CUMHUBIYET 2 Hazîran 1939 BURSA MEKTUBLARl Bursa Karaköy hattı Bursa (Hususî muhabirimizden) On bir senedenberi Bursanm Parti kongrelerinde her yıl tekrarlanan turizm ve iktısad bakımından hayatî denecek derecede mühim bir dileği vardır: Bursayı Karaköye veya Bileciğe demiryoliie bağlamak... Devletçe esas itibarile yaptırılması kararlaşmış ve kabul edilmiş bulunan ve hatta keşifleri dahi yapılan bu hattm yeni beş senelik demiryolu plânında yer almasına intizar olunmaktadır. Geçen yıllarda Nafıa Vekili Ali Çetinkayanm 939 inşaat yılında bu hatta başlanması nın mukarrer bulunduğunu Belediye reîsimize vadetmiş olması da hattın yapılması zamanmın artık pek yaklaşmış ol duğunu işaret etmektedir. Yeni bütçede demiryolları inşaatı için konan tahsisatın ehemmiyetli bir yekun teşkil etmesi; büyük Millî Şefimiz înönünün uğurlu ve mubarek elile başlanmış olan memleketi demir ağlarla örme siyasetine bu sene daha geniş ölçüde bir hız verileceğinin alâmetidir. Karaköy hattı Bursa için ilk plâıjda iktısadî bir zarurettir. Ayrıca askerhk ve turizm itibarile de bu hattın büyük bir kıymet ve ehemmiyeti bulunacağı şüphe götürmez bir hakikattir. Memleketin belkemiğini teşkil eden iktısad işlerinde kalkınma mevzuu bahsolurken mütekâsif bir nüfus sahası olan Bursa ve hinterlandmm Karaköyle birleştirilmesi yalnız Bursanm ihtiyacı değil, ayni zamanda orta ve iç Anadolu hesabına da bir lüzum ve zarurettir. 450 bin nüfuslu bir vilâyetin en zengin ve en kalabalık nüfusunu barındıran parçaları Karaköy yolu güzergâhındadır. Inegöl ve Yenişehir kazalan Bursanm birer zahire ambarıdır. Bursanın Kara köy yolile ve kamyonlarla Anadoluya sevkettiği tüccar eşyası, mahsulât ve mamulât çok ehemmiyetli bir yekuna baliğ olmaktadır. Bunu Ticaret Odamızın istatistikleri bariz bir surette göstermektedir. Bundan başka Anadolu şehirlerile Ankara ve Bursa arasındaki yolculuk hep bu yoldan yapılmaktadır. (97) kilometre uzunluğunda olan yolun hemen muhtelif noktalarında ya bir yolcu otobüsiine veya tüccar eşyası götüren bir kamyona raslanır. Aynca arabalarla yapılan sevkiyat da hesab edilirse yolun nekadar işlek olduğu ve yapılacak bir hattın imal masrafmı sür'atle çıkaracağı kolayca anlaşıhr. Bunlardan maada İnegölün kereste sevkiyatı yalnız başma hergün bir marşandiz katarmı işletebilecek bir yekun tutar. Karaköy istasyonundan bagaj, seyri hafif ve mesajeri paket olarak geçen muhtelif eşyanm kilolarile aynca vagon halindeki sevkiyat yekunu da şayanı dikkattir. 936 senesi zarfında Bursa ve havalisinden gelerek Karaköy istasyonundan Anadoluya sevkedilen eşya 20,163,084 kilodur. Karaköyden Bursa istikametine geçen miktarsa bundan biraz daha fazladır. Yani bu istasyondan senede aşağı, yukan 45 milyon kilo eşya gelip geç mektedir. Otobüslerle dogruca Eskişehir ve Ankaraya yapılan sevkiyat gene ayndır. Bir de yalnız vagon halinde sevkedilen bir rakam var: Bu rakam 936 senesinde 354 vagona baliğ olmuştur. Görülüyor ki Karaköy istasyonu Bursanm Anadolu Kurultayda ^ Prens Pol Berlinde Molotof'un nutku ^Cumhuriyet! ISaşmakaleden devam] savat esasına dayanan bir karşılıklı anlaşma» akdini ileri sürüyor. îşte nutukta müphem görülen en mühim nokta budur. Birinci teklif karşısında, hududlarınm kâfi derecede garanti edilmediğini söyta dikleri zaman, büyük garb matbuatı Sovyetlere hak vermek mecburiyetinde kalmıştı. Bilhassa §u sualler çok yerinde idi: 1 Polonya ile Romanyaya yapacağımız yardımlardan dolayı Alman taarruzuna uğrarsak vaziyetimiz ne olacak? 2 Bir harb vukuunda, siz demokrasiler münferid sulh imzalarsanız biz Almanyaya karşı yalmzbaşımıza ne yapanz? 3 Polonya ile Romanya üzerinde anlaştık. Kabul. Fakat Baltık devletlerini de içine alan bir garanti sistemi kurulmadıkça hududlanmızın emniyetinden bahsedilebilir mi? Paris ve Londra Hariciyeleri, üç haftadanberi bu mahzurlan gidermiye uğraşıyorlardı. Nihayet Fransanın ilhamile yeni bir şekil bulunarak Moskovaya bildirildi. Bu şekle göre, Ruslarm ileri sürdüğü mahzurlar hemen tamamen ortadan kalkmış bulunuyordu. Çünki, Rusya, Ingiltere ve Fransa arasmda imzalanacak olan muahede, bilhassa şu üç vaziyette kendiliğinden işliyecekti: ' Doğrudan doğruya âkidlerden birine müteveccih bir tecavüz halinde. Bu hattm inşası garbî Anadoluda vücud bulacak ehemmiyetli bir turizm ve ekonomi hareketine temel teşkil edecektir (Baftaraft l inci sahifede) ^ (.Baştarafı 1 inci sahifede) Belgrad gazetelerinin neşriyatı incî maddesî hakkmdaki aşağıdaki encüBelgrad 1 (a.a.) Yugoslav gazemen mazbatası okunmuştur: teleri, Yugoslav Kral Naibi Prens Paul «C. H. P . beşinci Büyük Kurultayı ile Prenses Olga'nm Berline yapacakları Yüce Başkanhğma, resmî ziyaret hakkında birçok haberler Tekrar görüşülmek üzere encümene aneşretmektedirler. Gazeteler, bu tezahülınan nizamnamenin 28 inci maddesi rün ehemmiyetine işaret etmektedirler. Başoekil ve Parti Cenel Sekreteri hazır Samouprava gazetesi, başmakalesinde, oldukları halde letkik ve müzakere edilAlmanya Yugoslavya münasebatmın ile olan münasebetlerinin bir can dama di. bir tarihçesini yaptıktan sonra şöyle de ndır t §u halde bu damara lüzumu kadar Başvekil larafmdan verilen izahaila mektedir: ehemmiyet, kıymet ve kuvvet verilmek Cenbaşkurca bu hususta yapılmış olan «Yugoslavlar, Alman dostluğunun bilâzım gelmektedir. ieklifin Cenel Sekreteri aza sıfatile Paıti zim için ne demek olduğunu ve bu dostMuvasala ve münakale bakımından hükumellerine iştirak eltirmek maksadını diğer birçok hatlarımızdan ziyade işliye istihdaf ettiği anlaşılmış ve encümen'm ev luğun yalnız bizim için değil, Balkanlarceğine asla şüphe olmıyan Karaköy velki ve şimdiki kanaati de bu merkezde daki ve bu itibarla bütün Avrupadaki Bursa hattmın Bursayı iktısaden ihya bulunmuş olmakla lüzumuna inamhp bu bütün dost ve müttefiklerimiz için bir sulh zâmanı teşkil etmekte bulunduğunu edeceği muhakkaktır. rasım tahattur etürmek için maddenin apekâlâ biliyorlar. îtalya ile olduğu gibi Bursanın yüzünü, yazm buraya ban şağıdaki §ekilde yazdması muvafık görülAlmanya ile de çok tabiî ve dostane komyolar için veya gezmeye gelenler güldü miiştür: şuluk münasebetleri idame ediyoruz ve rür. Ticarî hareket yazm ve koza ile tüTadil §ekli: bunu yaparken hattı hareketimizde ev tün mahsullerinin idraki günlerinde canlı «28 inci madde Cenel Sekreterin velce tesis edilmiş olan direktiflerden ve olur. Kışın adeta münzevi bir hal alan Parti hükumetine aza olarak girmesi tetespit edilmiş bulunan yoldan inhiraf etBursaya bir Karaköy hattı can verecek min olunur.'» tiğimiz takdirde büyük bir mes'uliyet altir. Encümenin teklifi tasvib edilmiş ve tına gireceğimize kani bulunuyoruz.» Ahi dağlarından gegen Karaköy yolu bu suretle nizamname üzerindeki müzaBu gazete, bundan sonra Kral Naibi kışın ekseriya karla kapandığından Ana kere tamamlanarak nizamnamenin hePrens Paul ile Prenses Olga'nın Berlini doluya sevkiyat pek müşkül olur. Bittabi yeti umumiyesi ittifakla kabul olunmuş ziyaretlerinin Yugoslavyanın Almanyaya Anadoludan kış ortasında Bursaya gel ve bu netice sürekli alkışlanmıştır. karşı yapıcı siyasetinin mutantan bir tezamek mecburiyetinde bulunanlar da bu Program müzakereteri hürü olacağını yazmaktadır. zorluga katlanırlar. Halbuki, bir KaraBundan sonra program müzakerele Samouprava, şöyle devam ediyor: köy hattı, kış tatilinde de Ankaradan ve rine geçilmiş ve söz alan Kâzım Nami «Prens ve Prensese bu seyahatlerinde Anadoludan Bursaya ve Bursa kaplıca Duru, yalnız birkaç sene değil, istikbale bütün milletin sempatileri refakat edeceklarile Uludağa müteveccih bir akın do de şamil olan tasavvurlann anahtarları tir. Çünkü millet, bugün hududlarında ğuracaktır. O zaman banyo almak, isti nın toplanmış olduğu programdaki prenhüküm sürmekte olan sulhtan ve küçük rahat etmek veya kışın spor yapmak isti siplerin Keamlizm yolu olduğuna işaret büyük bütün kocnşuları tarafmdan Yu yenler buraya kolayca, rahatça, ayni za ederek Kemalizmin esaslannı haîkın angoslavyaya karşı gösterilen itimad ve manda ucuzca seyahat edebileceklerdir. lıyacağı bir dille anlatan bir kitabın Parhürmetten dolayı Prens Paul'a şükran Bittabi bugünkü şerait böyle bir akını ti tarafmdan bastırılarak dağıtılmasını teborcu olduğunu müdriktir.» doğuracak vaziyette değildir. Buradan menni eylemiştir. ve civardan sık sık Ankaraya ve AnadoProgramm yedinci maddesinin müzaluya gidip gelecekler için de bu hat em keresinde söz alan Hikmet Bayur, Em tngilterede askerî manevralar nasıl olacak? niyetli ve rahat bir vasıta olacaktır. Oto lâk Bankasından emlâk terhini suretile büs kazalarından ürkenler bu yoldan se yapılacak ikrazatm bauşka bir bina yaptıLondra 1 (a.a.) Denizaşırı kuvyahate çıkarlarken nerede ise hayatlarmı nlmıyacağı hususundaki kayda itiraz et yetler umumî müfettişi, bundan böyle sigorta ettireceklerdir. Hatta bunun için miş ve bunun kaldırılmasını istemiştir. împaratorluk Büyük Erkânıharbiyesinin Bundan sonra, yurddaşları ev sahibi Bursadan Ankaraya gidecek olanlar vegaybubetinde askerî manevra ve talimleya Ankaradan buraya gelip de dönecek yapmak hususundaki prensip üzerinde rin idaresine otomatik surette memur ediolanlar ekseriya Mudanyadan Istanbula müzakereler cereyan etmiş, Mümtaz lecektir. gitmekte ve oradan Ankaraya hareket Ökmen, Ahmed îhsan, Galib Demirel, Kara kuvvetlerinin umumî müfettişi, Receb Peker ve Hikmet Bayur mütaleetmektedirler. milislerin, garnizonlardaki muntazam alarmı söylemişlerdir. Hulâsa bir Bursa Karaköy hattınm Müteakıben, kurulacak fabrikalara a kuvvetlerin, tayyare dafii kuvvetlerin, sainşası garbî Anadoluda vücud bulacak id madde üzerinde konusulmuş, bu fab hil müdafaası kuvvetlerinin ve ihtiyat orehemmiyetli bir turizm ve ekonomi hare rikaların havadan yaoılacak taarruza kar dusu cüzütamlarının teftişinden mes'ul oketine temel teşkil edecektir. şı korunması isinin Parti prosjramına gi lacaktır. Ordu meclisine iki umumî mü Masa Ataş recek bir mesele teşkil etmediği kanaati fettiş dahil bulunmaktadır. Diğer taraftan General Sir Robertne varılmıştır. Programm dördüncü maddesi müza Gordon. Finlayson, terfi edilmiştir. GeC MiyamiMe intihab J kere edilirken Durak Sakarya, lisanda neral H. M. Wilson, Mısırdaki Ingiliz r son zamanlarda kullanılan ecnebi keli ku\ vetleri başkumandanlığma tayin edilmelere temasla türkçeye hürmet edilme miştir. sini istemiştir. îsveç parlamentosu İlk tahsil meselesi görüşülürken de çocuğun bu tahsili beş senede yapt'.ğı söylenmiş, Maarif Vekili verdiği cevabda mecburî tahsile tâbi 2 milyon çocuk olduğunu, halbuki Vekâletin bunun an cak üçte birini okutabildiğini beyan et miştir. Hasan Ali Yücel, beş senelik ideal tahakkuk ettikten sonra ilk tahsilin ileride 6 7 hatta sekiz seneye de çıkarılabileceğini anlatmış, beş senelik ilk tahsili mükemmelen yapabilmek için katedilecek daha çok mesafeler bulunduğunu kay detmiştir. Programin diğer maddeleri üzerinde hiçbir müzakere geçmemiş, heyeti umumiyesi kurultaym tasvibine iktiran eyle miştir. HaD yı ITÜ y ı Belediyenin naz'arı dikkatine Beyazıdda Soğanağa mahallesinde Yakubağa sokağmda 10 numarada oturan S. Akal imzasile aldığımız bir mektubda deniliyor ki: «Gazetenizin 25 mayıs tarihll nüshasmda (Gürültü yapan esnaf cezalandırılıyor) başlıklı haberi sevincle okudum. Sevincle diyorum, bu gürültü işınin kurbanlarındaa biri de benim. Beyazıdda oturmaktayım, evimin hemen yanında beş altı kadar bakırcı dükkânı var. dır. Akşamları evime döndüğüm vakit. hu< zur içinde bir baş dinlemenin imkânı yoktur. Her an tokmak darbelerinin sesini dinlemeğe mahkumsunuzdur. Zamanla bu gürültüyü de hazmeder olduk Fakat hergün muntazaman, sabahm altLsından îtibaren başlayan bu huzursuzlulî temposuna artık tahammül edemez vaziyetteyiz. Günlerdir bu gürültü yüzünden munta. zam bir uyku hasretiyiz. Ayni halden bütün mahalle halkı da müştekidir. Şehirde gürültü ile mücadele edilirken bir mahalle ortasında bu kabil esnafı barındırmanın ne kadar doğru olduğunu takdltinlze bırakıyorum. Sabahtan akşama kadar didLşerek çalıştığımız koca bir günün sayılı istirahat saatlerinde de gürültü dinlemek hiç de zevkll bir şey olmuyor. Bu hususta Belediyenin ehemmiyetle n a . zan dikkatini celbetmenizi ve mahalle arasındaki bu esnafın şehrin yakın ve münasib bir yerine nakillerini temin etmesi için delâktinizi dılerim.> Okuyucularımızdan Rüştii Dik2 Tamamiyeti âkidler tarafmdan türk ve Malkaranın Gazibey magaranti edilmiş herhangi bir devleti he hallesinden Akif oğlu Haydara; Şikâyet mektubunuz alâkadar gönderilmlştir. makama toplanıyor Stokholm I (a.a.) iyi malumat almakta olan mehafıle göre, hükumetin yakmda içtimaa davet edilecek olan parlamentoya Aland adalarınm askerileştirilmesi hakkında Finlandiya ile îsveç arasmda akdedilmiş olan itilâfın tasdikını tehir etmesini taleb eylemesi muhtemel dir. Birçok gazeteler, Sovyetlerin ittihaz etmiş oldukları hattı hareketin siyasî mehafilde kuvvetli bir tesir hasıl etmiş ol duğu mütaleasında bulunmaktadır'ar. def tutan bir tecavüz vukuunda. 3 Kendisine garanti verilmemiş diğer bir devletin bu üç devletten birine müracaati takdirinde. Görülüyor ki, Milletler Cemiyetinin kollektif emniyet sisteminden hemen de farksız olan bu proje, Ruslar tarafmdan ileri sürülen mahzurlan kâmilen ortadan kaldırmış bulunmaktadır. Bu vaziyet karşısmda, Molotof'un «tam müsavat esasına dayanan karşılıklı anlaşma» ibaresile ileri sürmek istediği mukabil tekliflerin nelerden ibaret olacağı merakla bekleniyor. Üç devlet arasında hararetle devam eden müzakerelerin şu birkaç gün zarfında göstereceği safha vaziyeti herhalde aydmlatacaktır. Şimdilik, Rus Hariciye Komiserinin nutkuna bakarak, Moskova hükumetinin son derece ihtiyath ve temkinîi bir siyaset takib etmekte olduğunu tespit edebiliriz. Hakikaten, haricî siyasetlerini «ötedenberi istilâ hareketlerine karşı koymak» şeklinde tebarüz ettiren Molotof, sözlerinin baska bir yerinde İtalya ile Rusya arasındaki ticarî münasebetlerin «hissedilir derecede kesbi salâh ettiğinden», Almanya ile de ticarî müzakerelere «yakında yeniden başlanacağını umduğundan» bahsetmiştir. İçinde yaşadığımız buhranlı günlere belki faydası dokunacak olan bu yumuşak sözler aynca, Sovyet Rusyanm, ideoloji ile politikayı birbirinden farklı görmesi ve hareketlerini ona göre tanzim etme«i bakımından da iyidir. Molotof'un müphem nutku, beynelmilel siyaset dünyasının şimdilik bir durgunluk devresi geçirmekte olduğunu açıkça gösteriyor. Pendikliler iyi su istiyorlar Pendikte Ankara caddesinde oturan Nusret Tezcan imzasile aldığımız bir mektubda deniliyor ki: «Mübadil ve muhacirlerin Lskânma t a h sis edilen Pendis koyü, sakinlerini hayatın en muhim ihtiyaclarından biri olan içme suyundan yıllardanberi mahrum burakmıştır. Evvelce muhtarlıkla idare olunan bu yer, şimdi bek<iiye ile çevrildıği halde gene te şebbusatuıda müessir olmamakta ve ma hallen ittihaz edilen tedabırse maksad ve duşüncelerinm teminine gayrikâfi gelmektedir. Pek dar bir bütçe ile müş.kül vaziyetta kalan belediyemize Cumhurıyet hükumetinin yap.acağı yardımla yurdun bu kıymettar parçasmda iyi bir suyu parasız içmefe fırsatmı kazandıracağma eminim.> Hastaneye alınmıyan bir vatandaş Galatada Necatıbey caddesinde Siroz otelinde oturan Halil Ibrahim isminde bir ,'atandaş, matbaamıza gelerek bize şunlan söyledi: «Fıtıktan ameliyat olmak mecburiyetin. de bulunuyorum, Lstanbuldaki hastanelerin hepsine, Sıhhiye mudürluğüne ve Vilâyete müracaat ettim, hastanelerde yer yoktur, diye beni alnaadılar. Fena vaziyetteyim, ben de bu memleketin evlâdıyım. Bu derdime bir çare bulunmasmı rica ederim.> YENİ ESERLER ") Mehmed Akif hayatı ve eserleri Florida Miyami'de zencilerin intihabata iştirak etmemelerini temin maksadile KuKluxKlan teşkilâtmm bir tedbiri: Bir zenci maketi direğe asılmış ve üzerine «Bu zenci rey verdi » yaftası yapıştırılmıstır. Diğer taraftan hükumetin deniz inşaatını tahdid eden İngiliz îsveç deniz itiâfının tasdikını tehir etmesi de mümkündür. Zira efkârıumumiyenin mühim bir kıstnı, bu itilâfı şimdiki beynelmilel ahval küba Reisicumhurunun karısının gelini ve şerait dahilinde mevsimsiz addetmekMadam Laredo'ya müracaat ederek kaBunu takiben okunan encümenin ra tedir. raya çıktnak müsaadesini istemişlerdir. Fransada yeni kur'a efradı poru da kabul edilerek yarın saat 15 te Bununla beraber hükumet memurları, toplanmak üzere içtimaa nihayet veril Paris 1 (Hususî) Hükumet 1918 SaintDomingne adındaki Fransız vapumiştir. sır.ıfma mensub kur'a efradını önümüzde rile gelmis olan 14 Yahudi mültecisinin Büyük kurultay yarınki toplantısında ki sonbaharda silâh altma çağırmaya ka karava çıkmasma mâni olmuşlardır. Dilekler encümeninin raporunu telkik rar vermiştir. Bunlar 13 ay talim göre Vapur, Haiti'ye doğru yoluna devam edecektir. etmistir. ceklerdir. nıma gel de beni sevdiğini söyle. sıkan jartiyerler, birdenbire gene kadmın Geliyorum... Bir dakika! Pija nazarı dikkatini celbetmiş, içine bir tiksinmamı unutmuşum. Ne sersemlik yarab ti vermişti. bi! Andre, dedi, çorablannı rica edeVe Andre, paravananın arkasından, rim çıkar. Bu manzara hiç hoşuma gityalnız bir iç pantalonile meydana çıktı. miyor. Bu kıyafetle, hayli gülünc olmustu. Miz İyi ama terliğim yok. Öyle palas zi, kendisini ciddî bir bakışla süzdü: pandıras yola çıktık ki, yanıma terlik al Azizim, dedi, manzaranız pek ro mağı unutmuşum. mantik değil. O esnada bir inilti oldu. Mizzi sordu. Aman şu gömleği ver, giyeyim Bu gürültü nedir? bari. Lâvabonun musluğu, bozuk, kapanmıyor. Andre, Mizzi'yi beklemeden, oradan, Aman ne sinirli şey! dantelâlı bir penivar ele geçirdi. Bu kı Aldırma yavrucuğum. Bak şafak sacık şeye sannıp sarmalanarak, kabil olduğu kadar örtünmeğe çalıştı. Mizzi, söküyor... Aşkımızdan başka birşey dübu kıyafetle büsbütün maskara hale gelen şünmiyelim. kocasını, kahkahalarla gülerek seyrediTekrar kucaklaştılar; fakat musluğun yordu. gurultulu sesi, tekrar işitildi. Mizzi sinir Aman Andre, dedi, pek 1900 li bir tavırla: vodvil modeli oldun. Bu musluk âsabımı bozuyor, di Sende de tam manasile 1939 sek ye haykırdı. Rica ederim şunu tıka. sapeli var. Andre yalvardı: Teşekkür ederim; iltifat ediyor însaf et Mizzi. Bir elimle seni kucak sunuz. layıp, öbür elimle musluğu nasıl tıkarım? Gel seni kucaklayayım. Kulağını oraya verme, gürültüyü işitmez Ben de onu rica edecektim. sin. Karşımızdaki şu ideal şafaktan başAndre, Mizzi'yi kolları arasma aldı. ka bir şey düşünmiyelim. Bak, ne hariFakat, ayağındaki çorablar ve baldırını Ikulâde manzara l Ve 70 muharririn yazılan Eşref Ed'b, bundan bir müddet' evvel neşrettiği «Mehmed Akif: Hayatı, eserleri ve 70 muharririn yazı!an> isimli güzel eserine zeyl olarak büyük şairin cenaze merasiminde ve daha sonra terNADtR NAD1 ib olunan ıhtifallerde söylenen nutukan ve bu münasebetle yazılan makaleHavanaya iltica eden leri ikinci bir cild halinde toplamış ve neşretmiştir. Müellif, İstiklâl marşı şaYahudiler irine hasrettiği ilk eserile olduğu gibi, Havana 1 (a.a.) Saint Louis ge bununla da Akifi tanıyanları ve sevenmisindeki 104 kadın ve çocuk mülteci eri kendine minnettar bırakmıştır. Amok Maruf Avusturyalı muharrir Stefan 'weig'in eserleri arasmda en meşhuru »lan Amok, arkadaşımız Hamdı Varoğlu iarafından türkçeye tercüme olunmuş /e Hilmi Kütübhanesmce neşredilmiştir. Bu cazib romanı karilerimize tavsiye ederiz. '.YA1AN M/iURİCl DEKOBRA ÇtVIRtN. HAMDt VAROüLU K//AMET KOPUYOR. 13 Andre, gırtîağını birhayli temizledik kayboldu ve gargarasına devam etti. ten sonra, paravananın arkasından seslan Gargara sesi öyle fena geliyordu ki Mizdi: zi seslenmeye mecbur oldu: Akşamki yemek pek külüstür şey Ne yapıyorsun orada, kuzum? di değil mi Mizzi? Gargara yapıyorum. Evet ama, adamakıllı atıştırdm. Ne şairane şey! Andre, elinde bir diş fırçası olduğu Alışmışım. halde meydana çıktı. Vaz geçmelisin. Benim yemek yiyişim seni sinir Adam sen de! Hesablarsan, hacelendiriyor. Tuhaf şey... risemavî gelinciye kadar dişlerimi topu Gelin olduğum gece, beni sevdi tapu beş defa daha yıkıyabileceğimi göğini iddia eden adam tıka basa karın do rürsün! yurursa, bu beni sinirlendirmez... Mizzi bir lâhza düşünceye daldı: Ya! Eh, âlâ! Evet, dedi, maalesef bu doğru. Sinirlendirmez, iğrendirir! Sonra, daha yumuşak ve tatlı bir ses Vah vah! Teessüf ettim. le: Andre, tekrar paravananın arkasında Gel, öyleyse, diye ilâve etti. Ya Andre kolunu uzatmış, bütün Londra çıkarmıştı. Üç çeyrek saattenberi şansı dönmüşyı kucaklamak isteyen geniş bir jestle, datü. İnsanlar da dahil olduğu halde, her racık pencerenin çerçevelediği manzarayı şey Gaspara gülümsüyordu. Talih gülüm gösteriyordu. süyordu; dün akşam bütün küstahhğmı ta VI kınmış olan Krupye gülümsüyordu; kenKumar ahlâksızlıktır Enghien'de, kumarhanenin saati henüz disine bin frank ödünç verip oyuna ortak yirmi üçü gösteriyordu. Gazino halkmın ettiği kadm gülümsüyordu. umumî lâkaydîsi içinde işleye işleye saBütün bu gülümsemeler arasmda, Gasbaha yaklaşan saatlerden hiçbirisine ku par'ın fazla ciddî durmasma lüzum ve lak asan olmamıştı. imkân yoktu. O da gülümsüyordu. Yüzü, Gaspar, salonlan dolduran kumarbaz gizlemek istediği içinin sevincini bir aylarla, kendisi de farkına varmadan, bir na gibi aksettiriyordu. Krupye, kemali hürmetle kendisine ruh ve fikir birliği etmiş, kumar ve saat mefhumlannm biribirine tamamen zıd dönerek haber verdi: olduğuna kat'î bir kanaat getirmişti. Kay Üç bin iki yüz lüiye bir banko. bedilen zaman nasıl olsa ele geçerdi. AGaspar, azametli bir lâkaydî ile cevab sıl mesele masabaşındaki yerini ve cebin verdi: deki parasını kaybetmemekti. Saatine Banko! bakmak suretile geçirilecek beyhude daMasanm etrafını dolduranlarm kendikikalar, belki de büyük bir kâğıdın elden sine karşı aldıklan çekingen ve hürmetkâr kaçmasile, yahud karşıdaki oyuncunun ö vaziyete, şimdi bir de hayret inzimam enünde duran fiş yığmmm kısmetten çık diyordu. Gaspar, verilen kâğıdlan aldı ve masile neticelenebilirdi. Vakit, her yerde oyun, onunla, karşısında oturan, kırmınakkiddi, kumar masası müstesna! zı yüzlü, ihtiyar Amerikalı kadın arasınKafasmdan bu düşünceler geçerken, da başladı. Gaspar, gayet tabiî bir eda ile: eli, tam o dakikada önüne sürülen on ü Dokuz! dedi. çüncü fiş destesini okşuyordu. Bu son desKrupye, Amerikalı kadına hitaben: {Arkast var) te, mecmu servetini dört yüz bin franga