oğlu, Ahmed Paşaya acıdı; sadece bir ders vermeyi kâfi gördü; onu sırtında bir entari, başında bir takke olduğu halde salıverdi. Katırcı oğlu döndüğü zaman buna kızdı; dörtnal sürerek Ahmed Paşaya yetisti ve öldürdü. Şimdi İstanbuldan her tarafa haberler uçuruluyordu: «Kara Haydar oğlunu öldüren her İngiltere Köpeklerin hâmisi St. kim olursa malı ona bırakılacak, Ana Roch için yapılan âyinden sonra papas do!u beylerbeyi yapılacaktır.» Whelan, merasimde bulunan 100 kaFakat bunun da faydası olmayınca bir dar köpeği takdis etmiştir. Evvelki gün Vilâyel tarafından neşrolunan tebliğin müteak:b maddelerini okumir Enternasyonal Fuarının vaziyetinı ve yuculanmıza biidiriyoTuz: 9 Hiçbir suretle sığınak inşasına el kazandığı hızlı tekâmülü biraz sonra tetverişli olmıyan ahşab evlerin halkı hava kik buyuracaksınız. İzmir Enternasyonal korunma komisyonlaı nın gösterecekleri Fuarı Cumhurıyet devrindenberi Türkiumumî veya hususî sığmaklara taksım e yemizin iktısadi, ticarî ve kültürel sahada dılirler. Müsaid o'madığından ddayı sı elde ettiği neticeleri her sene topîu bir ğınak veya siper yapılamamış olan evle halde ifade etmek gayesile tarıhî Ege derin halkı kendilerine gosterilen umumî rizinin en büyük bir ticaret lımanında sığınak ve siperlere gitmeğe mecbur ol kurulmaktadır. Fuarın gayelerinden biri de Türk mı!makla beraber çok acele ve sıkışık hallcrde bu sığınak ve siperlere gidememeleri letile iktısadî ve kültürel münasebata giıhtimalıne karşı evlerinin müsaid bir hol rişmek ve bu bakımdan kendilerini tanıtveya penceresi az bir odasını gazden ko mak isteyen milletlere bir vasıta olmaktır. Burada kemali memnuniyetle söylemelırunma odası haline kayrrıalıdırlar. 10 Bir gazden korunma odası şöy j yim ki, İzmir Eaternasyonal Fuarına bu le tanzim edilir: Zehirli gazlerin girebi sene her bakımdan en ileride ve müterakleceği kapı ve pencertler, bütün çatlak ve ki on bir devlet iştirak etmiştir. Bunu Fuyarıklar, anahtar delikleri, eşiklerin ya arımız için büyük bir kazanc ve memlerıkları, havagazi ve elektrik borulannın ketimiz için tatlı bir sempati telâkki edigeçtiği delikler ve bacalar, koyu arabsa yoruz.» Behçet Uz, bundan sonra ecnebi milbunu, alçı, camcı macunu, sodalı suyu veya zeytinyağına batırılmış kaba bez, mu let paviyonlarının hususiyetlerini anlatmış, samba, zamklı kâğıd ve benzerlerile iyi sonra demiştir ki: « Millî ve yerli iştiraklere gelince, ce tıkanmalıdır. Yapıştırma işinde çiriş, başta bir kısım Vekâletler ve büyük devkola ve benzerleri maddeler kullanılabılet müesseselerimiz, bankalarımız olmak lir. 11 İstanbulda depo olarak kullanı üzere Trakya Umumî Müfettişliğı, Vilan birçok bodrum katlan vardır. Bu kâr lâyetler Ticaret Odalarımız, hususî sanagir depolar veya bodrumlar çok güzel sı yi ve ticaret erbabı bu sene de değerli mallarını minnet ve şükranımızı celbeden ğınak yeri olarak kullanılabilirler. 12 Bankaiar, büyük yazıhaneler, bir tarzda teshir ve satışa arzetmişlerdir. aparrımanlar gioidir. Bu gibi binalar çck Muhterem Vekilimiz ve aziz misafirimiz, sağlam olduklanndan bunların bodrum biraz sonra göreceğiniz gibi 1939 İzmir katları kendi ntıemurlan için çok güıel enternasyonal fuarı Kültürparka aid müsığınak olurlar. Şu kadar ki: Bunîarın sı esseselerin çoğalması, umumî dekorasyon ğınak olarak kuiîanılması için mühendis bahçe ve ziya tanzimi, eğlence yerlerinin nezareti aîtında potrellerle ve betonlarh tenevvüü ve organize edilen sportif ve içtakvıyelerı ıcab edecektır. Bu gibi büyük timaî hareketler itibarıle de geçen senebinaların bodrum katlan sığınak olarak lerden daha zengin bir mahiyettedır. Bilkullanılınca havasırsın değiştirilmesi için hassa bu sene ihzar edilen ziraat müzesile dahı tertıbat lâzımdır. kültür paviyonu fuar ve Kültürparkın en 13 istanbulda bulunan ve kârgir k'ymetli iki müessesesini teskil etmektedır. olan camiler ve medreseler sığınak ola İzmire bu güzel müesseseleri kazandıran rak kullanılabilirler. Bu gibi camilere tam muhterem Ziraat ve Maarif Vekillerimibir mermi isabet ettiği takdirde fazia za ze ve bu sene de fuar sırasında spor hayiat verileceği aşikâr olmakla beraber tam reketlerini tertib eden Beden Terbiyesi isabetin pek az ihtimalle vâki olacağı dü genel d'rektörlüŞüne tesekkürler ederim.» sünülürse ve bunların duvarlarınm ve kub Ticaret Vekilinin nutku belerinin parça tesirleıine karşı dayan.klı Behçet Salih Uzu müteakıb halkın alolduğu hesaba kahrlırsa bunlardan isti kışları arasında Cezmi Erçin kürsüye fade etmek faydalı oiur. geldi ve şu nutku söyledi: Bir ahşab evde bulunmaktansa, bir ra« Büyük bir gayretin ve yarat:cı bir mide bulunmağı üstün görmek lâzımdır. insan kudretinın eseri olan dokuzuncu İzBununla beraber bir camide bulunmak mir Enternasyonal Fuarını açma vazifetansa bir siper sığmağında bulunmağı da sini pek muhterem Başvekilim bana tevha üstün görmek icab eder di buyurdular. Bu «eıefli vazıfeyı sevınc14 Havadan geiecek zararlann bü le ifa ederken Fuarın bugünkü nıütekâyüklerinden birisi de yangın bombalan mil hale gelmesinde büyük hissesi olan dır. Hususile ahşab binası çok olan yer gavretli ve calıskan arkadaşımız Belediye lerde bu yangın bombalarından çıkacak Reisi Dr. Behçet Uz'a ve kendi=ine yaryangmlan çabuk bastırmak lâzımdır. Yan dımlarını esirgemiyen mesai arkadaslarıgın bombaları patlayıcı olmayıp yakıcıdır na hassaten teşekkür ve takdirlerimı arzeBunun için yangm bombalarının düştü derim. Fuara resmen iştirak eden İngilteğünü gören herkes korku ve telâş ile kaç re, Fransa, Sovyet Rusya, Almanya, İmayıp bu bctnbsların üzerine kum veya talya, kardeş İran, Rumanya, Yu toprak dökerek örtmelidir. Yangın bom nanistan, Polonya, Belçika ve Fi balarını kurn ve toprakla söndürmek e listin hükumetleri mümessillerini hürsastır. Yangın başlamıs ise su ile söndür metle selâmlar ve gösterdikleri nemek çaresine başvurulur. zaket ve alâkadan dolayı kendileGündüzleri evlerde çok defa yalnız rine teşekkür ederken memleketlerinin ikkadınlar bulunacağından bu yangın sön tısad ve kültür kuvvetlerini bizlere zevkdürme işini kadmlannıız başarmak mec le tetnaşa eylemek fırsatını verdikîerinden buriyetindedirler. dolayı da ayrıca hâz ve bahtiyarhk duy15 Yangn söndürmek tertıbı her duğumuzu da söylemek isterim. evde hazırlanmış oLmalıdır. Bununla beArkadaşlarım, sinesinde çeşidli taraber eskiden İstanbulda olduğu gibi her ri'hî servetleri taşıyan bu güzel topraklarmahallede de yangın söndürücü tulumla bu güzel gök ve deniz bizatihi iç ve bacılığını yeniden kurmak ve belediyanin dış turizm hareketlerine faal bir merkez nezareti altında bulundurmak ve icabınolabılir. İzmire bir halk bayramı man da işletmek zaruridir. zarasını veren fuar, işaret ettiğim turizm 16 BelecLveler kendi semtlerinde hareketlerini takviye eden en mUhim âsığınak olmağa elverisli yerleri ahali için mildir. İzmir için ayrı bir refah ve inkisığınak halinde bulundurmalıdırlar. Yeşaf unsuru telâkki ettiğimiz bu hareket rebatan sarayı, kale burcları, eski yeraltı lerin çok titiz bir şekilde istediği konforu mahzenleri gibi yerler sığınak olarak belediyelerce hazırlanabilir ve hazırlanma ötedenberi mevcud olan kuyu ve sarnıçlıdır. Gene belediyece parklarda şehi: boş ların düzeltilmesı ve mümkün ise arttırılluklannda, kale dıple'inde sığınak yapı ması faydalı olu>labilir ve yapılmalıdır. Belediyenin bu 18 Sivil halkın havaya karşı korunhusustaki tesebbuslenns her semt ve ma ması hususunda bütün lüzumlu tedbirleri halle halkı en büvük yardımı yapmahdır. bildiren (Hava kouınmasına) aid nizam17 Tayyare bombaları tesirile su name, talimatname \e talimatları bütün borulannın patlaması ihtimali her zamnn halkımızm okuırrfsmı, öğrenmesıni ve ögmevcuddur. Hafkın bu gibi zamanlarda rendıklerını tatbık etmesıni tavsıyeye lâsusuz kalmaması için İstanbul evlerinde yık görürüm. \Baştaraf% 1 ınci sahtfede\ temin edecek vesaiti bilhassa ikamet ve nistan, Sovyet Rusya ve Fransa sefır istirahat şartlarını en mütekâmil şekilde lerile diğer memleketler konsolosları fu derhal ve süratle hazırlamak da bir zaarda yer almaya başladılar. Sabık Ziraat ıurettir. îzmir Belediyesi ve fuarı için bu Vekili Faik Kurdoğlu ile bütün İzmir ihtiyacın bir an evvel halledilmesi lâzım ve Manisa meb'usları, General Cemil gelen bir mesele olarak telâkki ve mukCahid ve bu meyanda civar köylerden tezasına da tevessül edildiğini öğrenmekgelen mümessiller de halk araîinda bu le memnun olduk. lunuyordu. Saat 18 de Cezmi Erçin fuVatandaşlarım, Cumhuriyetin büyük ara geldi. eseri olan sanayiimiz gerek deviet ser Bu arada bir beyaz güvercin kendili mayesinin ve gerek hususî sermayenin ğinden kürsünün üzerinde duran Türk elinde inkişaf ve tekâmülünü günden gübayrağının üstüne kondu. Binlerce kişi ne artırmaktadır. Bütün tadil ve ilâve bütün milletlerin toplandığı Enternasyo lerle birincisi beş yıllık sanayi plânmın nal Fuar açılırken vukua gelen bu tesa tahakkuku ikmal edilmek üzeredir. Sadüfü şiddetle alkışladılar. nayide yalnız istihsali çoğaltmağa değıl, en iyi kalite ve en uc z fiat esasm'n taBehçet Uzun nutku Kürsüye evvelâ Behçet Salıh Uz çık hakkuk ettirılmesını de istihdaf eyletı. Ve sık sık alkışlarla kesilen nutkunu mekteyiz. B.u suretle memleket sanayıı söyledi. İzmirin gayretli Belediye reisi bir taraftan inkişaf ve tekâmül seyrini takib ederken diğer taraftan sınaî ınamu bu nutkunda ezcümle dedı kı: « Reisicumhurumuz büyük Miiiî lâtımızın hükumetin umumî hayat ucuzŞefimizin yüksek himayelerine mazhar oi luğu davasını kolaylaştıracak şekilde yükmakla mübahi ve Türkiye Cumhunyeti sek evsafta ve ucuz olmasının da temi hükumetinin yardımlarile kuvvetlenen İz nıne çalışılmaktadır.» Bundan sonra, Ticaret Vekili, istih1 sal, itha tihlâk kabiliyetlerinin esaslarıni ız miş \e demiştir ki: « Muhterem vatandaşlarım; bütün bir senenin büyük yorgunluklarla geçen çalışmalarından sonra eide edilmeye başlanan büyük ıhrac maddelerimizin mevsimıne artık bugünlerde girmiş bulunacağız. Evveiemırde şunu söylemek isterim kı, büyük ihrac mallarımızın mühim bir kısmı ıniktar itıbarile ya geçen sene seviyesindeki yüksek bir miktar senesi idi veyahud geçen senenin çok üstündedır. Bütün mahsullerimizde kalite bakımından görülen üstünlük ise umumiyetle bu seneki mahsul vaziyetimiz bariz vasfını teşkil etmekte ve istihsalâtımızın daha mükeı t\ olması için her sene halk ve hükum n sarfettiği gayretin ve memleketin bu saL da kuvvetlenen hamlelerinin bir ifadesini ıatmda taşımaktadır. Miktarı ve bilhassa krlitesi her sene yükselen ve cemiyetimizin ge^iş halk kütlelerinin hayat ve maiset imkân an istinadgâhı olan bu büyük ihrac madd'erimizin müstahsil kütlemizin malıyet fiaı ve maişet şartlarını koruyacak bir fiat seviyesi dahilinde satışlarını emniyet altına almak hususundaki hassasiyetimiz büyüktür. Mallarımızı bazı memleketlere ihracında maruz kaldığı müskülâtı toplu bir halde bertaraf etmek için giriştiâimiz teşebbüslerin teferruatı üzerinde durmaya 1ıal ve mevkiin müsaadesizliğini takdir buyurursunuz.» Ticaret Vekili, bundan sonra şur'irı söylemiştir: « Aziz vatandaşlarım, ruhlarımıza inşirah vereceğine şüphe etmediğimiz bu güzel eseri açarken millî birlik ve millî kudretimizin aziz timsali olan Reisicumhurumuz Millî Şef Ismet İnönüye ıçimızın bütün muhabbetile en yüksek bağlılık hislerimizi tazimlerimizle birlikte huzurunuzda tekrar etmek benim için hususî bir bahliyarlıktır. Cumhuriyet hükumetinin başında bulunan muhterem Basveküimiz Doktor Refik Saydamın fuara gösterdiği çok değerli alâkadan dolayı kendilerine şükranlarımı arzetmeyi bir vazife bilirim. Atatürkün muazzez hatırası önünde iğile rek aziz ınilletimize refah ve saadet temen nileri içinde dokuzuncu İzmir enternasyonal fuarını acıyorum.» Nutkunu ikmal eden Ticaret Vekili kapıya doğru ileriledi ve «hayırlı olsun» temennisile kordelâvı kesti. Vekil ve sefirlerle konsoloslar îzmirin yeni ve büyük otobüslerinden birine binerek fuarın etrafındaki 1 kilometrelik geniş asfalt yolda bir gezinti yaptılar. izmir Fuarı acıldı Sergi geziliyor Bundan sonra Cezmi Erçin ve refakatindeki zevat paviyonlan ziyarete basladılar. Evvelâ Fransız paviyonunun önünde duruldu. Dost memleket sefiri Ticaret Vekilimizi kapıda bekliyoriu. M. Massiğli kısa bir rntabe ile Vekile «hoş aeldıniz» dedı. Fransız paviyonunda Fransız sanayiinin secilmiş eserleri ve müstemleke mamulâtı teşhir olunmak tadır. Ticaret Vekili Fransız paviyonundan sonra İtalvan paviyonunu ziyaret etti Kendisini burada da İtalvan elci'i M. di PepDO karşıladı ve kısa bir hitabe irad etti. İtalvan paviyonunda bilha^sa, İtal yanın makine sanayıındeki terakkısi göze çaroıyordu. Bundan sonra Sovyet Ru«va na\nyonunun önünde duruldu. Vekili kap'd15 karsılıyan Sovyet elrisi türkce o'arak: «Hoş geldiniz, Bay Vekil» ded;. Sovyet paviyonunun bir tarafı Sowet ink'lâbına dair eserlere, diğer kısmı da Sovyet sanayiine tahsis olunmustu. Çok teğenilen bu paviyondan sonra dost Yunan milletinin zarif paviyonu gezildi. Çok zengin eserler ihtiva eden bu paviyonun her kösesinde Türk Yunan dostluğunun nişanelerine tesadüf olunuyor. Yunan paviyonundan sonra Fiiistin Ya^udilerinin yaotığı paviyon zivaret edildi. Burada bilhassa büyük harflerle yazılı şu cümle göze çarpıyor: Yahudi sanayıı, mamulâtını 70 memlekete satmaktadır. Bu paviyonun bir tarafında bir Yahudi askeri nöbet beklemektedir. Filıstin paviyonunun yanıbaşındaki Polonya paviyonunda Leh sefiri, Cezmi Erçini karşılıyarak paviyonu kendisi gezdirdi ve izahat verdi. Bundan sonra gezilen, Belçika paviyonunda, çok zarif bir zat olan, Belçika konsolosu bu paviyonun Belçikanın Türkiyeye gönderdiği bir ziyaret kartı (kart dö vizit) olduğunu söyledi. İngiliz paviyonu henüz hazırîanmamış olduğundan ziyaret edilemedi. Belçıka paviyonundan sonra sıra Rumanya paviyonuna ge' % ti. Sergideki ecnebi devlet pavıyonlar.nın en büyük lerinden biri olan dost Rumen paviyonu fevkalâde zengindir. Rumen elçisi büyük üniformasını giymiş olarak Vekili mizi kapıda karşıladı. M. Stoyka kısa bir hitabe irad ederek Türk Rumen iktısadî münasebatının «betonarme gibi sağlam olması» temernisinde bulundu. Elçinin sözlerini müteakib paviyon ge ziidi. Ticaret Vekili daha sonra bu sene yeni yapılan sergı sarayını ziyaret etti. Sergi sarayının büyük methahnden girince burada sembolik bir şekilde yapılmış olan ve Hatayı temsil eden eski bir bronz rölief göze çarpıyordu. Atatürkün başı üzerinde, Millî Şef İnönüne bir Hataylı kızın uzattığı çelenk ve şu sade ve güzel kelımeler: Hatayın şükranı. Ticaret Vekili burada Ebedî Şefin hatırasını taziz ederek bir dakika hürmetle eğildi. Hatay kızlannın verdiği albümü kabul ederek: «Köşenızı gördüm ve çok beğendim» dedi. \ Bundan sonra sergi sarayının en güzel köşesi olan ve denebılir ki, fuarın en zengin modellerini ihtiva eden kardeş İranın paviyonu ziyaret edıldi. Bu pavıyonda iranın fevkalâde zarif gümüş ışlerı ve halılan bilhassa nazarı dikkati ceibediyor. Bu güzel paviyonda Cezmi Erçin İran konsolosuna: «Fevkalâde bir eser vücude getirılmiş» diyerek tebriklerini bildirdi. iran paviyonundan sonra Alman sanayiinin, sergi sarayının büyük bir kısmım işgal eden muazzam galerisi gezildi. Burada Almanyanın sanayi eserleri ve kültür vadisindeki terakkılerini gösteren nümuneler ve grafikler var. Vekil, müteakiben Evkaf paviyonunu gezdi. Evkaf paviyonunda teşhir Dİunan, bundan 50 asır evveline aid Eti vakfiyeleri ve Milâddan sonra 12 nci asra aid eserler tetkik edildi. Vekil buradan Eti Bank paviyonuna geçerek şu suali sordu: Kcmürü çoğaltabiliyor musunuz? Kendisine «evet» cevabı verildi. \;ekil devamla: Fakat o kadarı kâfi değil. Dublc etmek lâzım. İş Bankası ve İnhisarlar paviyonunu gezen Vekil, buradan Sümer Bank pa viyonunu gezdi. Paviyonda Sümer Bankın 5 yıllık endüstri plânı paviyonda muazzam panolarla gözönünde canlandı nlmıştır. Bu suretle sanayileşme hareke timiz bütün kudret'le temsil edılmiştir. Bilhassa Ebedî Sef Atatürkle, İsmet İnönünün beş yıllık plânı hazıriadıklarına dair olan paviyonun önünde duruldu. Vekil safha safha sanayileşme plânınm ilerileyişini tetkik ettikten sonra paviyonu tertib eden değerli san'atkâr Vedad Arası çağırarak elini sıktı ve gösterdiği muvaffakiyetten dolayı tebrik ederek: Bu paviyon ha'ka en zıyade göstermemiz lâzım gelen eserdir, dedi. Bundan sonra, «dünkü, bugünkü ve yarınki İzmir» paviyonunu ziyaret eden Vekil, Belediyece Fuarın ortasında vücude getirilen büyak sun'î gölün ortasındcki adada verilen 250 Lşilik ziyafette bu . lundu. Ticaret Vekilimizin intıbaları Kendisile görüftüğüm Cezrri Erçin, Fuar hakkındakı intıbalarını şu cümlelerle bildi'di: İzmir Eniernasyonal Fuarı he: bakımdan kuvvetii bir hamlenin ifadesı olarak telâkki edilebilir. Gördüğüm eserlerin güzelliği ve teshirdeki incelik, halkın umumî görs'üsüne yarayacak çekıldedir. Estetik tırafa verilen ehemmıyet de avrıca ilerı bir ^evkin ihtiyaclar.na tekabül etmektedır. Fuar turi/m harek°t'erine, bilhassa iç turizrr. hareketlerine merkez olacak bir cfzibey! haiz bulunmaktadır Her kösesin,' gezdim. Büyük bi; hâz duydum. Bugünkü gavret ayni kuvvetfe devam ederse ki edeceğine s'ipbemız yoktur İzmir \ akınşerkın olduğu kadar orta Avrupa memleketleri fuarlarına da faik bir vaziyete gelecrktir.» Üzüm bayramı bugün başltyor İ. nir, 20 (Telefonla) Yann fbu^ün) saat onda Ticaret odasında Izmir ve havalisi ihracat tacirlerile Ticaret Vekili Cezmi Erçin bir görüsme yapacakhr. Vekil öğleden sonra M^nisaya şiderek üzüm bayramını açacaktır. Bu vesile ile üzüm ve incir müstahsiHeHİe temas edecek ve bir nutuk irad edecektır.