29 Nısan 1939 CUMHUBIYET IKTISADDAN SIYASETE Tahrandakî büyük düğün Son gece Gülistan sarayında misafir heyetler şerefine verilen mükellef veda ziyafeti, pek sürekli tezahürata vesile oldu Tahran 28 (a.a.) Dün öğleden itîbaren bütiin Tahran büyük askerî geçid resmini görmek için Celâliye alanına dökülmüştür. Halılarla süslenmiş geniş tribünlerde bütün heyetler, yüksek devlet memurları yer almıştı. Alâhazretin hususî paviyo nunun sol tarafında kurulan saltanat çadırında îran İmparatoriçesi, Mısır Melikesi, Prenses Fevziye, Şahinşahm kızları ve damdonörler oturuyordu. Bu çadınn solunda da bütün generaller, daha ileride ise Mısır askerlerinden başlıyarak İngi lizler, bizim askerler, Fransızlar, Sovyet müfrezesi ve İran askerleri hazırdı. Şahinşahın paviyonunun sağında heyet azasma ve vezirlere aid tribün ve diğer tribünler ve nihayet hem yanda hem karşıda çepeçevre halk bulunuyordu. Gelişi şiddetli alkışlarla karşılanan Majeste, yanında Veliahd olduğu halde atla askeri teftiş etmiştir. Alâhazret otağına döndükten sonra kıymetli bir muhabbet jesti olarak yan larına heyetimiz reisi Ali Rana Tarhanla Orgeneral Kâzım Orbayı çağırmak Iutfunda bulunmuştur. Bundan sonra muazzam resmigeçid başlamış, motörlü kıt'alarla, mükemmel teçhizatile 40 bin asker dört saatte Majestenin önünden geçmiş, çok alkışlan mıştır. Gece Gülistan sarayında Mısır Melikesi tarafından büyük bir suvare verilmiş, bu suvare içten gelen sürekli tezahürata vesile olmuştur. Bilhassa Majeste Şahinşah, heyetimiz azalarına ayrı ayn iltifatta bulunmuştur. Geceyansı, otomobillerle Mermer saraya gidilmiş, kapıda dünkü Mısır, bugünkü îran Prensesi, îran millî marşile karşılanmıştır. Sarayın kapılan, dört gün dört gece süren muazzam binbir gece düğününden sonra mes'ud çiftin üzerine kapanmıştır. Güreşçilerimiz Dün gene parlak bir netice aldılar Yaşar ve Mustafa rakiblerini yendiîer Oslo 28 (Hususî surette giden arka daşımızdan telsizle) Millî güreş takımımızın büyük muvaffakiyetler elde ettiği müsabakalara bugün de devam olundu. Öğleden sonra büyük bir seyirci kalabalığı huzurunda yapılan karşılaşmalarda aldığ:mız neticeleri bildiriyorum: Yaşar rakibine tusla galebe çalarak ikinci; Mustafa İtalyan güreşçısı Silvestiri yenerek ikinci oldular. Çoban da Estonyalı Kotkas'a tuşla mağlub oldu. ömer Besim Dün sabahki neticeler Oslo, 28 (a.a.) Devam edilmekte olan Avrupa güreş birincilikleri müsabakalannın bugünkü neticeleri sudur: Mersinli Ahmed, rakibi Danimarkalıya tuşla, ağır sıklette Çoban Mehmed, rakibi Macara ve Yaşar îsveçliye sayı hesabile galib gelmişlerdir. 87 kiloda Mustafa Çakmak rakibi İsveçliye hükmen mağlub olmuştur. GÜNÜN İ İSTİFHAMI.l Harb mı ? Sültı mu ? Yazan: H. BİLLCEN da berdevam bulunuyorlar. Para piyasalan bu temayül ve bu hava içinde bulunurlarken umumiyetle hernevı kıymetli evrak da ayni mahıyeti muhafaza edıyor. Harb sanayıı ve onun yardımcıları olan hernevi sanayi aksi yonlarında son haftalar zarfında daha bariz bir yükselme kaydedılmemiş değildir; ancak, bu hal, pathyacak olan bir harbden ziyade devam etmekte olan büyük sılâhlanma yarışının eserıdir. Borsalarda henüz itıdal, ıhtıyat, sağlamlık hâkimdir. Şu halde borsaların büyük spekülâsyon kuvvetleri henüz harbe kuvvetle ihtimal vermiyorlar demektir. Diğer taraftan bir de ticaret borsalanna bakalım: Bu borsalarda bilhassa insan ve hayvan yiyeceğine, birinci derecede mühim ham maddelere aid oian piyasa hareketleri bizi esaslı surette tenvir edecek un surlardandır. Meselâ, buğday, arpa, mısır gibi insan ve hayvan yiyeceklerini, bira iptidaî maddesini ele alahm. Bu seneki dünya rekoltelerine aid olarak hemen her taraftan gelmekte olan haberler bereket alâ metleri getiriyor. Şu halde, Şimali ve Cenubî Amerıkanın, Tuna havzasının vermekte ittifak ettıkleri bolluk haberleri piyasanın biraz gevşemesini mucib olmak iktıza ederken bu gevşeklik yoktur. Ancak, bunun başlıca sebebı, bir takım memleketlerin hertürlü ihtimale karşı hazır durmak üzere stok yapmakta olmalarmdan ibarettir. Buna mukabil, birçok memlekethrin kuvvetli stok yapmaları sayesinde piya salara arzedilen hazır malların fiatlarım muhafaza ettikleri sırada vadeli satışların yükselmesi iktıza ederken bu nevi satışlarda da bir yükseklik göze çarpnv.yor. Bu gibi ahvalde ise «harb mi? Sulh mu?» sualine cevab vermek için bizim muhakememizi sevk ve idare hususunda en çok rol oynıyacak iktısadî hâdise, vadeli satışlardır. Piyasalarda büyük rolleri olduğu için siyaset âleminde büyük istihbarat teşkilâtına sahib bulunan büyük sepekülâsyon kuvvetleri, harb ve sulh meseleleri hakkındaki fikirlerini vadeli satışlar için verdiklerı veya istedikleri fiatlarla izhar ederler. Binaenaleyh, bizi en ziyade tenvir edecek müşahedeyi bu sahada yapabiliriz. Halbuki bu sahada da 2 3 aylık vadeli satışlar için ancak pek az bir fazlalık taleb ediliyor. Bu, sulh havasının en büyük ve kuvvetli alâmetidir. Bu gibi fazlahklar ise içinde bulunduğumuz siyasî hava gibi zamanlaıda gayet normal ve hatta normalden de eksiktir. * * * Bu izahattan çıkarılacak netice şudur: Dünya borsalarında ister para veya ister kıymetli evrak üzerinde olsun, isterse zahire fiatlarında olsun. umumî surette daha ziyade bir sükun ve itidal hâkım dir. Vakıâ, borsalarda bu maddeler üzerinde tereddüd ve ihtiyat yok değildir; fakat, bu tereddüd ve ihtiyat, bugünkü siyasî ahval yanında hiçbir şey denebilecek derecede basittir, azdır. Bu iktısadî müşahede, bize şunu anlatır ki dünya piyasalarına hâkim olan büyük maliye, ticaret ve spekülâsyon kuvvetleri şimdilik harbe ihtimal vermekten uzaktadırlar. Yalnız, umumî bir tereddüd ve ihtiyat vardır; hepsi bu kadar. Temenni edelim ki, bu hava böyle devam etsin. H. BİLECEN İHEM NALINA MIHINA Harb ne vakit çıkabilir? uhan muhafazakâr, şahsî hürriyetine son derece düşkün îngiliz milleti de, mecburî askerlik hizmetini kabul etti. Çünkü vaziyet vahimdi, çünkü, Büyük Harbde olduğu gibi, 883,000 kişısı İngiltere ve domınyoilar halkından olmak üzere 943,000 ölü ver" memek için, şimdiden harbe hazırlanmak lâzımdı. Îngiliz milletinin, yalnız, son Büyük Harb içinde mecburen kailandığı bir fedakârlığı, şimdi, sulh zamanında göze aldırması, dünyanın geçirdiği buhranın ne kadar büyük ve tehlikeli olduğunu ispata kâfidir. Bütün askerî teskilât ve tertibatım almış ve mühim sevkülceyşî noktalarla bir hayli memleketi harbsiz ele geçirmiş olan totaliter devletlerin, nihayet, İngiliz İm~ paratorluğunu yıkacak surette genişlemelerine ve kuvvetlenmelerine artık müsaade etmemek, îngiltere için kat'î bir zaru" ret ve mecburiyet olmuştu. İngiltereyi müsellâh millet haline getiren işte bu zaıuret ve mecburiyettir. Ingilterenin mecburî askerliği kabul etmesi üzerine, ne olacaktır? Vaziyet gayet sarihtir: Ya kısa bir zaman içinde harb ol?.cak, Yahud da harb tehlikesi uzaklaşacak" tır. İzah edelim: Ingilterenin ve demokrasilerin en büyük zâfı, İngiliz kara ordusunun küçüküğü idi. Totaliterlerin bir seferberlik em" rile on gün içinde çıkaracakları milyonlarca askere mukabil, îngiltere, Harbiye Nazırı Hor Belişa'nın plânına göre azamî 19 fırka seferber edebilecekti. Halbuki mecburî askerlik hizmeti, îngiltereyi, bir iki sene içinde, büyük bir askerî devlet haline getirecektir. Kara ordusu için, düne kadar alaalaheyle 10,000 kişr yi zor bulan îngiltere, şimdi, bir tek sınıfı çağırmakla bir haftada 310,000 genci silâh altına alabilecektir. îngiltere, artık her geçen günde biraz daha kuvvetlenecektir; çünkü, yeni îngiliz ordusu teşekkül edecek, kadroları ge" nişleyecek, birlikleri artacak, altışar aylık devrelerde birer sınıf talim ve terbiye göreceği için, bir senede 620,000, iki senede 1,250,000 asker yetişmiş olacaktır. Bunun yanında, ağlebi ihtimal, gönüllü ingiliz ordusu da, Teritoryal ordusu da muvakkaten muhafaza edilecektir kî bir seferberlik ilân edilince, bu iki ordunun mevcudu, Hindistandaki ordularla beraber 800,000 kişi tutar. Böylece îngiltere, bir iki sene içinde, dudak büküp geçilemiyecek bir kara ordusu hazırlayacaktır. Donanma dünya birincisidir, hava ordusu da şimdiden korkunc bir kuvvet olmuştur. İngilterenin kuvveti, aylar geçtikçe sistematik bir surette artacağına göre, bu vaziyette, totaliterler, eğer hedeflerini, icabında, bir harb dahi yaparak ele geçirmeğe karar vermişlerse, İngilterenin daha kuvvetlenmesine fırsat vermeden işlerine geliyorsa ve kendilerine güveniyorlar«a işi silâhla halle kalkışacaklardır. Bunun için, fikrimce son mühlet, ağustos ayıdır. Bu ayda, mahsul tarlalardan kaldırıldıktan sonra harb ilân edileb'lir. MahıUİün bilhassa totaliterler için büyük ehemmiyeti vardır. Çünkü, daha şimdiden erzak sıkıntısı içindedirler. Hasaddan evvel harb etmek demek, tarlalardaki ekinlerin ve harmanlarm tayyareler tarafından yakılması ve gazlanması demektir. Eger bu ağustosta, harb olmazsa, harbin uzakîaştığını kabul edebiliriz. Çünkü totaliterler ya hakikaten harb istemiyorlar, yahud da, İngilterenin silâhlanması ve müttefikler bulması karşısında, harbe cesaret edemiyorlar demektir. Eğer, hakikaten bu sebeble harbden cekinirlerse, İngilterenin kuvveti ve nüfuzu aylar geçtikçe artacağı için, fevkalâde bir hâdise veya fırsat çıkıncıya kadar harb olmıyacaktır. Hulâsa, yaz sonuna kadar harb ol mazsa, bu korkunc afetin uzaklaşmış olduğunu kabulde hata yoktur. Yalnız bir noktayı ilâve edeyim ki Almanya, ikmci derecede bir takım emellerini, gene harbsiz ve acele tahakkuk ettirecektir. Çünkü îngiltere, ordusunun teşekkül edebilmesı için, vakit kazanmağa mecburdur. I Alman orduları Baskumandanı Emir Abdullahm oğlu geliyor Potemkin Sovyet Komiser muavini General Brauchitsch, bu Genc Emir, ordumuzda dün ziyaretlerde bulundu staj srörecek gün Romada olacak Roma 28 (a.a.) Alman ordulan Baskumandanı Von Brauchitsch, yarın buraya gelecektir. Mumaileyh îtalyan ordusunun şeflerile görüştükten sonra Libya'ya giderek Mareşal Balbo ile konuşacaktır. Von Brauchitsch, imparatorluğun yıldönümü münasebetile yapılacak geçid resminde bulunmak üzere 9 mayısta Romaya dönecektir. Mussolini'nin müzakereleri Roma, 28 (Hususî) Başvekil Mussolini, Erkânı Harbiye Umumî Reisi ile Maliye Nazırını kabul ederek iki saat süren bir müzakerede bulunmuştur. Amman, 28 ( a . a . a ) Emir Abdullah Hazretleri Reisicumhur înönünün fahrî yaveri olarak Türk ordusunda staj görecek olan Emir Naib şerefine dün akşam veda ziyafeti vermiş ve genc Emir sabah merasimle ve halkın tezahüratı arasında Şam, Beyrut, Trablus, yolile Ankaraya gitmek üzere hareket etmiştir. Kendisine Yaver Sıtkı ve bir polis refakat etmektedir Teşyi merasimini Emir Ebdullah şereflen dirdi. Türkiye Başkonsolosu Karasapan, hükumet erkânı, İngiliz Komutam, mızıka ve askerî müfreze vardı. Emir bu yesile ile oğluna şunlan söyledi: « Bugünden iübaren benim değil, înönünün oğlusun. Alay Komutanına selâ mımı söyle ve kendini Emir değil, asker olarak takdim et. Büyük Atatürkle aramızda başlayan dostluğun Türk Arab dostluğu olarak ne kadar populer olduğu güzergâhtaki Arab âleminin candan alkışile sabit oldu. İki kardeş millet için bu hâdisenin mana ve şümulü azimdir.» Emir Naib hududdan itibaren Suriye, Lübnan, resmî mahfilleri ve halk tarafndan karşılanacak ve misafir edilerek Re~ isicumhurların ziyafetlerinde bulunacaktır. îtalyan Kralınm ziyaretleri Floransa, 28 (a.a.) İtalya Krah dün Pitri sarayından ayrılmış ve otomobille Medicis saraymdaki Medicis sergisini ziyaret etmiştir. Müşarünileyh, müteakıben Lorantin kütübhanesine ve Saint" Laurant kilisesine gitmiştr. Daha evvel Kral, Pitti sarayında Kardinal Della Costa'yı kabul etmiş ve kendisile 15 dakika kadar görüşmüştür. Türk îsveç ticaret muahedesine müzeyyel anlaşma Avukatlık kanununda tefsire muhtac görülen madde Ankara 28 (Telefonla) AnkaraŞamda da imzalanan Türk Isveç ticaret muaŞam, 28 (Hususî) Emir Naib, buhedesine müzeyyel anlaşmanın tasdıkı gün geldi. Yarın sabah Haleb yolile hakkındaki lâyiha Meclise verilmiştir. Şamdan hareket edecektir. Ankara 28 (Telefonla) Hâkimler kanunundaki muavinlik imtihanına taalluk eden hükümlerin tatbikı geri bırakılmış olmasına nazaran avukat stajiyerleriAnkara 28 (Telefcnla) Asistannin tâbi olacakları imtihanın da ayni su lık müddetini bitirerek mütehassıs olan retle tehiri lâzım geleceği düşünülmekte veya jüri heyetlerince mütehassıs olarak dir. kabul edilen doktor ve kimvagerlerin ihFakat avukatlık kanununun muvakkat tısas vesikalarından, Küçük Sıhhat Me maddesi bu hususta kâfi sarahati ihtiva murları mekteblerinden çıkanlara verilen etmediğinden Adliye Vekâleti bu mad şehadetnamelerden, ebelere ve sünnetçidenin tefsiri için bir tezkere ile Meclise lere verilen ruhsatnamelerden, para ile hasta bakan hususî hastanelerin açılması müracaat etmiştir. için verilen müsaade vesikalarından ve Baskil kaymakamı vekâlet fennî gözlükçülük ruhsatnamelerinden emrine alındı tesçil harcları alınması muvafık görülmüş Ankara 28 (Telefonla) Baskil ve bunun için hazırlanan bir lâyiha Meckaymakamı Mumtaz, görülen idarî lü lise verilmiştir. zuma binaen Vekâlet emrine alınmıştır. Lâyihaya bağlı cetvele göre doktor ve Uşakta yangın kimyagerlerden bırinci sınıf ihtısas vesi Uşak 28 (a.a.) Çarşıda Ulucami kası harcı olarak 15, Sıhhat Memurları karşrsmdaki berber dükkânından bu gece mektebinden alınan şehadetnamelerden saat yirmi üç buçukta bir yangın çıkmış, 2, ebe ve sünnetçiler ruhsatnamelerinden berber dükkânı tamamen, bitişiğinde bu bir lira tesçil harcı ahnacaktır. lunan eczane kısmen yanmıştır. Bundan başka para ile hasta bakan 20 yatakhya kadar hususî hastanalerden 20, Bulgar meclisi kapandı Sofya 28 (a.a.) Bulgar ajansı bıl daha fazla yataklı olanlardan 80, umuma mahsus bakteriyoloji ve kimya lâboratuar diriyor: ları açacaklara verilecek ruhsatnamelerBaşvekil Köseivanof, Millî Meclisin den 20 ve fennî gözlükçülük müsaade 24 üncü devresinin ilk içtima senesini ka namelerinden de 20 lira harc alınacak payan kararnameyi dün mecliste oku tır. muştur. İhtısas vesikaları ve ruhsatnamelerden alınacak harclar Ankara 28 (a.a.) Sovyetler Birliği Hariciye Komiser muavini Ekselans Potemkin bu sabah eksprese bağlı hususî vagonla şehrimize gelmiş, ve Türk, Sovyet bayraklarile donatılmış olan is tasyonda Hariciye Vekili Şükrü Saracoğlu, Hariciye Vekâleti Umumî Kâtibi Numan Menemencioğlu, Hariciye Vekâleti Teşrifat U. Müdürü Fuad Şevket Keçeci, Ankara Vali ve Belediye Reis muavini, Merkez Kumandanı ve Emnıyet direktörü ve Çin maslahatgüzarı ve Sovyet büyük elçiliğı erkânı tarafından karşılanmıştır. Mızıka Sovyet ve Türk marşlannı çalmış, bir askerî kıt'a selârn resmini ifa etmiştir. Ekselans Potemkin, gardaki hususî salonda kendilerini karşıhyan zevatla • bir Şu halde, «harb mi? Sulh mu?» suamüddet görüştükten sonra doğruca Sov line iyi, kabil olduğu kadar doğru bir cevab vermek için, mutlaka beynelmılel yet sefaretine gitmiştir. iktısadî hâdiseleri tetkik etmek lâzımdır. Dünkü mülâkatlar Hiç şüphe etmeyiniz ki, sıyaset adamlaAnkara 28 (a.a.) Sovyet Hariciye rının, orduların ayrı ayrı casusluk teşkiKomiser muavini M. Potemkin saat on lâtları olduğu gibi, iktısad adamlarınm da otuzda Riyaseticumhur köşküne giderek casusluk teşkilâtları vardır. Bu teskilât, defteri mahsusu imza ve müteakıben Habazan en başta bulunan devlet adamının riciye Vekili Şükrü Saracoğlunu, Başvekafasına ve gönlüne kadar girebileceği kil doktor Refik Saydamı ziyaret etmişiçin en müspet malumatı gene bu iktısad tir. adamları arasında bulabilirsiniz. Hariciye Vekili bu ziyareti bizzat ziŞu kadar var ki bu adamlar da öğrenyaret etmek, Başvekil doktor Refik Saydiklerini ve bildiklerinı bir türlü dışarı dam da kart bırakmak suretıle iade et vermezler; çünkü, aldıkları malumatı yalmislerdir. nız kendileri için saklarlar ve ondan, yalSaat 13 te Hariciye Vekili Şükrü Sa nız kendileri istifade etmeğe çalışırlar. racoğlu tarafından misafir M. Potemkin Bunun için, harbin olup olmıyacağı hakşerefine Anadolu kulübünde bir yemek kındaki fikirlerini bir türlü söylemezler. verilmiş ve bu ziyafette Dahiliye Vekili Bereket, versin ki biz de onların peslerini Faik Öztrak, Muhaberat ve Münakalât piyasada takib etmesini bilıriz. Orada onVekili Ali Çetinkaya, Hariciye Vekâleti ların yaptıklan hareketlere bakardk ne ve Sovyet sefareti erkânı hazır bulunmuş düşündüklerini, ne bildiklerini anlamak lardır. bizce mümkün olur. Harb olacak mı? Sulh devam edecek mi? Bu suallere cevab vermek ihtıyacı şu günlerde bütün dünya insanlarının kafalarını yakan bir derddir. Herkesın bu sualler karşısında başka türlü bir derdi vardır: Kimi, asker olacaktır; cepheyi, siperi, topu, tayyareyı, gazi düşünür. Kimi, hem cephede kendi hayatının, hem de geride bırakacağı çolukçocuğunun düşüncesile meşguldür. Bunların haricinde, cepheye gidecek yaşta olmıyanların da türlü türlü derdlen vardır: Kimi ticaret işlerinin ne olacağını hesab eder: Kımı, «Şu harb çıksa da biraz para kazansak!» diye hodkâm bir his içinde sızlanır. Hulâsa, «harb mi? Sulh mu?» sualine cevab vermek, herkes için, başka başka sebeblerle, fakat ayni derecede mühim bir ihtiyacdır. Bu suallere cevab vermek ve şu günlerin ukdesini halletmek için ekseriyetle gazeteleri okur, en taze haberleri arar ve bu haberlerin arasında bilhassa günün büyük adamian tarafından söylenmiş sözler üzerinde dururuz. Filhakika, bu haberler bizi hayli tenvir eder; bunlar sayesinde günün temayülünü olsun anlarız. Fakat, günün temayülünü anlamak kâfi değil dir. îş ve güç bahsinde bizi en ziyade tenvir edecek şey, içinde bulunduğumuz günün havasını, temayülünü duymak değil, daha ilerideki haftaların ve aylann getireceği vakıaları görmektir. îşlerimizi ancak bu tahminlere veya hesablara göre idare edebiliriz; ancak bu sayededir ki «harb mi? Sulh mu?» sualine daha müsaid şartlar içinde cevab vermeğe imkân buluruz. Suale bu tarzda cevab vermeğe çalışanlar arasında en başta, top patlar patlamaz siperin içinde bulunacak olanlardan ziyade cephe gerisinde ve iş başında kalacaklar vardır. Bunlar da yaşlanm baslarını almış, büyük tüccarlar, büyük fabrika sahibleri, büyük bankerlerdir. Bunlar, harb, sulh ihtimalleri üzerinde herkesten fazla düşünmeğe mecburdur lar; bu mecburiyet, onları bir taraftan iyasî hâdiseleri yakmdan tanımaya, diğer taraftan da, hatta bu siyasî hâdiseleri yapan ve yaratan adamların kafalarına ve kalblerine kadar sokulma çarelerini aramaya kadar sevkeder. Maliye Vekili bugün şehrimize geliyor Kudüs müftisi Mısıra gidiyor Ankara 28 (Telefonla) Maliye Vekili Fuad Ağralı, bu aksam Kayseri istikametinden rötarla gelen muhtelit trenle, saat 21,50 de İstanbula hareket etmiştir. Kahire, 28 (a.a.) Yeni îngiliz tekliflerini müzakere etmek üzere Filistin Arablarınm bir heyeti bugün Kahireye gelmektedir. Haber alındığına göre, bu kon~ feransta bizzat hazır bulunmak üzere Mısır Başvekili tarafından yapılan daveti Kudüs müftüsü kabul etmemistir. Şu halde, «harb mi? sulh mu?» sualine cevab vermek için enternasyonal iktısad hareketlerini takib etmek, gazete sütunlarındaki siyasî havadıslerin karmakarışık muamması arasında kafa patlatmaktan hayırlıdır. * * * Geçirdiğimiz hafta, siyaset bakımından çok mühimdir. Herşey, Avrupada bir harbin içtinab edilemez bir hale geldiğir.i göstermeğe yanyor. Halbuki dünya pıyasalarında iktısadî hâdiseler böyle değil dir. Evvelâ, enternasyonal para piyasasına bakalım: îngiliz lırası ucuzlamakta devam edı yor; Fransız frankı, kıymetini güçlükle tutuyor; Amerika dolarına karşı Avru panın en büyük para piyasalarında, meselâ, Londra, Paris, Zürih borsalarında alâka ve taleb artmıştır. Fakat, umumî surette başlıca dünya paraları mevküerinı muhafaza etmektedirler. Meselâ, Brüksel piyasasında dolar, bir hafta evvel 6,6807 kursile muamele gördükten sonra bir aralık 6,68112 olduğu halde geçen hafta sonunda yeniden 6,6801 haddine düşmüştür. Demek oluyor ki Avrupadan Amerikaya doğru bir sermaye hareketi mevcud olmakla beraber bu hareket, tempo bakımından hiçbir fevkalâdelik gös termiyor. Şu halde, Avrupa borsalarınm hâkimi olan banker kuvvetleri ki bunlar ayni zamanda siyasî hâdiselerin de hâkimi olabilecek derecede nüfuz sahibleridir henüz harbe inanmıyorlar ve onu uzakta küçük bir ihtimal olarak mütalea Hırvat Sırb kat'î itilâfı dün Zagrebde imzaiandı (Bastarati 1 tnci •tahnedeı İngilterede iki tarihî iskelet bulundu Londra, 28 (a.a.) Berkshire'de kâ~ in Romishill'de yapılan hafriyat esnasında Milâddan sonra 4 üncü veya 5 inci asır Romalılarına aid iki iskelet meydana çıkarılmıştır. îki iskeletten birinin ağzının içinde ufak bir gümüş kutu bulunmuştu. Bu kutunun içinde İmparator Arcadms'in resmini muhtevi iki sikke vardır. îngiliz hükümdarları Amerikaya gidiyorlar Londra 28 (Hususî) liçe gelecek cumartesi günü İndia vapurile Amerikaya cek'erdir. Birçok muhribler gemiye ceklerdir. Almanya, Japonyaya askerî ittifak teklif etti Fırtınaya tutulan İtalyan tayyaresi Roma, 28 (a.a.) Arnavudluktan hareket eden ve İtalyaya gitmekte olan askerî bir tayyare, yolda şiddetli bir ka" sırgaya yakalanmıştır. Tayyare, hareket ettiği noktaya dönmek istemişse de kasırga buna mâni olmuş ve tayyare, birçok manevra müşkülâ tını iktiham ederek Yugoslavyada tarlanm birinde yere inmiştir. ye girecek ve ağlebiihtimal Dr. Maçek Başvekil olacaktır. Başvekil döndü Belgrad 28 (a.a.) Yugoslavya Başvekili Svetkoviç tayyare ile Zagrebden buraya dönmüş ve derhal Naib Prens Pol tarafından kabul edilmiştir. Başvekil, Hırvat lideri Maçek'le yaptığı anlaşma hakkında Naibe izahat vermiştir. Eğer Naib bu anlasmay: tasvib ederse bugün Svetkoviç'le Maçek'ı kabul etmesi bekleniyor. Bu takdırde de anlaşmanın metni derhal neşrolunacak ve bu anlaşmayı tatbik edecek hükumetin teşekkülü için Naib istişarelere başlıyacaktır. Sırp Hırvat müzakere'erinin muvaffakiyetle neticelendiği gerek Belgrad'da gerek Zagreb'de büyük bir sevincle karşılanmıştır. Isveç Krah Berlinde Londra 28 (Hususî) Tokyo'dan Kralla Kra bildirildiğine göre, Almanya, antikominEmpresss of tern paktını takviye etmek üzere askerî hareket ede bir ittifak akdini Japonyadan taleb et mistir. Japonya kabinesi Almanyanın teklifrefakat edelerini tetkike başlamışhr. Berlin, 28 (a.a.) İsveç Krah hususî olarak bir gün kalmak üzere Berliue Bükreşteki İngiliz heyeti gelmiştir. îstasyonda protokol şefi, İsveçin Yunanistana gidiyor Berlin elçisi ve diğer birçok yüksek zevat Londra 29 ( a . a . ) Halihazırda Bük" tarafından karşılanmıştır. reş'te malî, iktısadî, ve ticarî mü'.akerelerde bulunmakta olan resmî îngiliz mu Fransız filosu Cebelüttarıkta Londra 28 (Hususî) Muhtelif sırahhas heyeti müzakerelerini hitama erdirdikten sonra, Atina'ya gidecek ve ora nıflara mensub beş harb gemisinden müda Yunan hükumetile bu nevi müzakere rekkeb bir Fransız filosu bugün Cebelütlerde bulunacaktır. tarıka muvasalat etmiştir.