Dun y?pılan Istanbul lik şampiyonası maçlarına dün Taksim, Şeref ve Kadıköy stadlarında devam edilmiştir. Haftanın en mühim maçı Taksim stadmda yapılan GalatasarayBeykoz maçı olduğu için bu maçta epeyce kalabalık olmuştur amroa eski maçlardaki kalabalıklara artık hiçbir stadda tesaduf edilememektedır. masmdan istifade eden Beykoz, ânî bir ] hücumla Galatasaray kalesine kadar indi. Kaleye çekilen hafıf bir şütü bloke edeceği yerde yumrukla karşılayan Osman, topu Beykoz muhacımlerinin önüne kadar attığı için bu hatalı kurtanş yüzünden bir gol yedi. 2 1 vaziyete giren Galatasaray süratli hücumlara başladı. Necdet, soldan gelen topa uzaktan bir sol vuruşla Galatasaraya üçüncü sayıyı hemen kazandırdı. İki taraf eksik olmasına rağmen güzel ve canlı oynuyordu. Oyunun sonlarına doğru gerilerden götürdüğü topa güzel bir vuruş yapan Necdetin yüzde yüz bir golü topun direğe vurmasile geri geldi. Oyun 3 1 Galatasarayın galibiyetile bitti. maçları ye îstanbulspor maçı İzzet Muhiddinin | lerin hatasından altıncı golü attı. 70 idaresi altmda yapıldı. îstanbulsporun hü dakikada Yaşar sıkı şütle 7 inci ve cumile başlıyan oyunda Süleymaniyeliler ban 84 üncü dakikada 8 inci Fener lerini yaptılar. Ve Fenerbahçeliler bi yava.ş yavaş hâkimiyeti ejde etüler. maç imtidadınca tek kale oynadıklan Süleymaniye s/3İ açığının yaptığı güzel akınlar arkadaşlarınm bozuk oynamaları maçtan 8 0 galib çıktılar. yüzünden bir netice vermiyordu. İkinci küme maçları Bir aralık bu hâkimiyetten kurtulan îsîkinci küme maçlanndan Kasımp tanbulsporlular sıkı hücumlara başladıOrtaköy takımlan Şeref stadında kars lar. şacaklardı. Beden Terbiyesi Umumî P Istanbulspor sağaçığınm ortaladığı todürlüğünün son kararı yüzünden Orta pu sol iç Hasan gole çevirdi. takım çıkaramadığı için Kasımpaşa r Devre iki tarafın karşılıklı hücumlarimen galib ilân edilmiştir. le 1 0 Süleymaniyenin aleyhine bitti. Ayni stadda yapılan Eyüb Gal, îkinci devre Süleymaniye takımında bir gencler arasındaki maçta Galatagen çok oyuncuların yerleri değişmişti. Bu yüzden bozuk oynamağa başlıyan Süley takımı 1 0 galib gelmiştir. Kadıköy stadında yapılan Davudpı maniye, âdeta İstanbulsporun çemberi içiAnadolu arasındaki müsabaka ise son ne girdi. îstanbulspor sağaçıkları vasıtasile ikin rar dolayısile Anadolu takım çıkaraı ci sayıyı yaptılar. Oyun sert bir şekil al dığından Davudpaşa hükmen galib i dığı için hakem iki taraftan iki oyuncu edilmiştir. Anadoluhisar Beylerbeyi arasınd çıkardı. Biraz sonra îstanbulspor müdamusabakada ise Hisar takımı 3 1 g< filerinden biri sakatlanarak sahadan çıktı. Süleymaniye oyunun sonlanna doğru gelmiştir. penaltıdan yegâne sayılarını yaptı. Pazar liki maçları Oyun 2 1 İstanbulsporun galibiyetile Taksim stadyomu tarafından tertib bitti. dilen pazar liki maçlarjna dün devam îstanbulspor bu maçta Üniversitede ta dilmiştir. Kurtuluş Arnavudköy ara; lebe, ayni zamanda memur olan üç oyun da yapılan maç sıfır sıfıra berabere 1 cuyu oynatmıştır. miştir. Pera ile Galataspor arasında Süleymaniye itiraz ettiğinden bu yüzpılan maçta ise Galataspor kendi kales den îstanbulsporun hükmen mağlub adattığı tek gol ile mağlub olmuştur. dedileceği sanılmaktadır. Fakat kat'î karan Beden Terbiyesi Umumî Müdürlü Bir Yugoslav takımı gelme ğü verecektir. istiyor Galatasaray Beykozu 31, Fenerbahçe Topkapıyı 8 C Beşiktaş Hilâli 40, I. Spor Süleymaniyeyi 21 yendile Taksim stadyomunda Galatasaray: 3 Beykoz: 1 Haftamn en mühim maçı olan Galatasaray Beykoz maçı dün Taksim stadyomunda yapıldı. Takımlar sahaya şu şekilde çıktılar: Galatasaray: Osman Lutfi, Adnan Musa, Nobar, Ekrem Necdet, Bodurî, Cetnil, Bedii, Mehmed Yılmaz. Beykoz: Kandilli Bahadır, Halid Mehmed, Mustafa, Said Turhan, Mikrob, Şahab, Galib, Kâzım. Hakem: Ahmed Adem (Kasımpaşa) Oyuna rüzgâr altına düşen Beykoz basladı. Beykozun hücumumı Galatasaray muavin hattı kesti. Kısa bir zaman içinde merkezden üstüste hücum yapan Galatasarayın tehhkeli akınları, Beykozun sertliğe başlayan müdafaası karşısında netice vermemeğe başladı. Cemilın biribiri üzerine yaptığı hücumlar, her dakika Beykoz kalesini tehdid etmekle beraber Beykozun uzun vuruşlu müdafaa sistemi bu akınları akamete uğrattı. Yavaş yavaş tazyıkı büyüten Galatasaray, Bediinin soldan ortaladığı topa yerinde bir kafa vuran Bodurî vasıtasile otuzuncu dakıkada Beykoz kalesine soktu. Galatasarayın ilk sayısını yeniden yaptığı bir hücum takib ettı. Bodurî ile Cemilin müşterek bir hücumu topu kale yakmlarında tekrar Cemile geçirdi. Her fırsatta hücum yapan Cemil Beykoz müdafaasını söke söke peşine takarak ikinci golü 33 üncü dakikada yaptı. Bu esnada topu bloke etmek için atılan kaleci Kandilli sakatlanarak oyundajı çıktı. Beykoz müdafii Halid kaleye geçti ve oyun bu sayıdan sonra daha sert bir şekil aldı. Devrenin sonlarına doğru hakem Beykozdan Kâzımı biraz sonra Galatasaraydan Adnanı sahadan çıkardı. İlk. devre Galatasarayın bariz hâkimiyeti altında geçti. İkinci devreye iki takım da çok sür'atli bir şekilde başladı. Bidayette oyun mütevazin bir şekjlde devam ederken bütün hücumları sağ tarafa geçiren Galatasaray yavaş yavaş hâkimiyeti elde etmeğe başladı. Sağdan muntazam, soldan bozuk hücumlar yapan Galatasaray sayı adedıni arttırmağa gayret ederken iki oyuncunun sert çarpışması neticesi hakem Galatasaraydan müdafaa oynayan Cemili de sahadan çıkardı. iki tarafın dokuzar kişi ile kaldığı bir sırada oyun gittikçe heyecanlı bir şekil aldı. Galatasaray müdafaasının ileri açılYazan: VİKÎ BAUM Galatasarayın 6e>koz kalesinı ; akınlardan biri Şeref stadmda Beşiktaş: 4Hilâl: 0 Şeref stadmda yapılan Beşiktaş Hilâl arasındaki maça Şazi Teczanın idaresinde başlandı. Takımlar sahaya şu şekilde çıktdarı Beşiktaş: Mehmed Ali Taci, Hüsnü Zjya, Bülend, Feyzi Eşref, Soldor, Bedii, Rıdvan, Hayari. Hilâl: Murad Akif, Muammer Zeynel, Lutfi, Salim Kemal, Mustafa, Haluk, Cevdet. Hakem: Şazi Tezcan (Güneş). Hilâl bu maçta on kişi ile oynamış ve takımın en iyi oyuncusu Hakkı maça gelmemistir. Buna mukabil cezalı olan Şeref de Beşiktaş takımmda oynamamıştır. Beşiktaşra hücumile başlıyan oyunda Hilâl birdenbire müdafaaya çekildi. Büyük bir gayret sarfederek oynayan Hilâl, Beşiktaşın soldan yaptığı bir hücumu kesemedi ve Rıdvan 14 üncü dakikada ilk sayıyı yaptı. Beşiktaş hâkim oynamasına ragmen netice alamıyordu. 33 üncü dakikada Beşiktaş firikikten Soldorun şütile ikinci golünü yaptı. Bu sayıdan biraz sonra Rıdvan Beşiktaşın üçüncü sayısını yaptı. Devrenin son dakikasında Soldor Beşiktaşın son golünü yaptı. Devre 4 0 Beşiktaşın lehine bitti. İkinci devre Beşiktaşın hâkimiyetile başladı. Beşiktaş gol adedini büyütmek için fazla gayret sarfetmesine rağmen, bir türlü netice alamıyordu. Hilâlin kuvvetli bir müdafaa oyunu tutturması maç üzerinde ciddi bir tesir yapmıs ve ikinci devrede iki taraf da sayı yapamadan oyun 4 0 Beşiktaşın galibiyetile bitmiştir. Galatasaraylılarm Beykoz kalesine attıklan bir gol Fenerbahçe: 8 Topkapî: 0 Kadıköy stadında son maç Fenerbahçe ile Topkapı arasuıda oynandı. Fenerbahçe: Hüsameddin Fazıl, Lebib Ali Rıza, Angelidis, Esad Reşad, Şaban, Yaşar, Fıkret, Niyazi..» Topkapı : Abdülkadir Hıristo, Salâhaddin Veçhi, Tahsin, Saadet Sabri, Salâhaddin, Osman, Ail, Yunus..« Hakem: Refik Osman Top. Fenerbahçeliler ilk dakikalaradn itibaren hâkimiyeti ellerine alarajc Topkapı kalesine yerleştiler. Daha bir dakika geçmemişti ki Fikret yakından ilk golü attı. Topkapılılar sıkı bir defans oyunile mukabele ediyorlar. Kalecileri birkaç güzel kurtanş yaptı. Fakat topu 18 pas çizgisinden çıkaramıyorlar. Soliç oynayan Fikret bu vaziyetten istifade ile sıkı şütlerle üst üste iki gol daha attı. 35 inci dakikada da Yaşar uzaktan sıkı bir vuruşla Fenerin dördüncü golünü yaptı. Birinci devre bu netice ile nihayetlendi. Yugoslavya şampiyonu B. S. K. f bol takımı Kurban bayramında üç n yapmak için Galatasaraya müracat miştir. Glatasaray, son karar dolayısile za düştüğünden yalnız başma kuvvetli ecnebi takımile maç yapacak halde < ğildir. Başka kulüblerle müştereken mı telit takım çıkarmak imkânı bulunursa Beden Terbiyesi Umumî Müdürlüğü izin verirse muvafakat cevabı verilecı trr. Ankara lik maçları Ankara 22 (Telefonla) Bugün maçlarına devam edildi. Ankaragü* Galatasarayı 5 1 , Demirspor Harbij yi 5 2 mağlub ettiler. Galatasaray Beykoz maçından bir görünüş îzmirde lik maçları îzmir, 22 (a.a.) Lik maçlarına gün de devam edilmiştir. İlk maç Üçc la Yamanlar arasında yapılmıştır. Birt lerile güzel anlaşan Üçok forvetleri rinci devrede beş ve ikinci devrede de kiz gol atarak marı ikiye karşı on üç sî ile kazanmışlardır. Bundan sonra Doğe sporla Alsancak karşılasmışlar ve 2 berabere kalmışlardır. Lik Oyun Beşiktaş 14 Fenerbahçe 14 Galatasaray 14 Vef, 14 Beykoz 14 Istanbulspor 14 Hilâl 14 Süleymaniye 14 Topkapı 14 maçlarında puvan vaziyeti Galib 11 11 10 7 6 3 3 2 3 Berabere 3 2 3 3 3 2 2 3 Fener stadmda İ. Spor: 2 Süleymaniye: 1 Kadıköy stadında yapılan SüleymaniÇeviren: HAMDİ VAROĞLU Mağlub 1 1 4 S 9 9 9 11 Attığı 57 60 39 26 42 21 20 13 14 Yedıği 13 10 14 23 28 41 46 37 55 Puvan 39 38 37 31 29 22 22 21 20 îkinci devrede, Topkapı yarı sahasinda oynanan top beklerin iyi oynamasile devrenin 23 üncü dakikasma kadar kaleye tekrar girmedi. Fakat bu anda Fikre tin güzel çektiği firikiki Reşad kafasile Kasımpaşa kulübünün kongres tamamladı. Fenerin beşinci golü. Hakem Kasımpasa Spor Birliği Ba^kanlığmda Topkapıdan bir oyuncuyu sahadan çıkarBirliğimizin yıllık kongresi 29/1/1939 r dı. Fenerliler sıkı hâkimiyetlerini devam zar gunü saat 10 da toplanacalından l ettiriyorlar. 65 inci dakikada Fikret bek tun üyelerin gelmeleri rica olunur. dur işareti veren bir seyrüsefer memuru gibi elini kaldırmıştı. O anda, Drost'un nazarlan, Rupp kadmın kocasmm yüzüne takılmıştı. Bu çehre, bu kırmızı ve pınltılı çehre, daha lcoyu bir kırmızıya büründü; donuk gözlerinde şiddetli bir endişe ifadesi dolaştı ve kayboldu. Drost, Yerinden sıçradı, müdafaa vekiline fıitab etti: Müvekkiliniz suçluyu daha fazla tazyik ermiyeceğiz. Bize hakikati tamamen söylesin. Böyle hareket ettiği takdirde hem kendisi, hem kocası hakkmda daha hayırh olacağmı kendisine izah ediniz. Avuicat, yüzünü ellerile kapamış, terden, saçları ıslak, başı eğik duran suçlu kadının kulağma bir iki kelime fısıldadı. Cinayet mahkemesi salonu yarıyanya dolu idi. Dinleyiciler sinirleniyorlardı. Matbuata mahsus tribünde oturan gazeteciler fısıldaşıyorlardı. Bunlardan ikisi kadmdı ve suçluya, acıyarak bakıyorlardı. Rupp kadımn, arlca arkaya iki defa sö'ylediği o «rica ederim» teözü, ihazu bulunanlar üzerinde merhamet uyandırmıştı. Kocası Rupp, yerinde dimdik ohıruyor, jüriye, daha doğrusu, jüriye dahil olup hâkime yakm bir noktada o4 ran, tek kadın azaya bakıyordu. Bu az Madam Roz Budeker isminde, kırk fc yaşlarında bir kadındı. Harbde ölmüş I albaym dul karısı olan Madam Buc keT, şimdi bir tütüncü dükkânı işletiyc du. Celsenin daha bidayetinde, mazqı Rupp, jüri heyetinin bu azasile bir tem teminine, bilerek değil de belki gayriş urî olarak çalışmağa başlamıştı. îfac verirken gözlerini hâkimden kaçmyor, kadına fhitab ediyor; bazan, mahken salonlannda, istemiyerek vufcua gelen n viden gülünc bir Ihâdise olunca, sanki gii düren kendisi imiş gibi, pürtebessüm kadına bakryordu. Drost, sıhhati haddinden fazla mi kemmel bu adama lcarşı, içinde gitgic büyüyen, hâkimlik sılatma yakışmıyaca sinsi bir sabırsızhk ve düşmanlık duym< ğa başlryordu. Rupp aleyhinde hiçbir delil bulun; mryordu. Onu antipatik yapan da zate bu idi. Drost, muhakemenin, hiçbir y< nilik getirmeden bitmekte oldugunu gc riince, enerjisinin azaldığmı hissetri. Yc rulmuştu; faakt gene kendini topladı. (Arkası var) Işıklardan, karanlıklardan geçiyorlar. Gar. Hamallar. «Biletim. Evet, lutfen bir yataık.» Evelin, o zamana kadar, şimendifer bileti almış değil. Hamala ne verileceğinı bilmiyor. Memurlara birşey sormağa cesaret edemiyor. Bereket versin ki, Marian yanmda. Marian, biraz zoraki bir neş'e ile: Çocuk başma buyruk olmağa başlıyor, diyor. Eğer müşkülâta uğrarsan bolmuş gibi garda kalıyor, Frawk'ı bulamıyor, avdet parası olmadığı için sokak ortasında bayılıyordu... Marian, biraz asabî: Tren geldi, dedi. Garın cam örtülü damı altına koca bir lokomotif girdi. Marjan, Evelin'i kompartimanına yerleştirdi. KoTnpartı manın havası boğueu idi. Bir sürü insanın nefesi bu karanbk yerin havasını ağırlaştırmıştı. Alt yatakta şişman bir kadın yatıyordu. Yanma bir başkası giren her bana telgraf çek. yolcu gibi, o da, canı srkılmış göründü. Olur. Teşekkür ederim. Paristeki adresini versen iyi eder Marian, henüz koridorda duruyordu; sordu: sm. Ne zaman avdet ediyorsun? Paristeki adresimi bilmiyorum ki! Cumartesiye. Doğruca Geltov/a Evelin, birdenbire, içine korku doldu' nu ihissetti. Frank kendisine gerçi bir gelirtm. Çarşamba: Koca Tren hareket edeceği dakikada, Madres vermişti. Fakat, heyecandan ve Saat on biri biraz ıgeçe, suçlu Rupp ü^kınlığından anlıyamamıştı. Gözünün rian orru kucakladı. Sert ve şiddetli bir kadm bir buhrana tutuldu. Öne doğru buse ile öptü. öniinde ıkorkunc bir manzara canlandı. Haydi, Allalh selâmet versîn, de düşen başmı ellerinin içine aldı, maznuın KendisinJ Parise varmış görüyorchı. sandalyesine yığıldı ve ağlamağa başlaFrank, gara gelmemişti. Yapyalnız, kay di. Kondüktör, Marian'ı vagondan dışarı ıtti. Evelin, bir müddet daha, ne yapacağını bilemeden durdu. Sonra, kompartımana girdi, yatağma tırmandı ve başucundaki lâmbayı yaktı. Paket fileleri, şişman kadmın eşyasile dolu idi. Her bavuldan bk etiket sallanıyordu. Okudu: Selma Rabinoviç, Bükreş. Tren uçuyordu. Etiketler sallanıyordu. Çivilerde asılı esvablar sallanıyordu. Selma Rabinoviç'in mantosu, lavabonun yanmda duran çorablan, Evelin in mavi şapkası, bütün bunlar, Baıllanıyor, sallanıyordu. Baş döndürüyordu. Evelin, soyunmadan lâmbayı söndürdü. Yabancı bir yatağa, çrplak cildile temastan tiksiniyordu. Gece karanlığında, trenin uğultusu daha gürültülü i>di. Tekerlekler, çelik «kırtılarile «yarm» diye bir ahenk tuturmuşlardı. Yarm.. yann.. yarm.. yarm.. yann.. yarm... Fakat, bu «yann» ı, Evelin, tahayyül etmeğe muvaffak olamıyordu. dı: Rica ederim... Arhk dayanamıyacağm... Rica ederim, diyordu. Mahkeme reisi bu hali zaten tahmin etmişri. îhtiyar kadmın otopsisi üzerinde somı gelmez, can sıkıcı izahat vermekle mesgul mütehassıslara yanm yamalak kula'k verirken, suçludan gözünü ayırmamıştı. Son nadde gelip dayaraan maznunlarm, göze çarpacak derecede sarı benizleri, moraran dudakları onum bildiği şeylerdi. Rupp kadının alnmda ter damlaları birikmişti. Şaşılacak kadar iri, kalın, uzun damlalar şakaklanndan yuvarlamyor, çenesinin altmda birikiyordu. Bir aralık, maznun sırasında, kansmdan biraz uzakta oturan Ikoca, ona şöyle bir baktı ve hemen başını öteye çevirdi. Kıpkırmızı, pürsıhhat yüzüne sevimlilik veren alâkalı ve saf bir Ibakıştı bu. Tevkifan«de geçirdiği günler onu müteessir etmişe benzemiyordu. Mükemmel sıırette tıraş olmuştu. Sırtmda bir pazar kostümü, boynımda katı yakahk vardı. Rupp Jcadm olduğu yere yığılıxken, arkasında dtıran zabıta memuru onu tutmak için ileri afalmif, genc müdafaa vekili, asaıbiyetle kadına doğru dönmüş ve