CUMHl tilYKT 5 Şubat 1939 İstanbulla Avrupa şehirleri arasında hava seferleri Hükumetimiz postalar için esas itibarile müsaade kararı verdi ADLiYEDE VE MAHKEMELERDE Ateş bacayı sardıktan sonra... EDİRNE MEKTUBLAR! Bugün yapılacak lik maçlan Beşiktaş Vefa maçı günün en miihitn karsılasması olacak Bugün yapılacak tnaçlar Kadıköy stadı: Feneryılmaz Davudpaşa. Saat: 13 Fenerbahçe Istanbulspor. Saat: 14,45 Trakyanın her yerinde geniş imar faaliyeti var Muhtelif kasabalarda modern Halkevleri, hükumet binaları yapılıyor ve yeni köyler kuruluyor Londrada münteşir Deyli Telgraf gazetesinin son posta ile gelen nüshasmda şu haber vardır: «Ahiren Türkiye hükumeti İstanbul ile Avrupanın diğer şehirleri arasında hava hatlarının tesisine müsaade etmek istediğini bildirmişti. Bunun üzerine Almanyanın Lufthansa ve îtalyanın A la Littoria hava şirketleri Berlinle İstanbul ve Roma Ancak ateş bacayı sardıktan sonra ile istanbul arasındaki hava yollarını iş yangının farkına vardım! letmek için müsaade almışlardır. Oldukça genc kadın böyle deyince, Ingiltere ile Türkiye arasında «açık reis, başını salladı. İşte gördünüz mü ya! Siz kendi kapı» prensipi üzerinde bir anlaşma varağzınızla da söylüyorsunuz. Demek ki, dır. Bu anlaşma mucibince, Türkiye başbaşlangıcda hiçbir şeyin farkında deka ecnebi memleketlere Türkiyeye hava ğıldmiz! Sizin için de dikkat etmiye hatlan tesisi için müsaade gösterdiği tak rek yangm çıkmasına sebeb oldu, di dirde ayni müsaadenin İngiltere tarafın yorlar! dan istenildiği zaman kendisine verilmesi Ceza mahkemesinde muhakeme edilen kadın, yangının ancak ateş bacayı icab edıyor. Halihazırda tngiltere ile Türkiye ara sardıktan sonra farkına vardığını söylemekle beraber, dikkatsizliği kabule da muntazam hava servislerinin tesisi yanaşmıyordu; dikkatsizliği ksbule yaakkmda Ingilteredeki mcs'ul ve aid naşmak şöyle dursun, yangının kendi ebulundugu makamlar tarafmdan tetkikat vinden çıktığım bile! Ateşin bacayı sardığım gördüm, o icra edilmektedir. Türkiye; Avrupa ile şark memleketleri zaman yangın çıktığ*m anladrm, lâkin baca içeriden tutuşmadı ki! arasındaki kara hava yollan üzerinde bu Ya? lunuyor. Evet, baca dışandan alevler arasınMaahaza Türkiye hükumeti Anadolu da kalrverdi! üzerinde Avrupayı yakın ve Uzakşark Nasıl olur? Çünkü, bitişik komşunun çatısı, bimemleketlerine raptedecek hava yollannın ecnebi tayyare kumpanyalan tarafın zim çatıya bitişiktir. E bacamız da tabiî çatıda! dan işletilmesine taraftar değildi. E sonra? CUMHVRÎYET Bizim tahki Yani, komşunun çatısı içeriden katımıza nazaran Alman Lufthansa şir yana yana, tam bizim bacanm yanında ketinin müracaati üzerine ve Nafıa Vekâ alev dışarıya vurdu, bizim bacayı alevletimizin ilk tetkiklerinden sonra Vekiller ler arasında görenler de, yangının bizden çıktığım sandılar! heyeti yalnız îstanbul ile Avrupa şehirle Ha a, şöyle! E peki, öyle ise, siz öyri arasında tayin olunacak bir yolu takib e olduğunu nasıl kestirebiliyorsunuz? Kadın, kirpiklerini sık sık oynatıp, etmek şartile tayyare seferleri yapılmasıîaşlarını kaldırdı: na müsaade karan vermiştir. Alman şir Ne gibi, nasıl? ketinin mümessilleri Ankaraya gelecekler Öyle ya; söylediğinize göre, siz anve hükumetimizle temas ederek esas Hze cak ateş bacayı sardıktan sonra yangırınde varılan anlaşmanın teferruaünı gö nın farkına varmış bulunuyorsunuz, Öyle değil mi? rüşeceklerdir. Kadın, mOtereddid; bir an düşünür Italyan Ala Littoria şirketi henüz hiçgibi durduktan sonra, ilk sözünde durbir müracaatte bulunmamışhr. Maamafih mağı tercihle: lstanbulla Avrupa şehirleri arasındaki Evet, dedi, öyle! Çünkü... Reis, elile işaret ederek: tayyare seferleri müsaadesi umumî mahi Şimdi, dedi, «çünkü> den evvel, yette olduğundan müracaat ettikleri takbu ciheti halledelim bir kere! Siz, andirde her ecnebi şirketin talebi tetkik edi cak ate şbacayı sardıktan sonra yangının farkına varmış bulunursanız, komlecektir. şunuzun çatısmın içeriden yana yana, alevlerin ilerilediğini ve tam bacanızın Otomobil yay demirini yanında dışarıya vurduğunu nasıl gö rürsünüz? çalmış! Reisin bu tenainıza işaret etmesî üzeSirkecide Araba iskelesinde Antalya rine, bir lâhze duraklıyan kadın, dudak ambarına aid bir arabadaki otomobil sırıp, bula bula şu cevabı buldu: yay demrini aşırdığı kaydile yakalanan Göreyim, görmiyeyim, öyle! Kemal, diin, aleyhinde meşhud suç ka Neye istinadla söylüyorsunuz bunununa göre takibat açılarak, Sultan nu? Sadece bir tabmin olarak mı? ahmed ikinci sulh ceza mahkemesine Kadın, yutkundu ve: Evet, dedi, tahmin ediyonım! gönderilmiştir. O başka! Siz... Kemal, otomobil yay demirinin araDerken, dava edilen kadın, o aralık badan yere düştüğünü, kendisinin dubulduŞu başka bir cevabı da ortaya attı. rup bakarken etraftan «tutun, tutun !> Bizden çıktığına rapor verenler, diye koşulduğunu, bunun üzerine kor başlangıcı benim kadar bile görmediler kup kaçtığını söylemiş, con, on beş met ya! Onlar nasıl hükmedivorlar, komşure kadar koştum. Yakaladılar. Guya ben muzdan cıkmavıp da bizden çıktığına? Keşif yapılmış! yayı çalmış da götürüyormuşum, sonra Keşifle nasıl belli olur bu? Hem görülünce yere atmışıın! Bu, asılsızdır» bizim ev yandı kül oldu, hem de komdemiştir. şumuzunki! İkisinden biri ortada kal Şahidler dinlenilmiş, neticede Ke saydı, belki amma bu vaziyette... mal on gün hapis cezasma mahkum ol Mahkeme, her ciheti olduğu gibi, o ciheti de gözönünde tutar, keşifte bir mustur. Tazan: VtKİ BAÜM Çeviren: HAMDÎ VABOĞLÜ Yanğını geç farkeden genc kadının iddiası Fitnat: «Ogün bizde çamaşır günü idi» diyerek saklamak istediği bazı noktaları da ayrı ayrı ve olduğu gîbi anlatıverdi noksan var mı, yok mu, araştırır. Siz, benım suallerkne cevab vererek, o gün mutfakta ne yaptığımzı şöyle bir iyice anlatınız! O gün bizde çamaşır günüydü. Ocağı yaktım. Bacamızda kurum filân yoktu. Daha yeni temizletmiştik. Ocağa fazla odun da koymamıştım. Suyu ısıtacak kadar! Zaten çamaşır da azdı. Su ısındı, leğenin başma geçtLm, bir iki çitiledim, çitilemedim, derken kapı çalındı. Gittim kapıyı açtım, bakkal çi vidle soda getirmişti. Sonra gene leğenin başına çamaşırla meşgulken, arka bahçeden komşum Nebiyenin «Fıtnat, yanıyorsun, koş!> diye seslendiğini işittim. Yüreğim ağzıma geldi heyecan dan.. Takunyeler ayağımdan fırladı, telâşla soluğu bahçede alınca, bir de bakttm ki, bizim bacadan alevler çıkıyor! Bu nofctada, reis: Hah, dedi, bakın, siz de şimdi «bizim bacadan alevler çıkıyor> dediniz! Hanl harıl anlatırken, reisin bu işareti üzerine irkilen kadın, yangın kızıllığı vurmuş gibi yanaklan al al, ta kulaklanna kadar kızardı. Fakat, çok geçmeden kendini topladı, derhal tevil yoluna saptı: Evet, dedi, bir bakışta öyle görü nüyordu, lâkin durup da dikkatle bakınca, komşunun çatısa içerisinden çı kan alevin bizim bacanın yanında dı şanya vurup da bacamıa sardığım iyice seçtim! Öyle demek! Eviniz tutuşurken öyle soğukkanlıhkla durup, aradaki farkı adeta dürbinle seçer gibi seçebildiniz, demek' Halbuki demin telâşla takun yelerin ayağınızdan fırladığını söyli yerek Kızaran kadın, gittikçe asabfleşiyordu. Parmaklannı birbirine geçirip çı tırdattı: Rica ederim, dedi, insan şaşırır tabiî! Şaşınr, lâkin gözlerile gördüğü şeyin de farkında olur elbette! Esasen ben ötedenberi çok dikkatliyimdir; hatta evde «sen de gözünden hiçbir şeyi ka çırmazsın, Fıtnat!> diye alay ederler! Sonra soğukkanlıyımdır da; öyle olur olmaz şeyler için mübalâğalı heyecana kapılmam hiç... Lâkin biraz şaşınr elbette insan! Boyuna parmaklarını çıtırdafan ka dın, şimdi hiç de soğukkanhya benze miyordu; ne dereceye kadar dikkatli oldu^una gelince... Bu aralık reis, topvekun sordu: Ocaktaki ateşe de dikkat ettiniz şu halde? Ateş, sizin ocaktan bacayı sarmadı? Hayır, komşunun çahsmdan sardı; esasen bacamızda kurum... Falan yoktu. Demin söylediniz. Bakalım, bir de şahidleri dinliyelim de onlar ne diyecekler! Yirmi beş şahid vardı; her günkü gibi başka davalara da bakılacagından, bunlann birkaç celsede, kısım kısım din lenilmesi kararlaştınldı. Müsaade eder misiniz? Buyurun! Ben, bu şahidlerden coğunun sözlerini kabul etmem; çünkü... «Çünkü» den evvel, şahidleri dinlivelim bir kere! Bakalım onlar ne di' garib fikirler besliyordu. Evelin'in de, tıpkı Pearl gibi ve Marion gibi, ayni süslü ve şık eşyayı kuMandığmı görünce, bir endişeden kurtulmuş gibi sevinc ve rahathk duydu. Frank diz çökmüş, onun ayakkablarraı çıkarmağa çalışıyordu. Sana yardım edebilir miyim? diye sordu. Hayır. Hayır mı? Hayır, rica ederim bırak. Franik, bir saniye düşündü. insan, bazı defa, kadmın her arzusunu yerme getirme'kl*, bazan da arzularına tarşı gelmekle işi berbad edebilird4. Evelin'in yüzüne baktı. Gözleri dalgın, mavi zannettiğinden daha açıfe mavi, fakat endişeli idi. Aşık kemiğine «eri bir buse kondurcîu ve ayağa kalktı. Esasen, herşeyden gnıa getirmiş şu devirde, kacîın karşısında cîiz çökmüş bir erkek, gülünc bir manızara arzeder. Egildi, Evelin'in tulağma yava? s«sle: Çabük ol sevgîlim, dedi, öğle yemeğı vaktini geçirmiyelim. Evelin, onun elini yakaladı, avcunu öptü, sonra, oraya sanki bir para koy Taksim stadı: Galatasaray Hilâl. Saat: 14. Şeref stadı: Beykoz Topkapı: Saat: 13. Beşiktaş Vefa. Saat: 14.45. Bugün her üç sahada da lık maçlan* na devam edılecektir. Haftanın en mühim maçı Şeref sta dında yapılacak olan Beşıktaş Vefa karşılaşmasıdır. Bu maçta Universiteden ayrüdıklarından Vefa takımmda yer alacak olan Muhteşem ve Sulhinin de oynaması, yeşil beyazlıların hem kuvvei maneviyelerine büyük bir tesir yapacak, hem de takım esaslı surette takviye edılmiş bulunacakör. Beşiktaşhlar bu maçta çok müteyakkız ve müspet bir oyun çıkardıklan takdirde galibiyete ulaşabileceklerdir. Ufak bir ihmal, kuvvetli ve enerjik hasmın lehine olabilir. Siyah beyazlılar bu son maçlannı kazanmak için çok çahşacaklardır. Esas oyunlarını çıkarabildikleri takdirde gali biyet onlara çok yakın olacaktır. Şeref stadının ilk maçı Beykoz Topkapı karşılaşmasıdır. Bu maçın Beykoz lehine neticelenmesi ihtimali çok kuvvetlidir. Taksim stadmda, Galatasaray Hilâl karsılasması vardır. Son maçlarında esaslı surette kendilerini toplıyan san kırmızılılarm bu maçı kazanmamalanna hiçbir sebeb yok gibidir. Fener stadında, Fenerbahçe tstanbulspor maçı yapılacaktır. Istanbulspor lular kuvvetli rakibleri karşısmda mağlubiyeti evvelden kabul etmiş bir vaziyette çıkacaklardır. Netice de muhakkak ki Fenerbahçe lehine olacaktır. Trakyanın muhtelif yerlerinde yapılan asayiş karakollanndan biri Edirne (Hususî) Trakyada imar işleri devam etmektedir. Babaeskinin Halkevi binası çatısına kadar getiril miştir. Asfalt yol üzerinde kurulmakta olan bu kültür kaynağı üç aya kadar ikmal edilecektir. Babaeski gibi Çorlu ve Lüleburgazda da gene asfalt üzerinde Halkevi binalannm kurulması ka rarlaştınlmış ve Çorlu, plânlarını dahi bitirmiş ve kabul ettirmiştir. Bugün lerde münakasaya çıkaracaktır. Kırklarelinde yeni bir Halkevinin inşasına devam edilmektedir. Hükumet konağmın ilk tahsisatı gelmiş ve keşifleri Nafıa Vekâletine gönderilmiştir. Tahsisatla birlikte münakasaya konulacaktır. Garaj ve hususî muhasebe dairesinin inşaatı da epey ilerilemiştir. Aygır deposunun inşası da bu yılın proğramı içindedir. Kırklarelinde olduğu gibi Uzunköp rüde de mükemmel bir tütün deposu yaptıran İnhisarlar Vekâleti, şimdi de Uzunköprü istasyonunda gümrük ve inhisarlar dairesile memur evleri inşasma hazırlanmaktadır. Arsalan bu hafta satm ahnmıştır. Dığer taraftan gene bu sene içinde Kapıkule ve Uzunköprü istasyonunda kıymetli binalar kurula caktır. Bunlarm da emirleri gelmiştir. Uzunköprüde iki senedenberi inşa edilmekte olan hükumet konağı dağınık olan bütün daireleri içinde toplıyacaktır. Kasabanın en güzel yerinde kurulan bu bina, çatı kısmına gelmiştir ve hazirana kadar bitmiş olacaktır. Bu binaya 50,000 liradan fazla para sarfedilmektedir. Malkara, Yerrice, Gelibolu hükumet konaklannm paralan da gelmiş ve işe başlanmıştır. Bu sene Ezine, Lâpseki, Hayrabolu hükumet konaklan çok harab ve ahşab binalar olduğu için bunlann yenilen meleri de bekleniyor. Diğer taraftan Çorluda Vakıflar Umum müdürlüğü tarafından tam asfalt üzerinde apartıman tarzında güzel binaların yaptmlması da kararlaştınlmıştır. Bunlann plânlan hazırlanmış ve emirleri dahi gelmiştir. Aynca asfalt yol üzerinde dört tane asayiş karakolu yaptırılmi|tır. Şimdi dfl bunlann park, fidanlık ve bahçeleri ha^ zırlanıyor. Gene asfalt yol üzerinde MarmaracıS ve Uîaş namında 250 şer evli iki göç • men köyü kurulrrraştur. Bunîann nok sanlan tamamlanmaktadır. Asfalt üzerinde Bedre çiftliğini satm alan yerlî köylüler de Kırklareli Valisinin verdiği plân dahüinde yeni tipte 80 evli bir köy kurmaktadırlar. Şimdiye kadar 20 evl bitmiş olan bu köy, ilkbaharda tamamlanacaktır. îmar sahasında Keşan da diğer kazalardan geri kalmıyacak tarzda çalışmaktadır. Kasabanın bütün mahallelerinde bir yenilik ve inşaat manzarasl göze çarpmaictadır. Meydan ve parK yeri, san'atkâr çarşılan hep yeni tipte vapılmaktadır. Orada güzel bir Ziraaf Bankası ve kumandanlık dairesi de yapılmıştır. Elektriği müteahhide ihale edilmis olan Keşanda büvük bir aşım duraŞı da başlamak üzeredir. Edirneye gelince; tarihîn ve tabiatia gür ve şen yarattığı ve uzun asırlar devletin kültür merkezliğini de yaptığı bu güzel şehir, çok hicran görmüş ve bün» vesi yaralanmışsa da yakında kendini toplıyarak gene bir refah ve ferah merkezi olacağında şüphe yoktur. İki sene evvel demiryolunun devlel eline geçmesi, beton asfalt yolun iki se» neye kadar tamamlanmak şartile inşa« atın devam edegelmesi ve ordumuzuH Edirneye girmesi, şehrin ve halkm yüzünü güldürmüştür. Edirne halkı, bom sesile j r atar, trampet sesile uyanrr. Yüa yıllarca bu hayatı yaşıyan Edirne halkı ayni havata tekrar kavuşmuştur. Şehir haritası ve inkişaf plânı hazırlanmıştır. Profesör Eğli'nin elinden çıkan bu plânın 1/5000 mikyaslısı bugünlerde bekleniyor. 1/2000 mikyaslısı da iki aya kadar bitecektir. Diğer taraftan şimdiye kadar plânsızlık yüzünden geciken İnhisarlar ve Posta, Telgraf Başmüdürlükleri, Ziraat ve İş Bankalan birbiri ardmca yapılacaktır. Aşağıya indikleri zaman, otel sfahibesinin uzaftığı bir telgraf, onlan bir an durdurdu. Telgraf, Londra'dan, Pearl* den geliyordu. Metni aynen şöyle idi< «Haydud seni görmek için sabırsızhktan ölüyor». Frank, ayakta, telgrafı elir»" de tutuyor: «Bu haydud da kim?..» diye düşünüyordu. Sonra, birdenbire, bu* nun, yeni köpek olduğunu keşfetti. Gay* rühtiyarî gülümsedi. Evelin yanıbaşmda duruyor, ciddî bakışlarla onu seyrediyordu. Frank: îşe aid bir telgraf, dedi. Kadmlar seni çok şunartıyorlar. Evelin'in bu anî ve umulmadık cevabı, Frank'ı hayret içmde bırakmiftı. Bu kadın, Berlinde iken daha ihalim, daha ince ve zarifti. Dudaklanndaki kırmızı, onun yalnu çehresini değil, heyeti umumiyesini daha sert, daha keskin yapmışh. Kısikaodın mı? diye sordu. Evelin cevab vermedi. Frank, telgraf kâğıd sepetine attı. Her kibar Amerikalı gibi, o da, kendi vatandaşlannm devam etmediği iy* bir Idkanta tanımakla öğünürdü. * İÂrkast var) Balkan oyunları Onuncu Balkan oyunları teşrinievvelAskerî Liselerden Kuleli, Maltepe, de Aü'nada yapılacaktır. Yunanhlar Deniz Harb Okulu ve lisesi bayramda Balkan oyunlannın onuncu yıldönümü futbol ve hendbol müsabakalan yapmak münasebetile fevkalâde hazırlıklara baş üzere Bursada toplanmışlardır. lamışlardır. Deniz Lisesi, Kuleli ve Maltepe îstanJoe Louis'in yeni rakibi bulda yaptıklan müsabakalarda ayni puDetroit 4 (a.a.) Toni Gabento, vanı kazanmış olmalan dolayısile tekrar boksör Bra\vn'ı dördüncü ravundda na karşılaşmak üzere Bursaya gitmişlerdi. kavt etmek suretile mağlub etmiştir. Toni Kuleli takımı güzel ve muvaffakiyetli Gabento, yakında şampiyonluk için Joe oyunlardan sonra Deniz lisesi ve Bursa Louis ile karşılaşacaktır. Bu galibıyet, takımlarını mağlub etmiştir. Kuleli takımı Toni Gabento'nun hasmini nakavt etmek Deniz Harb okulu ve lisesini 62, Bursa suretile kazanmış olduğu dördüncü gali lisesini ise 61 gibi büyük sayı farklarile biyettir. Gabento, maçtan evvel kendisini mağlub etmiştir. selâmlamak üzere ringe çıkmış olan Joe Hendbol müsabakalan, futbola naza Louis'nin elini sıkmaktan imtina etmiştir. ran çok sert ve favullü oynanmıştır. Maltepe ile Bursa lisesi arasındaki müyecekler! Aceleye lüzum yok! sabaka çok serbest cereyan etmiştir. As Buna rağmen, dava edilen oldukça kerî liseler arasındaki boks ve güreş mügenc kadın, o kadar aceleci davrandı ki; sabakalan martın ilk haftasında Istanbulsalonda gider ayak «çünkü» sünü ta da yapılacaktır. Müsabakalar sonunda en mamladı: çok puvan alan liseye Askerî lisesi spor Kabul etmem, çünkü ne diyecekleri bence besbelli bir şey! Çoğu bana birinciliği müfettişlik kupası verilecektir. Şimdiye kadar yapılan müsabakalarda garez konu komşudur; bu yangın davasmda ağız birliği ederek beni yakmak Kuleli lisesi 19, Maltepe lisesi 13, Deistiyecekler! niz Harb okulu ve lisesi 12, Bursa lisesi M. SELM ise 9 puvan almışlardır. muş gibi, parmaklarmı kıvırarak örttü. Frank'm eh'nin sinirlerinJe, odasından Marion'a telefon ettiği zaman, o busenin garib harareti, hâlâ devam ediyordu. Artık Evelin geldiği için, o akşam Marion'dan yakayı sıyırmalc lâzımdı. Son dakikada, evdeki bulgurdan olmak korkırsile, Marion'a henüz birşey soVlememişti. Marion'un sesini telefonda beklerken, içinde bir üziintü vardı. Bir lâhza «pek doğru bir hareket değil bu» diye diişündü. Fakat, bu düşüncenin Marion'a mı, yoksa Evelin'e mi aid olduğunu tayinde kendisi de mütereddiddi. Bir saniye sonra, Marion'un telâşlı sesi telefonda aksetti: AIlo! Allo! Sen misin dci? Seni öyle göreceğim geldi ki! Flora akşam yemeği için ne hazırlıüdar yapıyor bil&en... Franik yutkundu. Marion ona böyle ştmarık isimler verdikçe daima tüyleri ürperirdi. Sevgilim, dedi, fena bir bavadis var. * Marion, korku ile haykırdı: Aman, deme! Pek mi fena? Korkulacak birşey değil. Karım geldi. Seni bu akşam göremiyeceğim, yann sabah da gidiyoruz... Sana vedalaşacak vaktim bile ydk... Marion derhal cevab vermedi. Maamafih, hâdiseyi soğuklkanlılıkla karşıladı. Neş'eli bir sesle: Kim bilir, karmm geldiğinden dolayı nekadar memnun olmuşsundur, dedi. Vapurun ne zaman hareket ediyor? Paristen kaç trenile gidiyorsun? Avrupaya n€ zaman avdet edeceksin? Geleceğin zaman bana telgraf çek. Frank, bir iki teşekkür ikelimesi mırıldandı. Acelesi vardı. T a m muhaverenin yansında banyo odasmın kapısı açılmış, Evelin çıkmış, hayretle ona baka kalmışh. Frank susbu ve Marian gevezeliğe devam etti: Allaha ısmaradlk cicim; teşekkür ederim. îyi eğlen. Allah selâmet versin. Frank, dinlemiyordu bile. Bütün varhğile Evelin'e teveccüh etanişti. Şimdi, Evelin, ona değişmiş görünüyordu. Eskisinden daha güzel, daha parlak yüzlü idi. Onu öperken, dudaklannda, ruj tadı buldu. Bu, o Berlinli kadında, ilTt defa gördüğü yepyeni birşeydi. Elinden tutup yürüteret: Haydi, dedi, yemek vakti geldi. Askerî liseler şampiyonası Frank, Evelin'i orada bırakıp odanın öte tarafma gitti. Storlar yarı kapalıydı. Bu da otel sahibesmin diğer bir münasebetsızlıği ıdı. Perde ile örtülü bir kapıyı açarak: Maalesef, dedi, ikimiz için bir tek banyo odası var. Bu Fransız otelleri pek noksan şeyler. Benim odam öte tarafta. Oksürdü, ilâve etti: Bizi evli biliyorlar. Eveün, istihfafa benzer bir bakışla: Sahi mi? diye sordu. Halbuki sen evli adama hiç benzemiyorsun. Niçin? Nerem benzemiyor? T a m o anda, Evelin'in, kendisini bekâr zannettiğini vazıhan anladı. Kansındajı o zamana kadar bahsetmeyişi sırf bir tesadüften ıbaretti. Bir saniye tereddüd etti. Fakat, Evelin'e, Pearl'den bahsetmenin sırası değildi. Hem bu cihet Dnu alâkadar etmezdi, kat'iyy&n alâka dar etmezdi. Banyo odasma geçti, sıcak su musluğunu açtı. Her halde bir banyo yapmak istersin değil mi? diye sordu. Eveün, teklifi meminuniyetle karşıladı. Frank, onun küçük valizini açtı, eşvasını banyo odasma götürdSi. Şimdl Evelin'in diş ilâcı, kendi diş ilâanm y * nında duruyordu. Kendi süngeri, oron? süngerile yanyana idi. Evelin, eşyalannın bu komfuluğunu, garib bir duygu ile gördîi. Frant o anıda, aralarmdald mahremiyetin daha ziyadeleştiğini hisseder gflji oldu. Evelin'i, banyodan yatak odasıma, sonra gene banyo odasma kadar takib etti. Valizden, Ikoyu renkli dantellerle süslü, ince ve beyaz bir gecelik gömleği çıktı, yatağın üstüne serildi. Frank'm yiizaimde, müteha>ryir ve memnun bir tebessilm belirdi. Alman kadınlarmın çamaşırları hakkında, için için