CUMHURİYET 14 Şubat 1939 TARİHDE BiyiJK DENİZ Teîrıka No. 92 MUHAREBELERil NakleHen: ABtDlN DAV£R [ Şehir ve Memleket Haberleri ] Hesab soruluyor Tramvay şirketi, kasasındaki altınları ne yaptı ? Gümrük Muhafaza teşkilâtı, Tram vay şirketinden 1934 senesinde başlan mış olan bir tahkikatın hesabını sormuştur. Bu, bir müddet e\vel üzerinde ısrarla durduğumuz 14,000 Türk altınının ne olduğu hakkındadır. Gümrük Muhafaza teşkilâtı 1934 te Tramvay şirketinin piyasadan gizlice küllıyetli miktarda altın topladığını ha ber almış, Merkez Bankasından koiay lıkla altın tedariki imkânı varken böyle piyasadan altın toplanması nazarı dikkati celbetmiştir. Teşkilât, o zaman şirkete bu paranın ne olacağım sorunca bu al tınlann kumpanya Memurin ve Müstahdemin Teavün Sandığmın sermayesini kâğıd para yerine altına tah\il etmek gayesile toplandığı cevabını almıştır. Bu altın toplama hâdisesi Muhafaza teşkilâtı tarafından yakınen takib edil miş ve kumpanyanın piyasadan 38,000 altın lıra topladığı, bunun 24,000 lırasını Merkez Bankasına yatırdığı, fakat 14,000 altım şirket kasasmda tutmakta olduğu öğrenilmiştir. Bu paranın şirketm hususî kasasmda mahfuz olduğu gene şirket erkânı tara fmdan daitnî şekilde söylenmiştir. Fakat Gümrük Muhafaza teşkilâtı, şirketin işinin bittiği şu günlerde bu 14,000 altının hakikaten mevcud olup olmadığını bil meği lüzumlu bulmuş, şirketi 14,000 a!tınm mevcud olduğunu âcilen ve resmcn ispata davet etmiştir. Şirket, aradan üç gün geçtiği halde henüz cevab vermemiştir. Bu altınlann mevcudiyeti ispat edilemezse, memlek«t dışına kaçırıldığı neticesine varılacak, şirket hakkında altın kaçakçıhğı cürmile muamele yapılacaktır. Siyasî îcmal Franko ve Hitler eneral Franko'nun, bir buçuk ay evvel, dört fırka Rifli müslüman kuvvetlerile iki fırka İtalyan gönüllülerinin de dahil bulunduğu altı kolordu ile Katalonya üzerine başladığı taarruz tam bir muvaffakiyetle neticelenmiştir. Franko'cu kuvvetler, Atlas Okyanusundan Akdenize kadar Pirene dağları boyunca Fransa ile mevcud bütün hudud hattmı işgal etmişlerdir. Sol îspanya Cumhurreisi Azana ile hükumeti ve üç yüz bin kişilik Katalonya ordusu düküntüsü muhtelif milletlere mensub gönüllü muhariblerden teşekkül eden beynelmilel livalar Fransa topraklarına iltica ederek canlarını, güçbelâ kurtarmışlardır. Sol İspanya hükumeti erkânı, bahusus Başvekil Negrin'le Hariciye Nazırı De Vayo, Parise giderek Fransadan son bir hizmet olmak üzere, umumî af ve reyiâm esasları üzerine sulh akdi için tavassutta bulunmasını istemişlerdir. Fransa hükumeti çoğu gayrisiyasî ci nayetlerle maznun sol hükumet memurlarını ve taraftarlarını Franko'nun adlî mahkemelerinin takibatından kurtarmaktan ziyade artık İspanyanın mukadderatına sahib olacağım anlamış olduğu general Franko'yu, birçok siyasî, malî ve iktısadî müsaadeler ve yardımlar vadederek İtalya ile Almanyadan ayırmak istemiş ve tavassutu bahane ederek Burgos'a gönderdiği gayriresmî bir murahhas vasıtasile bir çok tekliflerde bulunmuştur. Bu tekliflere göre Fransa Burgos'a diplomasi ajanı değil, sefir göndermek suretile Franko hükumetini yalnız filen de ğil, hukukan da tanıyacaktır. Fransaya so! hükumet memurlarının getirmiş oldukları yüz milyonlatca franklık altın ve eski İspanyol san'atkârlarının harikaları olan tablolar ve Katalonyadan iltica eden ordu döküntülerinin getirmiş olduğu silâh ar, Franko'ya teslim edilecektir. îspanyadaki harb tahribatmı tamir ve iktısadiyatı yola koymak üzere Franko hükumetine mühim kredi ve istikrazlar verilecektir. İngiltere dahi, bu gibi yardım vaıdlenne iştirak etmiştir. Bu iki büyük demokrat devletin bu yardımlar mukabilinde istedikleri Franko'nun Almanya ve İtalyadan ayrılmasından ibarettir. Akdenizın şark havzasmın anahtarı olan Mmorka adasının zaptı için Mınorka adasından geien Franko'nun hava kuv vetleri îtalyan tayyareleri olup bunların Makmahun limanındaki İngiliz kruvazörü Devonshire üzerine bile ateş açmaklan çekinmemiş olmaları İngiltereyi çok düşündürmüştür. İngiltereyi Fransa ile birlikte hareket ettiren bir saik de bu hâdisedir. Lâkin İngiltere ve Fransa ile Franko hükumeti arasında cereyan eden müzakereler bir netice vermemiştir. General Franko bu iki büyük devletm tavassutunu kabulden imtına etmış ve bılâkaydü şart teslim olmaktan başka dahilî harbe nihayet verecek bir çare olmadığını bildirmiştir. Yalnız siyasî mücrimlerın takib edılmıyeceğını vadetmiştır. Negrin'le Del Vayo Fransanın tavassut teşebbüsünden bır netice çıkmadığını görerek İspanyanın orta tarafını ve Madridi elinde bulunduran General Miaja'nın nezdine tayyare ile gitmişlerdir. Bu Ge neralin elinde 500,000 kişilik bir kuvvet vardır. Fakat bu kuvvetin, Katalonya harbini muvaffakiyetle nihayete erdirmiş olan Kuvvetlerle takviye edilecek Franko ordusuna uzun müddet mukavemet edeceği çok şüphelıdir. Bu esnada General Franko şimdiye kadar kendisine tayyare, tank, top ve tüfek ve mütehassıslar vermek, gönüllü muharibler göndermek, siyasî sahada ve bahusus Londrada 27 devletin iştirak ettiği ademi müdahale komitesinde mılliyetçılerin davasını tutmak suretile kendisine yardım eden Hitler'le Mussolini'yi Fransa ve İngilterenin yaptığı teşebbüslerden ha berdar ederek arada herhangi şekilde bir suitefehhüm hasıl olmamasına dikkat etmiş, bu maksadla Berlindeki mümessili Amiral Mogaz vasıtasile Hitler'e bir mektub göndermiştir. Alman devlet şefi İspanyol Amiralile uzunuzadıya görüş müştür. Görüşmeler, İspanyaya yakında tamamile hâkim olacak olan Franko'nun bundan sonra da Almanya ve îtalya ile beraber yürüyeceğine şüphe bırakmamıştır. Müstehcen filim gösteriyorlarmış! Ifadeleri alınan suçlular, dün Adliveve verildi Zabıta Sirkecideki (Kemalbey) sinemasında bir cürrnü meşhud yaparak makine dairesinde müstehcen bir filim bulmustur. Sinema binasmm sah bi Pertev ile, makinist Alber yakalanarak karakoia götürülmüşlerdir. Pertev verdiği ifadede demiştır ki: « Ben bu filmi, bundan bir müddet evvel, Beyoğlunda bir sinemacıdan 35 liraya aldım. Akşam sinema paydos olduktan sonra Alber ile bazı arkadaslarımız filmi hususî olarak seyretmek isted'k. Mesele bundan ibarettir.» İfadeleri alınan suçlular adliyeye verilmistir. Yeni et narkı Artık hususî menf aatlere meydan verilmiyecek Belediye, yeni et narkını vazederken toptan et piyasasmda Ziraat Işletmeleri kurumunun devlet namına nâzım rolünü oynadığını gözönünde tutarak toptan ette narkı kaldırmıştır. Bu şekil pazar gününden itibaren tatbik edilmekle beraber pazar günü mezbaha kapalı olduğundan dün bunun filî tatbikatı başlamıştır. Devlet Ziraat Işletmeleri kurumunun kestiği et, ihtiyacdan çok aşağı olduğundan kurumun nâzımlık vazifesini lâyıkile ifa edebılmesi için kesımin artınlması takarrür etmiştir. Devlet Ziraat İşletmeleri kurumunun et işile meşgul olan erkânmdan Bülen<J Usta bu hususta merkezle temasta bulunmak üzere Ankaraya gitmiştir. Aldığımız malumata göre, Devîet Ziraat İşletmeleri kurumu daha geniş mikyasta çahşarak ve kesim yaparak et pi yasasında şunun veya bunun menfaatlerine uygun bir takım hareketler yapılmasına mâni olacaktır. Kurum, bu maksadla Istanbula daimî bir şekilde kasablık hayvan getirtmek üzere teşkilât yapa cakhr. Bu hususta devlet çiftliklerinden de istifade edilecektir. Kurum et fiatlarınm daha fazla yükselmemesini temin Vf fiatlan tenzile gayret edecektir. Akdenlzde Türk korsanları Mutaassıb katolikler. din değiştirmiyen Müslümanları canlı canlı yakıyorlardı Onu at ve katır ticaretinden tekrar denıze döndüren, gemısınin parasını vermek istemiyen ve kendisine hakaret eden Prevezeli Rumla kavgaya tutuşarak onu öldürmesidir. Yanında gemisinin ikinci reisi Delı Mehmed ile birkaç yaman gemici de vardı. Ayamavrada kızakta bir tekne bularak satın aldı. Tekrar denize aç'!dı. Yolda vurgunlar vurarak Cırba adasına geldi. Bundan sonra iki kardeş beraber çahşmağa başladıiar. Tunus Emîri Hafasoğlu Muhammed ganimetin beşte biri kendisinin olmak şartile Halkulvad kalesini onlara verdi. Tunus şehrine 10 mil mesafede bulunan bu kaleye o zamanlar İspanyollar Guletta derlerdi. Şimdi Fran»ızlar, La Goulette (Lâ Gulet) diyorlar. İki kardeş 151314 kışmı burada geçirip yıkık bürcünü tamir ettiler ve küçük bir kale yaptılar. Biri 15, öteki 9 oturakh pergende denilen neviden iki küçük gemi inşasına başlıyarak burada bir tersanenin de temelini atmış oldular. Baba Orucun bütün Akdenizi sarmış olan şöhreti, oraya birçok Türk levendi toplamağa başladı. llk akırı beş gemile Sardunya sulanna yapıldı. İlk yakaladıkları gemi, gayet yürük, bir İsklavon korsan pergendesi idi. Hızır uzun müddet kovahyarak bu gemiyi yakaladı. 150 kişilik mürettebatı esir edildi. Ve gemi, Mehmed Reisin kumandasına verilerek filoya ilhak olundu. Ertesi gün, «Keşişdağı kadar» büyük bir yelkenli gemi gördüler. Yelkenlerini şışirip giden bu gemıye kahraman Deü Mehmed Reis, tekbaşına saldırdı. Ya nma yaklaştığı zaman boş olduğunu gör dü. Buğday yüklü olan büyük yelkenli nin mürettebatı, Türk korsanlarını görünce, dümeni viyaya bağlayıp filikalara atlamışlar ve Sardunya adasına kaçmışlardı. Ertesi gün brrr tüfek" demiriv diğeri bal, zeytin, peynir yüklü iki gemi daha zaptettiler ve ilk seferierinin bu ganimetlerile üslerine döndüler. Oruç Reis buŞd^yın yarısııu, o yıl kıthk çeken Tunus halkma dağıttı. Ganimetlerin beşte b;rini ve liman hakkı olan ellide birini ayırp Tunus Emirine yolladı. Arablar, «Allah mücahidleri mansur etsin» diye ba<*'rıp dua ediyorlardı ( 1 ) . IsDanyol harb gemilerile ilk çatışmaIan da 1514 baharında oldu. Oruç Reis dört semile denize çıkmıştı. Öteki gemilere Hızır, Yahya ve Deli Mehmed Reisler kumanda ediyorlardı. Tunus körfezinde dolaşırlarken Napoli'den İspanyaya giden bir İspanyol gemisi gördüler. Bu karaka denilen neviden, müteaddid top taşıyan ve içinde gemicilerden başka yüzlerce asker bulunan büyük bir harb gemisi idi. Türk korsanlarmın kendini sardığmı görünce üzerlerine top ve tüfek ateşi açarak 7080 kişiyi şelıid etti. Muharebe akşama kadar sürdü. Sıkı rüzgârın büyük yelkenliyi süriip götürmesine rağmen, Türk korsanları peşini bırakmadılar. Yelken ve kürek kuvvetile bütün gece kovaladılar. Ertesi gün top ve tüfek muharebesi tekrar başladı. Oruç ile Hızır sancaktan, Yahya ile Deli Mehmed iskeleden altı defa rampa ettiler. Altısmda da rampa halatlan kesildi. Fakat akşam yaklaşırken Hızır bir da<ha saldırdı. Ve bu defa rampa ettiği gemiye sımsıkı yapıştı. Palalannı çeken l«vendlerin korkunc bir hücumile ispanyol gemisi zaptedildi. îçindeki gemici, asker ve yolcu 'olcular arasmda iki Prens ile karıları da vardı 525 kişiden 180 kişi sağ kalmıştı. Bunlar esir edildi. Türklerin zayiatı 150 şehid ile 85 yaralı idi. Oruç Reis c'; yaralılar arasında bulunuyordu. Fakat yarasma raŞmen, Yahya Rejsle beraber r^nizde kaldı. Hızır ile Deli Mehmed bu kocaman gemiyi Guletta'ya götürdüler. Hızır, eanimetin beste birini bir alay'3 Tunus Emirine takdim etti. O da 12 hin altın baWş ile en iyi kalitesini levendl"re verdi. Bu büyük ve zengin geminin 7nh halk üzerinde çok büyük bir tesir bkrrmh. Denizde kalan Oruç Reis, Elbe adasıra doğru giderken kuvvetli bir Papa kar rgasma tesadüf etmişti. Boğaz boğaza r:r savaştan sonra bu gemıyı zaptetti. (" :minin mürettebatından yalnız olmar' ^ını öğrenince öteki arkadaşını da ya^••'amak için bir hileye başvurdu. Yakaladığı Papa kadırgasmm müret^ebcL^.nı ambarlara hapsettı ve gemıye '^.oyduğu levendlere onların elbiselerini ;iydirdi. Kendisi Yahya Reisle beraber Elbe adasının arkısına saklandı. Vaziyetten haberi olmıyan öteki gemi, kadırganın vanına geldiği zaman, Türklerin hücumuna uğradı ve kolayca zaptedildi. Oruç Reis, hareketinin 33 üncü günü bu iki ganimetle Guletta'ya db'ndü. Alpagot, «Elbe mvharebesinin inanılmaz haberi, İtalya ve İspanya limanlanna yayıldı «Baba Oruç» tan bozma olan Barbaros adı mitolojik bir anlamla sanldı. İki kardeş Oruç Barbaros ve Hızır Barbaros diye ayırd edilir oldu. Bunların forslanm bilmiyen, tanımıyan kalmadı. Barbaros adı gibi bu forslarda da birer filo kudreti vardı» diyor. Bütün yazılarını derin tetkiklere istinad ettiren Alpagotun bu sözlerine göre Hızıra verilen «Barbaros» adının, öyle iddia edildifi gibi onun sakah kırmızı olduğu için «barbrus barbe roılsse» kelimesinden alınmış olmadığı anlaşılıyor. Şükrü Bey de, «Barbaros, kızıl kıllı manasına olarak AvruDalıların bu biraderlere vermiş old'.kları lâkabdır. Bu lâkab, hiç bir sebebsiz olmayıp «Baba Oruç» un galaft olduğunda şüphe yoktur. Avrupalılar, büyük biraderine taktıkları «Baba Oruc» galatı «Barbaros» lâkabını Hızır Reise dahi vermişlerdi. Frengistan sahil memleketleri kadmlarını, çocuklannı «Babraros geliyor» diye korkuttukları mesel hükmüne girmiştir» diyor. Bununla b?'Sr r'eie /^'^?gotun kitabmda, ecpçbi mîive"1' ^1 Morgan'm Hızır Barb?ro«u d" 1 , Orucu tasvir eden aşağıdaki fıkrasında kırmızı sakaldan bahis vardır: «Görenlerin söylediklerine göre, Oruc ölümünde 44 (doğrusu 4950 dir) yaşlarında kadardı. Boyu pek uzun değilse de çok geniş yapılı ve sağlam bünyeli idi. Saçı sakah hemen kırmızı ve gözleri şimşek bakışlı idi. Burnu roman biçiminde ve yüzünün rertgi akla esmer arasmda idi. Cevval, ateşli, âlicenab, haddinden fâzlâ cesur, kararından ölünciye kadar dönmiyen, en tehlikeli işlere kendini atan, canmı malım ^akınmıyan bi? adamdı. Muharebelerin korkunc hengâmelerinden gayri zamanlarda kan dökücü olmadığı gibi maiyetinden itaatsizlik görmedikçe zalim değildi. Gerek soyu sopu, gerek askerleri kendisini son derece severler, sayarlar ve korkarlardı.» (2) Bir Fransız amirali de «Barbaros ve Anderya Dorya» adlı eserinde, kızıl sakaldan bahsediyor. Memleketlerini Ispanyollara kaptıranlardan Emir Abdurrahman, Becaye'yi tspanyollardan kurtarmak için, Oruc ve Hızır Reislere müracaat etti. Onlar, zaten Endülüs sulanna gitmeğe karar vermişlerdi. Bu teklifi kabul ettiler. 1514 mayi'inda dört gemile denize çıktılar. Bir Fransız ve bir İngiliz gemisi zaptettiler. Sonra Becaye'ye gidip Emir Abdurrahmana haber gönderdıler. Bu sırada 11 gemiden mürekkeb bir îspanyol filosunun Becaye'ye gelmekte olduğunu haber alınca demir alıp denize açıldılar. İspanyollar levendleri kovalamağa başladı. Bu takib esnasında yürük gemiler, fazla ilerlediklerinden İspanyol filosu kendi kendine birkaç parçaya ayrılmıştı. Oruç. bu fırsatı kaçırmadı; en çok yaklaşan gemilerin üzerine saldırdı. Bunlarm biri top ateşile batırıldı. Ikisi rampa ile zapledildi. Öteki sekizi muharebeye girişmeden dönüp Becaye önünde demirlediler. O da arkalarmdan gidip kale önünde demirledi. Oruc Reis, İspanvolların elinde bulunan kaleye karşı, 50 arkadaşile bizzat yaptığı keşifte, kendisini karşıhyan kale kumandanile askerlerini mağlub ederek kaleye kaçırtb. Türkler, 60 ölü bırakan îspanyolları kovalarken kaleye fazla sokuldukları için, şiddetli bir ateşle karşılandılar. Geri çekilirlerken bir zarbozan Oruc Reisin sol kolunu parçaladı. Hızır imdadlarına koşmuştu; yarahlan alıp gemilere döndü. Orucun kolunu dirseğinden kesmek mecburiyeti hasıl oldu. Kumandayı, kardeşi Hızır aldı. Endülüs sulanna giderek üç ay müddetle limanlara baskınlar yaptı, gemiler zaptetti. Hızır Reis, bu seferinde, Ispanyolların müslümanlara yaptıkları müthiş zulümleri öğrendi. Bu mutaassıb katolikler, din değiştirmiyen müslümanları canlı canh yakıyorlardı. Hızır, on binlerce müslümanı bu canavarlann elinden kurtanp Afrika kıyılarına taşıdı. ŞEHIR İSLERÎ Muhasebecilerin içtimaı Belediye muhasebecisi Muhtar, dün muhasebe şube müdürlerile tahsil ve tahakkuk memurlarını belediyede şehir meclisi salonunda toplayarak şimdiye kadar j^apılan i§ler hakkında izahat almış ve icabeden direktifleri vermiştır. Bu arada bazı tahsil şubelerinin, mıntakaları vâsi ve bundan dolayı mükelleflere uzak bulunması yüzünden, lâpkile tahsilât yapamayLşlan etrafmda görüşülmüştür. Bu kabil yerlerde tahsildar istihdamı düşünülmektedir. Bu hususta tetkikat yapıldıktan sonra bir karar verilecektir. Cihangir «okaklarının tamirine başlanıyor Şile Ömerli yolunun parke ve Cihangirdeki bir kısım sokaklann da asfalt olarak inşası dün Daimî encümen tarafından münakasaya konujarak müteahhidlerine ihale olunmuştur. Her iki tarafta da birkaç güne kadar inşaata baslanacaktır. MALİYEDE Beyoğlu Maliye dairesi inşaatı Belediye ile Maliye arasmda devam eden uzun muthabere'erden sonra Şişhane yokuşunda inşası kararlaştırılan Maliye tahsil şubesinin plânlan hazırlanmış, Nafıa Vekâletine gönderilmiştir. Bu plâna nazaran, eski Şişhane karakolu arsası üzerinde yapılacak bina oldukça büyüktür. Binaya Beyoğlu tahsil müdürlüğü, Beyoğlu malmüdürlüğü ve maaş tevzi bürosu yerleşecektir. Projenin Nafıa Vekâletince tasdikını rnüteakıb inşaat münakasaya konacaktır. Bundan sonra, Beşiktaş ve Fatih maliye binaları :hale edilecektir. Halen bu iki binanın etüdleri yapılmaktadır. Defterdarlığın Kadıkövünde insasma baslattığı bina da haziranda ikmal edilec^ktir. Nafıa Vekilinin tamimi mukavelelerile îstanbul Tramvay ve Tü Yeni meydanlarda yapılacak nel tesisatı, 1 mart tarihinden itibaren inşaatın tarzı hükumete intikal etmiş bulunacak ve teşŞehircilik mütehassısı Profeösr Prost, kilâtı kanunu ısdar edilinciye kadar iş j letme muamelâtı muvakkat bir idare va beledive fen heyetine bir rapor vererek Eminönü meydanı da dahil olduğu halsıtasile temin edilecektir. de bundan sonra acılacak meydanlarda veniden yapılacak inşaatın bu sahalarHükumetçe satın alınmış olan diğer âmme müesseseleri gibi bu iki müessese daki âbidatm tarzı mimarisine uygun nin de Vekâletimizin murakabesi altmda br şekilde olması muvafık bulunacaSıdaha mütekâmil bir şekilde idare edilme nı, şehrin güzelliği bakımmdan bunun lâzım olduğu^u bildirmiştir. sine çalışılacaktır. Ayni zamanda bu kabil işletme işlerinin eskisine nazaran daha etnniyet ve intizam tahtında tedvir edileceği hususundaki iddia ve azmimizi bir kere daha sübuta erdirmek fırsatını verecek olan ycni ve şerefli vazifenin Türk fen adamlan, memur ve müstahdemleri tarafından başanlacağına tam itimadım vardır. Nafıa başkomiseri Sürurinin başkan Ankara caddesinîn asfalta lığındaki heyet, dün de satın alınan çevrilmesi işi Tramvay ve Tünel tesisatınm tesellünı Ankara caddesinin tramvay yolunmuamelesile meşgul olmuştur. Dün şir kete aid ambarlann bir kısmile havaî dan Kapalıfırına kadar olan kısmının hatlarla Tünelin bir kısmımn tesellüm asfalt döşemesi bittiği i ç n dünden itibaren Kapalıfınndan Babıaliye inen muamelesi yapılmıştır. kısımdaki elektrik tesisatınm yer altma Nafıa Vekili Ali Çetinkaya şirkette alnmasma balşanmıştır. Yakmda bu saçalışan memurlara hitaben aşağıdaki ta hadaki su. bavagazi ve telefon gibi dimimi göndermiş ve bu tamim dün şirketin ğer tesisat ta aynı suretle yer altma alındıktan sonra bu kısfnm asfalt döşebütün memurlarına tebliğ edilmiştir: «8/2/929 dâ imzalanan satın alma Tiesı yapılacaktır. • fo • \ Yeni muhakemat müdür muavini Defterdarlık muhakemat raüdürlüŞü muavinliklerinden birine, avukat Rasim tayin edilmişt'r. Hataya sridecek olan Yahudiler kabul edilmiyor Hataydan bildir:ldığine göre, İskenderun lımanına gelen bir İtalyan vapurundaki 12 Alman Yahudisi, karaya çıkmak istemişlerdir. Grupa müsaade edilmemiştir. Bunlar. kabul edildikleri takdirde, 1000 Yahudinin daha Hataya gelmek üzere hazırlandıklarını söylemişler dir. Vali hasta Vali Lütfi Kırdar, evvelki gün Haydarpaşaya giderek Haydarpaşadan Salacığa ve Harem iskelesine kadar im«S?ldıray» geliyor tidat eden denize nazır 9athı mailin Birkaç ay evvel Almanvada denize ağaclandırılması için tetkikatta bulunindirilm:ş olan Saldıray denizaltı gemuştur. mimizin bu hafta içinde memleketimiHavanın sertliği dolayısile bu tetkize ffetirilmesi muhtemeldir. kat esnasında rahatsızlanan vali dün Bazı gazeteler, Haliçde in§a edilmekŞimdiye kadar devren aldığımız imti evinde istirahat etmiştir. te olan iki denizaltı gemimizden birinin yazlı şirketkrin personeli için her müesGÜMRÜKLERDE önümüzdeki mart ayı içinde denize insesenin hususiyetine nazaran kabul ve dirlece? ; ni vazmıslardır. Bu haber. doğtatbik edılmiş olan esaslar dahi'inde Umum müdür Londraya gitti ru değildir. İnşa edilmekte olan ilk eeTramvay ve Tünel memur ve müstah Gümrükler U. Müdürü Mahmud Ne mimiz, nisan ayı içinde merasimle dedemleri de gene idare vazifesinde ipka dim Londrada toplanacak beynelmilel indirilecekt'r. edilecek ve ayrıca bunlara kabiliyet ve turizm konferansına iştirak etmek üzeErzincanın kurtuluşunun liyakatlerine göre kıymet ve mevki veri re dün sabah şehrımize gelmiş ve akyıldönümü şam da Londraya hareket etmiştir. lecektir. Erzincan, 13 (Hususî) Erzincanın Umum müdür dün İstanbul gümrükHükumete intikal eden bu iki müesselerine gelerek bir müddet meşgul ol kurtuluşunun yıldönümü, bugün binsenin yukarıda işaret ettiğim gibi müte lerce köylünün iştirakile ve coşkun b r muştur. kâmil bir şekilde halkın hizmetinde buGümrükler umum müdürü. bu seya tezahüratla kutlulandı. Halkevi bu mülunmasını temin için bütün memur ve hatten istifade ederek muhtelif mem nasebetle köylülere bir cay ziyafeti vermüstahdemlerin daha ziyade dikkat ve leketlerin gümrüklerinde de tetkıkler di. Gece büyük fener alayı ve şenlikler gayret göstermelerıni isterım. vapıldı. de bulunacaktır. Tramvay ve Tünel müesseseleri ba dema birer devlet teşekkülü vaziyetinde olacağından bu müesseselerde vazife göreceklerin hizmetlerin ifası hususunda hertürlü mes'uliyetleri üzerlerine almış bulunduklarını kaydeyler, bütün büyük ve küçük memur ve müstahdemlere muvaffakiyetler dilerim.» [ Dün bir amele ankaz altında kaldı ı Nafıa Vekili A. ÇETİNKAYA Palto hırsızı Hasköyde Okmeydanı caddesinde 8 numaralı evde oturan eskici Elya Levi, dün saat 11 de, Nişantaşmdaki Sıhhat yurdu kapıcısı Aziz oğlu Hasanın 19 lira kıymetindeki paltosunu çalarken yakalanmıştır. Muharrem Feyzi TOĞAY Yakalanan eroîncî oturan ankaz Esadın ankaz Cu m h u r i y et Yenişehir Mirmiran sokağında 27 (Arkası var) Bayazıdda Cumhuriyet caddesinde 10 numaralı kahvenin üstünde numaralı evde oturan Vasil oğlu ParaHüseyin oğlu Esad, dün, Soğanağada Tulumba sokağında bir arsanm (1) Denizde Turkiye: Alpagot. simidisin eroin sattığı haber alınmış, yaduvarını kazarken çöküntü altında kalmış, ayağından yaralanmıştır. (2) Alpagot, bu parçayı Ali Rıza Seyflkalanmca üzerinde beş^ paket eroin bunin «Barbaros Hayreddin» adlı eserlnir ilk müdavatı yapılmıştır. Resmimiz Bayazıdda kazanın vukua geldiği 147 nci sahifesinden aldığuıı soyl'er. 1 lunmuştur. yerini göstermektedir. Abone şeraiti: I Senelik AJb aylık Üç aylık Bir aylık Nüshası 5 kuruştar. Türkive icin Haric İÇİD 1400 Kr 750 > 40(1 » 2700 1450 800 Kr. > 150 > Yoktur