CUMHURIYET 12 Şubat 1939 Yeşilayın çajn Kemancı ve genc kız Şerif Hulusi Berline gelişimin ilk günleri idi. Ben o anda kemancının, gözlerinde beliren de memleket hasretini söndürdükleri için, ıslak bir safıyetle nereye baktığını görgece gündüz gittıkleri yerlere beni de gö müşlerdir. Şef, başile bir selâm verdi, türen eş dost arasında, yabancıhk denilen dudakları sevincle büküldü, beyaz yüzü hissi duymuyordum, ve içimde yalnızlı derhal solgunlaştı. Parçanın geri kalan ğı bulamayışm sıkmtısını çekiyordum. kısmı hissedilecek bir sür'atle çahndı. İstiyordum ki, rahat olayım; yanımda Genc adam kemam piyanonun üstüne benimle meşgul olan kimse bulunmasın, koyarken, arkadaşlarına elile saadetini bizden büsbütün farklı olan bu insanları gizliyemiyen bir işarct yaptı. Masalann tanryayım. Eş dost, hâdiselerle arama arasından, daima ayni noktaya bakarak giren bir tufeylî idi. yüriiyordu. Maamafih, itiraf edeyim ki, kalabahk İleride, köşede ve pencere yanındaki yerlere, kahvelere, sinemalara ve saire masalardan birinin önünde durdu. Kenye yalnız başıma giremiyecek kadar çe aisine derin bir hayranhkla bakan evvekingen bir halim vardı. Ben caddelerde lâ annenin, sonra da genc kızın ellerini yürürken, teşhir ettikleri güzel eşyayı 5 ^ v e gösterilen sandalyeye oturdu. bilhassa kadm eşyasmı satın alıp kucak Genc kız da sarışındı. Uzaktan gözlerini lucak eve taşımak ihtirasile önlerinde sa farkedemedim; fakat, tahmin ederim atlerce durdugum mağaza vitrinlerini ^ bu mağrur adamı oraya kadar çeken seyrederken, bu alıklığıma hayret eden g o z l e r her halde mavi değildir; meselâ, ler bulunduğunu bilmiyor değildim, am bal rengi, veya hâreli olabilir, Neler koma, bu hayreti gösterenlerin üstümdeki nuş tular, adam genc kıza ne iltifatlarda tazyiklerinden müteessir olmuyordum. bulundu? Bilmiyorum. Lâkin, kısa bir Fakat, kalabahk bir yere girince, sanı konuşmadan sonra, şef masadan ayrıldı. yordum ki, garsonundan müşterisine ka Yüzünde biraz evvel kendisini ana ve dar herkes, sahneye çtkması sabırsızlıkla ı m n y a m n a sürükliyen sevinc ve saadet beklenen bir palyaço imişim gibi, ayak a]âmen yoktu. Mağrur başını öne eğkabımdan boyunbağıma, hatta saçları m j ş t ; t belki güzel gözleri de bulanmistı. muı taranışma vanncıya kadar herşeyimArkadaşlannm yanma gelince, pek de gülünc bir hususiyet aramaktadır. Bu f a z ı a konuşmadı. Teessür ifade eden işdiişünce ile derhal yüzüm kızarıyor, el m ; z a z l a r l a bir iki cümle söyledi. Sonra, lerim titriyor, netice, içeri giremiyorum. birbiri ardından piyano refakatile bir iki Baktım olacak gibi değil, bana sıkıntı p a r ç a ç a id, Hassas bir kulak melodilervermelerine rağmen, eş •dostla böylece aeki dalgınlık ifadesini derhal seçebilirkalabahk bir yere, müzikli bir kahveye j | Q e n c a d a m gözünü köşede ve pengitmeğe çarnaçar razı oldum. hiç ayırmadı. c e r e y a n ındaki masadan Kurfürstendamm'daki Trumpf Şi mc Ji ı sevinemiyordu, dudakları sevinckahvesine gidelim! dediler. Karar ver ] e bükülemiyordu. Başımı çevirdim, bakdık. Berlinin bu mıntakası Istanbulun U m G ç n c b z ö k s ü r ü y o r d U j a ğ z ı n ı bir Beyoğlusu gibıymış, meselâ bu kahve de m e n c J l i l e k a p a m ı ş t ı . Annesi çocuğunun Petrograd'a şımdıkı Ankara pastanesı a m ^ n yücudünü dinlendirmek istermiş ne tekabül edermiş. ^ s ı r t ı m okŞuyordu. Öksürüğün arkaGittik. Kahvenin kapısmdan içen gı j k e s i l i n c C ) i k i s i d t a y a ğ a kalkt.lar, martnce, yüzüm kızarmadı, hislerımde bir • 'ı v .... , uı ı u ı J Daltolanmızı g j s a l a r a r a «ndan agır agır yuruyerekDış n ı eldi. geçacay^hk bulmad.m. Paltolanmız, gard çıkta^ d e r h a , ^ D Gardrobda roba verdik, orta masalardan tiler U n n a roba verdık, salondabir orta matbu Ber rgenc aadam,z elbisesini düzelten genc .kıza . . birine oturduk. Bize nevi masalardan | V h ] r B i d e ^ ^ hn. sehrı rehperliğini yapa narkadasımız, Lbırşeyler soyluyordu. v ıl d d , .. ,.. d•, Y j j . ,. ,. . . ,. ,, . Yanlannda duran oturur oturmaz, ıçkı hstesını ehne aldı, • i •j • •• <• M• J ı ve oelen garsona iki bira, bir kahve ıs ananm gozlerınden ın bır ıkı damla yaş marladı. döküldü. İki keman, bir viyolonsel, ve bir piyaBize Berlinin matbu rehperliğini yanodan mürekkeb küçük bir salon orkes pan arkadaşımızm kulağına eğilerek:kıza Bu adam. bu güzel ve solgun trası aşina olduğum bir parçayı çalıyor n e I du, Orkestra şefi makamında olan bi« "latıyor, annesmm gözleri neden • • ' i IİM '11' ;^.^,^!i. yaşardı? sordum. Lvvela, bunu da diye rinci• keman hareketlerile, ve" sempatiK J"* •oluşile derhal nazarı dikkatimi celbetti. Berlin şehrinin plânına dahıl. meselâ bir Sarışındı; gözleri. rengini şimarTheml* , c a d d e ^ müessese gıbı derhal ve ketlerinden ziyade, cenub memlekeÜeri k o l a y c a ta»f edıverecek sandım. rakat, semasmm parlak ve lâciverde çalar ma ^ e o l m a d l Konuşmalarına kulak kavisinden alrnışb sanırsınız. o kadar tat b a r t b S o n r a h a f l f v e ü r k e k b ı r s e s l e : hydı. Kim bilir, kaçıncı defa tekrarla Demin çalınan son iki parçadan dığı bu parçayı çalarken, san'atın derunî evvelki, dedi, genc kıza, ölen nişanlısım hazzile meşgul olacak yerde, gözleri genc hatırlatıyormuş. Şef, kendini affettirmek ihtiyar bu insan kalabalığı üzerinde dola için, kızın göniünü almağa çalışıyor. şıyor, bazan bir noktaya takılıyor, sonra P e k i . niçin annesinin gözleri yaşlı? gene dolaşıyor, bazan yorulup tekrar Bilmem! kendi içine kapanıyordu. Fakat, anlatılBen, kendi kendime: ması güç olmakla beraber, daha ilk ba Kızının, yaşıyan güzel bir erkışta anlaşıhyor ki, sanşm ve lâciverde kek karşısına, ölen bir insanın hatırasile çalar mavi gözlü şef, kemanmı ve san çıkışından belki azab duyuyor! diye düatını, bu kalabahk içinde, ne türlü olur şündüm. Her halde, istiyor ki, lcızı bu sa olsun değil, bilhassa güzelliğini hâdise adamda kaybettiği hayat neş'esini bulyapmak için vasrta olarak kullanıyor. sun. SaintSaens'in Kuğukuşu adlı bir parGenc kızm gözleri bal renkli idi, ve çasında, tevekkülün canlı bir şiiri olan bu hasta idi. Delikanlı, kendisine uzanar eli, hayvanm derunî sükununu anlatan me sevgilisine sıhhat ve hayat neş'esi aşılalodi, bir yerinde, sonu gelmiyecekmiş mak âıtirasiîe öptü. O günden sonra, bu gibi bir tathlıkla uzadı, sonra yavaş ya kahveye sık sık gittim. Fakat, sarı saçlı, vaş söndü. Konuşmadan baş alamıyan gözleri bal renkli, solgun benizli genc kıdinleyiciler arasında bu inceliği sezenler, zı hic eÖremedim. . . . . 1 * 1 . Yeşilay ve Gencliği senelik çaylannı 18 şubat 939 cumartesi günü saat 15 ten 20 ye kadar Tepebaşı Garden sakmla rında verecektır. Mevsimin en güzel eğlencesini teşkil edecek olan bu çay Yeşilay ailesinin ve Yeşilay ülküsünü se venlerin bir arada toplarup hoş bir vakit geçirmelerini temin edeceği gibi ayni zamanda içkisiz eğlencenin çok nezih olacağını da tebarüz ettirecektir. Bil hassa bu bakımdan cemiyet çok itinalı davranmaktadır. Garden varyete heyetinin de işt raki temin edilmiştir. Yeşilay ve Yeşilay Gencler Birliği umumî kâtibliğinden: Senelik çavımız 18 subat 939 cumar tesi günü saat 15 ten 20 ye kadar Tepebaşı Garden salonlannda verilecektir. Üyelerimiz ve ülkümüzü sevenlerin kendileri ve aileleri için davetiyelerini CaSalo&lu Çocuk Esirgeme kurumu binasmda ikînci kattaki odamızdan her gün saat 14 le 17 arası almalarını rıca ederiz. Glorya Svvanson Pariste Artist: «Sinemaya tamamile veda ettim, sanayi işlerile uğraşmaktayım ve hayatımı çocuklarıma, kocama hasretmekteyim» diyor Paristen yazılıyor: Sessiz filmlerin en parlak yıldızlarından Glorya Svvanson bu hafta içinde Parise geldi. Birkaç sesli film çevirmeği tecrübe edip muvaffakiyet kazanamadığını gördükten sonra beyaz perdeye kat'î surette veda etmiş olan artist halihazırdaki faal yıldızlardan olmamasına rağmen biz gazeteciler kendisini bularak görüşmeği ihmal etmedik. Çünkü senelerce bütün dünya sinema seyircilerinin ve genclerinin kalbinde bediî heyecanlar yaratmıs olan Glorya, onlar için hâlâ enteresan bir şahsiyet olmaktan çıkmış değildir. Bizi fevkalâde güler yüzle kabul eden sabık artist: Sizlerle görüştüğüm için çok bahtiyarım, dedi, fakat ben artık bir sinema yıldızı değilim. Holivudu çoktan terketGlorya Swanson tim. Nevyork'ta oturuyor ve sanayi işletün dünyanın dikkatini üzerine çekmiş bir rile meşgul oluyorum. Paris« de işlerim şahsiyetti. Hususile izdivaclanna aid deiçin geldim. dikodular herkesi işgal ediyordu. Önce O, cümlesini bitirir bitirmez hepimi Wallace Beery'nin kansı olmuştu. Onzin ağzından birlikte şu sual çıktı: dan maada iki koca daha değiştirdi. Bu Bir gün gelip tekrar eski mesleği günkü zevci dördüncüdür. Çok evlenip nize dönmenizin hiç mi imkânı yok? boşanan artistler o zaman bugünkü kaGlorya bakışlannı derinleştirerek cevab dar fazla olmadığı için zavallı Glorya verdi: bütün dedikoduculara mühim bir mevzu Hayır, hiç imtânı yok... O za teşkil etmişti. Hatta bir Amerikan mimanlar ancak bende tatlı birer hatıra halinde kaldı. Şimdi sanayi işlerinden zah gazetesi şu şekilde gayet nükteli bir haber neşretmişti: başka hiç birşeyle meşgul olmuyor ve hu«Glorya Swanson'un eski kocalan bir susî hayatımı kocamla çocuklarıma haskulüb teşkil etmeğe karar vermişler ve bu rediyorum. Niçin bilmiyorum, hepimiz müthiş bir hususta lâzım gelen müsaadeyi almak nkisan hayal karştsında kalmış gibi mah için icabeden muameleye teşebbüs etîun ve mükedder sabık artiste veda ettik mişlerdir.» O ateşin kadmm böyle bir iş adamı ve yeis içinde otelden çıktık. Glorya vaktile, sade san'atile degil, ve aile reisesi olacağını kim tahmin ederhususî hayatındaki maceralarile de bü di? Zaman, insanı nasıl değiştiriyor! SiNEMA Osmanlı Bankası %3 faizli 1903 ihraclı Mısır Kredi siye tahvillerinin 1 mart 1939 tarihinde yapılacak itfa keşidesinde başabaş tediyesi tehlikesine karşı Osmanlı Bankası, Galata merkezile Yenicami ve Beyoğlu şubeleri tarafından pek iyi şartlarla sigorta edileceği, mezkur tahvilât hâmil lerinin haberi olmak üzere ilân olunur. ( ASKERLÎK İŞLERt " Fatih Askerlık Şubesinden: 1 Bu yıl ask«rlik çağma giren Fatih ve Eyüb kazaları ile bu kazalara bağlı nahiyelerm 335 doğumlularının ilk yoklamalarına 6 şubat 1939 gunünden itibaren Fatih Askerlik Şubesı binasmda başlanmıştır. 2 Her gun saat 9 dan ögle 12 ye kadar bu doğumluların yoklamaları yapılacak ve 15 Mart 1939 çarşamba günü öğkye kadar devam edecektir. 3 Bu kLsa muddet içinde her mükellef şubeye müracaatla yoklamasım yaptırması ve yaptırmıyanlarm Ask«rlik kanununun 17 nci maddesi mucibince cezalandırılacağı ilân olunur. Beyoğlu Yerll Askerlik Şubesinden: Beyoğlu Yerll Askerlık Şubesinde kayıdlı r j edek kimyagerlerle yedek eczacı ve tabiblerden kimyager olanların üç gün içinde ihtisas vesikalarile Şubeye müracaatleri ilân olunur. Şubeye davet c YENİESERLER Mercan Adası ) Seyahate aid romanlarile tanmmış İngilız romancLsı Ballatyne'nin bu romanı Nurullah Ataç tarafuıdan dilimize çevrilmış ve Kanaat Kitabevi tarafından neşredilmekte olan ANKARA KÜTÜBHANESİ serisinin 17 nci numarasile çıkmıştır. Büyük Okyanusta batan ve parçalanan bir gemıden yuzerek ıssız bir Mercan Adasına iltica eden üç çocuğun hayatını anlatan bu eser aynı zamanda Okyanus adalan ve bu adalann yerlileri hakkmda etraflı malumat vermektedir. Eser son derece cazib ve meraklıdır. Tab'ma azamî itina sarfedilmiştir ve üç yüz sahifeyi tutmasına rağmen 50 kuruşa satılmaktdır. Amasya müverrihinin irtihali Kemaliye kaymakamı Cemal, teğmen Kemal, öğretmen Aliye ve Nacıye Ya sarın babalan ve binbaşı Ziya Güçerin kayınpederi, Vakıf Kayıdlar idaresi mümeyyizliğinden mütekaid Amasyalı Hüsameddin Yasar intihar etmiştir. Cenazesi bugünkü pazar günü saat 11 de Şişlide Samanyolu sokağında 93 nu maralı hanesinden kaldırılarak namazı öğleyi müteakıb Feriköy camünde kı Imdıktan sonra FerikSy kabristanına defnedilecektir. Yarım asra jrakın rnüddet hayatını memleketin irfanma, bilhassa tarihe ve Türk diline kıymetli hizmetler ifasma vakfetmiş olan mumaileyîıin cenazesinde bütün dostlarının bulunacaklannda şüphe yoktur. Kederdide ailesme tazi yetlerimizi sunanz. *** öliim Tüccardan Lutf i Tantavinın kızı Saniha Tantavi vefat etmiştir. Cenazesi bugün saat (11) buçukta Suadiyedeki köşklerinden kaldırılarak namazı Suadiye camiinde kıhndıktan sonra îçerenkövündeki kabirlerine defnedilecektir. Çok acı duyan a:lesine ve ken disini yakından ve uzaktan sevenlere Tanndan sabıdar dileriz. * * * öliim Tüccardan Müminzade Bay Mehmedin kardeşi Hacı Ahmed vefaü etmiştir. Cenazesi bugün saat (15) te Cağaloğlundaki Sağlık Yurdundan kaldırılarak namazı ikindi vaktinde Beyazıd camiinde kıhndıktan sonra Eyüb deki aile makberesine defnedilecektir. Mevlâ rahmet eyliye. HALK OPERETt bugün 16 da akşam 9 da Eski Hamam Eski Tas operet 3 perde c ÖLÜM Kira Kiralina Pnnit İstirati'nin dilimize çevrilmlş ilk romanıdır. Tanınmış muharrirlerımizden Yaşar Nabl tarafmdan büyük bir muvaffakiyetle tercüme edilen bu roman, Remzi Kltabevinin çıkarmakta olduğu «DÜNYA MUHARRİRLERİNDEN TERCÜMELER SE r RİSİ> nin 30 uncu kitabı olarak intişar et> mlştir. Bütün edebiyat meraklılarma tavslye ederiz. BENDEN MES'UD KİM VAR ? Vası salonunu her seansta dolduran bu tilimde Tenor : TiTO SCHIPPA CATARINA BARATO ve MARIA JACOBINI ile beraber en güzel ve nefia Opera havalarını, Ruhnüvaz Napolitanes şarkılarını teganni ediyor. Musiki ve «arkı Dalgaları arasında bir aşk romanı ... Bugün s a a t 11 ve 1 d e tenzilfitlı m a t i n e l e r Şarkılarile musiklsi herkesin ağzında dolaşan filim r Bu hafta S ü ME R Sinemasının ŞEYHİN A Ş KI Ramon Novarro Myrna Loy Törkçe Türk musikisi Çöllerin Bedevî hayatının, haremlerin esrarlı IçyUzlerl Episkopo ve Şürekâsı Gabriel d'Annunzio'nun en güzel on bir hlkâyesinl bir araya toplayan bu eser, Cezml Tahir BERKTTN tarafmdan güzel bir türkçe ile dilimize çevrilerek Remzi Kitabevinin nesretmekte oldugu «DÜNYA MTJHARRIRLERINDEN TERCUMELER SERİSİ» nin 29 uncu kitabı olarak çıkmıştır. Edeblyat meraklılarma tavsiye ederiz. r Şehzadebaşı tiyartosunda gündüz 15 te, gece 20,30 da KARMAKARIŞIK Beşiktaş S U A D PARK LA HABANERA I sinemasında örgü ZARAH LEANDER ' BUSTER GRABBE Seanslar: 2.30 7 930 dadır. Tel 43143 Tel Yarın itibaren Aynaroz Kadısı niiiiî Alemdar DA TAKSi Görülmerriş bir muvafrakiyetle gosterilmekte olan sinemasında VE CLAUDETTE COLBERT' in emsalsiz zarafetl ve ŞEYHİN OĞLU Büyük aşk ve ihtiras Şark filmi devam ediyor. Türkçe sesli ve şarkıh Saat 11 den itibaren devamlı matineler KadıköylUler Karşıyakalılar! Bir daha ayaklarınıza böyle bir eserler eseri gelmıyecektir. GARY COOPER'in SARAY Sinemosına SEKİZİNCİ koştunıyor. ve Fraıısızca Sözlü Büyük ve güzel komedı filmı candan alkışlanıyor, Deha ve şıklığı . bu hafta bütün Istanbul halkvnı ilâvetenııaveten. Baş rollerde: Rudolf Valantino ö yü kVc aImak Bankil m i B suslu ve a k H 7 / nürma f p a r m a lKllil p^cııc CaSUS § 2 büyük rilim birden •^•^•••^•••IHHH Bugün saat 11 ve 1 de tenzflfitlı matine ••••••••••••i En çok beğenilen En büyUk rağbeti kazanan En çok sevilen ve bütün rekorları kıran şahane film MELEK Sineması açıldığı günden bugüne kadar MARKOPOLO nun Müthiş Maceraları GARY COOPER Türkiyede bütün dünyadaki gibi biricik hayran oluBan san'atkar Türk ve Çin eski tarihine aid hayret veren hâdiseler Türkçe FÜKS JURNAL : Ispanya hâdiseleri, Nıüitecilerin fecı halleri Öugün saat 11 ve 1 de teozilâtlı matneler. BÜYÜK VALS Harikalı b r muvafrakiyetle devam ediyor. : Bugün S A K A R Y A Sinemasında Bugün saat 10,45 ve 12,45 te tenzılâtlı matineler KADIKÖY GÜZELLİĞİNİ ZEVKİNİ NEFİS ve HARİKULÂDE Sahnelerini hicbir zaman unutamıyacağınız en güzel Fransız filmi VIVIA1SE ROMANCE PÎERRE AŞK BAHÇELERi A Y SU sineması Bugüne kadar memleketimizde yapılan en muvaffak Türk filmi HALEDE Asrî Sinemada OiTA PARLO VIVIANE ROMANCE ve LOUiS JOUVET tarafından RENOİR İlâveten: Çingene geceleri, renkli, danslı. şarkıh Buqün saat 11 ve 1 de tenzilfitlı matine • I MUSRHİPZfiDE CELRL i P E K sinemasında devam ediyor Bugun saat II ve 12,45te tenzilâtlı matineler. I Bugün Pazartesi akşamına kadar Matmazel Doklor VICTOR Mc LAGNEN PRESTON FORSTER tarafından 2 büyük filim birden b Karagümrük YH AHMED BEYAZ MELEK DENİZ DEVi SİMONE SİMON İstanbulda son defa Bugün gündüz 1 de, 3 te, gece 8.30 da Telefon: 21917