27 Mart 1939 CUMHUBÎYET SON DUSUNCELER Macar Slovak mütarekesi Amerikada Avrupa için neler düşünülüyor? Nevyork 26 (a.a.) Bitarafhk kanunu hakkında âyan meclisinde izhar edilen muhtelif kanaatler gelecek çaj şamba günü tetkik ve müzakere edilecektir. NewYork Times gazetesine göre âyan meclisi azası arasında halihazırda altı muhtelif kanaat hüküm sürmektedir. Aza arasında: 1 Cash Carry maddesinde derpiş edilen müsaadekârlığm bütün muharib lere teşmilini istiyen Pittman'ın taraftar lan. 2 Reisicumhura yalnız mütecavizlere karşı ambargonun tatbikını emretmek salâhiyetinin verilmesi taraftarlan. 3 Bitarafhk kanununun feshedil mesi taraftarları. 4 Mezkur kanunun yalnız cepane hakkında tatbikı taraftarlan. 5 Pittman tarafından yapılan teklifin reddedilmesi taraftarları. 6 Hattı hareketlerini tespit için müzakerelerin başlamasım bekliyenler vardır. Vaziyet hakkında tefsirlerde bulunan âyandan Borah İngiltereyi şiddetle tenkid ederek bu memleketin Almanyayı Avusturyayı ve Çekoslovakyayı ilhak etmeğe sevketmiş olduğunu söyletniş ve Hitler'in tngiltere kadar iyi dostu oîmadığmı kaydederek şunlan ilâve etmiştir: « Amerika, Avrupada demokrasi lere yardım etmemelidir. Bu demokrasiler yalnız emperyaliztnilerinin tahakku Abidelerimiz Yazan: Fazıl Ahmed AYKAÇ Son haftaların siyasî uğultuları arasında kulaklarımız patırdısı az ve faydası çok bir iç münakaşa işitti. Mahud abideler meselesi. Bu meseleden kendi hesabıma bahs için bugünü bekleyişim iki sebeble ol muştur. Birincisi memleketin müdür, edib, san'atkâr, muharrir v. s. gıbi muhtelif ihtısas bölgelerını temsil eden seçkın kabiliyet sahiblerini dinlemek arzusu. İkincisine gelince; bilmem nasıl söyliye yim? Önümüzdeki ehemmiyetli davayı, gazete sütunlannda kızışıp sonra tatbıkat sahasında soğuyan bir takım meseleler gibi bir iş diye görmeyişimden.. Yalnız şunu kaydedeyim ki bugünü, ve yarını alâkalandıracak bir husus olan şu kunu etrafındaki yazıları çok kıymetli ve faydah buldum. Abideler hususunda verimli kararlara varmak için sinirlerimizin biraz yatışmasını beklemek, doğrusu bana hayırlı bir inlizar gibi göründü. Sonra da bu meselenin yalnız bir asabiyet mevzuu olarak bıraz mmcıklandıktan sonra bir köşede kalıp örümcek tutmasını içim istemedi. Bu alanda ilk teşekkür duygularımı Bürhan Toprağa sunmak isterim. Çünkü gayretli arkadaşımız Cumhuriyetteki beyanatında gözümden hiç ka^çmıyan değerli bir vasıf gösterdi. Bir vasıf ki bizde pek görülmez. îzah edeyim: Kendisine taalluk eden bir ihtısas mevzuundan bahsederken sağda, solda ve üstta, altta bulunan bir çok mülâhaza unsurunu ihmal etmemek dik kati ve bir meseleyi, onu kavrıyan diğer meseleler içindeki mevkiile yani tıpkı menazırı yerinde bir levha gibi görmek kavrayışlığı. Güzel San'atlar Akademisi müdürü nün sözlerinden haklı bir sevinc duyduk. Zira bu sözler bize idealistleri etrafında en tecrübeli ve ileri memleketler artıstlerinin alâka tarzlarını ve uzak yakın bazı san'at muhitlrinin verdiği kararları öğretiyordu. Daha ehemmiyetli bir nokta ile de karşılaşıyorduk. Arkadaşımız şimdiye kadar yapılmış anıdlar hakkında bütün Türkiye efkârı umumiyesinde zaten birikip duran bazı endişeleri ortaya çıkarmış oluyordu. Bunların böylece aydınlatılmasında ise hergün daha müreffeh, daha mes'ud olmalarını gönlümüzden dilediğımiz aziz artistlerimizin gerçek menfaati hakkında Eflâtunî temennilerden ziyade vaziyete sarahat verir ve bu surelte tutulacak yolu daha emniyetle tayin ettirmeğe yarar bir işaret vardı.. Ben iptida vaziyeti böyle gördüm. Ve ferahlandım. Ancak itiraf ederim ki neşemiz çabuk kaçtı. Değerli san'atkâr Bay Nijadın biraz öfkeli neşriyatını okuduk. Düşüncelerimizin istikametini değiştirmiyen bu neşriyat dikkatlerimizi büsbütün keskinleştirmeğe yaradı ve Necib Fazılı faaliyete getirdi. Kendine (Kısakürek) diye mütevazı bir isım takan Necib Fazılın, fikri ve san'at engininde nasıl uzun uzun kulaç attığını bil miyenimiz yoktur. Malum ya; genc ve kuvvetli edibin (Haber) sahıfelerinde gayet güzel bir (çerçeve) si var. Nacib Fazıl herhangi bir mevzuu bu çerçeve içine koyarken yalnız imrenilecek derecede yeni ve diri bir üslub gncliği göstermekle kalmıyor. Pek zinde fikirlerine tam bir olgunluğun da mümtaz çeşnisini katıyor. Nitekim abideler meselesi hakkında da böyle yaptı. Ve mevzuu birçok zaviye altmda mütalea etti. Abideler ve bunlar için ihtiyar edilen masraf hususu, artık Türk irfan ve vicdanım üzen meselelerden biri haline geldi. Şu sebeble efkârı umumiyenin aydınlanması ve bu işin gelecekte hem san'atı, hem san'atkârlarunızı, hem de şehirlerimizin güzelliği, umranile beraber bütçelerini koruyacak bir düzene girmesi vücubunu tamamile meydana çıkardı. Bence şimdiye kadar abideler mevzuuna dair söylenilen sözlerin ilk büyük faydası budur. İkinci iyi cihetse meseleyi halletmeğe yarar çok yerinde ve düzgün hükümler verilmiş bulunuşudur. Binaenaleyh şahsan vardığım neticeleri ve kendi kendime edindiğim kanaatleri sira ile aşağıya diziyorum: 1 Herhangi bir abidenin manevî büyüklüğünü, maddî cesametile (mebsuten) mütenasib saymak, sân'ata karşı en kapah ve nankör gözle bakmaktır. 2 San'atkârların, san'atın himayesi gibi necib ve yüksek bir ideali tahakkuk ettirmeğe çalışırken bir memleketin iktısadî ve malî genişliklerini hesablamamak, artistleri terfih etmez; ancak yurdun en hayatî bir takım faaliyetlerinde sıkıntı ve karışıklık vücude getirir. Nasıl artist, müstakil ve ilhamlı bir san'at ruhile çalışmak iktıza ederse, artistin hayat kolaylığına kavuşması davası da sırf iktısadî terbiyevî ve hatta ticarî bir adese arkasından mütalea edilmek lâzım gelir. hati, nafıası, bahriye ve sairesi için o memleket dışından icabında mütehassıs, â!ım ve doğrudan doğruya vagon, ray, ilâc ve şu bu getirileceği gibi bir muhite orada gayrimevcud bir san'at müessesesini yerleştirmek için de makul bir usul dairesinde hem san'atkâr, hem san'at eseri celbedilebilir. Ve bunların gelmesi millî artiste saygısızhk değil, memleket ırfan ve san.'atile gene o artiste bir hürmet ve yardım manası ifade eder. 4 Bir şehrin güzelhğıni yalnız orada dikili abidelere bağlı sanmak kalın bir hatadır ve bizim şark şehirlerinin hazin, ölgün zavalhlığı içinde kurulacak anıd lann, onlara kadroluk edecek muhite tamamile yabancı bir unsur vücude getiraıesi her bakımdan düşünülmeğe değer bir keyfiyettir. Bu işin bazan gülünc bile görülmesi mümkündür. Ancak herşeyden evvel şu noktayı düşünmeli. Biz bir inkılâb savaşının içindeyiz. Ve heykel, abide filân dediğimiz şeyler, Türkiyede bugün alelâde bir tezyin unsuru olmaktan ziyade yeni bir zihniyet ve ruhiyetin remzi olarak manalıdır ve ehemmiyetlidir. An cak gerek günden güne terakki edecek ve gerek yeniden kurulacak kasabalarımızda ise herşeye üstün tutacağımız vasıf, o muhitlerin bugünkü sıhhat, rahat, iktısad ve saire şartları içinde yükselmesidir. Bu bakımdan san'atın yeri ileri bir göz ve zevkin dilekleri dairesinde belirecektir. Artistlerimiz, şehirlerimizde, evlerimizde aradığımız hayatî vasıflar tahakkuk ederken bize onlarla ahenk bağlıyan ve büsbütün şark ruhundan doğan san'at eserleri bağışlarlarsa Türk vicdanı kendilerinin dehasından beklediği hakikî ibda mahsullerine kavuşmuş olmakla bahtiyarlık duyacaktır ve ideal de budur. Lâkin bu gayeye giderken yolda uğranılacak bir takım zarurî merhaleler bulunduğunu unutmamalı.. Ve hata etmiş olmaktan fazla korkmamalı. Bir yanlış, bizi ikinci yanhşa düşmekten korudukça asla enerji kırmamak lâzım gelen bir tecrübe sayılmalıdır. Ve hepımizi daha dikkatle yürümeğe alıştırmalıdır. 5 Mademki ilerlemeyi ve ileri saydığımız memleketler tarzmda ilerremeği kendimize şiar edindik; bazı zâhirî tezadlardan fazla ürkmemekliğimiz lâzım ge lir. Mimarilerinin vakarına, minarelerinin heyulâî endamına hayran olduğum ca milerde mahye diye ilk defa Lâtin harfleri gördüğüm zaman ben de bir an gü lümsemıştim. Lâkin bu hâdisenin manasındaki derinlıği düşündüğüm saniye dudaklarımın yerine beynim çalışmağa başladı. İnkılâb bu! Cihan bu!.. İleri beşer atılganlıklarında sathî görüşleri rahatsız edecek nice zavahir falsolarına raslanılır. Fakat kuvvetli kafa ile granitten iman hangisidir bilir misiniz? Meşru, makul her tenkidi güleryüzle kabul ederek kusurunu düzeltmeğe. koşmakla beraber, davasının özüne karşı tam sadakati hiçbir sarsıntıya uğratmıyan azim! Fırtına ve dalga bir gemiyi her tarafa sallar. Fakat kaptanın vazifesi iptida çizilen rotayı takib etmektir. Şüphe yok ki münevver Türk camiası da öyle yapacak! İşte fikrimin hulâsası: İHEM NALINA MIHINA Ingilterede mecburî askerlik I Bugün Pragda resmen Bitarafhk kanunu hakkında Ayan Meclisinde müzakerelere başlanıyor izhar edilen kanaatler birbirini tutmamaktadır Budapeşte 6 (a.a.) Macar Slo kunu takib etmekte ve nazizmi imha etmeğe çahşmamaktadırlar. Harbe girişen hiçbir Avrupa milletine para ve cepane gönderilmemesini ve herşeyden evvel hiçbir Amerikalının Avrupa emperyalizminin entrikalarına kurban edilmemesini istiyorum.» Gerek Borah gerekse Hariciye encü meni azasından diğer bazı kimseler tarafından yapılan beyanattan anlaşıldığına göre nazizm aleyhinde müessir bir ittifak vücude getirmedikleri iddia edilen Av rupa demokrasilerine karşı bazı siyasî Ar merikan mahfillerinde büyük bir mera et hissedilmektedir. vak müzakereleri yarın başlıyacaktır. sabah burada Macar Başvekili Rütenyada Filistinde vaziyet Tethişçiler iki kişi daha öldürdü Kudüs 26 (a.a.) Tethişçiler, Filistinin şimalinde toplanmaktadırlar. Teberiyede iki kişi öldürüldüğü için ateş sön dürme saati tatbik edilmektedir. Hayfanın cenubunda yapılan araştırmalar neticesinde asilerin adalet divanı azasmdan altı kişi tevkif edilmiştir. Arab nasyonalistleri Filistinde ve civar memleketlerde Yahudi muhaceretinin artmasına karşı mukavemet edilmesi lehindeki pro pagandalarına devam etmekte ve komşu Arab memleketlerinden Yahudi malla rına karşı boykotaj yapılmasmı istemektedirler. Budapeşte 26 (a.a.) Başvekil Paul Teleki, refakatinde Dahiliye Nazırı François Keresztes ve eski Karpatlar Ukraynası Başvekili Andre Brody olduğu halde bugün iki günlük bir ziyarette bulunmak üzere Rütenyaya gitmiştir. Teleki, Ungvar hava meydanına giderek geçen cuma günkü hava muharebele rine iştirak eden tayyarecileri tebrik et miştir. Başvekil bundan sonra muharebelerin cereyan ettiği mıntakalara gitmiş ve Ungvar ovasını geçtikten sonra iki saat evvel muharebenin vuku bulduğu meydaAlmanya aleyhine yapılan nümayiş nı görmüştür. Nevyork 26 (a.a.) 100,000 kişi Başvekilin geçtiği bütün kasabalarda dün şehrin başlıca sokaklarından gece Macar bayrağı dalgalanmakta idi. rek nazizm aleyhinde bir protesto nümaMacar Slovak çarpışmast yişi yapmışlardır. Nümayişçilerin taşıdığı Berlin 26 (a.a.)Macarlarla Slovaklevhalarda: «Hitler, ÇekoSlovakyaya istiklâlini iade ediniz.» cümlesile daha lar arasında vuku bulan musademeler hakbazı faşist aleyhtarı ibareler yazılıydı. kmdaki haberlerin neşri Almanyada me Halk arasıra: «Avrupalılar mukavemet nedilmiştir. Slovak hududunun henüz tesediniz.» diye bağırmaktaydı. pit edilmediğine ve halihazırda ÇekoSloNümayişçiler etraflarında mühim bir vak idaresi tarafından ırk farkları nazarı polis kordonu olduğu halde tam bir di ilibara ahnmadan tesis edilen ve Slovak siplin dairesinde sık sıralar teşkil ederek yayı Karpat Ukraynasından ayıran idarî Colkmbus Circle'a gitmişler ve orada be bir hattan başka bir şey mevcud olmadı lediye reisi Fiorello Laguardia bir nutuk ğına dair Macarlar tarafından ileri sürüsöylemiştir. len tezi siyasî Alman mahfilleri şimdiye Benes ile Jean Masarvk amfiteatrın kadar kabul etmiş görünmekte idiler. Sisıralarında yer almıslardı. Çek, Slovak, yasî Alman mahfilleri tarafından muha Rumen, Macar ve Leh grupları millî el faza edilen sükut, Macar tezinin henüz muteber olduğunu fakat Almanyanın hibiselerile nümayişe iştirak etmişlerdir. mayesine aldığı Slovakları ümidsizliğe düşürmemeğe çalıstığı manasını tazam mun etmemektedir. Tunca ve Meriç nehirlerınde feyezan Mütareke akdedildi Presov «Slovakya» 26 (a.a.) Slovak kuvvetlerinin kumandanı Havas A jansının muhabirine beyanatta bulunarak Macar ve Slovak kıt'aları arasında bir mütareke akdedildiğini ve muharebelere nihayet verildiğini söylemiştir. Bununla beraber Macarlar Slovak topraklarında işgal ettikleri nahiyeleri tahkim etmekte ve buralardaki ahaliyi kovmaktadırlar. Marmarada iki motör karaya düştü Gemlik 26 (Hususî muhabirimiz den) Maramarada fırtına henüz devam etmektedir. Şiddetli hava yüzünden Kumla ve Sevim motörleri karaya diiş müştiir. Sus vapuru, Kumlayı çekerek tehlikeden kurtarmıştır. Sevim motörii nün de tahlisine çalışılmaktadır. Berlin Kahire hava postası Berlin 26 (a.a.) Rufthansa idaresi bu sene Berlin Kahire hava servisine devam etmeğe karar vermiştir. Bu servıslerin Uzaksarka giden vapurlarla irtibatı olacaktır. Sekiz sefer yapılması kararlaştınlmıştır. Bunlardan ilki 31 martta, ikincisi 28 nisanda yapılacaktır. Bir tayyare kazası Londra 26 (a.a.) Royal Air Force idaresinin Antrenman mektebine aid bir tayyare North Benfleet'de yere düşmüş ve içinde bulunan iki kişi ölmüştür. Amerikaya giden altmlar Londra 26 (a.a.) Gazetelerin bildirdiğine göre, son iki gün zarfmda Amerika Birleşik devletlerine giden gemilere 30 milyon İngiliz lirası kıymetinde altın yüklenmiştir. Çin çetelerinin faaliyeti Şangşa 26 (a.a.) Çin kumandanlarının bildirdiğine göre. Hunan, Hupe ve Kiangsi eyaletlerm hududlarında faaliyette bulunan Çin çeteleri, son üç ay zarfında bin kadar tüfek ve 12 ağır makinelitüfek iğtinam etmişlerdir. Bun dan başka iki askerî depo tahrib edil miştir. Japon ordusunun insanca zayi atı sekiz bindir. Almanya Holanda iktısadî münasebatı Berlin 26 (a.a.) 13 martta başlıyan müzakereler neticesinde Almanya ile Holanda arasında yeni bir iktısadî itilâf imza edilmiştir. Bu münasebetle neşredilen resmî tebliğde «iki memleketin ihtiyacları nazan itibara alınarak» tarafeyn »rasında eşya mübadeielerinin arttınlına"îna karar verildiği bildirilmektedir. Yeni muahede 1 nisanda mer'iyete gi•ecek ve 31 /l2/940 senesine kadar mueber olacaktır. j Prag 26 (a.a.) Lâğvedilmiş olan parlamentomnun yerine kaim olan 50 azadan mürekkeb millî tesanüd komitesi bugün ilk defa olarak toplanmıştır. Celse açıldığı zaman komite azası ma, son localarına girmiyeceklerine ve loca ların azası tarafından verilecek emirlere Ankara, 26 (a.a.) Şehrimiz Hal itaat etmiyeceklerine dair yemin etmiş kevinin misafiri olarak bulunan Izmit lerdir. Halkevi temsil şubesi amatörleri, akşam Komite bundan sonra şimdiki siyasî Halkevinde ikinci müsamerelerini verpartilerin lâğvedilmesini ve tek bir tota mişler ve Celâl Müsahiboğlunun Yedekliter parti ihdasını hükumete teklif etmeçi operetini büyük bir muvaffakiyetle tem ğe karar vermiştir. Komite, bundan maasil etmişlerdir. Salon daha saat 20 de güda Bohemya ve Moravyadaki gayri âri zide bir seyirci kalabahğile tamamen dollerın emlâki üzerine muamele yapılmasımuş bulunuyordu. Merhum bestekâr ısnın hükumetten men'ini istemeğe karar mail Hakkı Bey tarafından bestelenen evermiştir. serin muzik kısmını bizzat bestekârm oğÜçüncü batma kadar ecdadı ari olmı lu idare etmekte idi. Daha ilk sahneleryanlar gayri âri addedilecektir. de Halkevi genc amatörlerin gösterdikAri olmıyan müesseselere devlet komi leri muvaffakiyet bütün seyircileri derin serleri tayin edilecektir. bir alâka ile sahneye bağlamış ve oyunun İsviçrenin askerî tedbirleri bazı kısımları halkm devamlı alkış ve ısBerne 26 (a.a.) îsviçre Ajansının ran üzerine tekrar edilmiştir. Oyun Ankara halkının büyük takdir hisleri ve al bildirdiğine göre, federal konseyin aldığı kışları arasmda ve ayni muvaffakiyetler askerî ihtiyat tedbirleri, geçen eylulde aiçinde sona ermiştir. Misafir Halkevliler Iınan tedbirlerin çerçevesini geçmemektebu sabah Ankara Halkevi temsil şubesi dir. Askrî seferberlik mevzuu bahsolan arkadaşları taıafından çiftlik, baraj ve yalnız hudud muhafazası kıt'aların takÇankayada gezdirilmiş ve öğleden sonra viyedir. Yedekçi operetini yüksek tahsil gencliğiKont Ciano'nun temasları ne de ayni muvaffakiyet ve sürekli alkışRoma, 26 (a.a.) Kont Ciano, dün lar arasında tekrarlamışlardır. Izmit Hal öğleden sonra İngiliz maslahatgüzarı Sir kevinin verdiği bu müsamerelerle yüksek Noe! Charles'i kabul etmiştir. Sir Noel, ideal yolunda çalışan Halkevlerinin yar Macar Slovak ve Macar Rumen müduıv dört köşesinde içtimaî bünyemizde nasebetlerinde hasıl olan vaziyet dolayısi yarattığı hareketlerle meydana gelen e le İngiltere hükumetinin endişe ettığini serleri gösteren canlı bir nümunedir. Ya söylemiştir. Oğrenildiğine göre Kont Cirın akşam Halkevinde misafirler şerefine ano, İtalya hükumetinin îngilterenin bu bir çay ziyafeti verilecek ve saat 21 de endişesine iştirak etmediğini bildirmiştir. Ankara Halkevi temsil arkadaşları tara Sir Noel, ayni zamanda Almanya tarafından ÇekoSlovakyada yapılan cebir ha fından bir de temsil verilecektir. reketi üzerine İngiliz kabinesinin giriştiği teşebbüs hakkında da Kont Ciano'ya maRusyanın umumî nüfusu Moskova 26 (a.a.) 1939 da Sov lumat vermiştir. Edirne 26 (Hususî muhabirimizden) Dün akşam Bulgaristanın hududumuza yakın topraklarile Edirneye yağan sürekli yağmurlar yüzünden Tunca ve Meriç suları, iki köprü arasında birleşecek kadar yükselmiş ve münhat araziyi basmıştır. Feyezan, hâlâ devam ediyor. Vilâyet ve zabıta, icab eden bütün tedbirleri almıştır. Edirne, (Hususî muhabirimizden) Ortaimaretlerle Yıldınm yolunu kesen ve iki saat evveline kadar yükselmekte devam eden sular, durgun bir vaziyete girmiştir. Yeni ve fevkalâde bir vaziyet olmadığı takdirde feyezan jararsjzca geçirihniş^ olacaktır. Hudud komisyonu Bratislava 26 (a.a.) Muhtelif Macar Slovak tahdidi hudud komisyonunun Slovak azası yarın Budapeştede bulunacaktır. Slovak heyetine Dr. Svreskovec riyaset etmektedir. Çekyada millî tesanüd komitesi JJ ngiltere, 500 küsur milyon nüfu^îu II bir imparatorluğa sahibdir. Ufuklarında güneş batmıyan bu muazzam imuparatorluğun müdafaası, bilhassa dünyanın bugünkü buhranh halinde, büyük bir orduya son derece muhtacdır. Halbuki bu koca imparatorluk, İsviçreninki gibi bir ordu teşkilâtından bile mahrumdur. Düşününüz ki yarm bir harb olsa, 4 milyon nüfuslu küçük îsviçre, kocaman İngiliz İmparatorluğundan daha süı'atli bir seferberlikle İngiliz ordusundan daha kuvvetli bir ordu çıkarabılir. Avrupada askerî vaziyetin, sevkulceyşî muvazenenin, İngiltere ile müttefiki Fransanın aleyhine olarak fena halde bozulduğunu İngilizler de görüyorlar. İşi düzeltmenin tek çaresi, mecburî askerlik hizmetini, biran evvel, kabul etmektir. Fakat İngilizler, şahsî hürriyete âşıktırlar. O kadar ki vatan müdafaasında bile bu hürriyetlerinden fedakârlık edemiyorlar. Bu hizmetin «mecburî» sıfatı, onların «hür» ruhuna giran geliyor. İngiliz, «ben hür bir adamım; vatanımı da mecburî olarak değil; kendi isteğimle müdafaa ederim» diye tutturmuş gidiyor. Konukomşu da böyle düşünseler, mükemmel prensip amma, sağda solda, sekiz yaşmdakı bambınolara bile askerlikten ve muharebeden başka oyun oynatmıyanlır var. Nüfuslarının yüzde 20 sine varıncıya kadar silâh altına almağa ve 24 saatte milyonlarca insanı seferber etmeğe hazırlanan devletler karşısmda, canım isterse vatanımı müdafaa ederim, demek bugün siyasî mağlubiyetlere mal oluyor, yarın askerî inhizamlara ve imparatorluğun dağ.lmasına sebeb olabilir. İngiliz milletinin dünyanın gidişi değiştiğini hâlâ kavrıyamamış olması hayrete değer. Düne kadar İngiliz adaları için deniz, bir kalenin su hendeği vazifesini görüyordu. İngilizier, deniz hakimiyetini temin etmekle kendi evlerinin emniyet ve selâmetini sigortalamış oluyorlar ve Avrupadaki mücadelelerde, başkalarının kara ordularını kendi hesablarıina kullanıyorlardı; fakat, artık, bu nefis vaziyet, tarihe kavuşmuştur. İngiliz adaları Avrupanın bir devamıdır. Ele avuca sığmıyan hava ordusu, mikrob gibi göze görünmiyen denizaltı silâhı ve 1918 de 120 kilometreyi döven bugün kaç kilometreyi döveceğini bilmediğimizuzun menzilli tdplar, İngiliz adalarınm emniyet ve selâmeti için, denizde olduğu gibi havada ve karada da kuvvetli olmayı mecburî kılmıştır. Sabık Başvekil, Baldvin, gayet doğru bir görüşle İngiıterenin hududu Ren'dedir; demişti. O halde Ren kıyılarını yalnız Fransaya müdafaa ettirmek hulyasından vazgeçmelidir. Her millet, kendi hududunu kendi ev lâdlannm göğsile müdafaa etmek mecburiyetindedir. İngiltere, mecburî askerlik hizmetin; kabulde geç bile kalmıştır. İngilizler ya rahatlarından ve hürriyetlerinden feda kârlık edip mecburî askerlik hizmetini kabul edecekler, yahud da ımparatorluklannm mecburî surette budandığını göreceklerdir. Izmit Halkevi temsil kolunun Ankarada verdiği temsil yetler Birliğinde yapılan nüfus tahririnin Roma, 26 (a.a.) Kont Ciano, Mamuvakkat rakamları neşredilmiştir. Bu car sefiri Baron Frederik Villany'yi karakamlara göre umumî nüfus 1 70 milyon bul ederek kendisile Macar Slovak ve 126 bin kişiyi bulmaktadır. Kat'î netice Macar Rumen meselelerine dair görüşler nisanda belli olacaktır. müştür. 3 Bir memleketin limi, irfani, sıh Şehirlerimize abideler koymak kaygisı, Girid asilerinin cezaları bizi hiçbir zaman o şehirlerin birinci deaffedildi recedeki medenî ve hayatî ihtiyaclarını Atma 26 (a.a.) Millî bayram münaunutmak, belediye bütçelerini ezmek gibi suçlu bir ifrata sevketmemeli. Etmemeli sebetüe, temmuz 1938 de vuku bulan ama zamandaşımız manasile temiz, güzel Hanya isyan hareketi mahkumlannm ve sıhhî yurdlar kurarken onlarda yük yan cezaları affedilmiştir. seltilecek, san'at nefiselerinin gelecek nesiller için bir ruh ve ideal terbiyesi unsuru olacağını hatırdan çıkarmamak şartile! Sonra da malî müsaademizin hududu içinde onlan çoğaltarak... Zira zevk ve san'at bahsinde göstereceğimiz her mücrimane ihmal, bizi adi huzuzatın bayağııığmdan kurtulamamak azabile cezalan Edirne 26 (Hususî muhabirimizdıracaktır. İşte son sözüm: den) Edirnenin Balkan Harbinde sukutu tarihi olan 26 tnartın yılSan'atımızı ve san'atkârlarımızı ger dönümü münasebetile bugün Halkeçekten himaye edelım; ancak bu himaye vinde büyük bir ihtifal yapılmış, kahmefhumunu yalnız malî gelir endişesi içiraman şehidlerimizin hatıraları taziz ne tıkamayıp daha geniş ve ileri bir şuur olunarak anılmıştır. Toplantıda tarih aydınlığı altına sermek suretile! muallimi Osman, irad ettiği hitabeNe dersiniz; bilmem haksız mıvım? de, Türkün bütün şeraitsizlik içinde Fazıl Ahmed AYKAÇ çarpıştığını, harb tarihimizde uzay.p giden kahramanlık ve şehamet menSuriyede sükunet iade kıbelerini anlatmıs, Edirne müdafaasının nasıl yapıldısını tebarüz cttirediliyor Şam 26 (a.a.) Sükunet tedricen demiştir. vam etmektedir. Tüccarların grevi sona Felsefe muallimi Ziya Somer de ermek üzere bulunuyor. o harb esnasmda uyuşuk Osmanlı Kabine buhramnın zail olacağı tah idaresinin düştüğü hataları kaydedemin edilmektedir. Nazırlardan Buharirek birer ibret levhası halinde nvllî nin riyasetinde bitaraf bir kabine teşkil birliğe dayanmıyan keyfî idarelerin edileceği ümid edilmektedir. Buhari karşılasılan felâketleri kendisine vaki müracaat üzerine istişa icraatmda söylemiştir. Nutuklardan sonra gencrelerine devam etmeğe muvafakat etmiştir. Halebde dükkânlar tekrar açıller tarafmdan şiirler okunmus ve topmıştır. Lâzkiyede tam bir sükunet hülantıya nihayet verilmiştir. küm sürmektedir. Siyasî vaziyet gittikçe K. O. düzelmektedir. Edirnede ihtifal 26 mart sehidlerinin âziz hatıraları yad edildi