CUMRURIYET 29 Nlsan 193» [ Şehir ve Memleket Haberleri ) Çorab sanayii Tarihî roman: 7 Siyasî icmal Balkanlılar ve büyük devletler alkanlı devletlerle büyük devletler arasında müzakere ve temaslar devam ediyor. Romanya Hariciye Nazm, Gafenko Berlinde Hitler ve Alman Hariciye Nazırile görüştükten sonra Londraya gitmişti. Oradaki temaslarıru bitirdikten sonra, Parise gitmiş ve Fransız devlet adamlarile müzakerelere başlamıştır. Rumen Hariciye Nazırı önce Berlini ziyaret etmekle, herşeyden evvel Almanyanın Romanyanın siyaseti hakkında neler düşündüğünü öğrenmek istemişti. Londra ve Paris temaslarında Berlinde öğrendiklerini esas tutmağı ihtiyata muvafık bulmuştu. Alman devlet adamlan Romanyaya îngilterenin karşılıksız teminat vermiş ve bunu Rumen hükumetinin kabul etmiş olmasına itiraz etmemişlerdir. Fakat bu teminat, Lehistanla İngiltere arasında ol duğu gibi karşılıklı bir emniyet misakına tahvil edildiği takdirde Almanyayı çember içine almak için, büyük devletler tarafından kurulmasına çalışılan bloka Romanyanın girmiş addedileceği açıkça söylenmiştir. Gafenko, bu noktayı Londra müzakerelerinde gözönünde bulundurmuştur. Bunun için Londra görüşmelerı sonunda İngiltere Hariciye Nezareti tarafından neşredilen resmî tebliğde, pek açık ve samimî görüşüldüğü ve mevcud meseleler hakkındaki noktai nazarlar arasında ıştirak görüldüğü kaydedilmekle iktifa olunmuştur. Londradaki görüşmelerde Sovyetler Birliğinin vaziyeti dahi mevzuu bahsedilmiştir. İngiltere, kendisile Lehistan ara sındaki iki taraflı teminat anlaşması gibi, bir misak akdini Sovyetler Birliğine teklif etmişti. Sovyetler, bunu kabul etmeyip İngiltere, Fransa, Sovyetler Birliği, Lehistan, Romanya ve diğer Balkan devletleri arasında birçok taraflı ve müşterek yardım ve emniyet sistemi kuruimasını mukabil teklif olarak ileri sürmüştü. Lâkin böyle bir teklife Lehistanla Romanya derhal itiraz etmisjer ve Sovyetlerin yardımını mecburî olarak kabul etmeğe ve kendılerının de Sovyetlere yardımda bulunmağa mecbur tutulmalarına asla razı olamıyacaklarını bildirtnişlerdi. Bu muhalefet karşısında InRİltere, Sov j7etkr>BirUğinin(iyardımını kabul etmek mecburî tutulmayıp ancak alâkadar hükumet bir taarruza uğradığı zaman arzu ettiği ve şeklini de kendisi tayin ettiği takdirde, Sovyetlerin bu devlete yardım edebılmesi hakkında yeni bir teklif ha zırlamış ve bundan Gafenko'yu haberdar etmiştir. Ayni zamanda İngiltere keyfiyeti Lehistana da bildirmiştir. Yeni İngiliz teklifinin kabulü gene Romanya ile Lehistanın verecekleri karara bağlıdır. Romanya herşeyden evvel böyle bir ihtiyarî yardımın esas itibarile kabulü Almanya tarafından bır düşmanlık telat;ki edilip edilmiyeceğini hesaba katacakür. Romanya Hariciye Nazırı Berlinden ayrıldıktan sonra Alman ve Rumen Hariciye Nazırları arasındaki görüşmelerin sonunda Markoviç Almanya ile Yugoslavya arasındaki mütekabil menfaatîerin hürmet ve iyi komşuluk esası üzere ve bırbirine tam itimad havası içinde çok müsaid bir şekilde inkişaf eylediğini beyan etmiştir. Yugoslavyanın Almanya ile daha ziyade iktısadî alâkası vardır. Halihazırda Yugoslav haricî ticaretinin yüzde kırk ikisi Almanya iledir. İleride bu nıspet daha ziyade artacaktır. Yugoslavyanın siyasî meseleleri İtalya iledir. Bu meseleler ise Venedik'te Markoviç'le Ciano arasında halledilmişti. Berlinde de iktısadî meseleler halledildiğinden Yugoslavya mihveri teşkil eden her iki büyük komşusile anlaştnış bulunuyor. Doğru değil mi ? Lişçilere altın Serbest altın alım satımı menedildıkten sonra, dışçilere, kuron yap mak üzere, ihtiyacları nispetinde altın veriliyor ve bunun için de her dişçi, aldığı altınlarla yaptığı kiıronları gösterir bir defter tutuyordu. Büylece dişçilerin ihtiyacları, bir kontrol altında tatmin ediliyordu. On beş gündenberi, dişçilere altın verilmediği için, bütün dişçiler, bir altın darlığı geçirmekte ve tedavi ettikleri hastaların kuronlarını yapıp takamamaktadırlar. Dişçilerin resmî müracaatlerine de henüz bir cevab venlmemiştır. Altın kuron bir lüks değil, sıhhî bir ihtiyacdır. Kuron takılmak üzere tedavisi ikmal edilmiş dişleri kuronsuz bırakmak, bunların ölümünü mucib olabilir. Bu itibarla, alâkadar dairenin dişçilere bir an evvel altın vermesini istiyoruz. Denizyolları Yeni teşkilâtın mayısın birinden itibaren tatbikina imkân grörülemiyor Denizyolları Umum Müdürlüğüne tayini mukarrer bulunan îbrahim Kema! Baybora ve Umum müdür muavinliklerinden birine tayin edilecek olan Yusuf Ziya Kalafatoğlu Ankaraya gitmişlerdir. Denizbankın kaldırılarak yerine yeni teş kilâtın kurulması hakkındaki proje henüz kesbi kanuniyet etmemiş olduğundan yeni şeklin mayısın birinden itibaren tatbikına imkân göriilmiyor. Alınan tedbirlerin iyi Kalenderoğlu bir kız belâsını savuşturmak netice vermemesi seisterken, şimdi başına başkaları mı geliyordu? beblerı goruşuluyor Yazan: Kadircan Kaflı yaklaşıyorlardı Dikkat edilince bunlardan bir kısmmın kadın veya kız olduğu anlaşıldı. Kalenderoğlunun kaşlan çatıldı. Şimdi bir kız belâsını savuşturmak için uğraşırken başına başkalan mı geliyordu? Kimdir onlar? Yaklaştılar. Kalabahğm arasında kambur bir adam topallıya topallıya Kalenderoğluna doğru koştu: Aman ağam, gözümüz aydm! Senin sipahiler bana pek eziyet ettiler. Mademki seni gönnek kı«metmiş; hepsini bağışladım. Üstelik bahşiş vereceğim. Kalenderoğlu bu sesi tanıyor gibiydi. Kızıl alevlenn aydınhğında onun çarpık burnunu, sola kaymış olan ağzını, kenarı büzülmüş tek gözünü, çolak kolunu, hiç de yabancı bulmuyordu. Birdenbire hatır'adı ve elini uzattı: Vay Keklik Ahmed, sensin ha!.. Buralarda ne arayon koca tatarağası? Onun biraz ilerisinde duran on kıza, beş altı köleye ve dört uşağa bakarak ilâve etti: Bunlar ne? Tatarağasmın böylesini de hiç görmemiştim. Keklik Ahmed kırçıl sakahnı sıvazladı: Artık tatarağalığı filân kalmadı ki!.. Haçovada senin idamın için verilen hükmü gizlice gösterdiğimi Cağaloğlu Sinan Paşaya duyurmuşlar; Ibrahim Pasa olmasaydı başım gidiyordu; canımı zor kurtardım. Sipahiler gözlerinden başka her taraflannı örten kızlara, vahşi panltılı bakışlar atıyorlardı. Bu hal Kalenderoğkmun gözüne çarptı. Keklik Ahmede sordu: Anladık ama, bunlar ne oluyor? Sesini yavaşlatarak cevab verdi: Geçim dünyası! Tatarağalığında tanıdığım yerlerden kız topluyor; Istanbula götürüyorum. Başka iş yok muydu? Başka ne yapabilirdim? Tatarlıkta attan düşüp uçurumdan yuvarlanmak yüzünden ne sağlam kol, ne de sağlam bacaîc iaTdı. Gözüm bile kör oldu. Kamburum da o zamandan armağandır. Vaki!e' İstanb'üMan Bâğdada, uyforyu biîe at sırtında kestirip, sekiz günde giden acar delikanhyı bulsam kadife kutuya koyar; inci gibi saklardım. Hey gidi günler! îyi ki sana rastladım ağam; izin ver de yağmurlar basmadan Bursaya varam; oradan da îstanbula geçem... Kalenderoğlu da onun orada kalmasını istemiyordu. Fakat o anda aklına birşey gelmişti. Biraz düşündü. Sonra yumuşak bir sesle: Keklik, bir zorluğa çattık; bize ıkıl ver! Senin elin kolun yamılmış ama, kafatasın sağlam kalmıştır! Dedi. Eh... Ağamiz kadar değilse de... «Dağlardelisi» ile «Kayış Mehmed» bir kızı paylaşamıyorlar. Ortayerinden kesip yan yarıya verelim, diyoruz. Ne dersin? Keklik Ahmed sakalına asıldı: Böyle paylaşmayı ne duydum, ne işittim! Yazıktır ağam, hele şu kızı görebilir miyim? Nerede? Kalenderoğlu kızm getirilmesini emretti. Dağlardelisi bırakmıyacak oldu: fakat reisin kaşlan çatılınca kenara çekildi. Güllüyü ateşe yalcın getirdiler. Keklik Ahmed: Şunu bir çözüversek! Dedi. Genc kıza, candan görünerek, gülümsedi. Güllünün ürkekliği ne azalmış, ne de çoğalmıştı. Yalnız, iplerinin çözülmesinı iyi karşıladığma şüphe yoktu. Keklik Ahmed genc kızı baştan ayağa kadar süzdü: yüzüne, saçlarına daha dikkatle baktı. O, kendisine doğru uzanan çirkin elleri ittikce eski tatarağası bir maskara gibi sırıtıyordu. Neden sonra Keklik Ahmed: Bilirim ki dağların devletlusu Kalenderoğlu, günahsız bir serçeye bile kıymaz. Bunun için o iki sipahi kimlerse, kızı paylaşacaklarına parasını paylaşsınlar! Kayış Mehmed esircinin üstüne yürüyecek oldu. Fakat Kalenderoğlu emretti: Kayış, uslu dur! Sonra Keklik Ahmede baktı: Pek doğru söylersin, hey tatarağası! Ne verirsin buna!.. Eh. İki yüz akceden fazla etmez ama, ben üç yüz vereyim! Üç yüz akçe mi? Bir katır bile daha çok eder! (Arkası var) Delikanlı çırpındı; fakat kurtulamadı, dişlerini gıcırdattı: Kayış Mehmed ateş başında çömelmiş olanlardan birine sordu: Demir kızgın mı? . He... Suçluyu oraya doğru yürüttüler, çömelttiler. Sağ kolunu güçlükle sıyırdılar; dirseğınden yukarısına ince bır sargıyı dolıyarak iyice sıktılar. O sırada Kayış Mehmedin palası havaya kalktı, indi. El, bilekten koptu ve düştü. Uzun bir kıskaçla tutulan ve el ayası kadar olan kızgın demir levhayı kesik yere yapıştırdılar. Bir cazırtı oldu; biraz alev ve birçok duman çıktı. Delikanlı dişini sıkıyordu. Birkaç dakika sonra serbest bıraktılar. O zaman yerde duran kesik elini kaptı; Kara Saidin yüzüne fırlattî: Bak hele koca domuz; bunun bedeli senin başmdır; unutma! Bana Yenişehirli Dalkılıc oğlu Bekir derler... Uzadıkça silinen gölgesini çiğniyerek karanlıkta koyboldu. Kalenderoğlunda büyük işler yapmış bir adamın gururu vardı. Kara Sa:dle yanyana yürüyerek ateşin kenarındaki kilime bağdaş oturdu. Şimdi oradakilerin çoğu «Dağlardelisi» ne bakıyorlardı. Mademki kız kaçıran birisinin başı biraz. önce şuraya düşmüştü; «Dağlardelisi» için de ayni akıbet niçin olmasındı? Kalenderoğlu da ona baktı: Yaptığın işi beğeniyon mu? Suçun belli.. Kendi cezanı kendin vir bakaIım! «Dağlardelisi» yumuşak bir sesle cevab verdi: Ben kızı kaçırdım ama fena niyetle değil! Ona erliğimi gösterdim, başka diyeceğim kalmadı; al, ne dılersen yap! Anlamadım. Bana tokat vurdu! Kıyış Mehmedin yüzü güldü. Kalende^ğ''ina yaklaştı: GüP.üyü bana verecektin, ağam! Acele etme! «Dağlardelisi» çıkıştı: Sana mı? Senin için mi yorulmuş O zaten benimdir. Herkesten önce rnbasından ben istemiştim! «Dağlardelisi» alaylı alaylı güldü. Kayış Mehmed de acı acı güldü: Uzun Hüseyin1 bir kurşunda yere sermeseydim seni okla vuruyordu! Bana öyle oklar işlemez. Sen kendine bak, Kayış! «Yiğit, lâkabile anılır» derler ama son kelimenin «Dağlardelisi» nin ağzmdan çıkışında en acı bir hakaret vardı. Sen kendine bak papaz bozuntusu! Elini palasma attı ve sıyırdı. Parlak çeliğin üstünde taze kan lekeleri vardı; bu halile daha korkunc görünüyordu. «Dağlardelisi» de kılıcını çekti. Demindenberi hayatının en korkunc zamanlannı yaşıyan Güllünün gözleri yuvalanndan fırlamıştı. Bulunduğu yerde o kadar büzülmüştü ki biraz önce kendisini sıkan bağlar şimdi gevşek geliyordu. Kalenderoğlu bağırdı: Sakm vuruşmayın; yoksa!.. Birkaç kişi onlarm aralarına girdiler. Kalenderoğlu sözlerine devam etti: Kayış! Sen de suçlusun; benden izinsiz düğün yerini bırakıp gittin. Bunu yapmıyacaktın! Güllüyü bu ayı oğlana bırakamazdım! «DağlardeÜsi» homurdandı. Kara Said araya girdi: Ağam, ikisi de iyi yiğittirler. Bir defa şeytana uymuşlar. Mademki kızı pavlaşamıyorlar; belinden ikiye ayırıp... Etrafta mırıltılar oldu. Gâvur Murad alaylı alaylı güldü: Tam orta yerden kesmeli de kavgaya bahane kalmasın! «Tanrıbilmez» söze karıştı: Gene uyuşamazlar; bu sefer de belind°n aşağsını ben alacağım, yukarısın sen alacaksın, derler. Bir kahkaha koptu. Kalenderoğlu bile keJ;=ini tutamadı. Kayış Mehmedin canı sıkılmıştı; bu işi, her ne şekilde olursa olsun, bitirmek istedi: Razıyım! Ka'°nderoğiu Kayış Mehmedi baştan ay?"a kadar süzdü, dudak büktü ve başmı sa"adı: Ne de çok seviyormuşsun!.. Arka taraftan nal sesleri ve yüksek sesle konuşmalar duyuldu. Herkes o tarafa döndü: Yirmi kadar atlı ve bir o kadar yaya insan, en büyük atcşe doğru Çorab sanayii erbabı, dün Ticaret odasında mühim bir toplantı yapmışlardır. Bu toplantı, çorab standardizasyonu ni" zamnamesi mucibince ipekli kadm çorablarının sağlamlığı için şimdiye kadar alınan tedbirlerin iyi netice vermediği ve kadın çorablarının gittikçe daha incelerek hal kın ve millî iktısadiyatın aleyhine bir netice verdiğini tespit eden Sanayi Tetkik Heyeti tarafından görülen lüzum üzerıne yapılmıştır. Dünkü toplantıda yalnız mev cud vaziyet üzerinde görüşülmüş, fakat karara geçilmemiştir. Sanayiciler, bilhassa ipekli kadm çorablarının vazıyetınden mıllî sanayıin müteessir olduğunu, çorabların biraz daha normale ve kalınlaşmağa doğru gitmesinin bir zaruret bulunduğunu ileri sürmüşler dir. Bu noktada Vekâletin noktai nazarile Doğru deçil mi ? tam bir mutabakat bulunduğu görülmüştür. SAGLIK tŞLERl Çorab fabrikatörleri pazartesi günü tekrar toplanarak kararlara geçeceklerdir. Ecnebi memleketlerden gelen Alâkadarlar mevcud nizamname hükümçuvallar Ecnebi memleketlerden memleketi leri dahilinde vaziyetin ıslah edilebilece" mize gönderilen boş ve kullanılmış çuğine kanidirler. vallann veba hastalığı bakımmdan bazı ŞEHÎR İŞLERİ kayıdlara tâbi tutulmasına karar veril miş ve bu hususta Sıhhiye Vekâletinden Florya kazinosu alâkadarlara tebligat yapılmıştır. Florya kazinosunun elektrik ve sair Evvelemirde bu kabil çuvallann yük tesisatı için bütçeye 30,000 liralık tahsi lendikleri iskelelerde behemehal fennî sat konulmuştur. bir tarzda temizlenmeleri icab etmek tedir. Bu çuvallar temizlendikten sonra Sirke etiketleri Zabıtai belediye talimatnamesinin sir mahallî Türk konsoloslarından musad. kelere taalluk eden ahkâmında bazı ta dak şehadetnameler ahnacak ve ne şedilât yapılmıştır. Buna nazaran sulan . kilde temizlenmiş olduklan tasrih edidınlmış sirkelerle sun'î sirkelerin üze lecektir. rinde «sulandınlmış sirkedir», tsun'î sirkedir» tarzmda etiketler bulunacak ve sun'î sirkelerle turşu da yapılabilecektir. Fakat bu turşuların üzerinde sun'î sirke ile yapıldıklannı gösteren etiketler bulunması mecburidir. Memurların vaziyeti Öğrendiğimize göre, Denızbankta son tasfiyede çıkarılan 47 memurun eskıden" beri devlet hizmetinde bulunanlan tekrar teşkilâta alınmaktadır. Fakat gerek Denizbank teşkilâtile birlikte hizmete al nmış bulunan memurlardan, gerekse son tasfiyed« açıkta kalmış olanlarla şimdi ban" kada bulunanlardan bir kısmı açığa çıkacaktır. Deniz Ticareti mektebi Yüksek Deniz Ticaret Mektebi Müdürü Zeki de Ankaraya gitmiştir. Verilen malumata göre, yeni vaziyette bu mek" teb bir meslek mektebi olarak Denizyollan Umum MüdürlüSüne baîlanacakt.r. ADLIYEDE Şüpheli ölüm Kasımpaşada Ali oğlu Mustafa isminde on sekiz yaşında bir genc, sancılan. mış, biraz sonra ölmüştür. Adliye hekimi Enver Karan, cesedi muayene etmiş, Morga kaldırtmıştır. Otopsi yapılarak, rapor hazırlanacaktır. Tablolar tzmitte! Beyoğlunda 173 kişi cezalandırıldı Son günlerde Beyoğlu mıntakasında zabıtai belediye nizamnamesine muha lif harekelterinden dolayı 173 kişi ceza. landırılmıştır. Bunlardan 21 i caddeye toprak ve kam atmış, 2 si mezbaha haricinde koyun kesmiş, 22 si caddeyi işgal etmiş, 9 u müstahdem defter: tutmamış, 5 i otomobille caddeyi işgal etmiş, 4 ü etiket koymamış, 14 ü caddeyi kirletmiş, 30 u muayene cüzdanı olmadan çalışmış, 9 u vaktinde dükkânını kapamamış, 3 ü ev bacasını temizletmemiş, 4 ü otomo bille memnu yoldan gıtmiş, 4 ü kapak sız çöp kutusu bırakmış, 2 si ehliyetsiz bisiklete bitmiştir. 939 ekmek, 152 francala musadere edilmiştir. Yeni İktısad müdürü Iktısad müdürlüğüne tayin edilen Saffetin salı günü yeni vazifesine baş . lıyacağı haber alınmıştır. îtfaiye mektebinin ilk mezunları îtfaiye mektebinin ilk mezunları 2 mayısta diplomalarını alacaklardır. Bu devreye taşra İtfaiyelerinden 7 talebe gelmiştir. İkinci devreye taşradan nekadar talebe gönderileceği vilâyetlerden sorulacaktır. Eminönünde cezalandırılanlar Eminönü mıntakasında Belediye müfettişleri tarafından dün sıkı bir teftiş yapılmış, birçok dükkân sahibleri tecziye edilmiştir. îzmitteki tablo meselesi için burada GÜMRÜKLERDE evvelki gün tetkikat yapan yedi kişilik vukuf ehlinin raporu, tetkik mevzuu oAlman heyeti lan altı tablo ile beraber, dün tstanbul Sun'î yünle sun'î ipeğin Türkiyeye sa dan îzmite yollanmıştır. tışları üzerinde meşgul olmak üzere şehrimize gelen Alman heyeti, dün akşam Kelepçe taktırmamak için.. Tuğla aşırdığı iddiasile Sultanahmed Ankaraya gitmiştir. Heyet, dün gümrük. birinci sulh ceza mahkemesinde muha ler Başmüdürü Methi ile temasta bu lunmuş, gümrük tarifelerimizin husu keme edilen Osman, dün akşama doğru mahkeme salonundan çıkınca, jandarma siyetleri hakkında malumat almıştır. bileklerine kelepçe geçirmek istemiştir. DEMÎR YOLLARINDA Osman buna itirazla <bana kelepçe ta . Balkanlarda müşterek navlun kamazsınız, Müddeiumumî buraya gelmeyince kelepçe taktırmam> demiş, tarifesi jandarmalar ısrar edince de bağınp ça1937 senesinde Türkiye Bulgaristan ğırmış, ileri atıltnıştır. Kelepçe geçiril Yunarıfstsn 'demiryollaı'i idâre'leri ara . miş ve Osman, jandarmaya karşı geldiği sında akdolunan bir anlaşma mucibince idd;asile asliye üçüncü ceza mahkeme Balkan demiryollan arasında müşterek sine verilmiştir. bir tarife tatbik olunmakta idi. Bu müşŞantaj davası terek navlun tarifesi anlaşmasına Yu «Orozdibak» tan tehdid suretile para goslav hükumeti de iştıraki kabul et koparmak meşhud suç davasında karar, miştir. dün bildirldi. Mahkeme heyeti, komis . C. H. PARTtSÎNDE yoncu Ömer Lutfı Kalelinin bir ay hapsini, yirmi lira ağır para cezası ödemesiDünkü içtima ni «ittifakla» ve bu cezanın cektirilmeDün, Vilâyet Parti merkezinde bir mesini de «Pvseriyetle» karTlaştırdı. toplantı yapılarak inşası ihale edilmek Saf yağmış! üzere olan Kadıköy Halkevi binasmm keşif projesi üzerlnde görüsülmüştür. Balıkpazarında Mihaıl aleyhine mahMÜTEFERRÎK lut yağı saf yağ diye satmaktan dava açılmıştı. Kuyruklu yıldız Dün, Adlî Tıb kimyahanesinin raporu Oslo rasadhanesi heyetşinaslarından okur.du ve yağın saf olduğu anlaşıldı. Hassel tarafından gayet büyük bir kuy Mihailin beraetine karar verildi. ruklu yıldızın görüldüğünü ve bu yıl Tevkif edilen polis dızın arzımıza çok yakm geçeceğini yazKöprü polislerinden Sabri, Vangel is. mıştk. m nde birisinin, kansile arasında çıkan Rasadhsnemizden alınan malumata ihtilâflı bir işi, lehine halletmek üzere göre, bu yıldızın her zaman görülen Vangleden on lira rüşvet almaktan ya periadik yıldızlarından olmadığı, son kalanmış Müddeiumumiliğe getirılmiş. vaziyet; hakkında henüz fazla malumat tir. Suclu. inkâr etnrş. yedinci sorgıı hâbulunmadığı anlaşılmıştır. kimliğine verilmiş. tevkif edümiştir. Yumurta ihracatı Son günlerde Almanya. İtalya ve Yunanistana fazla miktarda yumurta ih . Yıkılacak binalar Beyazıddan Aksaraya inen yol üzerin rac olunuyor. Geçen hafta 1500 büyük deki ahşab b.nalarm yıkılarak bu yolun sandık yumurta gönderilmiştir. Almangenişletilmesi takarrür etmiş, keşifna . ya 60 marktan, İtalya ve Yunanistan 23 liradan mübavaatta bulunmaktadırlar. meleri hazırlanmıştır. Suclu vatman! tki yaşında İstepan, dün Topkapıda tramvay altında kalmış, ölmüştü. Vat man Hakkı, meşhud suç kanununa göre dava açılarak İstanbul asliye dördüncü ceza mahkemesine yolianmıs, dün orada muhakemesi başlamıştır. Muhakemeye mayısın üçünde saat 14 te devam edilecektir. Kurbağalıdere Kurbağahderenin temizlenmesi için Belediyece hazırlanan keşifname ek sütmeye konulmuştur. Dereye akan lâğım mecralarının da fennî lâğımlara akıtılması kararlaştınlmıştır. C Çocu< Haftasi j Belediyenin alaca°;ı teminat akçeleri Varkonağı caddesinin tevsii dolayısile Bugün. Zeytinburnunda denize atış talimleri yapılacağından deniz merakibi. Harbiye mektebi duvarlarının yıkılarak nin muayyen saha dahilinden geçmeleri geriye çekilmesi işi dün ihale edilmiştir. menedlmiştir. Genişletilecek mekteb DFNİ7 * Bugünkü atış talimleri Muharrem Feyzi TOGAY Harbiye duvarı Dahiliye Vekâleti, Belediyenin mü teahhidlerden alacağı teminat akcelerini kendi veznelerinde muhafaza edebile «Saldıray» havuzdan çıktı bahçesi înt'k»bları tecdid edilecek şehir meclisi azaları Yalova kazasmm Bursaya ilhakı üze. rine mezkur kaza namına cemiyeti be lediyede aza olarak bulunan Ömer Çalla Kitabcı Halidin Şehir Meclisindeki va z'yetleri değişecektir. Bunlar vilâyet azası olarak intihab edilmiş oldukları için, ilhak takarrür edince intihabın Çocuk haftası münasebetile memle Bursa vilâyeti namına tecdidi lâzım ge ketin her tarafında müsamere ve top lecekUr. lantılara devam ediliyor. Evvelki gün Ankarada Çocuk sara Bozuk gıda maddeleri Son günlerde kavurma, suçuk ve pey yında bir gardenparti tertib edilmiş, nir gibi gıda maddelerile zehirlenenle . toplantıda yüzlerce çocuk bulunmuş rin sayısınm çoğaldığı nazarı dikkati tur. Resmimiz, miniminileıre pasta dağıtılıcelbetmiş, bu maddelerin sıkı kontrola şını göstermektedir. tâbi tutulması istenmistir. Nişantaşmda on beşinci ilkmekteb biLimanımıza geldikten sonra havuzlanan ay sınıfı denizaltı gemilerinin ilki nası bahçesinin tevsii için etraftaki bi«Saldıray». havuzdan çıkmış, dün tec naların istimlâkine karar verlmiştir. rübeleri yapılmıştır. Akaretlerdeki kaldırımlar Beşiktaşta Akaretlerdeki kaldırımla Dünkü sis rın tamiri Vakıflar idaresine aid oldu Evvelki gece başlıyan sis, dün sabah Şundan buradaki kaldınmlann mezkur kesafet kesbetmiş, bilhassa Karadeniz idare tarafından yaphrılması, oradaki Boğazı methalinı kapatmıştır. Sis yü bütün akaret binalarmın yeknasak ola. zünden saat 10,30 a kadar vapurlar Bo rak acık bej rengine boyatılması istenğazdan girip f'kamamıştır. mistir. P. T. TELEFONDA Devreke gönderilecek resmî evrak Devrek kazasma gönderilen resmî evrakın diğer kazalarla iltibas vukuuna mebni Devrek Zonguldak tarzında ya. zılması lüzumu alâkadarlara tamim edilmiştir. C u m h u r i y et 4bone seraitl: j Nüshası 5 knrmtnr Türkive Raric icin icin 1400 Kr 2700 Rı Senelik 750 . 1450 Alb avlık • 400 • 800 Üç «yiık • Bir avlıt 150 • Yoktui