CUMHURİY.E'k 14 Nisan 1939 UYDUNUZMU Peynir eskisi Rekor asnndayız Güzellik, çirkinlik, sür'at, yavaşlık, obur r İstanbul Okulları Spor Bölgesi Genel zuu oluyor da, eskiSekreterliğinden: lik ve yenilik olmaz 15/IV/1939 cumartesi gunü Taksim mı? Elbette olur. E« stadında yapılacak futbol maçlan: 'lik rekorunu ilk kıSaha komiseri: lbrahim Hakkı Turran peynir olmuş,. gay. Isviçre peynir fabrikalarından biri, gaîstanbul Erkek lisesi Galatasaray yet eski bir peyniri, kemali ehemmiyet lisesi saat 14. ve itina ile teşhir ediyor. T a m 8 buçuk Hakem: Tarık Özerengin. Sahte vesika göstererek dolandırıcılığa tanzim ettiği vesika ile anlaşılmaktadır. kilo sikletinde olan bu Deynir tekerleği, Hayriye lisesi Haydarpafa lisesi sateşebbüs ettiği iddiasile îstanbul birinci Kendisinin Türk ceza kanununun beş at 15,10. yahud külçesinm yaşı 160. 1 778 senesinde yapılmış ve bir buçuk asliye ceza mahkemesinde mevkufen mu yüz üçüncü maddesine göre tecziyesini Hakem: Adnan Akm. asırlık bir ömre sahib olan bu ihtiyar pey hakeme edilen Alman genci Horst Fran isterim. îstiklâl lisesi Boğaziçi lisesi saat Buna karşı Horst Franke, kendisinin 16,10. nir, bütün tazeligini muhafaza ediyor kenin muhakemesi dün akşamki celsede hiçbir yerde hiçbir suihali vaki olmadımuş. Isviçre Devlet Reisi, peynirlerin bu karar safhasına gelmiştir. Hakem: Sami. Dünkü celsede, birinci şube müdür ğmı, Vaymar ve Münihte mühendislik en yashsının el'an hayatta olduğunu haVoleybol maçlan (erkckler) Kababer almca derhal ziyaretine koşmuş, hat muavini Zekile Beyoğlunda kitabcı Kaps tahsil ettiğini, kusursuz tayyare yapabile taş Erkek lisesi sahasında: şahid olarak dinlenildikten sonra, mah ceğini, lâkin diploma alarak diplom en Saha komiseri: Necati Aygen, Hayri ta tadına bakmak nezaketini göstermiş. Eşyada halı, yiyecekte pilâv eskidikçe kemede müddeiumumiliği temsil eden ieniyör sıfatmı taşımak salâhiyetini veren Ragıb Yalım. formaliteyi ikmal ettiremediğini söylemiş,, Kabataj Erkek lisesi Igık lisesi saat rağbet kazanır, bunu biliriz. Halınm Ekrem Köni, §u mütaleayı söylemiştir: « Hort . Franke, diplomalı mühen «Kabahatim, olsa olsa bu noksanı şirkete 15. Saha: 1. rakibi çoktur. Şimdi pilâva da peynir radis olduğundan, îsviçrede ve diğer ecnebi «övlememekten ibarettir. Lâkin söyier kib çıktı. Hakem: Ferhad Acarkan. em, sirket bana iş vermez diye çekindim. memleketlerde fabrikalar kurduğundan îstanbul San'at okulu Erkek öğretOdontosinema R bahsetmek suretile, Türkiyede de tayyare en 5>mdive kadar hiobir kimseyi dolan men oklu saat 16. Saba: 1. Yepyeni bir müimalâtile meşgul olmak arzusunu göster rl'rrııacl'm. Bu şirketi de dolandırmıs, de Hakem: Muhsin Akyürek. rekkeb kelime. Famiş, evvelâ Türk Hava Kurumu Istan 5ilim. Ald'pım para, şirketçe bana avans Haydarpaşa lisesi §işli Terakki lisekat sonundaki sinebul şubesi müfettişi tayyareci Savmiye mü olarak verilmistir. Eğer isteseydiler, hiz si saat 15. Saha: 2. ma, bizim eski âsina. Hakem: Hayri Rapıb Yalım. racaatte bulunmuş, ondan sonra «Ustiş» metimle bed°lini ödiyecektim. Onlar poYalnız, başına odonîstanbul Erkek lisesi Hayriye lisesi smaî tesisat kollektif şirketine giderek, lise gidince, iş yapamadım. Parayı öde to ilâve edilmiş. Yahakikatte tayyare imaline kadir bir mü meğe hazmm, hususî otomobilimi teminat saat 16. Saha: 2. ni, yeni bir çul giyHakem: Salim Duru. hendis olmadığı ve yukarıda sayılı yerler olarak şirkete bırakırım. Beraet ve tahli dirmişler. Voleybol maçları (kızlar) îstanbul de itimada şayan görülmedıği halde, yemi isterim.» demiştir. Galiba AmerikaMahkeme, Horst Franke'nin elli lira Kızlisesi sahasında: mezkur şirketin hulus ve saffetinden istida olacak, dişçi aSaha komiseri: îffet Yılgör. fade mahiyetinde hile ve sanialar kulla kefaletle serb^t bırakılmasım ve esastan tölyelerinde sinema Erenköy Kız lisesi Cumhuriyet lisenarak, şirketin sekiz yüz otuz beş lirasını karar vermek ü"*re tetkikat yapmagı katertibatı yapılmış. devamı, si saat 15. dolandırmıştır. Bu cihet, hazırlık evrakı, rarlaştırmıştır. Muhakemenin maksad gayet insanî. Hakem: Mes'adet Saver. âmme şahidlerinin ifadeleri, sahte olarak ba<=lca eüne kalmıshr. Tavanda bir ekran var. Dişçi koltu Kandilli Kız lisesi • Kız Ögretmen oğunun tam tepesine isabet eden noktada. Sar'alı adam Tevkif edildiler ~ kulu saat 16. Hasta, koltuga oturup da ağzını dişçinin Dün öğleden sonra İstanbul Agırceza Hakem: S.ehime özdemîr. Bir komiser muavinile bir polis me insafsız parmaklarına teslim edince, bu muru, Küçükpazarda Aliden rüşvet al mahkemesi salonuna giren bir adam, Yüce Ülkii lisesi înönü Kız lisesi ekran üzerinde bir filim sahnesî cereyana dıklan kaydile yakalanmışlar, polisçe kapıdan girer girmez sırtüstü yere düş saat 17. başlıyor. Hasta, ağzında dolaşan kerpe yapilan tahkikat bittikten sonra, dün müş, çırpmma^a başlamıştır. Yattığı Hakem: İffet Yılgör. tenin, iğnenin, tel fırçanın yahud burgu Adliyeye gönderilmişlerdir. yerden kaldınlmış, dışarıya çıkanlmış, Okul maçlannda sejircilerden Tak nun temasını ve acısını unutuyor. SineAleyhine zabıt tutmamak üzere, Ali Adliye hekimi Enver Karan gelmiş, te sim stadında duhuliye (antre tribün) den ilk ay beş lira aldıkları, ikinci ay da davi etmiştir. Yere düsen adamın sar'ası 10, balkon için 25 kurus, alınacaktır. ma, bittabi sesli. tuttuğu anlaşılmıştır. Hasta, yarım saat Yalnız, dikkat edilecek nokta, filimi beş lira ahrlarken yakalandıklan kay Birinci maçm yan hakemlerini îstikdıle Müddeiumumiliğe gönderilen bu sonra açılmıştır. gülünc mevzulu değil, kabil olduğu kalâl Boğaziçi, ikinci maçın Galatasaray .ki memuru, Müddeiumumilik, birinci Bu adam, Ağırcezada bir ölüme sebeb dar ciddî ve ayni zamanda merakh intisorgu hâkimliğine yollamıştır. Unka olmak davasında muhakeme edilenler İstanbul Erkek lisesi, üçüncü maçm hab etmek. Çünkü, gülünclü filimler has panı komiser muavini Ulvi ile zabıta meden Fethidir. Dava, bir sandal kazası da Haydarpaşa Hayriye liseleri gönderetanm ağzında ve yanaklarında takallüsler muru Cemal, sorgu hâkimi Salâhaddin vasıdır. Durusma, başka güne kalmıştır. ceklerdir. Yan hakemleri beyaz gömlek, yaptıkça, dişçinin eli zora geliyor. Cana tarafından sorguya çekilmişlerdir. îs beyaz kısa pantalon, futbol ayakkabısı ve cıs' o zaman, muhakkak. ticvab, hayli uzun sürmüştür. Neticede ÜNtVERSİTEDE uzun çorab giyecekleı dir. Sünnet düğünlerindeki hokkabaz cur haklarında tevkif müzekkereleri kesilm KoıiTeransı Atıcıhk Federasyonu Haydarpaşa ile edilmis bir nev'i. Baba ve kardeş katilînin Profesör Pittard, dün saat 18,15 te ÜPendik, Sirkeci ile Yejilköy arasında niversite konferans salonunda üçüncü yirmi tane atış poligonu yapfarnaağa kaPapaşanla arsTan muhakemesi Kuruçeşmede babası Şevketle kardeşi konferansını da vermistir. «Fizik, antro rar vermistir. Yırtıeı hayvanları terbiye etmek ve Radiyi bir miras meselesinden dolayı poloji, ilk insanların işleri, pedagoji ve Poligonlar için buralarda münasib bilhassa cambazha öldürmekten suçlu Zekınin muhakeme spor> mevzulu konferans, alâka ile din yerler aranmaktadır. nellerde susa durdur sine, İstanbul Ağırceza mahkemesinde lenmiştir. Ankaradaki maçlar mak için, eli kırbaç dün devam edilmiştir. Zeki, bir bankaMuallim Mehtebinde Ankara 13 (Telefonla) Yarin daki kasada, babasınm vasiyetnamesi lı mürebbiler usulüMadam Pittard, dün saat 15,30 da Ça sehrimize gelecek olan Beşiktaş takımı, bulunduğunu iddia ederek, kasamn hânü değiştirip yerine kim huzurile açılmasını ist:yordu. Dün pa Kız Muallim mektebinde JanJak ilk maçını Demirspor, ikinci maçını da bir başka şekil ika kü celsede, Beşiktaş sulh hukukhâkimi Russo mevzulu konferansını vermistir. Ankara Gücile yapacaktır. me etmeğe çalışıyor huzurile acılan kasadan hiçbir şey çık Bilhassa pedagojık kıymeti büyük olan lar. Arslan, kaplan, madığına dair gelen cevab okunduktan Bir tayin bu konferans, talebelerden başka kalasırtlan gibi vahşi hay sonra, iki müdafa şahidi çağanlmasma Denizbank organizasyon şefi iken, bu balık bir muallim grupu tarafından alâ şubenin lâğvi üzerine açıkta kalan Ulvi vanlan, bundan sonra ilmî bir terbiye karar verilmıştir. ka ile dinlenerek alkışlanmıştır. Kon Ziya, devlet sermayesile kurulan fabrisistemine tâbi olacaklar. GÜMRÜKLERDE feranstan sonra Madam Pittard ve diğer kalar umumî murakabe heyetinde müînceden inceye yapilan tetkîkler, yırtıtehassıs muavinliğine tayin edilmiştir. zevata bir çay verilmistir. eı mahlukların, yani âhenkte sesli ve muMarmara adası gümrüğü Ulvi Ziya, Galatasaray lisesi ticaret Madam Pittard, konferansına yann da ayyen bazı kelimelerden mürekkeb emir Bundan bir müddet evvel bazı gümve bankacılık kısmından ve Yüksek Ikler tesiri altında pek kolay yola geldikle rük mevkileri arasında lâğvedilen Mar ayni saatte devam edecektir. tısad ve Ticaret mektebinden mezun rini göstermiştir. Tecrübeler yapılmış, en mara gümrüğünün lâğvinin doğru ol dur. tsviçrede bankacılık stajı yapmış Teftiş salâhiyeti verilen ve îş Bankasmda da muhtelif servislerde ele avuca sığmayacak kapların, kafeslerin madığmı yazmıştık. Gümrük idaresi profesör ve doçentler şef vazifesi görmüş bir gencdir. Yeni vade eli kamçılı mürebbi olmadığı halde, yaptığı tetkikat sonunda, Marmara aMaarif Vekâlet:, orta tedrisat teftiş zifesınde de muvaffakiyetler dileriz. uzaktan verilen emirler karşısmda tirtir dasındaki gümrük dairesinin tekrar kukadrosundaki noksanı telâfi ve liselerle rulmasma karar vermistir. titredikleri görülmüştür. Gülhane müsamereleri ortamekteblerdeki teftişlerin zamanınAsıl gaibi var. Meshur bir cambazhaGülhane Tatbikat mekteb ve kliniği da yapılmasını temin etmek için Üniverne sahibi, sesi müsaid bir papağana, icab yor. nin senelik müsamerelerinden yedincisi Koskoca arslanın, söylediği sözün site profesör ve doçentlerinden bazıları 14/4/939 cuma günü saat 17,30 da Gül eden kelimeleri öğretip, kuşu, hayvanlann göremiyeceği bir köşeye tünetmiş. manasmı bilmiyen beyinsiz bir kuşun sesi na teftiş salâhiyeti verilmistir. Bu pro hane konferans salonunda yapılacaktır. Papağan, oradan yüksek sesle emirler ve ni işitince, sinecek kadar âcizleşmesi ne fesör ve doçentler gösterilen mekteb Arzu eden meslektaşlann teşrifleri rica lerde teNslere baslamışlardır. olunur. rerek, yırtıeı hayvanlan saha durduru hazin bir âkıbet! ADLİYEDE ' V E MAHKEMELERDE Bu haf ta mektebliler arasında yapılacak maçlar Sahte mühendis SIRT GCGÜS KALÇAARKA BEL ROMATiZM A LUMBAGO 8 IYATI K T« bütün ağrılara karşı • Suçlu Alman genci, şirketten aldığı paranın avans şeklinde verildiğini ve bunu ödemeğe hazır olduğunu söylüyor SİLKO SANCILARI DAiMî ve ÇABUK GEÇiRiR Güzel San'atlar Akademisi Müdürlüğünden: 1 Güzel San'atlar Akademisine merbut Dolmabahçe sarayının eski Veliahd dairesini işgal eden Resim ve Heykel müzesinin bodrum ve zemin katlarımn bir kısmındaki oda ve salonlann sıva, badana, yağlıboya ve zemin döşemelerile kapı ve pgncerelerinin tamiri ve eski bir hamamın gurub halâsına tahvili işleri açık eksiltmeye konulmuştur. Bu işin keşif bedeli (3767) lira, muvakkat teminatı da (282) lira (53) kuruştur. 2 Açık eksiltme 18/4/939 tarihinde saat 14 te Cağaloğlunda Yüksek mektebler muhasebeciliğinde yapılacaktır. 3 Mukavele, eksiltme, bayındırlık işleri, genel ve hususî şartname ile plân, keşif hulâsası ve sair fennî evrak Güzel San'atlar Akademisi idaresinden bedelsiz olarak almabilir. 4 İsteklilerin mezkur gün ve saatte Yüksek mektebler muhasebeciliğinde hazır bulunmaları. (2523) tnerhemi ile masaj yapınız. MÜHİMDİR, OKUYUNUZ: YURD GİŞESİNDEN ALINIZ. YENt TERTİB BİLETLERİ GELMİŞTİR. Taşra siparişleri seri ve muntazam gönderilir. Adres: Yenicami, 1§ Bankası karşısmda, No. 17. Sahibi; MEHMED KIVANÇ Tayyare Piyango biletinizi herhangi gişeden aldığınız halde, Amorti ve ikramiyenizi hiçbğ* fark almfdan derhal Muhabere ve Münakale Vekâleti İstanbul Elektrik İşleri Umum Müdürlüğünden: Kalıbları, cürüf, çimento, su ve elektriği idare tarafından verilmek üzere 750,000 aded cüruf tuğlasımn Silâhtarda imali ve kurutulduktan sonra Silâhtar ambarma teslimi i§i 1950 lira muhammen bedelle açık eksiltmeye konmuştur. 2 Eksiltme 26/4/939 çarşamba günü saat 15te idarenin Tünelbaşında Metro han binasınm 5 inci katmda toplanacak arttırma ve eksiltme komisyonunda yapılacaktır. 3 Bu işe aid şartname, mukavele projesi ve fennî şartname idarenin Levazım müdürlüğünde parasız olarak tevzi edilmektedir. Muvakakt +"minat €İ46,25» yüz kırk altı lira yirmi beş kuruştur. 4 toteKlilerin muvakkat teminatlan ve sair kanunî belgelerile ilân 5 edilen gün ve saatte komisyonda hazır bulunmaları. (2406) ı APARTIMAN DÖŞEYECEKLERE: Sandalyalar, Karyolalar, Portmantolar vesair her nevi şık mobilyalar FABRiKA FiATINA SATILIYOR A s r î ^ o b i l y a M a ğ a z a s ı : AHMED FEYZİ İstanbul, Rızapaşa yokuşu No. 6 6 Tel. 23407 Çanakkale Nafıa Müdürlüğünden: 1 Eksiltmiye konulan i ş : 37796 lira 25 kuruş keşif bedelli Gelibolu hükumet konağı inşaatı olup ihale bedelinin 15000 lirası 938 senesinde bakiyesi 939 senesinde tediye olunacaktır. 2 Bu ışe aid şartnameler ve evraklar gunlardır: A Eksiltme şartnamesi B Mukavele projesi C Bayındırlık işleri genel şartnamesî D Yapı işleri fennî, umumî şartnamesi, su ve elektrik tesisatma aid şartname E Hususî şartname F Keşif cetveli, metraj cetveli, fiat bordrosu G Proje. Istekliler bu şartnameleri ve evrakı Çanakkale Nafja Müdürlüğünden bedelsiz olarak görebilirler. 3 Bu işin ihalesi 17/4/939 pazartesî günü saat 15 te Nafıa Müdürlüğü" binasmda toplanacak Komisyon huzurunda kapalı zarf usulile yapılacaktır. 4 Bu işe girebilmek için isteklilerin 2834 lira 72 kuruşluk muvakkat teminat vermeleri ve ihale gününden nihayet 8 gün evveline kadar ı* Vilâyet Makamma müracaatle alacaklan ehliyet vesikasile 939 yılına "* aid Ticaret Odası vesifcalarmı ibraz etmeleri lâzımdır. (2038) iyi biliyormuş gibi geçinirdi. Bunlan duyunca başını salladı: Yazık, dedi, biz, vaktimizi boşuna geçirmişiz. Kendimizi kadmlara beğendireceğiz diye yıllarca çiçekçileri, şekerlemecileri zengin ettik?. Bileydim!.. Ferhunde alay etti: ,«*• f W T Ne yapardınız?. " • Ben de elime tabancayî alir, beğendiğim kadınm karşısına öyle çıkardım. Hiçbir şey yapamasam, ertesi günü bütün kadınlar hep beni konuşurdu, ya..« Desenize, bu hırsızı kıskanmavı başladınız?. Hemen hemen.., , Gülüştüler. Gene bir aralık Belma: Canım, diyordu. Bemm o sirada nasıl yüreğim oynadı, biliyor musunuz?. Hele onunla ikimiz yalnız kalır kalmaz, duyduğum çarpmtı?.. Birisi: Tuhaf şey!. Bu nasıl çarpinti îmif böyle?. Diye takılıyor, öteki: Korkudan olacak?. Başka ne olabilir?. Diye şakalaşıyordu. İArKatı var). Tefrlfa No. 23 DUNYA BÖYLEDİR İŞTE... ••••••••••••• K E M A L R A G I B ••>••••••••* Bunu söylerken gözleri süzülüp süzülüp uzaklara dalıyor, sonra kendinden geçerfk gibi büsbütün kapanıyordu. Başka zamanda olsa bu sözler, kim bilir, nekadar uzar; nekadar ateşlenirdi. Bu akşam çarcabuk kapandı. Nejadla genc kadından başka aldıran olmadı. B'inları konuşmak için hic kımsede istek voktu. Herkes, gecen gün kuyumcu dük'ân'nda olup bitenleri soruşturuyor, Muhtar kapatmak istedikçe hepsi bir sırasını gc'io yeniba»tan bunu kurcabvordu. Içlerinden bırkaçı, Belmayı bir yana çekmış: Nasıl adamd: şu hırsız?.. diye fısıldaşıyorlardı. Anlatsana, kuzum! Kim: si diyor ki: «Kısa boylu, şişman, korkunc yüzlü bir herifmiş!» Kimisi de: «Uzun boylu, üstü bası temiz, eli ayağı düzgün, hem de pek yakışıkh bir genc!» diyor. Hangisi doğru, söylesene Allahmı seversen!.. letmek için, öteki kadma göz kırpıyordu: Canım. onu anlamıyacak ne var?. Belmaya sorarsan, sözüm ona, şişman, kısa boylu bir adam, diyor. Yabancıların önünde lâkırdıyı uzatmamak için, kocasını büsbütün kıskandırmamak i~in, böyle söylüyor. Yoksa?! Yoksa!? Sahi, Belmacığım, pek mi şıktı?. Pek mi güzeldi?. Sarişın mı, esmer mi?. Onu söyle barü. Belma: Aman, diyordu, ne bileyim ben?. O gürültünün arasında herifiri yüzüne gözüne bakacak değildim ya... Ama, bir aralık yalnız kalmışsınız. ötekileri odaya kapamış. Seninle konuşmuş. Ne konuştunuz?. Ne söyledi sana?. Ne yaptı?. Canım, bir hırsız ne söyler?. Bileziğimi aldı, gitti işte.. Hiç olmazsa o zaman, karşmdaki nasıl adam diye, başını kaldırıp bakFerhunde, Belmayı kızdınp zorla söy madın mı?. Bilmem, unuttum bile... Korku Cösteren de olmadı. dan, çarpıntıdan... Git, kendin söyle bari.<« Unutulur mu hiç?. Bizden mi sakFerhunde: lıyorsun, şimdi de... Ben olsam, sesimi bile çıkarmaz Niye saklıyayım?. Şöyle hayal, dım. Herifin resmini görsem de, tanıdımeyal gözümün önüne geliyor: Pek o ğımı belli etmem. Korkarım doğrusu!. kadar uzun boylu değildi... Orta... Bel Neden?. ki de kısa boylu bile denebilir. Öyle za Günün birinde, herif kurtulacak yıf, ince bir adam da değil. Tıknaz, hat olursa, bu sefer de ilk işi bana kötülük etta eni kunu şişman..* mek olur; onu yakalattım, diye... Nene Ferhunde atıldı: Iâzım, Belmacığım!. O defteri, elbet ko A, inanmam vallahü. ŞişmaTi o cana, kuyumcuya göstermişlerdir. Onlar, lamaz. söylesin. Sonra gene ona takılmak ister gibi gül Neden?. Ne biliyorsun?. öyle ya, şişman adamlann elin dü: den böyle iş gelir mi hiç?.. Bu işi yapa Yok, eger kendin merak ediyorcak insan, çok çevik, pek atik olmalı. Ye san, kim olduğunu sen de anlamak istirine göre sokulacak, girecek, yerine göre yorsan, o başka... Git, bak. Yalnız, takaçacak, pencerelerden, duvarlardan at nıdığını kimseye belli etme!. Dedikleri lıyacak!. Hırsız bu!. gibi yakışıkh bir çoouksa, yazık olur; acıGene öteki kadın söze karıştı: rım, vallahü. Poliste sabıkahların bir defteri Öteki kadın: vardır. Hırsızların, yankesicilerin, hepsi A, ben olsam, söylerim doğrusu!. nin resmi orada bulunur. Seni çağınp Herif, hem bileziğimi çalsın, üstelik ödügöstermediler mi?. Ben senin yerinde ol mü de koparsm. Artık ona mı acıyacasam, gider bakardım. Resminden tanır, ğım?. gösterirsin. Yaşlıca, fakat nayli görmüş, geçirmiş Belma, birdenbire uyanîr gibî: bir kadm da onlan dinliyordu: Bak, dedi, o defteri bilmiyordum. Dünya ne kadar değişmiş, dedi. Eskiden, bizim bildiğimiz, erkeklerde incelik, kibarlık aranırdı. Onlar da kad.nlara hediyeler taşırdı; diller dökerlerdi. Şimdiki kadınlar, daha çok hoyrat erkeklerden hoşlanıyorlar. Yakışıkh bir gencmiş diye elin hırsızına acıyanlar oluyor. Hani nerde ise, içimizde tutulanlar bile çıkacak. Hele Ferhunde, daha lâkırdısmdan vuruldu!. A . . . Canım sağ olsım!. Ne yalan söyliyeyim, böylelerine bayılınm!. Bir yandan kuyumcunun dükkânını soyarken bir yandan da Belmaya diller döküyormuş. Demek ki hem işinin ustası, hem de zevk sahibi bir çocuk!. Belma, sıkılmış gibi bir yapmacıkla: Bunu da nereden çıkarıyorsunuz?. Diye başını çevirdi. Ben çıkarmıyorum ya, herkesin ağzında.. Kuyumcu de söylemiş, kocan bile bir aralık bizim yanımızda ağzmdan kaçırmadı mı?. Ah, nasıl oldu da boş buIundum, o akşam sizden aynldım. Biley dim, biraz daha orada kalırdım. Nasıl adamdı, pek merak ediyonım!. Demin, Nejadm sözünü yanda birakan adam da yanlannda idi. Kadmlann karşısmda kırlıp dökülmesini pek sever, onların hoşuna gitmenin yollarını da pek