21 Ağustos 1399 CUMHURÎYET SON HABERLE Hâdiseler arasında Sinir harbL ransız gazeteleri sinir harbinin başladığını yazıyorlar. Sinir harbi şu demek: Mihver bütün muvaffakiyetlerini blöfle ve santajla kazandı. îngiltere ve Fransa, geçen eylulde, harb korkusile Münihe koşmayıp da bütün enerjilerini tıkabasa şu iki heceye doldurarak: «hayır!» diyebilmiş olsalardı, All manya ılını kıpırdatamazdı. Demokrasilerin Münihte uğradıklan muvaffakiyetsizlik bir sinir zâfıdır. Almanya Danzig işinde de bu oyunu tekrar edecek ve gene, içi boş, çakar almaz tehdid silâhının namlusunu demokrasilerin yüzüne çevirecek. İkinci bir Münihe meydan vermemek için, sinir, hep sinir, daima sinir mukavemeti lâzım. Mihver «böh!» diyince boş bulunup da yerimizden siçramıyalım. Sinir harbinden murad, bu. Büyük davalar KENDt KENDİMİZt TENKlDt Danzig'de harb hazırlığı Hudud boyunda siperler kazılıyor, telörgüler geriliyor, Nazi şefi de dün şiddetli bir nutuk söyledi (Baştarafı 1 inct sahifede) lulden 18 eylule kadar yalnız askerî vedeğişiklik derpiş edilmediği beyan olun saitin seyrüseferine açık bulundurulacağımaktadır. nı yazmaktadır. Ribbentrop ve Ciano Yazan: LUCIEN Birkaç haftadanberi beynelmilel vaziyette bariz bir durgunluk var. Kuvvetten meded uman devletlerin son emrivakii Tiençindeki İngiliz imtıyazlı mıntakasının ablokası olmuştu. Bu da, henüz müphem vaziyetteki müzakerelerden başka bir netice vermiş değildir. Onun haricinde, nutuklar, propagandalar, gazete neşriyatı, hakaretler, meydan okumalar ve saire, umumî gerginliği ne arttırdı, ne eksiltti. Polonya, İngiltere ve Fransa hükumetleri, gürültüye pabuc bırakmamaya azmettiklerini, kabil olduğu kadar açık bir surette bildirdiler. Nasyonal sosyalist ve faşist hükumetleri, askerî sahada, esasen beklenen geniş mikyasta bir faaliyet gösterdiler. Bütün dünyanın bildiği noktalaı müstesna olmak üzere, müstakbele aid teşebbüslerinden ve projelerinden hiç birşey ifşa etmediler. Bu arada, Alman Hariciye Nazırı Ribbentrop ve faşist İtalya Hariciye Nazırı Kont Ciano, Salzburg'da bir mülâkat yaphlar. Bu Salzburg konferansı, bir müşkülün vücudüne mi, yoksa yakında vuku bulacak harekâta mı delâlet eder? *** Tarihî eserlerimiz karşısmda Türk Tarihi Kurumu* nu söze çağırıyoruz Sultanahmed meydanında, Sultanahmed camiinin karşısında, mimarî kıymet bakımından hiç şüphesiz bu camiden ciaha ileri ehemmiyetli bir Türk sarayının yıkuması hâdisesindeki kayıdsızlığımıza bakılarak bizim milli tarihi eserlerine en az bağlı bir cemiyet derekesine sukut eU miş olduğumuza hükmetmemek müm kün değildir. Millet bir tarihin devamı ve ecdadın son halkalan demekmiş. Eğer bu söz doğru ise biz hangi ecdadın torunlannı ve hangi tarihin dkışını temsil ederiz acaba? Geçmişimize karşı büyük bir cehalet ve ecdadın gördüğü büyük işler önünde acınacak bir küçüklük: îşte şimdiki hs» limiz! Öyle olmasa dünya tarihini taklib e den İstanbul fethinin en büyük beîgcy Rumelihisarı o harab ve perişan halindi mi bırakılırdı? Dedelerimizin daha dünkü eserleri olan Belgrad bendlerini ve onun şehrt inip dağılan suyollannı kaç kişimiz bili% takdir ediyor? İlk fırsatta Taksimdeki san'at şaheseri savagı yıkıp yok edecek bizler değil miyiz? İstanbul şehrini dolduran o güzelim çeşme ve şadırvanların harablıkları ö« nünde susuzluktan Kerbelâ hayatı yaşıyoruz! İstanbulun nirengi noktalannda dağ> lar gibi yükselen abide mabedleriiniz kendi kudretlerine dayanıp ayakta dur~ masalar çoktan yıkıhr giderlerdi de tek kılımız bile yerinden oynamazdı! Umumî hapisanenin tersane kısmının eşsiz bir Türk vezir sarayı oldugunu mütehassıs ve vezijedar bir mimarımız söylüyor da onu inadına yıkıp yok eimeğe çahşıyoruz. Şaşılacak ve ağlanacak §ey değil mi? Hem adliye, vilâyet ve belediye binaları gibi resmî dairelerin behemehal Sul~ tanahmed meydanında yapılması neden icab ediyormus? Orası İstanbulun Marmaraya uzanan bir burnudur. Yann, dbürgün bitecek olan Unkapanı köprüsü Taksimden Yenikapıya uzanacak Ata türk bulvannın belkemiğini teşkil etmiyor mu? Resmî daireler şehrin en merkezî yer olmak üzere bu bulvarın İstanbul semtinde Halice nazır mailesinde yer alsalar daha makul olmaz mıydı? Bir yabancı Prost bunun böyle olmasındaki lüzum ve ehemmiyeti takdir eU miyebilir. Fakat biz Türklerin bunu anlamamaklığımız garib değil midir? Vmumî hapisanenin tersane kısmıtv teşkil eden İbrahimpasa sarayı bchemehal yıküacak mı? O halde dünyanın karşısındr tarihine bağlı bir millet olarak nasıl duracağız? Memlekette yer yer yaptırdığımız hajriyatla ortaya Hitit eserleri çıkarmak tan memnun olan insanlar bizler miyiz? Ne beyhude süs!.. Mademki en şüphebiz ve en yakın kendi eserlerimizi kendi ellerimizle yıkıp yok ediyoruz!.. ** ROM1ER Förster'in söylediği nutuk Danzig 20 (Hususî) Bugün Danzig Nazi şefi Förster, Nazi teşkilâtına mensub büyük bir kalabalık önünde askerî bandonun çaldığı Nazi marşından sonra bir nutuk söyliyerek demiştir ki: « Lehistan büyümek arzusundadır. Bu arzunun bir neticesi de Danzig'de takib ettiği siyasettir. Alman milleti sabırlıdır, fakat Lehistan artık sabrımızı tüketti. Yakında Hitler Danzig'e muzaffer olarzk girecektır.» Silezyadaki Leh bankalart kapattldı Varşova 20 (a.a.) Alman polisi dün Silezyadaki bütün Polonya bankalarını kapatmıştır. Polis diğer taraftan, Polonya ticarethanelerinde ve hususî eşhasta bulunan bütün kitablan da musadere eylemiştir. mu, bundan bir sene evvelkine nazaran bugün pek daha az kolay görünüyor. İtalyan İngiliz anlaşması feshedilmemiştir. Fakat, Macarların Slovakya üzerindeki emelleri dolayısile vukua gelen sui tefehhümden sonra, Ribbentrop'a teminat vermek için, o anlaşmayı bizzat itibardan düşürdüğüne göre, faşist diplomasisinin, ayni anlaşmadan, uzun ve dönemeçli yollardan dolaşmadıkça nasıl istifade edebıleceği cayi sualdir. Arnavudluk istilâsmm bedihî bir neticesi olarak Türkiyenin İngiltere, Fransa ve Yunanistanla yaptığı ıltıfak, mihver devletlerine, küçük Asya petrolleri yolunu kapamaktadır. Ortada, Arabistan petrolleri kalıyor. Halbuki Kral İbnissuud bir İtalyan Alman Japon konsorsiyonunun tekliflerini reddederek, bu petrol membalarını, Kaliforniya'daki Standard Oil kumpanyasına vermiştir. Almanya, îtalya ile birlikte şarkî Akdenizde bir maceraya atılmanın vereceei netıcenm müspet olacağından şüphelidir. Ispanyanm hali hazır rüesası, minnettarlık ve fikir bakımından, totaüter devletlere karşı az çok temayül hissedebilirler. Lâkın, dahilî harbin sebebiyet verdiği harabiye, bir beynelmilel harbin tahribatını ilâve etmeğe herhalde niyetleri yoktur. Japonya ile yapılan paktta, kuvvetli taraf İtalyada değil, Almanyadadır. Mançuko ile Çinin şimalini işgal eden Japon askerleri, Sovyet Rusya aleyhinde Almanya ile birlesmek niyetindedirler. Buna mukabil, İtalyanın, Hind denizindeki İngiliz kuvvetlerine karşı kullanmak üzere muhtac olabileceği filolara kumanda eden Japon amiralleri, ittifak projesine muhalefet etmektedirler. Bu ittifakı temin etmek üzere, Almanya, mukabilini İtalyadan peşinen a'mak şartile, Japonyaya karşı munzam \ r taahhüde girmek mevkiindedir. *** İtalya, eski kozlarınm bir kısmından mahrum bulunduğu ıçın, Ribbentrop, Romanın mahmisi olan Macaristana karşı eskisinden daha iyi bir mevkide bulunuyor. Esasen, Nazi diplomasisinin, Macaristanda açıktan açığa muhalefet gördüğü takdirde, öc almak için Yugoslav birliğini, yani Adriyatik meselesini körükliyeceğini Kont Ciano gayet iyi bilir. Binaenaleyh, Kont Ciano'nun, Macaristana, müessır yardımda bulunmaktan ziyade, anlaşma nasihati vereceğinden korkulur. Macaristandaki partiyi kazandıktan sonra da, Almanlar, Polonya cihetinden asıl harekete gececeklerdir. Almanlar para kaçırıyorlarmış Varşova 20 (.a.) Polonya polisi birçok Alman bankalarında araştırmalar yapmış ve mühim miktarda gümüş para satın almmış oldugunu ve Almanyaya para kaçakçıhğı yapıldığını tespit etmiştir. Polis tevkifat yapmıştır. Lehliler tehdidden korkmuyorlar Paris, 20 (a.a.) «Jour» gazetesi, Italyanm Berlin büyükelçisi Attolico ve Macar Hariciye Nazın Csaky'nin mütemadî gidip gelişleri hakkında şöyie yazıyor: «Bütün bu gidiş gelişler ve Romadan ve Budapeşteden sızan bazı haberler gösteriyor ki, Almanya uğrunda Italya silâhlı bir ihtilâfa gsrmekten ve Macaristan da, «fazla hayırhahane» bir bitaraflıkla Polonyaya karşı Alman taarruzunu kolaylaştırmakta tereddüd etmektedir. Almanyamn Polonyaya karşı aldığı taAlman gazetelerine göre... arruz vaziyeti, Berlin hükumetinin pek Berlin, 20 (a.a.) A l m a n matbuali yakında bir şeyler yapmağa hazırlandığıPoîonya ile demokrasiler aleyhindeki hü na delildir. Bu vaziyet önünde, teyakkuz cucnlarına gitgide şiddetini arttıran bir li ve itidal her zamandan ziyade zaruridır. sanla devam etmekte ve Polonyalı taş«Ordr» gazetesi, Hitler'le Mussolinikmlıklarile vazıyeti zehirlemekle ve de nin bir haftalık faaliyetinden sonra bilânmokrasileri de Polonyaya bu tecviz edil çonun onlar için menfi olduğu kanaatinmez hattı hareketinde teşvik ve bu suretle dedir. Ne Pariste ne de Londrada hiçde dünyayi liarbe sürüklemekle itham bir sarsıntı olmamıştır. Binaenaleyh Aleylemektedir. manya ile İtalyanın iki şıktan birini ihti Varşova 20 (a.a.) Alman propagandasının aldığı mahiyeti mevzuu bahseden «Gazetta Polska» diyor ki: «Bu yalancı propagandanın hedefleri gayet açıktır. Evvelâ, Alman milletini kışkırtmak ve onu Polonyaya karşı bir harb yapmanın zarurî olduğuna kandırmak, bu gayret boşa çıkmışa benziyor, Çünkü Alman milleti endişe içindedir. Sonra, Almanların her şeye hazır olduğu ve Polonyanın Alman taleblerini kayıdsız ve şartsız olarak kabul etmesinden başka çare olmadığını Varşovaya ispat etmek, Almanlar bunda da aldanıyorlar. Şunu ihtar edelim ki, herhangi bir müzakereyi düşünmezden evvel Berlinin bugünkü konuşmak tarzını deği|tirmesi zaruridır. Fransız gazetelerine göre vaziyetin izahı İtalyan gazeteleri tehdid ediyor Roma, 20 (a.a.) İtalyan matbuati, vaziyetin çok ciddî olduğunu yazmakta ve tehlikeli siyasî mes'uliyetini tamamile demokrasilere atfeylediği Polonyanın hattı hareketini takbih eylemektedir. «Voce d'Italia» diyor ki: «Kat'î an yaklasmaktadır. Danzig ve Koridor'dan doğan bu gerginlik artık devam edemez. Bu mesele derhal halkdilmelidir. Bu mesele b'anla mı yoksa kuvvetle mi halledilcktir? Bu, Polonyanın elindedir. Polonya Danzig'i muhafaza edemiyeceğini ötedenberi biliyordu ve esasen Gdynia'yı da bunun için kurdu. Danzig Polonya için ne bir hayatî mesele, ne de istiklâl meseîesidır. Sade bir izzeti nefis işidir. Demokrasiler Polonyanın tam ve mutlak istiklâline mal olacak bir ihtilâf çıkarmak için bundan istifade ediyorlar. Polonyanın düşünmek için daha bir kaç günü kalmıştr. Pclonya sulh ile daha istiklâlini kurtarabibr. Yeter ki Fransa ve İngiltereyi bir tarafa bırakarak Almanya ile doğrudan doğruya müzakerelere girişsin.» yar etmekten baska çareleri kalmadığı söy lenebilir ki, bu da onlar için hiç de emniyet verici veya tatmin edici birşey değildir. Bu iki şık şudur: Ya en karanlık sergüzeşte atılmak, yahud da hakikî bir sulh müzakeresine girişmek. «Populaire» de şöyle diyor: «Almanya bu sene ümidsiz bir oyun oynuyor. Demokrasilerin verdiği kararın sarsılmaz oldugunu aşağı yukarı anlamaya başlamıştır. Onu sarsmak için en son bir gayret sarfederek en cür'etkâr tedbiriere kadar gidecektir: Macaristanm istiklâline tecavüz, belki de umumî seferberlik. Fakat biz de pekâlâ biliyoruz ki, e5er geri gidersek bu, yalnız Polonya için Danzig'in gitmesine değil bizzat Avrupa için Polonyanın ortadan kalkmasına mal olacak ve Fransa da kendisini pek yakında Almanyamn müstemlekesi haline gelmekten kurtaracak bütün vasıtaları kaybetmis olcaktır. carpışma Bir anketin cevabı Avrupada harb çıkarsa Amerika ne yapacak? Macaristan askerî işgal altına alınırsa... Londra 20 (a.a.) «Sundan Times» gazetesinin diplomatik muhabirine göre Lonr Halifaks'ın ansızın Yorkshireden Londraya avdeti beynelmilel vazi yetteki vehametin artması ile alâkadardır. «Sunday Expres» gazetesine gelen malumata göre Fransamn ve İngilterenin gelecek günler zarfında husule geiebilecek istisnaî vaziyeti karşılıyabilmeleri için tedbirler ittihaz edilecektir. Bu gazetenin yazdığına göre Macaristan:n askerî işgal altına alınması Polonya hükumeti tarafından memleketin istiklâlini tehdid mahiyetinde telâkki edildiği takdirde Fransa ile İngiltere, Polonyaya verdikleri garantiyi tatbik edeceklerdir. Siyasî «Sunday Dispatsch» gazetesinin muharriri, Lcrd Halifaksm Hariciye Nezaretine avdetinin İngiliz Japon müzakerelerinin akamete uğradığına dair Tokyodan alınan haberlerle ayni zamanda tesadüf ettifcini yazmaktadır. Bir ingiliz öldü, üç asker de yaralandı Londra 20 (a.a.) Hayfadan bildiriliyor: Müsellâh bir Arab çetesile yapılan bir musademede İngiliz askerlerinden biri ölmüş, üçü yaralanmıştır. Arablardan birkaç kişi yaralanmıştır. ' Kaçak Yahudiler ' Londra 20 (a.a.) Hayfadan bildıriliyor: 200 ü kadm ve çocuk olmak üzere 800 Yahudi evvelki gece gayrikanunî bir şekilde Filistin sahillerinde karaya çıkmıştır. Mihverin bütün marifeti blöften ve şantajdan mı ibaret? Mümkün. Fakat ilkönce bu iki kelimeyi birbirinden ayı ralım. Blöf kuru sıkı tehdiddir. Şantaj her zaman bu manaya gelmez; çok defa kuru sıkı değil, dolu, ciddî bir tehdid demektir: Bir adam, başka bir adamin hususî hayatına aid sırları ele geçirir, ondan para ister ve bu sırları ifşa etmekle onu tehdid eder. Şantaj yapan adam, mukavemet görürse, karşısmdakini zarara sokmağa «mukRibbentrop'la Kont Ciano arasında, tedir» dir; blöf yapan adamsa, mu hiç de yeni olmıyan mütekabil bir kuşku kavemet görürse, buna «muktedir» mevzuu vardır: Macaristan. değildir. Ayni mahiyette daha başka mevzular İşte bu iki kelimeyi yanyana kulla da var ki başlıcaları Yugoslavya ve Bulnılmaktan menetmesi lâzım gelen bü garistandır. Fakat şimdilik, Alman ricayük bir fark ki, günün bütün tahmin lini en fazla alâkadar eden Macaristandavası da şu iki ihtimalden birini ta dır. Macaristanm iştiraki olmadıkça, Poyinde isabet göstermekten ibaret: lonya üzerinde kat'î bir tazyik yapılaMihver muktedir mi, değil mi? Muktedirse ya ikinci bir Münih, maz. Macaristandan serbest geçid temin ikinci bir muvaffakiyetsizlik; yahud edilmedikçe, onun tam muvafakati istihsal sinir harbi değil, ölüm harbi: Kıyasıya olunmadıkça, Almanlar, harb halinde, Rumanyaya ve Rumanya petrollerine eridöğüşmek. Muktedir değilse ve buna şemezler. yüzde yüz emin olabiliyorsak sinir Macar meselesi, Nazi politikası plânharbine ne lüzum var? Patlamıyacalarında, baş meseledir. ğından emin olduğumuz bir silâh öMacaristanm bugünkü zimamdarları, nünde sinirlerimiz hangi tehlike ihtiAlman zımamdarlanle çok iyi münasemaline karşı mukavemet ihtiyacile gerilecek? Güler, geçeriz. Bugünkü betler idame etmek hususunda endişeli bir arzu beslemektedirler. Bunu ispat için de mücadeleye bir sinir harbi manzarası ne sözlerinde, ne de hareketlerinde hasis veren şey, blöf ve şantaj ihtimalleridavranmıyorlar. Halbuki, Almanyamn anin birbiri kadar mümkün olması, fasıl istediği şey, Macaristanm askerî bir kat birbirine zıd iki hareket ihtimaliittifakı ve bir himayeyi kabul ederek, kenne yol açmasıdır. disine tâbi olmasıdır. Diğer bir tabirle, Bunun için sinir harbi tabiri, dünya Alman sıyaseh, Macaristanm da Slovakhesabına büyük bir endişe ifade edi ya gibi bir hareket üssü haline gelmesini yor. Bu endişe olmasaydı, sinirlerimi istiyor. Buna mukabil, nefsi Slovakya, ze normal mukavemetini aşan bir mükâfat olarak Macaristana iade edilemücadele teklif etmeğe ne lüzum var cektir. dı? Bütün Avrupaya yayılan bu tabiLâkin, Macaristan, hem Polonyaya, rin sürümü, dünyanm çoktan sinir hem Rumanyaya karşı yapılacak çifte bir lenmeğe başladığma kötü bir işaret. harekete iştirak için Alman himayesi altıÇok defa sinirlerünizi, sinirlenmemek na girdiği takdirde, bu hareketin neticesi için ruhumuz üstüne yaptığımız irade ne olursa olsun, istiklâlini muhafaza edetazyikı bozar. Biz herşeye hazır ol miyecektir. Macar ricali bu mülâhaza ile duktan sonra, telâşa verici bir tabirin geriliyorlar ve Kont Ciano'dan istimdad davetine koşarak, neden sinirlerimizi ediyorlar. boş yere seferber edelim? Kont Ciano ile Macarlar arasında bir PEYAMt SAFA sempati mevcud olduğu şüphesizdir. Macaristan, İtalyanın Tuna üzerindeki eski nüfuz mıntakalarından kalan yegâne topraktır. Yugoslavyaya gelince, günün birınde Italyanlarla Almanlar arasında bir tercih yapmaya icbar edilecek olursa, İtalyanları tercih edecek değildir. Şu halde, Kont Ciano'nun, nazarî olarak, Alman metalibile Macar mukavemeNevyork, 20 (a.a.) Dr. Gallup'un ti arasında hakemlik yapması icab etmekidaresi altmdaki efkârı umumiye enstitü tedir. Esasen, daha az tehlikeli olan Slosü Avrupada harb çıktığı takdirde Ame vakya ile yukan Karpatın taksimi işinde rika halkmın hareketini anlamak için yap de ayni rolü oynamıştı. Söylendiğine göre, tığı anketin manidar neticelerini neşret Ribbentrop, o tecrübede aldatıldığı kanaatini edinmistir. Doğrusunu söylemek mektedir. lâzım gelirse İtalya o zaman, bugünküne «İngiltere iîe Fransa, îtalya iîe Almannazaran harekâtma daha fazla sahibdi ve yaya karşı harbe girdikleri takdirde AmeAlmanya, büyük muvaffakiyetlerinin o ilk rikanın da harbe sürükleneceğini zanne sermestisi içinde, gözlerini bir parça yudiyor musunuz?» sualine Amerikanın her mabiliyordu. tarafmdan gelen ve muhtelif tabakaların *** düşüncelerini aksetriren cevabların yüzde İtalyanın Almanva karsısmdaki duru76 sı müspettir. LUCIEN ROMIER Holandada askerlik müddeti Amsterdam 20 (a.a.) Holanda nın telgraf ajansı, şimdi silâh altında bulunmakta olan askerlerin hizmet müd deti gayrimuayyen bir müddetle uzatılacağma dair yabancı memleketlerde çıkan haberleri tekzib etmektedir. Holanda ajansı şunu tasrih ediyor ki; senebaşında parlamento tarafından ka bul edilen kanun mucibince, askerlik müddeti 1 1 aydan 21 aya çıkanlmıştır. Bu ahkâm şimdi bıttabı silâh altında bulunan sınıfa da tatbik edilebilir. Ancak henüz hiçbir karar verilmiş değildir ve verilse bile tahdid keyfiyeti gayrimuay yen olamaz. îngiltere ile Japonya anlaştılar Londra 20 (a.a.) îngilterç Hariciye Nezareti, İngiliz Japon münase betleri hakkında bu akşam aşağıdaki tebliği neşretmiştir: 27 haziranda, îngiltere hükumetile Japonya hükumeti arasında yapılan noktai nazar teatileri üzerine, Tientsin'in bugünkü vaziyetine müteallik bir çok meselelerde bir anlaşmaya varmak için Tokyoda müzakereler yapılması takarrür etmişti. Başvekil taraf'ndan 24 temmuzda Avam Kamarasmda da bildirdiği üzere, müzakereler Tokyada İngiltere büyük elçisile Japon Hariciye Nazırı arasında 15 temmuzda başlamıştır. Bu konuşmaların bidayetinde, suitefehhümlere bir nihayet venmek ve daha iyi münasebetler tesis etmek için Japor hükumeti Tientesin mütaleasında mütekaddim vaziyetin tanmmasınm esas olduğu noktai nazannı ileri sürmüştür. Bu arzuyu yerine getirmek üzere Britanya Japon hükumetile mutabık kal • mıştır. Amerikada gene bir tren kazası Nevyork, 20 (a.a.) Dündenberi Amerikanın şarkına düsmekte olan yağmurlar birçok kazaya sebeo olmuş ve bilhassa «Mavitren» yoldan çıkmıştır. 17 yaralı vardır. Feyezanlar yolları ve ekinleri hasara uğratmıştır. Daha şimdiden birkaç milyonluk zarar vardır. Çemberlayn Londraya dönüyor Londra 20 (a.a.) Başvekil Çembf'ayn, istirahat etmekte olduğu İskoçyadan bugün öğleden sonra ayrılmıstır. Yann sabah Londrada bulunacaktır. Kabine salı günü toplantıya davet olunmuştur. Başvekil kabinenin bu toplantısına riyaset eyliyecektır. Bir Alman tayyarecisi Fransız topraklarına indi «Avrupada harb patlarsa ne yapacağımızı zannediyorsunuz?» şeklinde soruAnkara 20 (Telefonla) Hatay lan ikinci suale gelen cevabların yüzde Maarif müdürlüğüne Sıvas Maarif mü 25 i Amerikanın askerî kuvvetler ve maldürü Rifat Necdet Evirmer tayin edil zeme göndereceği, yüzde 45 i yalnız malzeme ve cephane göndereceği merkezinmiştir. dedir. Hatay Maarif müdürü ı Merhum General Galibin cenaze merasimi j îmtiyazlı mıntakada bir müsademe îngiltere Harbiye Nazırı Londraya dönüyor Londra, 20 (a.a.) İngiltere Harbiye Nazırı Hore Belisha, Fransada Cannes'da geçirdiği mezuniyetten bugün Londraya dönmektedir. Harbiye Nazırı, kabine toplantısında bulunmak üzere yann Londraya gelecektir. Almanyamn yapacağı askerî manevra Jerlin 20 (a a.) A'man gazete'eri, taımmile motörlü olarak yaoılacak sonbahar manevraları dolayısile Brux, Friberg, CVemmitz, Zvvıck^n ile Bohemya ve Mor?vva hududları da danil olmak üzere bütün bu mıntakalardaki yolların 10 ey Verdün 20 (a.a.) 18 ağustosta saat 17,30 da bir Alman askerî tayyaresi Montfaucon'a iki kilometrelik bir mesafede karaya inmiştir. Bir otokarla oradan geçmekte olan Fransız askerleri tayyarenin pilotunu tevkif etmişler ve keyfiyeti hükumet makamlarına bildirmişlerdir. Otto Pecheigner isminde olan pilot Verdün'e sevkedilmiştir. Verdiği ifadede tayyareci, Hanover'den Visbaden'e hareket ettiğini, fakat yolunu şaşırdığinı iddia etmiştir. Tayyareci yarım saat daha urabilecek benzini kaldığı için karaya inmiştir. Sanghay, 20 (a.a.) Japon ordusunun sözcüsü gazetelere yaptığı beyanatta, dün akşam bir İngiliz devriyesile Japon polisleri arasında tüfek ateşi teatısıne müncer olan hâdiseyı Japonyanm gayet vahim telâkki etliğini söylemiş ve demiştir « İngiliz çavuşu Kenloch'un ates ederek bir kişiyi öldürürken meşru îr.üiafaa halinde bulunduğuna dair en'errasyonal rx>lısın ıddıasını Japonya kabul edemez. Japon tahkikatı ilk olarak İnsiliz çavuşunun ateş ettiğini ispat eylemı.*» tir.» Müsahidler, Japon ordusunun bu hâAskerî Temyiz ikinci reisliğinden mütekaid Orgeneral Galib Pasinerin merasimle Gülhaneden kaldırılmış ve namazı Beyazıd diseyi bahane ederek enternasyonal rrv.nc e n a z e s i d ü n büyük i i n d e kılmdıktan sonra Edirnekapı şehidliğine defnedilmiştir. Yukarıki taka üzerindeki tazvıklerını arttırmasıncam dan endişe etmektedir. resim. bu hazin merasimden bir intıbadır. Moskova elçimiz itimadnamesini verdi Moskova, 20 (a.a.) Yeni Türkive büyükelçisi Ali Haydar Aktay, bugün, bovyetler Bırlıgı Yuksek bovyet Uıvan: Reisi Kalenin tarafından kabul edılmiş ve itimadnamesirü vermi§tir. '