13 Temmuz 1939 CUMHURİYET 3 SON HABER Hâdiseler arasında Mülâhazalar San'atın vatanı Jj şte size düzinesi on dakikada halII ledilen salon meselelerinden biri: «San'atin vatanı var mırîır, yok mudur?» Yoktur, olamaz monşer, olaMemlekette, güze! san'atlara karşı, maz. Bir Shakespeare, bir Beethoven, yavaş yavaş bir alâka uyanıyor. îsîanbul, bir Hugo bugün İngilterenin, Almanyanm, Fransanın değil, beşeriyetin Ankara gibi münevver muhitlerde ve bazan ikinci derecede vilâyet merkezlerinmahdır. Fakat monşer, bunlar ' gökten de, resmî ve hususî teşebbüslerle açılan inmediler, ayrı ayrı topraklarda ye sergilerin birbirini takib etmesi iyi bir alâmettir. tiştiler. Bu, hem memleket halkında san'at ö y l e ama eserlerile bütün dünzevkinin uyanmasına, hem de san'at haTokio 12 (a.a.) Hariciye Neza Arita cuma günü hazırlık görüşmesini yayı enteresse ettiler. Mondiyal bir yatımızın inkişafına müessir surette yarretile Japon ordusu mümessilleri, yakın yapmak üzere Craigie'yi davet edecek ve şöhretleri var, monşer. dım edecektir. San'at hayatımızın kuv Evet, orası öyle. da başlıyacak olan İngiliz Japon kon bu görüşme esnasında Katoh da hazır Bitti. Hele salon münevveri bir de vetlenmesi için halkın alâkası lâzımdır. feransmda Japonyanın alacağı hattı ha bulunacaktır. meşhur adam vecizesi bulup söylerse, Bu alâkayı yaratmak için de halkı de reket bahsinde mutabık kalmışlardır. Sovyetlerin protestosu vamlı surette san'at eserlerile meşgul edeİyi haber alan membalardan öğrenil Tokyo, 12 (a.a.) Domei ajansı tarihin, sosyolojinin, estetiğin en eski cek vesileler ihdas elmek zarureti var diğine göre, Japon delegeleri, görüşıne nın salâhiyettar bir membadan öğrendi meselelerinden biri, kübik divanla lere başlanmadan evvel, İngiliz heyetin ğine göre, Japon hükumeti, Moskovada briç masası arasında, ayaküstü bir dır. Şimdilik san'atkârlarımıza maddî menden, konferansın devamı ve Tiençin ma ki büyükelçisini, Sakalin adasının Sovyet dakikada halledilir. faat temin etmedikten başka, sadece onhallî hâdisesinin müzakeresi için elzem lere aid kısmında kömür ve petrol maden Amasya elmasmın, Yafa portakaşart olarak İngilterenin Çin meselesinde leri işleten Japon kumpanyalarına karşı Iının, Brezilya kahvesinin bile, yetiş lann fedakârlıkları ,hatta cesaretlerile bitaraf kalacağı hakkında vaid istiyecek yapılan fena muameleler hakkında, Sov mek için tabiatten istedikleri toprak yürüyen bu işler, islikbal için ümidlerle doludur. tir. ve iklim hususilikleri içinde birer vayet hükumeti nezdinde şiddetli protp^t San'atin ve san'at zevkinin inkişafı yoMeseleyi daha esaslı olarak tetkik et larda bulunmağa memur etmistir. Do tanları olduğu halde, lisan gibi, tarih lundaki teşebbüslerimize devam ederken, mek ve konferansın toplantı tarihini tes mei ajansma göre, Sovyet makamlan, ve an'ane gibi yüzde yüz millî şartîapit eylemek üzere fevkalâde bir konsey, Japon petrol ve kömür kumparıyalarını, rm mihrakı ortasından fırlıyan san'at birkaç ay evvel İzmicte bazı ressamlarımızın başma gelen hâdiseler, cesaretimı14 temmuzda içtimaa çağırılmıştır. müstahdemlerine bazı eşya vermek ta kâr, muhitine hiçbir tesir borclu olzi kıracak değildir. Memlekette henüz Müzakerelere cumartesi günü ahhüdüne riayet etmediği için Sovyet mıyan, köksüz ve topraksız bir semabir san'at kültürü ve an'anesi teessüs etbaşlanıyor mahkemesi tarafından agır para cezala vî tayf, san'at da yerini, yurdunu, mediği gözönüne getirilırse bu gibi hâdıTokyo 12 (a.a.) «Domei» ingi rına çarptırmıştır. Japon büvükelçisi, Ja ikametgâh tezkeresini kaybetmiş, huseleri tabiî görmek ve ehemmiyet vermeliz Japon jnüzakerelerinin İngiltere ta pon kumpanyalannın bu taahhüdlerini duddan hududa sürülen bir serseri mek icab eder. rafından bir itiraz vuku bulmadığı takdir yerlerine getirmemelerine, Sakalin adası heyecan mıdır? Shakespeare'in milBu münasebetle hatırlamak lâzım gede, cumartesi günü başhyacağı biidiril nın şimal kısmmdaki Sovyet makamla letlerarası kıymeti, onun İngiliz olmalir ki; san'at eserleri hakkmda verdiğimiz mektedir. Japonya bu görüşmeier için i rının verilmesi lâzım eşyanm naklini me sına mâni değil; bu şöhret herhangi cabeden bütün tertibatını yann tesbit ede netmelerinin sebebiyet verdiğini ileri sü bir İngilizin İngiliz olmak gururunu kıymet hükümleri ekseriya mevzuun bizcektir. rerek protestosunu yapmıştır. azaltmıyor, çoğaltıyor ve herhangi de hasıl ettiği tesirie kanşıktır. Halbuki, '•'•"" iMillllltlllll bir Siyamhya, beşeriyetin malı oldu san'at eserini kıymetlendiren, asıl özü teşğu söylenen Hamlet müellifile bir İn kil eden bizzat san'atin kendisidir. Burada güzelliği vücude getiren şey; san'atgiliz kadar öğünmek hakkmı vermikârın şahsiyetile örülen teknik mükemmeyor. Shakespeare en aşağı Taymis liyet, yüksek marifettir. nehri kadar İngilizdir. Bu nehrin suBütün san'at eserlerinde hiç değişmilarmı bir milyar gazoz şişesine doldurunuz ve şifa niyetine, sebilullah, bü yen müşterek vasıf, onlann yüksek maritün dünyaya bedava dağıtınız; coğ feti, mükemmeliyeti haiz olmalarıdır. Bu rafyaya onun İngiliz toprağmdan çık mükemmeliyet, hayatı tasvirde, his ve dütığını unutturabilir misiniz? Milletler şüncede mevzuu en güzel şeklile ifade arası bir kıymet olmak, san'atkârın edebilmektir. Bu marifet tahakkuk ettiği anda, di Ankara 12 (Telefonla) Nafıa Ve içinden çıktığı milleti tarihten ve içinLondra 12 (a.a.) îtalyan Tirolunden çıktığı memleketi coğrafyadan nî, ahlâkî, içtimaî telâkkilerimize uygun daki ecnebilerin memleket haricine çıkanl kili Ali Fuad Cebesoy bugün refakatinde olmasa bile eser, san'at kıymetini haizdir. ması, İngiliz efkân umumiyesini iki cihet Nafıa teknisyenleri ve İngiltereden getir silmez, bilâkis, şeref i kadar büyük bir Çünkü burada şart olan mükemmeliyet tilen mütehassıs olduğu halde kömür hav sarahatle daha fazla gözönüne koyar. ten düşündürmektedir. ve güzelliktir. En ulvî mevzu üzerinde Evvelâ bu keyfî hareketin Lıgiliz teba zasında yapılacak limanın mevkiini taym San'ata gelince, o, Yafa pcrtakalınolduğu kadar, en galiz mevzu üzerinde asını ne dereceye kadar mutazarrır ettiği hususunda mahallinde nihaî ietkiklerde dan veya Brezilya kahvesinden daha de ayni tecelliye mazhardır. Mevzuun düşünülmekte, sonra da bu muameleye bulunmak üzere Zonguldağa hareket et millidir, çünkü üstünde yalnız topnezaheti yüksek marifetten mahrurn kati, İktısad Vekili Hüsnü Çak:r da yarın rağın, cüneşin, iklimin değil, bütün makul bir sebeb aranmaktadır. bir millî tarihin ve millî an'anenin hnca san'at olamaz.. Mükemmeli temin Bildirilmiş olanlardan başka sebebler Zonguldağa hareket edecektir. etmek şartile en günahkâr mevzularda biohumu, ışığı, rahmeti var. mevcud olup olmadığı keyfiyeti, suale şale, san'at gayesine ulaşmış ve eser mu PEYAMI SAFA vaffak olmuş addedilir. yan görülmektedir. Bu sabahki İngiliz gazetelerinden biriBu cihetle, bütün san'at eserleri insannin neşrettiği bir Cenevre telinde Bren da iki tesir hasıl eder. Biri: Doğrudan ner'de bazı Alman kıt'alarınm hareket hadoğruya san'atin verdiği bediî heyecanlinde bulunduğu ve İtalya hükumetinin de dır. Burada hertürlü düşünce ve telâkkigördüklerini ifşa edebilecek şahidleri u lerin haricinde yüksek marifet ve mü Ankara, 12 (Telefonla) Tedavi zaklaştırmak suretile bu hareketleri gizli maksadile Fransaya gitmekte olan Ma kemmeliyet aranır.. Diğeri: Bu marifetutmak istediği bildirilmektedir. liye Vekili Fuad Ağralı bugün 19,15 te tin üzerinde tecelli ettiği mevzuun bizde Salâhiyettar mahfillerde hasıl olan kaAnadolu ekspresine bağlı hususî vagonla hasıl ettiği tesir olup bu da hayat ve tanaate göre bu faraziyeyi teyid eder mahibiatte, mevzua mutabık hâdiselerin ruhuParis, 12 (a.a.) Figaro gazetesi İstanbula hareket etti. yette ortada birşey yoktur. Fakat böyle muzda yaptığı ihtisaslardan farksızdır. bir ihtimali, îngiliz nazırları, nazarı itiba nin Berlin muhabirinin telefonla bildirdi Yabancı mektebler hakkında İzmit hâdisesini müteakıb matbuatta ra aldıkları içindir ki, mezkur mıntakadaki ğine göre İngiliz Başvekilinin gittikçe büMaarif Vekâletinin bir cereyan eden şiddetli münakaşalar esnaîngilizlerin vaziyeti meselesi haricinde o yük bir sarahatle söylediği nutukların her tamimi sında san'a&n hür prensipleri müdafaa larak ayrıca bu şe karşı da alâka göster defasında memleket dahilinde bıraktığı aAnkara 12 (Telefonla) Yabancı edilirken onun müstehcen olamıyacağı da kisler Almanya Propaganda Nezaretini mektedirler. mekteblerin ihzarî sınıflarında okuyan iddia edilmişti. Ötedenberi, san'at mü endişeye düşürmektedir. Muhabir diyor Halyanlara göre... talebelerin lisan öğrendikten sonra ahna nakaşaları arasında daima kuvvetle müRoma, 12 (a.a.) Yukarı Adic'de ki: :aklan sınıflar hakkında bazı tereddüd dafaa edilen bu fikir, san'atin marifet ta«Bu nutukların radyo ile neşredilen yabancı yurddaşlar hakkında alman tedler olduğundan ve yanlış muameleler ya rafı için çok doğru ve haklıdır. birlere dair aşağıdaki resmî tebliğ neşre almanca tercümeleri sayısız Alman evie jildığı görüldüğünden Maarif Vekâle Marifet tarafile tamamen hür ve müsdilmiştir: Siyasî ve askerî sebeblerle ve rinde alâka ile takib edilmektedir. Ges :ince alâkadarlara yeni direktifler verildi. takil olan san'at, mevzuu itibarile hayat Balzano vilâyetinde ikamet eden batı mil tapo teşkilâtı bu mesele hakkında mem İhzarî sınıfta kâfi derecede dil öğrenen ve tabiate sıkı sıkıya bağlıdır. San'at neletlerine mensub bazı unsurların faaliyeti eketin hâleti ruhiyesinde hasıl olan tesir alebe ilkmektebi bitirerek gelmişse orta kadar orijinal ve görülmemiş bir mahiyet hakkmda siyasî polis tarafından verilen ler hakkında 'mütemadiyen raporlar tan :ısmın birinci smıfına, orta tahsilın her arzederse etsin daima hayatın ifadesj olraporlar üzerine, Dahiliye Nezareti aşa zim etmektedir.» hangi bir sınıfmdan gelmişse tasdikname muştur. San'at, iktıza eden madde ve Diğer cihetten ayni muhabir, şunları sinin tekabül ettiği sınıfa alınması lâzımğıdaki tedbirleri almıştır: unsurları tabiatten, hayattan almak mecBalzano vilâyetinde muvakkaten ika bildirmektedir: dır. buriyetindedir. met etmekte olan bütün yabancıların der«Almanya dahilinde Hitler aleyhinde Diğer taraftan memleketimizin hari San'atkâr, bu unsurlardan his ve dühal hudud dışma veyahud İtalyanm diğer yapılan şümullü ve cür'etkârane propa:indeki yabancı mekteblerden aldıklan şüncesine göre yepyeni bir terkib vücude 93 vilâyetine gönderilmesi, ganda, Berlindeki ecnebi mahfillerinin ahsil vesikalarile ekalliyet ve yabancı getirmiş olsa dahi gene hayatm haricine Yukarı Adic'de yerleşmiş olan diğer hayretlerini celbetmektedir. Polis, her gün mekteblere girmek istiyenlerin vesıkaları çıkmış olmaz.. Zira, insan hayatm fevbütün ecnebilerin, kendilerine işlerini tas Hitler aleyhinde neşredilmiş risaleler ve rkçe tercümelerile birlikte girmek iste kinde bir düşünceye malik değildir. Düfiye imkânı verilmek için, bir müddet son gazeteler ele geçirmektedir. Bu risaleler, dikleri mekteb idarelerinin mütaleaları da şünce varlığın hududu içinde kalmağa ekseriya komünistler tarafından dağıtıl :kli olarak Maarif Vekâletine gönderilera çıkarılması. Fransa, îsviçre ve İngiltere gibi bazı makta ve büyük firmalarla âmme servis :ek, Vekâletin emri gelene kadar bu taFransız millî bayramı memleketlerin mümessilleri vaziyet hak lerine kadar sokulmaktadır. Bu itibarla lebeler ancak namzed olarak kaydedile hazırlıkları kında haberler almak için Hariciye Neza Çemberlayn'm dünkü beyanatı, Alman jeklerdir. Memleketimizdeki yabancı polisini pek kızdırtnıştır.» retini ziyaret etmişler ve Hariciye Müsmektebîerden birinden diğerine geçecek Paris, 12 (a.a.) 14 temmuzda yateşarı kendilerini lüzumu veçhile tenvir Yeni Mersin Valisi ler hakkında da bu esaslar dahilinde ha pılacak geçid resmine Fransız kıt'alarietmistir. le birlikte İngiliz kıt'alan da iştirak edeMersin 12 (Hususî muhabirimiz reket edilecektir. Sellere mâni olmak için den) Yeni valimiz Bürhan Peker cektir. Diğer cihetten öğrenildiğine göre Maarifte tayinler İzmir 12 (a.a.) Her sene BornovaMersine geldi ve vazifesine başladı. Ankara 12 (Telefonla) Ziraat 200 İngiliz bahriye efradı ile «Royal da yağmurlardan taşarak sellere ve zaSigorta bedeline tamaan rarara sebeb olan küçük çaym tahkimi Bankası müfetişlerinden Hasan Refik Marines» in bandosu 14 temmuzda asiçin Bornova Belediyesince karar verilMaarif Vekâleti hukuk müşavirliğine, or kerî geçid resmine iştirak edecektir. Bunyangın çıkarmış mis ve derhal faaliyete başlanmıştır. tedrisat şube müdürlerinden Nureddin dan maada «Vindictive» ismindeki İnGeçenlerBulgar Başvekili Sofyaya de Ankara 12 (Telefonla) bir Yahu Tekin öğretim umum müdür muavinliğine giliz kruvazörü Atlantikte Fransız filosile Karaoğlanda Zara isminde birlikte manevra yapacaktır. döndü dı hırdavatçının dükkânında üçüncü defa t%yin edildiler. Sofya, 12 (a.a.) Köseivanof, dün clarak yangın çıkmıştı. Dükkânm kırk bin Grandi Adliye Nazırı oldu Rumanyada bir suikasd Be'naddan Sofyaya dönmüştür. liraya sigortalı olduğu anlaşılmıştır. AdliRoma 12 (a.a.) Arrigo Solmi'nin / Bükreş 12 (a.a.) Halmeu şehBulgar İngiliz müzakereleri yece yangın tahkikatına devarn ediliyor. istifası üzerine İtalyanm eski Londra eî rinin belediye reisi Teofil Rusu iki gün Londra, 12 (a.a.) Dün sabah Pa Zara bugün tevkif edildi. çisi Dino Grandi, Adliye Nazırlığına ta evvel Macar ekalliyeti azası tarafından rise gelen Bulgaristanın Meb'usan Mecliyin edilmiştir. atılan bir bombadan ağır surette yaralanİzmirde iki kaçakçı si Reisi Muşanof, gelecek haftanın baRumen parlâmentosu tatil mıştır. Rusu hastanede ölmüştür. Buğün İzmir. 12 (a.a.) Alsancakta Mes'udişında Londrada bulunacaktır. «İmperia! ye caddesinde gümrük resmi vermeden şehrin Macar papası ve Macar muallimi edildi Polici Group» tarafından davet edilmiş ithal ettikleri ipekli kumaşları satarak Bükreş, 12 (a.a.) Parlâmento, son ile diğer 10 kişi tevkif edilmiştir. Şimdiye oktn Muşanof, Londrada hükumet erkâ gümrük kaçakçılığı yaptıklan sabit okadar bu işle alâkadar olarak tevkif edinı ve îngiliz ricalinden bazılarile siyasî lan ecnebi tebaasmdan iki şahıs yakala baharda yeniden toplanmak üzere, yaz lenlerin yekunu 24 e yükselmiştir. tatiline karar vermiştir. ve iktısadî görüşmeier yapacaktır. narak Adliyeye verilmişlerdir. İmtiyazlı mıntaka ihtilâfı Sanat ve mevzu Yazan: CAFER SENO mahkumdur. Bu hududu aşmak idrakin haricine çıkmaktır. Fikri, maddî unsurlarla ifade etmek zaruretinden dolayıdır ki; san'at, nekadar mücerred ve hayalî olmak iddiasmda olursa olsun.. içinde ifade vasıtası olarak tabiat, yani madde vardır.. İnsan var dır.. İnsana mahsus his ve düşünce vardır. San'atkâr bu unsurîardan kendi mu hayyile ve hassasiyetine göre muhtelif ve çok mütenevvi terkıbler yaparak, bize, hayatta olabilenı, tasavvur edilebileni tespit etmek suretile, fizik veya moral mümkünü ifade eder. Bundan dolayı mevzuun kıymeti üzerinde cemiyette yaşıyan hayat telâkkilerinin, ahlâkî düşüncelerin, estetik anla yışlarm, ferdin mizac ve ruhî temayül lerinin mühim tesiri vardır. Biliyoruz ki, hayatta, beğenip sevdi ğimiz şeylerle birlikte, sevmediğiırnz, fena bulduğutnuz şeyler de mevcuddur. San'atı yalnız hoşlandığımız ve kıymet verdiğimiz şeylere hasrederek diğerlerini bundan haric tutamıyacağımız için, bunların hepsi de san'atin mevzuu içindecir. Hayatta olduğu gibi, sizin sevdiğimzi ben sevmiyebilirim.. Size heyecan veren bir manzara, mizacımm tesirile bende ayni tahassüsü uyandırmıyabilir.. Bunun için, hayat vakıaları san'at eserine aksettikleri zaman, ancak, kendi mahiyetîerine göre bize tesir ederler. Dolgun kalçalanna tahrik edici hayâsız bir poz vererek çıplak vücudünü bize teşhir eden kadınm resmi karşısında, sanat endişesinden başka bir tesire tâbi olmadığımızı söylemekte bir samimiyet var mıdır? Hakikat şudur ki, san'attaki yüksek marifet, mevzuun tesirini bizde en mükemmel şekilde hasıl ettiği vakit, gayesine varmış olur. Nitekim, bir sefalet manzarasınm üzerimizde yapacağı tesir, kuvvetli bir acıma hissidir. Bunu inkâr edip; mevzuun ehemmiyeti yoktur, biz yalnız, mücerred sanat heyecanile alâkadarız demek, san atı inkâr etmekten başka birşey değildir. Bizim, mevzu hakkındaki hükümleri miz, onun san'at derecesi üzerinde esaslı bir fikir veremez.. Çünkü mevzu, hayatm bütünlüğü içinde olan veya düşünülen şeydir. San'at kendi yüksek marifet gü zelliğile nezih olanı da galiz olanı da kendi çerçevesi içinde bize gösterebilir ve bundan hiçbir şey kaybetmez. San'at istisnasız, hayatı ve insan dü şüncesini mevzu yaptığma göre şüphesiz onda, hayatın, güzel, çirkin ahlâksız ve müstehcen bütün vasiflarını bulmak mümkündür. Bu vasıflar, muhit, zaman ve cemiyet telâkkilerine bağlı olarak tahavvüller gösterir. Bugün mevzuu itibarile müstehcen bulduğumuz bir eser, yarın zevk ve teîâkkiler değiştiği zaman galiz mahiyetini tamamen kaybedebilir.. Burada değişen mevzuun kıymetidir, yani bizzat hayat ve telâkkilerdir. Yoksa, san'atin güzel mahiyeti ebedidir. Bu sebeble, ahlâk hislerimizi hırpalayan herhangi bir san'at eserine müstehcen vasfını verebilmek için, san'atkârın bir insan sıfatile haiz olduğu ruhî istidad ve temayüllerini araştırmak faydahdır. San'at eseri patentası altında bize sefih bir hayâsızlığın marazî zevklerini teşhir eden ve bundan hususî haz temin eden san'atkârı gösterdiği yüksek marifetten dolayı alkışlasak bile, intihab ettiği mevzuun nezahetini kabul etmek güçtür. San'at hükümleri kültürel bir anlayiştır. Onun içinde hayat ve cemiyetin birçok meseleleri vardır. San'attaki yüksek marifeti herkes anlıyamıyctcağı gibi, onun mevzuu hakkında vereceğimiz kararlar içinde üstün bir seviyenin yüksek lakdiri lâzımdır... İHEM 1 NALINA MIH1NA Tokyoda müzakerelere Cumartesiye başlanıyor On iki adadaki İtalyanj hazırlıkları ün, Londradan gelen bir haber, İtalyanların On İki Adaya yeni kuvvetler gönderdiklerini bıldiriyordu. İtalyanların On İki Adada hummalı askerî hazırhklar yaptıklan doğrudur. Marsilyadan Pireye kadar, sahibi ve rettebatı Yunanlı, bayrağı İngiliz, ismi Mısırh Caıro City (yani Kahire şehri) vapurıle geldim. Bu gemi, geçenlerde Rodosa uğramış, mürettebatı orasımn ve adalardan bazılarının askerle dolu oidukarını görmüşler. Pire ve Atmadd da, İtalyanm Arnavudlukla On İki Adaya mümkün olduğu kadar fazla asker gönderdiği herkesin ağzındadır. İtalyanların Arnavudlukta bir ordu tahşid etmeleri taarruzî, On İki Adadaki hazırlıkları ise tedafüidir; yani, İtalya, bir harb olursa, bu adaları mümkün mertebe fazla zaman elde tutabilmek gavesini gütmektedir. Filvaki, Türk İngiîız Fransız anlaşması, Akdenizde va7.:yeti tamamile değiştirmiştir. Akdenize İngıiizFransız donanması hâkimdir; bu hakimıyet, İtalyanm, On İki Adanın karsısmdaki Türk sahillerine asker çıkarmasına mânidir. Baskın şeklinde yapılacak küçük bir hareket, Türk ordusuun mukavemet ve müdafaasile karşılaşarak akim kalmağa mahkumdur. İlk hamlede karaya çıkabilenler olursa, bunların da kısa bir zamanda denize dökülecekleri veya esir olacakları muhakkaktır. İngiliz Fransız donanmasınm On îki Ada mıntakasina yetişerek ihrac teşebbüsünü, tam bir hezimete uğratacağına asla şüphe yoktur. Türkiye, Akdenizde yalnız başına ken bile, bir İtaiyan ihracını, denize dökmek azmile beklıyordu. Fakat, bugün artık ciddî bir İtaiyan ihracı tehükesi kalmamıştır. Bilâkis, Türk İngiliz Fransız kara ve deniz kuvvetlerinin müşterek taarruzlarile İtalyanların On İki Adadan atılmaları tehlikesi tabiî onlar çin başgöstermiştir. Türk Fransz itiâfı imzalandığı zaman, bir Fransız gazetesi şöyle yazıyordu: Japonlar, müzakereye başlamadan evvel Londrâ hükumetinden bazı taleblerde bulunacaklar Tiroldaki ecnebiler Nafıa Vekili niçin çıkarılıyor ? Zonguldağa gitti Bu tedbir Alman kıt'ala Vekil, kömür havzasında rının Brenner'deki tahşi yapı'acak limanın mevkidatıni gizlemek içinmiş! ini tayin edecek «Artık, On İki Adadaki İtaiyan mevzilerinin liretle bile bir değeri kalmamıştır.» Fransız gazetesinin bu alayı boş değildir. İtalya, düne kadar taarruz için hazırladığı Ege denizindeki bu üssünü şimdi müdafaa edebilmek kaygusuna düşmüştür. İtalyanlar, On İki Adanın sevulceyşî vaziyetinden istifade ederek tayyareler ve denizaltı gemilerile Akdenizde sulh cephesi devletlerini rahatsız edebilmek için, burada sıkı tutunmak istiyor ar. Son askerî hazırlıkların hedefi işte budur. Bu hazırlıkların bir manası da şudur ki İtalya, Akdenizde ve Avrupada ya hakikaten sulhu ihlâle hazırlanmakta', yahud blöf yapmaktadır. Fakat muhakkak olan birşey varsa o da, artık blöfle ş görmek zamanının tarihe kanşmış olduğudur. İnkgiliz Başvekili, Türk mebuslar ve gazeteciler heyetini kabul ettiği aman, Türkiyenin vazifesini yapacağma ve harbedeceğine eminiz, demişti. Adalardaki hazırhklar, bizi dün olduğu gibi bugün de korkutmaz. Hazırız ve bekliyoruz. İsterlerse bir tecrübe etsinler. Maliye Vekili Avrupaya gidiyor Bir Fransız gazetesine göre Almanyada risaleler dağıtılıyormuş Hitler aleyhine yapılan neşriyat Bir adam Ankarada düşürtj tüğü çocuk yüzünden Kayseride tevkif edildi Ankara 12 (Hususî) Bir çocuk • düşürme vak'ası dolayısile Altındağ mahallesinde oturan birisi Kayseride tevkif edildi. Bu adam, karısına ilâclar vererek düşürttüğü dört aylık çocuğunu bir kutuya koyarak Kayseriye doğru yola cık mış, fakat elindeki kutuyu atmağa mu vaffak olamadan yakalanmıştır. CAFER SENO tspanyaya iade edilecek altınlar Poitiers, 12 (a.a.) Poitiers istinaf mahkemesinin birinci dairesi Bilbao hazinesi davasm aaid hükmünü vermiştir. La Rochelle mahkemesi 1937 mayısmda Bask hükumetine aid olarak Fransaya gönderilmiş olan kıymetli eşya dolu sandıklann bu sandıklar Rochelle,e geldiği vakit haciz koyduran bankalara iadesine karar vermişti. îstinaf mahkemesi bu kararı tasdik etmistir. Karar mucibince, muhteviyatı 13 milyar frank olarak tahmin edilen 9000 sandık îspanyaya iade edilecektir. tngiliz Rumen malî anlaşması imzalandı Londra 12 (a.a.) Bu sabah Ticaret Nezaretinde İngiliz Rumen malî anlaşması imza edilmiştir. Bu anlasma ile, Rumanyaya beş buçuk milyon sterlinlik bir kredi açılmaktadır. Haftanızın en iyi arkadaşı muhakkak ki MECMUA olmalıdır. Nefaseti ve olgunluğu rekabet edilmez bir üstünlükte olan Türkiyenin bu en güzel ve sevimli mecmuasının 11 inci sayısı YENİ MECMUAyı her hafta 25000 münevver okuyor Dikilide zelzele îzmir 12 (a.a.) Saat 16,25 te Dikilinin her tarafından bariz bir şekilde hissedilen ve iki saniye devam eden yer sarsıntısı olmuştur. Bazı çürük duvarlar yıkılmış ve bir kısım binalarda çatlaklıklar husule gelmiştir. İnsan ve hayvanca za yiat yoktur. 3 6 sahife 10 kıırıış